12.07.2015 Views

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tilerek yapılan şeyler ibadet sayılmayacakları gibi bunlarkişiye sevap da kazandırmazlar. Çünkü ibadetlerinyapılmasındaki sebep ve illet, emr-i ilâhî olduğu gibibunların neticeleri ve semereleri de ahirette görülecektir.Ancak bu hikmetlerin ibadetleri yerine getirmeyeteşvik edici yönlerinin olduğu da bir gerçektir.Anlatmaya çalıştığımız hususu Üstad BediüzzamanHazretleri şu veciz ifadeleriyle dile getirmiştir: “Ubudiyet,emr-i İlâhîye ve rıza-i İlâhîye bakar. Ubudiyetindâîsi emr-i İlâhî ve neticesi rıza-i Haktır. Semerâtı vefevâidi uhreviyedir. Fakat ille-i gaiye olmamak, hemkasten istenilmemek şartıyla, dünyaya ait faydalar vekendi kendine terettüp eden ve istenilmeyerek verilensemereler, ubudiyete münâfi olmaz. Belki zayıflar içinmüşevvik ve müreccih hükmüne geçerler. Eğer o dünyayaait faydalar ve menfaatler o ubudiyete, o virdeveya o zikre illet veya illetin bir cüz’ü olsa, o ubudiyetikısmen iptal eder. Belki o hâsiyetli virdi akîm bırakır,netice vermez.” 20Taabbudî Hükümlerin Sorgulanmasıİslâm’ın bütün hükümlerinin Müslümanların gerekdünyevî gerekse uhrevî maslahatlarını temin etmeye yönelikteşrî kılındığını ve Cenâb-ı Hakk’ın bütün emirlerindebildiğimiz/bilemediğimiz sayısız hikmetler olduğunu ifadeetmiştik. Bunları araştırıp bulmaya çalışmak, İslâm’ındaha iyi anlaşılması ve yorumlanması adına önemli birhusustur. Ancak taabbudî alana giren hükümlerin gerekçeleribilinemediğinden, bunların illet ve sebebini anlamayayönelik sorular sormayı ulema hoş karşılamamıştır.İmam Şatıbî, illet ve sebebini aklın kavrayamayacağıibadetler alanıyla ilgili konularda “neden” ve “niçin” gibisorular sormayı mekruh addetmiştir. Hayızlı kadının niyenamazlarını kaza etmeyip de orucunu kaza ettiği hakkındasoru sormayı da buna misâl vermiştir. Zîrâ bu kişi aklınınyetmeyeceği bir meseleyi sormaktadır. 21Kadınların hayız zamanında yapamadığı ibadetlerinkazasıyla ilgili olarak Buhârî, Ebu’z-Zinad’ın şöyle dediğininakleder: “Sünnetler ve hakkın çeşitli şekilleri (şer’îhükümler), çoğu kez insan aklının kavrayamayacağı şekildegelir. Müslümanların ona uymaktan başka çaresiyoktur. Meselâ hayızlı kadın orucu kaza eder de, namazıkaza etmez.” 22 Hz. Âişe de hayızlı kadının orucu kaza ettiğihâlde niçin namazı kaza etmediğini soran bir kadına;“Sen Harûra meşrepli misin? 23 Biz orucu kaza etmekleemrolunur, namazı kaza etmekle emrolunmazdık” diyerekcevap vermiştir. 24NeticeHâsılı, ibadetler yerine getirilirken, -onların ifade ettiğimânâlar ve hikmetler bilinsin veya bilinmesin- değişikmülâhazalara girilmeden sadece ubudiyet ve saf kullukdüşüncesiyle hareket edilmelidir. Allah’ın Hakîm ismininmuktezası olarak ibadetlerin bize kazandıracağı bir kısımdünyevî hikmet ve maslahatlar olsa bile, bizim kulluğumuzunhakiki sebebi emr-i İlâhî olmalıdır ve ibadetlerimizinneticesi ve semeresi de bu dünyada değil ahiretteolacaktır. İbadetler Allah emrettiği için yapıldığından vemahiyetleri tam anlaşılamadığından dolayı da, onların arkasındabir kısım sebepler bulmaya yönelik sorular tevcihetmekten kaçınmak gerekir.*Araştırmacı-Yazarycayiroglu@yeniumit.com.trDipnotlar1. Bkz. DİA, “Muamelât” ve “İbadet” maddeleri.2. İllet, hükmü gösteren veya onu gerekli kılan ya da hükmün kendisinebağlandığı zâhir, munzabıt, objektif vasıf veya gerekçedir. (Bkz., AbdülvehhabHallâf, İlmü usuli’l-fıkh, s. 71; Abdülkerim Zeydan, el-Veciz fîusuli’l-fıkh, s. 201-206)3. Şelebi, Ta’lilü’l-ahkam, Beyrut, 1981, s. 229.4. Bkz. Fethullah Gülen, Kırık Testi, s.32-33; İzz b. Abdisselam, Kavâidü’lahkâm,c. 1, s. 19.5. Mehmet Erdoğan, İslam Hukukunda Ahkamın Değişmesi, İstanbul:Marmara İlahiyat Fakültesi Yayınları, 200, s. 109.6. Süleyman Uludağ, İslam’da Emir ve Yasakların Hikmeti, Ankara: DiyanetVakfı Yayınları, 2005, s.23-24.7. Şatıbi, el-Muvafakat, trc. Mehmet Erdoğan, İstanbul: İz Yayıncılık, 2003, s.304.8. Abdullah Kahraman, İslam’da İbadetlerin Değişmezliği, s. 9, AkademiYayıncılık, İstanbul, 2002.9. “Şüphesiz Allah size ölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah’tan başkasıiçin kesilen hayvanı haram kılmıştır.” Bakara Suresi, 2/173.10. Bkz: Fethullah Gülen, Fatiha Üzerine Mülahazalar, s.170-194.11. Bediüzzaman, Mektubât, Şahdamar Yayınları, s.447.12. Kaz, horoz, hindi vb. gibi hayvanlar kurban olmazlar. Çünkü hangi hayvanlarınkurban olacağı Peygamber Efendimiz tarafından ortaya konmuştur.13. Şah Veliyullah Dehlevi, Huccetüllahi’l-baliga, c. 1., s. 387.14. Bkz., Fethullah Gülen, Ümit Burcu, “Kurban Yerine Sadaka”, s. 71-78.15. Bkz., Abdullah Kahraman, İslam’da İbadetlerin Değişmezliği, s. 11,Akademi Yayıncılı, İstanbul, 2002.16. İbn Abdişşekur, Müsellemu’s-sübut, 2/315.17. Abdülvehhâb Hallâf, İlmü usuli’l-fıkh, Daru’l-hadis, Kahire, 2002.18. Şu âyet-i kerimelerde bu husus açıkça ifade edilmiştir: “Si zi mut la ka im tihanede ce ğiz, ta ki içi niz den mücahede eden le ri, sa bır ve se bat gös te renleri or ta ya çı ka ra cak ve gösterdiğiniz yararlılıkları imtihan meydanlarındaörnek göstereceğiz.” (Muhammed Sûresi, 47/31); “Al lah, ken di si ni görmeksi zin, gı ya bın da Ken di si ni ta zim edip ha ram lar dan sa kı nan la rı meydana çı kar mak için si zi av ne vin den bir şey le imtihan edecektir” (MaideSûresi, 5/94); “Se nin ar zu la yıp da şu an da yö nel di ğin Kâ be yi kıb le yapmamı zın se be bi, sırf Pey gam be rin izin den gi den ler le on dan ay rı lıp ge ri singe ri ye dö ne cek le ri mey da na çı kar mak tır” (Bakara Suresi, 2/143).19. “Öyle de: “Şeairin faidesi, yalnız malûm mesalihtir” denilmez ve öyle bilmekhatadır. Belki o maslahatlar ise, çok hikmetlerinden bir faidesi olabilir.Meselâ biri dese: “Ezanın hikmeti, müslümanları namaza çağırmaktır;şu hâlde bir tüfenk atmak kâfidir.” Hâlbuki o divane bilmez ki, binlermaslahat-ı ezaniye içinde o bir maslahattır.” (Bediüzzaman, Mektubât,Şahdamar Yayınları, s.447)20. Bediüzzaman, Mesnevi-i Nuriye, Şahdamar Yayınları, s.157.21. Şatıbi, el-Muvafakat, trc. Mehmet Erdoğan, İstanbul: İz Yayıncılık, 2003,s. 324,22. Buhârî, Savm 41.23. Harûra, Hâricîlerin ilk defa toplandığı Kûfe yakınlarındaki bir köyün ismidir.Bundan dolayı Hz. Âişe kendisine soru soran kadına, “sen hâricîmisin” demek istemiştir. Çünkü Hâricîler bu konuda icmaya aykırı olarakhayız hâlinde bulunan bir kadının namazlarını da kaza etmesi gerektiğinisöylemişlerdir. (Aynî, Umdetü’l-kârî, c. 3, s. 207)24. Buhârî, Hayız 20.27

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!