12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“Varlığım yed-i kudretinde bulunan Allahü teâlâya yemin ederim ki, karşılaştığımız sıkıntılar,üzerinizden muhakkak kaldırılacak ve sizler feraha çıkarılacaksınız” buyurdu.Onlara sabretmelerini tavsiye etti ve zaferin, inananlara ait olacağını müjdeledi. Bu müjdeyi alankahraman sahabiler, açlık, kıtlık gibi sıkıntıları unutup canla, başla çalıştılar. Hendekten bir müşrikin bilegeçmesine meydan vermediler.Eshab-ı kiramın önde gelenlerinden Sa’d bin Mu’az hazretleri, büyük bir kahramanlık gösterereksavaşıyordu. Savaş sırasında, Hibban bin Kays bin Araka adlı bir müşrikin attığı ok ile kolundan yaralandı.Ok, atar damara isabet edip, çok kan kaybına sebep oldu. Hazret-i Sa’d, yaralı bir halde,etrafındakilerin kanı durdurmak için uğraştıklarını görerek, durumunun ciddi olduğunu anladı.Ve; “Ya Rabbi! Kureyş harbe devam edecekse, bana ömür ihsan eyle. Çünkü ben, Resulüne eziyeteden, O’nu yalanlayan bu müşriklerle savaşmaktan hoşlandığım kadar, başka hiçbir şeydenhoşlanmıyorum. Eğer aramazdaki harb sona eriyorsa, beni şehidlik mertebesine yükselt. Fakat, BeniKureyza’nın akıbetini görmeden ruhumu kabzetme” diyerek dua etti. Duası kabul olunup, kanı kesildi.Eshab-ı kiram arasında çarpışıyor görünen Abdullah bin Übey gibi münafıklar ise, gayet ağırdanalıyor, ileri hatlara yaklaşmıyorlardı. Ayrıca, mücahidlerin morallerini bozmak için ellerinden geleni yapıyor;“Muhammed size, Kayser ve Kisra’nın hazinelerini vad edip duruyor. Halbuki, şu anda hendek içindehapsolmuşuz. Korkumuzdan abdest bozmağa bile gidemiyoruz. Allah ve Resulü, bizi aldatmaktan başkabir şey yapmıyor, vadetmiyor!..” diyerek fitne çıkarmaya çalışıyordu.Sıkıştıkları zaman, evlerine düşmanın saldırabileceğini bahane edip vazife yerlerini terkediyorlardı.Münafıkların bu hareketleri de ayrı bir dert ve ayrı bir sıkıntı oluyordu.Savaşın şiddetinden namaz kılamadılarHendek savaşında, müşrik ordusu, bir an önce neticeye varmak için bütün güçünü harcıyor... Fakatşerefli sahabilerin kahramanca müdafaları karşısında, hiçbir varlık gösteremiyorlar...En çok saldırdıkları yer, dar geçit idi. Sevgili Peygamberimiz, buradan ayrılmıyor, Eshabını savaşatevşik ediyordu. Peygamber efendimizin yanı başında harb etmek şerefine kavuşmak isteyen Eshab-ıkiram, gaza meydanında görülmemiş kahramanlıklar gösteriyorlardı.Bir ara müşriklerin, şiddetli bir ok atışına başladıkları görüldü. Bütün hedef, Kâinatın sultanınınbulunduğu çadır idi. Sevgili Peygamberimizin mübarek vücudlarını bir zırh örtüyordu. Mübarek başlarındaise miğferleri vardı.Çadırın önünde dimdik duruyorlar, harbin seyrine göre Eshabına emirler veriyorlardı. Müşrikler,bazan en zayıf görünen yere birden yükleniyorlar, mübarek sahabiler oraya koşup, din düşmanlarınıpüskürtünceye kadar, aşk ile çarpışıyorlardı.Bu görülmemiş mücadele pek şiddetli oluyor, kahraman sahabiler, çarpışmaktan, yan tarafabakacak zaman bulamıyorlardı. O gün, sabahla başlayan bu mücadele, geç saatlere kadar devam etti.Namaz vakitleri geldikçe, şanlı sahabiler; “Ya Resulallah! Namazımız kılamadık” diyorlar, âlemlerinefendisi, Kâinatın sultanı, büyük bir üzüntü içinde; “Vallahi ben de kılamadım” buyuruyorlardı.Yatsı sıralarında, ibadetlerini yaptırmayan müşrik sürüsünü, pek şiddetli bir saldırı ile geriyepüskürtüp, dağıttılar. Bu dağınıklıktan kurtulamayan Kureyşliler ve Gatafanlılar, geceyi geçirmek üzerekarargahlarına çekildiler.Mücahidler de sevgili Peygamberimizin çadırana doğru yürüdüler. O zaman, âlemlere rahmetolarak gönderilen Fahr-i âlem efendimiz, beddua etmek adet-i şerifleri değil iken, namaz içindayanamamışlar;“Onlar, nasıl güneş batıncaya kadar uğraştırıp bizi namazımızdan alıkoydular ise, Allahüteâlâ da onların evlerine, karınlarına ve kabirlerine ateş doldursun!” buyurarak, müşriklere bedduadabulundular.Kazaya kalan öğle, ikindi ve akşam namazlarını kıldıktan sonra, yatsı namazını kıldırdılar.Müşrikler, İslâm’ı tamamen ortadan kaldırmak için yaptıkları bu mücadelelerinden sonra,Müslümanların gündüz mağlub edilemeyeceğini anladılar.Onlara göre tek çare aynı şiddetle gece baskınları tertiplemekti. Müslümanlar ancak bu şekildeyenilebilirdi. Bu kararlarını hemen tatbikata koyup, Yahudi Kureyza oğullarıyla birlikte gece baskınlarıyapmaya başladılar.Askerlerini gruplara ayıran müşrikler, nöbet ve sıra ile hücuma geçiyorlardı. Bu hal günlerce devametti. Başta sevgili Peygamberimiz ve kahraman Eshab-ı kiram; aç, uykusuz, yorgun oldukları haldemüdafaya devam ettiler.Hiçbir düşman askerini hendekten bu tarafa geçirmediler. Canla başla yapılan bu müdafa, dahaönce yapılan bütün gazalardan daha korkulu, daha şiddetli, daha sıkıntılı ve daha zahmetli idi.Günlerdir çarpışmakta olan müşriklerde, yiyecek sıkıntısı baş göstermeye başladı. Bu sebeplemüşrikler, Kureyza Yahudilerinden erzak yardımı istediler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!