12.07.2015 Views

Bülten 55 (Kasım-Aralık 2007) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 55 (Kasım-Aralık 2007) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 55 (Kasım-Aralık 2007) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Merhabalar,TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 39. dönem Y önetim Kurulu olarak pek çok defaburadan Türkiye'nin ve Türkiye'de mimarlık ortamının içinde bulunduğu durum ve evirildiğiyöne dair tespitlerimizi sizlerle paylaştık. Bir seneyi tamamlarken 2006 yılınındeğerlendirilmesi yapıldığında mimarlık ortamına dair şu tespitleri yaptığımızgözlemlenebilir:-----Uluslararası sermayenin ülke topraklarına hızlı gelişi ile birlikte kentin şekillenişifarklılaşmaya başlamıştır. Özellikle son yıllarda gerçekleştirilen özelleştirmelerle birliktekamu yapılanmalarına sahip olmaya başlayan sermaye grubu, kent merkezlerinde “prestijyapılarının” üretilmesi konusunu gündeme getirmiştir. Bu yapılarda ise genellikle uluslararası alanda ün yapmış tanınmış mimarların projeler üretmesi öngörülmüştür.Diğer yandan yerel yönetimlerin yetkilerinin artması ile yerel yöneticiler kent topraklarınınmeta değeri üzerinden yeni mekân kurgularını hayata geçirmek üzere pek çok faaliyetgerçekleştirmiştir. Kentsel dönüşüm projeleri bu anlamda değerlendirilebilir. Kentseldönüşüm projeleri ile birlikte kent merkezinde kalan bölgelerin el değiştirmesikolaylaştırılmıştır.Kentlerimizin gelişiminde göze çarpan bir diğer nokta ise ıslah amaçlı ve kentsel dönüşümprojeleri adı altında yürütülen kentin demografik yapısını dönüştürmesi kaçınılmaz olanprojelerle kent merkezinde kalmış, gecekondu ya da küçük esnafın geçimini sağladığıbölgelerin yıkılarak yerine iş merkezleri veya toplu konut idaresi eliyle inşa edilen toplukonut projelerinin uygulanmasıdır. Bu projelerle düşük gelirli halk kentin ücra bölgelerinesürülmekte, küçük esnaf ise yine kentin çeperlerinde yer alan alışveriş merkezlerinesürülmektedir.Burada yapılması gereken bir diğer önemli tespit devletin eliyle yürütülen toplu konutprojeleridir. Bu projeler düşük gelir gruplarının barınma ihtiyacına cevap vermeyi bir kenarabırakmış, bir inşaat şirketi gibi kendi belirledikleri arsaya, yerel yönetimlerle işbirliği halindelüks konut inşaatlarını içermiştir. Bu nokta sosyal devlet anlayışının zayıflamasından dolayımesleğimizin etkilendiği önemli alanlardan biridir. Toplu konut uygulamalarının hiçbirdenetime tabi olmaması hem mimarın ücretinin düşmesine neden olmakta, hem demimarlık eylemini yalnız üst gelir grubuna yönelik icrasını sağlamaktadır.Bu gelişmelerle birlikte tek tipleşen, belirli bir toplumsal sınıfa hitap eden yapılarlakaplanan, sosyal, yeşil ve kültürel donatıları yetersiz olan bir kent modelidir.Bu tespitler <strong>2007</strong> yılı boyunca Şube Y önetim Kurulu tarafından çeşitli ortamlardakamuoyunun ve üyelerimizin bilgilerine sunulmuştur. Fakat diğer taraftan yine birçokTMMOB <strong>Mimarlar</strong> Odas <strong>Ankara</strong> ubesi Ad naSahibi ve Y az leri MüdürüNimet ÖzgönülYAYINBRMEmel Ak n, Kadri Ataba ,Bülent Batuman, Nuray Bay raktar,Namık Erkal, Serpil Özalo lu,Ebabekir Özmert, Esin Soy demirAy lık Yerel Süreli Yay ınY ay na Haz rlayanDeniz Ay günGrafik Tasar mHarman aner ÇakmakReklam ve Sponsorluk Koordinatörlüğü417 86 65/129reklam@mimarlarodasiankara.orgKonur Sokak No: 4/3 K z lay <strong>Ankara</strong>Telefon: 0 312 417 86 65Faks: 0 312 417 18 04e-posta: info@mimarlarodasiankara.orghttp://www.mimarlarodasiankara.orgTMMOB <strong>Mimarlar</strong> Odas <strong>Ankara</strong> ubesi <strong>Bülten</strong>iayda bir yay mlanmaktad r.6500 adet basılmıştır. Üyelere ücretsiz dağıtılır.Burada yer alan yaz lar n içeri inin sorumlulu u yazar na aittir .Kaynak gösterilmek ko uluyla al nt yap labilir.Baskı tarihi: Ocak 2008BaskMatsa Bas meviİvedik Org. San., Matbaacılar Sitesi <strong>55</strong>8. Sk. No: 42 <strong>Ankara</strong>Telefon: (0312) 395 20 54 (pbx)


ortamda değinilen ancak genişçe yerveremediğimiz konulardan bir tanesi meslekodalarının dönüşümüdür.Yukarıda değinilen siyasal ve meslekidönüşümlere karşı bir direnç noktası olarakduran meslek odalarının varlığı ve birlikteliği“hükümet” nezdinde ideolojik ve kentselpolitikalarının gerçekleşmesinde bir engelolarak görülmekte, anayasal değişikliklerle veyasal düzenlemelerle, örgütlülüğüparçalanmaya çalışılmakta ya da hâkimideolojinin onay mekanizmasına dönüştürülmekistenmektedir.Bu anlamda son Anayasa değişiklikleritartışmaları oldukça çarpıcıdır. Son Anayasadeğişikliklerine dair metinlerde meslek odalarınıoluşturmak üzere bir araya gelen kişilerin aynımesleğe mensup olmaları gerekmemektedir. Budurumda bir mesleğe ait kişilerin aynı mesleğingelişimi için bir araya gelmeleri mümkünolamayacak, böylelikle örgütsel yapızayıflayacaktır.Tüm bu gelişmeler ışığında TMMOB <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> olarak, Meslek Odalarınınbu süreci görerek gelecek dönem politikalarınıve örgütlenmelerini oluşturmalarınıönemsiyoruz. Hem ülke gerçeğinde hemmesleki gelişmelerde etkin, hareketli, dirençlibir <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> örgütlenmesine ihtiyaçvardır. Bu anlamda 23-24 Şubat 2008 tarihindeDSİ Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecekTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 40.Olağan Genel Kuruluna katılarak, mesleğe vemeslek odamızın dönüşümüne dair söz sahibiolabilir, yaşadığımız dönemin sosyal, politik veekonomik bağlamı ile hepimizin üzerine düşentarihsel sorumluğun bilinciyle üreteceğiniz herfikir mimarlık ortamını zenginleştirecektir.TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>39. Dönem Yönetim Kurulu47HABERLER VE DUYURULAR. İŞYERİ TEMSİLCİLİK SEÇİMLERİ DEVAM EDİYOR. TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ'NDE SMGMBİLİRKİŞİLİK EĞİTİMİ TAMAMLANDI.KULLANIMDA. CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRÜ İLE GÖRÜŞÜLDÜ. TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ SERBEST ÇALIŞANMİMARLAR BULUŞMASI 6-7 OCAK <strong>2007</strong> KIZILCAHAMAM. MALTEPE HAVAGAZI FABRİKASI’NI YIKMAKTAN HAKKINDAŞİKAYETÇİ OLDUĞUMUZ EGO GENEL MÜDÜRÜNE GÖREVİKÖTÜYE KULLANMAKTAN DAVA AÇILDI. TMMOB JEOTERMAL KONGRESİ. NE İRONİ AMA: KÖMÜR YIKAMA TESİSİ TARİHÎ ESER DİYEKORUMAYA ALINDI. AVRUPA MİMARLIK POLİTİKALARI FORUMU PORTEKİZ'DEGERÇEKLEŞTİRİLDİ. JAE DERGİSİ 'TASARIM' ALANINDAKİ ÇALIŞMALARI ÇAĞIRIYORSONUÇLANAN VE DEVAM EDEN YARIŞMALAR. ULUSLARARASI STOCKHOLM HALK KÜTÜPHANESİ MİMARİ PROJEYARIŞMASI SONUÇLANDI. “ARCHİPRİX-TÜRKİYE <strong>2007</strong> MİMARLIK ÖĞRENCİLERİ BİTİRMEPROJELERİ ULUSAL YARIŞMASI” SONUÇLANDI8 TEMSİLCİLİKLERDENTMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ'NE BAĞLITEMSİLCİLİKLERE AİT GENEL KURULLAR TAMAMLANDI912UIA PROJE YARIŞMASI DOĞAL AFETLERDEN SONRA BARINMAVE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIEMİNE M. KOMUTDOSYA: KENTKIRIM: SAVAŞ, KENT VE MİMARLIKMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRUMİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRUMİMARLIK VE TOPLUM FORUMUTOPLUMSAL HAREKETLER FORUMUEKOLOJİK MİMARLIK PANELİEKOLOJİK YERLEŞİMLER PANELİKATILIMCI KENT YÖNETİMİ FORUMUATÖLYELER “ULUCANLAR”, “ULUCANLARDA KALANLARLA SÖZLÜTARİH ÇALIŞMASI”, “TUTSAK ÇİZGİLER”, “CEZAEVLERİ, GELİŞİMTARİHİ, ULUCANLAR CEZAEVİ”, “İZ BIRAKIP GİTTİLER”SÖYLEŞİLER | İMZA GÜNÜ MUSTAFA BALBAY HALİT ÇELENKCAN DÜNDAR CENGİZ BEKTAŞ AYDIN BOYSANSERGİLERKENTLİ DUYARLILIĞIÇAMKORU'DA AHŞAP BİR YAPIAHMET DEMİRTAŞFORUM | İLLER BANKASI'NIN DÖNÜŞÜMÜİLLER BANKASI’NIN, HİZMET ALANLARI GÖREV VESORUMLULUKLARIAYŞEGÜL AY UĞUREL‘’İLLER BANKASI’NI DEĞiŞMESiNi KiM iSTiYOR?’’‘’NEDEN, GEREKÇE, YÖNTEM NEDİR?’’TAYFUN ÇINARTMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ KAMU VE ÖZELSEKTÖR İŞYERİ TEMSİLCİLİKLERİ ABANT BULUŞMASI VETEMSİLCİLİKLER BÖLGE TOPLANTISIPROJEFİKİR/ Kent Düşleri 2HASANOĞLAN KÖY ENSTİTÜSÜ VE YÜKSEK KÖY ENSTİTÜSÜYERLEŞKESİ DEĞERLENDİRME PROJESİ ULUSAL ÖĞRENCİ FİKİRYARIŞMASI DEĞERLENDİRME KONFERANSIÖDÜL TÖRENİ VE KOLOKYUMBİR ESER BİR MİMAR BORAN EKİNCİ KONUTMİMARLIK VE EĞİTİM KURULTAYI ÖĞRENCİ BULUŞMASIAKM DE SAHİPSİZ DEĞİLDİR, KENTİN ORTAK MİRASIDIRÇOCUKLARLA BİRLİKTE GELECEĞİ İSTEMEYE ÇAĞRIBİLİNMEYEN ANKARAYEŞİLTEPE BLOKLARIKENT İÇİNDE FARKLI YAŞAM BİÇİMLERİNURAY BAYRAKTARYAPI DENETİMİ EĞİTİMLERİTEKNİK BİLGİLERDUYURU2008 YILI ÖDENTİLERİ VE BELGE HARÇLARI BELİRLENDİBASIN AÇIKLAMALARI5710 SAYILI NÜKLEER SANTRAL YASASI ÜLKE GERÇEKLERİNEUYGUN DEĞİLDİR! UYGULANMADAN KALDIRILMALIDIR!KİTAP TANITIMRUŞEN KELEŞ'E ARMAĞAN DİZİSİEDİTÖR: AYŞEGÜL MENGİSANAT VE BİLİM / SANAT VE SOSYAL ADANMIŞLIKSEMPOZYUMLAR BİLDİRİ KİTABIBASINDA MİMARLIKGELİR GİDER TABLOSU<strong>55</strong>5657586066707172757678808182848688içindekilerMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRUMİMARLIK ŞENLİĞİ1–27Ekim<strong>2007</strong>“Mimarlık ve Toplum”“ Ekolojik Mimarlık”“ Katılımcı Kent Yönetimi,veFORUMPANELATÖLYELERSERGİLERSÖYLEŞİLERİMZA GÜNLERİ


4 5haberlerİşyeri Temsilcilik Seçimleri Devam Ediyor<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, Kamu ve Özel sektördeoluşturulan 67 işyeri temsilciliğinin yanı sıra diğer kamukurumları ve özel firmalar bünyesinde çalışan mimar verilerineulaşarak işyeri temsilcilik sayısını artırmayı kurgulamaktadır.Seçimi yapılan kamu ve özel sektör'deki işyeri temsilciliğine;Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri GenelMüdürlüğü'de; Neval Aksoy, Sedat Altındaş,Handan Ünlü,Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanlığı'nda;Sibel Zaman, Burçin Sarı, Ahmet Denktaş,Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik DairesiBaşkanlığı'nda; Aysun Arı Gümüşer, Turan Aydoğan,Zafer Ünal,TCDD Bölge Müdürlüğü İnşaat Daire Başkanlığı'nda ;Lale Çoygun Sobutay, Şule SezginalpÇankaya Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü'nde ;Ayşe Fitoz Bozkurt , Nükhet Biçen, Tezcan Karakuş Candan,Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'de ; Senem Yıldırım ,Asuman Çiftçi Aydın , Seval Karaduman,Kalkınma Bankası'nda; Müfit Turan, Mehmet Ayvat,Ziya Çetin,Kültür ve Turizm Bakanlığı DÖSİMM'nde; Erkan Çelik,Mamak Belediyesi'nde; Olcay Karaton, Gökşen Mızrak,Songül Üzgün,Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü'nde; Reşat Umutlu,Hüsnü Yakut,Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Mimari Proje DaireBaşkanlığı'nda; Sonay Aktaş, Hale Atasoy Kuş, Sevda Uyanır,Halkbankası Genel Müdürlüğü'nde; A.Ülkü Ezen, Dilek Özlanseçilmişlerdir.TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ndeSMGM Bilirkişilik Eğitimi TamamlandıTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nde Bilirkişilik Eğitimi70 üyenin katılımıyla 17-18 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> tarihindegerçekleştirildi. Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi olarak görevyapmak isteyen üyelerimiz için zorunlu eğitim kapsamındadeğerlendirilmiş olan seminer sonunda üyelerimize sertifikalarıverilmektedir.kullanımda<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> Sayısal Sistem DönüşümüProjesi [Mim/ag] kullanıma açılmıştır. Kullanıcı adı ve parolanızışubemizden alabilirsiniz.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> tarafından yürütülen mimarlararası iletişim ağı (MİM/Ağ) güncellenerek geliştiriliyor.Oda arşiv ve dokümantasyonuna kolaylıkla ulaşabileceğiniz,ajandasıyla Oda etkinliklerini takip edebileceğiniz MİM/Ağ 'danmimarlık gündemini ve kentlerimizi ilgilendiren günlük gazetehaberlerine her gün saat 11.00'dan itibaren ulaşabilirsiniz..........Kültür MBÇKTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, üyelerin kültürel vesosyal ihtiyaçlarına yönelikte etkinlikler gerçekleştirmeye devametmektedir. Şimdiye kadar birçok kültürel ve teknik gezinin yanısıra, <strong>Ankara</strong> ve civar gezileri, kent yürüyüşleri ve yurtdışı gezileride gerçekleştiren ve bu geziler sonrasında birikimlerin paylaşıldığıetkinlikler organize etmekte olan Şubemiz, bu etkinlikleri bundanböyle, Kültür - Mesleki Bilimsel Çalışma Kurulu (MBÇK)kapsamında daha kapsamlı olarak sürdürmeyi hedeflemektedir.İlk toplantısını 22 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> tarihinde gerçekleştirerekçalışmalarına başlayan Kültür MBÇK, 2008 ve 2009 yılları yurtiçive yurtdışı gezileri programını belirlemiş; periyodik sinema vebelgesel film gösterimleri, “ mimar sanatçılar - sanatçımimarlar” etkinlikleri ve mimar müzisyenlerle “ müzik vemimarlık” söyleşileri gerçekleştirmek ve üyelerimizinçalışmalarından resim, karikatür, ebru, heykel, seramik, fotoğrafsergileri düzenleme kararları almıştır.Müzik, resim, heykel, sinema, fotoğraf, edebiyat, gezi vb.alanlarına ilgi duyan ve bu keyifli çalışmalarda yer almak, katkıkoymak isteyen tüm üyelerimizi / öğrenci üyelerimizi KültürMBÇK'da çalışmaya davet ediyoruz.Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü İle Görüşüldü13 <strong>Aralık</strong> <strong>2007</strong>’de <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> ve Koruma veRestorasyon Firmaları Derneği’nin (KOREFD) temsilcileri, Cezave Tevkifevleri Genel Müdürü’nü makamında ziyaret etti.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>’nin <strong>Ankara</strong> Barosu ile birlikteUlucanlar Cezaevi’nde başlattığı koruma ve yaşatma süreci,Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü tarafından büyük destekgörüyor ve bu çerçevede Ulucanlar’ın <strong>Ankara</strong>lılara kazandırılmasıiçin çalışmalar devam ediyor. Yapılan görüşmede cezaevininkoruma-onarım ve yeniden işlevlendirme projesinin hazırlanmasıve bazı mahkumların restorasyon uygulamalarında çalışabileceknitelikli eleman olarak yetiştirilmelerine yönelik olarakgeliştirilmekte olan proje üzerinde konuşuldu. Kısa bir süre içindede Adalet Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong><strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, <strong>Ankara</strong> Barosu ve Altındağ Belediyesitemsilcilerinden oluşacak bir komisyonun kurulmasına kararverildi.TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> SerbestÇalışan <strong>Mimarlar</strong> Buluşması 6-7 Ocak <strong>2007</strong>KızılcahamamTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 39. Dönem Yönetim Kuruluçalışmalarını neo-liberal politikaların ve mevcut siyasal gelişmelerinkent, meslek ve meslek odaları üzerindeki baskısının arttırdığı birdönemde gerçekleştirmektedir. 39. Dönemde hem ülke gündemindehem de mimarlık pratiğinde ve kentte yaşanan dönüşümler üzerinedeğerli katkılarınızla pek çok çalışma gerçekleştirilmiştir. TMMOB<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 40.Dönem Genel Kuruluna doğruönümüzdeki dönem çalışma akslarının oluşturulması açısındanönemsediğimiz yeni dönem perspektiflerinin oluşturulması amacıylailkini 8-9 <strong>Aralık</strong> <strong>2007</strong> tarihinde işyeri temsilcilikleri ve Temsilcilikler ilegerçekleştirdiğimiz Abant Buluşmasından sonra 5-6 Ocak 2008tarihlerinde Kızılcahamam’da bir buluşma düzenlenmektedir.Detaylı bilgi için; Reyhan Duman 312 417 86 65/122Maltepe Havagazı Fabrikası’nı Yıkmaktan HakkındaŞikayetçi Olduğumuz EGO Genel MüdürüneGörevi Kötüye Kullanmaktan Dava AçıldıEGO Maltepe Havagazı Fabrikası'nı içeren alanın, <strong>Ankara</strong> Kültür veTabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 19.3.1991 tarih ve 1679 sayılıkararı ve Danıştay 6. Dairesi'nin 1996-102E. 1996-5342K. SAYILIKARARI İLE “sanayi arkeolojisi” niteliği kazanmasına ve korumabölgesindeki parselin üzerinde koruma tescil şerhi olmasına karşın,mahkeme kararlarıyla ve mülkiyetlerinde bulunan parseldeki şerhlebağlı olması gereken şikayet edilenlerin, HUKUKA AYKIRI BİRŞEKİLDE, USÜLSÜZCE, Koruma kurulundan yıkımla ilgili izinalmadan, 13.06.2006 tarihinde, koruma altındaki bölgedeki eserleriyıkması nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz EgoGenel Müdürü Kazım Usta hakkında görevi kötüye kullanmaktandava açıldı.İçişleri Bakanlığı’nın “soruşturma başlatılmasına gerek yoktur”yolundaki kararı Danıştay tarafından bozulmuştu.Bunun üzerine dosya İçişleri Bakanlığı kanalıyla CumhuriyetSavcılığı’na intikal ettirildi. Müşteki (Şikayet eden) olarak <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>’nin katılacağı davanın ilk duruşması 18 Şubat2008'de yapılacak.TMMOB Jeotermal KongresiTMMOB adına düzenlenen "TMMOB Jeotermal Kongresi" 21-24<strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> tarihlerinde <strong>Ankara</strong>'da MTA Sadrettin Alpan KonferansSalonlarında gerçekleştirilecektir.Kongrede, jeotermal kaynaklarımızdan toplumumuzun en genişölçüde yararlanmasını sağlamak, jeotermal enerji teknolojisiningelişmesine katkıda bulunmak, bu yolla ekonomimize önemli bir girdiyaratmak ve jeotermal hakkındaki çağdaş bilginin ülkemizdeyaygınlaşmasını geliştirmek amacı doğrultusunda JeotermalPolitikaları ele alınacaktır.Ayrıca, bu çerçevede Kongre'de 22 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> Perşembe günü saat14.00 de "Jeotermal Kaynakların Kullanım Olanakları ve YasalDüzenlemeler" konulu bir panel gerçekleştirilecektir.Zonguldak'ta harabe haldeki eskikömür yıkama tesisi 'tarihî eser'olduğu gerekçesiyle koruma altınaalındı. Fransızlar tarafından inşaedilerek 1957 yılında işletmeyeaçılan bina 'dokunulmazlık' zırhınabüründü.Abdullah Karabacak, ZAMAN Gazetesi, 26 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong>.........kara mizahKömür yıkama tesisitarihî eser diye korumaya alındıYıkılma tehlikesi taşıyan binanınbulunduğu yaklaşık 200 dönümlükarazi üzerine şimdi bir çivi bile çakılamıyor. Zonguldak BelediyeBaşkanı Secaattin Gonca, Koruma Kurulu'nun verdiği kararatepkili. Denize sıfır noktada metruk binanın yerini yeşil alan olarakdüzenlemek istediklerini belirten Gonca, " Entel takımı 'bu binanıntarihî özelliği varmış, koruma altına alalım'dediler, buyurunkorusunlar. Hepsi çekip gittiler, yine biz bize kaldık. Burayıkoruma altına alanları da aldıranları da kınıyorum. " diyor. KarabükKültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürü Mustafa Sucu isekömür tesisini koruma altına alan kararın uzmanlar tarafındanverildiğini belirtti. Sucu, "Her korunan varlık tarihî eser olamaz.Tarihî olmayan eser de kültür varlığı olabilir" dedi.İlginç karar, Zonguldak Belediyesi'nin Türkiye Taşkömürü Kurumu(TTK) Merkez Lavvarı'ndan geriye kalan harabe binayı yıkmak içinçalışma başlatması üzerine alındı. CHP'li belediye meclis üyeleribinanın tarihî özellik taşıdığı gerekçesiyle yıkımın durdurulması içinTabiat ve Tarih Varlıklarını Koruma Kurulu'na başvurmuştu. AnıtlarKurulu'nun kararıyla şehrin göbeğindeki 'çirkinlik abidesi' olarakgörülen binanın korunacağı tescillendi. Karara isyan eden BelediyeBaşkanı Secaattin Gonca, "Bu binanın neresi tarihtir ve neresikoruma altına alınacaktır? Akşamları burada olur olmaz insanlarkalıyor. Burayı koruma altına aldıranlar gelsinler tarihî binadedikleri rezilliği korusunlar." dedi. Gonca, kararın kaldırılması içinhukuki mücadele yapacaklarını kaydetti.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler de lavvar alanındakiincelemede koruma kararına tepki göstermişti. Güler, "Lavvarınnesini koruyacağız? Lavvarı, onu koruyacak arkadaşlara verelimtarihî bir şey olarak alsın götürsünler. Lavvar kömür yıkamak,kalitesini artırmak içindir. Taşı toprağı taşımamak içindir. Bumüzelik olay değil." demişti.Karabük Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürü MustafaSucu, kararın Türkiye'nin çeşitli üniversitelerindeki uzman öğretimüyelerinden oluşan bağımsız kurul tarafından alındığını söyledi.Her korunan varlığın tarihî eser olmayacağını belirten Sucu, "Tarihîolmayan bir eser de kültür varlığı olabilir. Tarihî eser değil, kültürvarlığı olarak tescil edildi." ifadelerini kullandı. Lavvar tesisi 1957yılında kurulmuştu.Anıtlar Kurulu tescillediZonguldak Belediyesi'nin harabe bina ve çevresini düzenlemek içinbaşlattığı çalışma Anıtlar Kurulu kararıyla durdurulmuştu. Bir yıldırbina ve çevresine çivi çakılamadı. TTK Genel Müdürlüğü veZonguldak Belediye Başkanlığı, bu kararın iptali için dava açtı;ancak çabalar netice vermedi. 'Bu bina, Anıtlar Kurulu tarafındankoruma altına alınmıştır' tabelası asan Anıtlar Kurulu, bu kararıyla'çirkinlik abidesi'nin korunacağını tescillemiş oldu.


67haberlersonuçlanan yarışmalar...devam eden yarışmalarAvrupa Mimarlık Politikaları ForumuPortekiz'de GerçekleştirildiYılda iki kez AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten ülkelertarafından evsahipliği yapılan Avrupa MimarlıkPolitikaları Forumu (EFAP) Konferansı, bu yılın ikinciyarısında 11-12 Ekim <strong>2007</strong> tarihlerinde Portekiz-Matosinhos'da gerçekleştirildi. “Bölgesel Yerleşimİçinde Mimarlık” temasıyla gerçekleştirilen bu yılkikonferans programına paralel olarak Forum'un çalışmatoplantıları da gerçekleştirildi. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> Forumprogramına Bayındırlık ve İskan Bakanlığı MüsteşarıSabri Erbakan'ın da yer aldığı bir delegasyon ileTürkiye adına katıldı. Ekim 2006'da Helsinki'de yapılantoplantıdan beri Forum'un resmî üyeleri arasında yeralan <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> dünyadan ulusal, yerel vebölgesel mimarlık politikalarını derleyerek Ekim<strong>2007</strong>'de yayımladığı Mimarlık Politikaları kitabını veİngilizce politika metinlerini içeren bir CD'yi de Forumkatılımcılarına sundu.Konferansta “Avrupa Birliği: Mimarlık PolitikalarınınOn Yılı” başlıklı bir sunuş yapan Forum'un YönetimKurulu Başkanı ve kurucularından Rob Docter, Avrupaülkelerinde mimarlık politikalarının tarihçesi vegeleceğe yönelik vizyonla ilgili bilgi verdi.JAE Dergisi 'Tasarım' Alanındaki ÇalışmalarıÇağırıyorJournal of Architectural Education (JAE) Eylül <strong>2007</strong>sayısından itibaren 'mimari tasarımı' konu alançalışmalara (araştırma, akademik çalışma ya da eleştiri)yer vermeği derginin ana misyonu olarak belirledi.Hakemler tarafından onaylanan “Tasarım Makaleleri”ninyanı sıra JAE'nin genişletilmiş Değerlendirme Bölümü'ndebina, proje, enstalasyon, sergi ve yarışma değerlendirmeyazılarına da yer verilecek. Bu amaçla yapılan çağrıkapsamında daha önce yayımlanmamış tasarımçalışmalarına dergide yer verilmesi hedefleniyor. Başvuruşartları ve değerlendirme süreci hakkında detaylı bilgiJAE'nin internet sitesindeki (http://jaeonline.org)“Design as Scholarship” kategorisi altından teminedilebilir. Başvuruların en geç 8Marttarihine kadargönderilmesi gerekmektedir.Değerlendirmede başarılı bulunan çalışmalar derginin 62.sayısında (Volume 62, 2008-2009) basılacaktır.Bilgi için: George Dodds, Executive EditorE-posta: gdodds@utk.eduUluslararası Stockholm Halk Kütüphanesi MimariProje Yarışması SonuçlandıGunnar Aspult tarafından 75 sene önce tasarlanmış olan StockholmHalk Kütüphanesi'nin genişletilmesi için açılan uluslararası yarışma,yüksek mimari standartlar sunabilecek, kütüphane işleyişine mimariçözümler kazandırabilecek ve de Asplund'un merkez binası ileuyumlu olacak proje önerileri geliştiren tasarımları değerlendirmeyealmayı amaçlıyordu. İlk etapta dereceye giren 6 finalist projenindeğerlendirilmesi sonucunda Heike Hanada, Laboratory of Art andArchitecture grubunun Delphinium projesi birincilik ödülünü aldı.Delphinium projesi, Asplund'unmimarisine olan güçlüreferansları ile onu taklit etmekyerine var olan binanınmimarisini vurgulamaktakibaşarısı nedeniyle jüritarafından başarılı bulunmuş veAsplund'un mimari diline benzerbasit ve net geometri kullanımıve detaylarda gösterdiği inceliknedeniyle diğer projelerden öne çıkmayı başarabilmiştir. Asplundbinasının kutsal masif ve karanlık yapısına tezat oluşturacak şekildehafif açık ve aydınlık bir yapı olarak şekillenen yeni kütüphane binasıdış mekanda oluşturulan iç avlularda ve iç mekan kurgusundaRotunda'nın formuna yaptığı başarılı referanslar jüri tarafındanprojenin önemli özellikleri olarak değerlendirilmiştir.Bilgi İçin: http://www.arkitekt.se“Archiprix-Türkiye <strong>2007</strong>Mimarlık Öğrencileri Bitirme ProjeleriUlusal yarışması” sonuçlandıGenç mimarların meslek hayatlarındaki ilk başarılarını temsileden ARCHIPRIX-T ürkiye <strong>2007</strong> yarışması sonu çlandı.ARCHIPRIX- Türkiye <strong>2007</strong> yarışmasında Türkiye'nin dört biryanındaki 13 üniversiteden 83 diploma projesi yarıştı.Türkiye'deki tüm mimarlık okullarını ortak bir platformda buluşturarakyapıcı bir rekabet ortamı yaratan ve mimar adaylarının ufkunugenişleten ARCHIPRIX-Türkiye Yarışması, bugüne kadar 21üniversiteden 700 öğrenciyi bir araya getirdi. ARCHIPRIX-Türkiyeyarışmasının bir diğer özelliği ise; 1996'dan bugüne kadar ödül alan 88genç mimarın, mesleki başarılarına ulaşmaları yolundaki ilk adımıtemsil ediyor olması.1996 yılından bu yana Türkiye'de düzenli olarak gerçekleştirilen“ ARCHIPRIX-Türkiye” yar ışmasının amacı:- Genç ve yetenekli mimarlara meslek icraları için şansoluşturmak,- Türkiye'deki Mimarlık öğretim kurumları arasında rekabetiarttırmak,- Sektörde faaliyet gösteren firmalara, daha iyi genç yetenekleribulma şansı sağlamak,- Türkiye'de Mimarlık mesleğinin kamuya tanıtımı ile itibarınınyükselmesine katkıda bulunmak,Uygulama alanı ile okulların karşılıklı ilişkisini güçlendirmek içinortam yaratmaktır.26 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> Pazartesi günü saat 18.00'de, <strong>Ankara</strong> ÇankayaBelediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi E Galerisi'nde düzenlenecek olanödül töreni ile sahiplerini bulacak. Türkiye'deki tüm mimarlık okullarınıortak bir platformda buluşturarak yapıcı bir rekabet ortamı yaratan vemimar adaylarının ufkunu genişleten yarışmaya katılan tüm projelerinyer alacağı sergi Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi, DGalerisi'nde 5 <strong>Aralık</strong> <strong>2007</strong> tarihine kadar gezilebilecek.1.ÖDÜLSabri Gökmen, ODTÜBordering The Water-RotterdamÇimsa Beyaz Çimento Ödülü2.ÖDÜLS. Eser Ergün, YTÜBeşiktaş'da Karma FonksiyonluÜst Geçit Projesi3.ÖDÜLÖzge Ü nlü,İstanbul Kültür Üniv.Yenikapı'da Metro İstasyonuAktarım Merkezi ve AlışverişKompleksi Tasarımı ProjesiMANSİYONLARHande Bağcık, Uludağ Üniv.İznik'te Su Sporları MerkeziGülbeniz Öztuğ, İTÜİstanbul Kartal'da Metropol İçinAçık KonutVolkan Dağlı, Osmangazi Üniv.Anti-mallTEŞVİK ÖDÜLLERİMiray Akıncıtürk Gür, Uludağ Üniv.Çekirge'de Termal Otel TasarımıGüven Çimenoğlu, YTÜCibali'de Öğrenci Konaklama-Ticaret-Kültür Yapısı TasarımıMert Uslu, Dokuz Eylül Üniv.Alsancak Bölgesinde ÇokRogramlı Rant Yapısı TasarımıKadir Uyanık, KTÜBahçecik'te Mahalle TasarımıLviv'de Sykhiv Konut Bölgesi Kentsel Merkez TasarımıUluslararası Fikir Yarışması, UkraynaTeslim Tarihi : 06.12.<strong>2007</strong>Yapı Endüstri Merkezi Mimarın İlk Yapısı ÖdülüTeslim Tarihi : 24.12.<strong>2007</strong>Kahramanmaraş Kültür Parkı Ulusal Mimari Proje YarışmasıTeslim Tarihi : 27.12.<strong>2007</strong>2008 UIA Mimarlık ÖdülleriTeslim Tarihi : 27.12.<strong>2007</strong>Yapı Endüstri Merkezi Mimari Tasarım ÖdülleriTeslim Tarihi : 07.01.2008İhracatçı Birlikleri “Ulusal Mobilya Tasarım Yarışması”1. Aşama Teslim Tarihi : 31.01.2008Dedalo Minosse Uluslararası Mimarlık ÖdülüTeslim Tarihi : 08.02.2008Mimarlık Okumaları Atölyesi1. Ödüllü Okuma ve Değerlendirme Yazıları SeçkisiÇalışmanın Son Teslim Tarihi : 08.02.2008PROSteel 2008 Çelik Yapı Projesi Öğrenci YarışmasıSon Başvuru Tarihi : 11.02.2008İTÜ Vakfı Bilim Ödülü <strong>2007</strong>Teslim Tarihi : 15.02.2008Adana Büyükşehir Belediyesi Ziyapaşa Mahallesi -MimarSinan Parkı Kesimi Kentsel Tasarım Ulusal Proje YarışmasıTeslim Tarihi : 19.02.2008Sinan’a Saygı Fotoğraf YarışmasıTeslim Tarihi : 28.02.2008Sinan’dan Bugüne Kamu Mimarlığı "Devlet ve Uygarlık”Afiş YarışmasıTeslim Tarihi : 29.02.2008JAE Dergisi ‘Tasarım’ Alanındaki Çalışmaları ÇağırıyorSon Başvuru Tarihi : 07.03.2008Uluslararası VELUX Ödülü 2008Son Kayıt Tarihi: 08.03.2008Uluslararası Cheongna Kent Kulesi Tasarım Fikir YarışmasıIncheon, KoreTeslim Tarihi :10.03.2008UIA 2008 Torino Danışma Noktası (Info Point) Tasarımı FikirYarışmasıSon Kayıt ve Teslim Tarihi : 11.03.20082008 UIA Mimarlık ÖdülleriSon Başvuru Tarihi : 14.03.2008Avrupa Kentleri 2008 Kamusal Alan Ödülleri’ne BaşvurularBaşladıTeslim Tarihi : 15.03.2008TOTEM- UIA 2008 Uluslararası Mimarlık ÖğrencileriYarışmasıSon Kayıt ve Teslim Tarihi : 27.03.2008


89temsilciliklerdenTMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ’NE BAĞLITEMSİLCİLİKLERE AİT GENEL KURULLARtamamlandıTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> tarafından <strong>Kasım</strong> ayında başlayan ve <strong>Aralık</strong> ayında tamamlananTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ne Bağlı Temsilciliklerin seçimli toplantıları tamamlanmıştır.UIA Proje YarışmasıDOĞAL AFETLERDEN SONRA BARINMA VEyenilenebilir enerji kaynaklarıEmine M. Komut, Yarışma Jüri ÜyesiyarışmaSeçimi yapılan Temsilcilikler ve Yönetim Kurulları aşağıdaki gibidir;BARTIN TEMSİLCİLİĞİBşk. : Ömer Kemal ÇubukçuoğluSek. : Hakan OrhanSay. : Emire ErkayaÜye : Erol KaymakçıÜye : Nihat Onat VuralBOLU TEMSİLCİLİĞİBşk. : Hüseyin ÖzsoySek. : İbrahim AksoySay. : Fatma VardallıÜye. : Nihat GülerÜye : Asuman Şentürk TekinÇAYCUMA TEMSİLCİLİĞİBşk. : Fuat KalaycıSek. : Tümay ŞenSay. : Selehattin KarakökÇORUM TEMSİLCİLİĞİBşk. : Arif CancanoğluSek. : Burak TorunSay. : H. Yasemin Ekmen LekÜye : Erdem Onur ÇiftçiÜye. : Koray AymanDÜZCE TEMSİLCİLİĞİBşk. : Nermin YılmazSek. : Ayla ŞahinSay. : Derya TaymazÜye : Serkan YıldızÜye : Hilal KaşkirELAZIĞ TEMSİLCİLİĞİBşk. : Mithat CoşkunSek. : Kazım SanaçSay. : Bayram KavakÜye : Süleyman ŞekerÜye : Mehmet BilenÇANKIRI ODA TEMSİLCİSİ SEÇİL ÇİVİTÇİOĞLUDEVREK ODA TEMSİLCİSİ BAHADIR BENGİTUNCELİ ODA TEMSİLCİSİ CENGİZ KIRMIZITAŞTOSYA ODA TEMSİLCİSİ ERDAL İPOĞLUSARIKAYA ODA TEMSİLCİSİ SÜHEYLA IŞIKSOYERZİNCAN TEMSİLCİLİĞİBşk. : Gökten ÇaştaşSek. : Sinan ŞengülSay. : Emre AslayÜye :ÜmitÖzkerÜye : Mehmet BoynukalınKARABÜK TEMSİLCİLİĞİBşk. : Mehtap BaşaranSek. : İlyas ÇavuşoğluSay. : Fatih DökmeciÜyeÜye: Bilnur Kızılırmak: Elif HacıalioğluKASTAMONU TEMSİLCİLİĞİBşk. : H.Nuray YücelSek. : Serhat SağlarSay. : Ali Kerim ÖzdikmenliÜye : Hilal KeskinÜye : Abdullah Ersen ÇetinKDZ. EREĞLİ TEMSİLCİLİĞİBşk.Sek.: Feridun Güleryüz: Şerife Sertan OcakcıSay. : Elif IşıkÜye : Sebahattin ÇardakÜye : Naime GülayKIRIKKALE TEMSİLCİLİĞİBşk. : Mehmet GökdemirSek. : Mehmet KorkmazSay. : Bekir Seçkin ErdoğanKIRŞEHİR TEMSİLCİLİĞİBşk. : Sevim ÖzdemirSek. : Necati GürSay. : Mehmet GömcüÜye : Mehmet KurtÜye : Murat ErgülMALATYA TEMSİLCİLİĞİBşk. : Abdurrahman YavuzSek. : Mahmut YaşaroğluSay. : Fevzi ÇelebiÜye. : Vefik Hüdaver ŞahinÜye : Fatma AltaşNEVŞEHİR TEMSİLCİLİĞİBşk. : Tuncel ÖçmenSek. : Nazife GürlekSay. : Fatoş SağcanÜye : Mustafa RehberÜye : Melike TokmakSİVAS TEMSİLCİLİĞİBşk. : Husamettin AcungilSek. : Zeynep GüzelSay. : Emrah SönmezÜye : Meryem ÜstündağÜye. : Ahmet Zahid EkinciZONGULDAK TEMSİLCİLİĞİBşk. : Turhan DemirtaşSek. : Muhsin MadenSay. : M. Kaan DanışmanÜye : Ece BakioğluÜye : Gökhan Emrah KaraaslanYOZGAT TEMSİLCİLİĞİBşk. : Ünsal AllıoğluSek. : Fethiye SaygıSay. : Ayşin ÖzkanÜye. : Nuran UsluÜye : Erdal ÖnalSon zamanlarda giderek artan ve daha çok sayıda nüfusuetkileyen doğal veya insanların neden olduğu afetler, tümdünyanın önemli bir gündemini oluşturdu. Öte yandan,giderek tükenmekte olan enerji kaynakları, bütün ülkeleriyeni enerji elde etme yöntemleri geliştirmeye veyayenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya yönlendirdi.Bunlarla birlikte, yakın dönemde dikkat çekmeye başlayanküresel iklim değişikliği nedeniyle de çevre duyarlılığı arttı.Tüm bu gelişmelerin sonucunda, mimarların çalışmaları dagünümüzde doğal olarak özellikle afetler, enerji ve iklimkonuları üzerinde yoğunlaştı. Afetlerde diğer ülkelerlekıyaslanamayacak kadar fazla kayıplar veren ve maddizarar gören üçüncü dünya ülkelerinde, birbirleriyledoğrudan ilişkili olan, sürdürülebilir kalkınmanınsağlanması, yoksulluğun azaltılması ve afet riskininazaltılması daha fazla öncelik kazandı. Bir ülkeninolanaklarını aşan çözüm arayışları ise, ikili, bölgesel veuluslararası işbirliğine önem kazandırdı. Bu nedenle,Uluslararası <strong>Mimarlar</strong> Birliği (UIA), sorunları irdelemek,çözüm önerileri geliştirmek ve bu süreçte yaratıcı fikirleriortaya çıkarmak amacıyla, uluslararası bir mimari fikirprojesi yarışması düzenledi.UIA Çalışma Programı 'Mimarlık ve Yenilenebilir EnerjiKaynakları'nın (ARES), Yunanistan Teknik <strong>Odası</strong> (TCG)sorumluluğunda 2 yıl önce başlattığı “Doğal AfetlerdenZarar Gören İnsanların Barınması İçin Yenilenebilir EnerjiKaynakları ve Bio-iklimsel Mimari“ konulu yarışmada,farklı coğrafi, topografik, ekolojik nedenlerle veya sosyalve politik krizlerle ortaya çıkan acil barınma gereksiniminikarşılamak için, yapılacak barınakların güvenli, sağlıklı,çevre duyarlı, enerji yeterli olması ve yenilenebilir enerjikaynaklarından yararlanılması, ayrıca barınaklarda veyerleşmelerde iyi yaşam kalitesi sağlanması, projelerdearanan temel koşullardı. Yarışmacılardan afetzedelerefarklı yerlerde, iklimlerde ve kültürlerde kısa sürede inşaedilebilecek ve hesaplı geçici barınma olanağı yaratacakyenilikçi fikirler ve bio-iklimsel barınak tipolojilerigeliştirmeleri isteniyordu. Afet sonrası bireylerin acilBirinci Ödülİkinci Ödül


1011Mansiyonlardan üç farklı öneriÜçüncü Ödülbarınma gereksinimini karşılamak üzere tasarlanan ünitelerde, yeni inşa tekniklerinin ve uygulamalarınınaraştırılması, barınakların çabuk ve kolay yapılması, çözümlerin uyarlanabilir ve esnek olması, kentsel ve toplumsalyeniden yapılanmayı teşvik etmesi de kriterler arasında yer alıyordu.Afetlere, enerji kaynaklarına ve bio-iklimsel mimariye duyarlı olan bu yarışmada projelerin yerine getireceğikoşulların çoğunun belirlenmesinin yanı sıra, projenin yapılacağı coğrafi alanı, arazi bilgilerini, iklim koşullarını vedoğal afet türünü yarışmacıların kendilerinin belirlemesi bekleniyordu.<strong>Kasım</strong> 2006 da ilan edilen yarışmaya 200 den fazla başvuru yapıldı ve Haziran <strong>2007</strong> sonunda teslim edilen 67 proje21-24 Eylül <strong>2007</strong> tarihlerinde Atina'da değerlendirildi ve 3 ödül, 5 mansiyon ve 2 özel mansiyon olmak üzere seçilentoplam 10 projeye ödül verildi. Yarışmaya katılan projelerin tümü, tanımlanan sorunlara çok iyi çözümler getirenyüksek kalitede projelerdi. Uluslararası yarışma jürisi Wolfgang Tochtermann, UIA Uluslararası YarışmalarKomisyonu Direktörü, başkanlığında Jordi Farrando, UIA Genel Sekreteri, Nikos Fintikakis, UIA ARES Direktörü,Manfred Hegger, Giancarlo Ius, UIA 1. Bölge Başkanı, Emine Komut, Reuben Mutiso, Patricia Patkau, EisabethSiola, UIA Yunanistan Kesimi Başkanı ve Nikos Belavilas'dan oluşuyordu. İlk kez tümüyle bir UIA ÇalışmaProgramı'nın insiyatifinde yürütülen bu yarışmanın ödüllerinin tutarı 70 000 Euro idi. Yarışma ile ilgili ayrıntılı bilgi vekatılan projelere yarışma web sitesinden ulaşılabilir: www.arescompetition.comProjeleri değerlendirmek için, jüri belli başlı kriterleri ve bu başlıklar altındaki maddeleri saptayarak çalışmasınısürdürdü; bu kriterler, Mimari Kalite, Afet sonrası Acil Durum için etkin çözüm, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarındanyararlanma, Toplum ve Birey Yaşam Kalitesi, Ekolojik Kalite ve Maliyet idi. Bu kriterlerin açılımı projelerdegerçekleştirilmesi istenen tüm koşulları kapsıyordu. Yarışmaya katılan projelerin afetlerden sonra yapılacakbarınaklara çözüm için önerilerindeki temel yaklaşımları incelendiğinde bazı ortak noktaların olduğu ortaya çıktı. Butemel yaklaşımları özetlersek; bir grup proje problemi yerel malzeme ve yerel teknoloji kullanarak orada yaşayanhalkın kendisinin inşa edeceği barınaklarla çözüyordu. Bir başka grup projede ise, gelişmiş teknoloji ve yerelolmayan malzeme ile yabancı uzmanlar tarafından inşa edilen barınaklar öneriliyordu. Ayrıca, iki uçta olan buönerilerin farklı boyutlarını biraraya getiren bazı ara çözümler de vardı. Diğer bir grup projede, hızlı ve etkin çözümsağlayacak, başka bir yerden nakledilerek getirilen ve yine uzman işgücü gerektiren prefabrik elemanlarlakurulacak üniteler çözümü oluşturuyordu. Projelerin bir bölümünde, birbirine eklenerek büyüyebilen, konut dışındafarklı işlevler için de kullanılabilen birimlerin önerilmesi ise, önemli esneklik ve uyarlanabilirlik getiriyordu. Bir başkagrup projenin yaklaşımında da, sosyal yaşam ve dayanışma öne çıkartılarak tüm proje bu kavramlar etrafındakurgulanmıştı. Bütün bu yaklaşımların projelerde gerçekleşme biçimi ve kombinasyonları değerlendirilerek, 3 günsüren jüri çalışmalarının sonunda ödül alacak projeler belirlendi.Yarışmaya katılanlar ile yaptıkları projeler incelendiğinde gözlemlenen diğer birözellik de, yarışmacıların projeleri için seçtikleri doğal afete maruz ülkelerinvatandaşı olmayıp, çoğunlukla o ülkeyi ve problemlerini yakından tanıyangelişmiş bir ülkeden katılmaları idi. Bu durum, dünyada süren küreselleşmeolgusunun olumlu bir boyutunu yansıtıyordu.Ödül alan projelerde özellikle öne çıkan öğeleri de şöyle özetleyebiliriz. Birinciliködülü alan projenin, jürinin belirlediği kriterlerin büyük çoğunluğunu yerinegetirdiği, işlevsel, esnek, uyarlanabilir, evrensel, enerji etkin ve mimari kalitesininyüksek olduğu belirtildi. Ayrıca, Fas'ın Safi kenti için geliştirilen bu çözümde,probleme yaklaşımının anlamlı ve ilginç olması, farklı iklim koşullarında ve farklıafetlerde kullanılabilecek büyüyebilen ünitelerin kolay taşınması ve kurulması,farklı işlevlere uygun olması, yenilenebilir enerji kaynaklarını üst düzeydekullanması ve kaliteli çözüm getirmesi olumlu görüldü. Buna karşılık Hindistan'ınGujarat kentinde deprem sonrası için öneri getiren ve ikincilik alan projede ise,önerinin basitliği, kolay yapılabilirliği, yerelliği, taşınabilirliği, iklim koşullarınaduyarlığı, malzeme kullanımının etkinliği ve sosyal dayanışmayı desteklemesiöne çıkan öğelerdi. Üçüncü olan proje, ABD'de Boston kenti özelinde suseviyesinin yükselmesi veya sel sonrası için tüm büyük kentlerde ve gelişmişbölgelerde uygulanabilir ilginç bir afete hazırlıklı olma sratejisi geliştiren birörnekti. İleri teknoloji kullanan bu proje, çevre yolları üzerindeki büyük alışverişmerkezlerinin otopark alanlarında önceden hazırlanan altyapı ve acil durumdaservis birimi olan 'Büyük Kutu'ların bu altyapıya bağlanması ile acil barınmayıetaplı olarak çözüyordu. Kentsel olan bu çalışma, yenilenebilir enerjikaynaklarının kullanımında yenilikçi teknolojilerden yararlanması, ulaşılabilirliğisağlaması ve tüm dünya kentleri için geçerli evrensel bir öneri getirmesi, herölçekte ve her etapta geçerli bir çözüm sunması nedeniyle çok boyutlu ve akıllı birproje olarak değerlendirildi. Diğer projelerde ise, daha önce belirtilenniteliklerden bir kısmının farklı kombinasyonlarda kullanılmasının yanı sıra, buprojelerde modüler birimler, ekolojik çözüm, geleneksel yaşam öğeleri, duyarlı vehuzur veren mekan tasarımı, dönüştürülebilir malzeme kullanımı gibi öneriler deyer alıyordu.Bu yarışmaya katılan projelerin sergisi Torino'da yapılacak 2008 UIA Kongresinetaşınacak, Kongre programı kapsamında yarışmanın tartışılacağı bir kolokyumdüzenlenecek ve ödül alan yarışmacılar için ödül töreni gerçekleştirilecektir.Birinci ÖdülJoao M. Barbosa Menezes deSequeria, Ana Carina BernardoFigueiredo, Marta Joao PimentaMoreira, Pedro Miguel FernandesFerreira (Lizbon, Portekiz)İkinci ÖdülBauer Benno, Weidmann Sven(Stuttgart, Almanya)Üçüncü ÖdülRichard Jones, Anne Brockelman,Marc Perras, Ryan Senkier,Yutaka Sho (Boston, ABD)Mansiyonlar- Touzani Sirine, Ferran YustaGarcia (Nizan, Fransa)- Francesca Thiebat, AndreaVeglia, Benedetta Veglia, JacopoTesta, Luca Rocca, CamilloBoando, Sıla Giriftinoğlu (Torino,İtalya)- Herbert Kuehnlein, SteffiKuehnlein, Stacy Wyman, ErikaMorgan (Nurnberg, Almanya)- Vyzoviti Sofia, Adilenidou Yota,Michos Stergios, Karga Valentina,Chronaki Myrto, Manos Stratos,Karanastasi Elina, (Selanik,Yunanistan)- Kakavas Spyros, GiannissisDimitris, Klonizaki Heleni,Stamataki Kostanti, P.Chatzinikolaou (Atina,Yunanistan)Özel Mansiyonlar- Maurice Clarke & Ndash -Ecologgia Architects (St. Albans,İngiltere)- Demet Mutman, AlexandreMussche (Bursa, Türkiye)


10TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 2002 yılındanitibaren her yıl Ekim ayının ilkhaftasından başlayarak Dünya Konut ve Mimarlık gününü deiçine alan tarihlerde MimarlıkHaftası düzenlemektedir. 2004 yılından itibaren ise, değişiktemalarla gerçekleşen buetkinlikler bütünü “ Mimarlığın Toplumla Buluşması”kapsamında bir festival olarakkoordine edilmektedir. “ <strong>Ankara</strong>'nın Söküklerini Dikmek”,” Başka Bir MimarlıkMümkün”, “ Kentsel Dönüşüm”, ” Metamorfoz” konularıbugüne kadar işlenen veyoğun katılımlarla gerçekleşen temalardır. Konserlerin,sergilerin, film gösterimlerinin,söyleşilerin, imza günlerinin, atölye çalışmalarının, panel veuygulamalıatölyeleringerçekleştiği bu etkinliğin <strong>2007</strong> yılındaki üst başlığı ise 2008yılı etkinliklerini de hedef alanbir yaklaşımlaMİMARLIĞINSOSYALDOĞRUFORUMUNAolarak belirlenmiştir.<strong>2007</strong> yılı teması bu kapsamda 2008 yılındagerçekleştirilecek olan Mimarlığın Sosyal Forumu'nayönelik bir ön çalışma olarak kurgulanmış ve uluslararası birorganizasyon olarak planlanmıştır.MİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>Türkiye'de ve dünyada son yıllarda uygulanan neo-liberal politikalar etkisini yaşamın vazgeçilmez birparçası olan mimarlık alanında da artırarak göstermekte ve mimarlık süreçleri alınır satılır bir “iş” olarak“profesyonelizme” doğru sürüklenmektedir. Mimarlığın ticari bir hizmet türü olarak algılanması ve yasalmevzuatın da bu yönde geliştirilmesi, bir yandan mimarlığı barınma, kültür ve sosyal bir sorun olmasındançok, gayrimenkul ve yatırım sorunsalı olarak ele alınmasını, bir yandan da kentlerin geri dönülemez birbiçimde dönüşmesini sağlamaktadır. Mimarlık ortamı ise bu süreçte “star mimarların” ürettikleri “megaprojeleri”tartışmaya başlayan bir eğilimle, mimarlığın toplumsal bir sorumluluk olduğu gerçeğiniuygulama süreçlerinde göz ardı etmeye başlamıştır. Diğer yandan mimarlık eyleminin temel iki öğesi olanemek ve doğa ise büyük bir yıkımla karşı karşıya kalmıştır.Uygulanan ekonomik ve siyasi politikaların sonuçları, dünyamızı yaşanamaz bir duruma doğrugötürmektedir. Yaşanan bu süreçte ekolojik kriz derinleşmekte; dünya, topyekun bir yok olma tehdidialtında bırakılmaktadır. Emek ve doğa sömürüsü ekolojik yıkımın temel nedenidir. Bu yıkım karşısındayeni çözüm önerileri, üretim ve tüketim biçimleri geliştirmek gerekmektedir. Küresel ekolojik yıkımkarşısında ise yeni yollar ve kavramlar ortaya çıkartan toplumsal hareketler gelişmektedir. <strong>Mimarlar</strong>ınörgütlü olduğu toplumsal yapılanmalarda da bu açıdan değişik kavramlar ve açılımlar dikkat çekmektedir.TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> de mevcut mimarlık söylemleri ve eylemlilikleri içerisindedünyada faaliyet gösteren küreselleşme karşıtı mimarlık gruplarını buluşturarak. mimarlığın toplumsal ve sosyal yanını da önemseyen· herkes için mimarlığın bir hak olduğu düşüncesi ile mimarlık üretim süreçlerinin farklı alanlar vefarklı yaklaşımlarla tartışılmasını ve gelecek kurgularının oluşturulmasını,· mimarlığın sosyal ve toplumsal yanının ve nasıl bir toplumsal sorumluluk içerisinde mesleğingeliştirilebileceğini,. mimarlık ortamında da uluslararası bir dayanışma ağı ve eylem programı kurgulanmasınıhedefleyerek 2008 yılında “Mimarlığın Sosyal Forumunu” organize etmeyi planlamıştır.Bu anlamda <strong>2007</strong> Toplumsal Mimarlık Şenliğinde toplum hizmeti için gerçekleştirilecek, düşük gelirgruplarının barınma sorunları, savaş ve şiddet ortamında barınma hakkı ve fiziksel çevre, göç, doğavarlıklarının ve tarihi çevrenin korunması ile birlikte doğayla birlikte, bugünün ve gelecek kuşaklarınyaşam hakkını yok etmeyen bir mimarlık yaklaşımının tartışılması ve kurulması ana hedef olarakalınmıştır.Bu nedenle “ Mimarlığın Sosyal Forumuna Doğru Toplumsal Mimarlık Şenliği” <strong>2007</strong> yılındaalışageldiğimiz mimarlık söylemlerinin dışına çıkarak alternatif söylemlerin tartışılacağı etkinlikler olarakplanlanmıştır. Mimarlığın Sosyal Forumuna Doğru başlığı altında Toplumsal Mimarlık temasıyla“Ekolojik Mimarlık, Toplumsal Dinamikler ve Katılımcı Kent Yönetimi” olarak üç ana aks üzerindeşekillenmiştir.Bu akslar altında, TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> düzenlediği <strong>2007</strong> Mimarlık Şenliğietkinliklerinde mimarlığı yeniden yaratmanın toplumsal sorumluluğuyla, üretim-tüketim ilişkilerimiz ve builişkilerin ortaya çıkardığı sorunlar ve bu sorunlar karşısında ortaya çıkan kavramlar ve hareketleriodağına almıştır.


FORUMLAR | PANELLERTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> olarak mimarlıkbilgi birikimini arttırmaya yönelik üzerinde önemledurduğumuz etkinliklerden ikisi panel ve forumlardır.Panel ve forumlarda akademik bilginin katılımcılarınzenginliği ve pratikteki deneyimlerle birleştiği kanısındanyola çıkarak, kent ve mimarlık gündemine dair problemlerele alınmaktadır.“Mimarlık ve Toplum”“ Ekolojik Mimarlık”“ Katılımcı Kent Yönetimi,veTüm kentlilerin katılımına açık olarak gerçekleştirilen vekarşılıklı deneyim alışverişinin mümkün olduğu buorganizasyonları kurgulamanın en önemli amacı katılımcıdüşünce modelinin oluşturulmasıdır.Bu amaçla TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> olarakkurguladığımız Mimarlık Haftası etkinliklerinin önemlibileşenleri panel ve forumlar olmuştur.Mimarlık Şenliği <strong>2007</strong> etkinlikleri kapsamında ise panel veforumlar son yıllarda mimarlık ortamında çok sık tartışılanüç ana tema üzerinden şekillenmiştir.Bu temalar;“MimarlıkveToplum”,“EkolojikMimarlık”ve“ Katılımcı Kent Yönetimi


MİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>17FORUMMİMARLIK VETOPLUM16 Ekim <strong>2007</strong> tarihinde <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> Genel Merkezi ile ortaklaşa gerçekleştirilen Mimarlık ve Toplum Forumumimarlığın toplumla kurduğu ilişkinin günümüzdeki durumunun tespitini hedeflemiştir. Bu forum mimarlığın toplumlakurduğu ilişki açısından toplumun değişik kesimlerinin mimara, mimarlığa nasıl baktığını, nasıl değerlendirdiğini tespitetmek ve halen oluşturmaya çalıştığımız “TÜRKİYE MİMARLIK POLİTİKALARI” belgesine veri oluşturmakanlamında önemli açılımlar sağlamıştır. Foruma katılan konuşmacıların mimarlık topluluğu dışından olması bu anlamdaönemsenmiş ve bu şekilde toplumun değişik temsilcilerinin görüş ve değerlendirmelerinin elde edilmesiamaçlanmıştır.ön plana çıkan bazı unsurlara değinmiştir. Bu unsurların mimarın diğer disiplinlerle olan ilişkisinizayıflattığını belirtmiştir. Şahin'in üzerinde durduğu bir diğer önemli konu mimarın kullanıcısından vepratikteki uygulamalardan kopuk bir projelendirme süreci üzerine yoğunlaştığı, bu nedenle çoğu zamanverimli mimarlık ürünleri alınmadığı konusuna değinmiştir. Diğer taraftan teknolojik gelişmeler vemimarlık arasındaki ilişkinin yeterince kurulamadığına da dikkat çekerek konu üzerine çalışmalaryapılması gerektiğini belirtmiştir.İkinci konuşmacı olarak söz alan İbrahim Mınçıoğlu, eğitimci olarak bulunduğu okulda <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong><strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin Çocuk ve Mimarlık çalışmalarını ele almıştır. Bu çalışmaların çocuğun gelişimindeönemli bir yere sahip olduğunu belirten Mınçıoğlu, söz konusu çalışmaların çoğaltılması ile birliktekentlilik bilincinin yaygınlaştırılabileceğini, mimarın ve mimarlığın toplum içerisinde tanımının genişkesimlerce yapılabileceğini belirtmiştir.Bir diğer konuşmacımız Turan Çakar mimarın toplumla kurduğu ilişkinin tüketici hakları üzerindengelişmesi gerektiğinden bahsetmiştir. Tüketiciler açısından hak olan, sağlıklı çevre, planlı kent oluşumuve yapılan belediye uygulamalarını bir kentli olarak, aynı zamanda da tüketici olarak sormamız vesorgulamamız gerekliliğinden bahsetmiştir. Bir tüketici olarak sağlıklı çevrelerde yaşabilme hakkınınaraştırılması ve savunulmasında hangi yöntemlerin kullanılabileceğine dair ipuçları da vermiştir.Mansur Yavaş ise bir Belediye Başkanı olarak Beypazarı örneği üzerinde durmuştur. Bu anlamdamimarlığa dair uygulamaların halkın bilinçlendirilmesi ile gelişebileceğini belirtmiştir. Özellikle korumauygulamalarında toplumun bilinçlendirilmesi için nasıl çalışmalar yaptıklarını aktaran Yavaş, korumauygulamaları, bu uygulamalardaki yaklaşımlar, halkın katılımı ve toplum mimarlık ilişkisi üzerindedurmuştur.Gazetelerde kentle ilgili yazılarına sıkça rastladığımız Yaşar Sökmensüer ise kentte yaşanan songelişmeler üzerinde durarak, bu gelişmelerde mimarın ve mimarlar odasının rolünü sorgulamıştır.Sökmensür yazılarını yazdığı kent <strong>Ankara</strong> için 'Kaçırılmış Fırsatlar Kenti' tabirini kullanarak, bu kavramüzerinden belediye yönetimleri ve uygulamaları Hipodrom, Atatürk Orman Çiftçiği, Gençlik Parkı alanlarıve Ulus, İstasyon, Opera, Sıhhiye, Zafer, Kızılay, Tandoğan meydanları gibi önce küçülmüş, sonra yokolmuş meydanları ve kentsel çalışmalarda kazanımlara sahip olan <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın toplum tarafındannasıl algılandığına dikkat çekmiştir.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> Yönetim Kurulu Üyesi Emre Madran'ın oturum başkanlığı yaptığı forum, Tüketici Hakları DerneğiGenel Başkanı Turan Çakar, <strong>Ankara</strong> Barosu’ndan Akif Kurtuluş, GOP- Necla İlhan İpekçi İlköğretim Okulu Öğretmeniİbrahim Mınçıoğlu, Hürriyet Gazetesi yazarı Yaşar Sökmensüer, ATO İnşaat Malzemesi Satıcıları KomitesindenAhmet Harun Şahin ve Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın katılımlarıyla gerçekleştirilmiştir.Konuşmaya ilk olarak başlayan Ahmet Harun Şahin, kendi eğitimi ve bu eğitimde mimarlık öğrencileri ile ilişkilenmebiçiminden yola çıkarak mimarın eğitimindeki eksikler ve yanlışlıkları dile getirerek, “mimar” kimliğinin oluşmasındaSon konuşmacı olan Avukat Akif Kurtuluş, bir yurttaş olarak yaşadığımız kenti ve bir kullanıcı olarakmimarlıkla kurduğumuz ilişkiyi irdeleyerek, sorunun yalnızca halkın bilinçlenmesinde yatmadığını aynızamanda mimarların da sisteme alternatifler üretecek ürünlerin oluşturulmasında özverili olmalarıgerektiğini belirtmiştir. Kurtuluş, kentlerdeki çarpık yapılaşmanın da yalnızca yerel yönetimlerin suçuolamayacağını, bu sistemin bir parçası haline gelen mimarın da kendisini sorgulaması gerektiğinibelirtmiştir.Forum soru cevap bölümü ile zenginleşerek tartışma bölümü ile son bulmuştur.


19FORUMTOPLUMSALHAREKETLER“Mimarlığın Sosyal Forumuna Doğru” <strong>2007</strong> Toplumsal Mimarlık Şenliği’nde üzerinde durulan konulardan biri demimarlık hizmetlerini satın alamayacak ekonomik sosyal ve siyasal politikalarından dolayı mağduriyete uğramışkesimlerine yönelik verilecek mimarlık hizmetinin nasıl gerçekleşeceğidir. Bu konular <strong>2007</strong> etkinliklerinde uygulanmışörnekler üzerinden tartışılmıştır. Bu doğrultuda dünya ölçeğinde değişik toplumsal uygulamalar ve eylemliliklergerçekleştiren aktif topluluklarının katılımları ile bir toplumsal mimarlık ağı oluşturmak Mimarlık Şenliği <strong>2007</strong>'ninhedeflerinden birisi olmuştur.Yine Mimarlığın toplumla kurduğu ilişki açısından önemsediğimiz diğer bir alan ise mimarlıkla, kent ve çevre ile ilgiligelişen yeni toplumsal dinamikleri de bir araya getiren ve bir dayanışma ağı oluşturup deneyimlerin paylaşılmasınısağlayarak yeni bir kent toplumsal hareket platformunun oluşturulmasını tartışmaktır.Bu kapsamda; Mimarlık toplum yararına nasıl şekillenmelidir? Bu üretim sürecinde mimarın, işverenin, mimarlarörgütlenmesinin rolü nedir? Kentte politik, toplumsal hareketliliğin zeminleri var mıdır? Siyasetin ya da ideolojikyapılanmaların mimarlık eylem alanı ile ilişkisi var mıdır? v.b. gibi soruların yanıtlarının aranmaya çalışılacağıetkinliklerde;YOKSULLAR İÇİN MİMARLIK | GECEKONDULAR | SOSYAL KONUT ÜRETİMİ | AFET SONRASIYAPILAŞMA VE KONUT ÜRETİMİ | ZORUNLU GÖÇ | SAVAŞ VE MİMARLIK | ŞİDDET VE MEKÂN |TUTSAKLIK MEKÂNLARI | EVSİZLİK / MEKÂNSIZLIK | TOPLUMSAL HAREKETLER VEÖRGÜTLENMELER | TOPLUMSAL EMEK VE MİMARLIK konu başlıkları ve anahtar kelimeler programdaönemsenmiştir.HERKES İÇİN MİMARLIK


MİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>21FORUM2TOPLUMSALHAREKETLERİnsanlığın karşı karşıya kaldığı doğa ve emek yıkımına karşı Türkiye'nin dört bir yanında mücadele verenyerel inisiyatiflerin aktörleri, 20 - 21 Ekim <strong>2007</strong> tarihinde düzenlenen "Toplumsal Hareketler Forumu'nda"yoğun bir bilgi ve deneyim paylaşımında bulunmuştur. Forum sonucunda ülkenin ve dünyanın geleceğiaçısından umut verici sonuçlar elde edilmiştir.Forumda toplumsal ve siyasal hareketlerin arasındaki açının giderek daralmasına paralel olarak önemlitespitlerde bulunuldu. Bu tespitlerden bazıları şöyleydi: "Ülkenin doğa, tarih, kültür varlıkları neoliberalkapitalistpolitikalar ile sermayenin talanına açılmıştır. Sermaye doğa ve kültürü özel mülkiyet konusuhaline getirmektedir. Bu süreç aynı zamanda, kırda ve kentte emeğiyle geçinen milyonlarca insanınyaşam koşullarını da yok etmektedir. Ekolojik kriz hem doğayı hem de emeği yoksullaştırmaktadır. Su,Hava, Toprak yok olmakta, düşük gelir gruplarının bu varlıklardan yararlanma hakları yok edilmektedir.Artvin'den, Eşme'den, Kazdağları'ndan, Bergama'dan foruma katılanların dile getirdiği gibi, baştamadencilik yasası olmak üzere yasal mevzuat, devlet politikaları halkın ve doğanın yaşamını değilşirketlerin çıkarlarını savunmaktadır. Altın madenciliği karşıtı hareketler, neoliberal düzene karşı, doğaylabarış içinde yaşamı savunmaktadırlar. Bu açıdan madencilik talanına karşı yürütülen mücadelelerin bir anönce ortak bir zeminde yürütülmesi, örgütlenmesi konusunda forumda fikir birliği oluşmuştur."Diğer yandan forumda madencilik faaliyetleri yanında, doğa varlıklarını çöp, çimento ve termiksantrallerinin de tehdit ettiği vurgulandı. Bu gelişmelere paralel olarak, binlerce insanınyoksullaştırılmakta, mülksüzleştirilmekte olduğu belirtildi.Foruma katılan temsilciler geleceğe yönelik bir eksen geliştirirken de şu noktaları vurguladı, Hızlabüyüyen, kırsal tarım arazisini yok eden, kırsalın emek ve doğa gücünü sömüren kentler ve kentli yaşamıdiğer bir sorun alanı olarak önümüzde durmaktadır. Anti demokratik, sermaye odaklı politikalar eksenindebüyüyen kentler, ulaşım, barınma, su, enerji, gıda… merkezli sorun odaklarıyla, ekolojik kriziderinleştirmektedir. Kentsel dönüşüm projeleri, tek tip yapı üretme pratikleri, kara taşımacılığı, kentlerin,orman, su, hava varlıklarını yok etmektedir. Bir yandan kırsal nüfus, topraklarından koparılarak kentvaroşlarına hapsedilmeye çalışılmakta diğer yandan da milyonlarca insan kenti varoşlaştırdıklarıiddiasıyla kentin çeperlerine itilmektedirler. Tıpkı Allianoi, Hasankeyf'de olduğu gibi insanlığın gelişimindetarihsel değere sahip olan kültür varlıkları birer birer yok edilmektedir. Toplumsal hafızamızı yok etmeyeyönelik tüm bu girişimlere karşı mücadele eden hareketler, Kültürel mirası korumanın, tarihsel birsorumluluk olduğunu vurgulamaktadırlar. Orman talanları, mera kanunu, 2A ve 2B uygulamaları, kıyılarıyok eden kanunlar ve kararlar, suların özelleştirilmesi kentleri ve kırı birlikte yok oluşa sürüklemektedir.Yasal mevzuatla desteklenen bu talan girişimleri özünde yanlış enerji, su, tarım, hava, kır ve kentpolitikaları ve ülkenin doğal ve kültürel varlıklarının sermayeye sunulması yatmaktadır. İklim değişikliğininkökeninde de bu sermaye odaklı politikalar yatmaktadır.Hava, su, enerji, tarım konularında şirketlerin çıkarlarına göre, plansız ve gündelik yaklaşımlarla yönetilenülkede kır ve kent hızlı bir şekilde parçalanmaktadır.Sinop'ta ve tüm dünyada nükleer santrallere karşı mücadele eden SİNYAD ve nükleer karşıtları, kirlienerjinin, kimin için ve ne amaçla üretileceğinin sorgulanmasını savunmaktadır. Enerjinin savaş için değilbarış için üretilmesine vurgu yapmaktadırlar.GDO'YA Hayır Platformu Temsilcisi, Tohumculuk Kanunu'nu yağma kanunu olarak vurgularken, tarımdayaşadığımız çöküşün, bir uygarlığın çöküşü olduğunu vurgulamıştır. DOĞADER temsilcisi Cargill'in tarımarazileri üzerine yaptığı tesisin hukuk dışı olduğunu, yeraltı sularını hukuksuzca kullanan fabrikaların,Bursa gibi tarım açısından verimli, tarihsel süreç içerisinde çeşitli yerleşimlere sahne olmuş bir kentisusuz bırakacağını vurgulamıştır. Yaşamlarını korumak isteyen halkın, yıkım politikalarına karşı açtığıdavalarda aldığı yargı kararları uygulanmamaktadır. Antalya'da Taş Ocağına Karşı Mücadele edenköylülerin dediği gibi "sermayenin kar hırsı karşısında doğa ve insan yaşamı yok sayılmaktadır."Kırda ve Kentte gelişen bu yıkım ve yağma politikalarına karşı ülkemizin kentlerinde ve kırlarında verilenmücadelelerin ortaklaştırılması, bütünlüklü bir mücadele sürecinin örgütlenmesi tüm toplumsalhareketlerin ortak iradesi olarak ortaya çıkmaktadır. Toplantı katılımcılarının tamamı tarafındansavunulan bu birlik iradesi forumun ülkemizin toplumsal mücadele tarihine not düşülmesi gereken enönemli sonucudur. Bu birlik iradesinin daha da geliştirilmesi, toplantıda bulunamayan olası diğer öznelerinde bu birlik altında birleştirmesi ve bir araya gelişin somut politik zeminlerinin başlıklarının saptanması vetartışılması açısından benzeri forumların önümüzdeki dönemde tekrar düzenlenmesi kararlaştırılmıştır.Toplumsal hareketler forumu, ekolojik sorunları, kapitalizmle ilişkilendirmek suretiyle önemli bir politikeşik belirlemiştir. Ekolojik krizin, kent ve kır çelişkisinden, doğa- emek- kültür arasındaki yarılmadan,yönetim ve üretim arasındaki parçalanmadan, kadın ve erkek arasındaki toplumsal çelişkilerden, türler vehalklar arasında kurulan hiyerarşiden kaynaklandığını sahiplenmiştir. Bu açıdan ekolojik krizi, çevresorununa indirgemeden tartışmıştır. Forumda, Ekolojik krizin, emeği ve doğayı eksenine alan politikalarlaaşılabileceğini ifade etmiştir. Forum aynı zamanda, Ekolojik krize karşı yürütülen, yerel, bölgesel, ulusalve küresel düzeydeki direnişlerin eşit önemde olduğunu ve bunlar arasında bir öncelik tercihi yapılmasınıreddeden bir ekseni sahiplenmiştirKent ve kır yoksullarının mücadelesini toplumsal muhalefetin bütünlüğü içerisinde, antikapitalistbir perspektifte, emek eksenli, Türkiye'nin toplumsal barışına hizmet eden bir halk hareketi olarakgeliştiren ve büyüten, sermayenin talanına karşı her türlü zorluğu göğüsleyen, eşit ve özgür birdünya idealine sahip olan herkes bu forumun iradesinin gerçek sahibi olarak kabul edilmiştir.Bu açıdan da forum, ekolojik krize karşı yürütülen mücadeleleri, toplumsal muhalefetin diğer bileşenleriile birlikte, yoksulların, kadınların, topraksızların, kent ve kır hareketlerinin, ezilenlerin küreselsermayenin saldırı politikaları karşısında emek eksenli, Türkiye'nin toplumsal barışına hizmet edenantiemperyalist ve antikapitalist toplumsal bir dinamik olarak örgütlenmesinin önemine dikkat çekmiştir.Forum katılımcıları daha sonra farklı zeminlerde bir araya gelme umuduyla iki günlük yoğun tartışma,tanışma ve birlikte hareket edebilme iradesi ile forumu sonuçlandırmıştır.


FORUMLAR | PANELLERMİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>23DOĞA İLE BİRLİKTE YAŞAMA UFKU YİTİRİLMİŞTİRYAŞAMI YENİDEN KURMAK VEEKOLOJİKMİMARLIKKentlerin plansız, tüketime odaklı, doğa ile birlikte yaşama ufkunu yitirmiş bir eksende gelişmesitoplumsal yarar yerine, özel çıkarın ön plana geçmesi, kamu hizmetlerinin paralı hale gelmesi kenthayatının daha da zorlaşmasına neden olmuştur. Özel çıkar gruplarının, toplumsal yararı gözetmemesisonucunda;. Kentin, havası, suyu, toprağı kendini yenileyemez ve meta halinde alınır ve satılır duruma gelmiştir.Kentin sınırlarının hızla büyümesi, kentin çeperlerinde kenti besleyen tarım arazilerinin, su-ormangibi doğal varlıkların yok olmasına neden olmuştur.. Rant odaklı hızla büyüyen sermaye, kentin yıkılıp yeniden yapılaşması sürecinde, doğa varlıklarınıonarılamaz biçimde, aşırı tüketmiştir.. Büyüme finans piyasaları tarafından belirlenmeye başlamış, bu büyümenin önündeki her türlü engelhukuki ya da hukuk dışı yollarla bastırılmaya çalışılmıştır.. İnşaat, çimento, enerji, maden sektörünün Ortadoğu'da büyük bir pazar haline gelmesi ile emek vedoğa sömürüsü yoğunlaşarak artmıştır.. Taş ocakları; tarım arazileri; kum işletmeleri, nehir ve dere yatakları; dönüştürülemeyen katı atıklar;orman ve su varlıklarını yok etmeye başlamıştır.. Uluslararası iş gücünün dünya pazarlarında dolaşması, emek gücünün örgütsüzleşmesi, sermayeninfinansal genişlemesi emeğin de sömürüsünü hızlandırmıştır.Kapitalistleşme, sanayileşme ve büyüme politikalarının ekseninde ekolojik kriz derinleşmektedir.Sömürüye dayalı iktisadi ve sosyal yaşamın ortaya çıkardığı ekolojik kriz tüm dünyayı etkisi altına almıştır.Yaşamın maddi zenginliklerinin eşit ve adil olarak paylaşılamaması, doğa varlıklarının her geçen gün dahaçok tüketmeye dayalı üretim biçimlerimizle hoyratça tahribatı, sonuçlarını çok hızlı bir şekilde ortayaçıkarmaktadır. Yaklaşık otuz yıldır bilim insanlarının ve toplumsal hareketlerin “yaşamı değiştirmek gerek”haykırışları pek dikkate alınmamıştır.Buna karşın 7'den 70'e herkesin ağzında dolaşmaya başlayan bir olgu olan “ küresel ısınma” son yıllardamimarlık gündeminde de yer almaya başlamıştır. Uluslararası <strong>Mimarlar</strong> Birliği’nin (UIA) bu yılın MimarlıkGünü temasını “Sıfır Emisyonlu Mimarlığı Aktarmak” olarak belirlemesi bu durumun en önemligöstergesidir. Bu tema ile birlikte UIA “mimarların, bina ve kentlerin tasarım, yapım ve kullanımındakarbondioksit emisyonunu önemli derecede kontrol ederek, bu oranı düşürme potansiyelini vurgulamayı”hedeflemektedir.UIA'nın kendine belirlediği temadan yola çıkarak mimarlık ve çevre ilişkisini sorgulamaya başladığımızdave UIA'nın belirttiği gibi “kentler üzerinde atık gazların birikimi ile oluşan sera etkisinin ve CO2emisyonunun % 50'sinin inşaat ve ulaşım sektöründen kaynaklandığını” dikkate aldığımızda mimarlıküretim, yöntem ve araçlarının önemi göze çarpmaktadır. Bugüne kadar çevreye verilen zararınazımsanamayacak bir bölümünün mimarların eylem alanlarından kaynaklanması ise üzerinde düşünmeyedeğer bir olgudur. Diğer yandan mimarlık ortamında “ekolojik mimarlığın” ayrı bir “branş” olaraktartışılması durumun vahametini ortaya koymaktadır. Bu anlamda UIA'nın Mimarlık Gününde yaratmayaçalıştığı tüm mimarlar tarafından sahiplenilen bir “ekolojik mimarlık” kurgusu oldukça anlamlıdır.İşte bu noktadan hareketle, mimarlar örgütlenmesi olarak TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> <strong>2007</strong>yılı Mimarlık Şenliğinde tartışılacak konulardan birini “ ekolojik mimarlık” olarak belirlerken diğer yandanmimarlığın toplumsal formları üzerine de odaklanmıştır.Mimarlığın Sosyal Forumuna Doğru etkinlikleri içerisinde “ekolojik mimarlık” bir eylem biçimi olarakmimarlığın toplumsal sorumluluğu gereği uygulandığı ortamın çevre koşullarına zarar vermeyen, yeraltıve yerüstü doğa varlıklarının tüketimine değil, gelişmesine yardım eden, yeni bir üretim ve yeniden üretimsürecine işaret eden bir anlayışın içselleştirilmesine yönelik hareket olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle“ekolojik mimarlığın” toplumun ve mimarlık üretiminin demokratikleştirilmesi, emek sömürüsününortadan kaldırılması, doğanın kendini yenileyebilmesi olanağı ve bu anlamda da geleceğin mimarlığıolarak tartışılması planlanmıştır.Alternatif yaklaşımların tartışıldığı Toplumsal Mimarlık Şenliği <strong>2007</strong>'de çevreye zarar vermeyenmimarlığın gündelik hayatın bir parçası olabilmesi için gerek mimarların sorumlukları ve imkânlarını,gerekse toplumun haklarının kamuoyuna sunulması, mimarın toplumun değişik kesimleri ile kurduğu ilişkiiçerisinde etik kavramının özellikle çevre tahribatının sonuçlarının can alıcı bir şekilde hayatın her alanındahissettirdiği bugünlerde “ekoloji” kavramı ışığında tartışılmıştır.Bu kapsamda;Ekolojik Kentler, Demokratik Kent Planlaması, Demokratik Yaşam, Doğayla Uyumlu Üretim,Tüketim, Büyüme, Kalkınma, Sürdürülebilirlik, Emek, Doğa, Üretim Etik, konu başlıkları ve anahtarkelimeleri program içerisinde planlanan etkinliklerle ele alınmıştır. Bu kapsamda iki Panelgerçekleştirilmiştir. Bu oturumlardan ilki “ Ekolojik Mimarlık Paneli”, ikincisi ise “ Ekolojik YerleşimlerPaneli” dir.


MİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>25PANEL1EKOLOJİKMİMARLIKMimarlık Şenliği <strong>2007</strong> kapsamında kurgulanan Ekolojik Mimarlık konulu panel 22 Ekim <strong>2007</strong> tarihindeyoğun bir katılımla Alman Kültür Merkezi'nin katkılarıyla gerçekleştirilmiştir. TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>Genel Başkanı Bülend Tuna'nın oturum başkanlığında yapılan panelde Mimar Bayar Çimen, EgeÜniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü'nden Mimar Fikret Okutucu, ODTÜ Mimarlık Fakültesi ÖğretimÜyesi Françoise Summers ve Mimar Sisy Hein konuşmacı olarak katılmışlardır.İlk konuşmacı olan Bayar Çimen, Avrupa'dan örneklerle güneş panellerinin elektrik üretimindeki rolünüaktarırken, Almanya ve Türkiye'de devletin mülk sahiplerine yeşil enerji konusunda verdiği destekleredeğinmiştir. Almanya ve Türkiye'deki mevzuat ve uygulama karşılaştırmasını yaptığı konuşmasındaÇimen, Avrupa'daki ülkelerden %30 daha fazla güneş enerjisi olan Türkiye'de de bu sisteminyaygınlaşabileceğini izleyicilere iletmiştir. Çimen sunuşunda ayrıca güneş enerjisi ile ısı ve elektrik eldeetme yönteminin aynı zamanda bir tasarım problemi olarak mimar tarafından ele alınma problemiüzerinde durmuştur.Sunuşuna küresel ısınma konusunda kısa bir film gösterimi ile başlayan Fikret Okutucu, özellikle deprembölgelerinde doğal koşullara uygun yapı yapmanın önemini vurgularken depremle yıkılan yapılarınyeniden yapılması gerektiğini ve bunun da çevre kirliliğini artıracağını belirtmiştir. Yapıların pasif enerjiyleısıtılmalarının mümkün olduğunu aktaran Okutucu, bu konuda yapılması gereken beş maddeyedeğinmiştir. Buna göre; yapıların doğru yönlenmeleri ısınma açısından çok önemli olduğu; ayrıca, tasarımaracılığıyla ısı yalıtımının gerçekleştirilebileceğini belirten Okutucu, bir örnek olarak banyo ve mutfak gibimekânları evin merkezine alıp çevresine de odaları yerleştirerek ısınmayı sağlamanın mümkünolabileceğine değinmiştir. Güneş enerjisini ısıya çevirecek elemanları, örneğin kış bahçelerini, güneyeyerleştirecek bir tasarım ile de yapının ısınmasına katkıda bulunabileceğini belirtmiştir. Bunların dışındadoğru yalıtımın yapılmasının ve evde oturan kişilerin bilinçlendirilmelerinin de önemli olduğunuvurgulamıştır. Bir konutun kış ve yaz, gece ve gündüz kullanımı olduğunu ve bir insan gibi elbisesini giyipçıkarması gerektiğini belirten Okutucu, Türkiye'de güneş enerjisini kullanan yapıların 1990'lara kadar hepyanlış yapıldığını ve Avrupa Birliği'nden yapı biçimlerinin olduğu gibi alındığını belirtmiştir. Bu hatalıyapıların ortak sorunlarının güneye bakan çok büyük cam yüzeylerin kullanılması olduğunu söyleyenOkutucu, tromp duvarların çok ağır olduklarını, herhangi bir depremde sorun yaratabileceklerini ve bunedenle yapılarda kullanılmaması gerektiğini belirtmiş; bunun yerine hava kolektörlerinin kullanılmasınıtavsiye etmiştir.1984 yılından beri Türkiye'de yaşayan Françoise Summers, Kerkenes Arkeolojik Kazıları kapsamındagerçekleştirdikleri Eko-Kerkenes Projesi ile ilgili bilgi vermiştir. Anadolu köylerinin giderek terk edildiğinive köylülerin daha rahat yaşam koşulları isteğiyle geleneksel evlerinden vazgeçtiklerini söyleyenSummers, bu soruna bir çözüm arayışı ile yola çıktıklarını ve Kerkenes'in yakınlarındaki ŞahmuratlıKöyü'nde hem köyün gelişimi için hem de göçün engellenmesi için Eko-Kerkenes Projesi'ni başlattıklarınıaktarmıştır. Londra'daki Architectural Association ile birlikte gerçekleştirilen çalışmalarda bir geridönüşüm köşesi oluşturduklarını ve böylelikle yoğun ziyaretçi ve öğrenci akımının yarattığı sorunlarıazalttıklarını vurgulamıştır. Summers, konuşmasında, bina yapımında preslenmiş ve stabilize edilmişkerpiç bloklar ile saman balyalarını kullandıklarına ve bu malzeme ile inşa edilen duvarların 5cmkalınlığında gazbeton ile kaplayarak bakım kolaylığı sağladıklarına değinmiştir.25 yıldır mimar olarak çalıştığını ve ekolojik yerleşimler üzerine araştırmalarda bulunduğundanbahsederek konuşmasına başlayan Sissy Hein, Almanya'da 1980'lerden beri 120 civarında ekolojikyerleşimin kurulduğunu vurgulamıştır. Bu yerleşimlerde evlerin ailelere ait olduğunu ama tüm ailelerinkullanabileceği ortak alanların da oluşturulduğunu anlatan Hein, bu yerleşimlerin oluşturulmasınamimarların öncülük ettiğini anlatmıştır. Saman balyasının bu yerleşimlerde de kullanıldığı belirten Hein, buyapılarda özel fakat basit kanalizasyon sistemleri ile tuvaletlerin inşa edildiğini belirtmiştir.Panel, konuşmacıların sunuşlarından sonra katılımcıların sordukları sorularla zenginleşen tartışmabölümü ile son bulmuştur.


MİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>27PANEL2EKOLOJİKYERLEŞİMLERMimarlık Şenliği kapsamında planlanan ve ekoloji temalı ikinci panel olan Ekolojik Yerleşimler konulupanel 23 Ekim <strong>2007</strong> tarihinde yoğun dinleyici katılımıyla Alman Kültür Merkezi'nin katkılarıylagerçekleştirilmiştir. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> Başkanı Nimet Özgönül'ün oturum başkanlığındagerçekleştirilen panelde İsrail'den Ziraat Mühendisi Alex Cicelsky, ODTÜ Kimya Bölümü Ali Gökmen,Almanya'dan Mimar Clemens Deilmann ve Macaristan'dan Mimar Geza Varga, konuşmacı olarakbulunmuşlardır.Halen yaşadığı Yaratıcı Ekoloji Merkezi – Kibbutz Lotan (www.kibbutzlotan.com) hakkında bilgi verenAlex Cicelsky, Kibbutz'u 25 yıl önce genç kişiler olarak yeni bir toplum yaratmak için kurduklarınıanlatmıştır. Az kişiyle, ücra bir yerde ve yetersiz kaynaklarla kurdukları bu yeni yerleşimin nüfusunun şuanda 150 kişi olduğunu ve hurma üretimi, süt ürünleri ve eko-turizm ile geçimlerini sağladıklarınıbelirtmiştir. Kibbutz'un bir kısmını koruma alanı olarak belirlediklerini, bir başka yeri kuş gözlem alanıolarak kullandıklarını söyleyen Cicelsky, bu kadar ücra bir yerde yaşadıkları için doğal olarak kimseninçöpleri toplamaya gelmediğini, bu nedenle çöpler için yeni kullanım olanakları yarattıklarını ifade etmiştir.Ayrıca bir geri dönüşüm merkezi de kurduklarını aktaran konuşmacı, Kibutz'da saman balyaları ile yapılanyapıların inşa sürecini anlatan kısa bir filmi de izleyicilere sunmuştur.İkinci konuşmacı Ali Gökmen, <strong>Ankara</strong>'dan 65 km uzaklıktaki Balaban Vadisi'ndeki projelerindenbahsetmiştir. Hisarköy'de sürdürülebilir yaşamı gerçekleştirmeyi ve civardaki köylere de bu sistemiyaymayı amaçlayan proje kapsamında öncelikle 2005 yılında bir anket yapılmış, sonra da ODTÜ'deuzman toplantısı gerçekleştirilmiştir. 2006'da da köyde bir Sağlık ve Kadın Merkezi kurulmuştur. Organiktarım yapmaya çalıştıklarını aktaran Gökmen, üretimi yaptıktan sonra bu ürünü satamamanın bir sorunolduğunu vurgulamıştır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın Küresel Çevresel KolaylaştırıcıHibe Programı'nı (UNDP – Global Environmental Facility Grant Program) kullanarak Türk Traktör veODTÜ ile birlikte bitkisel yağ üretmek için bir proje geliştirdiklerini aktaran Gökmen, bunun için canolayağı bitkisi yetiştirdiklerini anlatmıştır.Ekoloji ve yeşilin nerede başlayıp nerede bittiği sorusu ile ilgili konuşan Clemens Deilmann, binasertifikası kavramını aktarmıştır. Deilmann'a göre her binanın bir sertifikası olmalı ve bu sertifika ilebinanın doğaya, çevreye kente uyumu tescil edilmelidir. Bu anlamda Almanya'daki örneklere değinenkonuşmacı Türkiye'nin Temmuz <strong>2007</strong>'den beri AB projelerine ortak olabildiğini ve bu bağlamda binasertifikasını kendine hedef olarak alması gerektiğini vurgulamıştır. Bu bağlamda Deilmann kentte,gündelik hayatta ekolojik mimarlık üzerine ipuçlarını konuşmacılarla paylaşmıştır.Geza Varga, sürdürülebilir kırsal mimari ve geleneksel Galgaheviz köyüne 2 km uzaklıktaki Galgafarmisimli ekolojik yerleşimin eko tasarımı konusunda deneyimlerini aktardığı konuşmasında, Budapeşte'nin50km doğusunda, 50 – 60 aile için sürdürülebilir bir çevre oluşturan Galgafarm'ı tanıtmıştır. Birkaç yılönce 300 hektarlık bir alanda kurulan yerleşimde organik tarım yapıldığını anlatan Varga, projenin 20 – 25ailenin katkısıyla ve Gaia Ekolojik ve Kırsal Gelişim Vakfı sahipliğinde gerçekleştirildiğini vurgulamıştır.Yerleşimin kurulması öncesinde 34 ayrı yetkili kurumdan izin alınmasının 3 yıl sürdüğünü belirtenkonuşmacı, yerel imar yönetmeliklerine uyduklarını söyledi. Eko-köyün kendine ait içme suyu kaynağıoluşturulmuş ve özellikle ulusal su sisteminden bağımsız olarak planlanmıştır. Köydeki yapılar kil tuğlalarve saman balyaları ile inşa ettikleri yapılarda yakınlardaki sulak arazilerde bulunan sazları dakullandıklarını aktarmıştır. Yerleşimde bir de bio-solar ısı merkezi inşa edilmiştir. İnşa ettikleri yapılardageleneksel Macar yapım stilini kullandıklarını söyleyen Varga, binalarda 60 cm kalınlıkta duvarlarınbulunduğunu belirtmiştir. Galgafarm'da organik tarım ürünlerini 200 km yarıçapında bir alan içinde yerelpazarlarda sattıklarını anlatan Varga, sattıkları tarım ve süt ürünleri Avrupa Birliği yasaların uygunolduğunu ve besledikleri tavukların da 'mutlu tavuklar' olarak 10'ar m2'lik alanlarda yaşadıklarını aktardı.Katılımcılardan gelen bir soru üzerine de Avrupa Birliği'nin genişleme sürecinin sadece pazarlarıartırmaya yönelik olduğunu, bir anlamda küçük çaplı bir küreselleşme olarak algılanabilen AvrupaBirliği'nin fakir insanlara önem vermediğini ve çiftliklerin hızlı bir şekilde yok olduğunu söyledikten sonraAvrupa Birliği'ne girmeyi hedefleyen Türkiye'nin de çok dikkatli olması gerektiğini vurgulayarakkonuşmasını tamamlamıştır.Panel, konuşmacıların sunuşlarından sonra katılımcıların sordukları sorularla zenginleşen tartışmabölümü ile son bulmuştur.


MİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>29FORUMKATILIMCIKENTYÖNETİMİKentlerin şekillenmesinde, yatırımların gerçekleşmesinde ve bütçenin kullanımında kentyönetimlerinin uyguladıkları yönetim anlayışları doğrudan etkili olmaktadır. Kent yönetimlerinceuygulanacak veya onaylanacak ve kamuyu etkileyecek her tür projenin üretiminde katılımcı birsüreç izlenmelidir. Katılım ise ancak ilgili tüm kesimlerle açık bir şekilde tartışılması ile mümkünolabilecektir.Katılım konusunda dikkati çeken önemli nokta hangi karar ölçeğinde kimlerin katılımınınsağlanması gerektiğidir. Makro ölçekte ihtiyacın tespiti aşamasında katılım, daha çok uzmanların veilgili demokratik kitle örgütlerinin katılımını gerektirirken, proje ölçeğinde katılım bu projedenetkilenen tek tek vatandaşlara kadar yaygınlaştırılmak zorundadır. Ancak böyle bir katılımcılıkmekanizması yürürlüğe giremediği gibi yerel yönetimler eliyle uygulamaya konulan projelerinbütçe, uygulama kararları, uygulama koşulları kamuoyuna açık bir şekilde gerçekleşmemektedir.Kentte hizmet alanlarının planlanması sürecinde katılımcılık rolü, dünya ölçeğinde öne çıkanuygulamalar ve deneyimlerle yeniden tartışılmaya başlanmıştır. Katılımcı Bütçe modeliyle öne çıkanPorte Allegre deneyimi kent yönetimine katılım açısından önemli ipuçları taşımaktadır. Küba'dauygulanan Mahalle Mimarlığı, Paris'de uygulanan otomobil trafiğinin kent merkezlerindeazaltılması kampanyası, Pecs Belediyesi'nin katılımcı planlama modelleri üzerinden oluşanuygulamalarla katılımcı kent yönetimi deneyimleri giderek zenginleşmektedir. Oysa Türkiyeölçeğinde de tartışılmaya başlanan ve kent konseyleri üzerinden şekillendirilmeye çalışılan“katılımcı kent yönetimi” göstermelik bir durumdur.Kent planlamasında ve yönetiminde; kentteki tüm aktörlerin bu sürece kendi bilgi dağarcığı ilekatılarak sürecin ortaklaştırılması, bütçe planının yapılarak yatırımların önceliklere görebelirlenmemesi uygulama sürecinin takibi ve denetlenmemesi son yıllarda, pazar ve rant aracıolarak kullanılan kentlerin yeniden dönüşümü ve kentlilere hizmet veremeyen bir noktaya gelmesiaçısından oldukça önemlidir. Bu kapsamda Türkiye'de küçük ölçeklerde uygulanmış veuygulanmakta olan deneyimlerin de bu sürece taşınarak evrenselden ulusala bir kent yönetiminingündeme girmesi ve 2009 yerel seçimlerinde kaynak olarak kullanılması ve bu organizasyonkapsamında,. Planlamaya halk katılımı. Bütçe. Uygulama süreçleri. DenetimKonu başlıkları ve anahtar kelimeleri ile katılımcı kent yönetiminin tartışıldığıYönetimi Forumu iki oturumda gerçekleştirilmiştir.Katılımcı Kent


MİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>31KATILIMCIKENTYÖNETİMİİnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen'inbaşkanlığını yaptığı ilk oturumda, Küba'nınbaşkenti Havana'nın Belediye Başkan YardımcısıLuis Abreu San Jorge, Havana için hazırladıklarıstratejik plan üzerinden kentlerindeki gelişmeleriaktarmıştır. Son yıllarda halkın yönetimekatılımını artırdıklarını, kurulan 'mahalleatölyeleri' sayesinde kentle ilgili konularda halkadanışıldığını ve katılımın sağlandığını belirtenSan Jorge, okullarda bilgisayar ağlarınınkurulması ve ilkokul öğretmenlerininyetiştirilmesi gibi bir dizi sosyal projegerçekleştirmeye devam ettiklerini vurguladı.Havana eski kent merkezinin, kordon boyunun vekörfezin sağlıklaştırılması, nehrin temizlenmesigibi 150'yi aşkın projeyle kentsel gelişiminde deciddi adımlar atıldığına değinen San Jorge,belediye olarak başkentlilerin yaşamstandartlarının geliştirilmesi, kültür varlıklarının korunması ve katılımcı bir yurttaş bilinciningeliştirilmesi konularına ağırlık verdiklerini belirtmiştir. Kentte halkın bizzat katılımıyla ihtiyaçların veönceliklerin belirlendiği ve sonra o yer için tasarım yapıldığını anlatan San Jorge, bir stratejininbelirlenmesi durumunda öncelikle mimarın, plancının ve yatırımları inceleyen kişinin bir araya geldiğini,sonra verilen kararların 3000-4000 kişilik halk konseylerinde tartışmaya açıldığını belirtmiştir. Ayrıca,Küba'da mahalle mimarları bulunduğunu aktaran konuşmacı, bu mimarların o mahalle içindeki tümsakinlerin ihtiyaçlarına yönelik proje hazırladıklarını da aktarmıştır.İkinci konuşmacı, Macaristan'daki Pécs (Peç) kentinin şehir mimarı olan Zoltan Toth olmuştur.Budapeşte'nin 200km güneyinde yer alan ve 180.000 nüfusa sahip olan Pécs, Macaristan ölçülerinegöre büyük sayılabilecek bir kenttir. Toth aynı zamanda, Pécs kentinde İstanbul gibi 2010 yılı AvrupaKültür başkenti kapsamında yapılmakta olan çalışmaların da koordinatörüdür. Konuşmasını iki bölümdeele alan Toth, hem 2010 yılı için Pécs'te yapılan çalışmaları hem de Macaristan'daki katılımcı kentyönetimi konularını ele almıştır. Anlatımına Pécs şehrini tanıtan harita ve fotoğrafları göstererekbaşlayan Toth, Pécs'in Ortaçağ'dan kalan bir iç şehir olduğunu ve surlarla çevrili olduğunu aktarmıştır.Hızlı bir kentleşmenin yaşandığı Pécs'de, Osmanlı Dönemi'nden kalan eserlerin kentle bütünleştiğini veMacarların bu yapıları sevip koruduğunu vurgulayan Toth, kentteki Roma mezarlarının ise Dünya MirasListesi'nde olduğunu belirtmiştir. Avrupa Kültür Başkenti olacağı 2010 yılında Pécs kentindegerçekleştirilecek etkinliklerin mekânları olan kütüphane ve konser salonu yapılarının projelerinitanıtan Toth, konuşmasına kentsel planlama çalışmalarına toplumun katılımı konusu ile devam etmiştir.Toplumsal katılımın olumlu yanlarına değinen konuşmacı, ilgi gruplarının bu sürece katılımıyla, bir çevreoluşturmanın karmaşık ve birçok mesleği bütünleştiren süreciyle tanışabileceklerini ve böylelikle hemçevrelerine daha duyarlı olacaklarını hem de plan gerçekleştirmenin bilinçli aktörleri halinegeleceklerini vurgulamıştır. Konuşmacı, halen planlama sırasında sürekli iletişimin sağlanması vesakinlerin tartışmalarının yönetilmesi konusunda bir teknik geliştirilmediğini ve sakinlerin, somutdüzenleme projeleri konusunda ve şehir veya çevre düzenlemeye ilgilerini çekecek süreklibilgilendirmenin eksik olduğunu aktarmıştır. Toth, bu demokrasi sorununun ancak on yıllar içinde pratikyaparak geliştirilebileceğini belirterek konuşmasını tamamladı.İnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong> Başkanı Taner Yüzgeç'in başkanlığında gerçekleştirilen ikinci oturumunkonuşmacıları sırasıyla, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Nevşehir-Kaymaklı BelediyeBaşkanı Abdullah Çekiç, Kars Belediyesi İmar Müdürü Turan Atalay ve Fatsa Deneyimi'ni aktaranSedat Göçmen olmuştur.Konuşmasına, mimarlık mesleğinin kent dokusunun oluşturulmasındaki önemine ve kendi şehriÇanakkale'de mimarlar ile olan ilişkilerine değinerek başlayan Çanakkale Belediye Başkanı ÜlgürGökhan, Türkiye'de özellikle 1960'lardan sonra müteahhitler eliyle “kötü” binaların inşa edildiğine ve busüreçte mimarların tamamen dışlandığına dikkat çekmiştir. Gökhan, varolan yönetmeliklerin mimariprojelendirme ve uygulamasüreçlerini yeteri kadaryönlendiremediğini,müteahhitlerin sürekli olarakmaliyetleri öne sürerekmimarın tasarımlarınıengellediğini ve Türkiye'de,ortaya çıkan bu kötükentleşmenin sorumluluğunukimsenin almadığınıbelirtmiştir. Bu durumuiyileştirmek amacıylaÇanakkale'de mimarlarlaberaber çalışarak BelediyeMeclisi'nde yeniyönetmeliklerin kabul edilmesisağlanmış. Çanakkalelilerin10 yıldır değişik şekillerdekent yönetimine katıldığınıvurgulayan Gökhan, bunun ilkörneğinin Çanakkale'de sit alanı ilanı ve koruma planı yapım çalışmaları sırasında yaşandığını, sitalanının kentlilerle beraber belirlendiğini ve koruma planının hazırlanması ile “Çanakkale EvleriniYaşatma Projesi”nin geliştirilmesinde katılımcı bir sürecin izlendiğini aktarmıştır. Çanakkale'ninTürkiye'de KUDEB kuran ilk beş belediyeden biri olduğunu hatırlatan Gökhan, aynı zamanda TarihiKentler Birliği kurucu üyesi olarak tarihi alanların sağlıklaştırılması için Çanakkalelilerle beraberçalıştıklarını belirtmiştir. 2006 yılında, UNDP tarafından yürütülen “Yerel Yönetim Reformuna DestekProjesi“ kapsamında Çanakkale, seçilen iki pilot belediyeden biri olmuş. Gerçekleştiren Katılımcı BütçeÇalışması çerçevesinde Çanakkale'nin mahallelerinde halkın öncelikleri tespit edilip bütçeninhazırlanmasında bu görüşler dikkate alınmış. Bu süreçte, çingenelerin yaşadığı Fevzi Paşa Mahallesisakinlerinden kendilerine danışıldığında oldukça olumlu tepki aldıklarını belirten Gökhan, bekleneninaksine, altyapıdan ziyade kültürel ve sosyal donatı gereksinimlerinin ön plana çıktığını vurgulayarakbütçenin bu şekilde hazırlanmasının olumlu yanlarına değinmiştir. Ayrıca, Yıldız Teknik Üniversitesiöğrencileri ile birlikte “Fevzi Paşa Mahallesiyle İlgili Dönüşüm Projesi” hazırladıklarını kaydedenGökhan, Yerel Gündem 21'i en başından beri uyguladıklarını ve çok etkin bir Kent Konseyi'ninişletildiğini belirtmiştir. Gökhan, katılımcılığın, birçok insanı toplayıp fikirlerini aldıktan sonra yinebildiğini okumak olmadığını, tam tersine edinilen çıktıların mutlaka değerlendirilmesi gerektiğinivurgulayarak konuşmasını tamamlamıştır.Kaymaklı Belediye Başkanı Abdullah Çekiç, 6000 nüfuslu beldesinde ana geçim kaynağı olan tarımın,Türkiye'de son yıllarda uygulanmakta olan tarım politikaları nedeniyle yerini yavaş yavaş turizmebıraktığını ve bu nedenle mimari koruma konusunda da hassasiyetlerin gelişmeye başladığını belirterekbaşladığı konuşmasında, yönetime geldiği 1999 yılından itibaren Kaymaklı halkının bilinciningeliştirilmesi ve katılımcı yönetim anlayışının yerleşmesi için yaptığı çalışmalardan örnekler vererekaktarmıştır. Görevini devam ettirirken TODAİE'den aldığı kamu yönetimi eğitimi ve Tarihi KentlerBirliği'ne üye olmanın getirdiği bilinç ile “Kent kimliği nedir?”, “Bizim kentimizin bir kimliği var mıdır?”gibi sorular sorduğunu aktaran Çekiç, halk ile yaptığı toplantılarda onları koruma, sit alanları ve kentkimliği kavramları konularında bilinçlendirmeye çalıştıklarını ve çoğunlukla halkın bu konularıbenimsediğini belirtmiştir. Belediyeler Kanunu'nun daha çok Büyükşehir Belediyelerine yönelik olarakhazırlandığını aktaran Çekiç, küçük Belediyelere de yeterli olanakların sağlanması durumunda göçünde engellenebileceğini vurguladı. Merkezi yönetimin, ören yerlerinin gelirlerini Belediyelereaktarmadığını ve kültür varlıklarının bakımı konusunda kendilerinden yardım beklediğini anlatanBelediye Başkanı, bu konuda olumlu gelişmelerin yaşanmasını umduğunu belirtmiştir. Yerel Gündem 21kapsamında Kaymaklı'da kurdukları Kadın Meclisi'nin oldukça etkin olduğunu, Avrupa Birliği'ne kentyönetimine kadınların katılımı konusunda bir proje hazırladıklarını aktarmıştır. Proje kapsamındamahalle birimlerinin oluşturulması, kadınlardan muhtar adayı, meclis üyesi adayı ve belediye başkanıadayı hazırlanması gibi hedefler belirlendiğini, belde ile ilgili alınan kararlarda Belediye Meclisi'nin en


MİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRUMİMARLIK ŞENLİĞİ331 – 27 Ekim <strong>2007</strong>Çevre ve Orman Bakanlığı’nınErzurum BölgeMüdürlüğü ile beraber birkent ormanına dönüştürmeaşamasında olduklarını veböylelikle o alanı kentyaşamına kazandıracaklarınıve gecekondulaşmanınönüne geçecekleri bilgisinivermiştir.önemli dayanaklarını Kadın Meclisi, Gençlik Meclisi ve Çocuk Meclisi'nden gelen raporlarınoluşturduğunu aktarmıştır. Bunların dışında artık yurtdışına da açıldıklarını, iki yıldır çalışmalarınıtamamen kadınların ve gençlerin üstlendiği uluslararası bir festival gerçekleştirdiklerini, Bulgaristan,Kıbrıs gibi ülkelerdeki şehirlerle kardeş şehir olduklarını aktarmıştır. Sivil Toplum Geliştirme Merkezi ileyaptıkları işbirliği çerçevesinde Belediye personeline sivil toplum ile diyalog konusunda eğitimaldırdıklarını ve halen İzmir Seyrek, Eskişehir Odunpazarı, Gazi Belediyesi, Mardin Kızıltepe Belediyesive sonunda Mazıdağı Belediyesi ile ortak çalışma yaptıklarını aktarmıştır. Bahsettiği tüm bu çalışmalarsonucunda Kaymaklı'da yaşayanların beklentilerinde de bilinç düzeyinin arttığını ve önceleri daha çokkendilerine yönelik çıkarcı isteklerde bulunan halkın giderek kasabayı bir bütün olarak ilgilendirenkonularda isteklerde bulunduğuna değinmiştir.Kars Belediyesi İmar Müdürü Turan Atalay, kentsel dönüşüm ve kent konseyi üzerine yaptığıkonuşmasında, Kars Belediyesi olarak yerel halkın tarihi ve kültürel alanların önemi ve bu konuda halkınbilinçlendirilmesi konusunda yaptıkları çalışmaları aktarmıştır. Atalay, Kars'ın bazı bölümlerinin 2001yılında kentsel sit alanı olarak belirlenmesi kararı alındıktan sonra halkın sit alanları hakkındakibilgilerini artırmak amacıyla Kent Konseyi'nin birçok toplantı gerçekleştirdiğini ve sonuçta,azımsanmayacak büyüklükte bir alanın -122 hektar- kentsel sit alanı olarak ilan edildiğini belirtmiştir.Bu sürecin oldukça sancılı geçtiğini ve sivil toplum kuruluşlarından destek gördüklerine değinen Atalay,özellikle kat adetlerinin düşürülmesi gibi konularda bazı kesimlerle ters düştüklerini ama yavaş yavaşbu sorunların giderildiğini aktarmıştır. Bir sonraki aşamada tarihi kent merkezinin gecekondulardanarınması için çalışmalara başlanmış ve kentsel dönüşüm kararı ile bu alanlarda yaşayan kişilerin başkayerlere yerleştirilmelerine karar verildiğini, bu çalışmalar sırasında gecekondu sakinleri ile toplantılaryapılıp onlar için en uygun koşulların belirlenmesine çalışılmış, bu süreçte Belediye Başkanı'nın inisiyatifkullanıp gecekondulardaki her konut için herhangi bir fark almadan yeni bir konut verme kararlılığınıvurgulamıştır. Korumanın kullanmadan olmayacağını, tarihi yapıların mutlaka kullanılmaları gerektiğinibelirten Atalay, gecekondulardan arınan tarihi kent merkezindeki yapıların kullanılmaları için çeşitlivakıflar, finansörler ve işadamları ile görüşmeler yapıldığını ve bu yapılar birer birer kamulaştırıldıktansonra çalışmaların başladığını aktarmıştır.Topçuoğlu Hamamı, Namık Kemal Evi, Kars Evi olarak düzenlenen Papaz Evi'nin artık faaliyetteolduğunu belirten konuşmacı, TÜRSAB ile de işbirliği yaparak Aynalı Köşk'ün kullanım hakkınıkendilerine devrettiklerini söyledi. Tarihi kent merkezinde gecekondulardan sonra boşalan alanı ise1979-80 arasındaki sekizaylık Fatsa deneyiminiaktarmak üzere konuşmayapan Sedat Göçmen,katılımcı bütçe örneği olarak1989 yılında Porto Allegre'debaşlayan sürecin literatürdeilk örnek olarak ele alındığını,halbuki Fatsa'da bu çalışmanındaha önce başlatıldığınıvurgulamıştır. O gününkoşullarında, temsili demokrasidendaha iyi bir demokrasinin,yerel halkın da yönetime katıldıkları bir sistemin arayışı içinde olduklarını belirten Göçmen, 14Ekim 1979'daki seçimlerde Fikri Sönmez'in Fatsa Belediyesi'nde söz, yetki ve karar almak hakkınınFatsa halkında olacağı vaadi ile seçimleri kazandığını aktarmıştır. Seçimlerden sonra, o yıllarda Fatsa'dayaşayan 19-20.000 kişinin yönetime katılmalarını sağlamak için halk meclisleri ve halk komitelerininoluşturulmasına karar verilmiş ve toplanabilme ve yerleşim özellikleri dikkate alınarak Fatsa’nın 11mahalleye ayrıldığını, halk toplantılarına 3000-5000 civarında Fatsalının katıldığını ifade etmiştir. Butoplantılarda Fatsa'nın belli başlı sorunlarının tespit edilmesine çalışıldığını belirten Göçmen, bu sekiz aysüresince yönetime aktif olarak katılan yaklaşık 5000 kişinin bulunduğunu vurgulamıştır. Yapılantoplantılarda belediyenin gelir ve giderlerinin şeffaflık içinde hesaplandığını, belirlenen sorunlaraöncelik sıralaması yapıldığını ve teker teker bu sorunların çözülmesine çalıştıklarını aktaran Gökmen,öncelikle “Çamura Son Kampanyası” başlattıklarını ve Ordu çevresindeki 16 belediyeden destekgördüklerine değinmiştir. Burada önemli olanın halkın da bu kampanyaya destek vermesi ve bir çeşitimece usulüyle herkesin işin ucundan tuttuğunu vurgulamıştır. Göçmen, katılımcı bütçe çalışması ilebelediyenin giderlerinin azaldığını ve hizmet gören Fatsalıların vergilerini düzenli ödedikleri içinbelediyenin gelirinin de arttığını kaydetmiştir. Bu süreçte bir saptamada bulunduklarını da belirtenGökmen, halka sordukları, danıştıkları, halkla birlikte karar verdikleri zaman çok iyi sonuçlar aldıklarınıancak halkın yararına olduğundan çok emin olup da halka danışmadıkları işlerde hiç destekgörmediklerini aktarmışlardır. Bunların yanı sıra bir Halkla İlişkiler Bürosu kurduklarını anlatankonuşmacı, bu büroda kentteki uygulamalara dair yapılan eleştirileri dikkate aldıklarını ve halkın kentyönetimine güveninin daha da gelişmeye başladığını belirtmiştir. Ancak tüm bu çabaların, 11 Temmuz1980'de gerçekleştirilen Fikri Sönmez'in görevden alınması ile son bulduğunu belirten Gökmen, Fatsadeneyiminin hem tarihi açıdan hem de günümüzdeki gelişmelere ışık tutması bakımından önemliolduğunu vurgulayarak konuşmasını tamamlamıştır.* 26 Ekim <strong>2007</strong> tarihinde İnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong>'nda gerçekleştirilen Katılımcı Kent Yönetimi Forumu'nun ilkoturumunda yurtdışından örnekler sunulurken, öğleden sonraki ikinci oturumda Türkiye'den katılımcılardeneyimlerini aktarmışlardır.


MİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>MİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRUMİMARLIK ŞENLİĞİ1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>35TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> olarak 2004 yılından bu yana organize etmekteolduğumuz Mimarlık Haftası etkinliklerinden vazgeçilmez olanı, mimarlık ve kente dairtoplumsal, kültürel, tarihi ve ekonomik bağlamın deşifre edilerek gelecek kuşaklara sistematikbir çalışma ile aktarılması amacıyla üretilmiş olan Atölye çalışmalarıdır. Atölye çalışmaları; gerekkolektif üretim biçiminin benimsenmesi gerek ortak aklın oluşması sürecini barındırması,gerekse de sonuç ürünün kamuoyuna deklare edilebilir niteliği olması bakımından mimarlıkbilgi üretim biçimlerinin önemli bir bileşeni olarak kabul edilmektedir.ATÖLYELERUlucanlar Atölyesi ile, TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin, Ulucanlar Merkez KapalıCezaevi yerleşkesinin korunması kapsamında yürüttüğü çalışmalar ve yerleşke ile ilgilitoplanmış bilgiler ışığında, Ulucanlar Cezaevi'nin korunması ve yeniden kullanılması içinyapılacak mimari projelendirme ve uygulama çalışmalarına rehber olabilecek koruma,kullanma ve çevreyle bütünleşme kıstaslarının oluşturulması amaçlanmıştır.“ULUCANLAR” ATÖLYESİBu yaklaşımla TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, <strong>2007</strong> Mimarlık Şenliği içerisinde 5 atölyeçalışmasına yer verilmiştir. Atölyelerin içerikleri oluşturulurken ise kente dair bilgi birikimininarttırılması hedef alınmış ve kentin gündeminin peşinde koşmak yerine, kendisinin gündemolarak belirlediği toplumsal, kültürel hafızamızda önemli bir yere sahip olan Ulucanlar MerkezKapalı Cezaevi Yerleşkesi’ni konu olarak ele alınmıştır. Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevinikendisine konu edinen “Ulucanlar Atölyesi”, “Ulucanlar Bölgesi ve Cezaevi Tarihi”,“Ulucanlarda Kalanlarla Sözlü Tarih”, “İz Bırakıp Gittiler” ve “Tutsak Çizgiler” atölyeleri hemuzmanların, hem de mimar ve mimarlık öğrencilerinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir.Ulucanlar Atölyesi ulusal ve uluslararası koruma konusunda uzman mimarların ve “UlucanlarMerkez Kapalı Cezaevi Yerleşkesi Ulusal Öğrenci Yarışması”nda dereceye giren öğrencilerinkatılımı ile gerçekleştirilmiştir. Söz konusu atölyede elde edilmiş olan bilgi ve dokümanlarışığında yerleşkenin korunarak yeniden kullanılması için üretilecek projenin elde edilmesindekarar ve ilkelerin belirlenmesi hedef olarak benimsenmiştir.Ulucanlar Bölgesi ve Cezaevi Tarihi Atölyesi Mimarlık Tarihi üzerine uzmanlaşmış birmimarın yürütücülüğü ile mimarlık öğrencilerinin katılımı öngörülerek kurgulanmıştır. Buatölyede amaç Türkiye'de ceza ve cezaevi kavramlarının gelişiminin irdelenmesi ile UlucanlarMerkez Kapalı Cezaevinin oluşum sürecinin gün ışığına çıkartılması idi.Ulucanlarda Kalanlarla Sözlü Tarih Atölyesi, daha çok siyasal nedenlerle yerleşkede kalmışolan mimar, mühendis ve aydınların anılarından yola çıkarak, gerek Türkiye'de gizli kalmıştoplumsal olayların dolayısıyla bir dönemin tarihinin, gerekse de Ulucanlar Cezaevi Yerleşkesitarihinin açığa çıkartılarak, bu mekânda olmuş olan toplumsal tarihin mekânla kurduğu ilişkinindeşifre edilmesi amacıyla kurgulanmıştır.İz Bırakıp Gittiler Atölyesi, çeşitli disiplinlerden gelen sanatçıların katıldığı, cezaevi, tutsaklıkve mahkûmiyet kavramları üzerinden Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi Yerleşkesini kendisinekonu edinen ve sonuç ürün olarak çeşitli sanat yapıtlarının ortaya çıkacağı ve yine aynıyerleşkede sergileneceği bir yapı olarak kurgulanmıştır.Tutsak Çizgiler Atölyesi ise uluslararası ve ulusal alanda tanınmış karikatür sanatçılarınınkatılımı ile tutsaklık, mekân, hapishane kavramlarının çizgilere aktarılarak konu üzerinekarikatür sergisinin oluşması hedefi ile oluşturulmuştur.Mimarlık bilgi üretiminin sosyal, kültürel ve tarihsel olanla buluştuğu <strong>2007</strong> Mimarlık Şenliğiatölyeleri yoğun katılımlarla gerçekleştirilmiştir. Söz konusu atölye çalışmalarının derlenerekyayın haline dönüştürülmesi planlanmaktadır.Atölye, Türkiye'nin politik ve tarihi kentsel mirası olan Ulucanlar Cezaevi'nin kurtarılması vekorunması için başlatılan bir projenin parçası olarak gerçekleştirilmektedir. 1920'lerde askeribaraka / depo olarak inşa edilen yapılar 2006 yılında bir kısmı boşaltılana kadar kapalı ve yarı-açıkcezaevi olarak işlevlendirilmiştir. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> ve <strong>Ankara</strong> Barosu tarihi ve teknikaraştırmaları sonucunda cezaevi içindeki yapıların tescillenmesi için <strong>Ankara</strong> Kültür ve TabiatVarlıklarını Koruma Kurulu'na başvuruda bulunmuş ve lisans ve yüksek lisans mimarlık öğrencileriarasında bu alanın korunması ve kullanılmasına yönelik bir fikir yarışması açmıştır. Özellikleyarışma sürecinde halkın katılımı önemsenmiştir. Yarışma sonrasında, Ulucanlar Cezaevi Haziran<strong>2007</strong>’de iki hafta boyunca halka açılmış ve çeşitli etkinliklerle <strong>Ankara</strong>lılara tanıtılmıştır. Şu anakadar proje, kent merkezindeki bu önemli ve kritik alanın korunması konusunda ilgili kurumlarındesteğini almış ve Ulucanlar Cezaevi'nin kullanılarak korunması konusunda kayda değergelişmeler yaşanmıştır.Atölye kapsamında ilk önce Ulucanlar Cezaevi'nin rehberli gezisi gerçekleştirilmiştir. Daha sonra,üç öğrenci grubunun Proje Fikir 1 Öğrenci Fikir Yarışması kapsamında hazırladıkları projelerkatılımcılara sunulmuştur. Sunumlar üzerinden alanın korunması ve yeniden kullanılması ile ilgilifikir alışverişinde bulunulmuştur. Öğleden sonraki oturumda, İsrail'den davetli olarak katılanMimar Livna Shoeff, Acre kentindeki Osmanlı / İngiliz hapishanesi ile İsrail'deki birçok kenttebulunan (toplam <strong>55</strong> adet) İngiliz Polis İstasyon ve Hapishane (Tegart İstasyonları) yapılarınınkullanımı için geliştirdikleri önerileri aktarmıştır. Sonraki sunumu yapan, atölyeye İngiltere'denkatılan Mimar Max Panter, Oxford Kalesi'nde gerçekleştirmekte oldukları kültür mirasıöncülüğündeki kent mekânlarının dönüşümünü anlatmıştır.Olcay Aykut, Nurçin Çelik, Kemal Nalbant, Yavuz Özkaya, Ayşen Savaş, Ali Ulusoy, Figen Kıvılcım,Gürem Özbayar, Hasan Deniz, Sabri Gökmen, Gizem Erkaya, Betül Koç, Burhanettin Eker (Adalet Bakanlığı), Mark Panter(İngiltere), Livna Shoeff (İsrail), Nimet Özgönül, Tezcan Karakuş Candan, Özge Şahin, B. Nilgün Öz'ün katılımlarıyla , 20Ekim <strong>2007</strong> tarihinde gerçekleştirilen atölye çalışması katılımcılarının ileri bir tarihte yeniden toplanması öngörülmüştür.Ayrıca söz konusu atölyenin sonuçlarının yayın haline dönüştürülmesi planlanmaktadır.


ATÖLYELER | 1-2MİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRUMİMARLIK ŞENLİĞİ1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>37MİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRUMİMARLIK ŞENLİĞİ1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>“ULUCANLARDA KALANLARLA SÖZLÜ TARİH ÇALIŞMASI”Çetin ÜnalınTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin " Mimarlığın Sosyal Foruma Doğru" başlığı ile düzenlediğiMimarlık Şenliği <strong>2007</strong> etkinlikleri kapsamında oluşturulan Atölye çalışmalarından "UlucanlarCezaevi'nde Kalanlarla Sözlü Tarih" çalışması, cezaevi yerleşkesi içerisinde üç gün süre ilegerçekleştirilmiştir.Ulucanlar Cezaevi'nin düşten gerçeğe dönüşmeye başlayan yeniden kullanımı sürecinde bir siyasalbellek olarak kalıcılaştırılması açısından önem kazanan çalışma bu mekânlarda yaşananları, o günlerinkoşullarının tespitini amaçlamaktadır. Mekânlar içinde yaşayanlar ve yaşananlarla anlam kazanırlar.1920 yılında askeri depo olarak yapılıp, 1925'de cezaevine dönüştürülen bu basit binalar Cumhuriyettarihimizin demokrasi, özgürlük ve insan hakları mücadelelerinin, ya da “adli” mahkûmların kişiseldramlarının yakın tanığıdır.Bir tanesi hariç tamamı “siyasi” olan Ulucanlar'da kalmış onaltı konuşmacının ikisinin bayan olmasıkadınlar koğuşuna ve kadın mahkûmlara özel bazı anıları dinlememizi sağladı. Bayan konuşmacılardanbirisinin mahkumiyetinin bir kısmını 2.5 yaşındaki oğlu ile birlikte 1.5 yıl burada geçirmesi konuşmalarafarklı bir bakış açısı getirdi. Genellikle 70'li, 80'li yıllarda farklı sürelerde Ulucanlar'da kalankonuşmacıların anlattıklarının yanı sıra getirdikleri resimler de belge niteliğindeydi.Konuşmacıların neredeyse tamamı 2006 yılında boşaltılan demokrasi ve özgürlük tarihimizin en yakıntanığı, pek çok politikacı, yazar, sanatçı, “siyasi” ve “adli”nin kaldığı bu mekanların, günümüz ranthırsına kurban olmaması, halka açık ve niteliğine uygun bir şekilde değerlendirilmesini isteklerinivurguladılar.“TUTSAK ÇİZGİLER”Metin Peker, Karikatürcüler DerneğiÇizgilerle Ulucanlar...Ulucanlar herkes için başka bir nefes başka bir algı. Başka başka yaşanan hayatlar, hatıralar,anılar. Daha önce orada kalmışlarda vardı, sadece yaşananları dışında hissedenler de...Etkilendikleri belki yakınında bekli de çok uzaklarındaydı.Dünyadan ve Türkiye'den katılımcılarıyla karikatüristler Ulucanlar’daydı ve hissettiklerini başkabaşka çizdiler ...Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker'in yürütücülüğünü yaptığı atölye çalışması MimarlıkŞenliği kapsamında 20 Ekim <strong>2007</strong> tarihinde Ulucanlar Cezaevi yerleşkesindegerçekleştirilmiştir.Borislav Stankovic, Aşkın Ayrancıoğlu, Mehmet Arslan, Ahmet Erkanlı, Seyit Saatçi, MustafaBilgin, Serdar Günbilen, Aziz Yavuzdoğan, Aldağ Saydut,Ergül Aktaş, Cem Koç, CumhurGazioğlu, Bülent Okutan, Hüseyin Tanyeri, Serdar Gülçan, Erdoğan Oğultürk, Akdağ Saydu,Nuri Bilgin, Hasan Seçkin, Kadir Doğruer, Devrim Demirel, Tonguç Yaşar, Akın Önder, SeçkinTemur, Mehmet Ali Erol, Muammer Kotbaş, Serdar Güntürkün, Mehmet Tevlim, Ali Şur, SaitMunzur, A.Teoman Şanalan, Raif Gökkuş, Burak Ergin, Ahmet Öztürk, Ali Fuat Süer, HakanEken'in katılımlarıyla gerçekleştirilen atölye, mekan algısının farklılığının çizgiye döküldüğüürünlerin elde edildiği bir çalışma oldu.Bu atölyenin ürünlerinin Ulucanlar Cezaevi'nin ileride koruma, onarım ve yeniden işlevlendirme projesininuygulanması durumunda sergilenmesi planlanmıştır.Çetin Ünalın'ın yürütücülüğünü yaptığı atölye Mimarlık Şenliği kapsamında 25–26–27 Ekim <strong>2007</strong> tarihindeUlucanlar Cezaevi yerleşkesinde 2. ve 7. koğuşta gerçekleştirildi. Yaklaşık 20 saat süren atölye çalışmasınınürünleri yayın haline getirilmesi planlanmış ve bu kapsamda çalışmalara başlanmıştır.


ATÖLYELER | 3-4MİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRUMİMARLIK ŞENLİĞİ1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>39MİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRUMİMARLIK ŞENLİĞİ1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>“CEZAEVLERİ, GELİŞİM TARİHİ, ULUCANLAR CEZAEVİ”Esin BoyacıoğluBu çalışma üç bölümden oluşmaktadır.İlk bölüm batı dünyasında hapishanelerinoluşumu ve gelişimi, ikinci bölümAnadolu coğrafyasında ve Osmanlıgeleneğinde hapishaneler ve gelişimihakkında bilgileri içermektedir. Üçüncübölüm ise Ulucanlar hapishanesininkapatılması ve yapı stoğunun kamuyaaçılması konusunu açık alanlar üzerindentartışmaktadır.Neredeyse insanlık tarihi ile başlayancezalandırma eyleminin, hapsetmeeylemi ile örtüşmesinin tarihi süreçtekigelişimi, kuşkusuz mimari anlamda, cezaevleri ya da hapishane mekanlarını kavrayabilmek açısındanönemlidir. Yaklaşık 1800'lerden sonra hapsetme ediminin cezalandırmanın genel uygulaması halinegelmesiyle, bu konuya özel mekânsal ve mimari arayışlar başlamıştır. Bu dönem, sosyoloji vemimarlık disiplinlerinin hapishane konusu ile ilgilenmesinin başlangıcını oluşturur. Bu süreçte gerekbatıda, gerek bizdeki cezalandırmanın mekansal kurgusu, mimarlık alanının konu ile doğrudanilgilenmesini gerekli kılmıştır. Nitekim bu dönemde ortaya çıkan 'panopticon' örneği, bu açıdanönemli bir mekansal kurgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu mekansal oluşum ise, politik veekonomik koşullara bağımlı olarak gelişimini ve dönüşümü günümüze dek devam ettirmiştir.Batıdakine benzer bir süreci Anadolu'da izlemek mümkündür. Genelde bakıldığında Anadolu'da bukonuda batı etkisini saptamak mümkündür.Bugün gelinen noktada ise, özellikle bazı hapishane mekanlarının artık işlevlerini yitirdiklerigözlemlenmektedir. Ulucanlar bunlardan sadece bir tanesidir. Türkiye'nin politik tarihinde çok önemlibir yer tutan bu hapishanenin kamuya açılması, hem <strong>Ankara</strong>nın kentsel morfolojisinde, hem deülkenin kamusal belleğinde tuttuğu yer açısından çok önemlidir. Ulucanlar cezaevinin yenidenkullanımında izlenebilir yol, çalışmanın sonuncu bölümünde ele alınmıştır. Sorun kamusal- özelbağlamında özellikle açık alanların mekansal dönüşümün nasıl olması gerektiği üzerinekurgulanmaya çalışılmıştır.“ İ Z B I R A K I P G İ T T İ L E R ”ATÖLYE ÇALIŞMASIFüsun KavalcıGeçen zamana inat gezdiğin boşlukları,hissettiğin yaşamları ile Ulucanlar Cezaevi heranında bırakılan izlerle dolu. Duvarında,örtüsünde, havasında…“ İz Bırakıp Gittiler” seramik atölyeçalışması da Ulucanlar Cezaevi’nde MimarlıkŞenliği <strong>2007</strong> etkinlikleri kapsamında oradaolanlar için bir iz bırakma çalışması olarakdeğerlendirildi. Hacettepe Üniversitesi, GüzelSanatlar Fakültesi, Seramik BölümündenFüsun Kavalcı'nın yürütücülüğünü yaptığıatölye Mimarlık Şenliği kapsamında 15–27Ekim <strong>2007</strong> tarihleri arasında UlucanlarCezaevi yerleşkesinde sürekli olarakgerçekleştirilmiştir.Gazi Üniversitesi, Mimarlık Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Esin Boyacıoğlu'nun yürütücülüğünü yaptığı atölye MimarlıkŞenliği kapsamında 24 Ekim <strong>2007</strong> tarihinde Ulucanlar Cezaevi yerleşkesinde gerçekleştirilmiştir. Atölyeçalışmasının ürünlerinin yayın haline getirilmesi planlanmış bu konuyla ilgili çalışmalara başlanmıştır.Bu atölye sonuçlarının Ulucanlar Cezaevi'nin ileridekoruma, onarım ve yeniden İşlevlendirme projesininuygulanması durumunda sergilenmesi planlanmıştır.


SÖYLEŞİLER | İMZA GÜNÜ41TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> olarak Mimarlık Şenliği <strong>2007</strong>kapsamında mimarlık bilgi birikimin arttırılmasına yönelik gerçekleştirdiğimizetkinliklerden birisi de söyleşilerdi. Bu yılki söyleşilerimizi yalnızca mimarlıklasınırlandırmayıp, mekan ve toplumsal yapılanmaya dair önemli ipuçlarını içerensöyleşilere de yer verdik. Bu anlamda;17 Ekim <strong>2007</strong> Çarşamba günü yazar Mustafa Balbay, reel politika,Türkiye'nin içinde bulunduğu durum ile birlikte, savaş, barış ve ekonomikavramları üzerine bir söyleşi gerçekleştirmiştir. <strong>Mimarlar</strong>ın yoğun ilgigösterdiği söyleşi imza günü etkinliği ile son bulmuştur.18 Ekim <strong>2007</strong> tarihinde gerçekleştirilen etkinliklerde özellikle Cezaevi temasıile şekillenmiştir. Bu anlamda Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ne teknik bir gezidüzenlenmiştir. Yine aynı gün Avukat Halit Çelenk, Ulucanlar Merkez KapalıCezaevi Yerleşkesi’nde yaşadığı tarihi anları Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan veHüseyin İnan'ın avukatlığını yaptığı dönemi aktarmıştır.HALİT ÇELENK(…) Bir bayan bana İstanbul'dan telefon etti.Dedi ki biz dedi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ve o dönemin gençlik hareketinin belgeselini yapıyoruz.Bunların bir kısmı çıktı televizyonda, şimdi sıra Deniz'in çıkacağı aşamaya geldi, Deniz artık görünecek ordadedi, ama Deniz'in son olayda giydiği parkanın sizin evinizde olduğunu Şekibe Hanım’ın bunu bir valizdenaftalinli olarak sakladığını öğrendik dedi ve siz de bunu kimseye vermiyormuşsunuz dedi.Gerçekten de bu doğru. Bizim evimizde o parka.Şimdi 35 yıl sonra buraya geldim. Hep daha sonraki yıllar Karşıyaka mezarlığında 6 Mayıs sabahlarındaonları ziyaret ediyorduk, anma toplantıları yapıyorduk orada, konuşmalar yapıyorduk ve öncesinde de geldiksık sık görüşmelerini yaptık.Yani o gece çok acılı bir geceydi.19 Ekim <strong>2007</strong> Cuma günü gerçekleştirilen imza gününde ise Can Dündarson kitaplarını mimarlarla paylaşma olanağını yakalamış ve üyelerimizle çeşitlikonularda sohbet etmiştir.22 Ekim <strong>2007</strong> tarihinde gerçekleştirilen Cengiz Bektaş söyleşi / imza günüetkinliği ile günümüzde üretilen mimarlık ürünlerini ve mimarlık ortamınıdeğerlendirmiştir. Diğer taraftan kentlerin ve mimarlık akımlarının gelişiminede değinerek geniş bir perspektif içerisinde mimarın durduğu yere dairtespitlerini anıları ile birlikte aktarmıştır. Söyleşi sonrasında oldukça üretkenbir mimar olan Bektaş kitaplarını üyelerimiz için imzalamıştır.24 Ekim <strong>2007</strong> Çarşamba günü ise televizyonlarda sık sık görmeye alışıkolduğumuz Aydın Boysan mimar kimliği ile İstanbul'u, <strong>Ankara</strong>'yı ve bukentlerdeki sosyal hayatı anıları üzerinden aktarmıştır. 40 yıllık bir meslekiuygulama geçmişine sahip olan Boysan yalnızca ürettiği mimarlık ürünlerinideğil, aynı zamanda yazılarını da <strong>Ankara</strong>'daki mimarlarla paylaşmıştır.


SERGİLERMİMARLIK ŞENLİĞİMİMARLIĞIN SOSYAL FORUMUNA DOĞRU1 – 27 Ekim <strong>2007</strong>43TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> tarafındandüzenlenen Mimarlık Şenliği <strong>2007</strong> etkinlikleri kapsamındaUlucanlar Merkez Kapalı Cezaevi yerleşkesinde; koğuşlarındasokaklarında ve avlularında 15–27 Ekim <strong>2007</strong> tarihleriarasında değişik temalarla çeşitli sergiler açılmıştır. Kentliler ilemimarlığın buluştuğu önemli araçlardan bir tanesinin sergilerolduğunu düşünen ve önemseyen <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong> çeşitli zamanlarda değişik bölgelerde farklı temalarlasergiler düzenlemektedir. Mimarlık Şenliği <strong>2007</strong>'deTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> ve <strong>Ankara</strong> Barosu ileortaklaşa düzenlenen Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi ProjeYarışması Sergisi, TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nindüzenlediği, Bina Kimlikleri, Endüstri Mirası,Çocuk veMimarlık, 50.Yıl,TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>Temsilcilikleri Sergisi, 78'liler Derneği’nin düzenlediği78'liler Sergisi, Karikatürcüler Derneğinin düzenlediğiUluslararası Karikatür Sergisi, Alman Kültür Merkezi’nindüzenlediği, Şehir-Büyük Şehirde Mimari Yaşam ve MekânKarikatür Sergisi, Feza Dağ, Mustafa Güneş, Ödül Işıtman,Füsun Kavalcı, Olcay Şen, Billur Tekkök'ün eserleriyle“Özgürlük… Umut… Yenilenme…” Sergisi, Füsun Kavalcıyürütücülüğü ile “İz Bırakıp Gittiler” Atölye ÇalışmasıSergisi izleyicilerle buluşmuştur.S E R G İ L E R


ÜLKE, MİMARLIK VE KENT GÜNDEMİNDE KAYGI VERİCİ GELİŞMELERYAŞANIRKEN, MİMARLAR ODASI VE TMMOB ÖRGÜTLÜLÜĞÜNÜGÜÇLENDİRMEK İÇİN;TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> varsaTürkiye karanlığa ve gericiliğeteslim olamaz…“Hükümet” politikaları ile birlikte kentlerin ve mimarlığın şekillenişinin “ideolojik” bir halebürünmesine,Mimari projelerin tek elde yoğunlaşmasına / üretilmesine, mimarinin tek tipleşmesine,Mimarlık mesleğinin alınır satılır bir meta düzeyine indirgenmesine,Uluslararası sermayenin, ülkemizdeki mimarlık hizmetini, mimarlık sektörünü, ucuz işgücü vemakine parkı olarak değerlendirip mimarlık hizmetlerini “lojistik” bir sürece doğrusürüklemesine,Kayıt dışı ucuz işgücü olarak çalışan yabancı mimarların sayısının çoğalmasıyla, mimarlıktaişsizliğin giderek artmasına,Mimarlık eğitiminin, pazar koşullarına teknokrat yetiştiren bir sürecin parçası olmasına,Serbest mimarlık hizmeti veren büroların, büyük firmaların ve yabancı şirketlerintaşeronu haline getirilmesine,Kamunun özelleştirilmesi ve giderek tasfiyesiyle birlikte, kamuda bir çöküntü, verimsizlikortamı yaratılmasına, gerici kadrolaşmaya,Kapitalizmin bir müteahhit firması haline gelen AKP hükümetinin ve işbirlikçilerinin, kentseldönüşüm projeleri ve TOKİ ile birlikte, tüm Türkiye'de konut sektörünü; siyasal saflaşmanın,rantın, demografik yapının “ideolojik“ dönüşümüne alet etmesine,Tüm bu süreçlerde gericiliğe karşı, demokratik geleneği ile aydınlık Türkiye mücadelesinde,bir şans olan meslek odalarının, anayasal değişiklikle parçalanmasına karşı mücadeleetmek için,TÜM MİMARLARI TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ40. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULU’NA DAVET EDİYORUZ…MİMARLAR ODASI'NIN VARLIĞI ÇAĞDAŞ VE AYDINLIK BİR TÜRKİYEİÇİN ŞANSTIR“Başka bir mimarlık; başka bir kent;başka bir Türkiye mümkün”TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ39.DÖNEM YÖNETİM KURULUHerkes için mimarlığın bir hak olduğu,Kent hizmetlerinin tüm kentliler tarafından eşit ve adil olarak kullanıldığı,Kentin bir toplumsal paylaşım ortamı olduğu,Kentsel dönüşümün; kentsel parçalanmanın ve rantın bir aracı olmasına karşı katılımcıbir yönetim anlayışı ile nitelikli mimari, kaliteli çevre, sağlıklı kentler üretilmesi,Kent yönetimlerinde ve ülke yönetimde sürdürülen “ saltanat” ın sona erdirilmesi,Cumhuriyetin başkentinin <strong>Ankara</strong> ve değerlerinin taşınmaz olduğunun AKPhükümranlığına hatırlatılması için,Tüm <strong>Ankara</strong>lı'ları, 23 Şubat 2008 tarihinde DSİ Konferans Salonunda gerçekleşecek olanTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 40. Dönem Olağan Genel Kurulu’na,ortak akıl oluşturmaya çağırıyoruz…


SEÇİMLER GENEL KURULTMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ 40.DÖNEMOLAĞAN GENEL KURULUNA DAVET EDİYORUZ…40. OLAĞAN GENEL KURULU 16 Şubat 2008 tarihinde KonurSokak 4/5' te çoğunluklu olarak, çoğunluk sağlanamaz ise 23 ŞUBAT2008 CUMARTESİ GÜNÜ DEVLET SU İŞLERİ TOPLANTI SALONUANITTEPE / ANKARA ADRESİNDE AŞAĞIDA BELİRTİLENGÜNDEMLE TOPLANACAKTIR(16 Şubat 2008 tarihinde çoğunluklu, çoğunluk sağlanamaz ise 23 ŞUBAT 2008 SAAT: 10.00-18.30)Açılış (Güne Merhaba Resitali)Başkanlık Divanı seçimi,Saygı duruşu,Açılış ve konuk konuşmaları,Çalışma Raporunun okunması, eleştiriler ve hakkında karar alınması,Yeni Dönem Çalışma Programı için Öneriler,Dilek ve öneriler,Adayların belirlenmesi ve ilanı,KapanışSEÇİMLER 17 Şubat 2008 günü, çoğunluk sağlanamaz ise 24 ŞUBAT 2008 PAZAR GÜNÜ09:00-17:00 SAATLERİ ARASINDA MİMAR KEMAL İLKÖĞRETİMOKULU, YÜKSELCADDESİ YENİŞEHİR / ANKARA ADRESİNDE YAPILACAKTIRTÜM MİMARLARI ve ANKARALILARI 23 ŞUBAT 2008 TARİHİNDE DSİKONFERANS SALONU’NDA GERÇEKLEŞCEK OLAN TMMOB MİMARLARODASI ANKARA ŞUBESİ 40. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULU’NA“ORTAK AKIL” OLUŞTURMAYA ÇAĞIRIYORUZ.39.DÖNEM ÇALIŞMALARIHEYECANINIZLA, KATKINIZLA KABUĞUNU ÇATLATAN BİR SÜREÇ OLARAKHEPİMİZİN ÜRÜNÜ…TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ 39.DÖNEMÇALIŞMALARINI TAMAMLADI. BU ÇALIŞMALARIN HERAŞAMASINDA VARLIĞINIZ BİZİM İÇİN ÇOK DEĞERLİYDİ. HERDÖNEM, BİR ÖNCEKİ DÖNEMİN BİRİKTİRDİKLERİ ÜZERİNDENGELİŞEREK DEVAM EDİYOR. HER DÖNEMDE ÇOĞALARAK,VERDİĞİNİZ KATKILAR BİRİKİYOR, BÜYÜYOR, GELİŞİYOR.KABUĞUNA SIĞAMAZ OLUYOR… 39.DÖNEM ÇALIŞMALARI,HEYECANINIZLA, KATKINIZLA KABUĞUNU ÇATLATAN BİRSÜREÇ OLARAK HEPİMİZİN ÜRÜNÜ…ORTADA BİR BAŞARI VARSA, Kİ VAR… BUNUGÖRMEZDENGELEMEYİZ, KENTE DAİR YARATILMIŞ KOCAMAN BİR SESDUYMAZDAN GELEMEYİZ,VARSA, Kİ VAR…ÜLKEGÜNDEMİNİ BELİRLEYEN ÇALIŞMALAR VARSA, Kİ VAR…BİLMEZDEN GELEMEYİZ.ÇÜNKÜ ARKASINDA GECELERE KATILMIŞ EMEKLER,SEVDİKLERİNİZDEN ÇALINMIŞ ZAMANLAR VAR. DUYMAMAK,GÖRMEMEK, BİLMEMEK “ÜÇ MAYMUNA” ÖZGÜDÜR.TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ 39.DÖNEMİ İSEİNSAN ODAKLI ÇALIŞMALARIN ÜRÜNÜDÜR… GÖRMEMEYİ,DUYMAMAYI, BİLMEMEYİ İSTEDİĞİMİZ ŞEYLER DE OLMADIDEĞİL… AMA HEP YANIMIZDA SOLUK ALIŞLARINIZIHİSSETTİK… PES ETMEDİK…“Başka bir mimarlık; başka bir kent;başka bir Türkiye mümkün”TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ 39.DÖNEMİYARATANLARI 13 ŞUBAT 2008 GÜNÜ SAAT:18.30’DAMİMARLAR ODASI 5. KATTAKİ SERTİFİKA TÖRENİNEBEKLİYORUZ.HER BİR SATIRINDA YAZILAN İSİMLER VEKURUMLARIN ARKASINDAKİ DERİNLİĞİ, EMEĞİ VE SEVGİYİGÖRÜYOR… İÇTENLİKLE TEŞEKKÜR EDİYORUZ.


<strong>55</strong>TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ 40.DÖNEM GENEL KURULU’NDASEÇİMLERE KATILACAK GRUPLARA SAĞLANACAK OLANAKLARTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 40. Dönem Olağan Genel Kurulu çoğunluklu olarak16–17 Şubat 2008 tarihinde, çoğunluk sağlanamadığı durumda ise 23- 24 Şubat 2008tarihinde yapılacaktır.TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 39. Dönem Yönetim Kurulu 40. Olağan Genel Kuruluve seçimlerinde aday olacak grupların <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> Şube olanaklarını belirli ilkelerçerçevesinde kullanmalarını, üyelerinin demokratik hakları olarak değerlendirmiş ve bu konudaYönetim Kurulu kararı almıştır.Şube Yönetim Kurulunun 26.12.<strong>2007</strong> tarih ve 87-1 sayılı kararına istinaden ”seçime katılacaktüm gruplar gelecek dönem (40. Dönem) hedefleri ve çalışma programlarının tanıtımı içinkoşulları tanımlanan olanaklardan yararlanabileceklerdir.” Aşağıda belirtilen, söz konusuolanakların duyuruları TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> web sayfası ve elektronik postaaracılığı ile yapılmaktadır.40. Dönem Olağan Genel Kuruluna ve seçimlere hazırlanan tüm gruplara, başarılar diler, GenelKurul ve seçim sürecinin Çağdaş/Modern Türkiye'ye; laik, demokratik, sosyal bir yaşama katkısağlaması ufkuyla, mimarlık ortamına zenginlik katmasını temenni ederiz.Saygılarımızla,TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, 39. Dönem Yönetim KuruluAsıl Üyeler: Nimet Özgönül, Güven Arif Sargın, Y.Yeşim Uysal, Tezcan Karakuş Candan, Nuri Arıkoğlu, Ali Hakkan,Fatma Cebeci Yedek Üyeler: Haluk Kara, Bülent Batuman, Tonguç Akış, H.Ayşen Bayazıt, Songül Üzgün, SelmaSökmen, Özdal KutluTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> Yönetim Kurulu'nun 26.12.<strong>2007</strong> tarih ve87–1 sayılı karar TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 40. Dönem Genel Kurul veseçimine hazırlanacak grupların Şube olanaklarından yanda tanımlanan koşullar çerçevesindeyararlanmasının uygunluğuna,Toplantı mekânı1. Seçime katılacak her grup için <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> toplantı salonu (5. kat) -bir program yoksa- birhafta önceden başvurulduğunda kullanıma hazırlanacaktır. Toplantı sırasındaki içecek veyiyecekler Şube tarafından ikram edilecektir.Duyurular1. Seçime katılacak grupların yapacakları toplantılardan - kendilerinin belirleyeceği- en çok ikitoplantı tarihi üyelere e-posta aracılığıyla duyurulacak ve toplantı günü tüm üyelerin MİM/ağüzerinde bulunan ajandalarında görülecektir. Elektronik postalar toplantıdan üç gün önce vetoplantının yapılacağı gün olmak üzere her toplantı için iki kere atılacaktır.2. Seçime katılacak gruplar, üyelere iletilmek üzere hazırlayacakları 40. Dönem çalışmaprogramı vb. yazılı malzemelerini 18 Ocak 2008 tarihi, saat 17.00'ye kadar Şubeye iletmeleridurumunda gruplar bülten/gazetelerinin basımı Şube tarafından yapılacak, Ocak - Şubat 2008Şube <strong>Bülten</strong>i ile birlikte bülten/gazete özel sayısı üyelere iletilecektir.3. <strong>Bülten</strong>/gazetede yayınlanan metinler/ekler 5 Şubat 2008'den sonra üyelere, iki (2) kez olmaküzere e-posta yoluyla duyurulacak ve aynı metinler 5 Şubat 2008 tarihinden sonra websayfasında yayınlanacaktır.4. Seçime hazırlanan grupların Şubenin internet üzerinden yayın yapan mim-sis (mimarlar arasısesli iletişim) radyosundan, önceden hazırlanmış 10 dakikalık ses kayıtları 5 -15 Şubat 2008tarihleri arasında, belirledikleri günlerde iki (2) kere yayınlanacaktır. Her bir yayın için üyelere yayıntarihinden üç gün önce ve yayın tarihinde olmak üzere iki (2) kez e-posta atılacaktır.5. Seçimlere hazırlanan grupların Şube organlarına aday olacak Yönetim Kurulu, DenetlemeKurulu, Soruşturma Uzlaştırma Kurulu Adaylarının kısa özgeçmişleri (en çok 50 kelime) vefotoğrafları iletilmeleri durumunda, 20 Şubat 2008 tarihinden itibaren MİM/ağ üzerindenyayınlanacaktır.Postalama işlemleri1. Ayrıca üyelere doküman göndermek isteyen seçime katılacak gruplara, etiket maliyetikarşılığında üye adreslerine posta olanağı sağlanacaktır. Üyelerin özlük haklarının korunmasıilkesi nedeniyle üye adresleri gruplara teslim edilmeyecektir Postalama ücreti gruplartarafından karşılanacaktır.Postalama sürecia) Şube görevlileri tarafından üye adresleri hazırlanır,b) Hazırlanan adresler Şube ortamında gruplar tarafından gönderilecek materyalin üzerinegrupların belirleyeceği kişiler tarafından yapıştırılır, postalama şube personelinin refakatindepostaneden postaya verilir.ÇAMKORU'DAahşap bir yapıAhmet Demirtaş , Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Yön. Kur. BaşkanıKırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği 1992 yılından beri “Dendroloji(Ağaçbilim) ve Orman Ekolojisi Okulu” açıyor. Okul bitiminden sonra uygulama gezisi olarakgenellikle Çamkoru' ya gidiliyor. Çamkoru; Çamlıdere İlçesinde, eski İstanbul Yolu üzerinde ve<strong>Ankara</strong>'ya 100 km. uzaklıkta. Çamlıdere Orman İşletmesi sınırlarında “Orman İçi DinlenmeYeri” statüsünde. Burada bir gölet ile geyik üretme alanı da bulunduğundan ziyaretçiler içinçekici sayılıyor.Kırsal Çevre Ve Ormancılık Sorunları AraştırmaDerneği 1992 yılından beri “Dendroloji(Ağaçbilim) ve Orman Ekolojisi Okulu” açıyor.Okul bitiminden sonra uygulama gezisi olarakgenellikle Çamkoru'ya gidiliyor. Çamkoru;Çamlıdere İlçesinde, eski İstanbul Yolu üzerindeve <strong>Ankara</strong>' ya 100 km. uzaklıkta. ÇamlıdereOrman İşletmesi sınırlarında “Orman İçi DinlenmeYeri” statüsünde. Burada bir gölet ile geyiküretme alanı da bulunduğundan ziyaretçiler içinçekici sayılıyor.2003 yılının haziran ayında okulumuzun uygulamagezisine gittiğimizde, bir meslektaşımızdan;Orman İçi Dinlenme Yeri sınırları içinde ve şu andaÇamkoru Spor ve İzcilik Okulu olarakkullanılmakta olan ahşap bir yapının bulunduğunuöğrendim. Gezide öğle yemeği için araverildiğinde, zamanı değerlendirip yapıyı görmeolanağı yarattım. 2 katlı büyükçe sayılabilecekyapıyı ilk gördüğümde çok etkilendiğimi veheyecanlandığımı anımsıyorum. Kalem gibidüzgün, uzun ağaçların egemen olduğu sarıçamormanı içinde eğimli bir araziye oturtulmuşolduğundan merdivenlerle ulaşılan yapı uzaktangörkemli görünüyor. Milli Eğitim Bakanlığıtarafından yılın belirli dönemlerinde İzcilik Okuluolarak kullanıldığından içeride öğrenciler dolaşıyor.Kapıda rast geldiğimiz öğretmen ve öğrencilerlekısa da olsa sohbet edip bu yapı konusunda bilgiedinmeye çalışıyorum.Gidişte bana yol gösteren, Orman İşletmeMüdürlüğü'nde şoför olarak çalışan arkadaş ileçevre halkından insanlardan buranın yapılışıkonusunda bilgiler edindim. Anlatılanlar doğruysaözetle şöyle:1930' lu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk ile İsmetİnönü buraya geziye gelirler. Mustafa Kemalburayı çok beğenir ve bir yapı yapalım der. Yapıancak 1940 lı yılların başında bitirilir. Binanınuçaktan bile görülmediği söylenmektedir. Dönem2. Dünya Savaşının( Emperyalistler arası paylaşımsavaşı) en civcivli yıllarıdır. Günler yokluk, sıkıntı,endişe ve gerginlik içinde geçmektedir. <strong>Ankara</strong>Hükümeti gelişmeleri izleyip tutumunu belirlemeyeçalışmaktadır. İşte bu ortamda BakanlarKurulu'nun bazı gizli toplantıları burada yapılır.Şimdi boyası solmuş görünen bu yapı kim bilir neateşli konuşmalara ve sert tartışmalara tanıklıketmiştir.Görünümünden ve anlatılanlardan etkilendiğimdenbir iki poz fotoğrafını çektikten sonraarkadaşlarımın yanına döndüm. <strong>Ankara</strong>'ya dönüncekoruma kapsamına alınarak tescil edilmesi için birfotoğrafını eklediğim 25.6.2003 tarihli yazı ileKültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu'nabaşvurdum. Kurul 24.7.2003 tarih ve 8686 sayılıkararla “korunması Gerekli Taşınmaz KültürVarlığı” niteliğinde bularak tescil etti.2004 yılında “Dendroloji (Ağaçbilim) ve OrmanEkolojisi Okulumuzu bu yapıda gerçekleştirdik. İkigün boyunca içinde yaşayıp soluk aldık. 80’e yakınkatılımcı hem okuldan hem de orada bulunmaktanhoşnut kaldılar. O günlerde zamanın Çevre veOrman Bakanı'nın, bakanlığı tarafından Milli EğitimBakanlığı'na yapılmış olan özgülemeyi (tahsis) iptaledip otel yapılmasını sağlayacağı söylentisiçıkmıştı. Ama bu gerçekleşmedi. Belki yapınınkoruma kapsamına alınmış olması caydırıcıolmuştur.Diyorum ki; bu güzel görkemli binayıMimar dostlarım bir görseler. Onlaraanlatacakları ve belki onlardanisteyecekleri vardır.KENTLİ DUYARLILIĞI


57İLLER BANKASI’NIN DÖNÜŞÜMÜforumSon zamanlarda hazırlanmakta olan yasa tasarılarıyla verimli temel hizmet birimlerini oluşturan ve ülkemizin gelişmesindebüyük katkıları olan kurum ve kuruluşların kamusal kimlikleri kaybettirilmeye çalışılmaktadır.İller Bankası da hizmet anlayış ve varlığı ile kuruluş amaçlarının dışında fonksiyonları da yüklenerek, şirkete dönüştürülmekistenilen kurumlar arasında yer almaktadır.İller Bankası AŞ Kanun Tasarısı 2006 yılında Meclis gündemine alınmış bir tasarıdır. <strong>Aralık</strong> 2006 tarihinde Plan BütçeKomisyonu, Ocak <strong>2007</strong> tarihinde de Alt Komisyona gönderilmiştir. Alt Komisyonda da görüşülen tasarı Plan BütçeKomisyonuna Mart <strong>2007</strong> tarihinde getirilmiştir. Erken seçim kararlarıyla tasarı görüşülmesi durdurulmuştur. Ancak, Ekim <strong>2007</strong>tarihinde İçişleri Bakanlığı Tali Komisyonunda görüşülerek karara bağlanmıştır.İller Bankası Anonim Şirketi Hakkındaki Kanun Tasarısı ile, Cumhuriyetin kurulduğu tarihlerden günümüze değin gelişimsürecinde yer alan ve Türkiye'nin kentleşme sürecinde etkin rol üstlenen kurumun, kamu kurumu kimliğinin yok edilmesiamaçlanmaktadır.Konu ile ilgili süreç devam ederken TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> tarafından 28 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> tarihinde, bukonuda kuruma emek vermiş ve vermekte olan üyelerimizi bir araya getiren ve tüm üyelerimizi bilgilendirmeyi amaçlayanbir toplantı gerçekleştirilmiştir.Toplantıya, İller Bankası'ndan emekli üyemizAyşegül Ay Uğurelile <strong>Ankara</strong> Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi AraştırmaGörevlisiDr. Tayfun Çınar katılarak katkı koymuşlardır.İLLER BANKASI’NIN,hizmet alanları görev ve sorumluluklarıAyşegül Ay Uğurelİller Bankası, 16'sı büyük şehir belediyesi olmak üzeri,3225 belediye, 81 il özel idaresi olmak üzere, 3322 yerelyönetim birimine hizmet vermektedir.Görev ve sorumlulukları yerel yönetimlere finansmansağlamak, teknik hizmet olarak da harita imar planı hertürlü etüt proje keşifleriyle birlikte içme suyu,kanalizasyon, arıtma, deşarj, katı atık, jeoloji vejeoteknik etütler, çeşitli hizmet yapılarının plan, projeuygulamalarını yapmak veya yaptırmaktır. Ayrıca, yıllıknet kâr oranının bir kısmı da köylerin gelişme vekalkınmaları içinde kullanılmaktadır.Belediyelerin imar faaliyetlerini finanse etmek amacıyla11 Haziran 1943 yılında Belediyeler Bankasıkurulmuştur. 13 Haziran 1945 yılında BelediyelerBankasının hizmet alanları genişletilerek, bu görevlebirlikte belediyelerin yanı sıra, özel idareler ve köyleri dehizmet kapsamına alarak, “İller Bankası” adını almıştır.Kurulduğu yılda 10 milyon sermayeyle de devletbütçesinin yaklaşık yüzde 18 oranında gelire sahipolmuştur.4759 sayılı Kuruluş Kanunuyla kurulan banka özerk biryapıya sahip olup, son zamanlarda bozulmuş olmasınarağmen, genel kurul, yönetim kurulu, genel müdür, genelmüdür yardımcılarından oluşan üst yönetim dışında, 9'uana hizmet birimi, 3'ü danışma ve denetim birimi, 4'üyardımcı birimler olmak üzere, 16 başkanlıktan oluşanmerkez birimine sahiptir. Türkiye genelinde hizmet veren18 bölge müdürlüğü ile 4 bin çalışanı bulunmaktadır.Alt ve üstyapı hizmetleriyle, finansman açısından teknikeleman yetersizliği olan yerel yönetimlere yönetimhizmetlerini yapıp yaptırmakla birlikte, bunlara yönelikher türlü danışmanlık hizmetini de sunmaktadır. İllerBankası barındırdığı personeliyle, konusundauzmanlaşmış, yurtiçi ve yurtdışı eğitimlerle günümüzteknik koşullarını yakalamış ve bu birikimini de yerelyönetimlere aktararak, dünyaca ünlü tek örnekniteliğindeki öncü bir kamu kuruluşu olmuştur.İller Bankası yerel yönetimler konusunda uzmanlaşmışkadrosuyla, kentsel alt ve üstyapı hizmetlerini yaparakveya yaptırarak, yerel yönetimlere her türlü finansmanyardımında bulunarak, bu hizmet kapsamında kamuyararı ilkesini göz önünde tutarak, her türlü bilgi vedeneyimiyle faaliyetini yürütmektedir. Türkiyekoşullarındaki belediyelerin büyük bölümünün teknikeleman yetersizliği düşünüldüğünde, finansmandan, planproje etüt hizmetleri alımından, danışmanlığa kadarher türlü gereksinimini karşılamaktadır. Ayrıca, ortave büyük ölçekli, zaman zaman da büyük şehirlerkapsamında kalan belediyelerde komplike ayağı dahauzmanlık gerektiren konularda bankaya başvurarakhizmet almaktadır. Banka hizmet alanı kapsamındaözellikle teknik eleman yetersizliği olan belediyeleriçin bir okul işlevi üstlenmiştir. Bu özelliğiyle de kamuyararı öncelikli bir hizmet anlayışını önemli örneklerinisunmuş ve sınırlı ölçüde de olsa hâlâ sunmaktadır.Sunulan tasarıyla, yerel yönetim hizmetlerindesunulan hizmet anlayışında kamu yararı ilkesi göz ardıedilecek, kâr amaçlı hizmet ön planda olacak,belediyeler arasındaki fırsat eşitliği ilkesi bozulacakve karşılığını verenin hizmet alabildiği hizmet anlayışıgelecektir. Finansman bankası olacak olan AŞyapısında belediyelere sunulan hibe düşük faizli krediolanağı ortadan kalkacak, uluslararası kaynaklardanda sağlanan yüksek faizli krediler yerel yönetimlereverilecektir. Yüksek faizle borçlanan yerel yönetimlerborçlarını ödeyememe durumunda halka sunulanhizmetler daha yüksek bedelle gerçekleştirilecektir.Borçlarını ödememesi durumunda iflas edenbelediyeler ortaya çıkabilecek, sonundaysa yerelhalkı doğrudan etkileyecek ve kent hizmetsunumunda büyük aksaklıklar olacaktır. Bankacayerel yönetimlere sunulan harita, imar planı, her türlüetüt proje keşifleriyle birlikte, içme suyu,kanalizasyon, arıtma, deşarj, katı atık, jeolojik vejeoteknik etütler, çeşitli hizmet yapılarını, plan projeuygulamaları gibi teknik hizmet olanakları ortadankalkacaktır. Köylerle sunulan hizmetlergerçekleşemeyecektir.Anonim şirketi yapısı içerisinde barındırılacak elemansayısı minimumda tutularak bünyesinde, konusundauzmanlaşmış olan Odamız mimarlarıyla birlikte, diğermühendis, peyzaj mimarı ve şehir plancılarınınoluşturduğu teknik işgücü farklı kurumlaragönderilecek veya emekli edilerek, işgücü kaybınaneden olacaktır.İller Bankası siyasi baskılardan arındırılarak, özerk,karar sürecinde bağımsız olan, konusunda hakimyönetici ve elemanlarla, günümüz koşullarında hizmetağı ve hizmet kalitesinde, finansman hizmetleriyanında asli görevlerinden olan teknik altyapı veüstyapı hizmeti de veren bir yapıya kavuşturulmalıdır.


5859‘’İLLER BANKASI’NI DEĞiŞMESiNiKiM iSTiYOR’’‘’neden, gerekçe, yöntem nedir?’’Dr. Tayfun ÇınarYasa tasarısında birinci maddede İller Bankasınınartık yatırım fonksiyonunun ortadan kalktığıgörülmektedir. Bunun yerine yapılmak istenilen şey,İller Bankasının finansman ihtiyacını karşılayacak,projeleri geliştirecek ve danışmanlık hizmeti görecekbir kuruluş haline dönüştürülmesidir.Burada amaç maddesinde hiçbir şeklide İllerBankasının bugüne kadar yapmış olduğu yatırımfaaliyetinden bahsedilmemektedir.Geçmişteki tartışmalara da bakıldığı zaman, hepyatırım faaliyetine dönük etkinlikler eleştiriliyordu veşu söyleniyordu:“İller Bankası günün koşullarına uysun ve dünyadakidiğer örnekler gibi sadece bankacılık yapsın”Sonuçta, adı banka olan bir kuruluş tutup dayatırımla uğraşmamalı ve sadece birtakım kredilersağlamalı, bu kredilerin takibini yapmalı ve buanlamda da üstüne düşen vazifeyigerçekleştirmelidir. Bir süre sonra İller Bankasınıyakından incelediğinizde, İller Bankasının ortaya çıkışkoşulları ve Türkiye'deki gelişim süreci bunun dışındagerçekleşmiş bir şey olarak karşımıza çıkmaktadır.Yani, Batıdaki benzerlerinden farklı bir gelişim çizgisiizlemiş ve bu anlamda da Türkiye'ye özgü birkurumdur.Özgü olmasının sebebi,1580 sayılı YasadaBelediyeler Bankasının kurulmasına dönük bir hükümvardır ve bu hükümde açıkça şunu söyler:“Türkiye'deki yerel yönetimlerin, yani daha doğrusubelediyelerin, il özel idaresi ve köyler buna dahildeğildir. Belediyelerin finansman ihtiyacınıkarşılayacak bir kuruluş, 15 gün zarfındaoluşturulacaktır”Henüz 15 sene beklenmeden, 1933 tarihinde böylebir bankanın oluşturulduğu görülmekte veBelediyeler Bankası kuruluş niteliğiyle tıpkı Batıdakiörneklerine benzerdir; yani sadece finansmansağlayacak, yerel yönetimlere, onların da özelinesadece belediyelere kredi sağlayacak bir kuruluşolarak ortaya konulmuştur.1935 yılında Belediyeler İmar Heyetininoluşturulduğunu ve bu bağlamda da sadece döneminbelediyelerine kredi vermenin yeterli olmadığı, aynızamanda teknik işlevi katkıda bulunacak, onugerçekleştirecek bir kurumun oluşturulmasıgerektiği fikri ortaya çıkmış ve bunun uygulamayakonulmuştur.1944 yılında yeniden bir düzenleme yapılması sözkonusu olmakta ve 1945'te İller Bankası olarakkarşımıza bugünkü İller Bankasının çıktığınıgörmekteyiz. İller Bankası, Belediyeler Bankasınındevamı niteliğinde olup birtakım farklılıklariçermektedir. Sadece belediyelere dönük bir kurumolarak ortaya çıkmıyor aynı zamanda belediyeler, ilözel idareleri ve köyleri içeren yapıdaoluşturulmaktadır.Bunun yanı sıra sadece finansman boyutuyla değil,teknik yardım ve gerekirse belediyeler adınaihaleleri gerçekleştirecek, gerekirse bunu kendisiyapacak şekilde bir örgütlenme sağlamaktadır.Neden böyle bir ihtiyaç ortaya çıkmış olabilir, yaniBatıda da ilk yerel yönetimlerin, modern anlamdayerel yönetimlerin ortaya çıkışına bakıldığında,birtakım belediye finans kuruluşlarının oralarda dakurulduğunu görülmekte ve bunlar genelde 1800'liyılların ortalarına doğru oluşturulmaktadır.Amaçlanan şeylerden birisi de şu: büyük çaplıyatırımlara gereksinim olduğundan dolayı Eskigeleneksel birtakım işleri olan belediyelerin giderekdaha fazla görevle donatılması gerekmektedir.Modernleşme süreciyle birlikte artık Batıdaki yerelyönetimlerin bu tip görevleri üstlenmesi ve bunlarafinansman ayırması gündeme geliyor ve bunu dakendi başlarına yapamayacakları için merkeziyönetim bünyesinde oluşturulacak birtakım yerelyönetim bankaları eliyle bunun gerçekleştirildiğinigörmekteyiz.Sonuçta, Türkiye'de yerel yönetim bankacılığınınkendi içsel dinamikleriyle geliştiğini ve günümüzekadar bunun devam ettiğini görülmekte amaburadaki kırılma noktası 1980'lerle birlikte karşımızaçıkmaktadır. 80'lerde artık İller Bankasının ve İllerBankasına benzeyen kurumların tüm gelişmekteolan ülkelerde ortadan kaldırılmasıbenimsenmektedir.Benimseyen kim? “Uluslararası finans kuruluşları vebunların politikalarını destekleyen ve onunoluşumunu sağlayan küresel şirketler.”Kapitalizmin kendini yeniden üretebilmesi için belirlibir yatırım potansiyelini sürekli devam ettirmesigerekir ve yatırımları yapabileceğiniz alanlar sınırlıdır.Bu sebeple, büyük şirketlerle uluslararası finansörgütleri bir noktada hemfikir hale geliyorlar, o da şu:Gelişmekte olan dünyada çok büyük nüfusa sahip,ama altyapısı neredeyse yok denilecek kadar zayıfolan birtakım kentler vardır ve buna karşın gelişmişolan Batıda çok büyük şirketler ve finans sözkonusudur.Bu ikisi arasındaki bağlantı, Dünya Bankası ilesağlanmaktadır.Dünya Bankasından beklenen şey Batının finansı veşirketleriyle gelişmekte olan ya da azgelişmişülkelerin kentsel altyapıda gereksinim duyduğuyatırımların arasındaki bağı sağlamaktır.Peki bu bağ nasıl sağlanacak?Bu noktada 80'li yıllarla birlikte bu yapıların ortadankaldırılması gerektiği, uluslararası düzeyde sermayeakışının ve kentsel altyapıların yapılabilmesi için İllerBankası benzeri kurumların ortadan kaldırılması çokaçık bir şekilde dile getirilmekte ve bu süreklitekrarlanmaktadırTüm panellerde bu olaya Dünya Bankası gözlüğüylebakan kimselerin, kişilerin ya da onları temsiledenlerin hep dile getirdikleri nokta;“İller Bankası artık yatırım alanından çekilmeli,Batıdaki benzerlerine dönmeli ve sadece finansmansağlayan, danışma kuruluşu haline dönüşmeli”2000'li yıllarla birlikte artık İller Bankasınıntasfiyesinde son noktaya gelinmiştir. Bu yasatasarısı açıkça bunu ortaya koymaktadır. İllerBankasının adı İl-Bank AŞ olarak değiştirilerek, artıkbelediyelerin veya yerel yönetimlerin ortaklığındançıkartılıp Hazineye devri gündemdedir.Bir başka nokta da Dexia gibi büyük firmalarınTürkiye'de çok geniş bir alanda faaliyetgöstermesidir.Bunun sebebi, İller Bankasını geliştirip, başkaülkelerde kentsel altyapı yatırımlarını finanse edenbir kuruluş haline getiremeyen Türkiye, onun yerinekendi elimizdekini nasıl kapatırız diye süreklidüşünerek ve bir anlamda Dünya Bankasınınpolitikalarına boyun eğmiş oldu.İller Bankasının tasfiyesi sonucunda onun açacağıyeri de dolduracak olan kuruluş uluslararası, dahadoğrusu küresel bir tekel olarak karşımızdadır.Bu kapsamda hayatımızda değişecek olan şey,aslında bizim içtiğimiz, kullandığımız hemen her şeyintamamen piyasa koşullarında sağlandığı biryapılanmadır.Bunun da Türkiye'de gerçekleştirilmesinde önemli biradım İller Bankasının ortadan kaldırılmasıdır vebugün bu yasa tasarısı ile bu süreç yaşanmaktadır.


60”GELECEK DÖNEM PERSPEKTİFLERİ“61” G E L E C E K D Ö N E M P E R S P E K T İ F L E R İ “TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİKAMU VE ÖZEL SEKTÖR İŞYERİ TEMSİLCİLİKLERİAbant Buluşması ve Temsilcilikler Bölge Toplantısı8-9 ARALIK <strong>2007</strong>TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 39. Dönem Yönetim Kurulu çalışmalarını neo-liberal politikalarınve mevcut siyasal gelişmelerin kent, meslek ve meslek odaları üzerindeki baskısının arttırdığı bir dönemdegerçekleştirmektedir. 39. Dönemde hem ülke gündeminde hem de mimarlık ve kentte yaşanandönüşümler üzerine değerli katkılarınızla pek çok çalışma gerçekleştirilmiştir. TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong><strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 40.Dönem Genel Kuruluna doğru önümüzdeki dönem çalışma akslarının oluşturulmasıaçısından önemsediğimiz yeni dönem perspektiflerin oluşturulması amacıyla 8-9 <strong>Aralık</strong> <strong>2007</strong> tarihlerindeBolu Temsilciliğimizin katkıları ile Abant'ta bir buluşma düzenlenmektedir.Abant Buluşmasının amacı TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin 40. Dönem çalışmalarına ışıktutmak olduğu kadar, meslek odalarının dönüşümüne dair bilinçli bir yaklaşımla, meslek odalarının rolleriniyeniden tanımlamak ve yeni işleyiş mekanizmaları oluşturmaktır. Bu anlayışla TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong><strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin çeşitli yapılanmalarının bir arada düşünsel bir platform oluşturabileceği birorganizasyon planlanmıştır. <strong>Ankara</strong> Şube bünyesinde kamu ve özel sektör işyerlerinde ve üniversitelerdeoluşturulan 67 İşyeri Temsilciliğimiz ve 17 Temsilcilik ve 5 Oda Temsilciliğimizin katılımı ilegerçekleştirilecek olan Abant Buluşması “Gelecek Dönem Perspektifleri” başlığıyla üç bölüm olarakkurgulanmıştırBirinci bölüm, Şube ve Temsilciliklerin mevcut <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> örgütlenmesine dair yürüttüğü çalışmalarıiçerecek biçimde tüm üyelerimizin katılımı ile gerçekleştirilecektir. İkinci Bölümde ise atölyelerinçalışmalarına yer verilecektir. Burada hedef, konular üzerine sağlıklı değerlendirmeler yapılaraküyelerimizin bilgi, deneyim ve yaklaşımlarının Oda politikalarının kolektif üretilmesinin belirleyicibileşenleri olmasının sağlanmasıdır. Atölye çalışmaları paralel olarak aynı anda yürütülecektir. Atölyelerdeelde edilecek sonuçların bir arada değerlendirileceği Genel Değerlendirme bölümü şüphesiz bu bilgilerinderlenerek ortamla paylaşılması sürecinin ilk adımı olacaktır. Üçüncü Bölüm ise atölye çalışmalarındançıkan sonuçların ortamla paylaşıldığı ve değerlendirildiği bölüm olarak planlanmıştır. Bu bölümde çıkansonuçlar “Gelecek Dönem Perspektifleri Sonuç Raporu” olarak yayın haline dönüşecektir.Mimarlık ortamına dair ifade edilen en küçük bir fikrin bile değerli olduğuna inanıyoruz. Bu fikirlerinmimarlık ortamına aktarımın açığa çıkartılmasının bir aracı olarak gördüğümüz atölye çalışmalarında yeralmanız ortama katacağımız zenginlik olacaktır.40. Dönem Oda çalışmalarının her türlü katkı, görüş ve önerilerle zenginleşeceğine olan inancımızla,çoğalarak birlikte üretmek dileklerimizle…TMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ 39. DÖNEM YÖNETİM KURULUKÜRESELLEŞME ÇAĞINDA NEO-LİBERALİZM DALGASINDAmimarların yeniden örgütlenmesiTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>coğrafyası içinde yer alanTemsilciliklerimizin ve İşyeriTemsilcilerimizin katılımıyla 8-9 <strong>Aralık</strong><strong>2007</strong> tarihlerinde Abant/Bolu'da birtoplantı gerçekleştirilmiştir. ”GelecekDönem Perspektifleri “ temasıylaoluşturulan, sunuş, atölye çalışmaları,teknik gezi olarak kurgulanan buluşmanınprogramı, atölye çalışmaları ve atölyebaşlıklarına dair açıklamalar aşağıda yeralmaktadır...Avrupa Birliğine “uyum” süreci ve bu sürecin mimarlıkmesleğinde ve eğitiminde yapacağı değişim vedönüşümler 2000'li yıllarda mimarlık gündemini sıkçaişgal eden konular haline gelmiştir. Tekelci sermaye ilegeleneksel küçük üretim biçimlerinin birlikteliğiçelişkisine saplanan yeni ekonomik uygulamalarınyapılı, doğal ve kültürel çevre üzerindeki etkisi demimarlık ve kentleşme sürecini derinden etkilemektedir.Dünya ölçeğinde neo-liberal politikaların mimarlıkalanına etkisi ve ülkemiz politikalarında açığa çıkışıgiderek var olan tüm yapılanmaları sarsacak ve köktendönüştürecek potansiyeli taşımaktadır. Bu dönüşümkimi yerlerde olumlu mesajlar içerse de genellikle, varolan sosyal hakların kaybedilmesi anlamınagelmektedir.Mimarlık mesleği (bir iş olarak ) profesyonelizminbatağına doğru sürüklenmektedir.Mimarlık sürecinin diğer tüm disiplinlerle kurduğuilişkinin tanımlanması güçleşmektedir.Kamusallık, rant politikalarıyla savaşamaz birdurumdadır.Toplumsal uzlaşma mekânı olan Kent, bir çatışma vepazar alanına dönüştürülmüştür.Mimarlık hizmetleri yüksek gelir gruplarına hitapeden bir duruma gelmiştir.Kamunun özelleştirilmesi ve giderek tasfiyesiylebirlikte, kamuda bir çöküntü ve verimsizlik ortamıyaratılmıştır.“Hükümet” politikaları ile birlikte kentlerin vemimarlığın şekillenişi “ideolojik” bir hale bürünmüşbu durum hem üretilen projelerin tek eldeyoğunlaşmasına, hem de mimarlık ürünlerinin tektipleşmesine neden olmuştur.Düşük gelir gruplarına ucuz konut edindirmeyaklaşımıyla oluşturulan TOKİ, yüksek gelirgruplarını da hedefleyerek, tüm Türkiye'de konutsektörünü elinde tutan bir müteahhit firma halinegelmiş ve konut politikası siyasal saflaşmanın,demografik yapının “ideolojik “dönüşümüne aletedilmiştir.Serbest mimarlık hizmeti üreten küçük gelenekselbürolar bu süreçte giderek ya yok olmakta, ya dabüyük firmaların yabancı şirketlerin taşeronlarıhaline gelmektedir.Uluslararası sermaye, büyük ölçekli projelerde etkinbir şekilde ulusal ortaklar bulurak ucuz işgücü vemakine parkını kullanarak mimarlık sektörününgelişimini “lojistik” bir sürece doğru yöneltmektedir.


62”GELECEK DÖNEM PERSPEKTİFLERİ“63Kayıt dışı ucuz işgücü olarak çalışan yabancımimarların sayısının çoğalmasıyla, mimarlararasında işsizlik giderek artmaktadır.Mimarlık eğitimi, bu pazar koşullarına teknokratyetiştiren bir sürecin parçası olmaya doğruevirilmektedir.Ülkedeki siyasi gidişat, neo-liberal ekonomikpolitikaların hayata geçmesi pahasına, tek sesli,tek renkli bir sivil diktatörlüğe doğru yolalmaktadır.Tüm bu siyasal ve mesleki gelişmelerle birlikte birdirenç noktası olarak duran meslek odalarının varlığıve birlikteliği “hükümet” nezdinde ideolojik ve kentselpolitikalarının gerçekleşmesinde bir engel olarakgörülmekte, anayasal değişikliklerle ve yasaldüzenlemelerle, örgütlülüğü parçalanmaya ya dahakim ideolojinin onay mekanizmasına dönüştürülmekistenmektedir.Tüm bu gelişmeler ışığında TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong><strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> olarak, Meslek Odalarının bu sürecigörerek bunun üzerinden gelecek dönem politikalarınıve örgütlenmelerini oluşturmalarını önemsiyoruz.Bu açıdan geliştirilecek fikirlerin ortaklaştırılması vebulmacanın bütün parçalarını birleştirerek yolharitasının belirlenmesi kaçınılmazdır.-8-9 <strong>Aralık</strong> <strong>2007</strong> tarihlerinde Abant'ta düzenlenen“Yeni Dönem Perspektifleri”nin tartışılacağıbuluşma bu açıdan oldukça değerlidir ve tarihidir.Bu çerçevede söz konusu perspektifler aşağıdaki anabaşlıklar altında görüşülerek, Buluşmanın sonunda birtartışma ortamı ile <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın yeni ekonomik,sosyal ve siyasal bağlamda nasıl şekillenmesigerektiğine dair ipuçlarını içerecek sonuç bildirgesininoluşturulması hedeflenmektedir.ATÖLYE 2MESLEK ODALARININ“STK” rolüSon dönemlerde <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın da içinde bulunduğu meslek odaları toplumsal muhalefetin odağı olarak görülerek toplumunçıkarlarına ters düşen her uygulamada kamu yararını yeniden tesis edecek düzeltmelerin gerçekleştirilmesinde asal organlarolarak görülmeye başlanmıştır. Bu durum hiç şüphesiz neo-liberal ekonomik politikaların hayata geçirilmesi ile ilgilidir. Sosyaldevlet olgusunun zedelenmesi ile birlikte gerek sosyal hayatta gerekse de fiziksel hayatta yaşanan sorunlara dair meslek odalarınıçözüm yolundaki bir araç olarak görülmesi tartışmaya değer bir durumdur. Meslek Odalarının üstlendiği bu aracılık durumu yenidönem <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın şekillenmesinin de bir parçası haline gelmiştir. Diğer taraftan burada belirtilen “STK” kavramı kamucudevlet anlayışının yerine geçmesi öngörülerek, toplumsal muhalefet görevini üstlenen, toplumsal uzlaşmanın aracısı haline gelenbir yapılanma olduğu kadar toplumun eğitimini de üzerine alan bir örgütlenme mekanizmasıdır. Bu çerçevede yürütülen <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong> çalışmaları aşağıdaki başlık ve anahtar kelimelerle birlikte tartışılarak, geleceğe ilişkin önermeler oluşturulmuştur.- Son dönem siyasal yapılanmalarında “STK” ların değişen tanımı- Sivil Toplum Örgütü ve Demokratik Kitle Örgütü ayrımı- Avrupa Birliği ve Dünya Bankası yardımları ve meslek odaları- Bireyin sosyal hakları ve konu üzerine meslek odalarının yürüttüğü çalışmalarANAHTAR KELİMELER STK | DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTÜ | AB | DÜNYA BANKASI | SOSYAL DEVLET | SİYASETATÖLYE 1MESLEK ÖRGÜTLERİNİNyeni dönem yapılanmaları1990'lı yıllar dünyada olduğu kadar Türkiye'de de bir dönüm noktasına işaret etmektedir. Bu dönüm noktası bir yandan tüketiminkontrol edilemez bir şekilde artması, diğer yandan alım gücü zayıflayan toplumun temel haklarına ulaşmada yaşadığı zorluklarınartması ile toplumsal yapılanmalarda şekillenmiştir. Bu süreç içerisinde mimarlar örgütlenmesi de şekil değiştirmeye başlamış,üyelerle ve toplumla kurduğu ilişki yavaş yavaş dönüşmeye başlamıştır. Bu dönüşüm gerek Oda'nın yapı üretim sürecine müdahilolduğu ortamlarda, gerek kent çalışmalarında gerekse de mimarlık mesleği ile ilgili konularda yeni yapılanmaların oluşturulması ileaçığa çıkmaktadır.Bu bağlamda <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> Abant Buluşmasında son dönemlerde <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> bünyesinde kurulan “merkez”(Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi gibi) ve “birimler” (mesleki denetim birimi gibi) gibi yeni örgütlenme modelleri tartışmayaaçacaktır. Diğer yandan Odanın 70'li yıllardan beri sürdürdüğü mesleki denetim faaliyetleri ve yapı üretim sürecinde müdahil olduğualanlara dair tespitler yapılarak bu alanların günümüzdeki Oda işleyişine getirdiği tanımlamalar tartışılacaktır. Örneğin meslekidenetim uygulamalarında kentte karar alma mercilerinin ürettiği kamu yararına aykırı projelerin tespitinde araç olarak kullanılarak,son dönem mesleki denetim uygulamalarında ÇED rapor sayısının artması tartışma başlıklarından birdir. Bu süreçte söz konusuorganların işleyişinde yaşanan aksaklıklardan çok kurumsal bir araç olarak meslek odalarını nasıl etkilediği, meslek odalarınıntanımına nasıl bir değişiklik getirdiğine dair, durum tespitine yönelik bir çalışma yürütülmüştür. Bu çalışma Abant Buluşmasının 1.atölyesi olarak “ Meslek Örgütlerinin Yeni Dönem Yapılanmaları” başlığı altında aşağıdaki çerçevede ve belirtilen anahtarkelimelerle tartışmaya açılmıştır.- Meslek Odalarının son dönem yapılanma şeması- <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> ve üye ilişkileri yapılanmaları- <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nda mesleki gelişimde son dönem yapılanmaları- <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın son dönem Mesleki Denetim çalışmaları- Meslek Odalarının kentlilerle kurduğu ilişkide son durum- Son dönem siyasal yapılanmalarının meslek odaları üzerindeki baskısıATÖLYE 3KENTTE YENİ DÖNEMmimarlar odası çalışmalarıYukarıda değinildiği gibi Türkiye'de küreselleşmenin en önemli etkileri kentlerin yeniden yapılandırılmasında görülmektedir. <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong> kuruluşundan günümüze kadar aralıksız kentin gelişimi üzerine pek çok çalışma yürütmüştür. Bu çalışmalar bireyin yapılıçevreye dair eğitilmesinden hukuksal süreçlere kadar geniş bir yelpazeyi barındırmaktadır. Kent toprakları ve yapılı çevre üzerindesiyasal baskıların arttığı, sermayenin tekelci bir sermayeye doğru evrildiği, özelleştirme politikalarından özellikle toplumun düşük veorta gelirlilerinin etkilendiği bir ortamda meslek odalarının kente dair çalışmaları yeterince etkin ve etkili olamamaktadır. Medyadan,kentlilere, kentlilerden siyasilere, siyasilerden hukuksal süreçlere kadar pek çok mekanizma bu işleyişte sorumluluk sahibidir. İşte buçerçevede Abant Buluşması 3. Atölyenin konusu <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın kente dair çalışmalarının tespitinin yapılması ve bu tespitedayanarak kente dair yeni çalışma yöntemlerinin bulunmasıdır.Özellikle TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin son dönem kent çalışmaları izlemeye alındığında bazı değişikliklerinyaşanmaya başladığı görülmektedir. TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> kentte gündemin arkasından koşmak yerine gündemibelirlemek üzerine 39. dönemde çeşitli çalışmalar yürütmüştür. Bu çalışmaların değerlendirilmesi de yine bu atölyenin konusudur.Bu çerçevede yürütülen <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> çalışmaları aşağıdaki başlık ve anahtar kelimelerle birlikte tartışılarak, geleceğe ilişkinönermeler oluşturulmuştur:- Kent çalışmalarının bugünkü durumu- Katılımcı kent yönetimi sorunsalı- Kentlilik bilincinin geliştirilmesi- Medyanın yapılı çevre üzerinde rolü- Kent ve hukuksal süreçlerANAHTAR KELİMELER MİMARLAR ODASI | ÜYE İLİŞKİLERİ | ÇALIŞMA ŞEMASI | KENT ÇALIŞMALARI | MESLEKİDENETİM | SÜREKLİ MESLEKİ GELİŞİM MERKEZİANAHTAR KELİMELER KENT, KATILIM | YEREL YÖNETİM | HUKUKSAL SÜREÇLER | YARIŞMALAR | MEDYA |KENTLİ HAKLARI | KENTLİ | YASAL DÜZENLEMELER | KENT SUÇU


64”GELECEK DÖNEM PERSPEKTİFLERİ“65ATÖLYE 4YENİ YASAL DÜZENLEMELERve meslek odalarıÖzellikle kent, yapılı ve doğal çevreye dair yürürlülüğe giren son yasal düzenlemelerde Meslek Odalarına atıf yapılarak, meslekodalarının çeşitli platformlarda (Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulları, İmar Planı hazırlık çalışmaları vb.) temsiliyetleriaranmaktadır. Ancak AB'ye uyum sürecinden kaynaklanan bu yenilikler kâğıt üzerindeki bir düzenlemenin ötesinde geçememektedir.Meslekle ilgili düzenlemeler bile pek çok meslek odalarına danışılmadan, görüşleri alınmadan gerçekleştirilmektedir. Diğer yandanhükümet ve sermaye ile yakın ilişkiler içerisinde bulunan örgütlerden hemen hemen her konuda fikir alınmaktadır. Bu çerçevedemeslek odalarının burada tanımlanan “onay mekanizmasında” ne şekilde yer aldığı ve bu noktadan hareketle bir açılım sağlanıp,sağlanamayacağı bu atölyenin konusudur.Öte taraftan son günlerde gündemi sürekli meşgul eden Anayasa değişiklikleri yine meslek odalarının geleceğine dair bazıdeğişiklikler içermektedir. Yapılması planlanan bu değişiklikler eğer yürürlülüğe girerse, meslek odalarının parçalanması oldukçahızlanacaktır. Bu değişiklikler ardında yatan temel neden hiç şüphesiz 1980 öncesinde onbinlerce teknik insanı tek bir ideal etrafındabirlik olmasını sağlayan güçlü yapının parçalanmaya çalışılmasıdır. 1980 sonrasında başlayan bu süreç bahsi geçen yasama değişikliğiile bir anda gerçekleşebilmektedir. Bu çerçevede mimarların örgütlü yapısını ne şekilde koruyabileceği üzerine aşağıdaki başlıklarla veanahtar kelimelerle Abant Buluşmasında tartışmaya açılmıştır.- Yasal Düzenlemelerde meslek odaları- Katılım sorunsalı ve yasal düzenlemeler- Anayasa Değişiklikleri- Yeni dönem hukuksal süreçler ve meslek odasıATÖLYE 6POLİTİKA VEmeslek örgütleri82 Anayasasının getirdiği değişikliklerle birlikte meslek odalarına kamuda çalışan mimarların <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> üyeliklerizorunluluktan çıkartılmıştır. Bu zorunluluğun kaldırılması hiç şüphesiz <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın örgütlenme yapısını zedelemiş, meslekodalarının toplum içerisindeki konumunu zayıflatmıştır. Bu ortamın oluşması toplumsal muhalefet haline gelen ve siyasilere baskıyapabilen bir mekanizmanın zayıflatılması anlamına geliyordu. Bu sebeple meslek odalarının dönüşümleri belirli bir politikanınürünüdür. 80 sonrasında meslek odalarının her ortamda “siyasetle” ilgilendiğinin kendi üyeleri tarafından bile dile getirilmesi ancaküyeleri ile meslek odasının arasındaki ilişkinin zayıflatılması anlamına gelmektedir.Diğer yandan kentlerin evrilmesi de kentteki mevcut karar mekanizmalarının politikaları ile şekillenmektedir. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nınasli görevlerinden biri olan kent çalışmaları yine politikalar çerçevesinde şekillenmektedir. Bu çerçevede <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nıngelecek dönemlerde mesleki örgütlenmesinin politika ile olan ilişkisi 6. atölyenin konusudur. Kente, mesleğe ve meslektaşa dair<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın politikası ve karar verici mekanizmaların politikaları tartışmaya aşağıdaki başlık ve anahtar kelimelerleaçılmıştır:- Kent Yönetimi- Meslek Odaları ve Politika- Meslek Odaları ve Siyaset- <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın politikaları- Mimarlık PolitikasıANAHTAR KELİMELER HUKUKSAL SÜREÇLER | YASAL DÜZENLEMELER | ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİANAHTAR KELİMELER KENT YÖNETİMİ | POLİTİKA | SİYASET | MİMARLIK POLİTİKASIATÖLYE 5MİMARLAR ARASI DAYANIŞMAve etik<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın gerek kente gerekse mesleki gelişime dair gerçekleştirilen yanlış uygulamalarda çoğu zaman bir meslektaşınonayına veya onaylamasa da imzasına rastlanmaktadır. Bu süreç gerek kentte gerçekleştirilen bazı projelerin bizzat proje müellifiolarak mimarların bulunmasında, gerekse de kente dair işlenen suçlarda mimarların onay veren mekanizma içerisinde yer almasındagörülebilmektedir. Bu süreçte serbest çalışan mimarlar arasında olduğu kadar kamuda görevli mimarların da mimarlar arasıdayanışma ve bazı etik kodlara dikkat etmesi gerekmektedir. Bu bağlamda 5. atölyede <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın üyeler arası dayanışmayı,Oda-Üye arasında kurulacak ilişkiyi ve kentli-Oda ilişkisini yeniden farklı bir şekilde kurmaya dair etik kodların oluşturulmasıhedeflenmektedir. Konu aşağıdaki temalarla ve anahtar kelimelerle tartışılmıştır.- <strong>Mimarlar</strong> arası dayanışma-Etikvemimarlık- Kamudaki mimarlık hizmetleri ve siyasal baskılar- Etik ve meslek odası- Yapı üretimi ve etikANAHTAR KELİMELER ETİK | DAYANIŞMA | KENT | RANT | YASAL DÜZENLEMELER | YEREL YÖNETİMLER |SİYASİ BASKILARNASIL BİR MİMARLAR ODASI?mimarlar odasının geleceğiT A R T I Ş M ANeo-liberal ekonomik politikalar, kentlerde yaşanandönüşüm, bilginin yayılması, kentlerin uluslararası birsistemin pazarı haline gelmesi, kent topraklarınıngetirim aracı haline getirilmesi ve bu değişimin büyüksermaye ile geleneksel küçük üretim arasındakidengeleri yeniden oluşturması ,gündeme gelen ekolojikboyutlar, uluslararası dayatmalar sonucu ortaya çıkan yasaldüzenlemeler ve benzeri gelişmeler, mimarlık mesleğini,meslek odası yapılanmasını ve sosyal mücadele kavramınıyeni bir perspektif içerisinde irdelemeyi zorunlu kılmaktadır.Bu çerçevede tarihsel sorumluluklarının farkında olanTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 39. Dönem AbantBuluşması ile yukarıda değinilen irdelemeden çıkacak sonuçve önerileri içeren bir bildirgenin oluşturulmasınıhedeflemiştir.Meslek Odaları toplum adına kurulmuş yapılar olduğu,toplum yararı ve toplumun çıkarları için görev yaparak yenidönem çalışmaları ve yeni dönem yapılanmalarınınbelirlenmesi tartışma bölümünün hedefini oluşturmuştur


HASANOĞLANYÜKSEK KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİDEĞERLENDİRME PROJESİULUSAL ÖĞRENCİ FİKİR YARIŞMASIDEĞERLENDİRME KONFERANSIÖDÜL TÖRENİ VE KOLOKYUM67>>hasanoğlan köy enstitüsü ve yüksek köy enstitüsü yerleşkesideğerlendirme projesi ulusal öğrenci fikir yarışmasıdeğerlendirme konferansıTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> ve TMMOB İnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong> tarafındanortaklaşa düzenlenen Hasanoğlan Köy Enstitüsü ve Yüksek Köy Enstitüsü YerleşkesiDeğerlendirme Projesi Ulusal Öğrenci Fikir Yarışması sonuçlandı.Yarışma süreci içerisinde 16<strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> tarihinde lisans ve yüksek lisans olmak üzere iki ayrıkategoride teslim edilen projelerin öğrenciler tarafından sunumlarının gerçekleştirildiğiDeğerlendirme Konferansı 24 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> tarihinde yapıldı.TMMOB İnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong> Teoman Öztürk Salonu’nda gerçekleştirilen değerlendirme konferansınınaçılış konuşmalarını, TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> 2.Başkanı Güven Arif Sargın ve TMMOBİnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong> Genel Sekreteri Gülay Özdemir yapmışlardır. Güven Arif Sargınkonuşmasında,74'ü İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencisi, 293'ü Mimarlık Bölümü öğrencisi ve 43'ü dediğer bölümlerden olmak üzere 410 öğrencinin yarışmaya kayıt yaptırmasına değinerek, ulaşılan busayıdaki öğrencinin, köy enstitüleri kavramı üzerine düşünmelerinin kendileri için en büyük kazanç olduğunuvurgulamıştır. Ayrıca bu öğrencilerin bir bölümü ve köy enstitüsü mezunlarıyla birlikte 23-24 Haziran <strong>2007</strong>tarihinde Hasanoğlan Köy Enstitüsü yerleşkesinde gerçekleştirilen buluşmaya değinen Sargın, kampa katılanöğrencilerin ve köy enstitüsü mezunlarının aynı havayı tenefüs etmelerinin yarışma süreci kazanımlarından biriolduğunu söylemiştir.Kentlerimizde kullanılmayan bu boş alanlarının yeniden değerlendirilmesini amaç edinendüş kurma sürecimizi, kentlilerin, yerel yöneticilerin, demokratik kitle örgütlerinin, sivil insiyatiflerin bir arayageldikleri geniş bir tabanda ve katılımcı bir süreç içinde çözüm ve önermeler sunmanın özlediğimiz bir yaklaşımolduğuna değinen Sargın, bu özlemimizin giderilmesinde öğrencilerin düşlerinden yola çıkmanın öneminedeğinmiştir.Konuşmaların ardından yüksek lisans ve lisans kategorilerindekiöğrenci sunumlarına geçilmiştir. Jüri,öğrencilere Proje Fikir I kapsamından farklı olarak, projeleriyle ilgili sorular yöneltmiştir. İki ayrı kategoride,toplam 19 sunumun ardından, projelerin genel tutumlarının Köy Enstitüsü modeline paralel olması ve eğitimsistemine yeni bir bakış açısı getirme çabaları en belirgin ve ortak özellik olarak dikkat çekmiştir.Sunumların ardından toplanan jüri, aynı gün içerisinde lisans ve yüksek lisans kategorilerinde ödülleribelirlemiştir.


68ÖDÜL TÖRENİ VEKOLOKYUMÖDÜL TÖRENİ VE KOLOKYUMhasanoğlan köy enstitüsü ve yüksek köy enstitüsü yerleşkesideğerlendirme projesi ulusal öğrenci fikir yarışmasıödül töreni ve kolokyum“Arkamda yürüme, öncün olmayabilirim. Önümde yürüme,takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü, böylece ikimiz eşitoluruz” Kızılderili AtasözüHASANOĞLANYÜKSEK KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİDEĞERLENDİRME PROJESİULUSAL ÖĞRENCİ FİKİR YARIŞMASIÖDÜL TÖRENİ VE KOLOKYUMSonuçların 26 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> tarihinde web üzerinde açıklanmasının ardından, yarışmanın ödültöreni ve kolokyumu, 27 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> Salı günü yine TMMOB İnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong>Teoman Öztürk salonunda gerçekleştirilmiştir. Toplantının açılış konuşmalarını <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> Yönetim Kurulu Başkanı Nimet Özgönül ve İnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong>Başkanı Taner Yüzgeç yapmışlardır. Nimet Özgönül konuşmasında kent düşleriyarışmalarının, meslek odalarının kente dair yürüttüğü çalışmalarda yeni bir çığır açmasındanbahsederek bu yarışmalarla birlikte kentin merkezinde veya çeperlerinde kullanılmayan, yada kimliksizleştirilen mekanların yeniden kente ve kentlilere kazandırılmasının amaçlandığını,bu mekanların hukuksal süreçlerle ya da basın açıklamalarıyla değil, öğrencilerin vekentlilerin düşleriyle yeniden şekillenmesi, içerikleştirilmesinin öngörüldüğünü söylemiştir.Ayrıca bu yarışmanın açılmasının bir diğer amacının da Köy Enstitüleri Eğitim modelininözüne uygun olarak farklı disiplinlerden öğrencilerin ortak çalışmalarının teşvik edilmesiolduğunu belirten Özgönül, bunun sonucunun yarışma projelerinde günümüz eğitimsisteminin yeniden tartışılması ve uygulamalı eğitim modellerinin değerlendirilebilmesişeklinde ortaya çıktığını gördüklerini belirtmiştir.Konuşmasında Hasanoğlan Yüksek KöyEnstitüsünün yapım sürecine de değinen Özgönül, bu yerleşkenin barındırdığı yapılarınCumhuriyet Dönemine tanıklık etmiş somut belgeler olduğunu vurgulamıştır. 1947 yılında köyenstitülerinin kapatılması ile boş bırakılarak, çürümeye terk edilen, kullanılamayan enstitüyapılarının yeniden işlevlendirilerek kente kazandırılması ve üretime dayalı eğitim modelininyeniden gündeme gelmesi açısından özel önem taşıdığını vurgulayan Özgönül, ödül töreni vekolokyum sürecine değinerek bu toplantının yaratıcı fikirlerin karşılıklı tartışmalar ilegerçekleştirildiği, sorgulandığı ve konunun içselleştirildiği bir ortam yaratarak, konuyakatkısının büyük olacağını vurgulamıştır.Nimet Özgönül'ün ardından konuşmayı devralan Taner Yüzgeç ise ödül töreni ve kolokyumtoplantısına değinerek, bugünün amacının düşlerimizi paylaşmak özlemlerimizi buluşturmakbizi gitgide boğduğunu hissettiğimiz kentin tam orta yerinde kendimize bir nefeslik yeraçmak olduğunu belirtmiştir. Proje Fikir '2' nin öğrenci düşleri odaklı olmasını büyük bir şansolarak gördüğünü belirten Yüzgeç, gençlerin düşlerinin gerçekleşmesinin olanaklı olduğunuve genç arkadaşlarımızın oluşturduğu köprüden geleceğe doğru yürüyeceğimizi ifadeetmiştir.“Arkamda yürüme, öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim.Yanımda yürü, böylece ikimiz eşit oluruz” Kızılderili atasözünü vurgulayan Yüzgeç,gençlerin düşlerle oluşturduğu köprüden eşitliğe ulaşmak için hep beraber yan yanayürüyeceğimizi ifade etmiştir.Hasanoğlan Köy Enstitüsü düş kurma sürecimizden önceki Ulucanlar Cezaevi DeğerlendirmeProjesi öğrenci fikir yarışmasına da değinen Yüzgeç, cezaevlerinin düş kurmanın bile yasakolduğu, yaşamanın rencide edici kurallarla yok edildiği bir mekan olduğunu dile getirmiştir.Asıl ihtiyacımızın, cezaevlerine ihtiyaç duymayan bir yaşam olduğunu ve bolca düş kurmakolduğunu belirten Yüzgeç, Türkiye'nin sosyal-siyasal tarihinin öyküsünden örnekler vererek,bu öykünün, bu düşlerin sahiplerinin hafızalarındaki gibi yazılması halinde UlucanlarCezaevi’nde darağacında katledilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın şu andaaramızda olabileceğini, Feride Çiçekoğlu'nun 'Uçurtmayı Vurmasınlar' kitabının hiç yazılmamışolabileceğini, kitaptaki küçük Barış'ın çocuğa uygun bir ortamda büyüyeceğini, çocukçadüşlerine karşılık bulabileceğini ve 2000 yılının <strong>Aralık</strong> ayında Ulucanlar Cezaevinde katledilen10 genç insanın katledilmesine göz yumulmayacağını ifade etmiştir.Köy Enstitülerinin neden ve hangi ihtiyaca dayanarak kurulduğun ve kaldırılmasının neanlama geldiğinin, nasıl sonuçlara yol açtığının öğrenciler tarafından düşünülerek yenidengündeme taşınmasının önemine değinilen konuşmada, gençlerin düşlerinin aralanmasında busüreçlerin hep beraber tartışılmasının, ortak hareket edilmesinin, Deniz Gezmiş'leri, KöyEnstitüsü mezunu Fakir Baykurt'ları çoğalttığı ifade edilmiştir.Açılış konuşmalarının ardından yarışmanın kolokyumuna geçilmiştir. Öğrencilerin jüriyedeğerlendirmeleriyle ilgili sorularının ve jüri üyelerinin projelerle ilgili değerlendirmekonuşmalarının ardından ise ödül törenine geçilmiştir. Yarışmada ödül alan öğrencilereödülleri takdim edildikten sonra ise yarışma sürecine katkıları bulunan kuruluşlara, danışmanjüri üyelerine, asil jüri üyelerine ve son olarak yarışma raportörlerine plaketleri verilmiştir.LİSANS KATEGORİSİÖDÜLLERİ1.ÖDÜLAta Kurt, Ceyda Cihangir,Sadık H.Yurtoğlu, AhmetAkif Tek (ODTÜ)Proje/Fikir (Sivil ToplumYerleşkesi)2.ÖDÜLYiğit Acar, Umut Akın,Mustafa Eker, AslıhanGünhan, Başak Yılmaztürk(ODTÜ)Proje/Fikir (HasanoğlanEğitim Yerleşkesi)3.ÖDÜLSelen Sarıkulak, Emre Bal,Erman Togay (ODTÜ)Proje/Fikir (HasanoğlanTasarım Merkezi)YÜKSEK LİSANSKATEGORİSİÖDÜLLERİ1.ÖDÜLÇiğdem Sivri, HasanDeniz, İrem Uslu, SabriGökmen, Etkin Karabağlı(ODTÜ)Proje/Fikir (ToplumsalAraştırma Merkezi veKalkınma Enstitüsü)2.ÖDÜLÖnen Günöz, Didem Yavuz,Erman Yurdagül (İTÜ,İstanbul Bilgi Üniversitesi)Proje/Fikir (Destek DokuProjesi)3.ÖDÜLÖzlem Altınkaya, CerenDayıcıoğlu, Başer NecdetÜlker (İstanbul BilgiÜniversitesi)ÖZEL ÖDÜLLERHASANOĞLANBELEDİYESİ ÖZELÖDÜLÜZeynal Yeter, Engin Ünver,Abdulkadir Öztürk, BaharMerve Yılmaz, VolkanKaragül (İTÜ)YENİ KUŞAK KÖYENSTİTÜLÜLER DERNEĞİTutku Sevinç, Merve GülÖzokçu, Ahmet Üner (İTÜ)TMMOB ÇEVREMÜHENDİSLERİ ODASIÖZEL ÖDÜLÜEşref Taner İlerde, MutluOral, Mustafa MuratÇobanoğlu, Hakan Kaytan(Eskişehir OsmangaziÜniversitesi)69


7071MİMARLIK VE EĞİTİM KURULTAYIöğrenci buluşması<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, mimarlık meslek uygulamalarının ve mimarlık eğitiminin sorunlarının eğitimcilerle birlikteele alındığı, değerlendirildiği ve yeni önerilerin geliştirildiği önemli bir platform olarak, her iki yılda bir“Mimarlık ve Eğitim Kurultayı”nı gerçekleştiriyor. Her dönem farklı temalar altında gerçekleştirilenMimarlık ve Eğitim Kurultayı'nın dördüncüsü, 7-9 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong> tarihleri arasında, ODTÜ MimarlıkFakültesi'nde “Mimarlık ve Eğitiminde Süreklilik ve Değişim” teması altında gerçekleştirilmiştir.TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ile ortak olarakdüzenlediği IV. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı' nda, son dönemlerde mimarlık eğitimi ve sonrasındaki meslekgelişimi kapsamında tasarlanan programlar ve alt başlıkları tartışılmıştır.Mimarlık Lisans ve Lisansüstü Eğitimi, Gelişen Tasarım Süreç ve Teknolojileri, Kapsayıcı ve Katılımcı BirAraş Proj. Olarak Değişim, MİAK Mimarlık Eğitimde Akreditasyon Kurulu, Mimarlık Eğitiminde StajÇalışma Grubu, Meslek Pratiği ve Mesleğe Kabul Kurulu, Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi, ÖğrenciForumu, AB - GATS Sürecinde Meslek Uygulamaları , Kamuda Mimarlık Hizmetleri, MimarlıkHizmetlerinde Kalite Güvencesi, Toplum ve Mimarlık başlıkları ile gerçekleştirilen MİMARLIK VE EĞİTİMKURULTAYI, yeni dönem perspektiflerini farklı katılımcı profilleri ile tartışmıştır.BORAN EKİNCİKONUTİstanbul ve <strong>Ankara</strong>'dan öğrenci temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen Öğrenci Forumunda,AB -GATS Sürecinde Meslek Uygulamaları, Mimarlık eğitimi ve sonrasındaki “ yetkinlik” ve “ yeterlilik”kavramları için üretilen yeni modeller üzerinden sunumlar gerçekleştirilmiş ve oturum sonrası TMMOB<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin düzenlediği ve kurultaya katılan öğrencilerin katılımlarıylagerçekleştirilen kokteyl ile aynı konu başlıkları üzerinden tartışmalar devam ettirilmiştir. GaziÜniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu TeknikÜniversite'sinden öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen kokteyl aynı zamanda farklı şehir ve farklıüniversitelerde okuyan mimarlık öğrencilerinin buluşmaları ve tanışmalarını da sağlamıştır.TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>’nin Bir Eser Bir Mimar projesi kapsamında TurgutCansever, Enis Kortan, Ercan Çoban, Şevki Vanlı ile gerçekleştirdiği söyleşilerin 5.sını <strong>Aralık</strong>ayında BORAN EKİNCİ ile gerçekleştirmiştir.1963 yılında Diyarbakır' da doğan Boran Ekinci, 1987 yılında O.D.T.Ü. Mimarlık FakültesiMimarlık Bölümü'nden mezun oldu. 1987-1988 arasında kısa sürelerle Ekinciler ve Ort. İnş. VeTic. Ltd. Şti' nde ve Mimtaş Ltd. Şti.' nde çalıştı. 1989'da Hakan Dalokay ile birlikte İstanbul'daDalokay – Ekinci Mimarlık Ltd. Şti'ni kurdu. 1991 yılında İstanbul'dan ayrılıp <strong>Ankara</strong>' da BoranEkinci Mimarlık Bürosunu kurdu. Daha sonra 1994'te büroyu Boran Ekinci Mimarlık Ltd. Şti.'nedönüştürdü. 1996 yılında şirketi İstanbul'a taşıyan ve halen çalışmalarına İstanbul'da devam edenBORAN EKİNCİ'nin KONUT başlığı ile projelerini ve mesleki deneyimini aktardığı söyleşi çoksayıda katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Söyleşide Boran Ekinci, kişiye özel konutta olduğu kadar,kullanıcısı belirlenmemiş toplu konut projelerinde konut ve kullanıcı arasındaki ilişkiden doğantasarım biçimlerini aktardı.


7273Fotoğraf: Işık AksoyAKM DESAHİPSİZDEĞİLDİRkentin ortak mirasıdırAKM Alanı ile ilgili dava açıldı ve basın toplantısı yapıldıYazılı ve görsel basında son günlerde sıkça gündeme gelen Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Alanı,yasa tanımaz bir biçimde daraltılmaya çalışılıyor. Bu konuda <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> veşehir Plancıları <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> AKM alanında yapılan plan değişiklikleri ile ilgili dava açtı.Ardından da kültür mirasını, kentsel değerleri korumak ve yasaları uygulamakla yükümlü olarakAKM'de yaşananlar konusunda kamuoyunu ve basını bilgilendirmek üzere 23 <strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong>tarihinde <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nde, Şehir Plancıları <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> ile ortak birbasın toplantısı düzenlendi.AKM Alanı 23.09.1980 tarihinde 2302 sayılı yasa ile kültür-sanat ve rekreasyon alanıolarak koruma altına alınmıştır. Yasa ile AKM Alanı, <strong>Ankara</strong> kent kimliğinin şekillenmesinisağlayacak önemli bir kamusal alan olarak tanımlanmıştır. Aynı zamanda, AKM Alanı ile ilgilitanımlanacak her türlü planlama, programlama ve diğer kararların alınması Milli Komite' yedevredilmiştir. Ancak son yaşanan gelişmeler, hem bu sınır tanımını hem de karar vericimekanizmayı devre dışı bırakacak niteliktedir.AKM Alanı 23.09.1980 tarihinde 2302 sayılıyasa ile kültür-sanat ve rekreasyon alanı olarakkoruma altına alınmıştır. Yasada belirtilen “ MilliMücadele tarihini, Türk Halk Kültürünü veSanatlarını tanıtan yerler ve çeşitli müzeler, çeşitlisahneler ve toplantı salonları, sergi alanları, arşivve kitaplıklar, atölyeler ve benzeri yerlerdenmeydana gelen Atatürk Kültür Merkezi ile MilliKomite'ce saptanacak tesis ve alanlar bulunur.Bunların dışında Atatürk Kültür Merkezi Alanı'nahiç bir yapı yapılamaz”ifadeleri ile AKM Alanı,<strong>Ankara</strong> kent kimliğinin şekillenmesinisağlayacak önemli bir kamusal alan olaraktanımlanmaktadır. Aynı zamanda bu yasayla,AKM Alanı ile ilgili tanımlanacak her türlüplanlama, programlama ve diğer kararlarınalınması Milli Komite'ye devredilmiştir.Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan MilliKomite, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Kültür veTurizm Bakanlığı gibi, görevlendirdiği kurumlararacılığı ile planlama ve mimari projelerin eldeedilmesi yönünde çalışmalar yürütmekte kararverici tek organ olarak ön plana çıkmaktadır.Ancak, son günlerde <strong>Ankara</strong> AKM Alanı'ndayaşanan gelişmeler kentin kültür mirasının vetarihi değerlerin nasıl yağmalandığını bir kezdaha ortaya koyması açısından oldukça çarpıcıdır.Konu kentin bir kültürel ve tarihi mirası olduğundaadeta buraları sahipsiz bulmuşçasına AKPhükümeti yürürlükte bulunan yasaları dahitanımaz uygulamalar içerisine girmektedir.Adalet, Bayındırlık ve Kültür Bakanlığı'nın böylebir konuda gösterdikleri hızlı işbirliğini, kamuyararına olan diğer konularda da görmekistediğimizi belirtmek istiyoruz. Bu konunun diğerbir vahim boyutu da bu değişikliğin kamuoyundanözenle saklanması, plan yapım aşamalarındakitüm bilgi alma çabalarımızın sonuçsuz kalmışolmasıdır.PLANLAMA SÜRECİBayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından AtatürkKültür Merkezi Alanı sınırları içinde bulunan 7<strong>55</strong>9ada, 7 no.lu parselin bir kısmı ile <strong>Ankara</strong> AdliyeSarayı'nın bulunduğu 7<strong>55</strong>9 ada, 8 parselin birkısmını içine alarak, <strong>Ankara</strong> Adliye Binasına ekbina yapılmasını öngören 1/5000 ölçekli nazımimar planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planıdeğişikliğini 11.12.2006 tarih ve 060113245 plannumarası ile onaylanmıştır.T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, <strong>Ankara</strong> Kültür veTabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun18.05.<strong>2007</strong> tarih ve 2366 sayılı kararıyla plandeğişikliği uygun bulunmuştur.İlan edilmeyen bu düzenleyici idari işlemedayanılarak Altındağ Belediye Başkanlığı tarafından10.07.<strong>2007</strong> tarih ve 26578 sayılı Resmi Gazetedeparselasyon planının askıya çıktığı ilan edilmiştir.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, 7.8.<strong>2007</strong> tarihindeaskı süresi içinde parselasyon planına itirazetmiştir. Parselasyon planı 9.8.<strong>2007</strong> tarihindeaskıdan inmiştir. Planın askıdan indiği tarihtenitibaren, 60 gün içinde tarafımıza yasal olarak yanıtvermesi gereken Altındağ Belediyesi, 8.10.<strong>2007</strong>tarihine kadar herhangi bir yanıt vermemiştir.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> de dilekçesininzımnen red edildiği tarih olan 8.10.<strong>2007</strong> tarihindenitibaren 60 gün içinde yasal süresi içinde, zımni redişleminin, parselasyon planının ve bunların dayanağıolan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin iptali veyürütmesinin durdurulması istemi ile dava açmıştır.HUKUKA AYKIRILIKLAR2450 sayılı Kanunla değişik 2302 sayılı “Atatürk'ünDoğumunun 100. Yılının Kutlanması ve AtatürkKültür Merkezi Kurulması Hakkında Kanun” daAtatürk Kültür Merkezi (AKM) alanının sınırlarıbelirlenmiştir.2302 sayılı Kanununun 3. maddesinde,Atatürk Kültür Merkezi alanı; <strong>Ankara</strong> İmarPlanında bu amaca ayrılmış olan ve tasdikli eklikrokide gösterilen yerlerdir.denilmektedir. 3. maddede bahsi geçen ve ResmiGazete'de yayınlanan ekli krokiye göre ise AtatürkKültür Merkezi Alanı sınırları açık olarak tarifedilmiştir:Atatürk Kültür Merkezi Alanı, doğusu ATATÜRKBulvarı, batısı İskitler Caddesi (Konya yolu),kuzeyi İstiklal ve İstanbul Caddeleri (Birinci veİkinci T.B.M.M binaları, Sayıştay Binası, UlusATATÜRK Heykeli ve <strong>Ankara</strong> Palas Binasıdahil), güneyi Hipodrom Caddesi ve Talat PaşaBulvarı ile çevreli ve İmar ve İskanBakanlığı'nın 3 Ocak 1973 tarih ve 7610–43sayılı onayı ile belirlenen (Adalet Sarayınatahsis edilmiş olan kısım hariç) yerlerdir.Buna karşın, Adalet Bakanlığı, 2302 sayılı“Atatürk'ün doğumunun 100'ncü yılının Kutlanmasıve Atatürk Kültür Merkezi Kurulması HakkındaKanun” ile tanımlanan Atatürk Kültür MerkeziAlanının bir kısmını kullanarak <strong>Ankara</strong> AdliyeBinasına ek yapılmasını sağlamak üzere iki buçuk yılöncesinden başlayarak 1/5000 ve 1/1000 ölçekli


74plan değişiklikleri için yoğun bir uğraş içerisinegirmiştir.İlk aşamada <strong>Ankara</strong> Büyükşehir Belediyesi 1/5000ölçekli nazım plan değişikliğini onaylayarak <strong>Ankara</strong>Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunagöndermiş, kurul 11.09.2006 tarih 1751 sayılıkararı ile AKM alanında plan yapma yetkisininBayındırlık ve İskan Bakanlığında olduğunubildirmiş ve arsa tahsisinin de yapılması gerektiğinibelirterek plan değişikliğinin yeniden yapılmasısürecini başlatmıştır.<strong>Ankara</strong> Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma BölgeKurulunun 18.05.<strong>2007</strong> tarih 2366 sayılı kararından(EK-2), 1/5000 ölçekli nazım plan değişikliği ve1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğininBayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafındanonaylandığı, Koruma Bölge Kurulunun dauygunluğunu onayladığı anlaşılmaktadır.Onaylanan Planlar 2450 sayılı kanunladeğişik 2302 Sayılı “Atatürk'ündoğumunun 100'ncü yılının Kutlanması veAtatürk Kültür Merkezi KurulmasıHakkında Kanun”a aykırıdır.Dava konusu ettiğimiz parselasyon planı ve imarplanı değişiklikleri ile, 2450 sayılı kanunla değişik2302 sayılı “Atatürk'ün Doğumunun 100. YılınınKutlanması ve Atatürk Kültür Merkezi KurulmasıHakkında Kanun”da sınırları belirlenen AKMalanlarının sınırı değiştirilmektedir. Bahsi geçenKanunun 3. maddesinde belirtilen ve ResmiGazete'de yayımlanan Atatürk Kültür MerkeziAlanı Krokisi'nin altındaki alan tarifine aykırıolarak bir plan tesis edilmiştir. Kanunla belirlenmişbu sınırlar ancak kanunla değiştirilebilir. Busınırlarda ki değişiklikler, İmar planı değişikliğiylegerçekleştirilemez.Onaylanan İmar planları Milli Komite'nin11 Temmuz 2005 tarihli 18.toplantısının 2no.lu kararına da aykırıdır.Milli Komite' nin 11 Temmuz 2005 tarihli 18.toplantısının 2 no.lu kararında “Milli Komite'nin17. toplantısının 5. kararı gereğince, AdliyeSarayının yanına ek bina yapılması önerisininAdalet Bakanlığı ile <strong>Ankara</strong> Büyükşehir BelediyeBaşkanlığının ortak çalışması sonucunda AdaletBakanlığına ait olan (Eski Devlet GüvenlikMahkemesi önü) açık otopark alanındahazırlanacak bina vaziyet planın görüşülmesisonucunda, <strong>Ankara</strong> Ek Adalet Sarayı YerleşimPlanının yapılanma projesinin mevcut AdliyeSarayı ve alandaki diğer binalarla her açıdanuyumlu olduğu kabul edilecek bir biçimdeüretilerek Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile<strong>Ankara</strong> Büyükşehir Belediyesinin onayındangeçmek şartıyla uygulamaya geçilmesine”denilmektedir.Adalet Bakanlığı'nın ek binasının konumlanacağıalan belirlenmiş olmasına rağmen, hazırlanan imarplanı değişikliği, Milli Komite kararına aykırıolarak, bu kararda tanımlanan alanın dışındakalan bir alanda, AKM 4. Bölge'nin alanından25.367m 2 ' lik kısmını işgal edilerek mevcut <strong>Ankara</strong>Adliyesi' nin parseli ile birleştirilmiş ve Adliye'ninsınırı demiryolu hattına kadar büyütülmüştür.Böylelikle, Milli Komite'nin kararı dikkatealınmamış ve AKM alanlarının sınırları bu kararaaykırı şekilde değiştirilmiştir.Adalet Bakanlığı Teknik İşler Dairesi Başkanlığı'nakonu ile ilgili yapılan başvurumuz neticesindetarafımıza verilen 02.08.<strong>2007</strong> tarih ve 257-3684sayılı cevap yazısında açıkça Milli Komite'nin 11Temmuz 2005 tarihli 18. toplantısında alınankararın planlama çalışmalarına esas teşkil etmişolduğu anlaşılmaktadır. Oysa hazırlanan vetarafımızdan dava konusu edilen planlar zatenMilli Komite'nin söz konusu kararına aykırı olarakhazırlanmışlardır.Sonuç olarak açıkça hukuka aykırı olarakhazırlanan imar planını değişikliklerinin veparselasyon planının fiilen hayata geçirilmeaşamaları da başlamıştır. Bu nedenle ileridetelafisi imkansız zararların ortaya çıkacağı daortadadır. Hazırlanan imar planlarına istinaden ekbina yapım çalışmalarına başlanacak, dava konusuplanların tanımladığı alanlarda geri dönüşümümkün olmayan ya da çok fazla masrafgerektirecek düzenlemeler yapılacaktır. Davakonusu idari işlem açıkça telafisi imkansızzararlara yol açacaktır.<strong>Ankara</strong>'nın ek bir adliye binasına ihtiyacı var isebu ihtiyaç, sınırları kanunla belirlenmiş vetarihsel bir miras niteliğinde olan AKM alanınıyasaları çiğneyerek küçültmekle giderilemez.Giderilmemelidir. Adalet Sarayı'na yapılacak bubina, sarayı adaletsiz bırakacaktır. <strong>Ankara</strong> kentinintarihi ile barışık, yasalara saygılı bir yönetimeihtiyacı olduğu kadar, yasa tanımaz uygulamalarkarşısında duran örgütlü toplum kesimlerine deihtiyacı vardır. Bu tarihsel sorumluluğu yerinegetiren biz meslek odaları bir an önce AKM ileilgili yapılan plan değişikliklerinin iptaledilmesi ve ek adalet binası için yeniarayışlara girilmesi gerekmektedir. <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> sürecin takipçisi olacaktır.çocuk ve mimarlık örnek bir öğrenme süreci,bir toplumsal buluşma,ortak heyecan ve ortak hayallerin buluşmasıÇOCUKLARLA BİRLİKTE GELECEĞİ İSTEMEYE ÇAĞRIÇocuk ve Mimarlık ÇalışmalarıMerkezi yeni dönem çalışmalarıiçin yeni perspektifler belirlemekve çalışmalara katkı koymak içinaramıza yeni katılan üyelerimizletanışma toplantısını 26 kasım <strong>2007</strong>tarihinde <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>nde gerçekleştirdi.Toplantı, Çocuk ve MimarlıkÇalışmaları Merkezi ile çocuklarladaha önce buluşmuş üyelerimizinve yeni mimarların katılımlarıylagerçekleştirildi. Şimdiye kadaryapılan çalışmaların sunumu veaktarımının yapıldığı toplantı vesonrasında gerçekleşen kokteyl ileönümüzdeki dönem yapılacakçalışmalar konusunda görüşleralındı.Daha önce çocuk ve mimarlıkkonusunda çalışmalar yapanüyelerimiz, okullarda buçalışmaların nasıl geliştiğini venasıl sonuçlar alındığını yenikatılan üyelerimizeaktararak,gelecek dönemçalışmaları için de yeni projelerüretme isteklerini ifade etmişler veyeni dönem çalışmalarıkapsamında kent içi geziler ilekent algısını arttırabilecek yeniçalışmalar yapılmasınıplanlamışlardır.75


76 77bilinmeyen ankara ...Bilinmeyen <strong>Ankara</strong> baþlýðý altında her ay bu sayfalarda bir yapý tanýtýyoruz. Bu yapýlarýn ortak özelliði birçok kiþitarafýndan bilinmiyor, tanýnmýyor olmalarý, yaþadýðýmýz þehrin sahip olduðu, ama varlýðýnýn bile farkýndaolmadýðýmýz, iþlevleri veya konumlarý yüzünden içlerine girip çýkamadýðýmýz, yayýnlarda rastlamadýðýmýz, mimarlýkderslerinde okutulmayan, ama mimari açýdan bilinmeyi hakeden yapýlar bunlar...YEŞİLTEPE BLOKLARI*kent içinde farklı yaşam biçimleri...Nuray BayraktarEmek Mahallesi'nde yer alan İtalyan ve İsrail ortak yapımı olarak gerçekleştirilen konut yerleşimi 6 blokYeşiltepe, 2 blok Yeşilyurt olmak üzere toplam 8 bloktan oluşmaktadır. Her iki grup konut bloklarının mimarıaynıdır, ancak Yeşilyurt kooperatifi 1970 yılında satılan iki blok ile ilgili olarak bağımsız kurulmuştur. BloklarZ+9 katlıdır. Her blok 3 koldan oluşmakta, her kolda toplam 6 daire bulunmaktadır. Yeşiltepe Blokları içerdeoldukça geniş açık alanlarla ilişkili olacak biçimde konumlanmışlardır. Bloklarda kullanılan yıldız biçiminde planşeması ile tüm konutların ortak açık alanlardan maksimum yararlanması öngörülmüştür. Ancak süreç içindeyola cepheli bloklar önünde otoparklar oluşmuş, ortak açık alan kullanımı arka bloklarla sınırlanmıştır.Yeşiltepe Kooperatifi 1958 yılında kurulmuş ve1962 yılında ilk bloklar kullanıcılara teslimedilmiştir. İnşaat sırasında Emlak ve Eytam Bankasıkredileri kullanılmıştır. Konutlar yaklaşık 120 m2 ve3+1 olarak planlanmıştır. Konut planlarında salonve 2 oda olmak üzere kullanım mekanları öncephede yer almaktadır. Buna karşılık bir oda,servis mekanları ve ıslak mekanlar arka cephededir.Konutlarda ayrıca bir depo oda önerilmiştir.Yeşiltepe Blokları, ısıcam sistemi, özel kilitli kapıkolları, ıslak hacimlerde kullanılan özel karoseramik malzemeleri ile modern konutlar olarak elealınmıştır.Dönemin genel eğilimine uygun olarak teras çatılı,asansörlü ve çöp bacalı inşa edilen her bloktaoldukça geniş bir ortak boşluk bulunmaktadır.Konut blokları bu açıdan dış mekan zenginliğininyanı sıra bir iç mekan zenginliğine de sahiptir.Rant baskısı ile oluşan yoğun kullanımlar nedeniyleolumsuz konut çevreleri içinde Yeşiltepe yerleşimiöngördüğü yoğun yeşil kullanımı ve farklı plan şemasıile <strong>Ankara</strong>'nın bugün değişime direnen en önemli özgünkonut çevrelerinden birisidir.Fotoğraflar: Nuray Bayraktar* Gülşah Karataş Alimoğulları tarafından Yard. Doç. Dr. NurayBayraktar danışmanlığında yürütülen “Bir Konut Elde EtmeYöntemi Olarak Konut Kooperatifleri ve <strong>Ankara</strong>'da 1923-1981Arası Konut Kooperatifleri Uygulamaları” başlıklı Yüksek Lisanstezinden yararlanılmıştır.


78YAPI DENETİMİ MİMARİ PROJE DÜZENLEME VE DENETİMİYAPI DENETİMİ EĞİTİMLERİ1. GÜNGİRİŞ1. Yapı Denetim Uygulamalarında Yasal Çerçeve [ 50 dk. ]1.1. Amaç ve Kapsam1.2. Tanımlar1.3. Yapı Denetim Kuruluşları1.4. Yapı Denetim Süreci( 1. Madde bakanlıkça görevlendirilen eğitmen tarafından verilecektir)1-2 <strong>Aralık</strong> <strong>2007</strong> tarihinde Milli Kütüphane2.2.1.2.2.Mesleki Davranış İlkeleri – Etik, Sorumluluklar ve Yaptırımlar[2x50dk.]Tanımlar / Uluslararası BelgelerYasalarla Belirlenmiş Sorumluluklar, YaptırımlarKonferans Salonu'nda 115 üyemizin katılımıylaYapı Denetimi Eğitimi'nin ilk grubu gerçekleştirildi.Bu eğitimin bir diğer tarihi olan 8-9 <strong>Aralık</strong> <strong>2007</strong>Marinem Otel'in Konferans Salonu'nda 140üyemizin katılımıyla tamamlandı.ÖĞLE ARASI3.dk. ]3.1.3.2.3.3.Mimarlık Hizmetleri ve Mimari Proje Düzenleme Esasları [ 50Mimarlık Hizmetlerine İlişkin TanımlarMimari Proje Hizmetleri İş AşamalarıÇizim ve Sunuma İlişkin StandartlarYıl sonuna kadar Bayındırlık ve İskanBakanlığı'ndan belgesini yenilemek isteyenüyelerimiz, yeni belge alacak olan üyelerimiz ileDenetçi Belgesi olan tüm üyelerimizin katılımızorunlu olan bu eğitimin Giriş kısmını yine4.4.1.4.2.4.3.4.4.4.5.Planlamaya ve Mekâna İlişkin Esaslar, Temel MevzuatBilgileri [ 50 dk. ]İmar MevzuatıKoruma MevzuatıKıyı MevzuatıÇevre MevzuatınTurizm Mevzuatıbakanlık'tan Yapı Denetim Şube Birim Amiri MimarMehtap Ersan, kalan kısımlarını Mimar İmrankaraman ve Mimar Songül Üzgün aktardılar.5.5.1.5.2.5.3.Yapıya ve Uygulamaya İlişkin Temel Mevzuat Bilgileri[50 dk. ]İmar Mevzuatında Yapıya İlişkin Temel HususlarKoruma Mevzuatında Yapıya İlişkin Temel HususlarKıyı Mevzuatında Yapılaşmaya İlişkin HususlarYapı Denetim eğitimlerine Bolu, Düzce, Kırşehir,Zonguldak gibi temsilciliklerin dışında Trabzon,Eskişehir, Konya, Muğla, Kocaeli, Balıkesir gibiillerden de katılımlar gerçekleşti. Üyelerimizinsorularının da yanıtlandığı ve aşağıda programı da2. GÜN6.6.1.6.2.6.3.6.4.Mimarlık Hizmetlerinin Denetimi [ 2X50 dk. ]Mimari Proje Denetimine İlişkin Usul ve EsaslarMesleki Denetimde Çevresel Etki Denetimi (ÇED)Fenni Mesuliyet ve Sicillerin TutulmasıYapı Denetimi, mevzuat ve siciller.verilen eğitime katılan tüm üyelerimize ayrıca bukonuları içeren kitap ve CD’de verildi.7.Yapı Denetiminde Mimari Uygulama Süreçleri, Kurallar,Malzeme ve Standart Denetimi ile İş Güvenliği ve SağlığıKuralları[ 50 dk. ]7.1.Yapım ve Uygulama Süreçlerini Belirleyen KurallarÖĞLE ARASI7.2.Yapı Denetiminde Kullanılan Denetim listeleri [ 2 X 50 dk. ]7. 3 . Yapı üretiminde Malzeme Standartları ve Denetim [ 50 dk. ]


80teknik bilgiler81uru ... duyuru... duyuru... duyuru... duyuru... duyuru... duyuru... duyuru... duyuru... duyuru...TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ MİMARLAR ODASI SERBESTMİMARLIK HİZMETLERİNİ UYGULAMA, TESCİL VE MESLEKİ DENETİMYÖNETMELİĞİ BÖLÜM 3 MADDE 10'DA ÜCRETLİ ÇALIŞAN MİMARIN SERBESTMİMARLIK HİZMETİ VEREBİLME KOŞULLARI AŞAĞIDAKİ GİBİ AÇIKLANMIŞTIR.TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin <strong>2007</strong> çalışma yılı bitmek üzere. Bu süre içerisindeTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> olarak üyelerimizle pek çok çalışmada birlikte yer alarakkolektif üretimin keyfine vardık. Zorlu bir Türkiye ve Mimarlık sürecinin içerisinde 39. Dönemçalışmalarında birlikte hissettiğimiz aidiyet duygusu ve duyarlılığınızla pek çok konudagösterdiğiniz işbirliği ve dayanışma için teşekkür ederiz.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> Şube çalışmalarında ve etkinliklerinde karşılaşmak, 2008 yılına mutluluk,barış ve çağdaş bir Türkiye umutları içinde girmek dileğiyle.Madde 10 - Bu Yönetmeliğin 9 uncu maddesindeki koşullara sahip olmayan sermaye şirketlerinde hizmetsözleşmesi ile çalışan mimarlar, çalıştığı sermaye şirketine ait gayrı menkuller üzerinde, kazanç amacıgütmeksizin, şirket ana sözleşmesinde belirlenmiş iştigal konularını yürütmek üzere, yalnızca şirkettarafından kullanılacak kendilerine ait binaları için aşağıda yazılı hususları yerine getirmeleri koşulu ile;serbest mimarlık hizmetleri büro tescil belgesi aranmaksızın serbest mimarlık hizmeti verebilirler. Ancak;fenni mesuliyet üstlenemez, üçüncü şahısların işleri için serbest mimarlık hizmeti veremezler. Sermayeşirketlerinde hizmet sözleşmesi ile çalışan mimar, bahsi geçen iş ile ilgili mimari hizmeti <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>tarafından belgelenmeden mimarlık hizmeti yapamaz, imza koyamaz. Bu durumu belirlenen sermayeşirketinde ücretli çalışan mimarın;a) Disiplin cezası nedeniyle mesleki faaliyetini yapmaya engel bir kısıtlılığının bulunmaması,b) Şirket ana sözleşmesinin yayınlandığı ticaret sicil gazetesi ya da fotokopisini vermiş olması,c) Şirketin mali kaydının o yıl için noter onaylı sayfasının fotokopisini vermiş olması,d) Şirketin ücretli olarak çalıştıracağı mimarlarla imzalayacağı iş düzeni ve çalışma şartlarınıdüzenleyen sözleşmeyi vermiş olması,e) Şirkette ücretli çalışan mimar ya da mimarlara <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nca her yıl belirlenen asgariücretten az ücret ödenmediğini belgelemesi,f) Mimarlık hizmeti vermek üzere şirket adına yetkilendirildiğine dair noter onaylı yönetim kurulukararını vermesi,g) Şirket ile arasında düzenlenmiş müelliflik ve telif haklarını tanımlayan, asgari oda tipsözleşmesinin koşullarını sağlayan sözleşmeyi vermiş olması,h) SSK giriş beyannamesi ya da son dört aylık SSK prim bordrosu fotokopisini vermesi, bu dörtaylık prim bordroları iş bitimine kadar odaya sürekli getirilir.i) Mimar sermaye şirketindeki faaliyetinin ve kendi yetkisinin devam etmekte olduğunu beyanıyanında <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nca düzenlenen imza sirküleri, taahhütname ve başvuru yerine geçenformu şahsen doldurmuş ve imzalamış olması,j) <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın öngördüğü meslek içi eğitimi almış olması,k) Üyelik aidatını ödemiş olması, gerekir.2008 YILI ÖDENTİLERİ VEBELGE HARÇLARI BELİRLENDİ2008 yılı ödenti ve belge harçları <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> Genel Merkez Yönetim Kurulunun 16 <strong>Kasım</strong><strong>2007</strong> tarih ve 40-36 sayılı toplantısında 1 Ocak 2008- 31 <strong>Aralık</strong> 2008 için aşağıdaki şekildebelirlenmiştir:İlk kayıt ödentisiYıllık üyelik ödentisi (10,-YTL x 12)Yabancı uyruklu geçici üye ilk kayıt ödentisiYabancı uyruklu geçici üye yıllık ödentisiSMH Büro Tescil Belgesi (BTB) ilk başvuru ücretiSMH Büro Tescil Belgesi (BTB) yıllık yenileme ücretiKimlik Kartı yenileme ücretiTicari amaçlı üye tanıtma belgesi ücretiDiğer üye tanıtma belgeleriSM/SMB Mühürü ücreti30 YTL120 YTL450 YTL400 YTL100 YTL50 YTL15 YTL20 YTL5 YTL50 YTL1 Ocak 2008 gününden itibaren geçmiş yıllara ait aidat borçları 2008 yılı aidatı olarakbelirlenen 120 YTL üzerinden hesap edilerek tahsil edilecektir.Geçmiş yıllara ait aidat borçları 1993 yılından itibaren (1993 yılı dâhil) tahakkuk ettirilerek tahsiledilecektir.SMH Büro Tescil Belgesi yenileme ücreti ve yenilendiği yıla ait üye yıllık ödentisi yönetmeliğineuygun olarak Ocak 2008 içerisinde tahsil edilecektir. 1 Şubat 2008 tarihinden sonra yapılacakyenileme başvurularında SMH Büro Tescil Belgesi ilk başvuru ücreti tahsil edilecektir.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın, üyelerine herhangi bir bedel talep etmeden sunduğu “Ferdi KazaSigortası”ndan 2008 yılı başından itibaren yararlanabilmeleri için, aidatlarını yılınbaşında yatırmaları önerilmektedir. Sigorta, aidat ödenen günden itibaren, aidatödenen yıl için geçerli olacaktır.


82basın açıklamalarıTMMOB TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİTarih: 17<strong>Kasım</strong> <strong>2007</strong>5710 SAYILI NÜKLEER SANTRAL YASASIÜLKE GERÇEKLERİNE UYGUN DEĞİLDİR!UYGULANMADAN KALDIRILMALIDIR!Siyasal iktidar kamuoyundan gelen hiçbir tepkiye aldırmadan, ülkemizi sonubilinmez bir maceraya sokacak olan Nükleer Santral Tasarısı'nı TBMM'ye sunmuşve yasallaşmasını sağlamıştır. 9.11.<strong>2007</strong> tarihinde TBMM'de kabul edilen 5710sayılı "Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışınaİlişkin Kanun" ülke gerçeklerine aykırıdır.Neden?Çok uyardık, bir kez daha uyarıyoruzEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 1980'lerden sonra yaptığı abartılı enerji taleptahminlerinin hiçbiri gerçekleşmemiştir. Hal böyle iken, nükleer santralleri gelecekteki olasıenerji krizlerine çözüm olarak sunan siyasal iktidar aslında çok iyi biliyor: Yıllardır karanlıktakalma senaryoları anlatılır ama nedense ülkemiz karanlıkta kalmaz. Siyasal iktidar bundansonra da, nükleer santral olmadan da bu ülkenin karanlıkta kalmayacağını iyi bilir. Karanlıktakalma senaryolarının çözümünün nükleer santral olmadığını da iyi bilir. Çünkü kurulmasıdüşünülen nükleer santrallerin ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasında sahip olacağı pay,elektrik üretimi kurulu gücünün ancak %5'idir.Resmi rakamlarda bile %20'ler seviyesinde açıklanan kayıp-kaçak oranının AB ülkeleriortalaması olan %6 seviyelerine indirilmesiyle; başlatılan "enerji tasarrufu" çalışmalarıkapsamında çok az bir harcama yapılarak gerçekleştirilecek bilinçlendirme-planlamayla bile,birkaç nükleer santralin üreteceği enerjinin, tehlikesiz, çok daha az bir maliyetlekarşılanabileceği görülmektedir. Bunun yanında ülkemiz kaynakları siyasal iktidarın söylediğigibi sınırlı değildir. Şu an ki teknolojiyle bile 2020'lerin elektrik ihtiyacının, ülkemizin hidrolik,kömür, rüzgâr, jeotermal, güneş ve diğer yerli kaynaklarından karşılanması olanaklıdır.Nükleer santraller karbondioksit emisyonlarının azaltılmasında bir çare gibi sunulmaktadır.Hâlbuki fosil yakıtlardan kaynaklanan karbondioksit salınımının anlamlı bir şekilde azaltılmasıiçin dünyada kurulu nükleer kapasitenin 5-6 katı kadar nükleer santral yapımı gerekir ki, bununiçin ne finansman ne de gerekli nükleer yakıt bulunabilir.Nükleer santrallerin yapım süreleri ve maliyetleri, aldatıcı tahminlere dayanmaktadır. Dünyadakideneyimler, yapım süreleri ve maliyetlerin, planlamacıların ve teknik adamların başlangıçtahesaplamadığı ölçüde müthiş oranda arttığını göstermektedir. Ülkemizde de bu öngörününgerçekleşeceğini söylemek için kâhin olmaya gerek yoktur.basın açıklamalarıTaşınması bile dünyada büyük protestolara yol açan atık sorunu yasada geçiştirilmiştir. Halendünyada nükleer atıkları kalıcı olarak depolayacak lisans alınmış bir depo mevcut değildir.Siyasal İktidar "geçmiş hükümetin nükleer santral ihale deneyimlerinden ders aldıklarını,geçmişte yapılması düşünülen nükleer santralden daha güvenli, üstün teknolojiye dayanansantrallerin yapılacağını" söylemektedir. Bu söylemleri geçmiş hükümetler döneminde deduyduk. Nükleer santral yapan ülke deneyimlerinden görüyoruz ki kazasız nükleer santralyoktur. %100 güvenlikli bir santral da kurulamıyor. Güvenlik katsayılarının arttırılmasımaliyetleri de arttırdığından, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde maliyetleri düşürmek içingüvenlik katsayıları düşük tutularak maliyetlerin aşağıya çekileceğini tahmin etmek zor olmasagerek.Nükleer santrallerle ilgili diğer bir husus denetimdir. Mevcut durumda bile çevresel denetimlerinne kadar yetersiz olduğu Sinop, İskenderun, Tuzla'daki zehirli atık felaketleriyle ortadaykenTürkiye'nin nükleer santral kurulumunda ve işletiminde etkin bir denetim gerçekleştirebilmesimümkün görülmemektedir. Son kabul edilen Çevre Yasası'nda yapılan değişiklikle "2690 sayılıTAEK Kanunu kapsamındaki konular TAEK tarafından yürütülür" denilerek nükleer santralkurulumu ve işletimi sırasındaki çevresel denetimin önü kapatılmaktadır.Kurulması tasarlanan nükleer santraller, "yöre halkı için istihdam olanağı yaratacağı" gibi biryanıltma ile popülerleştirilmektedir. Zira nükleer santral işletiminde yüksek mesleki niteliktesınırlı sayıda personel çalışır. Daha işin başında TAEK'e bu alanda iş yapmak üzere yabancıpersonel istihdamı olanağı sağlanmaktadır.Dünyada birkaç nükleer santral üreticisi firma kalmıştır. Yasada bu konu "şirket seçimi"denilerek belirtilmiştir. Yani pazarlık şansımız bile kalmamıştır. Ülkemiz, bu yasa ile daralannükleer endüstriye pazar olmakta, ellerinde kalan eski teknolojiyi satın alma dayatmasıyla karşıkarşıya kalmaktadır. Gelişmiş ülkeler yapılan-yapılacak ikili anlaşmalar ile atık sorunlarınıçözümlemek istemektedirler. Ülkemiz çöplük değildir.Halkımız "nükleer santral kurarak nükleer teknolojiye sahip olunacağı" iddiası ileyanıltılmaktadır. Bu iddia Türkiye'nin bugün izlediği teknoloji politikalarına bakıldığında birhayaldir. Herhangi bir teknoloji transferi ve geliştirme politikası ve bu yönde kurumsal altyapısıolmayan bir ülkenin, ihale yoluyla ya da özel sektöre nükleer santral yaptırması yoluylateknoloji kazanması mümkün değildir.Sonuç olarak; yukarıda kısaca belirttiğimiz nedenlerden dolayı ülkemizin "nükleer santrallerdenelektrik üretme macerasına" atılmasına gerek yoktur. Nükleer lobilerin dayatmaları ile ülkemizinsanı ve yaşam alanları tehdit altında bırakılmamalıdır.Belirttiğimiz gerekçelerden dolayı bu yasaya,TMMOB olarak“ YANLIŞ! ” diyoruz.Bu yasa ülke gerçeklerine uygun değildir.Yasa tümüyle ortadan kaldırılmalı ve uygulanmamalıdır.


84kitap tanıtımRuşen Keleş'e Armağan Dizisi, Editör: Ayşegül Mengi“Kent Bilime Adanan Bir Yaşam: Ruşen Keleş” , “Kent ve Politika” ,“Kent vePlanlama” , “Demokrasi ve Politika” , “Çevre ve Politika” , “Yerellik vePolitika” başlıklarından oluşan Ruşen Keleş'e Armağan dizisi, sayısız makalenin,onlarca kitabın, yüzlerce akademisyenin, binlerce öğrencinin arkasındaki öncü birkişiliğe saygı yapıtı olarak hazırlanmıştır.Her biri farklı konulara odaklanan altıkitaptan oluşan bu dizi, elli yılı aşkın akademik yaşamı boyunca ilklere imza atanRuşen Keleş'e yakışır biçimde, yüzden fazla yazarı bir araya getirmesiyleTürkiye'de bir ilk niteliği taşımaktadır.Yurtiçinden ve yurtdışından kentleşme, yerelyönetimler, çevre politikaları, tarih, siyaset bilimi ve iktisat alanlarında uzman çoksayıda ismin katkısıyla hazırlanan bu çalışma yalnızca Ruşen Keleş'in akademikkişiliğini sergilemekle kalmamakta, insan-kent-çevre ilişkilerine yönelik kapsamlıbir bakış da getirmektedir.Ruşen Keleş’e Armağan Dizisi, Editör: Ayşegül Mengi, Ekim <strong>2007</strong>, İmge Kitabevi Yayınları,<strong>Ankara</strong>METAMORFOZ: YİTİK ZAMANLARIN KENTİ ANKARASanat ve Bilim / Sanat ve Sosyal Adanmışlık SEMPOZYUMLAR BİLDİRİ KİTABIBu çalışma , SANART’IN 1-3 HAZİRAN 2000 tarihlerinde düzenlediği ”Sanat veBilim’’ ve 1-3 Mayıs 2002 tarihlerinde düzenlediği “Sanat ve Sosyal Adanmışlık’’konulu sempozyumlarda sunulan bildiri ve konuşmaların bir seçkisidir. SanatınXX.yy’da sosyal gerçeklere doğru yönelmesi, biçim ne denli önemli olsa da içerikkonusunda sanatçıya genelde bir sorumluluk yüklemiştir. Özellikle İkinci DünyaSavaşı ve bunların bilince zorladığı korkunç gerçekler sanatın artık yalnızca güzellikve beğeniyle ilgilenemeyeceği, toplumu uyaran bir aracı olarak sanatın sosyalkonulara yönelmesi gerektiği değer yargısını yaratmıştır. Kapitalizmin küreselleşmeile dünyanın her köşesinde baskın olmaya başladığı 80’li yıllarda sanatçılar özelliklebu sosyal, politik ve ekonomik gelişmelere ve öte yandan yerkürenin bozulmasınakarşı gelmeye başlamışlar, sanatın bu yönde katkısı olacağını kanıtlamayaçalışmışlar ve bir şekilde yeni bir idealizm ile dünyayı değiştireceklerini vurgulamayaçalışmışlardır. Kitapta yer alan” Sanat ve Sosyal Adanmışlık” konusundakimakaleler, sanatçıların bu iddialarının sadece birer ütopya olmadığını ve çeşitlialanlarda sanatın sostal görevler üstlenebileceğini göstermektedir.TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> “DünyaMimarlık ve Konut Günü”nü bir haftaya yayılanetkinliklerle <strong>Ankara</strong> kentinin başkalaşım süreçlerini“Metamorfoz: Yitik Zamanların Kenti, <strong>Ankara</strong>”teması altında 2-8 Ekim 2006 tarihleri arasındadüzenlediği etkinlikler ile kutlamıştır.Tüm hafta boyunca, atölye çalışmaları, buluşmalar,forumlar, sergiler, film gösterimleri, gezilerdüzenlenmiş ve tüm kentliler, öğrenciler, mimarlarile <strong>Ankara</strong>'nın değişimi, dönüşümü ve başkalaşımıüzerine tartışılmış, düşünülmüş, sonuçlarüretilmiştir. Hafta boyunca,gerçekleştirilenAtölyelerin, (Metamorfoz ve Kentin Hızı,Metamorfoz ve Kentin Metni, Metamorfoz ve KentinGörüntüsü) sonuçlarının yer aldığı “ Metamorfoz:Yitik zamanların Kenti, <strong>Ankara</strong>” başlıklıyayınımız siyasi erklerin etkisi altında şekillenen<strong>Ankara</strong> üzerindeki değişim/dönüşüme dikkatçekebilmek amacını da taşımaktadır..Sanat ve Bilim / Sanat ve Sosyal Adanmışlık Sempozyumlar Bildiri Kitabı, Hazırlayanlar: Jale Nejdet Erzen, Pelin Yoncacı,TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> ve SANART Estetik ve Görsel Kültür Derneği Ortak Yayını, Temmuz <strong>2007</strong>, <strong>Ankara</strong>, 161 sayfa.Tarih Vakfı Yayınları kitapları şubemizde satışa sunulmuştur.


Cumhuriyet Gazetesi 29.11.<strong>2007</strong>86 87basında mimarlıkHürriyet <strong>Ankara</strong> 21.11.<strong>2007</strong>Hürriyet <strong>Ankara</strong> 29.11.<strong>2007</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 08.11.<strong>2007</strong> Milliyet Gazetesi 20.12.<strong>2007</strong> Cumhuriyet Gazetesi 29.11.<strong>2007</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 29.11.<strong>2007</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 08.11.<strong>2007</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 06.11.<strong>2007</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 29.11.<strong>2007</strong>Hürriyet <strong>Ankara</strong> 29.11.<strong>2007</strong> Sabah <strong>Ankara</strong> 25.11.<strong>2007</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 26.11.<strong>2007</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 08.11.<strong>2007</strong>300 DPI YAPILDISabah <strong>Ankara</strong> 12.11.<strong>2007</strong>Birgün Gazetesi 05.11.<strong>2007</strong>Milliyet Gazetesi 03.11.<strong>2007</strong>Hürriyet <strong>Ankara</strong> 29.11.<strong>2007</strong>Milliyet Gazetesi 03.11.<strong>2007</strong>Zaman Gazetesi 09.11.<strong>2007</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 13.11.<strong>2007</strong>Zaman Gazetesi 09.11.<strong>2007</strong>Radikal Gazetsi 04.11.<strong>2007</strong>Cumhuriyet Gazetesi 04.11.<strong>2007</strong>Referans Gazetesi 03.11.<strong>2007</strong>Star Gazetesi 14.11.<strong>2007</strong>Milliyet Gazetesi 04.11.<strong>2007</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 29.11.<strong>2007</strong>Sabah Gazetesi 26.11.<strong>2007</strong>Birgün Gazetesi 04.11.<strong>2007</strong>


88Aristides E. Hernandez Guerrfero,27. Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yarış ması,Show Tv Özel Ödülü01.10.<strong>2007</strong> İLE 31.12.<strong>2007</strong> ARASI MESLEKİ DENETİME GELEN PROJELERİN BELEDİYELERE GÖRE DAĞILIMIALTINDAĞ BEYPAZARI ÇANKAYA ELMADAĞ ETİMESGUT GÖLBAŞI KAZAN KEÇİÖREN MAMAK POLATLI PURSAKLAR SİNCAN TEMELLİ YENİKENT YENİMAHALLE DİĞER TOPLAM18 10 133 18 189 4 35 59 58 9 28 21 42 16 180 34 85401.11.<strong>2007</strong>/31.12.<strong>2007</strong> ARASI GELİR GİDER DURUMUDURKayıt Ödentisi 720,00Üye ödentisi 236.9<strong>55</strong>,00Mesleki denetim 172.538,00Bilirkişilik 7.666,00Serbest Mimarlık hizmetleri 1.800,00Belge Satışları 9.515,00SMGM 95.029,00MBÇK 15.780,00MBÇKSMGMBelge SatışlarıSerbest Mimarlık hizmetleriBilirkişilikMesleki denetimÜye ödentisiKayıt Ödentisi15.780,009.515,001.800,007.666,00720,00Gelirler Toplamý95.029,00172.538,00236.9<strong>55</strong>,00Gelirler Toplamı 540.003,000,00 50.000,00 100.000,00 150.000,00 200.000,00 250.000,00Yönetici Ücretleri(İkramiye Dahil) 9.375,81Yönetici Sos. Güvenlik(İkramiye Dahil) 1.518,50Yönetici Sosyal YardımDemirbaş alımı 2.494,52707,00Yayın giderleri 10.582,00Yönetici yolluklarıHukuki giderler(İkramiye Dahil) 10.698,005.254,00Temsil Bina işletme48.142,0010.478,00Konferans sempozyum Basılı Kağıt 2.166,0048.429,00KurullarYayın satın alma 839,002.422,00Personel ücretleri(İkramiye Dahil)Kırtasiye 5.144,00PTT19.893,0097.405,00Personel Sosyal Güvenlik(İkramiye Dahil) Demirbaş bakım onarım 342,0019.826,00Personel Sosyal Yardım Personel Yollukları 884,0012.163,00SMGM Hizmet alımları 1.524,0035.034,00MBÇK/bilgisayarMBÇK/bilgisayar 6.342,006.342,00Hizmet alımlarıSMGM35.034,00Personel Sosyal Yardım 12.163,001.524,00Personel Yollukları Personel Sosyal Güvenlik(İkramiye Dahil)19.826,00884,00Demirbaş bakım onarım Personel ücretleri(İkramiye Dahil)97.405,00342,00PTTKurullar 2.422,0019.893,00KırtasiyeKonferans sempozyum48.429,005.144,00Temsil 10.478,00Yayın satın almaYönetici yollukları 5.254,00839,00Basılı Kağıt Yönetici Sosyal Yardım 707,002.166,00Bina işletme Yönetici Sos. Güvenlik(İkramiye Dahil) 1.518,5048.142,00Hukuki giderler(İkramiye Dahil)Yönetici Ücretleri(İkramiye Dahil) 9.375,8110.698,00Yayın giderleri0,00 20.000,0 40.000,0 60.000,0 80.000,0 100.000, 120.000,0 0 0 0 00 0010.582,00Demirbaş alımı 2.494,52Giderler Toplamı 351.662,83Kasa+Banka+hazır değerler 312.291.00 Merkez Borçları 218.800.00Alacaklar/altbirimlerden 169.000.00 Piyasa Borçları 19.738.00

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!