12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

etmek ve insanların huzura kavuşması için gönderildim” buyurdu.”Allahü teâlâ Enbiya sursinin 107. ayet-i kerimesinde mealen; “Seni, âlemlere rahmet, iyilik içingönderdik” buyuruyor.Faydasız şeyle meşgul olmazdıHz. Enes bin Malik diyor ki: “Resulullah, bir kimse ile müsafeha edince, o kimse elini çekmedikçe,mübarek elini ondan ayırmazdı. O kimse, yüzünü çevirmedikçe, mübarek yüzünü ondan çevirmezdi. Birkimsenin yanında otururken, iki diz üzerine oturur, edebinden ve ona değer verdiğinden, mübarekbacağını dikip oturmazdı.”Hz. Cabir bin Sümre diyor ki: “Resulullah az konuşurdu. Lüzumlu olduğu zaman veya bir şeysorulunca söylerdi.”Bundan anlaşılıyor ki, her Müslümanın malayani, faydasız şey söylemeyip, susması lazımdır.Mübarek sözlerinde tertil ve tersil vardı. Yani, gayet açık ve düzenli konuşur ve kolay anlaşılırdı.Hz.Enes bin Malik buyuruyor ki: “Resul aleyhisselam hasta ziyaretinde bulunur, cenaze arkasındayürür, çağrılan yere giderdi. Merkebe de binerdi. Resul aleyhisselamı Hayvber gazasında gördüm. Yularıbir ip olan merkeb üzerinde idi. Resul aleyhisselam, sabah namazından çıkınca, Medine çocukları veişçileri su dolu kablarını önüne getirirler, mübarek parmağını içine sokmasını isterler, kış ve soğuk su olsada, isteklerini geri çevirmez, gönüllerini hoş ederdi. Bir küçük kız, Resul aleyhisselamın elini tutup, bir işiçin götürseydi, birlikte gider, müşkülünü hallederdi.”Hz. Cabir diyor ki: “Resul aleyhisselamdan bir şey istenip de yok dediği işitilmedi.”Peygamber efendimiz, haya sahibi olmak yönüyle de bütün yaratılmışlardan üstün idi. Uygunolmayan şeylere karşı gözleri adeta kapalı idi. Hiç kimseye hoşlanmadığı şeyle hitab etmezdi.Hazret-i Aişe validemiz anlattılar ki: “Resulullah efendimize, bir kimsenin, hoşlanılmayan bir şeyiyaptığı haber verildiğinde, adını söylemeden umumi manada “Niçin böyle yapıyorlar?” buyururlardı.Bu şekilde o kimseyi, yaptı veya söylediği kötü işten alıkordu ve adını vermezdi.Hz. Enes bin Malik anlattı: “Bir gün Peygamber efendimizin huzuruna, yüzüne sarı renkte bir şeybulaşmış bir kimse girdi. Ona hiçbir şey demedi. Üzülecek bir şey söylemedi. O dışarı çıkınca;“Söyleseydiniz de, yüzündekini yıkasaydı ya!” buyurdu.Resulullah efendimiz, kavimleri birleştiriciydi. Onları birbirlerinden nefret ettirmezdi. Her kavminbüyüğüne ikramlarda bulunur ve onu baş köşeye oturturdu.Kimseyi kendi mübarek cemalinden mahrum etmezdi. Eshab-ı kiramını arar, gelmiyenleri sorardı.Yanına oturanlara nasihat eder, onların nasibini verirdi.Davranışı ile birini diğerinden çok seviyor düşüncesi, kimsenin kalbine gelmezdi. Yanına şikayetiçin gelen birine karşı tahammül gösterir ve dinlerdi.Gelen şahıs yanından ayrılmadıkça, onu yüz üstü terkedip gitmezdi. Bütün insanlara güzel huy veahlakını en iyi şekilde sunardı. Nezdinde hak ve adalet bakımından herkes bir idi. Kimsenin kimseden birüstünlüğü, ayrılığı yloktu.Hazret-i Aişe validemiz buyurdu ki: “Resulullah efendimiz kadar güzel ahlaka sahip hiç kimsegörmedim. Ne zaman Eshabından veya Ehl-i beytinden biri O’nu çağırmışsa, mutlaka; “Buyur” diyekarşılık vermişlerdir.Âlemlere rahmet olarak gönderildiResululllah efendimiz, eshabını en güzel isimlerle çağırırlar, kimsenin sözünü yarıda kesmezlerdi.Konuştuğu kimse, sözünü bırakmadan veya gitmek için ayağa kalkmadan sözünü kesmezlerdi.O’nun bir hüsn-i muamelesi, şefkati, merhameti hakkında Allahü teâlâ mealen; “Zahmetçekmeniz O’nu incitir ve üzer. Size çok düşkündür; mü’minlere çok merhametlidir, onlara çokhayır diler” buyurdu.Ve Enbiya suresinin 107. ayet-i kerimesinde mealen; “(Ey Habibim!) Seni ancak âlemlere rahmetolarak gönderdik” buyurdu. Peygamber efendimiz ümmetine karşı bazı şeyleri zor gelir endişesiylekolaylaştırırdı. “Ümmetime zorluk vermemiş olsaydım, her abdestte misvak kullanmalarınıemrederdim” buyurdu.Sözünde durmak yönüyle de insanlar arasında Peygamber efendimizden daha üstün bir kimsegelmedi.Abdullah bin Ebi’l-Hamsa anlattı ki: “Peygamberimiz ile, henüz kendilerine peygamberliğibildirilmeden önce alış-veriş yapmıştım. Kendi hesabına bir bakiye kalmıştı. O’na, falan zamanda filanyerde buluşmak üzere söz verdim ve unuttum. Üç gün sonra verdiğim sözü hatırlayınca hemen o yerekoştum. O’nun üç gündür orada beklemekte olduğunu görünce, hayretimden dona kaldım. Bana;“Delikanlı beni yordun! Ben seni burada tam üç gündür bekliyorum” buyurdular.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!