12.07.2015 Views

Fermani ALTUN Hayrettin KARAMAN Ali Rıza UĞURLU - DEM

Fermani ALTUN Hayrettin KARAMAN Ali Rıza UĞURLU - DEM

Fermani ALTUN Hayrettin KARAMAN Ali Rıza UĞURLU - DEM

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SORUŞTURMANeden Soruşturmatürkiye farklı kimliklerin, değer, anlayış ve yaşam biçimlerinin hayat bulduğu zengin bircoğrafyadır. Böyle bir coğrafyada tarihsel, toplumsal ve kültürel kaynaklı sorunların çözümlenebilmesiiçin, sorunların aktörlerini sürece dahil etmek gerekmektedir. Alevilik gibi zorbir meselenin çözümüne katkıda bulunabilmek için ilk olarak sorunun tüm aktörlerini bu sürecedahil etmek ardından da farklılıkları ortaya koyan bir siyasi dil inşa etmek zorunudur. Bundandolayı biz dem dergi olarak Alevilik sorununun aktörlerinin bu mesele hakkındaki görüşleriniortaya koymak için bir soruşturma yapmaya karar verdik. Soruşturma sorularımız şunlardır.51. Aleviliği nasıl tanımlıyorsunuz?2. Türkiye’deki Alevilerin temel problemlerinelerdir, çözüm olarak neler yapılmalıdırveya öneriniz nedir?3. Türkiye’nin siyasi sürecinin Alevi kimliğininoluşmasındaki etkisi nedir?4. Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini,Türkiye’nin din-devlet ilişkilerindebenimsediği yapıyı göz önünde bulundurarakdinî gruplara yansıması çerçevesindedeğerlendiriniz? (tekke ve zaviyeler kanunuçerçevesinde). Hükûmetin Alevi açılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?94 <strong>DEM</strong> DERGİ | YIL 2 SAYI 6


1.2.3.4.5.Alevilik İslam’ın özüdür. Kavram itibarıyla “<strong>Ali</strong> evine bağlı”Ehl-i Beyt’e bağlı Müslüman demektir. Ehl-i Beyt’i hem Kur’anhem de Peygamberimiz tüm İslam âlemine referans olarak göstermiştir.Ehl-i Beyt evlatları ve seyitler İslam’ı tüm dünyaya yayılmasınaöncülük etmişlerdir.Türkiye’de Alevilerin temel problemi inanç ve ibadetleri ile ilgilisistemden kaynaklanan ayrımcı ve eşitsiz politikalardan kaynaklanansorunlardır. Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile Alevilikbir nevi bu güne kadar yasaklanmıştır. Çözüm olarak devletininançlar karşısında taraf olmaması Diyanet İşleri Başkanlığınınözel bir kuruluş hâline getirilerek tüm inanç kesimlerinin oranlarınispetinde temsil edilmesi herkesin inanç ve ibadetini istediğişekilde yapabilme hürriyeti ve devlet olanaklarından eşitoranda faydalanması.Türk siyasetinden de Aleviler açık şekilde dışlanmıştır ve 3. sınıfvatandaş muamelesi görmüştür. 1960 yılından sonra sol ideolojininAlevilerin kutsal değerlerini ve sorunlarla ilgili özgürlüklerinidile getirmeleri, Alevilerin solda yer alma mecburiyetindebırakmıştır. Bu bakımdan siyaset, bu güne kadar Alevi sorunlarıile ilgili hiçbir çözüm üretmemiş sadece kullanmıştır.İnanan insanların inanç kriterine esas olan doğru inanmasıdır.İbadet ve hizmetlerdeki tercihler şahsi kutsal haklarıdır. Nedevletin ne de başkasının inanç tercih ve mekânı ile ilgili şablonkoyması en büyük günahtır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(sav.) ibadet nerde yapılır diye kendilerine sorulduğunda“Yer ve gök kubbenin her tarafı ibadethanedir. İstediğiniz yerdeistediğiniz şekilde ibadet yapabilirsiniz.” buyurmuşlardır. Dindeesas olan ibadetlerin içeriğini dolduran sevgi, muhabbet, hakhukuk, ilim, hayır, hizmet ve ahlak değerlerine sahip olma ölçüsüdür.Bir insanda bu değerler yoksa ibadeti de inancı da geçersizdir.Bu paralelde hem Kur’an-ı Kerim’de hem de PeygamberEfendimizin hadislerinde buyruklar bulunmaktadır.İyi niyet ortaya atılması ve tartışılması olumlu bir adımdır. Fakatsamimi görmüyoruz; çünkü Türkiye’nin, dünyanın saygınkuruluşu olarak ve her kesimin saygı duyduğu ortak değerlerdebuluştuğu Dünya Ehl-i Beyt Vakfına karşı samimi olmayan biranlayışla karşı karşıyayız. Destek verdiğimiz halde kucaklayıcıbir anlayış sergilediğimiz halde gerek genel gerekse yerel siyasetteAlevilere hiç yer verilmediğini hepimiz açık açık biliyoruz.FERMANİ <strong>ALTUN</strong>Dünya Ehl-i Beyt VakfıGenel BaşkanıTürkiye’de Alevilerintemel problemiinanç ve ibadetleriile ilgili sistemdenkaynaklanan ayrımcı veeşitsiz politikalardankaynaklanansorunlardır. Tekke veZaviyeler Kanunuile Alevilik bir nevibu güne kadaryasaklanmıştır.Y IL 2 SAYI 6 | <strong>DEM</strong> DERGİ 95


PROF. DR. HAYRETTİN<strong>KARAMAN</strong>3.4.5.1. Aleviliğin ne olduğu konusunda farklı yaklaşımlar ve değerlendirmelervar. Onun bir tarikat, bir mezhep, farklı bir din, İslam’ınfarklı bir yorumu olduğunu söyleyenlerin bulunduğunu görüyoruz.Alevilik aslında (kökü itibarıyla) Şiiliğin bir koludur; yani bir İslammezhebidir, zaman içinde Alevilerin dinî hayatlarına Bektaşilik, Mevlevilikgibi tarikatlardan, İslam öncesi kültürden bazı inançlar, adab, erkân ve uygulamalarda girmiştir veya eskiden var olanlar, kılık ve anlam değiştirerekdevam etmiştir. Türkiye’de inanç ve amel bakımlarından tek tip bir Aleviliğinbulunduğunu söylemek de zordur. Alevilik okuma yoluyla değil, şifahianlatım yoluyla yayıldığı ve çeşitli sebeplerle bir ölçüde gizli tutulduğu içinçağlara ve bölgelere göre farklı Alevilik anlayış ve uygulamaları ortaya çıkmıştır.Ben Alevilikle ilgili kaynakları gözden geçirdiğimde onun, bir mezheptenziyade bir tasavvuf okulu, bir tarikat olduğu sonucuna varıyorum.Buna göre de cemevlerinin tekke mahiyetinde yerler olduğunu düşünüyorum.Bir Alevi, Allah’a, Peygamber’e, Kur’an’a ve ahirete iman ediyorsa(diğer iman esasları bu dördün içindedir) onu mümin ve müslüman kabuletmek gerekir. Hz. <strong>Ali</strong>, Mehdi, bazı sahabiler hakkındaki inançlar ile ibadet2ve ameldeki noksanlıklar onları mümin ve müslüman olmaktan çıkarmaz.. Çeşitli tarihlerde Alevileri temsil ettiklerini ifade eden kişi vekuruluşların ileri sürdükleri ve demokratik dedikleri taleplerinöne çıkanları şunlardır:Zorunlu din dersleri kaldırılsın / Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın / Cami görevlilerine bütçedenmaaş ödenmesin / Cemevleri resmen ibadethane olarak tanınsın / Alevi köylerine cami yapılmasın/ Madımak Oteli müze yapılsın / Alevilik bir ilim konusu olarak incelensin ve bu amaçla enstitülerkurulsun.Bazı Alevi kuruluşları bunlara ek olarak başörtüsünün serbest bırakılmasına ve İmam Hatip mezunlarınınüniversitelere girmelerine de karşı çıkmaktadırlar.Alevilerin problem edindikleri bu başlıklarda bütün guruplarının birleştiği söylenemez. Ayrıca butaleplerin bir kısmı kendi hak ve özgürlük alanlarını genişletmeye değil, mesela Sünni Müslümanlarınhak ve özgürlüklerini daraltmaya yöneliktir ve bu sebeple de meşru (demokratik, haklı) değildir.Çözüm, farklılık içinde bir çeşit birlik ve birliktelik oluşturmayı sağlayacak “hak ve özgürlükleri”tanımlamak, tanımak ve uygulamaktır.Dinin siyasete alet edilmesi cümlesinden olarak Alevilik de dün ve bugün siyasete alet edilmiştir, edilmektedir.Bu vakıa, sağlıklı-sahih bir Alevi kimliğinin oluşmasını, Alevi-Sünni ilişkisinin sağlıklı birzemine oturmasını zorlaştıran amiller arasındadır.Din ve tarihî uygulama olarak bakıldığında cemevlerinin, cami gibi “bir dinin ibadethanesi” olaraktanınması uygun düşmüyor.İslam’da mabet bir tanedir, onun da adı camidir, mescittir. Alevilik de İslam’ın içinde olduğuna göreonun da mabedi camidir, mesciddir. Tarihî uygulamaya bakıldığında, dünden bugüne camiye gelmeyen,namaz kılmayan Aleviler de olmuştur, camiye gelen, namaz kılan Aleviler de olmuştur. Buikincileri, “asimile olmuş, değişmiş, bozulmuş Alevi” olarak kabul etmeye, nitelemeye kimsenin hakkıolamaz. Peki cemevi nedir? Alevilik ve Bektaşilik birer tarikat olduğuna göre cemevleri de tekkeyekarşı gelmekte, tekke ihtiyacını karşılamaktadır. En uygun çözüm, değişemez diye dayatılan kanunlararasında bulunan tekkelerin kapatılması kanununu değiştirmek ve tekkeleri açmak, vakıf mallarınıiade etmek ve tarikatları serbest bırakarak insan hakları ve hukuk yönünden denetim altında tutmaktır.Bu çözüm şimdilik mümkün görülmüyorsa bu takdirde mevcut cemevleri birer Alevi kültür ve sosyaldayanışma mekânları olarak kabul edilir, oralarda -camilerde yapılamayan- dinî, sosyal ve kültürelfaaliyetler yapılır, bu faaliyetlerde devamlı görev alanlara mesela kültür bakanlığı bünyesinde kadrolartahsis edilir ve maaş verilir. Bu mekânların diğer giderleri de karşılanır.Hükûmet, Aleviliği yok sayma veya görmezden gelme yolunu tutmuyor. Alevilerin talepleri arasındayer alan –başkalarının hak ve özgürlüklerine, ülkenin birlik ve dirliğine zarar vermeyen- hususlarıgerçekleştirmeye çalışıyor. Hem Alevilerin kendi aralarında hem de diğerleriyle beraber uzlaşmasağlanan, kabul edilebilir hale gelen taleplerin peyderpey karşılanacağı anlaşılıyor. Ben bu politikayıuygun buluyorum.96 <strong>DEM</strong> DERGİ | YIL 2 SAYI 6


1.2.3.4.5.Alevilik, İslam’ı benimseyen, Tanrı’nın birliğine (Tevhid) inanan,Hz. Muhammed’i Peygamber kabul eden, kitabı Kuran’ıKerim olan, Hz. Muhammed’in Ehl-i Beyt’ini seven, namazı, niyazile bütünleştiren, kıyam, rûku ve secdesi ile ibadetini kendilisanıyla yapan, ümmet yerine hür insanı, yaratanla yaratılanayrılığını “Vahdetivücut” ile birleştiren, Tanrı korkusu yerine,sevgisini benimseyen, zahiri (görünen) batınla (görünmeyen),batını zahirle birleştiren, şeriat kapısını aşıp, marifet yolu ilehakikat dünyasına ulaşan, Kur’an’ın şekline değil, özüne inenakıl ve gönlü ile “Seyr-ü süluk” (Ruhsal olgunlaşma) olan birtasavvuf yoludur.Alevilik, özünü insan sevgisinde bulan, Tanrı’nın insanda tecelliettiğine ve zerresinden oluştuğuna, onun için de insanın ölümsüzlüğüneinanan, ibadetlerinde kadın erkek ayrımı yapmadan,kendi öz diliyle, musikisiyle, semahıyla inancını icra etme biçiminedenir.Alevilik, İslamiyet’in Kuran’a dayalı, Hz. Muhammed’in buyruklarınagöre İslam’ı evrensel boyutuyla yorumlayıp, yeryüzüinsanlığına yeni kapılar açan, büyük bir düşünce akımı ve tasavvuffelsefesiyle hayat bulan bir inanç bütünlüğüne denir.Cem Vakfının öncülüğünde 2002 tarihinde 632 Alevi-Bektaşi veMevlevi dernek ve vakıflarının temsilcilerinin ve 28–12–2008 tarihinde5.000 inanç önderinin onayladığı, Alevilerin devleti yönetenlerdenistekleridir.a) Diyanet İşleri Başkanlığı yeniden yapılandırılmalıdır.b) Genel bütçeden Alevilere pay ayrılmalıdır.c) Din derslerinde Alevilik öğretilmelidir.d) TRT’de Aleviliğe yer verilmelidir.e) Cemevlerinin yapımı sağlanmalıdır.f) İnanç önderlerine okul açılmalıdır.g) Saz, okullara tavsiye edilmelidir.Türkiye’deki Aleviler, siyasi süreçte, ülkemizin ulusal bütünlüğünün,cumhuriyet değerlerinin, laisizimin ve Kemalist düşünceninyılmaz savunucu ve kurucu düşüncesinin takipçisidir.Cemevleri tekke ve zaviye değildir. Alevilerin ibadet ettiğimekânlardır. Dünün mescit görevini üstlenmiştir. Anayasanın10. maddesine göre Sünnilere verilen inançsal hizmetlerden tüminanç grupları sayılarına göre yararlanması gerekmektedir.Hükûmetin Alevi açılımı samimi ise (seçimlerden sonra göreceğiz)destekliyoruz ve bu süreçte, Alevilerin yüzyıllardır var olansorunlarını çözecek tek makam devletimizi yöneten hükûmet vesiyasi partilerdir. Bu sorunların çözümü, ülkemizin birlik ve beraberliğinipekiştirecek ve araya düşmanlık girmesini engelleyecektir.ALİ RIZA UĞURLUCem VakfıDin İşleri BaşkanıHükûmetin Aleviaçılımı samimi isedestekliyoruz ve busüreçte, Alevilerinyüzyıllardır var olansorunlarını çözecektek makam devletimiziyöneten hükûmet vesiyasi partilerdir.Y IL 2 SAYI 6 | <strong>DEM</strong> DERGİ 97

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!