12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ziyadelesiyle kötüleşir. Meşakkat ve zahmetleri artar. İnsanlardan her biri, dünyada sımsıkısakladıkları malı boyunlarına geçirmişlerdir. Deve zekatını vermiyenlerin, boynuna deve yüklenir.Öyle bağırır ve ağırlaşır ki, büyük dağlar gibi olur. Sığır, koyun zekatı vermiyenler de, böyle olur.Bunların feryadları adeta gök gürlemesi gibidir.Ekin zekatını, yani uşrunu vermiyenlerin boynuna ekin denkleri yüklenir. Dünyada hangi cinsekinin zekatını vermemiş ise, o nev’den, denkler vurulmuştur. Buğday ise, buğday, arpa ise arpavurulmuştur. Ağırlığından altında vaveyla, va-sebura (Veyl, azab kelimesidir. İnsan azaba takatgetiremediği vakit, böyle bağırır. Sebur da helak zamanında kullanılır) diye bağırır. Altın, gümüş ve(kağıt) para ve sair ticaret malı zekatından vermeyenler de, başında iki örgüsü bulunan ve kuyruğuburnuna girmiş olan dehşetli bir yılanı yüklenirler. Bağırıp; “Bu nedir?” dediklerinde, melekler;“Bunlar, dünyada zekatını vermediğiniz mallarınızdır” diye cevab verirler. İşte bu dehşetli hal, Al-iİmran suresinin yüz sekseninci ayet-i kreimesinde; “Dünyada esirgedikleri, kıyamet günüboyunlarına takılır” meal-i şerifi ile bildirilmiştir.Diğer bir fırka ise, avret yerleri gayet büyümüş, cerahat ve irin akar. Onların fena kokusundanetrafta bulunanlar çok rahatsız olur. Bunlar, zina yapanlar ve başları, saçları, kolları, bacakları açıksokağa çıkan kadınlardır.Diğer bir fırka da vardır ki, ağaç dallarına asılırlar. Bunlar dünyada livata yapanlardır.Diğer bir fırka da, dilleri ağızlarından çıkmış ve göğüslerine sarkmış, gayet çirkin birhaldedirler. İnsanlar bunları görmek istemez. Bunlar yalan ve iftira söyliyenlerdir.Bir fırka dahi, karınları yüksek dağlar kadar büyümüş olduğu halde bulunur. Bunlar, dünyadazaruret olmadan ve muamele yapmadan faizli mal ve para alıp verenlerdir. Bu gibi haramişliyenlerin günahları, fena halde açığa vurulur.Allahü teâlâ mealen; “Ya Muhammed, başını secdeden kaldır! Söyle, dinlenir. Şefaat et,kabul olunur” buyurur. Bunun üzerine Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz; “YaRabbi! Kulların arasından iyileri ve kötüleri ayır ki, zamanları gayet uzadı. Her biri,günahlarıyla Arasat meydanında rezil ve rüsvay oldular” der.Bir nida gelir: “Evet ya Muhammed!” denilir. Cenab-ı Hak, Cennet’e emr eder ki, her cinszineti ile zinetlenir. Arasat meydanına getirilir. O derece güzel kokusu vardır ki, beş yüz senelikyoldan duyulur.Bu halden kalbler ferahlanır. Ruhlar dirilir. (Lakin kâfirler, mürtedler ve müslümanlarla alayedenler, Kur’an-ı kerime hakaret edenler, gençleri aldatarak imanlarını çalanlar ve) amelleri habis,kötü olanlar Cennet’in kokusunu duymazlar.Cennet, Arş-ı a’lanın sağ tarafına konulur. Bundan sonra, cenab-ı Hak, Cehennem’i getirmeğiemreder. O vakit, Cehennem’in bağırması ve gürültüsü ve ateş saçması ve bütün gökyüzünüsimsiyah eden şiddetli dumanı vardır. Gürültüsü ve gümbürtüsü ve sıcaklığı tahammülolunamayacak derecededir. Herkesin dizinin bağı çözülür ve oldukları yere çöküverirler. Hattapeygamberler ve resuller dahi kendilerini tutamaz. Hazret-i İbrahim, hazret-i Musa, hazret-i İsa, arş-ıa’laya sarılır. İbrahim aleyhisselam kurban ettiği İsmail aleyhisselamı unutur. Musa aleyhisselambiraderi Harun aleyhisselamı ve İsa aleyhisselam validesi hazret-i Meryem’i unuturlar. Her biri; “YaRabbi! Bugün nefsimden başka bir şey istemem” der.Muhammed aleyhisselam ise; “Ümmetime selamet ve necat ver ya Rabbi!” der. Oradabuna tahammül edebilecek kimse bulunmaz. Zira Allahü teâlâ, bunu haber verip; Casiye suresininyirmi sekizinci ayetinde mealen; “Her ümmeti, dizleri üzere cenab-ı Hakk’ın korkusundançökmüş olarak görürsün. Her biri, dünyada işledikleri amellerin kitabına davet olunurlar”buyurmuştur..Allahü teâlâ, Mülk suresinin sekizinci ayetinde mealen; “Gayz ve şiddetinin çokluğundan,Nar ikiye ayrılacak gibi olur” buyurur. Bunun üzerine, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemortaya çıkıp, Cehennem’i durdurur. Buyurur ki: “Hakir ve zelil olarak geriye dön! Ta ki, sanaehlin güruh güruh gelsinler.” Cehennem dahi; “Ya Muhammed! Bana müsaade et! Zira, senbana haramsın” der. Arş’dan nida gelerek; “Ey Cehennem! Muhammed aleyhisselamın kelamınıdinle. Ve ona itaat et!” der. Sonra Resulullah efendimiz Cehennem’i çeker. Arş-ı a’lanın soltarafında bir yere yerleştirir. Mahşerdekiler, Peygamber efendimizin bu merhametli muamelesini veşefaatini birbirlerine müjdelerler. Korkuları biraz azalır. Enbiya suresinde yüz yedinci ayet-ikerimenin: “Seni âlemlere rahmet olarak gönderdik” meal-i şerifi zahir olur.Hülasa; Resulullah efendimiz, altı yerde şefaat edecektir. Birincisi, Makam-ı Mahmuddenilen şefaati ile bütün insanları mahşerde beklemek azabından kurtaracaktır. İkincisi, şefaatı çokkimseyi Cennet’e sokacaktır. Üçüncüsü; azab çekmesi lazım olanları azabdan kurtaracaktır.Dördüncüsü; günahı çok olan mü’minleri Cehennem’den çıkaracaktır. Beşincisi; sevabı ve günahımüsavi olup, A’raf denilen yerde bekleyenlerin Cennet’e girmeleri, altıncı olarak da Cennettekilerinderecelerinin yükselmesi için şefaat edecektir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!