12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Canını böyle günlerde feda etmek için fırsat beklemiyor muydu? İşte, âlemlerin efendisini taşlıyorlar,eziyet, işkence yaparak yurtlarından çıkarmaya çalışıyorlardı.Hazret-i Zeyd, Peygamber efendimizi korumak için sağa-sola koşturdukça, taşlar; başına,vücuduna, ayaklarına birbiri peşine değiyordu. Bu sebeple, hazret-i Zeyd’in her tarafı kanlar içindekalmıştı... Sevgili Peygamberini korumak için varını yoğunu harcıyor, taş atan zalimlere karşı avazı çıktığıkadar;-Yapmayın!.. Vurmayın!.. O âlemlerin efendisidir! Resulullah’tır O!.. Benim vücudumu parçaparça yapın, fakat Peygamberime bir zarar gelmesin!.. diye bağırıyordu.Zeyd bin Harise’yi aşarak, Resulullah efendimize gelen taşlar, Efendimizin mübarek ayaklarınıkanlar içinde bırakmıştı.Sevgili Peygamberimiz, üzüntülü, yorgun ve yaralı bir halde, Utbe ve Şeybe ismindeki iki kardeşinbağına yaklaştılar... Orada, bütün mü’minlerin canlarını feda etmek istediği Resulullah efendimiz,mübarek ayaklarından akan kanları sildiler. Abdest alıp, ağacın altında iki rek’at namaz kıldılar. Sonramübarek ellerini kaldırıp münacatta bulundular.Bu hali, bağ sahipleri seyrediyordu... Resulullah efendimizin başına gelenleri görmüşler, garipliğineşahid olmuşlardı. Merhamet damarları harekete geldi. Addas ismindeki köleleri ile üzüm gönderdiler.Sevgili Peygamberimiz, üzümü yerken Besmele çekti. Üzümü getiren köle Hıristiyan idi. Besmeleyi işitinceşaşırıp sordu:-Yıllardır buralardayım, kimseden böyle bir söz duymadım. Bu nasıl kelamdır?- Sen neredensin?”- Nineveliyim.- Yunus’un (aleyhisselam) memleketinden imişsin.- Sen Yunus’u nerden tanıyorsun? Onu, buralarda kimse bilmez.- O, benim kardeşimdir. O da, benim gibi peygamber idi.- Bu güzel yüzün, bu tatlı sözlerin sahibi yalancı olamaz. Ben inandım ki, sen Allah’ın Resulüsün,diyerek hemen Kelime-i şehadet getirip Müslüman oldu. Sonra da:- Ya Resulallah! Yıllardır bu zalimlere, bu yalancılara kölelik ettim. Herkesin hakkını yiyorlar.Herkesi aldatıyorlar. Hiç iyi tarafları yok. Dünyalık toplamak ve şehvetlerini tatmin için her alçaklığı gözealıyorlar. Onlardan nefret ediyorum. Sizinle birlikte gitmek, size hizmetle şereflenmek, cahillerin,ahmakların size yapacağı saygısızlıklara hedef olmak, mübarek vücudunuzu korumak için feda olmakistiyorum, dedi.Resulullah efendimiz, tebessüm ederek;- Şimdi efendilerinin yanında kal! Az zaman sonra, adımı her yerde işitirsin. O zaman banagel! buyurdu.“Rahmet olarak gönderildim”Taiflilere Peygamberliğini tebliğ vazifesini ifa eden, Kâinatın efendisi Mekke’ye dönmek üzere yolaçıktı. Mekke’ye iki konaklık bir mesafe kaldığında, bir bulutun kendilerini gölgelemekte olduğunu gördü.Dikkatle baktıklarında, Cebrail aleyhisselam olduğunu anladı. Bu hadiseyi sevgili Peygamberimiz,Aişe-i Sıddika validemize anlatır.Bir gün hazret-i Aişe validemiz;- Ya Resulallah! Senin başından Uhud gününden daha ıstıraplı bir gün geçti mi? diye sordu.Resulullah efendimiz şöyle cevap verdi.- Vallahi senin kavminden öyle cefa çektim ki, Uhud gazasında bulunan kâfirlerden onuçekmedim. İbn-i Yalil bin Abd-i Külal’e nefsimi arz ettiğimde (yani nübüvvetimi bildirip onu dinedavet ettiğimde) kabul etmedi. Yanlarından öyle büyük bir ıstırapla ayrıldım ki, ta Karn-ı Sealibdenilen yere varıncaya kadar kendime gelemedim. Orada başımı yukarı kaldırdım. Bir bulutun,üzerime gölgesini saldığını gördüm. Baktım ki, bulutun içinde Cebrail (aleyhisselam) duruyor.Bana nida edip dedi ki:“Ya Muhammed! Hak teâlâ hazretleri, kavminin senin hakkındaki sözlerini ve seni korumakistemediklerini işitti. Sana, dağlara me’mur olan şu meleği gönderdi ki, ne istersen onaemredersin.”O melek de bana nida edip selam verdikten sonra;“Ya Muhammed! Hak teâlâ hazretleri, Cibril’in dediği gibi, dağların meleği olan beni sanagönderdi ki, ne istersen bana emredersin; emrine amadeyim. Eğer şu iki yalçın dağın (Kuaykıandağı ile Ebu Kubeys dağının) Mekkeliler üzerine kapanırcasına birbirine kavuşmasını (vemüşrikleri tamamiyle ezmesini) istiyorsan, emret kavuşturayım!” dedi.Ben razı olmadım ve dedim ki: “Hayır! Ben âlemlere rahmet olarak gönderildim. Allahüteâlânın bu müşriklerin sulbünden, yalnız cenab-ı Hakk’a ibadet eden ve Allahü teâlâya hiçbir şeyiortak koşmayan bir nesil meydana çıkarması için dua ederim.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!