lerden, bu haksızlıklardan vazgeçindedi. Onlar dinlemek bir tarafa, kölelerine,işçilerine emir verdiler, PeygamberEfendimizi taşlattılar. Mübarekayakları kanlar içinde kaldı veartık yürüyemez olduğu için Taif ’tebir üzüm kütüğüne yaslandı ve kendikendine tazarruda, niyazda bulundu,dedi ki: ‘Ya Rabbi, şayet bana desteğin,bana rahmetin, mağfiretin devamediyorsa ben bu insanların yaptıklarınahiç aldırmam, kavmim yüzçevirdi, insanlar beni dinlemedi, taşladılar,ben bunların hiç birine aldırmam,yeter ki senin desteğin, senintakviyen, senin nusratın devam etsin.’O sıra Cibril geldi, dedi ki: ‘Ya Muhammed,ey Allah’ın Resulü, siz büyükbir incinmeye maruz kaldınız,büyük bir eziyete maruz kaldınız, istersenizMekke’nin ve Taif ’in dağlarınıMekke ve Taif ehlinin üzerine geçirelim,onları yok edelim.’ O esnadaEfendimiz Muhammed Mustafa, ‘hayır,asla istemem dedi. Ben onlar içinsadece ve sadece rahmet, mağfiret vehidayet dilerim. Onların neslindennice insanlar gelecek ve senin dininehizmet edecek ya Rabbi.’ Onun için, ozor durumda bile Efendimiz MuhammedMustafa insanlar için hep şefkati,merhameti, rahmeti, sevgiyi, saygıyıbize öğretti.Akabinde İsra ve Miraç hadisesimeydana geldi. O’nun hayatındao kadar güzel örnekler var ki, 23yıllık risalet hayatı, nübüvvet hayatı,her bir lahzası bir güzel örnekle dolu.Onun için de Kur’an-ı Kerim, ‘Resulünhayatında sizin için çok güzel örneklervardır’ buyurur. O bir üsve-ihasene, bir ahlak timsalidir. ‘Güzelahlakı tamamlamak için gönderildi’buyurur Kur’an-ı Kerim.” dedi.Hz. Muhammed’in insanlaradüşkün bir peygamber olduğunuve hep insanlar için, insanların geleceğive mutluluğu için çabaladığıbıraktı.’Nitekim Efendimiz Muhammed Mustafa da öylebuyurdu: ‘Size iki şey bırakıyorum, bunlara sarıldığınızsürece hiçbir zaman yolunuzu şaşırmazsınız; Allah’ın kitabıve benim sünnetim.’ Evet, Peygamber Efendimizbir beşer idi ama bir başka ayet der ki: ‘Sakın ola ki OMuhammed’i aranızdan sıradan birisi olarak algılamayınve öyle nitelendirmeyin.’ Muhammed, sizden herhangibirisinin oğlu, amcası, dayısı, akrabası gibi nitelendireceğinizsıradan birisi değildir. O, Allah’ın resulüdür veson peygamberdir ve O’nun getirdiği risalet, O’nun getirdiğisünnet, O’nun getirdiği Kur’an kıyamete kadar bütüninsanlığın yolunu aydınlatacak, bütün insanlığa yolgösterecektir.” dedi.Hz. Muhammed’in (sav) bir şefkat örneği, bir rahmetpeygamberi olduğunu ve sadece insanları sevmeyideğil, bütün kâinatı sevmeyi insanlığa öğrettiğini vurgulayanProf. Dr. Ali Bardakoğlu “O, sadece aynı dinemensup olanlara saygı duymayı değil, bütün insanlığasaygı duymayı bize öğretti. Çevre bilincini öğretti, kadınhaklarını öğretti, işçilere, kölelere şefkatle davranmayı,kurdun kuşun hakkının olduğunu, her şeyin emanet gözüylealgılanması gerektiğini bize öğretti.” dedi.Hz. Peygamberin rahmet ve şefkatine bir örnekolarak Taif hatırasını anlatan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu“Efendimiz Muhammed Mustafa, Mekkeli müşriklerininadı karşısında, direnmesi karşısında, âdeta bir avuçmüminin etrafında kalmasının üzüntüsüyle risaletin10’uncu yılında Taif ’e gitti. Taif, uzak bir yerdi, 70-80kilometre, taşlık, kayalık yolu olan bir yerdir. Oraya gittive Taif ’lilere, tek Allah’ı ve kendisinin hak peygamberolduğunu anlattı. Gelin bu yanlışlardan, bu kötülük-< 20TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİwww.diyanetvakfi.org.tr
nı belirten Prof. Dr. Ali Bardakoğlu“Bir hadislerinde efendimiz kendi konumunubize şöyle anlatır; der ki…Peygamber Efendimiz hâlâ aramızda,aramızda yaşıyor. O bakımdanbu sözlerini bizim için de geçerli olarakalgılayın. ‘Benim sizin aranızdakiörneğim, misalim, durumum, tıpkıkırda ateş yakmış bir kimseye benzer.Kırda bir kişi ateş yaktığında ne kadarhaşerat varsa, böcek varsa o ışığıncazibesiyle kendini ateşe atar ve okişi de onların ateşe düşmemesi içinçırpınır durur. İşte siz, bu dünya hayatınageldiniz, bir hengâmenin içinedüştünüz, nefsinizin arzuları iledünya hayatının cazibeleri ile âdetayegâne hayatınızı, tek fırsatınızı teptinizve kendinizi ateşe atmaya başladınız.Ben ise sizin ateşe girmemeniz,sizin ebedi mutluluğu yakalamanıziçin çırpınıp duruyorum.’ Evet,O’nun bütün sözleri, bütün örnek hayatı,hep bizim içindi, bizim bu dünyayıve dünya ötesini sağlıklı algılamamız,bu dünyayı bize verilmişyegâne fırsat olarak görüp, hem iyibir insan olarak, hem iyi bir kul olarakyaşamamız için. Zaten bir insan,kendini tanırsa Rabbini tanır, Rabbinitanırsa bütün varlık âlemini tanır.Kendiyle barışan, Rabbiyle barışır;Rabbiyle barışık olan bütün insanlarlabarışık olur. Bunlar birbirinitamamlayan şeylerdir.” dedi.Kâinata bir sevgi penceresinden,bir rahmet penceresinden bakmamızgerektiğini ve güzel ahlak olmadandindarlığın olamayacağını belirtenProf. Dr. Ali Bardakoğlu “Dindarlığınolgunlaşması, ancak ve ancak güzelahlakla olur ve Efendimiz de ‘Bengüzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.’buyuruyor. Bizim milletimiz,hep peygamber sevgisiyle varoldu ve peygamber sevgisini aralarındakien önemli bağlardan biri gördü.”dedi.Batı’da meydana gelen karikatür krizine de değinenProf. Dr. Ali Bardakoğlu “Ben şunu görüyorum: Vahyingelmeye başladığı ilk günden itibaren, Yüce Rabbim,Cenab-ı Mevla, Efendimize inanmayanlara dokunmadı,Rahman sıfatının tecellisi olarak Efendimize imanetmeyenlere bir şey yapmadı, dokunmadı, hâl üzere bıraktı.Çünkü bu dünya Allah’ın herkesi özgürce yaşattığıbir sınav, imtihan dünyasıdır. Ama Efendimizi incitenlerhep rezil rüsva oldu. Efendimize hakaret edenleri,amcası dahi olsa üzenleri, eziyet edenleri hep rezil rüsvaetti. Bu karikatür krizi gibi hadiseler Batı’nın genelinemal edilmemeli. Batı’da da çok sağduyulu insanlargereken tepkiyi veriyorlar ama bu olayların bir olumluyönü oldu, o da, biz Müslümanlar Peygamber Efendimizine kadar çok sevdiğimizi bir kez daha fark ettik, birkez daha aynı dine ve aynı peygambere mensup olmanınonurunu, itibarını yaşadık. Ümmete, ümmet olmabilincini tekrar aşıladı ve bizim milletimiz için de gerekKur’an-ı Kerim, gerek Peygamber Efendimizin sünnetibir temel bağlılık noktasıdır. Tıpkı <strong>Diyanet</strong> İşleriBaşkanlığı 72,5 milyon insanımızın hepsinin diyanetiise, hepsinin diyaneti olmanın gayreti içinde ise, kuşatıcı,kucaklayıcı bir şekilde dinimizin aydınlık mesajlarınıinsanlığa ulaştırmaya çalışıyorsak; Kur’an da, PeygamberEfendimiz de hepimize aittir, hiç kimsenin inhisarındadeğil, hepimizin peygamberidir, hepimizin kitabıdır.Çünkü Kur’an-ı Kerim hepimize ayrı ayrı gelmişAllah’ın özel hitabıdır. Efendimizin risaleti hepimizi ayrıayrı kurtuluşa çağıran ölmez, eskimez bir davettir.” dedi.Kutlu Doğum Haftalarının, Efendimizle buluşma,O’nun sünnetiyle, Kur’an’la buluşma bakımından insanlarayeni imkânlar sunacağını belirten Prof. Dr. Ali Bardakoğlu“Evimize, gönül dünyamıza Efendimizin sevgisini,sünnetini, ahlakını misafir etmeye ihtiyacımız var.Kur’an’ı anlamaya ihtiyacımız var. Kur’an-ı Kerim’in sadeceraflarda hürmete konu bir kitap olması yetmez,Kur’an’ı dinlemek yetmez. Kur’an’ı anlamak zorundayız,anladıklarımızı da hayatımıza yansıtmamız gerekir. ZatenEfendimiz de, güzel peygamberimiz de hep Kur’an’ıyaşadı ve yaşanılabilir bir kitap olduğunu bize gösterdi.”dedi.Prof. Dr. Ali Bardakoğlu konuşmasının sonunda“Ben, aranızdaki bu peygamber sevgisinin hep daim olmasınıdiliyorum. İnsan sevgisinin, tabiat sevgisinin, insanıinsan olarak sevme hasletimizin kıyamete kadar varolmasını ve bütün insanlığa örnek olmasını niyaz ediyorum.”dedi.www.diyanetvakfi.org.tr TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİ 21 >