12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

getirdiler.Hazret-i Hadice validemiz sordu:- Ya Resulallah! Onlar şimdi nerededirler?- Onlar, Cennetteler, buyurdu.Resulullah efendimizin oğullarının vefatından sonraki günlerde Ebu Talib hastalandı ve güngeçtikçe hastalığı şiddetlendi. Bunu işiten Kureyşli müşrikler; “Ebu Talib hayatta iken, Muhammed’inhimayesine çok gayret etmiş idi. Artık göç etme zamanı yaklaştı. Son vaktinde de olsa bir ziyaretinegidelim. Zira Hamza gibi eşi olmayan bir Arab merdanesi ve heybeti, pehlivanlığı ve korkusuzluğu güneşgibi meydanda olan Ömer Müslüman oldular... Her geçen gün Arab kabilelerinden insanlar gelerek bölükbölük O’na tabi oluyorlar. Böylece Müslümanlar günden güne çoğalıyor ve sesleri âlemi tutuyor. Buvaziyete göre ya bizim onlara tabi olmamız, veya cenge hazır olmamız icabedecektir. Ebu Talib’e varıpdurumu anlatalım da aramızı bulsun. O’nun dinine karışmayalım, O da bizim dinimize karışmasın”teklifiyle Ebu Talib’in yanına geldiler.Ukbe, Şeybe, Ebu Cehil, Ümeyye bin Halef gibi tanınmış müşrikler, Ebu Talib’in yastığı üzerineoturup şöyle dediler:- Senin büyüklüğüne inanıyor, üstünlüğünü kabul ediyoruz. Bu sebeple sana asla muhalefetetmedik. Korkarız ki, sen öldükten sonra, Muhammed bizimle uğraşır, husumet aramızda devam eder.Bizi barıştır da birbirimizin dinine karışmayalım...Ebu Talib, Peygamber efendimizi çağırtıp tekliflerini bildirdi:- Kureyş’in bütün ileri gelenleri senden, onların dinine karışmamanı rica ediyorlar. Bunu kabuledersen, senin emrinde çalışırlar ve sana yardımcı olurlar.- Ey Amca! Ben onları, ancak bir kelimeye davet etmek istiyorum ki, o kelime ile bütünArablar, onlara boyun eğerler. Arab olmayanlar da cizye öderler.Bu teklife, Ebu Cehil;- Olur. Onu on misli olarak söyleriz. Ne imiş o kelime? dedi. Resulullah efendimiz;- La ilahe illallah, derseniz ve Allahü teâlâdan başka tapmakta olduğunuz putları da kaldırıpatarsanız, buyurunca, müşrikler hemen;-Sen, bizden, bundan başka bir şey iste!.. dediler. Peygamber efendimiz;- Siz, güneşi getirip ellerime koyacak olsanız, ben sizden, bu kelimeden başkasını istemem,buyurdu.Onlar gidince, Ebu Talib, Peygamber efendimize şöyle söyledi:- Senin Kureyş’ten istediğin şey gayet yerinde idi. Doğru söyledin...Amcasının bu sözü, Resulullah efendimizi ümitlendirdi:- Ey Amca! Bir kere; “La ilahe illallah” de! Ta ki, kıyamet günü sana şefaat edeyim.- Halkın, ölmekten korktu da onun için Müslüman oldu, diyerek ayıplamalarından korkuyorum.Yoksa senin hatırını hoş ederdim, diyerek nefsine ağır geldiğini söyledi ve hastalığının git-gideağırlaşması üzerine vefat etti.(Ebu Talib’in, daha sonra diriltilerek iman ettiği, İbni Hacer-i Mekki’nin “Ni’met-ül kübra” kitabındave “Mir’at-i Mekke) de tafsilatıyla yazılıdır.)Hüzün senesi!..İslâmiyet yayılıyor; deniz yükseliyor. Fakat, acılarla beraber...Resulullah efendimizin dert ortağı, yirmi dört senelik hayat arkadaşı olan mübarek Hazret-i Hadicevalidemiz de, dert ve üzüntülerle geçen üç senelik muhasaradan sonra, Hicret’ten üç sene önce,Ramazan ayının başında, 65 yaşında vefat etti.Fahr-i kâinat efendimiz, hazret-i Hadice validemizi kendi mübarek elleriyle defneylediler. Üstüneatılan kara toprağa uzun uzun bakıp döndüler. Onun ayrılığından, çok hüzünlendiler. Aynı sene içindeamcası Ebu Talib’in ve hazret-i Hadice validemizin vefatı, Peygamber efendimizi üzüntüye boğmuştu.Bundan dolayı bu seneye “Senet-ül-hüzn” yani hüzün senesi denildi.Hazret-i Hadice validemizin vefatı, sevgili Peygamberimizi haddinden ziyade üzmüştü. Çünkü enönce imana gelen ve Resulullah efendimizi tasdik eden o idi. Ayrıca O’nun en büyük desteği ve tesellivereni idi...Herkes düşman iken, o, bütün kalbini açmış ve Peygamberimizin muhabbetiyle dolmuş idi. Bütünmalını, servetini, nesi varsa İslâmiyet uğruna harcamış, sevgili Peygamberimizin hizmetini görmek için,gecesini gündüzüne katmıştı.Resulullahı hiçbir zaman üzmemiş, asla hatırını kırmamıştı. Peygamber efendimiz, bunu zamanzaman anlatır, böylece mübarek hanımının faziletlerini yadederlerdi.Bir gün hazret-i Hadice, Peygamber efendimiz dışardayken, O’nu aramak için çıkmıştı. Cebrailaleyhisselam insan suretinde hazret-i Hadice’ye göründü, hazret-i Hadice validemiz, ona, Peygamberefendimizi sormak istediyse de, düşmanlardan olma ihtimalini düşünerek geri döndü.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!