12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Dişi deve bile yavrusundan başkasını özlemez ve esirgemez. Bu iş akıl ve mantıktan çokuzaktır. Artık iş çığrından çıkmıştır. Kim ciğerparem Muhammed’in düşmanı ise, ben de onundüşmanıyım. Bunu böylece bilin ve elinizden ne gelirse yapın! dedi.Müşrikler, hışımla yerlerinden kalkıp gittiler. Ebu Talib, hemen Haşim oğullarını ve Abdülmuttaliboğullarını topladı. Onlara durumu anlatıp; sevgili Peygamberimize yardım etmeye ikna etti. Resulullah’ıöldürmeye kalkan kollar kırılacaktı. Bu konuda müşriklere karşı birleştiler. Sadece Ebu Leheb katılmadıEbu Talib onlara;- Ey yiğitler! Yarın herbiriniz kılıçlarınızı belinize takın ve benim ardımdan gelin dedi.Ertesi günü Ebu Talib, Peygamber efendimizin evine gitti. Hep beraber Harem-i şerife doğruyürüdüler. Haşim oğullarının yiğitleri onları takib ediyorlardı. Kabe’ye varıp müşriklerin karşılarına geçtiler.Ebu Talib, müşriklere;- Ey Kureyş topluluğu! Kardeşimin oğlunu öldürmeye karar aldığınızı duydum. Bu arkamdakigençlerin, elleri kılıçlarında sabırsızlıkla bir işaretimi beklediklerini biliyor musunuz? Yemin ederimki, Muhammed’i öldürecek olursanız, hiçbirinizi sağ bırakmam!... dedikten sonra, sevgiliPeygamberimizi öven şiirler söylemeye başladı. Başta Ebu Cehil olmak üzere, orada bulunan müşriklerdağıldılar.Kureyş’in ileri gelen müşrikleri, artık, Peygamber efendimizi yalnız gördükleri zaman, üzerinesaldırırlar, hakaret etmeye, hatta dövmeye kalkışırlardı. Eshabına da işkence yapmaktan geridurmazlardı.Bir gün Kureyş’in ileri gelen müşrikleri, Kabe-i şerifin yanında oturuyorlardı. Peygamberefendimizden bahsetmeye başladılar.O anda Efendimiz, Kabe’yi ziyarete geldi. Hacer-i esvedi öpüp tavafa başladı. Onların yanındangeçerken, müşrikler, Peygamber efendimize hakaret dolu sözler söylemeye başladılar. Resulullahefendimiz buna çok üzüldüler. Fakat bir şey demeyip tavafa devam ettiler.Üçüncü defa yanlarından geçerken yine de merhamet edip şöyle buyurdu;- Ey Kureyş! Beni dinleyin! Nefsim yed-i kudretinde bulunan Allahü teâlâya yemin ederim ki,bana, sizin perişan olacağınız bildirildi...Eziyet, işkence ve zulüm...Bir gün müşrikler Kabe’de toplanıp, Peygamber efendimizin aleyhinde atıp tutuyorlardı. O sıradaResulullah efendimiz orayı teşrif etti.Müşrikler, hemen Allahü teâlânın Habibinin üzerine saldırdılar. İçlerinde en bedbaht olanlardanUkbe bin Mu’ayt, sevgili Peygamberimizin mübarek yakasına yapıştı.Mübarek boynunu nefes alamayacak kadar sıktı. O anda oraya gelen hazret-i Ebu Bekir;- Rabbim Allah’dır diyen bir kimseyi öldürecek misiniz? Size Rabb-il-âleminden ayet getirdi...diye bağırarak, Resulullah’ı korumak için aralarına daldı.Müşrikler, Habibullahı barıkıp, hazret-i Ebu Bekir-i Sıddik’a saldırdılar. Mübarek başına yumruk vetekme vuruyorlardı. Utbe bin Rebia denilen bedbaht, hazret-i Ebu Bekir’in mübarek yüzüneayakkabılarıyla vurdu ve kan içinde bıraktı. Tanınmayacak hale getirdi.Teymoğulları yetişip ayırmasalardı, öldürünceye kadar döveceklerdi. Kabilesinden olanlar, bitkin veperişan bir hale gelen hazret-i Ebu Bekir’i, bir çarşafın içine koyarak evine götürdüler. Hemen geri dönüpKabe’ye geldiler;- Eğer Ebu Bekir ölecek olursa, yemin olsun ki, biz de Utbe’yi gebertiriz!” dediler. Sonrahazret-i Ebu Bekir’in yanına gittiler.Ebu Bekir, uzun bir süre kendine gelemedi. Babası ve Beni Teymliler, ayılması için çok uğraştılar.Ancak akşama doğru kendine gelebildi. Gözlerini açar açmaz ezik bir sesle;- Resulullah ne yapıyor? O, ne haldedir? O’na da dil uzatmışlar, hakaret etmişlerdi, diyebildi.Annesi Ümm-ül-Hayr’a;- Sor bakalım, bir şey yer veya içer mi? dediler. Ebu Bekir-i Sıddik’in hiç takati yoktu. Bir şey yemekve içmek de istemiyordu. Onun derdi başkaydı. Annesi sordu:- Ne yersin, ne içersin?- Resulullah ne haldedir, ne yapıyor, sen onu söyle bana?- Vallahi arkadaşın hakkında hiçbir bilgim yok!- Hattab’ın kızı Ümmü Cemil’e git, Resulullah’ı oradan sor!Ümmü Cemil hazret-i Ömer’in kız kardeşi olup, Müslüman olmuştu. Annesi Ümm-ül-Hayr, kalkıp,Ümmü Cemil’in yanına gitti durumu anlattı. O çok üzüldü. Hazret-i Ebu Bekir’in yanına geldiler. ÜmmüCemil, Ebu Bekir-i Sıddik’ı böyle perişan görünce, kendisini tutamıyarak çığlık kopardı :Sana bunu yapan bir kavim, muhakkak azgın ve taşkındır. Allahü teâlâdan dileğim, yaptıklarınınkarşılığını bulmalarıdır, dedi. Hazret-i Ebu Bekir sordu:- Resulullah ne yapıyor, ne haldedir?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!