12.07.2015 Views

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

suzluğa namzet insanı da ancak bu hayat tatmin eder.Ancak bu hayatın dünyada yaşanabileceği düşüncesinekapılmak, hedefe varmak için bütün yolların meşru sayılmasınasebep olacaktır ki, bunun da istismar ve aldatmayakapı açacağı izahtan varestedir.Eski Düşünce ve MedeniyetlerBugün kimi kişilere çekici gelen akımların hemenbütünü, çok eski çağlarda yaşanmış ve tarihe karışmışöğreti, düşünce, medeniyet ve geleneklere dayanmaktadır.Hattâ cazip olmalarının bir sebebi de sık sık bunoktaya vurgu yapmalarıdır. Kimi Atlantis gibi eski medeniyetleritekrar kurmakla görevli olduklarını, 4 kimiside Amon, Babil, Mu, Maya, Eski Mısır... gibi bazılarıbirer efsane olan medeniyetlerden söz ederek o dönemdeyaşanan bazı pratiklerin ve o gün insanlığın içindebulunduğu durum gereği gelişen, gizli kadîm ilimleringünümüze taşınabileceğini söylemektedir. Oysa sözüedilen medeniyetlerin yaşandığı ortam ayniyle günümüzetaşınamayacağı gibi insanlığın ruhî, kültürel vezihnî kazanımları o günlerle kıyaslanmayacak derecedeilerlemiş ve başkalaşmıştır. Özellikle Efendimiz’in (sas)peygamberlikle görevlendirilmesinden sonra insan hayatındabirçok şey değişmiştir. Mesela din (İslâm), insanlarınmânevî ihtiyaçlarını karşılamada, semavî dinlerintamamını da ihtiva edecek şekilde, eski hiçbir öğreti,pratik, düşünce ve dine gerek olmayacak şekilde kemâleermiştir (Bak: Maide, 5/3).Değişenlerden birisi de cin ve şeytanların daha öncekullandıkları bilgi edinme yollarının Hz. Peygamber’in(sas) bi’seti ile birlikte kapanmış olmasıdır. Kulak hırsızlığıile elde edilen ve insanlara, bire bin katılarak ulaştırılanbu bilgilerin bir kısmı, net ve kesin olmamaklabirlikte, ileriye dönük tahminlerin ipuçlarını ihtivaetmekteydi. Ancak Efendimiz’le birlikte bu yol ebediyenaçılmayacak şekilde kapandı. Kur’ân-ı Kerim’de bukonu şöyle yer almaktadır: “Cinler dediler ki: “Biz göğeçıkmak istedik. Bir de ne görelim; orası sert ve kuvvetlibekçiler, şihablar, alevler, mermilerle doludur. Önceleribiz göğün bazı yerlerinde oturup dinleme merkeziedinirdik. Ama şimdi kim dinlemeye kalkışırsa, derhalkendini gözetleyip izleyen bir alevle karşılaşır” (Cin,72/8-9, Ayrıca Bak: Hicr, 15/16-18, Saffat, 37/6-10).Efendimiz’e (sas) ulaşıncaya kadar geçen eski medeniyetlerinhemen çoğunda cin ve şeytanların kırıntılarhâlinde insanlara ulaştırdığı bilgilerin, sihir vebenzeri ilimlerle geliştirilerek o günün insanını yoldançıkarma gayret ve uygulamalarının olduğu bilinmektedir.Ancak insanlık başıboş bırakılmamış ve zamanzaman peygamberler görevlendirilmiştir. Bunun ötesindesihir ve büyünün çok yaygın olduğu Babil’deHz. Süleyman (a.s) döneminde, insanları kâhin ve büyücülerinşerrinden ve aldatmalarından korumak içinbir de melekler görevlendirilmiştir. Harut ve Marutadında iki melek, büyünün dayandığı esas ve bilgilerihalka öğretmiş ve bu bilgilerin kötüye kullanılma tehlikesininde olduğunu hatırlatarak insanları uyarmışlardır(Bak: Bakara, 2/102).Günümüzde tekrar diriltilmek istenen gizli ilimlerin,peygamberlere gönderilen İlâhî mesaj değil de cin veşeytanların yalan yanlış insanların önüne koyduğu vehidayete ermeyen kişilerin tâbi olduğu bu tür bilgilerdenoluştuğu anlaşılmaktadır. Bu tür akımlarda Şeytan’asık sık vurgu yapılmasının sebebi bu olmalıdır. AslındaŞeytan, Cennette Hz. Âdem ve eşine bir anlık zelle şeklindeyaptırdığı ancak devamını başaramadığı isyan vedalaleti, bu dünyada tamamlamak üzere kolları sıvamışbulunmaktadır. Satanizm ve benzerlerinin gerisinde budüşüncenin olduğu da hesaba katılmalıdır.Hz. Musa’nın yaşadığı dönemde Amon medeniyetihâkimdi ve bu medeniyette büyücülük büyük bir roloynamaktaydı. 5 Ondan ötürü de Firavun, resmî rahiplerolan büyücüleri Hz. Musa’nın karşısına çıkarmıştı. Hz.Musa da onların anlayacağı bir dille mucizeler göstererekhidayete ermelerine vesile olmuştu. Dikkat edilirsesözü edilen akımlar tarafından Amon medeniyetine vurguyapılmakta ve tekrar diriltileceği, kurtuluşun bundaolduğu söylenmektedir. Ancak Hz. Muhammed’in (sas)bi’setinden sonra yanlış inanç ve pratikleriyle o dönemitekrar insanlığın önüne koymak mümkün olmayacağıgibi, böyle bir girişim hem insanlığın varmış olduğutekâmül seviyesini hem de zihnen ve ruhen gelişiminihesaba katmamak olacaktır.Sırat-ı Müstakim veya Doğru AdresDoğru adresin, konumuzla ilgili olan iki özelliğineأَالَ‏ بِذِ‏ كْ‏ رِ‏ اللهّٰ‏ ِ تَطْ‏ مَ‏ ئِنُّ‏ الْقُلُوبُ‏ istiyoruz. daha değinmek"İyi bilin ki gönüller ancak Allah’ı anmakla huzur bulur,tatmin olur." (Ra›d, 13/28) âyet-i kerimesi şu şekildeizah edilmektedir:"Evet, başkası ile değil ancak Allah'ın zikri ile yaniAllah'ın öğrettiği zikir ile veya Allah'ı zikretmeklekalbler mutmain olur; gönüllerin ıstırabı sükûn bulurve yatışır. Zîrâ her işin başı ve başlangıcı Allaholduğu gibi sonu da ancak Allah'a varır, O'nda sonbulur ve bütün sebep ve vesileler Allah'a dayanır. Allah,üstü, ötesi olmayan, sınırlılık ve miktardan münezzeholan en yüce olduğundan, gerek varlıkta (dışdünyada), gerek vicdanda (iç âlemde) ondan ötesiyoktur ki, fazla bir gayrete imkân ve ihtimal bulun-47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!