12.07.2015 Views

SIRR-I HATMÜL VELÂYET.qxp - Huvallahu

SIRR-I HATMÜL VELÂYET.qxp - Huvallahu

SIRR-I HATMÜL VELÂYET.qxp - Huvallahu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ÝÇÝNDEKÝLER1. DÎBÂCE................................................................................................1-172. VELÂYET VE NÜBÜVVET......................................................................19-383. KUR'AN-I KERÎM VE HADÝS-Ý ÞERÝFLERDE HATMÜL VELÂYET'Ý ÝÞARET EDENBEYANLAR.............................................................................................39-534. HÝTAM-I EVLÝYA - HATMÜL VELÂYET ....................................................55-675.HATMÜN NÜBÜVVET - HATMÜL VELÂYET ..............................................69-786.ÝNSANIN TERAKKÝSÝ ANCAK ZAMANIN VELÂYETÝNÝ TASDÝK ÝLEMÜMKÜNDÜR........................................................................................79-907. GEÇMÝÞ VELÂYETÝN HUSUSÝYETLERÝ...................................................91-988.HATMÜL VELÂYET <strong>SIRR</strong>ININ ZUHUR ETTÝÐÝ BU ZAMANDAKÝ ÝLÂHÎARZU...................................................................................................99-1269. HÜVE - HATMÜL VELÂYET ...............................................................127-15010. HATMÜL VELÂYET - ÝNKILÂB-I KEBÝR ............................................151-16011. HATMÜL VELÂYET'ÝN BAZI ESMASI VE ANLAMLARI.........................161-17212. HATMÜL VELÂYET ÝLE ÝLGÝLÝ OLARAK ZAMANIMIZDA ZUHUR EDEN BAZIÝLÂHÎ BEYANLAR................................................................................173-18413. HATÝME........................................................................................185-19014. LÜGATÇE......................................................................................191-19515. YAYIMLANMIÞ ESERLER.......................................................................196


KAPAK YAZISI: “AH YA VEDUD”


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETHüve her varlýðý Deryayý Nuru Muhammed'denhalkettiðinde; 'Allah' ismi 'Muhammed' ismini,Muhammed (s.a.v) ismi de Allah ismini zikretmiþtir. AncakHüve daima mahfî kalmýþtýr. Kudret-i ilâhîyenin asliyyetiaçýlýrsa, yani Hüve kendini asliyyeti ile izhar ederseâlemler þirazesini kaybeder. Bu da, yeni bir tatbikatdemektir.Hüve'nin kendisinden kendisine bilinmekliðininbir ifadesi olarak Hüve tatbikatý Deryayý NuruMuhammed ile ayan olmuþtur. Hüve'nin bugüne kadarmahfî kalmasýnýn bir mânâsý olmasý lâzýmdýr. BugünHüve'nin açýlmasý onun kendinden kendine bilici olduðununidrakine varýlmasýna sebep olmuþtur. Yani idrakve anlayýþtaki en yüksek nokta olan "Hüve'nin kendinibeyan etmesi" lütfedilmiþ bulunmaktadýr. Bu lütufHatmül Velâyet ile idrak olunmaktadýr. Bunun için geçmiþvelâyet isimleri bu zamandaki velâyet gönüllerindezuhur ederek tebrik ve teþekkürlerini sunmaktadýrlar.Onlar da bu zamanýn feyzinden istifade etmektedirler.Bu, Hatmül Velâyet sýrrý ile hatim noktasýnýn bir ifadesive velâyetin kemale erdiðinin tasdiki olsa gerektir.Hatem olarak beklenen zâtýn sýfatî vasýflarý üzerindedurulduðu, ancak o zâtýn hususiyetleri konusuna pekdeðinilmediði görülmektedir. Velâyetin hatmi olacakolan zâtýn sýfatî özellikleri yerine ondaki zâtî tecellininhususiyetlerine, yani Allah'ýn o zâttaki tecellisine dikkat5


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETetmek ve onun ilminden nasibedar olmaya bakmak gerekir.Geçmiþ evliya kitaplarýnda þöyle yazar: "Peygamberlernasýl Hz. Muhammed'i (s.a.v) iþaret ettiysevelâyet de Hatmül Velâyet'i iþaret eder."Velâyet Hüve'de mütalaa ederek bu haberleri veriyor.Çünkü velâyet aldýðý ilhama göre ve Hüve 'den zuhureden kemalat ile konuþur. Ulema da bu konudanbahsetmeye kalkmýþ, ancak Mehdi haberleri gibi zahirîve dünyevi olarak anlatmýþlardýr.Velâyet ise aldýðý ilhama göre konuþmuþtur. Ayrýlýkburadadýr. Ulema-i Rüsum dünyevi ve cismani olarakvelâyeti deðerlendirmeye kalkýyor.Ulemanýn ortaya koyduðu Mehdi, Ýsa ve Deccalonlarýn beklediði ve tarif ettiði þekilde gerçekleþmiþ midir?Hayýr! Peki, gerçekleþmesi umulur mu? Yine hayýr!Elinde kýlýç ile Þam'da bekletilen beyaz ata binecek olanÝsa, Allah'ýn bugünkü þartlarýnda ne kadar geçerli olabilirÝnsanlarýn umduklarý gibi peygamber, veli, Mehdive Ýsa gibi bekleyiþler dünya düþüncesine göredir. Ancakþu var ki, Rabbimiz kendi programýndaki arzu neyse onagöre lütfetmektedir. Ve lütfetmiþ olduðu hususiyet sadecedünyayý deðil, bütün âlemleri kapsar.6


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETAllah'ýmýz bu lütfu yapmazdan evvel rahmeti icabýbir iþaret vermektedir. Burada makbul olan Allah'ýn bulütfunu beklemek ve kabul etmektir. Bu da insanlar içiniman noktasýnda bir imtihan olsa gerektir. Allah'ýn lütfettiðigönül noktasýna hemen iman etmek, Allah'a iman veikrar olsa gerektir. Hemen ikrar etmek hâli insanlarýn'Bezm-i Elest'te verdiði sözün paralelinde hemen ikraretmelerini iþaret etmektedir.Rabbimiz Hüve'yi nasýl gizlediyse Hatmül Velâyet'ide gizlemiþtir. Hatmül Velâyet'in hususiyede tutulmasýHüve'nin arzusudur.Hüve'nin arzusu Hatmül Velâyet olarak tecellieder. Zamanýn nihayetinde Hüve, Hatmül Velâyet ile arzusunuaçmýþtýr. Çünkü Allah'a hesap verilip Hüve'yedönüleceði sýrrý ayan olmuþtur.Geçmiþ evliya kitaplarýnda son zamanda zuhur etmesinibekledikleri bir Hâtemü'l Evliya'dan, yani bir "kiþi"denbahsedilmiþtir. Ancak bu konuyu Allah'ýn velâyetarzusunun hatme erdirmesinin bir neticesi olarak düþünmekgerekir. Bu arzunun hatme ermesinin ismi 'HatmülVelâyet'tir.'Hâtemü’l Evliya kiþidir' denirse kiþiye baðlanmýþolmaktadýr. Hatmül Velâyet kiþi deðildir, insanda tecellieden Allah'ýn arzusudur.7


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETAllah öyle nâmütenâhidir ki, O'nu idrak mümkündeðildir. O halde duamýz þudur: "Ya Rabbi bizleredünyevi sýfat ve deðerlendirmelere göre deðil, hiçbir varlýðýn bilmesinin mümkün olmadýðý kendihususiyetlerinden lütfet!" Muhakkak ki O, en güzelinilütfeder.Hatmül Velâyet Allah'ýn arzu buyurduðu bütüngönüllere lütfettiði velâyet arzusunun ismidir. Nasýl ki"Ýslâm" umumi bir isim "Müslüman" ise Ýslâm isminintecellisidir. Allah'ýn tekmil velâyet arzusu HatmülVelâyet'tir. Hatmül Velâyet arzusundan zuhur eden gönüllerde velilerdir. Hatmül Velâyet arzusunun tecelli ettiðihususi gönül de Sýrr-ý Hatmül Velâyet'tir.Hatmül Velâyet'in vazifesi Peygamberimiz zamanýndaaçýlýp anlatýlan Ýslâmiyet'in bugünkü zamandakianlatýmýdýr. Bugün Hatmül Velâyet'in açýlmasý ile Ýslâmen ileri anlayýþ üzerine anlatýlmaktadýr. Bu kadar ileri biraçýlma var iken artýk kiþilerin þahsi düþüncelerinin yolundangidilmeye kalkýlmasý ilim ve irfanda eksik kalýnmasýmânâsýna gelmektedir.Hatmül Velâyet Allah'ýn tayin ettiði bir isimdir.Onun için velâyetin bugünkü açýlmasý bizzat Allah'ýnkendi arzusu ve lütfettiði hususi meþreb üzerine olmaktadýr.8


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETBir mânâmda havada uçuyordum. Muazzam minareleriolan yüksek ve dikdörtgen þeklinde bir cami gördüm.Açýk pencerelerden bir tanesinden deðil duvardangeçtim. Duvarlarda âyetler asýlmýþ, mahþerî bir kalabalýkvardý. Üstteki 'harem' kýsmýnda herkes ihramlý, ben deihramlýyým. Herkes kýyamda iken Efendimizi gördüm.Sarýðýnýn sað tarafýndan ucunu sarkýtmýþ, yanýnda yakýnlarývardý. Hemen yanýnda boþ bir tek yer vardý. "Neredekaldýn evlâdým" diyerek buyur etti. Tam yanýndaiken tekbir ile namaza durduk.Bütün bu âlemlerin kendi nurundan yaratýldýðýDeryayý Nuru Muhammed'in görünme noktasý olan Hz.Muhammed (s.a.v) Hatmül Velâyet'in velâyetin hatmi olduðunuen iyi bilendir. Buna bir iþaret olarak Hacc farizasýndaiken Efendimizi ziyaretimizde, huzurda iken:"Allah sana çok lütfetmiþ" buyurmuþlardýr.Sevgili Efendimizin makamýnda aldýðým bu beyanAllah'ýmýzýn ilâhî programýný iþaret etmekle birlikte"lillahil vahidil Kahhar" sýrrýnýn da bir yansýmasý olsagerekir. Hatmün Nübüvvet olan Sevgili Efendimizin bubeyanýnýn Hatmül Velâyet’in sýrr-ý hususiyetine iþaret etmekteolduðu anlaþýlmaktadýr. Sevgili Efendimizdenböyle bir söz ve beyan almak, sonsuz sevinç, sonsuz birsürur ve neþe kaynaðýdýr. Sonsuz hamd ve þükür.Bugüne kadar gelen velâyet gönülleri HatmülVelâyet sýrrýndan görünmüþlerdir. Hatmül Velâyet9


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETAllah'ýn velâyet arzusunun tamamýdýr. Bugün velâyetinHüve'den görünen bir güzellik olduðunun idrakinin tamanlamasý durumuna gelinmiþtir.Bir misal olarak bütün âlemler Deryayý NuruMuhammed'den hâsýl olmuþtur. Mekke'de zuhur edenHz. Muhammed (s.a.v) ise Deryayý Nuru Muhammed'inmümessil noktasýdýr.Deryayý Nuru Muhammed'deki ilâhî programýntamamlanmasýndaki hususiyetin ayný zamandaHatmül Velâyet arzusu ile de tamam olduðunu yine Hz.Muhammed (s.a.v) tasdik edecektir ki ilâhî program"Muhammed" ismi ile tatbikata konulmuþtur.Hatmül Velâyet noktasýndan zuhur eden beyanlarneticesinde yazýlan kitaplar, âlem-i ilâhîde vücûdbulduktan sonra bu âlemde sûret almaktadýr. Bu,Hatmül Velâyet noktasýnýn Hatemün Nübüvvet olan Hz.Muhammed'in (s.a.v) getirdiði Allah dininin nasýl anlaþýlmasýgerektiðini ve onun vâ'z eylemiþ olduðu ilm-iilâhînin en ileri noktada nasýl idrak edilip anlaþýlmasý gerektiðihakikatini ortaya koymaktadýr. Bu zamanýn ilerianlayýþýndaki ilim ve bilgi sadece bu âlemde deðil ilâhîâlemde de tatbikat görmektedir.Ýnkýlab-ý Kebir’in yaklaþtýðý bu son zamanlarda,Hüve'nin açýlmasý ile beraber Allah'ýn Hatmül Velâyet10


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETarzusunun 'hatm' olunduðu yani bilindiði ve idrak edildiðigörülmektedir.Hüve'nin bu âlemleri yaratmasýndaki maksat vemânâ Hatmül Velâyet'in zuhuru ile tamam oldu. Bugünbu ilâhî neþe vardýr.Hatmül Velâyet, velâyet ile ilgili ilâhî arzunun vepeygamberler ile velilerdeki velâyet anlayýþýnýn hatmidir.arzu önce de sonra da Hüve'nindir. Hatmül Velâyet zuhurundansonra kýyamet kopmuþ veya kopmamýþ tamamenAllah'ýn arzusunda ve tatbikatýnda olan bir hususiyettir.Allah hiçbir þey ile tahdid edilemez. Biz O'nunrahmetinden eminiz. Allah'ý icbar etmek mümkün deðildir.Hatmül Velâyet, Hz. Peygamberin (s.a.v) kaybolansünnetini ihya etmek için yakýnlarý ile birlikte iman ve istikametinimuhafaza etmeye çalýþýr.Allah'ýmýzýn bizim âlemimizin dýþýndaki âlemlerindede bu sýrrýn açýldýðý gönüller olduðu muhakkaktýr. Bugönüllerin hiçbirisini diðerinden ayýrmak mümkün deðildir.Allah'ýmýz yevm-i kýyamette hepsini Hüve'de cem eyler.Kur'an'da pek çok âyette, "Sonunda Hüve'ye döndürüleceksiniz"buyrulmaktadýr.Peygamber Efendimiz kendi üzerindeki þahitlik gö-11


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETrevini ve vazifesini ikmal ettiðini Veda Haccý'nda; "Sizleriçin dininizi ikmal ettim ve üzerinize nimetimitamam ettim. Ve sizler için din olarak Ýslâm'arazý oldum." (Maide 3) âyeti ile bildirmiþlerdir.Bu dünya hayatý insan varlýðý için bir merhaledir.Allah'ýn insan varlýðýný terakki ettirmek için yarattýðý biretaptýr. Dünya yaþamý müspet ve menfînin en katý uygulandýðý,tatbikat gördüðü yerdir. Dünya hayatý olmazsaAllah'ýn insan için arzu ettiði terakki olmaz. Ýnsan ruhuiçin bu tecelli ve terakki dünya yaþamýndadýr. Eðitim hayatýndakiorta mektep çekilip çýkarýlýrsa ne olur? Bir insanýnyaþamýþ olduðu hayatýn 15-20 yýlý çekilirse neolur?Müspet ve menfinin yaþanmasý bu dünya hayatýndadýr.En ileri menfi tatbikatý bu dünya yaþamýnda olduðuhalde Rabbimiz maneviyatta pek çok lütuf yapmaktadýr.Bu kadar gaflet içinde olunmasýna raðmen, Hakk yolundaolana ileri rahmet lütfedilmektedir.Bu dünya hayatý insanlar için lüzumludur. Onuebedi yaþamýn sadece bir merhalesi olarak düþünmek lazýmdýr.Dünya yaþamý ahirette yoktur. Dünya yaþamý ikmaledilmez ise o insan, yani o ruh eksik kalmýþ olur.Hiçbir düþüncenin Allah'ý tam tarifi mümkün deðildir.Ýblisin soyunun kesik olmasýnýn mânâsý, Allah'ýn12


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETmekri isimlerde ileriye doðru arzusunun olmamasýndankaynaklanýr. Mekir lokaldir, devamý yoktur. Fenalýk denilentatbikat insanlarý yetiþtirmek için, müspet ve menfiyitanýmak içindir. Onun için Ýblis’in yani mekri sýfatlarýndevamý olmayacaktýr. Nesli olmayan mekir Allah'tanmühlet istemiþtir. Ona ancak kýyamete kadar mühlet verilmiþtir.Âdem için dünya hayatý "bir nebze rýzýklanmayeridir" buyrulmaktadýr. Mekir ile geçen zaman ancakçok kýsa bir müddettir. Velâyet konusunda ise Allah'ýnileriye doðru da arzularý vardýr. Allah velâyet arzusunundevamýný istiyor. Mekrin soyu kesiktir ama velâyette manevisilsile vardýr. Ehl-i Tarik silsilesi peygamberimizekadar ulaþmaktadýr.HATMÜL VELÂYET ALLAH'IN TATBÝKATARZUSUDUR.Allah'ýmýz bütün varlýklarda görünür, ancak kendisureti üzere yarattýðý insanda görünmesi hususidir. HatmülVelâyet'in bir isim olarak insanda görünmesi bu isminkemalatý ve hatmi içindir.Rabbimiz bütün peygamberlerde görünmüþtür, ancakhiçbiri "Ben Allah'ým" dememiþtir. Ýnsan Allah olamaz;Allah insandan görünür. Hiç kimse velâyetinasliyyet-i ilâhîyesi deðildir. Ýnsanlýk (velâyet) Hz.13


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETÂdem'de baþlamýþ, Nübüvvet Sevgili Efendimizde hatmolmuþtur.Þah-ý Velâyet Hz. Ýmam-ý Ali ile ayan olanvelâyet, Hatmül Velâyet ile hatmolunacaktýr. Velâyetintam kemal noktasýndan zuhuru Hatmül Velâyet ile ikmalolunmaktadýr.Hatmül Velâyet, Allah'ýn o andaki arzusu ve tecellisinemazhardýr. Geçmiþ bazý manevi gönüllerde 'böyleolacak' nev'inden sözler söylenmiþ olabilir. AncakHatmül Velâyet'den böyle bir söz sadýr olmaz. Allah'ýn oandaki arzuyu ilâhîsi neyse ona tabidir. Onda tam birteslimiyet vardýr.HATMÜL VELÂYET ALLAH'IN VELÂYET ÝSMÝ ÝLEYAPTIÐI TECELLÝNÝN TAMAMIDIR.Allah'ýn Âdem'de tekellüm ettiði isimler âlemlerdemer’iyyete girmiþtir. Bu programýn nihayetinde ise,Allah'ýmýz Sýrr-ý Hatmül Velâyet ile Sur-u Ýsrafil'e kendiarzusunu intikal buyurur. Yani Allah’ýn Zamanýn Ýnsanýn’danarzusunu tekellüm buyurmasý ile âlemler nihayetbulur.Sur-u Ýsrafîl Hû'nun emrini bütün varlýklara tefhimeder. Hz. Peygamber; "Sur’un sahibi Sur denen borusunuaðzýna dayamýþ, yüzünü çevirmiþ, kulaðýnýdikmiþ, üfleme emrini beklerken…" buyurmuþlardýr.(Hadis-i Þerif)14


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETBurada asliyyet-i ilâhîyenin "Ýnsan"da tecelli ettiðigörülmektedir. Sur'a üfleme emrinin yine bir insandanzuhur edeceði anlaþýlmaktadýr.Sýrr-ý Hatmül Velâyet, kudret-i ilâhîyenin(Hüve'nin) kendisinden teþkilatlandýrmýþ olduðu varlýklarlaolan münasebetidir ki, ebedidir. Çünkü bu tatbikatAllah'ýn kendisinden kendisine olan bir tatbikatýdýr.Hatmül Velâyet bu ilâhî sýrrýn teþkilatlandýrmýþ olduðuvarlýklardaki idraktir. Bu idrakin bir kýsým zuhur yeri iseEsfele Safîlin’dir ki, dünyamýzýn bulunduðu makamdýr.Bu idrakin dünyamýzdaki kýsmýnýn tamamlanmasýndansonra Rabbimiz velâyet-i hususiyetindeki yeni arzularýnýahirette tatbikata koyar.Esfele Safîlin’de bu idrak tamamlandýðý zaman yenibir âlem, yani yeni tatbikatlarýn lütfedileceði bildirilmiþtir.Bu ilâhî tatbikatýn da dünyevî anlayýþlarla bir kaydakonmasý mümkün deðildir.Hatmül Velâyet sadece bu dünya yaþamý ile ilgilibir hususiyet deðildir. Hatmül Velâyet Allah'ýmýzýnvelâyet arzusunun küllîsidir. Velâyet sadece bu dünyayaþamýnda deðil, ilâhî âlemde de devam edecek birhususiyettir. Geçmiþ evliyanýn kitaplarýnda HatmülVeli olarak deðerlendirilen husus dünyanýn sonu ileiliþkilendirilmiþtir. Ancak Allah'ýn velâyet arzusunun nihayetiyoktur.15


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETHatmül Velâyet Hüve'nin velâyet hususundaki arzuyuilâhîsidir; Hüve'nin Musavvir'inde arzu buyurduðuvelâyetin zuhurudur. Allah'ýn arzularýnýn tezahürüHatmül Velâyet ismi ile tatbik olmaktadýr.Hz. Mevlâna buyurur:Men bende-i Kur'anem eðer can daremMen hak-i reh-i Muhammed MuhtaremEðer nakl küned cüz iyn kes ez güftaremBizarem ez u vez an suhen bizaremBen yaþadýkça Kur'an'ýn bendesiyimBen, Hz. Muhammed Mustafa'nýn yolunun tozuyumBiri benden bundan baþkasýný naklederseOndan da þikayetçiyim, o sözden de þikâyetçiyim,Hüve'den görünen bu güzel gönül sahibinin varidatýnýaynen kabul eder, bu kitabýn yazarýnýn da ayný fikriyatýpaylaþtýðýný ifade ederim.Hz. Mehmed Ali Özkardeþ bir beyanýnda þöyle buyurmuþlardýr:"Allah ganidir, Allah'ýn icraatýnaakýllý bir kimse karýþmaz ve dil uzatmaz. Akýlodur ki bilmediðini inkâr etmez ve böyle söyler:"Bunlar benim bildiðim þeyler deðildir. Bu hakikatinbilmiþleri ve öðrenmiþleri de vardýr ki, bundanbahsediyorlar. Cenâb-ý Hakk isterse bana da16


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETbu bilgilerden nasip verir, istemezse bir þey bilememve fakat bilmediðimden dolayý da bilenlerired ve inkâra hakkým yoktur." Elbette ki, o kimsebahtiyardýr ve Cenâb-ý Hakkýn katýnda makbuldür."Hatmül Velâyet Allah'ýmýzýn lütfetmiþ olduðu birlütuftur ki, O'nu tam mânâsý ile ifade etmek mümkün deðildir.Velâyet, dünya hayatý nihayete erdikten sonra dadevam edecek bir husus olduðuna göre, O'nu hiçbir þeylekarþýlaþtýrmamak icap eder.Not: Bu kitaptaki tekrarlar konuyu çeþitli þekillerdeanlatým içindir. Maneviyatta her söz ve cümlenin pekçok mânâsý vardýr.Huve't-tevfiku'r RefîkELL HACC HÜSEYÝN VEDAD17


VELÂYET VE NÜBÜVVETB Ý S M Ý L L A H Ý R R A H M A N Ý R R A H Ý MAllah'ýmýz kendisinde mevcut olan arzularý isimlerve suretler olarak deðerlendirip temaþa etmektedir. Buhakikat Allah'ýmýzýn; "Küntü kenzen mahfýyyen fe ahbebtüen u'refe halaktu'l-halke liya'rifûnî - Bengizli bir hazine idim. Ýrfan olunmayý sevdim vehalkolunanlarý irfan olunayým diye halkeyledim,"buyurmasýnda gizlidir. (Hadis-i Kudsî)Hz. Âdem'den Hz. Muhammed'e (s.a.v) gelinceyekadar pek çok peygamberler zuhur etmiþtir ve bu peygamberlerdenbazýlarý Kur'an'da zikredilmiþtir. Peygamberinyaþam hususlarý insanlarý bilgilendirmek içindir.Velâyet Hz. Âdem ile meydana çýkmýþtýr. Hz.Âdem’den önce pek çok varlýklar vardý, ama velâyetyoktu. Hz. Âdem'in melekleri isimlerle yetiþtirmesivelâyettir. Kur'an'da, Hz. Musa ve Hz. Hýzýr ile olanvelâyet anlatýmýnýn hitamý Hz. Muhammed (s.a.v) ile ikmalolunmuþtur.Allah'ýmýzýn arzu buyurduðu hususlar isimler olarakbelirir ve tatbikata girerler. Bu da isimlerin kemalatbulmasýdýr ki, yaratýlmýþ bir varlýk için bu husus en yük-19


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETsek noktadýr. Allah'ýmýz için kendi arzusunun tatbikat ileyerine gelmesinin ayan olduðu görülmektedir.Hüve, ilâhî arzularýný ve ilâhî tatbikatýný peygamberlerle,yani ilâhî isimlerle bildirmiþtir. Bu hususta peygamberlikhususiyeti, velâyet, nübüvvet ve risalet isimlerinintecelli ettiði bir nokta olarak görünmektedir.RESUL-NEBÝ-VELÝBu isimlerin anlamlarý hakkýnda tartýþmalar vardýr.Allah'ýn bu isimlerle yolladýðý gönüller vardýr. Allah kullarýndaarzu ettiði isimlerle görünüyor. Nebi arzu etti isenebi ismi ile, veli arzu etti ise veli ismiyle görünüyor. Buisimler arasýnda tefrik yapmak makbul olmaz. Allah hangiisimle arzu ettiyse öyle görünür.Eðer Allah bir kulunu resul, yahut nebi, yahut veliismiyle yollamýþsa hayýr denebilir mi? Bu mümkün deðildir;arzu Allah'a aittir.Bu isimler ile yapýlan ilâhî tatbikatlar o zamankiinsanlarýn ve toplumlarýn makamlarýna göredir. Yanihangi toplum ne makamda ise o toplumu uyarmak içinen uygun isim yollandý. Kimi toplumlara resul, kiminenebi, kimine veli lütfetti Rabbimiz. Ýnsanlar ve toplumlarterakki ettikçe de daha ileri makamlarda elçiler yollandý.Kitap gönderilmesi Allah'ýn arzu ettiði topluluklara yazýlý20


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETbir hüküm gönderilmesi anlamýndadýr. Nebi için kitabýyok diye tarif edilmiþ ama nebiler zamanla unutulmuþolan ilâhî kitabý ve þeriatý kendi zamanlarýna göre anlatmýþlardýr.Bugün ise âlemlere hitap var ve HÜVE hakikatiaçýlmaktadýr. Uzaydan bahsedene çarýk nasýl giyilir tarifiyapýlmaz. Bugün Allah yedi kat semadan lütfediyor. BugünZamanýn Sahibi’nin sözü âlemlerde geçerli oluyor. Oâlemlerde de Hüve açýlýyor ama onlarýn lisanýnda zuhurediyor. Bunlarýn hepsinin Hüve'ye, yani kendisine ait olduðuanlatýlýyor.Zamanýn Ýnsaný kimdir? Onun asliyyeti Hüve'dir.Kiþi olarak düþünmemek lazýmdýr. Kiþiliðe indirildiðindebu anlayýþ þaþýyor. Kiþiyi deðil Hüve'yi görmek lazým. Elbetteherkesin kimliði ve kiþiliði var, ancak kiþilik Allah'ýninsana lütfettiði bir hususiyettir.Her zamanki terakkide nasýl icap ederse o isimlerleilim ve irfan lütfedildi. Bugün Zamanýn Ýnsaný ile veondaki Hatmül Velâyet tecellisi ile ilim ve irfan lütfediliyor.Allah'ýn Zamanýn Ýnsaný’na indirdikleri hükümdür,dikkat ister. Onun sözü Allah'ýn nizamýdýr. Zaten veli onusöyleyecek durumda deðildir. O, Hakkýn sözüdür. Allahsöyler, O söyler; O da bu sözün kendine ait olmadýðýný21


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETikrar eder. O nokta Hakkýn nizamýnýn korunmasý içingönderdiði ve vazifelendirdiði gönüldür. Buna itirazÝnd-i Baride ve ilâhî hükümde makbul deðildir.Binaenaleyh ilâhi hususiyeti yani Hüve'yi idrakiçin, Allah her zamanda bizzat kendisinin göründüðü gönüllerdeyani peygamber veya veli isimleri ile vazifeligönüllerde insanlara ilm-u irfaný intikal buyurdu.Kur'an'da daha ileri anlayýþ için mutlak bir surette birgönül ile mülakat etmeleri "ileyhil vesilete" âyeti ilebildirilmiþtir.Rabbimiz peygamberlerde belirtmiþ olduðu "nübüvvet"ve "risalet" arzularýnýn evvela "velâyet" olarakzuhurundan sonra bu isimleri temaþa etmiþ ve bu arzusunuarzu ettiði kullarýna yakýnlýk vererek tatbikat sahasýnakoymuþtur. O halde bu fiiliyatýn, velâyet arzusununtatbikatý ile baþlamýþ olduðu görülmektedir.Velâyet konusu Allah'ýn zâtîyet-i ilâhîyesini anlatanbir konudur. Yaratmýþ olduðu varlýklar Rabbimizinarzuyu ilâhîyesindeki programda suret ve madde olarakmeydana gelmiþ hususlar, bunlarýn hepsi Hüve'nin birarzusundan ibarettir.Allah'ýmýz insana pek çok lütuf yapmýþtýr. "Ýnsan"denildiði zaman akla velâyet gelmelidir. Ýnsan, velâyetvasfýný taþýyan bir hususiyettir. Onun dýþýndakiler beþer-22


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETdir. Allah, el Ýnsan'lýk teklif etti, onlar ise beþer kalmayýtercih ettiler.Allah'ýn ruhundan ve nefsinden lütfettiði kiþivelâyeti idrak etmiþ kiþidir. Burada, 'Kur'an ve insanikizdir' hadis-i þerifinin hakikati ortaya çýkar.Velâyet için, 'Allah'a yakýnlýk' denmiþtir. Doðrudur.Ancak yakýnlýk denirse, Allah var bir de yakýný vargibi algýlanabilir ki ikiliði çaðrýþtýran bir tarif olabilir."Velâyet Allah'ýn tecellisidir" denirse daha doðru biranlatým olur.Allah'ýmýzýn velâyet arzusu "insan" ile ayan olmuþtur.Allah'ýn; "Arzda bir halife kýlacaðým" arzusundakiinsan varlýðý Allah'ýmýzýn velâyet arzusudur.Ýnsanda beliren arzularýn tahakkuku o arzu tamamlandýðýzaman meydana çýkmýþ olur. Yani o insandakikemalat ve istekler bilinmiþ olur. Bir misal olarak;bir gemi yapmayý düþünüyorsak gemiyi yapýp yüzdürdüðümüzzaman baþlangýçtaki arzumuzun yerine gelmiþ olduðunugörürüz. Böylece murat hâsýl olmuþ olur.Allah'ýmýzýn velâyet arzusunun hatmi de HatmülVelâyet ile tamamlanmýþ olmaktadýr ki, Allah'ýn kendi arzusununtemaþa edilmesidir.23


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETDünya yaþamýna bakýldýðý zaman geleceðin hiçbirzaman bilinmediði görülmektedir. Her isim kemalat bularakAllah'ýn programý ile Hakka döner. Bu, Allah'ýn zâtîarzusudur. Ýsimler kemalat bulduktan sonra ilâhî âlemdenasýl bir tatbikat göreceðini ise Hüve bilir.Þûrâ sûresi 28. âyetinde;"Ve huvellezî yunezzilul gayse min ba'di mâkanetû ve yenþuru rahmeteh, ve huvelvelîyyul hamîd""Hüve'dir ki, onlar umutlarýný kestikten sonra(ilâhî feyzini-Gavsiyyeti) indirir veHU’nun rahmetini neþreder. Hüve'dir, el-Veli,el-Hamid." buyrulmaktadýr.Bu yolda insanlarý terakki ettiren tevazu ve rýzadýr.Velâyet, Allah'ýn arzu ve nizamý içinde bir velideyetiþmektir. Kiþi kendi kendine "ben veliyim" diyemez,ama Allah'a olan aþkýný ve muhabbetini anlatýr. Herkesonu veli olarak bilir; doðrudur, ama ona velâyetini verenAllah'ýn "sen velimsin" buyurmasý tasdik etmesi gerekir.Veli, varidatýný anlatýr. Varidat gönüldeki yankýdýr.Varidatý yoksa o kiþi veliyim diyemez. Çünkü veli kim olduðunubilir. Velâyet bir yetiþme meselesidir.24


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETBu dünyada Allah'ý birçok isimle bilmek mümküniken Hüve'nin ilâhî âlemde de namütenahi isimleri olabilir.Velâyetin bakýþýnda Allah ile görmek vardýr. Zahir kiþilerise varlýklarý Allah'tan ayrý olarak deðerlendirmektedirler.Velâyet yolunda olanlar Allah'tan ilham alýrlar.Böylece yaratanýndan haber almýþ olurlar; kendi asliyyetlerindenhaberdar olurlar. Onlarýn içlerindeki tereddüdüAllah kaldýrmýþtýr.Geçmiþ peygamberler insanlarý bir mabuda tapmayadavet ettiler. Peygamberimiz ile bu davetin hususiyetiaçýlmýþtýr. Peygamberimiz Allah ile kul arasýndakiilâhî nizam ve hususiyeti anlatmýþtýr. Çünkü DeryayýNuru Muhammed kendisidir. Peygamberimizden sonragelen velâyet bu ilâhî nizamýn hususiyetini ceste cesteaçtýlar ve anlattýlar. Onun için Peygamberimizin veO'nun velilerinin geçmiþ ile karþýlaþtýrýlmasý dahimümkün deðildir. Zaten geçmiþ peygamberler Hz.Muhammed'i (s.a.v) müjdelemiþlerdir.Her peygamber kendi kavimlerine irsal olunmuþtur.Hz. Peygamberimiz ise âlemlere rahmet olarak irsalolunmuþtur. Hamdiyyet "Muhammed" (s.a.v) ismi ile tamamlanmýþtýr.Hz. Muhammed'in (s.a.v) evliyasýný O'nunmakamýna göre deðerlendirmek icap etmektedir.25


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETGeçmiþ nübüvvette, insanlarýn peygamberlere biatetmesi, onlardaki velâyete biat etmesidir. Mekke fethedildiðizaman bütün putlar parçalandý, ancak Beyt-i Þerif’iniçinde büyük bir put vardý ki, taþtan yapýlmýþtý, okaldý. O putu zincirler ve çiviler ile tavana ve duvarabaðlamýþlardý.Resûlullah Kâbe-i Þerif’e geldi. Hz. Ýmam-ý Ali'yiçaðýrýp buyurdu ki; 'Ya Ali!, Benim omuzum üzerineçýk, bu putun bendlerini yerinden kopar.' Hz.Ýmam-ý Ali; 'Ya Resûlullah, ben kim olayým ki, ayaðýmýmübarek omuzunuz üzerine koyayým. Buyrunsiz benim omuzum üzerine basýn' buyurdu. Resûlullah;'Ya Ali, sen benim gayret ve hamiyyet, nübüvvetve risalet yükümü çekecek kuvvet ve takatibulamazsýn' buyurdu. Sonra, emr-i þerifleri ile Resûlullahýnmübarek omuzuna basýp, o putu bütün zincirleri,çivileri ve bendleri ile o yerden ayýrýp, attý.Bu olaya nübüvvet ve velâyet açýsýndan bakmaklazýmdýr. Peygamberimizde hem nübüvvetin hem de velâyetinasliyyeti mevcuttur. Hz. Ýmam-ý Ali de peygamberimizinvücudu ilâhîyesindendir. Bütün olaylarda Peygamberimizile Hz. Ýmam-ý Ali arasýnda tam bir birlik veberaberlik vardýr.Bu olayda velâyetin nübüvvetten intiþar ederekdevam edeceðine iþaret edilmektedir. Peygamberimizden26


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETevvelki devirlerde nübüvvet açýk velâyet ise gizli idi.Peygamberimizden sonra ise nübüvvet gizli ancakvelâyet açýk olarak devam etmiþtir.Bu olay ayný zamanda velâyetin Hz. Ali Efendimizdenyürüyeceðini de iþaret etmektedir. Nübüvvet vevelâyet sýrlarýna sahip olan peygamberimiz putlarýn, yanimekrin yýkýlmasý vazifesini Hz. Ýmam-ý Ali'ye, yanivelâyete vermekle velâyet hususiyetine ne kadar önemverdiðini de göstermiþ olmaktadýr.Putlarý kýrmakla vazifelendirilen Hz. Ýmam-ý AliEfendimizin kýlýcý Zülfikar, ilm-i ilâhiyi iþaret eder.Velâyet ilmi Zülfikar gibidir. Zülfikar iki taraflý kesmektedir.Yani hem dünyevi hem de manevî (uhrevî) tatbikatýremz etmektedir. Onun için dergâhlardaki ilmin tatbikatývardýr. Manevi yetiþme ilim ve tatbikat ile olmaktadýr.Hz. Mevlâna Hz. Ýmam-ý Ali ile ilgili olarak þöylebuyurmuþlardýr: "O bütün peygamberlerin sýrrýndaidi. Cenâb-ý Mustafa -"Benimle açýkça bereberbulundu" dedi" (Mevlâna'nýn dilinden Hz. Ali ("Naat-ý Ali")Bu beyan sýrr-ý velâyeti iþaret etmektedir.27


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETPEYGAMBER EFENDÝMÝZDEN SONRA ZUHUREDEN VELÂYET NOKTALARINDAKÝ TATBÝKATINHUSUSÝYETLERÝPeygamber Efendimizden önceki zamanlardakivelâyet ile ondan sonraki zamandaki velâyet karþýlaþtýrýlmýþtýr.Yani geçmiþ peygamberlerdeki velâyet mi yoksaHz. Muhammed'den (s.a.v) sonra zuhur etmiþ velâyet miüstündür konusu incelenmiþtir. Peygamber Efendimiz;"Benim evliyam benî Ýsrail peygamberleri mesabesindedir"(Suyuti ed-Dürer, Hadis No: 294.) buyurmaktadýr.Peygamber Efendimizden evvel gelen Peygamberlerdevelâyet gizliydi. Peygamber Efendimizden sonra gelenvelâyette nübüvvet gizli, velâyet aþikârdýr. Ama PeygamberEfendimizde nübüvvet hatmolduðuna ve 'Ýsra' tatbikatýndabütün geçmiþ peygamberlere kendisi imam olaraknamaz kýldýrdýðýna göre Peygamberimizdeki velâyetin,geçmiþ ile kýyasý kabil olmasa gerekir.Peygamberimizden sonraki velâyette zuhur edenve gizli olan nübüvvet (nebilik) de geçmiþ nübüvvet anlayýþýndançok farklý bir durum arz eder. Bugünkü nübüvvetanlayýþý ve tatbikatý bambaþkadýr.Velâyet, zâtîyet-i ilâhîyeyi ilgilendiren bir husustur.Dikkat edilirse ilk günden beri Rabbimiz kendisinimakam-ý velâyet ile bildirmiþtir ki, Efendimize kadar gelenilâhî velâyet makamlarý kendilerinin ayný zamanda28


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETmakam-ý nübüvetten peygamberler olduðunu bildirmiþlerdir.Asýl mühim olan iþte bu idrakte olabilmektir.Geçmiþ nebilerin nübüvveti sadece kendi kavimleriile sýnýrlýdýr. Onlarda sýfatiyet söz konusu idi. Peygamberimizinevliyasýnda ise; "Ýnnehu alimün bizatissudur/ Kalblerde dolaþan ilâhî sýr" ayana gelmiþtir.Yani o gönüllerde Allah'ýn tatbikatý bu sýr ile olmaktadýr.Peygamber Efendimizden sonra gelen velâyetteki nübüvvetPeygamber Efendimize racidir. Onun için nübüvvetgizlidir. Yani Allah'ýn mahfiyyette tuttuðu, ama yineAllah'ýn tatbikat yaptýðý bir nübüvvettir.Velâyet için millet, mezhep, ayrýmcýlýk yoktur.Velâyette Allah'ýn yarattýðý bütün varlýklar bir bütün olarakdeðerlendirilir. Onun için velâyet sadece peygamberimizinbuyruklarýný kabul ediyor, daha sonraki din yorumcularýnýnmezhep anlayýþlarýný zamanýmýz için geçerlibulmuyor. Çünkü mezhepler insanlarýn dünyevî hasletleriniesas alarak dini deðerlendirmiþlerdir. Velâyet iseinsan varlýðýnýn asliyyet-i ilâhîyesine göre deðerlendirmeyapmakta ve anlatmaktadýr.Velâyetin tespiti Allah'a aittir. Manevî literatürdevelâyetin mi yoksa nübüvvetin mi üstün olduðu hakkýndatartýþmalar vardýr. Bir kýsma göre velâyet nübüvvettenüstündür. diðer bir kýsma göre ise nübüvvet velâyettenüstündür. Diðer bir kýsým da nübüvvetin velâyeti29


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETkendisinde nübüvvet olmayan velâyetten üstündür þeklindete'viller getirmiþlerdir. Fakat bu tartýþmalar vuzuhakavuþmamýþtýr.Velâyet tamamen Allah'a aittir. Bu makamý ve deðerlendirmeyiAllah yapar. Ona müdahale makbul olmazve mümkün de deðildir. Yakýnlýk bulmuþ gönüllerin dahaevvelki velâyet makamlarýný ziyaretlerinde aldýklarý ilhamancak kendi zamanlarýnýn insanýnýn (Sahibuz Zaman)isminin zuhur etmesidir.Manevî þahsiyetleri ileri-geri þeklinde deðerlendirmeleryapmak insanlarý nifaka götürecek bir düþüncetarzýdýr. Allah'ýn çok ileri ferdiyyet lütfettiði gönüller devardýr ve fakat onlar kendilerini izhar ederlerse bilinebilirler.Ýnsanda manevî terakki, zamanýn velâyet gönlünütasdik iledir.Peygamberlerdeki velâyet mi yoksa evliyalardakivelâyet mi yüksektir? Sorusuna þöyle cevap verilir: Birkere 'yükseklik' konusu Allah'a göredir. Onun tartýþýlmasýuygun olmaz.Allah yakýnlýk verdiði gönlü yetiþtirir. Bu demektirki önce veli olunur, sonra halka döner. Bu da nübüvvettir.Peygamberler velâyetin idrakinin anlatýmý olarak nübüvvetitatbik ederler. Peygamberimiz bütün peygamberlereimam olmuþtur. Ayrýca Peygamberimiz; "Benim ev-30


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETliyam beni Ýsrail peygamberleri mesabesindedir"buyurmuþlardýr. O halde Peygamberimiz ile devir tamamolmuþtur. Allah dininin en yüksek idraki Peygamberimiziledir. Peygamberimizden sonra zuhur eden velilerAllah'ýn Peygamberimizdeki kemalatý ile arif olmuþlardýr.Bunlar nazar-ý itibara alýnýrsa en yüksek idrak ve anlayýþýnPeygamberimiz ve O'nun evliyasý ile olduðunun anlaþýlmasýlazým gelir.Peygamberimizin evliyasý kýyamete kadar baki olduðunagöre, O'nun velâyet irfaný devamdadýr demektir.Peygamberimizden sonra görünmüþ olan velâyetde davet yapmýþtýr. Ancak hiç biri "Peygamberim" buyurmamýþtýr.Çünkü zaten ilim, bilgi, davet hepsi Peygamberimizeaittir.Rivayet edilmiþtir ki; Miraç sýrasýnda Hz. AbdülkadirGeylânî âlem-i latiften koþup geldi. Boynunu Fahr-iKâinatýn ayaðýnýn altýna koydu. Kâinatýn Efendisi Sultanýmýzbuyurdu ki; "Velilerimin boynu da senin kademinaltýnda olsun" ve öyle oldu...Hz. Pirimizin "Kademim tekmil evliyanýn boynuüzerindedir" beyaný Hz. Ýmam-ý Ali'den yürüyenilâhi ilmin Hz. Pirimizden intiþar edeceðini iþaret etmektedir.31


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETHz.Abdülkadir Geylani Sultanýmýz, Gavsiyyetinhatim noktasýdýr. Hatim bir makamýn en yüksek noktasýnýifade eder. Hz.Pirimiz; "Kademim tekmil evliyanýnboynu üzerindedir" buyurmakla "Gavsiyyetin " tekmilevliyanýn üzerinde bir makam olduðunu da ifade etmektedir.Umumi velâyetin dünya üzerinde tatbikatý vardýr.Ancak "Gavsiyyet" âlemlerdeki tatbikatý da iþaret eder.Bu noktada Hz.Pirimiz "Reis-ü'l Mürþidîn" sýrlarýný açmaktadýr.Tarikatlar ve dergâhlar Hz.Pirimiz ile kurumsallaþmýþtýr.Ýlâhî feyz Gavsiyyet ile yayýlmýþtýr. Umumiteâmüle göre farklý tariklerden meþayih toplansa baþkanlýðýKadiri þeyhi yapar. Allah'ýn isimleri bu mübarek gönüllerdekemalat bulmuþtur. Onlar Allah'ýn isimlerininmümessil noktalarýdýr.Peki, Allah velâyet isimlerinin kemalat bulmasýnýneden istedi? Yarýn ahirette bu isimler tekrar faaliyettedirler.Onlarýn faaliyette olmalarý için kemal bulmalarýlazýmdýr. Neden Hatmül Velâyet ile kemal bulmalarý istendi?Onlar Deryayý Nuru Muhammed'deki HatmülVelâyet ile kemal bulacaklar ki, diðer âlemlerde de devamedebilsinler.Yeryüzü tatbikatýnda olan birçok isimler kaybolup32


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETgidecektir. Çünkü onlar Deryayý Nuru Muhammed'dekiHatmül Velâyet ile kemal bulmamýþlardýr.Ahzâb sûresi 72. âyetinde;"Ýnna aradne'l emanete ale's semavati ve'l ardýve'l cibali feebeyne en yahmilneha ve eþfakneminha ve hamelehe'l insanü innehu kanezalumen cehulen""Muhakkak ki biz emaneti semavata ve arzave daðlara arz eyledik ama onu yüklenmektenimtina' ettiler ve onlar endiþe ettiler. Ve'el Ýnsan' onu yüklendi. Muhakkak ki 'O' zalumdur,cehuldür" buyrulmaktadýr.Bu âyette geçen 'cehul' (cahillik) ve 'zalum' (zalimlik)kelimelerini sadece zahir anlamlarý ile deðerlendirmekeksiklik olur.Ýnsanýn azamet-i ilâhîyeyi idrak etmesi mümkündeðildir. Bu mümkün olamayýþ "cehül" noktasýdýr. Azamet-iilâhîye'yi bir insanýn kendi baþýna öðrenmesi demümkün deðildir. Ancak bir insanýn öðretmesiyle birnebze bilebilir. O öðretmeyi Allah'ýmýz kendi arzu ettiðibir gönülle yapar ve kendisini bildirdiði kadar bilinebilir.Hz. Pirimizin Risalet-i Gavsiyye adlý eserinde "Ey33


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETgavs, ilmin ilmi cehuldür" beyaný vardýr. Yani ilimdezirveye varan âlim kiþi Allah'ýn namütenahiliðini ve azamet-iilâhîyesini idrak edince kendindeki ilmin bir hiçmesabesinde olduðunu ve Hakka karþý ebedi cahil olduðunuanlar. Ýþte âyetteki cehullük bu makamdaki gönlünvardýðý idraki iþaret etse gerekir. Allah'ý O'nun istediði gibitanýmamakta ýsrar ise zalimliktir.Bugün velâyet Hz. Muhammed'in (s.a.v) meþrebiile yürümektedir. Din anlayýþý bu anlayýþta olursa doðrudur.Ulema-i rüsûm imaný, dinin þeklî tatbikatý ile ölçmektedir.Ýbadetler zaten imaný ikrar içindir. Ancak; "Hiçbilenlerle bilmeyenler müsavi olur mu?" buyrulmaktadýr.Velâyet anlayýþýnda çok ileri olmak, ilim vebilgi ile tatbikat yapmakla olur. Þüphesiz o da Allah'ýnbildirmesi ve lütfu iledir.Mülk sûresi 3. âyetinde;"Ellezî halaka seb'a semâvâtin tibâkâ, mâterâ fî halkýr rahmâni min tefâvut, ferciýl basarahel terâ min futûr""(O'dur) yedi semavatý tabakalar halindehalk eden. Göremezsin Rahman'ýn halk ediþindebir eksiklik. Artýk rücû ettir basarý.Görüyor musun bir çatlak (kusur)" buyrulmaktadýr.34


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETAsýl olan insandýr. Allah insan varlýðýný Musavvir’indearzu buyurdu. Henüz Esfele Safilin (kozmikâlem) yaratýlmamýþtý. Allah insaný yarattý ve kendi hususiyetlerinden'yedi nefis merhalesi' lütfetti. Ve; "Sizbu nefis makamlarýndan geçerseniz bana ulaþýrsýnýz"buyurdu.Esfele Safilin’den insanýn terakki ederek Allah'ayaklaþma tecrübesine nazire olarak da semavat yedi tabakaolarak yaratýlmýþtýr. Ýnsan bu yedi mertebeyi idrakile bir güzellik kazandýðý zaman ilâhî âleme intikal etmesiiçin, daha ileri yaratýlýþta (ahiret âleminde) bir vücûdalmasý için, bu madde (cesed) âleminden soyutlanmasýicap etmektedir.Ýnsan kendisindeki nefsi makbul bir noktaya getirmesiiçin, ruha tâbi kýlmasý ve bir ahenge gelmesi icapetmektedir. Dergâhlarda zikir devranlarýnda yedi nefismakamý için zikredilen esma böylelikle birbiri ile ahenkhaline gelmektedir. Bu gayretler Allah’a lâyýk kul olmakiçindir.Esfele Safilin denilen bu madde âleminde milyarlarcaýþýk yýlý uzaklýklar söz konusudur. Ancak bu büyüklükidrak dýþý olmasýna raðmen yine de madde ile sýnýrlýdýr.Ýlâhî âlemde kiþiye, o âlemin þartlarýna göre ruh35


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETayný kalmak üzere yeni bir vücûd lütfedileceði bildirilmiþtir.Ýlâhî âlemde Allah bütün varlýklarý kendisindetoplayacak ve daha sonra arzuyu ilâhîsi olan kullarýnaonlara lütfedeceði makamlara göre yeni bir vücud lütfedecektir.Esfele Safilin ruhun tekâmülü için bir araçtýr. Peki,bundaki murat nedir? Bu tekâmülden Allah'ýmýzýn murad-ýilâhîyesi olan Musavvir'inde tasavvur ettiði isimlerinkendi mazhariyetlerinin meydana çýkmasýdýr.Tekâmülde en büyük merhale velâyettir. Velâyette terakkieden tekâmül eder. Velâyette tekâmül edenlerin haliHüve'ye aittir. Onlar için artýk hesap-kitap tatbikatý sözkonusu deðildir. Hatmül Velâyet sýrrý bu hususlarý açýpizah edecektir.Enâm sûresi 34. âyetinde;"… Ve lekad caeke min nebeilmürseline""…Ve andolsun sana mürsellerin haberlerigelmiþtir." buyrulmaktadýr.Kehf sûresi 13. âyetinde Ashab-ý Kehf ile ilgiliolarak ise;"Nahnü nekussu aleyke nebeehüm bilhakký"36


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYET"Biz, sana onlarýn haberlerini "Hakk" ile kýssaeyliyoruz." buyrulmaktadýr.Kur'an'da geçmiþ peygamberlerin kýssalarý en doðruanlatýmdýr. Çünkü Allah'ýmýz o gönüllerde nasýl göründüyseonu anlatmaktadýr. O halde zamanýn velisi dePeygamberimize atfedilen hadisler hakkýnda ravizincirine bakarak deðil de Allah’tan aldýðý ilham ile;"Hz. Muhammed (s.a.v) böyle buyurmuþtur" der.Zannediliyor mu ki hakikati bulmuþ olan o veli hakikateuymayan bir söz söylesin? Söylediði anda;"hayr-ü'l makirin" zuhur eder. Rabbim onu reddederve "Onu sil; öyle söyleme, böyle söyle!" buyurur.Doðruyu söylediði zaman da "es selâm" ilhamýný alýr.Allah'ýn Kur'an'da açmýþ olduðu hususiyetlerHüve'nin varlýklar üzerindeki tatbikatýný anlatan âyetlerdir.Bu hususu da bizzat kendisinin açýldýðý velâyet noktalarýile tatbikata koyduðu anlaþýlmaktadýr.Bütün bu tatbikatlar velâyet noktasýnda Allah'ýnarzu ve tatbikatýnýn iþlenmesini anlatýr. Bu nokta halkýcezbeder, yani velâyetin Allah'a olan merbudiyetini vetabiyetini esas almaz da biz bu kudreti madde olarak nasýlkullanýrýz diye düþünür.Hüve zattýr; nübüvvet Allah ismine tâbidir; velâyetHüve'ye tâbidir.37


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETHz. Muhammed (s.a.v) Hatemen Nübüvvet olarakAllah ismini zikretti “Allah'a ibadet ediniz” buyurdu.Hatmül Velâyet, velâyet icabý Hüve'yi zikreder, bugünekadar mahfi olan Hüve hususiyetini açar.Hüve noktasý yanlýþý reddetmez; doðrultur düzeltir;ondaki rahmeti görür; yanlýþtan doðruyu çýkartýr. Hüvekonusu Allah'ýn velâyet tatbikatýnýn açýlmasýdýr. Zatenbaþlangýç velâyet ile baþladý, kapanýþýn da velâyet ile olmasýumulur.38


KUR’AN-I KERÎMVE HADÎS-Ý ÞERÝFLERDEHATMÜL VELÂYET’Ý ÝÞARET EDENBEYANLARB Ý S M Ý L L A H Ý R R A H M A N Ý R R A H Ý MA'râf sûresi 196-197. âyetlerinde;"Ýnne veliyyiyallâhullezî nezzelel kitâbe vehuve yetevelles sâlihîn.Vellezîne ted'ûne mindûnihî lâ yestetîûne nasrakum ve lâ enfusehumyensurûn.""Muhakkak ki benim velîm 'el Kitab'ý inzaleyleyen Allah'týr. Ve 'Hüve' salihleri kendisinevelî edinir. Ve Hû'nun dûnundakine duaettikleriniz, onlar ne size yardým etmeye güçyetirebilir ne de nefislerine yardým edebilirler."buyrulmaktadýr.Bu âyetler velâyeti çok güzel anlatmaktadýr. ÂyetlerPeygamberimizin; "Size Allah'ýn kitabýný ve EhliBeyt’imi býrakýyorum," hadisini iþaret etmektedir.Her zamanýn evliyasý Ehl-i Beyt hususiyetinden görünmüþlerdir.Âyette Hû'nun göründüðü gönül noktalarýnýndýþýndaki ilticalarýn geçerli olmadýðý belirtilmektedir.39


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETEnbiyâ sûresi 50. âyetinde;"Ve hâzâ zikrun mubârekun enzelnâhu, efeentum lehu munkirûn.""Ve bu 'HÛ'ya inzal ettiðimiz bir zikr-i mübarektir.Artýk sizler HÛ'yu inkâr mý ediyorsunuz?"buyrulmaktadýr.Peygamber beyanlarý Hû'ya ait beyanlardýr, itirazlarýnkabul edilmediði görülmektedir.Rûm sûresi 18. âyetinde;"Ve lehul hamdu fîs semâvâti vel ardý ve aþiyyenve hîne tuzhýrûn""Hamd Hû'nundur; semavatta da, arzda da,günün sonunda da (Hatmül Velâyet’e iþaret)ve öðleye erdiðiniz vakit de (Hatmün Nübüvvet’eiþaret)" buyrulmaktadýr.Zâtîyetin ve velâyetin hitamý akþam ile temsil olunuyor.Güneþin batmaya yakýn olan zamaný da Ýnkýlab-ýKebir’e gelindiðine ve Hatmül Velâyet’in zuhuruna iþarettir.Hz. Fâtime Validemizden bu vakitte dualarýn makbulolduðuna dair rivayet vardýr.40


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETGünün öðlen zamaný zâtîyetin en parlak zamanýdýr.Hatmün Nübüvvet'e iþaret edilmiþtir. Allah'ý en yüksekseviyede idrak noktasýna gelindiði zaman Hz.Muhammed (s.a.v) zamaný olup öðlen güneþi ile temsilolunmuþtur.En yüksek nokta ile Hüve sýrrýna iþaret edilmiþtir.Zeval vakti, Hüve'ye iþarettir. Güneþin tam tepe noktasýndanamaz kýlýnmaz. O noktada tapan-tapýlan hepsikendisidir mânâsý da vardýr.Neml sûresi 93. âyetinde;"Ve kulil hamdu lillâhi seyurîkum âyâtihî feta’rifûnehâ, ve mâ rabbuke bi gâfilin ammâta’melûn""Elhamdülillah. Yakýnda HÛ'nun âyetlerinisize gösterecek ve (onlara) arif olacaksýnýz,"de.Ve Rabbin amel edeceklerinizdengâfil deðildir." buyrulmaktadýr.Âyetler Peygamberimizden sonra zuhur edecekvelâyet gönüllerine iþarettir. O gönüller de,onlara uyanlar da O'nun kaydýnda mevcuttur. Allahkullarýna rahmet için kulun amel defterini kayýt altýnaalýyor ve onlarý âriflerden kýlýyor buyrulmaktadýr.41


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETRûm sûresi 25. âyetinde;"Ve min âyâtihî en tekûmes semâu vel ardu biemrih, summe izâ deâkum da’veten minel ardýizâ entum tahrucûn""Yine Hû'nun âyetlerindendir: Semavatýn vearzýn Hû'nun emriyle (ayakta)durmasý, sonrasizi davet ettiðinde derhal arzdan hurucedersiniz." buyrulmaktadýr.Hû'nun âyetleri ile veliler ve peygamberler iþaretedilmiþtir. Semavat ve arz Hû noktasýnýn varlýðý ile kaimdir.Hû’nun göründüðü noktanýn olmamasý ise, ilâhîemir noktasýnýn olmamasý olur ki, alemler herc-ü mercolur.Âlemlerde her tatbikat, Zamanýn Ýnsaný olan Hûnoktasýnýn gönlünde zuhur eden Hatmül Velâyet arzusuiledir. Sur-u Ýsrafil'e de talimatýn, Hû noktasý ile verileceðimuhtelif âyetlerde iþaret edilmiþtir.Rûm sûresi 27. âyetinde;"Ve huvellezî yebdeul halka summe yuîduhu,ve huve ehvenu aleyhi, ve lehul meselul a’lâfîs semâvâti vel ard, ve huvel azîzul hakîm""Yaratmayý baþlatan, sonra HU’yu iade ede-42


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETcek olan HÜVE'dir; bu HÜVE'ye pek kolaydýr.Semavatta ve arzda en yüce misalHU'nundur. HÜVE, Aziz ve Hakim olandýr."buyrulmaktadýr.Hüve varlýklarý yaratmadan önce Musavvir'indearzu buyurmuþtur. Hüve'nin göründüðü nokta Hüve'yianlatýyorsa, Hüve'nin göründüðü noktada HatmülVelâyet sýrrý açýlmýþ ve tamama ermiþse, bütün bunlarýyeni bir hususiyet olarak deðerlendirmek yani"Ýnkýlab-ý Kebir" olarak görmek lazýmdýr.El-Ýnsan noktasý en yüce misaldir. O, Hüve'ningöründüðü noktadýr ve o gönülden her güzellik yayýlmaktadýr.Hüve’nin açýldýðý gönlün hususiyetleri, 'El-Aziz' ,'El-Hakim' sýfatlarý ile Zamanýn Ýnsaný noktasý tarifedilmektedir.Maide sûresi 3. âyetinde;"...Elyevme ekmeltü leküm diyneküm ve etmemtüaleyküm ný'metiy ve redýytü lekümül'islâmediynen...""...Sizler için dininizi ikmal ettim ve üzerinizenimetimi tamam ettim. Ve sizler için dinolarak Ýslâm’a razý oldum..." buyrulmaktadýr.43


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYET‘Dini ikmal'; nübüvvetin tamamlanmasýdýr. Ýnsanlarýnkoyduklarý kurallar dünyevîdir. Din ise Allah'ýnyaratmýþ olduðu insanlardan istediði kulluk idrakidir.Allah, dinini Hz.Muhammed (s.a.v) ile tamamlamýþtýr.Diðerleri din deðil dünyevî kanunlardýr.Bütün peygamberler Efendimize gelinceye kadarAllah dinini anlatmýþlardýr. Ancak Peygamberimizin zuhuruile Allah’ýmýz geçmiþ anlatýmlarý mer’iyyetten kaldýrmýþtýr.‘Nimetin tamamlanmasý’; Allah’ýn bildirmesiile din ve velâyet-i hususiyenin tamamlanmasýdýr. Nitekimnübüvvet ve din Allah’ýn Peygamberimize bildirdikleriile tamam olmuþtur.Burada manevî olarak tamamlanan hususlar Efendimizile nübüvvetin, risaletin ve vesile (ilâhî rehber) sýrrýnýntamamlanmasý ve velâyet-i ilâhîyenin hakikat-iilâhîyesinden haber verilmesidir. Efendimiz ile lütfedilmiþolan Hatmül Velâyet sýrrý ile de velâyetin hitam bulmasýdýr.Ýþte Sevgili Peygamberimiz ile lütfedilmiþ olanbu sýrlarýn tamamlanmasý, bütün âlemlerin yeni bir hâletebeddül edeceðinin iþaretidir.Rabbimiz Sevgili Efendimiz ile bildirmiþ olduðu builâhî hususiyetleri kendisinin yolundan zuhur eden velilerile bildirmiþ ve nihaî olarak Hatmül Velâyet tecellisiile velâyeti tamamlayacaðýna iþaret etmiþtir.44


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETBu âyetlerdeki arzu nedir?Allah, Deryayý Nuru Muhammed ismi ileprogramýný tatbik etti. Bu tatbikatýn ismi Deryayý NuruMuhammed’dir. Sonra da Deryayý Nuru Muhammed ismineen ekmel ve mükemmel mümessil noktayý zahir kýldýki, Mekke'de zuhur eden Hz. Muhammed'dir. (s.a.v)Böylelikle Allah; “Benim arzum budur,” buyurdu. Bu,Allah'ýn dünyadaki nübüvvet arzusunun hitama ermesidir.Allah’ýmýz; "Deryayý Nuru Muhammed ilearzumu tamam ettim. Ancak Deryayý NuruMuhammed’deki arzularýmýn bu tatbikatý devamedecektir" buyurmaktadýr. Bu, velâyete iþarettir ki,Hatmül Velâyet ile de bunlarý açmaktadýr. Deryayý NuruMuhammed’deki sonsuz görünme sýrlarý daHatmül Velâyet ile devam etmektedir. Deryayý NuruMuhammed’deki velâyet isimleri de Peygamberimizemuzaf olarak görünmüþtür. Yani evliyayý kiram O'ndangörünmelerdir.Buruc sûresi 13-16. âyetlerinde;"Ýnnehu huve yubdiu ve yuîd. Ve huvelgafûrul vedûd. Zul arþil mecîd. Fa’âlun limâyurîd""Hüve'dir mübdî (baþlangýçta yaratan) vemuîd (iade eden). Hüve'dir el-Ðafur (çok baðýþlayan),el-Vedud (çok seven). (Hüve'dir)45


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETArþ'ýn sahibi, el-Mecid (yüce).(Hüve) Dilediðiniyapandýr." buyrulmaktadýr.Hatmül Velâyet Hüve'ye tâbidir. Kur'an’ýn bu beyanýHatmül Velâyet’i de iþaret etmektedir. Allah’ýmýzýnMusavvir’indeki velâyet arzusundaki aþkýn ismi Vedud’dur.Bütün varlýklar Allah'ýndýr ve Hüve'ye tâbidir. Hüve kendinibir gönülde açtýktan sonra bütün varlýklar o gönletâbi olurlar.Maide sûresi 55. âyetinde;"Ýnnemâ veliyyukumullâhu ve resûluhu vellezîneâmenullezîne yukîmûnes salâte veyu’tûnez zekâte ve hum râkýûn""Sizin veliniz, Allah'týr ve HÛ'nun Resûludurve iman etmiþ olanlardýr ki namaza devamederler ve rükû' halinde (boyun eðerek)zekâtý verirler." buyrulmaktadýr.Bu âyetin Hz.Ýmam-ý Ali hakkýnda nazil olduðu rivayetivardýr. Hz.Ýmam-ý Ali "Þah-ý Velâyet"tir. VelâyetHz.Ýmam-ý Ali'den yürümüþtür. Ancak bu âyet sadeceHz.Ýmam-ý Ali'ye isnad edilirse ondan sonra evliyayoktur gibi bir mânâ ortaya çýkar. Hâlbuki Allah hiçbirzamaný boþ býrakmamýþtýr. Bu âyet her zamanda zuhureden velâyeti, yani Hatmül Velâyet sýrrýný iþaret etmektedir.46


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETMaide sûresi 56. âyetinde;"Ve men yetevellallâhe ve resûlehu vellezîneâmenû fe inne hýzbellâhi humul gâlibûn""Kim Allah'ý, HU’nun Resûlünü ve imanedenleri dost edinirse (bilsin ki) galipolanlar þüphesiz Allah'ýn tarafýný tutanlardýr.(Hizbullah)"Sevgi, imaný þuurlandýran bir konudur. Karþýlýksýzsevgi Allah'a imaný remzeder. Kur’an'ýn tarifi ile“Hizbullah” olanlar, yani Allah ehli olanlar, Allah'ýhiçbir karþýlýk beklemeden severler. Bütün varlýklarýda Allah'a olan sevgilerinden dolayý hoþ görürler. Allahdostlarýný dost edinenler Hizbullahtýr.Ra’d sûresi 7. âyetinde;"...Ýnnemâ ente munzirun ve li kulli kavminhâd (hâdin).""...Sen ancak bir uyarýcýsýn, her topluluk(kavim) için bir hidayet rehberi vardýr"Bir mânâsý da;"Sen, ancak bir uyarýcýsýn ve her topluluk47


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYET(kavim) için bir hidayet rehberisin" buyrulmaktadýr.Bu âyet her toplulukta bir uyarýcýnýn olduðunu yanivelâyeti iþaret eder. Her rehber Hz.Muhammed'e(s.a.v) muzaftýr. Her veli, Deryayý Nuru Muhammed'dengörünmektedir.Her topluluðun bir hidayet rehberi vardýr ve ogönüllerden görünenin, tatbikat yapanýn Deryayý NuruMuhammed olduðunu iþaret eden bir âyettir. Nitekim“Size Ehl-i Beyt'imi vasiyet ediyorum (Sekaleynhadisi)” hadis-i þerifi sýrr-ý Ehl-i Beyt gönüllerinden görüneninDeryayý Nuru Muhammed olduðunu iþaret etmektedir.Enes bin Mâlik (r.a) den rivâyet edildiðine göreResûlullah (s.a.v) Efendimiz þöyle buyurmuþlardýr: "Ümmetimyaðmura benzer. Evvelkiler mi daha hayýrlýdýr,sonrakiler mi daha hayýrlýdýr bilinmez." (Tirmizî)Sevgili Efendimiz kabristana gelip: "Ey mümincemaatin diyârý! Size selâm olsun. Ýnþaallah bizde size katýlacaðýz. Kardeþlerimizi görmüþ olsaidik ne kadar sevinirdim." buyurdu. Ashâb-ý Kiram:"Yâ Resûlullah! Biz senin kardeþlerin deðil miyiz?"dediklerinde: "Siz benim ashâbýmsýnýz. Ýhvanýmýzise, henüz gelmemiþ olanlardýr." buyurdu.48


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYET"Henüz gelmemiþ olan ümmetinizi nasýl tanýyacaksýnýzyâ Resûlullah?" diye sorulduðunda iseþöyle cevap verdi: "Bir kimsenin; alný ak ve ayaklarýsekili bir atý olsa, tamamen siyah ve hiç alacasýolmayan at sürüsü arasýnda kendi atýný bilemezmi?""Elbette bilir yâ Resûlullah!""Kardeþlerimiz de yüzleri, el ve ayaklarý abdestnuru ile parlak olarak geleceklerdir. Ben deHavz’ýn baþýnda onlarý bekleyeceðim." (Makam-ýMahmud) (Müslim. 249)Allah’ýn Hatmül Velâyet arzusu tamamlanýnca“Makam-ý Mahmud” kemalatý tamamlanmýþ olacaktýr.Onun için Sýrr-ý Hatmül Velâyet gönlünde “Makam-ýMahmud” ilhamý zuhur eder.Enes bin Mâlik (r.a) den rivâyet edildiðine göreResûlullah (s.a.v) Efendimiz þöyle buyurmuþlardýr:"Müslümanlýk garip olarak baþladý, baþladýðý gibigarip olarak avdet edecektir. Ne mutlu o gariplere!"(Müslim)"Garipler kimdir?" diye sorulduðunda þöyle buyurmuþlardýr:"Garipler o kimselerdir ki, halk tarafýndanbozulmuþ olan sünnetimi ýslah ederler, öldürülmüþolan sünnetimi de ihyâ ederler." (Tirmizî)49


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETResûlullah (s.a.v) Efendimiz diðer bir hadis-i þerif'lerindeise: "Garipler sayýlarý pek az olan sâlihkiþilerdir. Bu kiþiler sâlih olmayan bir toplulukiçinde yaþarlar. Yaþadýklarý bu topluluk içindekendilerini seven az, buðz eden ise çoktur." buyurmuþlardýr.(Ahmed bin Hanbel)Yine bir hadis-i þerifte; "Ümmetim fesada düþtüðübir zamanda Sünnet-i seniyyeme sarýlanlarayüz þehid sevabý vardýr." (Beyhakî) buyrulmuþtur.Ebu Ümâme (r.a) den rivâyet edilen bir hadis-i þerif'teise þöyle buyrulmaktadýr: "Bir takým fitneler olacaktýr.Kiþi o fitnelerde mümin olarak sabahlayacakve kâfir olarak akþamlayacaktýr. AncakAllah'ýn, ilim ile (kalbini) ihyâ ettiði kimseler(bu tehlikeden) müstesnâdýr." (Ýbn-i Mâce: 3954)Resûlullah (s.a.v) Efendimiz bir defasýnda:"Allah'ýn rahmeti benim vekillerimin üzerine olsun!"buyurmuþlar. "Senin vekillerin kimlerdir yâResûlullâh!" diye sorulduðunda ise: "Benim sünnetimiihyâ eden ve Allah'ýn kullarýna öðreten kimselerdir."cevabýný vermiþlerdir. (Ýbn-i Abdil-Berr)Senedleri Taberi'de yer almýþ olduðu üzere Saîd b.Cübeyr'den rivayet olunmuþtur ki, Resûlullah'a, evliyaullahýnkimler olduðu sorulmuþ, o da þöyle buyurmuþtur:50


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYET"Onlar öyle kimselerdir ki, görüldükleri zamanAllah hatýrlanýr."Ömer b. Hattap (r.a)'tan rivayet olunmuþtur ki,Resûlullah (s.a.v) þöyle buyurmuþtur: "Allah'ýn kullarýndanbir takým insanlar vardýr ki, enbiya deðiller,þehidler de deðiller, amma kýyamet günündeAllah katýndaki makamlarýndan dolayý onlara nebilerve þehidler imrenerek bakacaklardýr." "Bunlarkimler? Ve ne gibi hayýrlý ameller yapmýþlardýr?Bize bildir de biz de onlara sevgi ve yakýnlýkgösterelim, ya Resûlullah!" dediler. Resûlullah:"Bunlar bir kavimdir ki, aralarýnda ne akrabalýk,ne de ticaret ve iþ iliþkisi olmaksýzýn, Allah ruhuile Allah'da seviþirler. Vallahi yüzleri bir nur vekendileri de nurdan birer minber üzerindedirler.Ýnsanlar korktuklarý zaman bunlar korkmazlar,insanlar mahzun olduklarý zaman bunlar hüzünlenmezler."buyurdu, hemen bu âyeti okudu: "Dikkatedin muhakkak ki evliyaullah... Ne korku vardýraleyhlerine ne de mahzun olurlar..." (Yunûs 62)‘Kur'an'da evliya yoktur’ diyenler için Kur'an'ýn cevabýdýr.Hazret-i Ömer (r.a) anlatýyor: Bir gün Resûlullah(s.a.v) Efendimizle beraber oturuyorduk. Bir ara þöylekonuþuldu: “Henüz erkeklerin sulblerinde olan bir51


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETtakým kimselerdir ki benden sonra gelecekler.Beni görmedikleri halde bana iman edecekler,beni tasdik edecekler. Kur'an okuyup içindekilerleamel edecekler. Ýþte iman edenler arasýnda enüstün imana sahip olanlar onlardýr.” (Ebu Ya'lâ - Heysemî)Asým’ýn naklettiðine göre Ali b. Hüseyin (ÝmamZeynel Abidin) (a.s), tevhid hakkýnda sorulunca þöylebuyurmuþtur: “Þüphesiz Azze ve Celle ahir zamanda(Muteammikûn) dini derinliðine bilen bir topluluðungeleceðini biliyordu. Bu yüzden AllahûTeala “kul hüvallahü ehad” (Ýhlas) sûresi ile Hadidsûresinin “ve hüve alîmun bizatissudûr” âyetinekadar olan ilk âyetlerini nazil buyurdu. Ohalde bundan gayrisini taleb eden þüphesiz helâkolmuþtur.” (Usul-i Kafi. c.l s. 93. Tevhid kitabý. 3. hadis)Bu beyan dini derinliðine bilen o topluluðun Hüvesýrrýndan haberdar olduðunu gösterir. Çünkü hadiste zikredilenâyetler Hüve sýrrýný iþaret etmektedir.Ebu Hüreyre (r.a) den rivâyet edildiðine göre;Resûlullah (s.a.v) Efendimiz; "Öyle ilim var ki, gizlenmiþmücevherat gibidir." (et-Terðîb, c.1, s.103) buyurmuþlardýr.Resûl-i Ekrem Efendimiz Mekke'nin fethi sonrasýnda,Allah'a karþý þükrünü ve hamdini daha da ziyâdeleþ-52


<strong>SIRR</strong>-I HATMÜL VELÂYETtirmiþti. Hazret-i Âiþe bunun sebebini sorunca Efendimiz:"Rabbim bana ümmetimde bir alâmet göreceðimi,onu gördüðüm zaman bu zikri çokça yapmamýemretmiþti. Ben o alâmeti gördüm." buyurmuþtur.(Müslim)Eðer onun bilinmesini isteseydi beyan ederdi.O'nun gizlide kaldýðý bellidir. Sadece Peygamberin bilmesigerekirdi.53

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!