12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

adımlarını gayet geniş açarak yürüyordu. Biz de peşinden yürüdük.Resulullah durmamızı işaret edince durduk ve geriye döndük. İçerde Sa’d’ın cenazesinden başkakimse yoktu. Resululah, içerde bir müddet durduktan sonra dışarı çıktı.Merak etmiştim; “Ya Resulallah! Adımlarınızı geniş açarak yürümenizin hikmeti nedir?” diye sualeyledim.Bunun üzerine; “Böylesine kalabalık bir mecliste bulunmadım. (Melekler dolmuştu.) Meleğinbiri beni kanadı üzerine aldı da ancak öyle oturabildim” buyurdu.Sonra; “Sa’d bin Mu’az’ın künyesini söyleyerek; “Sana afiyet olsun ya Eba Amr! Sana afiyetolsun ya Eba Amr! Sana afiyet olsun ya Eba Amr” buyurdu.Onun vefatı, Resulullah ve Eshab-ı kiramı çok üzdü, gözyaşı döküp ağladılar. Cenazesinde bütünEshabı-i kiram toplandı.Sevgili Peygamberimiz, cenaze namazını kıldırdı, cenazesini taşıdı. Eshab-ı kiram, Sa’d binMu’az’ın cenazesini taşırken; “Ya Resulallah! Biz, böyle kolay taşınan cenaze görmedik!” dediler.Bunun üzerine Peygamber efendimiz; “Melekler indi, onu taşıyorlar! Sa’d’ın cenazesine yetmişbin melek indi. Şimdiye kadar yeryüzünde bu kadar kalabalık halde inmemişlerdi” buyurdu.Cenazesi kabre indirilirken, Peygamberimiz kabri başında oturup, mübarek gözleri yaşardı vemübarek sakalını eliyle tutup çok üzüldü. “Sa’d bin Mu’az’ın ölümünden dolayı arş titredi” buyurdu.Bir defasında, Peygamberimize çok kıymetli bir elbise hediye edilmişti. Eshab-ı kiram ne kadargüzel dediklerinde; “Sa’d bin Mu’az’ın Cennet’teki mendilleri, bundan daha güzeldir” buyurmuştu.“Ey Allahım! Bize yağmur ihsan eyle!..”Hendek gazasından sonra çevredeki kabileler, artık Müslümanlarla dost geçinmenin, hattaMüslüman olmanın en isabetli yol olacağını düşünmeye başladılar. Bazıları, Peygamber efendimizinhuzuruna gelip, Müslüman olmakla şereflendiler.Âlemlerin efendisi, din-i İslâm’ın yayılması için, Eshabından birlikler teşkil ederek, çevre kabileleriİslâm’a davete gönderdi. Bazı kabilelere bizzat kendileri gittiler.Dumet-ül-Cendel halkı gibi kabileler, yapılan nasihatları kabul edip Müslüman oldular. Gatafanlılar,Lihyanoğulları gibi kabileler de İslâm askeriyle karşılaşmaktan korkup kaçtılar. Böylece civar kabileleregözdağı verilmiş oldu.Olaylar böyle akıp giderken, hicretin altıncı senesinde, müthiş bir kıtlık olmuş, gökten tek damladüşmemişti. Bu sebeple yerde ot bitmemiş, insanlar ve hayvanlar açlık sıkıntısına düşmüşlerdi.Ramazan-ı şerif ayının bir Cuma günü sevgili Peygamberimize; “Ya Resulallah! Dua buyursanızda, Allahü teâlâ yağmur ihsan eylese!..” diyerek, muradlarını bildirdiler.Peygamber efendimiz, Eshabıyla sahraya çıkıp, ezan okumadan ve kamet getirmeden iki rekatnamaz kıldılar. Peygamber efendimiz, mübarek ridasını ters çevirip tekbir getirdiler.Sonra mübarek ellerini, yenlerinin arasından mübarek koltuk altları görününceye kadar kaldırıp;“Ey Allahım! Bize yağmur ihsan eyle!..” diye dua etmeye başladılar.Eshab-ı kiram da; “Amin! Amin!” diyordu.O anda gökyüzü gayet berrak olup, bir bulut yoktu. Resul-i ekrem efendimiz dua ederken, bir rüzgaresmeye başladı ve gökyüzünü bulutların kapladığı görüldü.Sonra ince ince bir yağmur başladı. Âlemlerin efendisi bu defa;“Allah’ım! Bu yağmuru bardaktan boşanırcasına yağdır ve hakkımızda hayırlı eyle!” diyerekdua ettiler.O anda bardaktan boşanırcasına, yağmur yağmaya başladı...Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiramın elbiselerinde, ıslanmadık yer kalmadı. Eve varıncayakadar, sular her tarafı göl haline getirdi.Herkes, sulara dalarak yüzüyordu. Yağmur devam ediyordu. O gün, ertesi gün... ertesi gün... birsonraki Cuma vaktinde Eshab-ı kiram;“Ya Resulallah! Evlerimiz yağmur sularından yıkılmaya, hayvanlarımız da boğulmaya başladı.Allahü teâlâya dua eyleseniz de yağmur kesilse!..” dediler.Sevgili Peygamberimiz, gülümsediler ve mübarek ellerin kaldırıp;“Ya Rabbi! Bu yağmuru mezralara ağaç biten yerlere, vadilere gönder!” diyerek dua ettiler.O anda, bir hafta müddetle yağan yağmur durdu ve dua edilen yerler ıslanmaya başladı...Hudeybiye AntlaşmasıHicretin altıncı senesinin Zilkade ayı idi... Bir gece Nebiy-yi muhterem efendimiz rüyasında, Eshab-ıkiram ile Mekke-i mükerremeye gidip Kabe-i muazzamayı tavaf ettiklerini, bir kısmının saçlarınıkısalttıklarını, bir kısımının da kazıttıklarını gördü.Resulullah efendimiz, bu rüyasını Eshabına anlattığında, onlar pek ziyade heyecanlandılar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!