76Antalya’nın Elmalı ilçesinde doğdu. AslenBurdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Yazır köyündenolan babası Numan Efendi Elmalı Şer’iyye Mahkemesindebaş katipti. İlk ve orta öğreniminin yanısıra hafızlığını Elmalı’da tamamlayan MuhammedHamdi, tahsiline devam etmek üzere dayısı MustafaEfendi ile birlikte İstanbul’a gitti ve Küçük AyasofyaMedresesi’ne yerleşti. Beyazıt Camii’ndekiderslerine devam ettiği Kayserili Mahmud HamdiEfendi’den icazet aldı. Bundan sonra hocası BüyükHamdi, kendisi de Küçük Hamdi diye anılmaya başlandı;yazılarında bu imzayı kullandı. Soyadı Kanunuçıkınca babasının köyünün ismini (Yazır) soyadıolarak aldıysa da daha çok doğum yerine nispetleElmalılı diye meşhur oldu. Tahsili esnasında BakkalArif Efendi ile Sami Efendi’nin hat derslerine devamederek onlardan da icazet aldı. 1904 yılında girdiğiruus imtihanını kazandı. Bu sırada devam ettiğiMekteb-i Nüvvab’ı birincilikle bitirdi. Bir taraftanda kendi gayretiyle edebiyat, felsefe ve musiki öğrendi.Ülkeyi çağdaş ilim ve medeniyet seviyesine ulaştırmayavesile olabileceği ümidiyle meşrutiyet idaresinihararetle savunmaya başladı ve bu görüşü temsileden İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ilmiye şubesineüye oldu.TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİBeyazıt Medresesi’nde iki yılsüren dersiamlık görevinden sonraII. Meşrutiyet’in ilk meclisineAntalya mebusu olarak girdi. II.Abdülhamid’in tahttan indirilmesinerazı göstermeyen fetva eminiNuri Efendi’yi ikna edip fetvamüsveddesini yazmak suretiylebu konuda etkili bir rol oynadı.Daha sonra Şeyhülislamlık MektubiKalemi’nde görev aldı. Mekteb-iNüvvab ve Mekteb-i Kudat’ta fıkıh,Medresetü’l mütehassısın’de usul-ifıkıh, Süleymaniye Medresesi’ndemantık, Mülkiye Mektebi’nde vakıfhukuku dersleri okuttu.1918’de Şeyhülislamlık bünyesindekurulan Darü’l-hikmeti’l-İslamiyye azalığına, bir müddetsonra da bu müessesenin reisliğinetayin edildi. Israrlı teklifler üzerineDamad Ferid Paşa’nın birinci veikinci hükümetlerinde Evkaf nazırıolarak görev yaptı. Bu görevde ikenikinci rütbeden Osmanlı nişanı ilewww.diyanetvakfi.org.tr
ödüllendirildi. 15 Eylül 1919’da ayan heyeti üyeliğinetayin edildi; ilmi rütbesi de Süleymaniye Medresesimüderrisliğine yükseltildi. Cumhuriyetin ilanı üzerinememuriyet yaptığı kurumlar lağvedilince açıktakaldı. Milli Mücadele sırasında İstanbul hükümetlerindegörev yaptığı için İstiklal Mahkemesi’nce gıyabındaidama mahkum edilmesi üzerine Fatih’tekievinden alınarak Ankara’ya götürüldü ve kırk gün tutuklukaldı. Mahkeme sonunda muhtemelen İttihatve Terakki Cemiyeti’ne üye olması sebebiyle suçsuzbulunarak serbest bırakılınca İstanbul’a döndü. Bundansonra camiye gitme dışında evinden hiç çıkmadı.Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Türkçe bir tefsirhazırlatılması kararı alınınca <strong>Diyanet</strong> İşleri Reisliğibu işi kendisine teklif etti. Elmalılı teklifi kabulederek tefsiri yazmaya başladı; Hak Dini Kur’an Diliadını verdiği eserini vefatından önce bitirmeye muvaffakoldu.27 Mayıs 1942’de, uzun müddet müptela olduğukalp yetmezliğinden Erenköy’de damadının evindevefat etti ve Sahrayıcedid Mezarlığı’na defnedildi.Çağdaşları arasında benzerine az rastlanan genişkültürlü mütefekkir bir din alimi olan Elmalılı MuhammedHamdi, aynı zamanda sanatçı bir kişiliğe sahiptir.Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler yazmasına rağmenedebi yönüyle pek tanınmamıştır. Eserlerindekullandığı dil üzerinde yapılan incelemelerden anlaşıldığınagöre, Elmalılı yazılarında genellikle sade Türkçekelimeleri tercih etmiş, ancak Türk dilinin öz malıhaline gelen Arapça, Farsça ve Batı kaynaklı kelimeleride ihmal etmemiştir. İlmi ve dini konulara ilişkinyazılarında ise oldukça ağır ve ağdalı bir üslup kullanmış,yer yer secili cümleler kurmuş, mantık örgüsüsağlam uzun cümleler kullanmakta başarılı olmuştur.İlmi Şahsiyeti: Elmalılı, İslam ümmetinin içtimaivicdanını kaybetmesinin büyük felaketlere sebepolacağını, Müslümanları Avrupalılaştırmanın bir hataolduğunu ve kurtuluşun Avrupa’yı içimizde eritipkendi değerlerimizi korumakla mümkün olabileceğiniyazılarında ısrarla belirtmiştir. Ona göre Batı’nındeğerlerinden değil, ilminden faydalanmak gerekir.Çünkü insanlar ancak İslami esaslara bağlı kalmaklamutlu olabilirler. Esasen insanlık kendi türünü devamettirebilmek için bir gün mutlaka İslamiyeti benimsemeyemecbur kalacak ve gelecekte İslam dinidaha iyi anlaşılıp uygulanacaktır.Muhammed Hamdi, İslamiilimlerdeki derin vukufunun yanısıra felsefi düşünce ve pozitif ilimleralanında da sağlam bir anlayışasahipti. Nitekim dini endişelerlepozitif ilimlerin önüne engel konulmamasıgerektiğini kuvvetle savunmuştur.Dini; kendi arzularıylaiyilik yapacak ve kemale erecek insanlaryetiştiren bir eğitim müessesesiveya insanları kendi istekleriyletabiatta gözlenen zorunluluk vebaskıların üstüne yükseltecek olanbir hürriyet yolu olarak görür.Elmalılı’ya asıl ününü kazandıraneseri Hak Dini Kur’an Diliadlı meşhur tefsiridir. Ona göreKur’an-ı Kerim hiçbir dile hakkıylatercüme edilemez. İhtiva ettiğimanaları keşfetmek çok zor olmaklabirlikte, Kur’an’ı tefsir edebilmekiçin kelimelerin gerçek anlamınıbelirlemek, lafız ve mana bakımındanilişkili olan kelimeler arasındabağlantı kurmak, lafızların yer aldığımetnin genel kompozisyonunudikkate almak ve neticede kastedilenasıl mana ile tali manaları ayırtetmek gerekir.Tefsirde hem rivayet, hem dirayetmetodunu kullanan Elmalılı,ibn Cerir et-Teberi, Zemahşeri, Ragıbel-İsfahani, Fahreddin er-Razi,Ebu Hayan el-Endelüsi, ŞehabeddinMahmud el-Alusi gibi belli başlımüfessirlerin eserlerinden geniş ölçüdefaydalanmış, tasavvufi konulardaMuhyiddin İbnü’l-Arabi’ninkitaplarından alıntılar yaparak fikirlerinibazan tasvip etmiş, bazeneleştirmiş, fıkhi konularda genellikleHanefi kaynakları ile yetinmiştir.Kur’an’ı tefsir ederken döneminintartışma konularına da yer veripbunlardan Kur’an’a uygun olangörüşleri belirlemeye çalışmıştır.www.diyanetvakfi.org.tr TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİ 77 >