hiçbir şekilde bizim İslam inancımızda peygambereizafe etmek yoktur. Hazreti Peygamber bir martir değildir.Bir kurban olmuş insan değildir. Örnek olmuşbir insandır. Yaşamış bir insandır. Yaşayarak yüce birmakama çıkmak, kaynağında bir ulûhiyet iddiasıylaortaya çıkmaktan çok daha müşküldür. Günlük hayatıniçinde günlük yaşamın çalkantıları içinde bir peygambereözgü noktaya yükselmeyi başarabilmiştir.”dedi.Hazreti Peygamberin bir akıl peygamberi olduğunu,insanları önce bilgiye, akla ve düşünmeye davetettiğinin unutulmaması gerektiğini belirten DenizBaykal, “Hazreti Muhammed akla güvenmektedir.Akılla problemi yoktur. Vahiy elbette olması gerekenyerde vardır. Ama vahiy akıl ile çelişki içinde değildir.Hazreti Muhammed akla güvenmektedir, Kur’an-ıKerim’de akla güvenmektedir. Rab de akla güvenmektedir.Kur’an Hazreti Muhammed’in en güzel örnek olduğunubelirtir. Örnek olmak taklit etmek anlamına gelmez.Hazreti Muhammed’in taklit edilmeye değil anlaşılmayaihtiyacı vardır. Hazreti Muhammed şöyle der;‘aklı olmayanın dini de yoktur.’ Kur’an aklını kullanmayanlarınpislik içinde kalacağını, üzerlerine pislik yağacağınısöyler. Kur’an’ın ilk emri ıkra’dır. Oku diye başlar.Kur’an ısrarla insanların aklını kullanması, düşünmesi,ibret alması gerektiğini söyler. Yaklaşık 300 yerdeKur’an-ı Kerim’de düşünmez misin, ibret almaz mısın?Şeklinde uyarılar vardır. Açıkça bilenlerle bilmeyenlerhiç bir olur mu der. Hazreti Muhammed aklavurgu yaparak bilim talep etmek, kadın erkek her Müslümanınfarzıdır ifadesiyle bilimi teşvik etmekle kalmamış,insanlık tarihinde ilk okuma yazma seferberliğinibaşlatmıştır. Bedir Savaşı sonrası esirlerin okuma yazmabilenlerinin Müslümanlara okuma yazma öğretmelerikarşılığında serbest kalmasını sağlamıştır.” dedi.Kur’an’ın insanları özgürleştirirken, toplumsal hayatdaadaletin belirleyici olmasını esas aldığını belirtenDeniz Baykal, “Kur’an’a göre insan topraktan yaratılmıştır.Bunun anlamı yaradılış bakımından bütüninsanların eşit düzeyde olduğudur. Kur’an-ı Kerimbir kavme inmemiştir; bir soya inmemiştir; bütüninsanlara inmiştir. Bu ancak yüzlerce yıl sonra bütüninsanlığın keşfedeceği, bir zamanlar evrensellik, şimdide globallik diye ifade edilen anlayışın köklerininİslamiyet’in bu temellerinde var olduğunu bize göstermektedir.”dedi.Kimsenin doğuştan Rabbe yakınlık bakımındanüstün olmadığını belirten Deniz Baykal “Kur’an‘Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve birkadından yarattık ve sizi kavimlerve kabileler haline koyduk ki, birbirinizitanıyınız. Şüphesiz Allah katındaen üstün olanınız ona karşıderin bir sorumluluk bilincine sahipolandır.’ İnsanlar arasındaki üstünlükRabbe olan yakınlığı, Rabbeolan sevginin, saygının samimiyetinseviyesiyle belli olacaktır. Bu konudaherkes eşit şansa sahiptir. Kimsedoğuştan Rabbe yakınlık bakımındandaha üstün bir mukadderatile işe başlama noktasında değildir.Herkes eşit başlayacaktır. Senburadasın Rab orada. Ulaş ulaşabildiğinkadar. Kim ulaşırsa o işteen iyi insandır, en iyi Müslüman’dır.Bu ayet insanlar arasında her türlüyapay üstünlük ölçüsünün tamamenreddedildiğini gösterdiği gibi,kimin daha iyi Müslüman olduğunuda ancak Allah’ın bileceğini bizegöstermektedir.” dedi.İslamı doğru anlamanın tekyolunun Kur’an’ın ve HazretiMuhammed’in yaşamının doğruanlaşılmasını sağlamakla olacağınadikkat çeken Deniz Baykal,“Bunun en doğru şekilde anlatılmasıdinin bir başka amaçla, bir servet,ün ve menfaat beklentisi içindeolanlar tarafından inhisara alınmışgibi takdim edilmesi İslamiyetinözüne yapılabilecek en büyük saygısızlıktır.”dedi.İslam’ın; iman, sorumluluk vekurtuluş bakımından bireyi esas aldığını,hedefinin ise birey ve tekbaşına insan olduğunu belirten DenizBaykal “Her insan aklı ve kendihür iradesiyle inanır, sorumluluğunuüstlenir, hiç kimse bir başkasınıngünahını çekmez, herkes kendisevabının ve günahının sahibidir.Cennete ancak hak eden girer. Cennettehiçbir cemaate toplu rezervasyonyapma imkânı yoktur.” dedi.< 10TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİwww.diyanetvakfi.org.tr
Kur’an ve Allah’a ulaşmanın yolunun herkesinkendi kararıyla mümkün olduğunu belirten DenizBaykal, “Bu da iyi niyet, yani ihlâs, sonra tevre vedaha sonrada dua. En son olarak da amel-i salih, iyidavranmak, iyi yaşamak. Eğer ihlâs içindeysen tevrenibiliyorsan, yapmaman gerekenleri, yapman gerekenleribiliyorsan, duanı ediyorsan ve iyi davranış sahibibir insansan kimsenin sana aracılık yapmasınaihtiyaç yoktur. Allah böyle yapan insanların tümünekollarını açmıştır.” dedi.Kur’an’ın ve İslam’ın siyasetle ilişkisi konusundaerkesin duyarlı olması gerektiğine dikkat çeken DenizBaykal “Kur’an’da siyasi bazı düsturlar ön planaçıkmıştır. Şura, adalet, işlerin ehline verilmesi gibi ilkelerKur’an’ın öngördüğü temel ilkelerdir. Ama bunlarherhangi bir devlet modelinin, herhangi bir rejimbiçiminin, herhangi bir siyaset anlayışının tekelindeolmayan evrensel, her zaman ve her rejim için,her siyaset için mutlaka gözetilmesi gereken ana ilkelerdir.Elbette şura lazımdır, istişare olmadan doğrufikre ulaşmak imkânı yoktur. Doğru; kimsenin tekelindedeğildir. İstişare şarttır. İstişareyi ister meclisteyaparsın, ister partiyle yaparsın, ister kendi çevrendekiilim adamlarıyla yaparsın ama istişare şarttır.Şart olan İslamın öngördüğü şuradır. Şuranın biçiminidevletin düzeni tayin eder. İşin ehline verilmesi lazım.”dedi.Kur’an’ın bir hukuk kitabı olmadığını, İslam’a göreiman, sorumluluk ve kurtuluşun bireysel olduğunusöyleyen Deniz Baykal, “Kimse kimsenin günahını çekemez.Dileyen Müslüman olur, Tanrı dileyen kimseyihidayete ulaştırır. Hiç kimse ne Müslüman olması için,ne de Müslümanlığı yaşaması içinzorlanabilir. Çünkü dinde zorlamayoktur. Hz. Muhammed’in yeni dinegirenlere iman ettim dedikleri zaman‘iman ettim deme, Müslümanoldum de’, demiş olduğu, hepimizinibret alması gereken çok büyük biruyarıyı da böylece ifade etmiş olduğuunutulmamalıdır. Kimin iman etmişolduğu, ne zaman imanın gerçekleşeceği,o kişinin kendi takdiriyle,kendi uygun gördüğü andaki ifadesiyleortaya çıkacak bir iş değildir.İmanı takdir edecek olan YüceAllah’tır. Sen Müslüman olduğunusöylersin, bir Müslüman gibi yaşamayagayret edersin ama sen bir büyükyolculuğa çıkmışsındır; o yolculuktaimanın hangi noktada ortayaçıkacaktır, çıkacak mıdır, çıkmayacakmıdır? O senin takdirinde değildir.”dedi.Deniz Baykal konuşmasınınsonunda İslam’a ilk giren Müslümanlarınsamimiyetlerini, Allah’ınhiç kimsenin üstünden eksik etmemesitemennisinde bulunarak“1400 yıl önce en karanlık günlerdeİslamiyetin müjdesini HazretiMuhammed’in vermeye başladığıgünlerde büyük bir içtenlikleHazreti Muhammed’in yolunagirdiğini ifade eden o ilk Müslümanlarınbüyük bir belirsizlik ortamında,hiçbir örnek yokken sadeceAllah’ın peygamberi olduğunu,Kur’an-ı Kerim’in nazil olmayabaşladığını çevresine ifade ettiğiiçin ona iman ederek, ona inanarakgeleceğin ne getireceğini bilmeden,yarının ne olacağını bilmedençok büyük bir yolculuğa, büyükbir karanlık ortamında cesaretleyola çıkan o ilk Müslümanlarınruh halini, samimiyetini, içtenliğini,inancını ve imanını Allah’ınhiçbirinizden eksik etmemesini diliyorum.”dedi.www.diyanetvakfi.org.tr TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİ 11 >