12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dehşetle uyanan Kisra ve halkı; yine kendilerinden bazı ileri gelenlerin gördükleri korkunç rüyaları tabirettirdiklerinde, bunun büyük bir şeye alamet olduğunu anlamışlardı.Yine o gece, mecusi yani ateşe tapanların bin seneden beri yanmakta olan kocaman ateşyığınları aniden sönüverdi. Ateşin söndüğü tarihi kaydettiler, Kisra’nın sarayında burçların yıkıldığıgeceye rastlıyordu.O zaman mukaddes sayılan Save Gölü’nün de o gece bir anda suyu çekilip kuruyuvermişti.Şam tarafında bin yıldan beri suyu akmayan ve kurumuş olan Semave Nehri vadisi yine o gecededolup taşarak akmaya başladı.Muhammed aleyhisselamın doğduğu geceden itibaren, şeytan ve cinler artık Kureyş kahinlerinehadiselerden haber veremez oldu. Kehanet sona erdi...Daha nice olağanüstü haller...* * *Peygamber efendimizin doğduğu geceye Mevlid Gecesi denir. Mevlid doğum zamanı demektir.Kadir Gecesi’nden sonra en kıymetli gecedir. Bazı alimler, Kadir gecesinden de kıymetli olduğunubildirmişlerdir. Bu gecede sevgili Peygamberimiz doğduğu için sevinenler affolunur.Bu gece, Peygamber efendimizin doğduğu sırada görülen halleri, mucizeleri okumak, dinlemek,öğrenmek çok sevabdır. Sevgili Peygamberimiz kendi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da bu gece bir yeretoplanırlar, o günü yad ederler, okurlar ve anlatırlardı.Dünyanın her tarafındaki Müslümanlar, her sene bu geceyi Mevlid Kandili olarak kutlamaktadır.Her yerde Mevlid kasideleri okunarak, Kâinatın sultanı hatırlanılmaktadır. Her peygamberin ümmeti, kendipeygamberinin doğum gününü bayram yapmıştır. Bu gün de, Müslümanların bayramı olup, neşe vesevinç günüdür.Nasıl sevinilmesin? Çünkü, O doğmuştu artık... Allahın sevgilisi, kâinatın efendisi, âlemlere rahmetolarak gönderilen peygamber... Bütün yaratılmışların ve yaratılacakların vücuda gelişinden murad olandünyaya geldi...Sene miladi 571. Nisan ayının yirminci günü. Pazartesi sabaha karşı. Hicri Rebiülevvel ayının 12.günü, Mekke ufukları ağarırken...Süt anne Halime HatunAmine validemiz, nurlu yavrusunu kucağına aldığında, kocası hazret-i Abdullah’ın vefat acısınıunutur gibi oldu. Dokuz gün emzirdikten sonra da, Ebu Leheb’in cariyesi olan Süveybe Hatun birkaç günsüt annelik hizmetinde bulundu. Süveybe Hatun daha önce de hazret-i Hamza’yı, sonra da Ebu Seleme’yiemzirmişti.O zamanda Mekke halkı, adet olarak, çocuklarını bir süt anneye verirlerdi. Havası iyi, suyu tatlı olancivar yerlerdeki yaylalara gönderilen çocuklar, bir müddet, verildikleri süt annelerinin yanında kalırlardı.Buna Mekke’nin sıcak havası sebep oluyordu. Her sene bu maksatla Mekke’ye pek çok hanımgelirdi. Bunlar emzirmek için birer çocuk alıp giderlerdi. Çocukları büyütüp teslim edince, pek çok ücret vehediyeler alırlardı.Peygamber efendimizin doğduğu sene de yaylalarda yaşayan Beni Sa’d kabilesinden birçokhanım, süt annelik niyeti ile Mekke’ye geldi. Her biri emzirmek üzere birer çocuk almıştı. Beni Sa’dkabilesi, Mekke civarındaki kabileler arasında; şerefte, cömertlikte, mertlik ve tevazuda ve Arapça’yıdüzgün konuşmakta pek meşhurdu.Bu kabileden Halime Hatun şöyle anlatır:“Çok fakirdik, sıkıntı içindeydik. Bazan üç gün geçmesine rağmen ağzıma bir şey koymazdım.Sütüm azdı. Buna rağmen Allahü teâlâya şükrederdim. Bir gece sahrada uyuyakalmıştım. Rüyamda birşahıs beni sütten ak bir suyun içine daldırdı ve; “Bu sudan iç” dedi. Kanıncaya kadar içtim. Sonra içmemiçin yine zorladı. İçtikçe içtim, baldan tatlı idi. ‘Sütün çok olsun ey Halime! Beni tanıdın mı?’ diye sordu.Tanımadığımı söyleyince; ‘Ben senin sıkıntılı halinde ettiğin hamd ve şükrünüm. Ey Halime!Mekke’ye git. Orada sana bir “Nur” arkadaş olur, bereketlerle dolarsın. Bu rüyayı da kimseyesöyleme!’ dedi. Uyanınca göğüslerimi süt ile dolu bulduğum gibi sıkıntı ve açlığın da beni terkettiğinigördüm.”Kıtlıktan dolayı, ücretle çocuk emzirip sıkıntılarını gidermek üzere, diğer senelere nisbetle; dahaçok süt annesi gelmişti Mekke’ye. Hepsi de zengin ailelerin çocuklarını almak telaşı içinde idi. Acele ilegelen kadınlar, birer çocuk almışlardı.İffeti, temizliği, hilmi yani yumuşaklığı, hayası ve güzel ahlakıyla tanınan Halime Hatun, isebindikleri hayvan zayıf olduğu için Mekke’ye gelmekte geç kalmışlardı.Fakat bu gecikme onlara, aradıklarından daha fazlasına kavuşmaya sebeb olmuştu. Kocası ileMekke’de dolaşarak zengin ailelerin çocuklarının alınmış olduğunu gördüler. Lakin boş dönmek deistemiyorlardı. Bir çocukla dönmek tek arzuları olmuştu.Nihayet hürmet celbeden ve siması çok sevimli olan bir zatla karşılaştılar. Bu, Mekke’nin reisi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!