12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bu durum sevgili Peygamberimize bildirilince, çok memnun oldular. Mekkeli Müslümanlar sevinçiçinde idiler. Bu sebeple o seneye senet-üs-sürur (sevinç yılı) denildi.Bütün bu hızlı gelişmeler, İslâmın süratle yayılması bu hadiselerde açıkça görüldüğü gibi,yumuşaklıkla, tatlı dille olmuştu. Eshabı, Resulullahtan ne gördülerse aynen tatbik ettiler.Efendimizin güzel huyu, yumuşaklığı, affı, sabrı, ihsanı, ikramı, o kadar çoktu ki, herkesi hayranbırakırdı.“Bütün kalbimizle kabul ettik”Resulullah efendimize, peygamberlik vazifesi tebliğ edileli 13 sene olmuştu... Mekkeli müşriklerin,Müslümanlara zulmü son haddine varmış ve dayanılmaz bir hal almıştı.Medine’de ise, Es’ad bin Zürare ile Mus’ab bin Umeyr’in hizmetleri sayesinde, Evs ve Hazrecliler,Müslümanlara kucak açacak, onları bağırlarına basıp uğrunda her fedakarlığı yapacak aşk ve şevkiniçindeydiler.Resulullah efendimizin de bir an önce Medine’yi teşriflerini arzuluyorlar, O’nun uğrunda, mallarını vecanlarını esirgemeyeceklerine dair söz veriyorlardı.Hac mevsimi gelmişti... Mus’ab bin Umeyr ile beraber, Medineli 73 erkek ve 2 kadın Müslüman,Mekke’ye girdiler. Hacdan sonra, hepsi yine Akabe’de Peygamber efendimiz ile buluştular.Es’ad bin Zürare ve 12 temsilci, kabileleri adına Peygamberimizin Medine’ye hicret etmelerini ricave teklif ettiler. Resulullah efendimiz onlara Kur’an-ı kerimden bazı ayet-i kerimeleri okuduktan sonra,kendi canlarını, çoluk ve çocuklarını nasıl koruyup gözetirlerse, kendisini de öyle koruyacaklarını teminetmek üzere onlardan kesin söz istedi.Henüz Müslüman olmayan Resulullah efendimizin amcası hazret-i Abbas da orada bulunuyordu.Bi’at için gelen bu topluluğa şöyle hitab etti;“Ey Medineliler! Bu, kardeşimin oğludur. İnsanlar içinde en çok sevdiğim de O’dur. Eğer,O’nu tasdik edip, Allah’tan getirdiklerine inanıyor ve beraberinizde alıp götürmek istiyorsanız, benitatmin edecek sağlam bir söz vermeniz lazımdır. Biz O’nu, O’na inanmıyan kimselerden koruduk.O, bizim aramızda izzet ve şerefiyle korunmuş olarak yaşamaktadır. O, bütün bunlara rağmen,herkesten yüz çevirmiş, size katılıp, sizinle beraber gitmeğe karar vermiştir. Eğer siz, bütün Arapkabileleri birleşip üzerinize hücum ettiğinde, onlara karşı koyacak kadar savaş gücüne sahipsenizbu işe girişiniz. Bu hususu da aranızda iyice görüşüp konuşunuz, sonradan ayrılığa düşmeyiniz.Verdiğiniz sözde durup, O’nu düşmanlarından koruyabilecek misiniz? Bunu layıkıylayapabilirseniz ne ala. Yok, Mekke’den çıktıktan sonra O’nu yalnız bırakacaksanız, şimdidenvazgeçiniz ki, yurdunda şerefiyle korunmuş olarak yaşasın!”Hazret-i Abbas’ın bu konuşmasına Medineli Müslümanlar üzüldüler. Sanki, Resulullah efendimizimemleketlerine götürdüklerinde, O’nu müşriklere karşı koruyamayacak, sıkışınca terkedeceklermiş gibibir sözle karşılaşmışlardı.Medineli sahabilerden Es’ad bin Zürare hazretleri, Peygamber efendimize dönerek;“Ya Resulallah! İzin verirseniz birkaç sözüm vardır. Onu Hazretinize arz edeyim” dedi.Peygamber efendimiz izin verince, Hz. Es’ad;“Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah! Her davetin yumuşak veya sert bir yolu, usulüvardır. Şimdi siz, bizi öyle bir şeye davet ediyorsunuz ki, onu insanların kabul etmesi gayet zordur.Zira insanların öteden beri tapınageldikleri putları bırakıp, İslâm’ı kabul etmesi çok güçtür. Bunarağmen biz, İslâm’ı bütün kalbimizle kabul ettik. Bundan sonra, ne emir buyurursanız, canla başlayerine getirmeye hazırız, size söz veriyoruz” dedi.İkinci Akabe biatıMedineliler, Peygamber efendimize söz verdiler: Kendi çoluk-çocuğumuzu nasıl muhafazaediyorsak, mübarek vücudunuzu da, kanımızın son damlasına kadar, koruyacağımıza yemin ediyoruz.Eğer bu ahdimizi bozarsak, Allahü teâlâya verdiğimiz sözde durmayıp şakiler zümresine dahil olalım! YaResulallah! Biz bu sözümüzde sadıkız. Allahü teâlâ muvaffak eylesin!Sonra da sordular: “Bizden kendiniz için istediğiniz bir şart var mıdır?”Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Sizden Rabbim için olan şartım, Allahü teâlâya ibadetetmeniz ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmamanız; kendim ve Eshabım için olan şartım, bizibarındırmanız, bana ve Eshabıma yardımcı olmanız, kendinizi savunduğunuz, koruduğunuzşeylerden bizleri de korumanızdır.”Bera bin Ma’rur; “Seni hak din ve kitap ile peygamber olarak gönderen Allahü teâlâya and olsunki; çoluk-çocuğumuzu savunup, koruduğumuz gibi seni de koruyacağız! ya Resulallah” dedi.Medineli Müslümanlardan Abbas bin Ubade, Peygamber efendimizle yapılacak anlaşmayıpekiştirmek için, arkadaşlarına; “Ey Hazrecliler! Muhammed aleyhisselamı niçin kabul ettiğinizi biliyormusunuz?” dedi. Onlar da; “Evet” cevabını verdiler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!