12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“Dünya malı ile gitmek istemem!”Resulullah efendimizin hastalığında, hazret-i Ebu Bekir, Eshab-ı kirama on yedi vakit namazkıldırdı. Bir defasında öğle namazı kıldırıyordu. O sırada Kâinatın sultanı, mübarek vücudlarında birhafiflik hissetmişler, hazret-i Ali ve Hazret-i Abbas’a dayanarak mescide gelmişlerdi.Hz. Ebu Bekir-i Sıddik, sevgili Peygamberimizin teşrif ettiğini anlayıp, geriye çekilmek istedi.Efendimiz ona; “Yerinde dur!” anlamında işaret buyurdu. Peygamber efendimiz, hazret-i Ebu Bekir’insolunda, Eshabına son defa namaz kıldırdılar.Sevgili Peygamberimizin vefatından üç gün evveldi. Cebrail aleyhisselam, Resulullah efendimiziziyarete gelip; “Ya Resulallah! Allahü teâlânın sana selamı var. Durumunuzu bildiği halde, nasılolduğunuzu, kendinizi nasıl hissettiğinizi soruyor” dedi.Âlemlerin efendisi ise; “Mahzunum!” buyurdular. Cebrail aleyhisselam, Pazar günü de geldi veaynı şeyleri söyledi. Peygamber efendimiz yine evvelki cevabı verdiler.Cebrail aleyhisselam ayrıca; Yemen’de peygamber olduğunu söyleyen Esved-i Ansi’ninöldürüldüğünü haber verdi. Resul-i ekrem de, Eshabına bildirdi. Hastalıktan önce, kendilerine gelmiş olanbirkaç altını fakirlere, birkaçını da hazret-i Aişe’ye vermişlerdi.Pazar günü, Resulullah’ın hastalığı ağırlaştı. Huzuruna gelen ordu kumandanı hazret-i Üsame’yebir şey söylediler. Fakat mübarek kollarını kaldırıp onun üzerine sürdüler. Onu dua ettikleri anlaşıldı.Sevgili Peygamberimizin dünyayı şereflendirdiği ve ahirete irtihal buyurduğu gün Pazartesi idi.Hastalıklarının on üçüncü ve son günü... Âlemlerin efendisi, Eshab-ı kiram Mescid-i şerifte saf saf olupEbu Bekir-i Sıddik hazretlerinin arkasında sabah namazını kılarken iken, Mescid-i şerife geldiler.Ümmetinin saf saf olup ibadet ettiklerini gördüler. Sevinerek tebessüm buyurdular. Kendileri de hazret-iEbu Bekir’e uyup, arkasında namaz kıldılarEshab-ı kiram, Resulullah’ı mescidde görünce, hastalık geçti sanarak sevindiler. Resul-i ekrem isehazret-i Aişe’nin odasını teşrif buyurup yattılar. “Allahü teâlânın huzuruna, dünya malı bırakmadangitmek isterim. Yanında kalan altınları da, fakirlere dağıt” buyurdular. Sonra ateşi arttı. Bir müddetsonra, tekrar gözlerini açıp, hazret-i Aişe’ye altınları dağıtıp dağıtmadığını sordular. Dağıtacağını söyledi.Bunların hemen dağıtılmasını tekrar tekrar emir buyurdular. Hemen dağıtıldığı bildirilince; “Şimdi rahatettim” buyurdular.“Ya Rabbi! Bana sabır ihsan eyle!”Resulullah efendimiz hastalığı sırasında , huzur-i şeriflerine hazret-i Ali’yi çağırdılar. Mübarek başınıonun kucağına koydular. Mübarek alnı terlemiş, mübarek rengi değişmişti.Hazret-i Fatıma validemiz, mübarek babasının o halini görünce, bakmaya dayanamadı ve oğullarıhazret-i Hasan ile hazret-i Hüseyin’in yanına gitti. Ellerinden tutup ağlamaya başladı.“Ey benim babam! Kızını kim gözetir! Hasan ve Hüseyin’i kime emanet edersin? Vay babam!Canım sana feda olsun! Senden sonra benim halim nice olur! Gözüm, mübarek yüzünden sonra kimebakar!”Resulullah efendimiz, kızının gönülleri yakan bu sözlerini işitince, mübarek gözlerini açtı ve onuyanına çağırdı. “Ya Rabbi! Bana sabır ihsan eyle” diye dua ettikten sonra; “Ey Fatıma! Ey gözümünnuru! Baban can çekişme halindedir!” buyurunca, içli iniltilerle ağlaması daha da arttı.Hazret-i Ali; “Ey Fatıma! Ne olur sus, Resulullah’a daha fazla üzme!” deyince, sevgiliPeygamberimiz; “İncitme ya Ali! Bırak babası için gözleri yaş döksün!..” buyurdu. Sonra, mübarekgözlerini yumarak kendinden geçer gibi oldu.Sonra hazret-i Hasan, mübarek dedesinin huzur-i şerifine gelip; “Ey benim mübarek dedem! Seninayrılığına kim dayanabilir! Gönül perişanlığımıza kime arz ederiz! Senden sonra anneme, babama vekardeşime kim şefkat eder? Ezvacın ve Eshabın, o güzel ahlakınızı nerede bulurlar!..” diyerek ağlayınca,Peygamber efendimizin mübarek hanımefendilerinde dayanacak hal kalmadı. Hep birlikte ağlamayabaşladılar.Dışarda pek müteessir bir halde bekleyen Eshab-ı kiram, Peygamber efendimizin rahatsızıklarınınçok arttığını işitince, gönülleri dağlandı. Ağlamaya başladılar. Son bir defacık olsun, sevgiliPeygamberininin mübarek cemalini görmek için; “Ne olur, kapıyı açın! Resul aleyhisselamın mübarekyüzünü bir defa daha görelim!..” diyerek kapıda yalvarıyorlardı.Âlemlere rahmet olarak gönderilen Allahü teâlânın habibi, sevgilisi, Eshabının bu yakarışlarınıişitince, merhamet eyleyip; “Kapıyı açınız!” buyurdular. Eshabın ileri gelenleri içeri girdiler. SevgiliPeygamberimiz, onlara sabır tavsiye etti.“Ya Rabbi! Tebliğ ettim mi?”Son defa kendisini görmek için gelen Eshabına Efendimiz, “Ey Eshabım! Siz, insanların en

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!