12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ordu halinde getirmiş bulunuyorum. Artık Muhammed ve Eshabı kurtulamıyacaktır. Onları tamamen imhaedinceye kadar, Kureyşlilerle buradan ayrılmamağa yemin ettik!..” dedi.Ka’b; “Muhammed ve Eshabı öldürülemez de, Kureyş ve Gatafanlar ülkelerine dönüp gider ise,burada yalnız kalırız. Sonunda hepimizi öldürürler diye korkuyorum!..” diye endişesini bildirdi.Huyey; “Bu korkunun gitmesi için Kureyş ve Gatafanlardan yetmiş kişi rehin istersin. Bu rehinelersende olduğu müddetçe, onlar buradan gidemezler. Şayet yenilip giderlerse, ben sizin yanınızdanayrılmam. Size gelen felaket bana gelmiş olur” diyerek, Ka’b’ı sonra da diğer Yahudileri aldattı.Müslümanlarla olan muahedeyi yırttırdı. Böylece antlaşma bozulmuş oldu.Huyey, müşrik ordusuna dönüp durumu anlattı. Beni Kureyza’nın, Müslümanları arkadanvuracaklarını bildirdi.“O ne güzel vekildir!”Hendek kazma işine başlanmasının yedinci günü, müşrikler on bin kişilik muazzam bir ordu ileMedine’nin batı ve kuzey tarafına gelip, ordugahlarını kurdular.Bu ordugah, hendeğin kazıldığı yerde idi. Müşriklerin düşünceleri; bu muazzam ordu ile Medine’yibaştanbaşa yakıp yıkmak, Peygamber efendimizi ve Eshabını ortadan kaldırıp, İslâmiyet’i yok etmekti.Bu, görünüşte karşı konması güç, muazzam ve pek büyük bir ordu idi.Müşrikler, hayallerinden geçirmedikleri hendek engelini görünce, şaşkına döndüler, moralleribozuldu. Çünkü, hendek iyi bir atın süratle koşarak atlayamayacağı genişlikte idi. İçine düşen bir kimse dekolayca çıkamazdı. Hele zırhlı bir kimsenin yukarı tırmanarak çıkması çok zordu.Müşriklerin geldiğini haber alan sevgili Peygamberimiz, derhal altı gündür durmadan çalışarakyorgun düşen Eshabını toplayıp, hendeğin bu tarafında Sel dağı eteklerine karargahını kurdu.Arkalarında Sel dağı ve Medine bulunuyordu. Önünde hendek ve ötesinde düşman...Yine İbn-i Ümm-i Mektum, Medine’de Peygamber efendimizin vekili olarak bırakıldı. Kadınlar veçocuklar hisarlara yerleştirildi. Üç bin kişilik İslâm ordusunun otuz altı süvarisi vardı...Sancakları, Zeyd bin Harise ile Sa’d bin Ubade hazretleri taşıyordu. Resullah efendimizin deridenyapılmış çadırı, Sel dağının eteğinde kuruldu.Yine nice kahramanlıklar gösterecek olan Eshab-ı kiram, dikkatle düşmanın hareketlerini takibetmeğe başladı.Bu sırada, sevgili Peygamberimizin huzuruna gelen hazret-i Ömer üzücü bir haber verdi:“Ya Resulallah! İşittiğime göre, Kureyza Yahudileri aramızdaki antlaşmayı bozmuşlar ve bize karşıharbe hazırlanıyorlarmış!” dedi.Beklenilmeyen bu habere, Âlemlerin efendisi; “Hasbünallahü ve ni’mel vekil- Allahü teâlâ bizeyeter. O ne güzel vekildir” diyerek mukabelede bulundular.Çok müteessir olmuşlardı. Şimdi İslâm ordusu, iki ateş arasında kalmıştı. Kuzey ve batıda müşrikorduları, güney doğuda Yahudiler bulunuyordu.Resulullah efendimiz, Zübeyr bin Avvam hazretlerini Kureyza oğullarının kalesine gönderdi.Hazret-i Zübeyr gidip, durumu öğrendi. Gelince; “Ya Resulallah! Onları, kalelerini tamir, harptalimleri ve manevraları yaparken gördüm. Ayrıca hayvanlarını da derleyip toparlıyorlardı” diyerek,gördüklerini anlattı.Bunun üzerine Habib-i ekrem efendimiz; Sa’d bin Mu’az, Sa’d bin Ubade, Havvat bin Cübeyr, Amrbin Avf, Abdullah bin Revaha’yı , Kureyza oğullarına nasihat edip antlaşmayı yenilemeleri için gönderdi.Vazife verilen bu beş sahabi, Kureyza Yahudilerinin kalesine gidip, onlara nasihat ettiler. Fakat,nasihat kâr etmiyordu. Ayrıca hakaret etmeye de başlamışlardı.Son söz olarak; “Kardeşlerimiz Nadiroğullarını, yurtlarından sürüp çıkarmakla, bizim,kolumuzu-kanadımızı kırdınız. Muhammed de kim oluyormuş! O’nunla aramızda hiçbir söz ve antlaşmayoktur. Peygamberinizin üzerine hep birden saldırıp, öldürmek için and içmiş bulunuyoruz. Kardeşlerimizemuhakkak arka çıkıp, yardımcı olacağız!..” dediler.Cenab-ı Hak zafer vadettiSa’d bin mu’az hazretleri ve arkadaşları Resulullah efendimizin huzuruna gelip, herkesinanlayamacağı şekilde kapalı olarak, haberin doğru olduğunu ve ikna edilemediklerini anlattılar.Peygamber efendimiz; “Haberinizi gizli tutun. Ancak bilene açıklayın. Çünkü harp, tedbir vealdatmadan, hileden ibarettir” buyurdular.Eshab-ı kiram, Peygamber efendimizin, nasıl hareket edeceklerini merak ediyorlardı.Biraz sonra Kâinatın sultanı, kahraman Eshabının yanını teşrif etti ve; “Allah ekber! Allahüekber!” diyerek tekbir getirdi.Bunu işiten şanlı sahabiler, hep bir ağızdan tekbir getirerek, cenab-ı Hakk’ın ism-i şerifininyüceliğini bildirip, hendeğin ötesinde kum gibi kaynayan küffarın kalbine korku saldılar.Müşrikler, tekbirleri işitince; “Muhammed ve Eshabına, herhalde sevindirici bir haber geldi” dediler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!