12.07.2015 Views

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

Kainatın Efendisi - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

emin olabiliriz” dediler.Gayelerine kavuşmak için dinlerini dahi veren Yahudiler, putların önünde yerlere kapandılar...Kitaplı kâfir iken, kitapsız oldular. Sevgili Peygamberimizi ortadan kaldırmak ve din-i İslâm’ı yıkmak içinyemin ettiler.Müşrikler, derhal savaş hazırlığına başladılar. Komşu müşrik kabilelere de adamlar gönderdiler.Yahudiler de çeşitli kabileleri ikna etmek için harekete geçtiler.Bazı kabilelere para ve hurma vad ederek silahlandırdılar. Müşrikler, Mekke civarından dört binkişilik büyük bir kuvvet çıkarmıştı. Ebu Süfyan, Dar-ün-Nedve’de sancak bağlayıp, Osman bin EbiTalha’ya verdi. Orduda üçyüz at, bol sayıda silah ve binbeş yüz deve vardı.Dörtbin kişilik müşrik ordusu, Merrazzahran’a geldiklerinde; Süleymanoğulları, Fezareoğulları,Gatafanlılar, Mürreoğulları, Esedoğulları gibi pek çok kabileler, altı bin kişilik yardımla müşrik ordusununsayısını on bine çıkarmıştı. Bu, o zamana göre pek büyük bir kuvvet idi.Öteden beri Resul-i ekrem efendimiz ile dost geçinen Huzaa kabilesi, derhal Medine’ye haberuçurmuş, on günlük yolu dört günde alan bir süvari, Peygamber efendimize, müşriklerin durumunuteferruatıyla haber vermişti.İşlerini, Eshab-ı kiramla istişare ederek yapan sevgili Peygamberimiz, derhal sahabilerini toplayıp,durumu müzakere ettiler. Savaşın, nerede ve nasıl yapılması hususunda, her sahabi teklifini bildirdi.Bu hey’et içinde bulunan Selman-ı Farisi hazretleri söz alıp; “Ya Resulallah! Bizde bir harb usulüvardır. Düşmanın, baskın yapma ihtimalinden korktuğumuz zaman, etrafımıza hendek kazarak savunmayapardık” dedi.Bu usul, Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiramın hoşuna gitti ve bu şekilde düşmanla çarpışmağakarar verildi.Peygamber efendimiz derhal, Eshabından bazılarını alıp, hendeğin nereye kazılması lazım geldiğinikeşf ettiler. Medine’nin güney tarafı bahçelik olup, sık ağaçlarla kaplı idi. Müşriklerin buradan topluhücuma geçmeleri ihtimali zayıftı. Sonra buranın müdafasını az bir kuvvet başarabilirdi. Sonunda, batı vekuzey taraftaki arazide kazılmasına karar verildi.Bu taraflardan hendek kazılacak yerler tesbit edildi. Eshab-ı kiramın herbirine üç metre kadar yerdüşüyordu. Herkes hissesine düşen yeri iki adam boyunda (3,5 metre kadar) kazacak, hendek sür’atlekoşan bir atın atlayamacağı kadar geniş olacaktı. Zaman azdı. Düşman, Mekke’den çıkmış, Medine’yedoğru yürümüştü. Hendeğin en kısa zamanda kazılması lazımdı.İlk kazmayı Resulullah vurduSevgili Peygamberimiz, başta bizzat kendisi olmak üzere, kahraman eshabıyla“Bismillahirrahmanirrahim” diyerek, hendek için ilk kazmayı vurdular.Herkes, bütün gayretiyle bir an önce hendeği kazmaya çalışıyordu. Hendekten çıkarılan topraklarzenbillerle bu tepenin etrafına dökülüyor, gelirken de düşmana atmak için Sel’ dağından taşlar çekiliyordu.Zenbil bulamayanlar, eteklerinde toprak taşıyordu.Sevgili Peygamberimiz de yoruluncaya kadar çalışıyordu. Bu hali gören Eshab-ı kiram, gayretegeliyor ve; “Canımız sana feda olsun ya Resulallah! Bizim çalışmamız yeter. Sen çalışma, istirahat buyur”demelerine rağmen; “Ben de çalışarak kazandığınız sevaba ortak olmak istiyorum” buyurarak cevapveriyorlardı.O günlerde hava çok soğuktu. Ayrıca o sene kuraklık yüzünden kıtlık hüküm sürüyordu. Yiyecekbulmak da hayli güçtü. Âlemlerin efendisi dahil olmak üzere, bütün Eshab-ı kiram müthiş bir açlık içindebulunuyorlardı. Kendilerini güçlü hissetmeleri için, açlıktan karınlarına taş bağlıyorlar, midelerinisıkıştırarak yemek ihtiyacını gidermeye çalışıyorlardı.Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz, kendi açlığını düşünmüyor, Eshabınınbu soğukta aç olarak çalışmasına ve çektiği zahmetlere çok üzülüyor, onlara acıyor ve; “Allah’ım! Ahirethayatından başka (istenecek) bir hayat yoktur. Ya Rabbi! Ensar ile Muhacirlere magfiret eyle!”diyerek dua buyuruyorlardı.Onlar da canlarından çok sevdikleri Habib-i ekrem efendimize; “Hayatımızın sonuna kadar Allahüteâlânın yolunda, din-i İslâm’ı yaymak için Resulullah efendimize tabi olduk” diyerek cevap veriyorlardı. Bukarşılıklı muhabbet; açlık, susuzluk gibi nice meşakkatleri kökünden söküp götürüyordu.Hendek kazmak, her gün sabah erkenden başlıyor, akşama kadar sürüyordu. Bir gün kazıesnasında, Ali bin Hakem hazretleri ayağından yaralandı. Ata bindirerek Peygamber efendimizinhuzuruna getirdiler. Âlemlerin efendisi; “Bismillahirrahmanirrahim” diyerek, onun ayağını sığadı.Efendimizin bir mucizesi olarak, bir anda ayağının kanı durdu ve ağrısı kesildi.Hendek kazmaya devam ediliyordu. Eshab bir ara çok sert bir yerle karşılaştılar. Kazmak mümkünolmuyordu. Resul-i ekrem efendimize gelip, durumu bildirdiler.Teşrif buyurarak hendeğe indiler. Bir kapla su istediler. Bir yudum alıp, tekrar kaba boşalttılar.Sonra suyu sert yere serptiler. Balyozu alıp, o yeri bir vuruşta kum gibi dağıttılar. Orası kolayca kazılır

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!