12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

fevkalade bir edeble;“Ya Resulallah! Kerpici benim taşımama müsaade eder misiniz?” dedi.Hatem-ül-enbiya efendimiz, ona, daha büyük bir nezaketle, kendisinin sevab kazanmaya daha çokmuhtaç olduğunu bildirip kerpici vermediler. Onun da gidip taş getirmesini tavsiye buyurdular.Mescid-i Nebi’nin inşasında en çok çalışanlardan biri de Resulullah efendimizdi. En ağır kayalarıyüklenerek, mübarek göğüsleri darala darala ustaların yanına götürürlerdi. Bu taşları ve kerpiçleri taşırkenyapılan işin kıymetini, kavuşulacak nimetleri müjdeleyerek Eshabını gayrete getirirdi.Efendimizin bu gayretini gören Müslümanlar, büyük bir aşkla çalışıyorlardı. Hatta Ammar bin Yaser,herkes birer kerpiç taşırken, o; birini Peygamber efendimiz, birini de kendisi için olmak üzere iki kerpiçgötürürdü.Bu hali Resulullah efendimiz gördüklerinde, yanına vardılar. Mübarek elleri ile hazret-i Ammar’ınsırtını sığayıp;“Ey Sümeyye’nin oğlu! Senin iki, başkalarının bir ecri var” buyurdular.Mescidin duvarları kısa zamanda bitirildi ve üzeri örtüldü. Ayrıca mescide bitişik, Resulullahefendimiz için kerpiçten iki oda yapıldı.Bunların üzerleri de hurma kütüğü ve dalları ile örtüldü. (Bu odalar zamanla dokuza kadarçoğaltıldı.) Mescidin inşası bittikten sonra, Peygamber efendimiz, hazret-i Halid bin Zeyd’in evinden,kendisi için yapılan eve taşındılar...Hurma kütüğünün inlemesiPeygamber efendimiz, Cuma günleri mesciddeki Hannane isminde bir hurma kütüğüne dayanarak,hutbe irad ederlerdi.Sonradan üç basamaklı bir minber yaptırdılar. Resulullah efendimiz ve Eshab-ı kiram bir Cumagünü Mescid-i Nebi’de toplanmışlardı. Efendimiz, hutbe için yeni minbere çıktıklarında, eskiden dayandığıkuru hurma kütüğü, herkesin duyacağı kadar, hamile deve ağlayışını andıran bir sesle ağlamaya veinlemeye başladı.Bütün Eshab-ı kiram, hayret ederek bu sesi dinlediler. Fakat, ses bir türlü kesilmiyordu. Bununüzerine Âlemlerin efendisi minberden indiler ve mübarek elleri ile kütüğü okşadılar. O anda, ağlama veinleme kesildi. Kuru hurma kütüğünün, Peygamberimize olan bu muhabbetini ve aşkını gören Sahabiler,gözyaşlarını tutamadılar.Bu hadise ile ilgili hazret-i Enes bin Malik; “Mescid bile onun sesinden sarsıldı”, İbn-i Ebi Veda’a da,“Hurma kütüğü, çatlayıp yerinden oynadı. Resulullah efendimiz gelip mübarek elini üzerine koydu daondan sonra sustu” demişlerdir.Peygamber efendimiz; “Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, eğeronu okşamasaydım, bana karşı hasret ve hüznünden dolayı kıyamete kadar böyle ağlayacaktı”buyurdular.Resul aleyhisselam kuru hurma kütüğüne dönüp; “İstersen seni bulunduğun bahçeye vereyim.Tekrar dal budak sal ve eski haline gel. İstersen seni Cennet’e dikeyim de Allahü teâlânın dostlarımeyvenden yesin” buyurdu.Resulullah efendimiz, ona kulak verip şöyle dediğini duydular: “Beni Cennet’e dik ve benden Allahüteâlânın dostları yesin ve eskiyip çürümeyeceğim bir yerde olayım.”Ağacın bu konuşmasını, Peygamber efendimizin yanında bulunanlar da duydu.Bunun üzerine Resulullah efendimiz, ona; “İstediğini yapacağım” diye mukabelede bulundu. SonraResulullah’ın emri ile hurma kütüğü gömüldü.Server-i âlem efendimiz ile hazret-i Ebu Bekir, hicret ettiklerinde çocuklarını Mekke’debırakmışlardı. Efendimiz, hazret-i Hadice validemizin vefatından bir sene sonra hazret-i Aişe ile Mekke’desöz kesilmişti.Medine’yi şereflendirince, Hz. Aişe, annesi ve Resulullah’ın kerimelerinden hazret-i Zeyneb deMedine’ye getirtildi.Resulullah efendimizin ev halkı, odalarının önünde indi. Hazret-i Aişe validemiz, babası hazret-iEbu Bekir’in evinde bir müddet ikamet etti.Ebu Bekir, bir gün Server-i âlem efendimize;-Ya Resulallah! Ehlinle evlenmekten seni alıkoyan nedir? diye sordu. Resulullah;- Mehirdir, buyurdu.Hazret-i Ebu Bekir, Resulullah’a mehr parası gönderdi. Bunun üzerine hazret-i Aişe validemizindüğünü oldu. O zaman Peygamber efendimiz elli beş yaşında idiler.Hazret-i Aişe validemiz, çok zeki ve kabiliyetli olup, hadiseleri anında şiir halinde söyleyebilirlerdi.Öğrendiği ve ezberlediği bir şeyi kat’iyyen unutmazdı. Çok akıllı, zeki, alime, edibe, afife ve saliha idi.Hafızası pek kuvvetli olduğu gibi, Eshab-ı kiram, birçok şeyleri ondan sorup öğrenirdi. Ayet-i kerime ilemedh edildi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!