12.07.2015 Views

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hakkı olduğunu bilmesinin veya Allah’ın kendi üzerineverdiği bir hakkı terk ve zayi ettiği şeklinde birdüşünceye sahip olmasının, mümkün olmadığını, sessizliğininve böyle bir talebinin olmamasının bu hakkıHz. Ebû Bekir’de görmüş olmasının delili olduğunuifade eder. (Te’vîlât, 2/48)Hz. Ebû Bekir’in halifeliğini onayladıklarındandolayı sahabeyi irtidatla itham ettikleri görüşleri üzerineŞîa’ya, Râfıza adı ile yönelttiği eleştiride Mâturîdî“Allah yolunda hicret edenleri, sonra da bu uğurdaöldürülenleri veya ölenleri ise Allah pek güzel bir tarzdanimetlerine mazhar edecektir. Allah elbette nimetverenlerin en iyisidir.” (Hacc, 22/58) âyetinin tefsirindecevap verir. Bu âyette Allah Tealâ’nın sahabenin cennetlikolduğu, güzel bir rızık ile rızıklandırılacakları verızasını kazanacaklarının açıkça belirtildiğini vurgulayarak,bu âyetin Râfıza’nın görüşlerini çürüttüğünübelirtir. (Te’vîlât, 3/381) Aynı şekilde “İslâm’ı ilk öncekabul eden Muhacir ve Ensar ile, iyilikle onlara uyanlarvar ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndanrazı olmuşlardır…” (Tevbe, 9/100) âyetinin, sahabenindoğru yol üzerinde olduğunu, onları her kimin zulümve haddi aşmakla itham ederse, kendisinin haddi aşacağınıve zalim olacağını, haddi aşmanın, bir şeyi haketmediği yere koymak olacağını bildirir. (Te’vîlât, 2/442)Bâtınıyye ve Râfıza’nın Hz. Peygamber’in vefatındansonra sahabenin irtidat ettiğine dair görüşlerini FetihSûresi’ndeki âyette yer alan “Muhammed Allah’ın Resülüdür.Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin,birbirlerine karşı da merhametlidir… Allah, onlargibi iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama vebüyük bir mükâfat vaad etmiştir.” (Fetih, 48/29) şeklindekiifadelerin çürüttüğünü bildirir. Ayrıca onlar içinAllah tarafından bağışlanma ve büyük bir mükâfat vaatedildiğini gösterdiğini de ifade eder. (Te’vîlât, 4/537)Hz. Ali’nin, Hz. Peygamberle aralarında kardeşlikbağı olduğu gerekçesiyle Hz. Ebû Bekir’den daha üstünolduğu şeklindeki Râfıza’nın görüşüne, “Medyenhalkına da kardeşleri Şuayb’ı gönderdik” (Hûd, 11/84)âyetinin tefsirinde cevap verir. Mâturîdî’ye göre onlarınbu görüşü doğru değildir. Çünkü peygamberlerinkendi kavimleri ile kardeş olmaları, kardeş edindiğikişiler arasında bir fazileti gerektirmediği gibi, kendikavimlerini, kâfir olsalar bile kardeş olarak niteleyebilirler.Ayrıca Hz. Peygamber’den “Eğer Rabbim dışındabir dost edinse idim, Ebû Bekir’i dost edinirdim”(Müslim, H. No: 532, 1/377-378) şeklinde bir rivayet debulunmaktadır. (Te’vîlât, 2/544)Hz. Ali’nin HilâfetiMâturîdî hilâfet konusuna doğrudan hasredilmişbir başlık bulunmayan Tevhîd kitabında Hz. Ali’nin<strong>imam</strong>eti ile ilgili doğrudan bir tartışmaya girmez. Aslındabu durumu siyasî konuların, akaid ile ilgili meselelerarasına dâhil edilmediği şeklinde yorumlamakgerekmektedir.Mâturîdî, Râfıza’nın Hz. Ali’nin imâmetine delilolarak ileri sürdüğü “Sizin dostunuz ancak Allah’tır,Rasûlü’dür, Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazkılan ve zekâtı veren mü’minlerdir.” (Mâide, 5/55) mealindekiâyetin Hz. Ali hakkında nazil olduğu şeklindekiiddialarını ele alır. Râfıza’ya göre bu âyetin nüzulsebebi şöyledir. Hz. Ali bir gün namaz kılarken rükûdayüzüğünü bir fakire tasadduk etmiştir. Bunun üzerineyukarıdaki âyet nazil olmuştur. Hz. Peygamber iseevinden çıkarken Hz. Ali’nin kendisine yüzüğünü verdiğimiskin ile karşılaşır ve ona birisinin kendisine birşey verip vermediğini sorar. O da kendisine gümüş biryüzük verildiğini söyler, Hz. Peygamber bunu kiminverdiğini sorar, o da Ali’yi işaret eder. Hz. Peygamberhangi hâlde iken verdiğini sorar, o da rükûda iken olduğunubelirtir. Bunun üzerine Hz. Peygamber tekbirgetirir, Ali’yi çağırır ve onu över. (Te’vîlât, 2/49)Mâturîdî, Ebû Cafer kanalıyla nakledilen, Hz.Ali’nin namazda iken yüzüğünü tasadduk ettiği rivayetininsahih olması durumunda, iki ihtimalin geçerliolabileceğini belirterek, bunlardan birisinin Hz.Ali’nin fazileti, diğerinin ise “amel-i yesîr”in namazıbozmayacağı olduğunu belirtir. (Te’vîlât, 2/49-50)Mâturîdî, Râfıza’nın yüzük rivayeti ile ilişkilendirdiğiâyetin, Hz. Ebû Bekir’in hilâfeti zamanında Hz.Ali’nin <strong>imam</strong>etine delil gösterilmesinin mümkün olamayacağını,Ali’nin hilâfeti kendi nefsi için görmesininde imkân dâhilinde olmadığını, çünkü Ali’den nakledilenbir rivayete göre: “Hz. Peygamber’den sonrainsanların en hayırlısı Ebû Bekir’dir” dediğini aktarır.Bu konuda Hz. Peygamber’den nakledilen bir haberde:“Eğer Ebû Bekir’i başa geçirirseniz onu dinen kavîbedenen zayıf, Ömer’i geçirirseniz onu dinen ve bedenenkavî ya da Ali’yi geçirirseniz onu hâdî, mehdîve mürşid olarak bulursunuz” buyrulduğunu belirtir.(Müsned, 1/175) Bu durumda Hz. Ali ve diğer sahabeninHz. Ebû Bekir’e mal ya da benzeri şeyleri herhangibir tartışma olmaksızın teslim ettiğini, Ali’ninhalife olacağı zaman, yardımcısı olmadığından dolayıbu talebinden vazgeçtiği şeklindeki iddiaların gereksizve temelsiz olduğunu belirtir. Hadîste belirtildiği üze-21

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!