12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Habeşistan’a hicret eden Eshabının, Ca’fer bin Ebi Talib başkanlığında geldiklerini görünce, çoksevindiler.Hazret-i Ca’fer’in alnından öpüp, bağrına bastı ve; “Ben Hayber’in fethine mi, yoksa Ca’fer’ingelişine mi sevineyim bilemiyorum. Sizin hicretiniz iki defadır. Siz , hem Habeş ülkesine, hem deyurduma hicret ettiniz” buyurdular.Hayber’de elde edilen ganimetler; Hudeybiye antlaşmasına katılan bütün Eshab-ı kirama, Hayber’ekatılanlara, Habeşistan’dan hicret eden Eshaba ve fethe iştirak eden Devs kabilesine paylaştırıldı.Hayber’in fethedilmesi ile, Arabistan’daki bütün Yahudiler, Peygamber efendimizin emri altınagirmiş oluyorlardı.Artık müşriklere yardım etme imkanları kalmamıştı. Çevrede bulunan kabileler ve devletler de, silahve asker bakımından fethedilmesi imkansız gibi görünen Hayber kalesini zapteden Müslümanların, büyükbir güce sahib olduğunu anladılar ve Müslümanlardan çekinmeye başladılar.Mekkeli müşrikler, Hayber’in fethi ile büyük bir üzüntüye ve ye’se kapıldılar. Bu fetihden sonra,küçüklü büyüklü pek çok kabileler, Müslüman olmak için Medine-i münevvereye geldiler ve Eshab-ıkiramdan olmakla şereflendiler, hatta Gatafanlılar bile...Yola gelmeyen bazı kabileler ise kuvvet gönderilerek itaat altına alındılar.Umre... (Umret-ül kaza seferi)Hudaybiye antlaşması üzerinden bir sene geçmişti. Kurban bayramına bir ay kala, Resul-i ekremefendimiz, Eshab-ı kiramına, umre için hazırlık yapmalarını emrettiler.Umre için Hudeybiye’ye gidip Bi’at-ür-Rıdvan’a katılanlar, vefat edenler hariç, hazırbulunacaklardı. Bu emir üzerine Eshab-ı kiram hazırlıklarını tamamladılar.Kurban edilmek üzere yetmiş deve alındı. Bunların Mekke’ye kadar otlatılarak götürülmesi için,Naciye bin Cündüb’e ve dört arkadaşına vazife verildi.Ayrıca Muhammed bin Mesleme hazretlerinin emrine yüz süvari verilerek; zırh, mızrak, kılıç gibiharpte kullanılacak silahları götürmek üzere önden gönderildi.Müşriklere güvenilmezdi. Herhangi bir saldırı halinde, bu silahlardan istifade edilecekti. Eshab-ıkiramdan bazıları; “Ya Resulallah! Hudeybiye antlaşmasına göre, umreye, kınına sokulmuşkılıçlardan başka silah ile gelmiyecektik!” dediler.Âlemlerin efendisi; “Biz, bu silahları Harem’e, Kureyşlilerin yanına sokmayacağız. Ancakonlar, Kureyşlilerden bize yapılacak bir saldırı karşısında yakınımızda, elimizin altındabulundurulacaktır” buyurdu.Medine-i münevvereye vekil olarak Ebu Zer-il-Gıfari bırakıldı. İki bin sahabi, sevgiliPeygamberimizle birlikte Mekke’ye doğru yola çıktılar.Eshab-ı kiram, çok heyecanlanmıştı. Senelerdir, Allahü teâlâ yolunda, sevgili Peygamberimizuğrunda evlerini, ocaklarını, terk ettikleri yurtlarını göreceklerdi...Beş vakit namazda yönlerini döndükleri Kabe-i muazzamayı ziyaret edeceklerdi... Henüz Müslümanolup da antlaşma gereği Medine’ye gelemeyen akrabalarına kavuşacaklardı...Senelerdir, kendilerine gözlerinden yaş yerine kan akıtan, zulüm altında inim inim inleten, putlarınataptırmak için pek çok kardeşlerini şehid eden Kureyşli müşriklere, İslâm’ın haysiyet ve şerefinigöstereceklerdi.Belki bunu gören müşriklerin kalbine İslâm sevgisi düşer de, Müslüman olurlardı!..Medine’de kalanlar, Veda yokuşuna kadar Âlemlerin efendisini tekbirlerle teşyi edip, uğurladıktansonra geri döndüler.Sevgili Peygamberimiz, Medine’ye on kilometre kadar uzakta bulunan Zülhuleyfe’ye gelince, ihramagirdiler. Şanlı Sahabiler de O’na uydular.Herkes beyazlara bürünmüştü. Umre yapmak için Mekke-i mükerreme yolculuğu başlamıştı. Artık;“Lebbeyk! Allahümme lebbeyk! Lebbeyk! La şerike leke lebbeyk! İnnel hamde ven-ni’meteleke vel-mülke, la şerike lek!..” sadalarıyla yer gök inliyordu.Yolculuk, Allahü teâlâya hamd etmek ve yalvarmakla, O’nun mübarek ismini zikretmekle, çok zevkligeçiyordu.“Senden hep iyilik gördük “Umre için önden giden Muhammed bin Mesleme komutasındaki birlik Mekke’ye yaklaşınca,Kureyşli müşrikler tarafından görüldü. Korku ile yanlarına yaklaşıp, biz, bir sene önce böyle mi anlaşmıştıkdercesine; “Bu nedir?” diye sordular.Muhammed bin Mesleme , onlara iliklerini donduran şu cevabı verdi: “Bunlar, Allahü teâlânınResulünün süvarileridir... Allahü teâlâ izin verirse, yarın onlar da burayı teşrif edeceklerdir!..”Müşrikler, korka korka geri dönüp haberi Mekke’ye ulaştırdılar. Mekkeli müşrikler de; “Yemin ederiz

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!