12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

- İslâm dininden dön!.. Lat ve Uzza putlarına iman et, diyorlar... Hz. Bilal ise;- Allahü teâlâ birdir! Allahü teâlâ birdir! diyerek imanını bildiriyordu.Ümeyye bin Halef, onun bu sabrını gördükçe deliye dönüyor, dikenler üzerinde süründürerekvücudunu yaralıyor ve işkence ediyordu. Hazret-i Bilal, vücudundan akan kanlara aldırmadan;- Allahım! Senden gelene razıyım. Allahım! Senden gelene razıyım, diyordu.Hazret-i Bilal, bu halini şöyle anlatmıştır:O habis Ümeyye, beni, günün sıcağında bağlayıp, devamlı azab ederdi.Hıncını almak için, bir gün çok büyük bir kayayı göğsümün üzerine koydu. O anda bayılmışım.Ayıldığımda, üzerimdeki kayanın kalkmış ve güneşin buluta girmiş olduğunu gördüm. Allahü teâlâyaşükrettim ve kendi kendime;“Ey Bilal! Cenab-ı Hak’tan gelen her şey güzeldir, hoştur” dedim.Ümeyye bin Halef, yine bir gün Bilal-i Habeşi’ye işkence yapmak için dışarı çıkarmıştı. Elbiseleriniçıkarıp sadece bir don ile, yakıcı sıcakta kızgın kumlara yatırıp, üzerine taşlar yığmıştı. Müşrikler toplanıpağır işkenceler yapıyorlar;“Dininden dönmezsen seni öldüreceğiz” diyorlardı. Bilal-i Habeşi, bu dayanılmaz işkenceler altında;“Allah birdir! Allah birdir!” diyordu.Bu sırada sevgili Peygamberimiz oradan geçiyordu. Hazret-i Bilal-i Habeşi’nin bu halini görünce çoküzüldü;- Allahü teâlânın ismini söylemek seni kurtarır, buyurdu.Evine döndükten biraz sonra, yanına hazret-i Ebu Bekir geldi. Bilal-i Habeşi’nin çektiği işkenceyi,Ebu Bekir-i Sıddik’a anlatıp;- Çok üzüldüm! buyurdu. Efendimizin üzüldüğünü gören, Hazret-i Ebu Bekir, hemen oraya gitti.Müşriklere;- Bilal’e böyle yapmakla elinize ne geçer? Bunu bana satın! dedi.- Dünya dolusu altın versen satmayız. Fakat, senin kölen Amir ile değişiriz dediler.Hazret-i Ebu Bekir’in kölesi Amir, onun ticaret işlerini yapar ve çok para kazanırdı. Yanında şahsimalından başka, on bin altını vardı. Hazret-i Ebu Bekir’in yardımcısı olup, her işini yürütürdü. Fakat müşrikidi ve küfründe ısrar ediyordu. Hazret-i Ebu Bekir;”Amir’i bütün malı ve paraları ile Bilal için sizeverdim” buyurdu.Ümeyye bin Halef ve diğer müşrikler çok sevinip; “Ebu Bekir’i aldattık” dediler. Hazret-i Ebu Bekir,hemen Bilal-i Habeşi’nin üzerindeki ağır taşları atıp ayağa kaldırdı. Bilal-i Habeşi ağır işkenceler sebebiyleçok halsizleşmişti.Elinden tutup, doğruca sevgili Peygamberimizin huzuruna getirdi.- Ya Resulallah! Bilal’i, bugün Allah rızası için azad ettim dedi.Resulullah efendimiz, çok sevindi. Hazret-i Ebu Bekir’e çok dua buyurdu. O sırada Cebrailaleyhisselam; Ebu Bekir’in Cehennemden uzak olduğunu müjdeleyen, Leyl suresinin 17. ve 18. ayet-ikerimelerini getirdi. Ayet-i kerimelerde mealen; “Ziyade takva sahibi olup, malını, Allahü teâlânınkatında pak olmak için hayr yolunda harcayan kimse, Cehennemden uzaklaştırılmıştır” buyuruldu.Demirden gömlek!..Müşriklerin en çok işkence ettiklerinden biri de Habbab bin Eret hazretleridir. Çünkü o kimsesizdi...Ümmü Enmar adlı müşrik bir kadının kölesi idi. Onu koruyacak bir akrabası olmadığı için, müşriklertoplanırlar, mübarek vücudunu soyup, üzerini dikenlerle tararlardı.Bazan da çıplak vücuduna demirden gömlek giydirip, güneş altında bekletirlerdi. Güneşte veyaateşte ısıttıkları taşları çıplak vücuduna bastırırlar;- Dininden dön! Lat ve Uzza’ya tap! derler, Habbab da imanında ısrar eder;- La ilahe ilallah, Muhammedün resulullah, diyerek onlara karşı koyardı.Müşrikler, bir gün toplanıp bir meydanda ateş yaktılar. Hazret-i Habbab’ı bağlayıp, getirdiler.Soyarak, ateşin üzerine yatırdılar. Ya dininden döndürecekler veya ateşte yakacaklardı. Ateşin ortasınasırt üstü yatırılan hazret-i Habbab;“Allahım! Halimi görüyor, durumumu biliyorsun. Kalbimdeki imanısabit et, büyük bir sabır ihsan eyle!” diye dua ediyordu.Müşriklerden biri ayağıyla Habbab’ın göğsüne bastı. Fakat onlar, Allahü teâlânın inananlarıkoruduğunu bilmiyorlardı. Yıllar sonra bu hadiseyi Habbab’a sorduklarında, sırtını açıp yanık izlerinigöstererek;”O ateşi ancak benim etim söndürmüştü” dedi.Hazret-i Habbab’a dışarıda böyle işkence ederlerken, sahibi Ümmü Enmar da, dininden döndürmekiçin ateşte demiri kızdırır ve başına basarak dağlardı. O, dini için bütün bu acılara katlanır, teklif ettikleriniyerine getirmez ve imanından dönmezdi.Bir gün hazret-i Habbab, sevgili Peygamberimizin huzurlarına çıktı ve;- Ya Resulallah! Müşrikler dışarda beni gördükleri yerde ateşte yakıyorlar. Evde, sahibim ÜmmüEnmar da kızdırılmış demirle başımı dağlıyor. Duanızı istirham ediyorum! dedi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!