12.07.2015 Views

Bülten 38 (Ocak-Şubat-2006) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 38 (Ocak-Şubat-2006) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

Bülten 38 (Ocak-Şubat-2006) - Mimarlar Odası Ankara Şubesi

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Merhabalar,TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> <strong>38</strong>. Dönemi, 11 <strong>Şubat</strong> <strong>2006</strong> tarihinde düzenlenecek 39. Dönem Olağan Genel Kurultoplantısı ve 12 <strong>Şubat</strong> <strong>2006</strong> tarihinde gerçekleştirilecek Seçimlerle son bulacak. <strong>38</strong>. Dönem çalışmaları 4 akstaşekillenmiştir. Dönem çalışmaları “mimarlığın toplumsallaştırılması”, “kentin içselleştirilmesi”, “ortamın kolektifleştirilmesi”ve “örgütün işlevselleştirilmesi” ilkeleri ile şekillenmiştir. Bu çerçevede gerçekleştirilen her çalışmamızda ve etkinliğimizdeüyelerimizle işbirliği içerisinde Odanın 50 Yıllık tarihine ve kurumsal yapısına sadık kalınarak yürüttüğümüz kamu kurumları,diğer meslek odaları, sivil toplum örgütleri ile kurduğumuz ilişkilerle kolektif üretim biçimi benimsenmiştir.İki yıllık çalışmanın sonucunda ortaya konan kuramsal ve pratik ürünlerde her zaman geniş üye katılımını önemseyerek, diğerSivil Toplum Örgütleri, Meslek Odaları, kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği içerisinde olmayı görev bildik. Böylelikle Odatarafından oluşturulan mimarlığa ve kente dair inisiyatifin değişik ortamlarda tartışılabilir, uygulanabilir olmasınıgerçekleştirebildik. <strong>38</strong>. Dönem boyunca çalışmalarımızın arkasında durarak, katkılarını esirgemeyen bizlere destek olanüyelerimize teşekkürü bir borç biliriz. <strong>38</strong>. Dönem boyunca çalışma gruplarımızda ve komisyonlarımızda yer alarak çalışmalarıdoğrudan yönlendiren üyelerimize vefa borcumuzu birazcık da olsa ödeyebilmek için 6 <strong>Şubat</strong> <strong>2006</strong> tarihinde Genel Kurul'unilk etkinliği olarak çalışmalarımıza katılan üyelerimize kokteyl eşliğinde Sertifika Töreni düzenlenecektir. Tüm üyelerimizi butörene katılmaya davet ediyoruz.11 <strong>Şubat</strong> <strong>2006</strong> Cumartesi günü DSİ Konferans Salonunda gerçekleştirilecek 39. Dönem Olağan Genel Kurultoplantısını bu yıl bir şenlik havası içerisinde gerçekleştirmek istedik. Böylelikle <strong>38</strong>. Dönem boyunca iletişim içerisindebulunduğumuz pek çok örgüt, meslek odası, kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte iki yıllık çalışmalarımızın değerlendirmesinibirlikte yapacağız. Bu yıl Genel Kurul'da da katılımın arttırılması yönündeki girişimlerimiz sadece <strong>38</strong>. dönem yönetimkurulu'nun değil, bir meslek odası olarak <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın da değerlendirilmesine olanak sağlayacaktır. Budeğerlendirmelerin ardından 12 <strong>Şubat</strong> <strong>2006</strong> Pazar günü saat: 09.00-17.00 arasında Mimar Kemal İlköğretim Okulu'ndagelecek dönemin çalışma programı ve Yönetim Kurulu seçilecektir.<strong>38</strong>. Dönem boyunca Odanın sahiplenmesi ya da karşı çıkması gereken pek çok önemli olay oldu. Uluslararası <strong>Mimarlar</strong>Birliği'nin 22. Dünya Mimarlık Kongresinin Türkiye'de gerçekleştirilmesi bizler için oldukça büyük bir fırsattı. Bu fırsatı iyideğerlendirebilmek amacıyla mümkün olduğunca çok üyemizin Kongreye katılımını arttırmak yönünde pek çok girişimimizoldu. Öte taraftan <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın ve Şubemizin 50. Yılının bu döneme rastlaması ile mimarların örgütlenmesi ve kentselmücadele alanında pek çok konuyu tartışma ve Odanın bu alanlardaki fikirsel ve eylemsel zenginliğini tarihsel bir zeminlekamuoyuna sunma fırsatını yakaladık. Öte taraftan 50 yıl boyunca Odaya emek verenlerin tekrar Odaya kazandırılmasıanlamında pek çok girişimde bulanabildik.Avrupa Birliği sürecinde hız kazanan çalışmalarda gördük ki <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın bir sivil toplum ve meslek örgütü olarak yeniyasal düzenlemelerde nerede durması gerektiğine dair bir görüş oluşturulması zorunludur. Bu bağlamda <strong>38</strong>. Dönem boyuncaŞubemiz bir çok çalışma düzenleyerek, yasal düzenlemelere yerinde ve zamanında müdahale etmeyi görev bilmiştir. Yine budönemde sıkça sözü edilen kentsel dönüşüm projelerine karşı gerekli müdahalelerde bulunularak kentsel mücadelede pekçok örgütün içerisinde yer aldığı bir inisiyatifi oluşturabildik.39. Dönemde de <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nı hareketli günler beklemekte. <strong>38</strong>. Dönem boyunca devam ettirilen mimarlık mesleğinindönüşümüne dair çalışmalar, yeni dönemde Avrupa Birliği'ne uyum süreci ile başlayan yasal düzenlemelere dair çalışmalarağırlığını arttırarak devam edecek. Bu sebeple önümüzdeki dönem Yönetim Kurulu'nu ağır çalışma koşulları altında ilgili kamukurum ve kuruluşları ile iletişimi sürdürerek konunun üzerine eğilmesi şarttır. Öte taraftan kente yönelik “kentsel dönüşümprojeleri” adı altında devam eden tahribatın önlenmesi yönünde gelecek Yönetime pek çok iş düşmektedir.<strong>38</strong>. Dönem Yönetim Kurul olarak 39. Dönem Yönetim Kurulu'na başarılar dileriz.Genel Kurulda görüşmek dileğiyleHoşçakalın<strong>38</strong>. Dönem Yönetim KuruluTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> AdınaSahibi ve Yazı İşleri MüdürüH. Ali UlusoyYAYIN KOORDİNASYON KURULUKadri Atabaş, Metin Aygün, Bülent Batuman,Nuray Bayraktar, Nurcihan D. Kadıoğlu,Ayşe Ergül, Tezcan Karakuş Candan,Gülnur Özdağlar Güvenç, Aslı Özbay,Emel Özcanlı Akın, Ebabekir Özmert,Mehmet Saner, Yeşim Uysal,Zeynep Ömür Yılmaz, M. Onur YılmazAylık Bölgesel Süreli YayınYayına HazırlayanTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>Grafik TasarımHarman Şaner ÇakmakAdres: Konur Sokak No: 4/3 Kızılay <strong>Ankara</strong>Telefon: 0 312 417 86 65Faks: 0 312 417 18 04e-posta: info@mimarlarodasiankara.orghttp://www.mimarlarodasiankara.orgReklam YetkilisiARGEMTelefon: (312) 418 59 61Faks: 0 (312) 418 59 04e-posta: infoargem@gmail.comBaskıMatsa BasımeviTMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> <strong>Bülten</strong>iayda bir yayımlanmaktadır.Burada yer alan yazıların içeriğinin sorumluluğu yazarına aittir.Kaynak gösterilmek koşuluyla alıntı yapılabilir.


içindekiler450. YIL KUTLAMALARI50. YIL PANELİ AÇILIŞ KONUŞMASIH. ALİ ULUSOY50. YIL PANELİ/OTURUMLARDAN ALINTILAR50. YIL BALOSUPLAKET TÖRENİMİMARLAR ODASI ELLİ YAŞINDAÇOCUK VE MİMARLIKDÜNYA ELLERİMDEÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELERSON GÜNLERDE ANKARAYENİ SAHNE4144484 50. yıl kutlamalarıCENGİZ BEKTAŞY. YEŞİM UYSAL1820SEKRETER ÜYELER GÖZÜYLEMİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ’NİN ELLİ YILIMİMARLIK VE EĞİTİM KURULTAYI-IIIGENİŞ BİR KATILIMLA GERÇEKLEŞTİRİLDİMİMARLIK VE EĞİTİM KURULTAYI-IIISONUÇ DEKLARASYONUNA KATKIALİ HAYDAR ALPTEKİN, GÜNEŞ GÜLTÜRK,ÖZGE ŞAHİN, TONGUÇ AKIŞBİLİNMEYEN ANKARADEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİNASISENEM YILDIRIM/BİLGE İMAMOĞLUTEMSİLCİLİK SEÇİMLERİBASINDA GEÇEN AYGELİR GİDER TABLOSU4952545624dosyabaşka bir mimarlıkmümkün24DOSYA: BAŞKA BİR MİMARLIK MÜMKÜNBAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜNBAŞKA BİR MİMARLIK MÜMKÜNYONCA HÜROLBAŞKA BİR ULAŞIM MÜMKÜNBİR BAŞKA MİMARLIĞI VE KENTLERİ VAR ETMEK İÇİNTMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ39. OLAĞAN GENEL KURULUNADAVET EDİYORUZKORE MUCİZESİCÜNEYT ELKERALTIYLA ÜSTÜYLE KENTLERİMİZİNULUSLARARASI FİNANSMAN SİSTEMİNİNPARÇASI HALİNE GETİRİLMESİ SÜRECİNEİLİŞKİN DÜŞÜNCELERA. MÜFİT BAYRAM48son günlerde ankarayeni sahneAVRUPA BİRLİĞİNDEN YANSIMALAR...“YÖNETİŞİMCİ DEVLET”, “PROJECİ SİVİL TOPLUM”VE DERİN BİR ÇÜRÜMEETHEM TORUNOĞLUANKET


45TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>50.Yıl Kutlamaları25 Aralık 2005 tarihinde Şubemiz 50. yılını doldurmuştur. Bu kapsamda 23-24-25Aralık 2005 tarihlerinde çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir. Şubemizin 50. yıldönümükutlamaları kapsamında düzenlenen etkinliklerin içeriğini belirleyen temelyaklaşım, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin geçmişini, tarihsel özgünlüklerinisorunsallaştırarak derlemek ve sunmak olmuştur. Bir başka deyişle, hedeflenen,Şube'nin bugününe ve geleceğine dair politikalarına ışık tutabilecek bilgi üretiminekatkı sağlamak olmuştur.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> kuruluşundan günümüze bir yandan mesleğingelişimine yönelik çalışmalarını yürütürken bir yandan da kentteki sorunlarayönelmiştir. Bu bağlamda bir meslek odasının sorumluluğu ile mesleğin gelişiminesunduğu katkıları tespit etmek ve 50 yıllık tarihinde ve geleneğinde kentmücadelelerinde aktif olarak aldığı yeri, toplumsal muhalefetin kurucu öznesiolmasını nedenleri ile masaya yatırmak amacıyla toplantı ve panellerdüzenlenmiştir. Kurgulanan etkinlikler üç temel aks üzerinden şekillenmiştir.Bunlardan ilki Oda ve Şube tarihini belgelemek amacıyla, derlenecek yazılı vegörsel malzemeleri içerecek bir arşivin oluşturulmaya başlanması ve elektronikortama taşınmasıdır. Bu çalışmada büyük ölçüde yol kat edilmiş, bütün çalışmaraporları ve yönetim kurulu karaları bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Görselmalzemelerin de derlenmesinin ardından bütün arşiv üyelerimizin kullanımaaçılacaktır.İkinci olarak “50 Yıla Katkı Verenler” sergisi ve “50 Yılda Çizgilerle Mimarlık” isimlikarikatür sergisi düzenlendi. Düzenlenen sergilerde 50 yılda dönüşen kentin vemeslek odasının deşifre edilmesi ve hatırlanması amaçlanmıştır.Son olarak, programın en önemli ayağını 50. Yıl Paneli oluşturmuştur. 23-24 Aralıktarihleri arasında 4 oturumdan oluşan panel Şube tarihinin araştırılması,tartışılması ve geleceğe yönelik politik açılımlar sunulması için ortam sağlamıştır.50.Yıl kutlamalarının bir parçası olarak 18 Kasım 2005'te <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>'nde Sekreter Üyelik yapmış üyelerimizle yuvarlak masa toplantısıdüzenlenmiştir. Bunun yanı sıra röportajlar yapılmış ve sekreter üyelerimizdentoplantıya katılamayanlara yazılı sorular yöneltilmiştir. Toplantının bant çözümlerive diğer tüm dokümanlar 50.yıl kutlamaları için kitap haline getirilmiştir.Bunun yanı sıra 50. Yıl Kutlamaları çerçevesinde 24 Aralık 2005 Cumartesi günüEtnografya Müzesinde Balo organize edilmiş ve 50 yılda başkanlık ve sekreterüyelik yapmış üyelerimize ve oda çalışmalarına emek vermiş tüm personele ödülverilmiştir.25 Aralık 2005 Pazar günü <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> binasının yapımında katkıları geçenüyelerimizin ve binanın mimarının isminin yazılı olduğu plaket binaya çakılmıştır.Oda tarihinin su yüzüne çıkartılmaya çalışıldığı 50. Yıl etkinliklerinde hafıza kaybınaçok sık maruz kaldığımız bu günlerde netleşmek ve odanın gelecek dönemperspektiflerinin oluşturmak adına oldukça önemli bir adım atıldı. Ancak 50 yıllıktarihin irdelenmesi 1 aylık bir etkinlikler bütününe sığacak yada yetecek gibigörünmemektedir.50.YIL PANELİAÇILIŞ KONUŞMASIH. Ali Ulusoy<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, Yönetim Kurulu BaşkanıArkadaşlar; günaydın. Hepiniz hoş geldiniz.Bugünden itibaren <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>nin 50. yılını kutlamaya başlıyoruz. Aslında50. Yıl kutlamaları ile ilgili hazırlıklara çok öncedenbaşladık. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin arşiviniuzunca süredir arkadaşlar toparlıyorlar. Dışarıda dagördüğünüz gibi bir sergi hazırladık ve birçok bilgiyi,belgeyi, dokümanı toparlayıp, Odanın arşivini şuanda doküman halinde hazır hale getirdik. Birçokarkadaşımız da bu hazırlıklarla ilgili sorumlulukaldılar, görev aldılar ve oldukça fazla emek sarfettiler. Huzurlarınızda, onlara buradan teşekküretmek istiyorum.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın 50 yıllık tarihi, neredeyseTürkiye'nin demokrasi tarihiyle koşut, içinde birçokşey barındırıyor. İçimizde, bu 50 yılı yaşayanbüyüklerimiz, ağabeylerimiz var. Bu anlamıyla da bu50 yıllık demokrasi tarihi içerisinde <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong>nın önemli bir işlevi ve bir fonksiyonu olduğunudüşünüyorum.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, 1954-55'lerden beri meslek grubuolarak dar, teknokratik bakış açısından öte, toplumubütünlüğü içerisinde kavrayan kapsamlı bir planlamaanlayışını savunmuştur. Gerek 1990'ların “<strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong> Toplum Hizmetinde” anlayışı, gerekse 1970ortalarında ortaya atılan fiziki, sosyal ve ekonomikyapının birebir mekânsal karşılığı olduğu vetoplumsal muhalefet içerisinde yer aldığı, temelsavları 1990'lara kadar <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın kentyapısıyla ilgili temel bilimsel ve meslekipolitikalarının belirleyici unsurları olagelmiştir.Söz konusu bakış açısı, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın sektöreldisiplin alanlarında sarf ettiği bilimsel ve meslekiçabaların yanı sıra, kentin sosyolojisi ve makroformu, yerel yönetimler, yerel yönetimlerinörgütlenmesi, yerel yönetimlerin örgütlenmesindeemekçi sınıf ve katmanların söz ve karar sahibiolmaları, küçük üretim ve zanaatkârlık ilemühendisliğin, plancılığın ilişkileri konularında dabilimsel üretim yapması sonucunu getirmiştir.Mühendis ve mimarları bir mesleki kategori olarak,ekonomik ilişki ve toplumsal bilinç göstergeleriaçısından inceleyen araştırmalar, teknik beceriyehaiz bir katman olarak toplumu dönüştürmesibeklenen mekanizmalar ve güçler içerisinde mimarınkonumu, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın irdeleme alanı içerisindeyerini almıştır.1990'lı yıllarda yaşanan neoliberal ekonomikpolitikaların sonucu, sibernerik devrimin kentüzerinde oluşturduğu dönüşüm, iletişimteknolojisinin getirdiği yeni parametreler, bilgininyayılması, kent ve yapı mekanizmasının dolaylıdönüşümü, kentlerin ulusal devletten çokuluslararası bir sistemin pazarı haline gelmesi, kenttopraklarının rant aracı haline getirilmesi ve budeğişimin büyük sermayeyle geleneksel küçüküretim arasındaki dengeleri yeni baştan oluşturması,gündeme gelen ekolojik boyutlar, uluslararasıdayatmalar sonucu ortaya çıkan yasal düzenlemeler,planlama kavramını, sosyal mücadele kavramını,mimarlık mesleğini ve meslek odasının yenidenyapılanmasını, yeni bir perspektif içerisindeirdelemeyi zorunlu kılmaktadır.Uluslararası dengelerin Büyük Ortadoğu Projesidayatmalarıyla ülke topraklarımızın savaş ortamınasürüklenmeye çalışıldığı, kent topraklarınınyabancılara satıldığı, kültürel ve doğal mirasımızınpazarlandığı, mimarlık mesleğinin toplumlailişkilenme alanlarının daraltılmaya ve meslekörgütümüzün sadece bir düzenleme örgütü halinedönüştürülmeye çalışıldığı değişen Türkiyepanoraması içerisinde bu değişim, meslek alanımızı,sosyal formasyonu, planlama disiplinlerinin içindeyer aldığı yapı üretim sürecini bizim dışımızdayeniden yapılandırmaktadır.Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'nin uymak zorundakalacağı müktesebat, hizmetlerin ve kişilerin serbestdolaşımıyla bağlantılı olarak, mesleki yeterlilik vediplomaların karşılıklı tanınmasıyla ilgili düzenlemelerve getirdiği yükümlülükler, İl Özel İdareleri Kanunu,Büyükşehir Belediye Kanunu, Belediye Kanunu,...


67kentsel dönüşüm yasaları, Koruma Kanununda yapılandeğişiklikler ve Kamu Mali Yönetim ve KontrolKanunuyla hukukumuza giren, ülkemizin planlamaiklimini değiştirecek Stratejik Plan, ülkemizin hukukiyapısının baştan ayağa yenilenmesi, köklü bir değişimsüreci geçirmekte olduğumuzun göstergesidir.İpotekli finans kurumu ile uzun vadeli borçlanarakkonut edinme sistemi, mali ve bankacılık sistemimizegirmek üzeredir. Bunun anlamı, gayrimenkul değerlerinmenkul değerlere dönüştürülmesi sistematiğinin vetekniğinin ülkemize yerleştirilmesidir. Söz konusudeğişim, yapı üretim süreçlerini ve bu süreç içerisindeyer alan nitelikli teknik işgücünün işlevlerini, üretimsürecindeki rollerini de dönüştürecektir. Şimdidenhazırlanan yasalar ve taslaklarda, yapı denetimi,meslek sorumluluğu sigortası, hukuk sistemimizdeyerlerini almış ya da almak üzeredir.Yukarıda değindiğimiz ekonomik ve toplumsalkoşullarda, niceliksel değil, niteliksel ve kötüye doğrubir gelişmenin varlığından söz etmek mümkündür.Gelir dağılımı daha da bozulmuş, borç yapısı iseözellikle iç borç anlamında aşılması olmazsa olmaz birgereksinim haline gelmiştir. Çok kısıtlı sayıda kişilerinelinde yoğunlaşan iç borç, kalkınmanın, gelişmenin veher türlü sosyal ilerlemenin önünde duran en ciddiengel haline gelmiştir. Borç çıkmazından kurtulabilmekiçin, iç borcun yeniden yapılandırılması zorunluluğu erya da geç gündeme gelecektir.Fiziki yapılanma da mali yapılanmaya koşut olarakdönüşüm geçirmek durumundadır. Çeşitli nedenlerlekentlerin yapı stokunun çok büyük bir bölümünün dedeğişmesi ya da yenilenmesi gündeme oturmuşbulunmaktadır. Yapı stokunda temerküz, finansalalandaki kadar dramatik değildir. Bu konjonktür, plancıve mimarlara bazı olanaklar tanımaktadır. Ancak,plancı ve mimarların mesleklerini özgürceuygulayabilmeleri için, şimdiye kadar pek fazla içinegirmedikleri finansal alana girmeleri gerekecektir.Sürekli eğitim formasyonları arasına, finans teknikleri,ipotekli finansla ilgili teknikler girmelidir. Bunun yanısıra, zaten müfredata girmiş bulunan yönetimprogramlarını, sigortalama tekniklerini de daha ayrıntılıolarak içermeleri gerekecektir.Yapı denetimi ve mesleki sorumluluk sigortalarıkonusunda Stratejik Plan ve uygulamaları ve paralelbütçeleme teknikleri konusunda ihtisaslaşmış mimarkadroların oluşturulması, meslek alanında yaşananişsizlik krizine de çözüm getirecektir.Şu anda mimarlık, egemen ideoloji ve sınırlı hallerde,avant-garde akımlar paralelinde itibar sahibiolabilmekte, landmark niteliği taşıyabilen yapılar vemekân tasarımları dışında, mimarın özgürce ve yetkinbiçimde mesleğini uygulayabilme alanı daraltılmakta;bu durum ise, mimarlık mesleğinde vahim bir işsizlikkrizi doğurmaktadır.Öte yandan, küreselleşen dünyada sermayenin veçokuluslu şirketlerin oluşturduğu sistem, getirdiğisömürü düzeni dolayısıyla dünya çapında eleştirilereuğramaktadır. Dünya Ekonomik Forumu, küreselleşensermayenin sorunlarını tartışırken; alternatif birmuhalefet odağı, Dünya Sosyal Forumu,“Gezegenimiz satılık bir ticari mal değildir” ve “Başkabir dünya mümkün” sloganları altında Mumbai'detoplanmışlardır. Fikirsel öncülüğü, YurttaşlarınDesteklenmesi İçin Finansal SermayeninVergilendirilmesi Grubu tarafından yapılan bu hareket,kısa zamanda dünya ölçüsünde bir muhalefetikapsayan ve çok değişik alanlar içeren bir fikir tankıniteliğini almıştır.Alternatif dünya hareketinin mesleğimizi ilgilendirenönemli temalarından biri, küresel iklim değişikliği ve suile enerji kaynaklarının tükenmesiyle ilgili olanlarıdır.Enerji ve su tüketimini 21. Yüzyıldan çok farklı birbiçimde tasarlamak zorunda olacak bir dünya düzenikapıdadır. Pahalı su ve enerji kaynaklarını kısıtlı olarakkullanmak zorunda kalacak olan ekonomilerinyapacakları tercihler, yapı üretim sürecinde vekentlerin makro formlarında gerçekleşecekdönüşümlerin habercisidir.Bütün bu gelişmelerin yanı sıra, sibernetik devrimin veküreselleşmenin dünyasında nitelikli emeğin işlevitartışmalı duruma gelmiştir. Post-fordist üretimsüreçlerinde mühendisin ve mimarın konumu yenibaştan irdelenmelidir. Mesleğimizin postmoderndönemde kazanmakta olduğu aura ve itibar,küreselleşme koşullarının türevi olan kültürünözelleşmesi sakıncaları açısından alternatif tasarılarınsahibi, muhalefet odaklarının eleştirel bakışına muhtaçolacaktır. 21. Yüzyılın mimarlarının ve plancılarınınkaderi büyük bir olasılıkla yepyeni kentleri ve yepyeniyapıları tasarlamak olacaktır.Tüm bu yaklaşımlar, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın felsefiyaklaşımlarını ıskalamadan, geleneğinde toplumaalternatif yaşam biçimlerini sunan bir hükümet dışıörgüt olduğu gerçeği unutulmadangerçekleştirilmelidir.Bütün bu gelişmeler göstermektedir ki, <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong>nın, toplumun bütün kesimleriyle birlikte dahafazla örgütlenmeye ve daha fazla mücadeleci olmayaihtiyacı vardır.Bu duygularımla hepinizi saygıyla selamlıyorum.Teşekkür ederim.50. Yıl Paneli’nden Alıntılar<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin 50. Yılkutlamalarının en önemli ayağını 4 oturumdanoluşan 50. Yıl Paneli oluşturmuştur. 4 tema altındatoplanan oturumlarla amaçlanan Şubenin tarihiniaçığa çıkartmak ve kritik günlerden geçtiğimiz budönemde Şube'nin perspektiflerine ışık tutacakaçılımları sağlamaktır.Bu kapsamda gerçekleşen ilk oturum “ <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin Tarihsel Rolü” dür. Buoturuma Bülent Batuman'ın yürütücülüğündeSayın Nejat Ersin, Yavuz Önen, Fatih Söyler veYonca Hürol konuşmacı olarak katılmış ve1955'ten başlayarak günümüze dek uzanantarihsel bir çerçeve sunulmuştur. İkinci oturum“ <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ne Dışardan Bakış”başlığı ile gerçekleştirilmiştir. Bu oturuma AliUlusoy'un yürütücülüğünde <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> ileyakın ilişkiler içinde bulunmuş Sayın CengizBektaş, Yaşar Seyman, Mümtaz Soysal ve RuşenKeleş konuşmacı olarak katılmıştır. <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>'ni dışardan bir göz olarakdeğerlendirmişler ve tarihsel dönüm noktalarındadönemlerde <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin aldığı pozisyonlarailişkin saptamalarda bulunmuşlardır. Panelinüçüncü oturumu olan “ Bölge Merkezi olarak <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>” oturumunda Temsilcilikleri Anadolu'nunbüyük bir kısmına yayılmış olan <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ninmerkez dışı bölgelerle olan ilişkileri ve merkezdışında mimarlık üretimine dair perspektifleriaçığa çıkartılmaya çalışılmıştır. Son oturum“ <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> ve Değişimin Dinamikleri”olmuştur. Bu oturumda AB uyum süreci ile birliktetoplumun ve mesleğin dönüşümüne ilişkinsaptamalarda bulunulmuştur. Bu panellerleamaçlanan salt geçmişe ait bilgi birikiminigeliştirmek ya da bilinmeyen bazı yönleri açığaçıkartmak olmamıştır. Daha çok <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong>'nın 50 yıl boyunca dünyaya, ülkeye ve kentedair söylemlerini bütüncül bir bakışla algılama veanaliz etme olanağı sağlaması ve ortaklaşayaşanan bir tarihi paylaşma ve günümüze dair1. Oturum Katılımcıları: Nejat Ersin, Yavuz Önen, Bülent Batuman, Fatih Söyler, Yonca Hürolbazı önermeleri geliştirirken tarihsel altyapımızınaçığa çıkartılması olarak algılanmalıdır.Bu kapsamda aşağıda sunulan 23-24 Aralık 2005tarihlerinde gerçekleştirilen 50. Yıl Panellerindenbazı bölümlerde 50 Yıllık Şube ve Oda tarihinedair ipuçları bulabilirsiniz. Söz konusu Panelinyayın haline dönüştürülmesi yönünde hazırlıklarındevam ettiğini de belirtmek isteriz.1. Oturum: <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ninTarihsel RolüNejat Ersin: O dönemde <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin enenteresan faaliyeti şudur; <strong>Ankara</strong>'daki sıvacı, mozaikçive fayansçılar bize geldiler. Sendika kurmakistiyorlardı. Çok heyecanlandık. “Nedir?” dedik,“Bizde bir sürü ustalar var; o gidiyor, bu gidiyor, işibozuyor, hepimizin adı lekeleniyor. Onun için, birsendika kuralım ve bizi sınıflandırın; birinci sınıf, ikincisınıf, üçüncü sınıf filan gibi” dediler. Oda, bununla 4-5


89ay uğraştı, imtihan kurulları kurdu; bütün sıvacıları,fayansçıları, mozaikçileri, hepsini imtihan etti ve birsınıflandırma yaptı, onlara bir statü hazırladı. Ben deo statü hazırlayan ekibin içerisindeydim. 3-4 ayiçerisinde resmen kuruldu. Ondan sonra o şeye göre,birinci derecede usta, ikinci derece ustalar belirlendi.Fakat maalesef yürümedi; çünkü kendi istekleriolmasına rağmen, bu derecelendirme kendileriarasında bir ihtilafa yol açtı ve bir-iki sene sonradağıldı. Bunu da üzüntüyle belirtmek isterim....59 senesine geldiğimiz zaman, bir taraftan daMerkez'le <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> devamlı çekişme halinde.Evvela para bakımından bir çekişme vardı, paragönderilmiyordu. Odaların merkezleri burada, OdalarBirliği Yönetim Kurulu burada. İşler sürüncemedekalıyordu. Mesela, bir yarışma söz konusu oluyor,bunun kararı filan Oda'dan geçtikten sonra OdalarBirliği'nce tasdik edilmesi lazım; İstanbul'dangelemiyorlar, geç kalınıyor, bize haber veriliyor. Birde bakıyoruz ki, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'ndan başka bütünOdaların merkezleri <strong>Ankara</strong>'da. Niye bizimMerkezimiz İstanbul'da? İlk Genel Kurul İstanbul'dayapıldı. Hatırladığım kadarıyla, o zamanlarTürkiye'nin mimar sayısı 1 200 civarında. Bunun800'e yakını İstanbul'da çalışıyor. <strong>Ankara</strong>'da 70-80civarında, o da zorlarsanız. Görünen 40-50 kişi, amaaraştırmalarda 70-80 kişi civarında. Onun için,<strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> olarak rol oynayamamışız. Nasıl olurbu; kanunla olur. Tekrar Meclis'e gidiliyor, tekrarSüleyman Kuraner'e gidiliyor, uğraşılıyor filan ve7303 sayılı Kanunla, 01.09.1959'da Merkez<strong>Ankara</strong>'ya geliyor. Burada da <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>çalışanlarının, <strong>Ankara</strong>lı mimarların -hem kamuda,hem özel sektörde- önemli derecede bu işe katkılarıolmuştur. Bunların hepsini de saygıyla anıyorum.Böylece, <strong>Ankara</strong>, Oda Merkezi haline geldi.Yavuz Önen: <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, 70'li yıllarda şöyle birdurumla da karşı karşıya: Türk Mühendis MimarOdaları Birliği dağılmış, Türkiye'de personel rejimi10195'ten sonraki evreye hazırlanıyor, o zamanmeslektaşlarımızın önemli ölçüde çalıştığı kamualanlarında yeni bir düzenlemeye gidiyor ve birtoplumsal muhalefetin de doğmasına neden oluyor.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, bu toplumsalmuhalefetin kendi meslek ortamıyla ilgiliprogramında çok etkin rol aldı, teknik elemankurultaylarında işlevsel bir rol üstlendi… Teknikelemanlar kurultaylarının düzenlenmesinde, TürkMühendis Mimar Odaları Birliği'nin toparlanmasında-çünkü o zaman dağınıktı, Birlik çalışamazdurumdaydı; 5-6 oda bir sekreterya çerçevesindeayrı çalışıyordu- bunun tekrar hayata dönmesindeŞubenin çok önemli rolü oldu ve de nihai olarakmeslek adamlarının ve mimarların da içindebulunduğu sendikalaşma hareketinin de başınıçekti…Genel olarak <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, başından beri,kurulduğundan beri <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın toplumsal vemesleksel konumlanmasında çok etkili, belirgin birişleve sahiptir. Bu işlevini hiç terk etmedi. <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>, mimarlığın entelektüel birikimine katkısunmaya devam ediyor. Bu işte süreklilik var...<strong>Ankara</strong> Şubemizin geleceğe yönelik olarak da böylebir işlevi sürdürmesinin tarihsel bir gereği vardır diyedüşünüyorum; yani sadece geçmişten ibaret değil,geleceğe de uzanan bir işlevi var. Oradanbeslenerek, <strong>Ankara</strong> Şube, bugün <strong>Mimarlar</strong> Odamızınhem politik arenadan -mesleki politikalar anlamındasöylüyorum- hem de aktif toplumsal mücadelealanından çekilmiş olmasını ve etkinliğini yitirmişolmasını hazmetmiyor, bunu değişik biçimlerde dilegetiriyor ve Oda tartışmalarında bunu örgütlemeyeçalışıyor.Fatih Söyler: [Birinci eşik olan 12 Eylül'den sonra]94 yılında yaşanan ikinci eşik, biraz da sosyal devletilkesinden vazgeçilmesinin meslek odasına nasılyansıdığını gösteren çok ilginç bir süreçti; o daMeslek Yasasıyla ilgili tartışmalardır. MeslekYasasıyla ilgili tartışmaların tarihi aslında çok eskidir;ama önce İzmir <strong>Şubesi</strong>nde 85 yılında Pembe Kitapşeklinde bir Meslek Yasası Tasarısı çıktı, ondan sonrada 92 yılında bir Beyaz Kitap çıktı. O da Kadıköy'dehazırlanmış bir tasarıydı. Daha sonra da bu tasarılarbir metin halinde Oda'nın gündemine girdi.Bu Meslek Yasası tartışmalarında, hazırlanan sontasarının getirdiği önemli özellikler vardı. Bir tanesişu: TMMOB'nin tamamen örgütlenmeye yönelik birbaşat yapısı vardı; <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> TMMOB'denayrılacak, bir meslek kurumu olarak yenidenörgütlenecekti. Meslek kurumu olarak yenidenörgütlenirken de sadece serbest mimarların ve ancakOda içerisinde oluşturulacak bir kurulun listeyegirmesini kabul edeceği, serbest mimarların kayıtlıolacağı bir meslek örgütünden söz ediliyor, yani birnevi elit mimarlar örgütü kurulmak isteniyordu. Yaşhadleri geçiriliyordu vesaire. Bunun da çeşitligerekçeleri sunuluyordu bize. Aslında bu metin,büyük ölçüde küçük şubeler tarafından desteklendi;ama bu destek, biraz da bilinçsizce yapılan birdestekti. Sadece Meslek Yasası Tasarısının meslekidenetimi güçlendireceği intibaı uyandığı için, böylebir tasarıyı destekler göründüler. Neyse ki, yine<strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin de büyük gayretleriyle bu MeslekYasa Tasarısı kabul görmedi. 95'te yapılan birOlağanüstü Genel Kurulda reddedildi ve doğrusu,büyük bir badireden o anda kurtulduk. Ama bu bireşiktir, önemli bir eşik; çünkü o tartışma hâlâ büyükölçüde Oda içerisindeki ayrışmaların esasınıoluşturuyor.Bu tasarı, büyük ölçüde o sıralarda -tabii halen desüren- desantralizasyon politikalarına, yerelleştirmepolitikalarına, sözde demokratikleşme diyegetirilmek istenen bireyselleşme politikalarına,dernekleri ve sendikaları dağıtma politikalarına sonderece uygun düşen bir şeydi. Bu metinler,“TMMOB'den ayrılacaksınız, her ilde bir şubeoluşturulacak, her şubenin kendi meclisioluşturulacak” gibi, Hükümet programlarının aşağıyukarı çok benzeri bir programı gündeme getirmişti.Yonca Hürol: Birinci Aladağ Toplantısı [1995] birözeleştiri süreciydi… Fakat Aladağ Toplantısı,dışarıdan gelen insanların eleştirilerindenkaynaklanan bir talep değildi, Odanın kendiiçerisindeki Yönetiminin talebiydi. Yani Oda, buradaüyelere öncülük ediyordu. Yani ben bir üye olarakburaya geldiğim zaman, Odanın politikalar üretmedebir eksikliği olduğunu hissetmiyordum; tam tersine,bana politik olarak doyurucu bir ortam olarakgeliyordu. Belki bunu konuşabildiğimiz içindi bu;fakat Oda Yönetimindeki insanlar aktif rol almayıtercih ettikleri için, bunu yapamamanın sıkıntısınıduyanlar yine onlardı… Bu toplantı yapıldı vearkadaşlarımız gerçekten bu eleştirilere çok açıktılar.Ondan sonra bütün dinamikleriyle bütün önerilerideğerlendirmeye çalıştılar. Daha sonra bir ikinciAladağ Toplantısı yapıldı. Bu, siyasi içeriği dahakuvvetli bir toplantıydı. Burada, çıplak ayaklıdoktorlar gibi, hani bir zamanlar Çin'deki çıplakayaklı doktorlar gibi, “Acaba bir çıplak ayaklımimarlıktan bahsedebilir miyiz; yani halka hizmetgötürme imkânı var mıdır?” konusu üzerinde duruldu.Çünkü o zaman, bir yandan da Doğu Anadolu'dakibirtakım süreçler devam ediyor, insanlar çadırlardayaşıyorlar, çocuklar ölüyor; böyle bir sıkıntılı dönemve bunları görmemenin, hakkında konuşmamanınbiraz zor olduğu bir dönem. Hakikaten, politikameslekilişkisinin doğrudan örtüşebilme olasılığıbirdenbire karşımıza çıkıyor. Bu, beni her zaman çoketkileyen, hep inandığım bir şey oldu; yani bu alanlarıbirbirinden izole edemeyiz. Meslekle politika ya daherhangi bir düşünce ortamıyla aktif eylem ortamıbirbirinden ayrı şeyler değildir. “Düşünürüz vedüşündüğümüzü yaparız, yaptığımız şeyi dedüşünürüz” gibi düşünmeyi tercih etmişimdir herzaman...2. Oturum: <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın 50Yılına Dışarıdan BakışMümtaz Soysal: [Mimarlık,] o açıdan bakınca da,en çok göründükleri yerler şehirler olduğu için -bilmiyorum, herhalde öyledir diye düşünüyorum;sizler daha iyi biliyorsunuzdur- şehir plancılığıyla çokyakından ilişkisi olması gerekir diye düşündüğüm birmeslek ve sanat. Belki, Sayın Keleş ve başkaları,onun gerçekten öyle olduğunu söyleyeceklerdir; amaöyle değilse, mutlaka öyle olması gerekir. Yani enyakın ilişkide olması gereken Odanın Şehir Plancıları<strong>Odası</strong> olması gerektiğini düşünüyorum; çünkü birbina, hangi çevrenin içine, nasıl oturtulacak, nereyeoturtulacak, bu konuda, zannediyorum, <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong>yla Şehir Plancıları <strong>Odası</strong> arasında çok yakınbir ilişkinin bulunması gerekir. Belki de <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong>nın içinden doğan bir Odadır. Öyle olmasıgerekir gibi geliyor.1. Oturum Katılımcıları: Yaşar Seyman, Mümtaz Soysal, H. Ali Ulusoy, Cengiz Bektaş, Ruşen KeleşAyrıca, her ikisinin de belediyelerle yakın ilişkisiolması gerekir. Belediyeler, ya bu işin ihyaedicisidirler ya da canına okuyanlardır. O bakımdan,bu, öyle bir çelişkili ilişkidir ve canına okunmamasıiçin, zannediyorum, belediye yönetimlerinde bir çeşitkota mı diyelim, kontenjan mı diyelim, kendilerinesiyasal bakımdan da bir yerin ayrılması gerekir...Belediye meclislerinde de mimarlara ve şehirplancılarına birer kota ayrılması gerekir...Yaşar Seyman: <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'yla alan çalışmasıesnasında tanıştım. Daha sonra kentin imarlıkesiminde yaşamaya başladığımda, Altındağgecekondularında yaşarken, Başkent'te, kent içindekentsizlik yaşadığıma tanık oldum; kent içindekocaman bir kentsizlik yaşıyormuşum. Oysa,gecekonduya kırsal kesimden gelen ilk kuşak çokmutlu, oturduğu yeri köyle karşılaştırıyor; ama ben,kentin gelişmiş kesitiyle karşılaştırdığımda, bir sürüyoksunluklarla karşılaşıyorum. Önce gecekonduda<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>yla tanışmak, ardından kentin imarlı


1011kesiminde <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>yla tanışmak ve öneminikavramak, daha sonra da dünya kentlerini görüp,<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın ne kadar önemli olduğunukavramak...<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, mesleki uğraşından daha çok,demokrasi mücadelesiyle benim dünyama konukolmuştur. Hatta bir dönem, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>denildiğinde, TMMOB, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> olarakanlaşılır; yani sanki mühendisler filan yoktur. Böylebir şey vardır. Kamuoyu, kent dokusundakibozukluklar, kente karşı saldırılar, kent kültürününyoksunluğunda, her şeyde, o demokrasimücadelesine tanık olduğu için şöyle sorar:“<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> ne düşünüyor?” Mutlaka bunusorar. Çünkü o yıllarda <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, halkla aynıdili konuşuyordu…Yaşadığımız kentle bütünleşmek için, gerçekten<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nı izlemeliyiz, etkinliklerine gitmeliyiz,yayınlarını takip etmeliyiz, sahiplenmeliyiz. Ne kadarkatılırsak, o örgütün işlevinin bize o kadar mutlulukgetireceğini hiçbir zaman unutmamalıyız. Yoksa, kentadına birtakım çirkinlikleri, gürültü kirliliğini, görselkirlilikleri, herkesin evini istediği renkte boyamasını,birçok şeyi eksik bırakırız diye düşünüyorum. Onedenle, ilgilenmeliyiz. Kentle buluşmak, biraz da<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'yla buluşmaktan geçiyor diyedüşünüyorum. Bunu çok önemsiyorum.Cengiz Bektaş: Temelde baktığımız zaman,<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> hep bir sivil toplum örgütününyapması gereken şeyleri yapmıştır. Her iktidar<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'ndan çekinmiştir. Biz, depremieleştirdiğimiz zaman, bizim adımız harabebaykuşlarıydı. Menteşoğlu tarafından, Mecliste öylesöylendi. Yani <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> her zaman çok kötüsuçlandı; ama hep doğru dürüst karşılık vermeyi,çözüm vermeyi becerdi. Örneğin, depremle ilgili 26sayfalık bir raporumuz vardır -Arman Güran'ınkulakları çınlasın; benim dışımda, tek o yaşıyor- onubir türlü okutturamadık bile. Birileri görsün diye,sonra Forum Dergisi'nde yayınladım. O gün, DoğuAnadolu ve Anadolu'yla ilgili söylenen şeyler, neyazık ki, üzülerek söyleyeyim, 2005'te de tıpatıpgeçerlidir; korkarım, daha sonra da geçerli olacak.Dediğim gibi, hep karşıya alındık ve de hep politikayapmakla suçlandık… İnsan, fırından ekmek alırkende politika yapar, gazete okurken de politika yapar.Politika yapmadan nasıl olur bu iş; hele mimarlıkkonusunda, hele kent tasarımı konusunda?İmar kurallarına, yasalara, şuna buna karşı,İstanbul'da olduğu gibi, akıl almaz derecedekomiklikler yapılırken, orada susamıyoruz ki; çokşükür ki susmuyoruz ve de birilerini uyandırmayaçalışıyoruz, yani dışı uyandırmaya çalışıyoruz. Enönemli sorunlardan birisi bu...Bir şey daha söylemek istiyorum; Fakir Baykurt'tanaldığım derstir: Her şeyden önce benim örgütümgelir. O sırada onun başındaki insanı sevmem,sevmemem, eleştirmem, eleştirmemem hiç önemlideğildir; ben, örgütümle var olduğumu bilmekzorundayım...Ruşen Keleş: Burada yöntembilimsel bir hatayapmamak için, bugün 50. yılını kutladığımız<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin Genel Merkeziylebir bütünlük içerisinde düşünülmesinin doğru olacağıkanısındaydım. Zaman zaman, demokratik süreçlernedeniyle ufak tefek farklılıklar olsa bile, onları aynıbütünün parçaları olarak görmek ve değerlendirmekdoğru olur diye düşünüyorum.Bu 45-50 yıllık süre içerisinde, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nınsadece dar meslek çıkarlarını savunan ve onlarüzerinde duran bir kurum olmadığını yakındangördüm. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nı, kendisini toplumaadamış olan, toplum sorunlarına karşı ve özelliklegüncel toplum sorunlarına karşı çok yakın birduyarlılık gösteren, birikimini toplumun sorunlarınınçözümüne bilinçle yansıtabilen birkaç odadan biriolarak tanıdığımı belirtebilirim… <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, bukonudaki duyarlılığını her zaman göstermiştir.1950'lerden 2000'li yıllara kadar, Cumhuriyet'in temelniteliklerine, temel hak ve özgürlüklere, “hukukabağlı devlet” ilkesine olan bağlılığı, <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong>'nın bütün bu parçacıl konuların üstündedeğerlendirilmesi ve saygı gösterilmesi gerekentavırlarıdır. Bunu da her zaman saygıyla anmayahazır olmamız lazım.Acaba <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, yapmak istediklerinintamamını yapabildi mi? <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nınyapamadıkları var, yaptıkları var. Bunu bir genelmuhasebe sistemi içerisine oturtursak, bana öylegeliyor ki, yaptıkları, katkıları, yapamadıklarından çokdaha ileridedir. Çünkü Türkiye'de öyle dönemlerolmuştur ki -askeri müdahaleler dönemini alınız- yanibırakınız yapması gerekenleri yapmayı, varlıkmücadelesi vermiştir bu tür kurumlar ve hâlâ davermektedir. Dolayısıyla, o açıdan, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nıkınamak yerine, ona saygı göstermek doğru olur diyedüşünüyorum.3. Oturum: Bölge Merkezi Olarak<strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>Sait Kozacıoğlu: 70 öncesinin bir başka özelliği deşu: 60'lı yılların özellikle ikinci yarısında, öğrenciderneklerinde, gençlik derneklerinde, siyasal fikirkulüplerinde etkin olan; yani seçimlere giren, seçimkazanan, yönetici olan, yönetim yapan ve oyönetimden sonuçlar alan bir gençlik kadrosuodalara geldi. Bunlar yönetim deneyimi olan,üniversitede yönetim deneyimi olan bir ekipti ve ilişkiçerçeveleri de kendi mesleklerinin dışında, bütünmühendislik disiplinlerini de kapsayacak kadargenişti. Bunun şöyle bir rolü oldu: Diğer etkenlerlebirleştiği zaman, bizim 74'te yaşadığımız OrtakMesleki Denetim Uygulaması Protokolü Türkiye'dehayata geçirildi. Bu, çok kritik ve önemli bir olaydırve sonuçları da sadece meslekle ilgili değil.<strong>Mimarlar</strong>ın mimari proje, inşaat mühendislerininstatik projesi yapması gibi bir ayrımı yerleşti; amabunun ötesinde, mimarlar ve inşaat mühendislerini,elektrik mühendislerini, makine mühendislerini, yaniyapı sektöründeki 4 dalı bir araya getirdi. Bu daTMMOB'nin Türkiye çapındaki yükselişininzeminlerini oluşturdu. Yani ortak mesleki denetimuygulaması, 60'ların sonunda yetişen kadrolar,TMMOB'nin yükselişi ve Türkiye'de verilendemokratik kitle mücadeleleri, bunlar birbiriyle birörgü şeklinde bağlı.Bunda <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin şöyle büyük bir rolü var:Bir kere, coğrafi olarak merkezi bir konumda olduğuiçin, İzmir'e ve İstanbul'a göre daha merkezi birkonumda olduğu için; yani oradaki arkadaşların eksikgayretinden değil, bizim bu jeopolitik durumumuzdankaynaklanan bir sonuçla, Türkiye'de, Zonguldak'taolduğu gibi, bu temsilciliklerin örgütlenmesindebüyük çaba sarf ettik. <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> üyesiarkadaşlar Merkez'de temsilcilik sekreteri olarakgörev aldıkları gibi, Şube'nin diğer kadroları da bütünbunlarda etken oldu. Ama belki de bütün bunlarzaten <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> olarak başını çektiğimiz OrtakMesleki Denetim Uygulaması Protokolü sayesindeyapılabildi, TMMOB'de yaptığımız çalışmalarsayesinde yapılabildi.Süheyl Kırçak: Benim görev yaptığım dönemlerde,Oda'nın şubeler dışındaki örgütleri de, yanitemsilcilikleri ve mesleki denetim görevlileri dedoğrudan doğruya Merkez'e bağlıydı. Dolayısıyla, ozaman, <strong>Ankara</strong> dışındaki birimlerle <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ninörgütsel olarak birebir ilişkisi yoktu; ama <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>'nin bu bütünlük içerisinde kendisine özgü olanyeri de neredeyse bir Merkez rolü oynamasındaydı.Her ne kadar kağıt üzerinde örgütsel bağlantılarolarak temsilcilikler doğrudan Merkez'e bağlıydıysada, onların çalışma yöntemlerinin geliştirilmesinde,anlayışlarının yerleştirilmesinde <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ninbüyük rolü olduğunu sanıyorum.O yıllarda Şubelere üyelik bazında bölge ayrımışöyleydi: Antalya'dan Zonguldak'a kadar olan birçizginin doğusunda kalan bütün iller, bu illerdeikamet eden üyeler <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ne bağlıydılar,yani <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin üyesiydiler. Onun dışında,Ege Bölgesi ve Batı Akdeniz Bölgesi İzmir <strong>Şubesi</strong>'ne,Marmara Bölgesi de Bolu dahil olmak üzere İstanbul<strong>Şubesi</strong>'ne bağlıydı. Ama bu bölgelerde, sadece<strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ne bağlı olan değil, İstanbul dışındakibölgelerde de mesleği uygulamak ve mesleklerarasındaki ilişkiler açısından, temsilciliklerdekisorunlar aşağı yukarı <strong>Ankara</strong>'daki sorunlara yakındı.Onun için de <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin etkisi salt bölgedüzeyinde değil; fakat bütün Türkiye düzeyinde deönemli olmuştur.<strong>Ankara</strong> dışındaki aslında <strong>Ankara</strong> içinde de öyleüyelerinörgütlenmesinde en önemli etken, meslekiuygulama koşullarının düzenlenmesi ihtiyacı olmuştu,bu da ortak mesleki denetim uygulamasının3. Oturum Katılımcıları: Süheyl Kırçak, Sait Kozacıoğlu, Hüsamettin Ataman, Turhan Demirtaşgündeme gelmesini doğurmuştu. Tümtemsilciliklerde ilk örgütlenmeyi sağlayan itici güç buolmuştur... Biz, daha genel konularda; yani diyelim ki,kentleşme, kent içerisinde yaşanılan çevresorunlarının eleştirel bir gözle ele alınması yahutsadece serbest çalışan değil, kamu kesimindeçalışan yahut ücretli çalışan üyelerin toplumiçerisindeki rollerinin göz önünde bulundurularak,onların durumlarının iyileştirilmesi; mesleklerarasındaki dayanışmanın, yani “Teknik elemanlarınbirliği” dediğimiz dayanışmanın sağlanabilmesikonusunda da çalışmalar yapılabilmesi için,temsilcilikler düzeyinde epeyce zorlamalar yaptık.Ama oralarda yaşayan üyelerimizin öncelikli sorunuolan mesleki uygulamadaki koşulların dayatması, bugibi konuların her zaman ikinci plana atılmasınaneden oldu ve örgütlenmenin motor gücünü yinemesleki denetim uygulaması dediğimiz uygulamaoluşturdu.Turhan Demirtaş: İlk Temsilciliğimizin temellerini ogünlerde [1974] attık. İki arkadaş, işi gücü bıraktık,çevredeki tüm mimarlarla toplantılar yaptık.


1213Örgütlenmemizin, bizlerin de, halkımızın da yararınaolacağını anlattık. İnşaat mühendisleriyle degörüşmeler yaptık, onların da kendi aralarındaörgütlenmesi için işbirliği yaptık. Sonuçta, büyükçoğunluğu kamu mimarlarından oluşanların imzasınıtaşıyan dilekçemizi <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'na göndererek,Zonguldak Temsilciliğimizi kurmak istediğimizi ilettikve <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın kararıyla ZonguldakTemsilciliğimizi kurduk.O yıllarda <strong>Ankara</strong> Şube'ye bağlı değildik; GenelMerkezle, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'yla yazışıyorduk.Tuttuğumuz bir göz odalık büroda inşaatmühendisleriyle beraber çalıştık, mesleki denetimlerve vize işlemleri yaptık. Kısa sürede proje standartlarıyükseldi, daha kaliteli ürünler ortaya çıkar oldu,belediye başkanlarıyla protokoller yapmakta hiçzorlanmadık. Asgari ücret tarifesi uyguluyoruz.<strong>Mimarlar</strong> da, inşaatçılar da, inşaat yaptıranlar da,belediyeler de, velhasıl herkes memnun. Vatandaş,mimarın ve inşaat mühendisinin ne iş yaptığınıöğrendi. <strong>Mimarlar</strong> emeklerinin karşılığını almayabaşlayınca, kullanışıyla, estetiğiyle daha göze batanürünler vermeye başladılar. Eskiden, inşaatının mimariprojesini çizdirmek için inşaat mühendisleriniarayanlar mimarları aramaya başlar oldu.Temsilcilik olarak, halkımızın yararına gördüğümüz hereylemi destekledik, etkin olarak katıldık, ciddi vetavizsiz temsilcilik yaptık; ama 12 Eylül ara rejimindetüm kurumlar gibi biz de kapatıldık. Oradan bugünleredoğru gelişte, çevre adına çevrenin, mimarlık adınamimarlığın yok edildiği imar aflarını hatırlıyorum...Kentlerin yağmalandığı, yeminli teknik büroların cepleyemini karıştırdıkları sahtekârlıkları, şarlatanlıklarıyaşadık. Şuna inanıyorum ki, Temsilciliğimizkapatılmasaydı, o birikim, o toplumsal heyecan, buyozlaşmalara kesinlikle müsaade etmez, bu tür birçevre talanı yaşanmaz ve ülkemizin her yeri gibi,tabiat harikası Zonguldak da bugünkü yaşanmaz,çekilmez duruma gelmezdi.Hüsamettin Ataman: 1984 yılında, 12 Eylül sonrasıyapılan belediye seçimleriyle birlikte Denizli'de birmimar arkadaşımız Belediye Başkanı seçildi. 12 Eylülsonrası, yeni temsilcilik oluşturulması sırasında GenelMerkez tarafından temsilci olarak tayin edilenarkadaşımızla, “Bundan sonra mimari projelerdesadece mimarların imzası olacak, inşaat mühendislerisadece statik proje hazırlayabilecekler” diye birprotokol imzaladılar. Belirtildiği gibi, o zamanlar inşaatprojesini, yani statik projeyi, mimari projeleri herkeshazırlayabiliyordu. Örneğin teknisyenler projelerihazırlıyor, mimar-mühendis arkadaşlar daimzalıyorlardı, o şekilde ruhsat alınırdı.Bu protokol üzerine bu, önemli bir değişim noktası,nirengi noktası- İnşaat Mühendisleri <strong>Odası</strong> DenizliTemsilciliği o zaman onlar da şube değildi- BelediyeBaşkanlığının bu kararını iptal ettirmek için, İdariMahkemede dava açtı. Yıl 1984. Bu olaylar devamederken, ben Temsilci olarak seçildim. İnşaatMühendisleri <strong>Odası</strong> Temsilcisi arkadaş bizimdönemimizden Orta Doğu mezunu, çok samimi birarkadaşımız. Ama konu maddi menfaat olunca, bir dekendi örgüt üyelerinin adı karışınca, arkadaşımızmesleki ihtisas ayrımına gönülden inanmakla beraber,örgütünün durumu gereği İdari Mahkemede dava açtıve bir yıl sonra davayı kaybetti. Sanıyorum, 84'ünsonuna doğruydu. Biz, o mahkeme kararını GenelMerkez'imize ilettik, bütün şubelere ve temsilciliklerefotokopilerini gönderdik.Bu karar, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> üyelerinin İhtisas ayrımıkonusunda harekete geçmelerini getirdi. Biz, öylegördük; eylemi o karar gerçekleştirdi. Ondan sonra nekadar uğraşılırsa uğraşılsın, mesleki ihtisas ayrımıyerleşti ve mimar kelimesinin toplum içindeyerleşmesini getirdi.4. Oturum: <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> veDeğişimin DinamikleriRaşit Gökçeli: <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, son derece ciddi birdönüşüm geçiriyor, yapı sektörü ciddi bir dönüşümgeçiriyor. Bu değişimi inceleyebilmek lazım, bununtemel nedenlerini kavrayabilmek lazım, bu konudapolitikalar geliştirmeyi denemek lazım. Hayli çetin birdurum. Bununla ilgili bir de başka zorluğumuz var.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, bu dönemde zorlu bir dönem geçirdi,birtakım zorlu aşamalardan geçti. Mühendislikhareketi içerisinde oluşması gereken bazı birlikteliklergerçekleşemedi, TMMOB ile ilgili bazı sorunlaryaşandı. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> olarak, bütün bunlarıaşmamız gerekiyor. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın yakın tarihinebir göz atacak olursak, şunu görüyoruz: <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong>, zaman içinde bütün kadrolarının birlikteçalışmasıyla bunu aşabilmiş, yaptığı hamleleri öyleyapabilmiş. İlk kuruluş aşamaları hep Türkiye'dekibütün mimarların birlikte çalışmasıyla mümkünolabilmiş ve şu anda da bu tür çalışmaların içerisindeİstanbul Şube'mizle <strong>Ankara</strong> Şube'mizin bu konudaoldukça ağırlıklı bir paylarının olacağını düşünüyorum.Bunun dışında, birtakım sorunlarımız var. Nedir busorunlar; Avrupa Birliği'ne girmemizden ötürükarşımıza çıkan sorunlar, Avrupa müktesebatıyla ilgilisorunlar var, GATS dolayısıyla gelen sorunlar veizdüşümler var, bir de Türkiye'deki yasama sistemininbaştan aşağı değişmesiyle ilgili sorunlarımız var.Bütün bunların, hem mesleğin dönüşmesinde, hemmesleğin uygulanmasında, hem de mühendisin vemimarın Türkiye içindeki konumunda inanılmaz etkilerivar; bunları da tartışmak gerekiyor. Bu nedendenötürü, “Özellikle bir Mimarlık Yasası mı, yoksa yapısektörüyle ilgili bir yasa mı?” gerekiyor diyebaktığımızda, böyle bir Mimarlık Yasası olsa bile,bunun Türkiye'de çok anlamlı bir Yapı Yasasınadayanması gerektiği düşüncesini taşıyoruz.Aykut Ülkütekin: <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın üç temel göreviolduğunu düşünüyorum. Birincisi, meslekle ilgili olarakdoğrudan toplumun kendisini aydınlatmak,bilgilendirmek, toplumda meslek konusunda kültürelbir altyapı oluşturmak; yani mimarlığın ne olduğunutopluma doğrudan öğretmek. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'ndabunun çok çeşitli örneklerini bugüne kadar gördük;bunu gerçekten başarıyla yerine getirdiler. Mesela,tarihi ve kültürel varlıklarımız hakkında toplumubilgilendirmek, hayatın mimarlığa nasıl yansıdığıkonusunda bilgilendirmek, değerlerini korumak... Enson <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin büyük bir başarıyla uyguladığıÇocuk ve Mimarlığın bunun parçaları olduğunainanıyorum. Yani bu, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın oldukçabaşarıyla uyguladığı alanlardan birisidir.İkincisi, meslek uygulamasıyla mevzuat önerilerindebulunmak, mevcut mevzuatı değerlendirerekdeğişiklik ve yeni düzenleme önermek. Bu, şunoktaya geliyor: Biliyorsunuz, toplum yönetimi üçkısma ayrılır; yasama, yürütme ve yargı. <strong>Mimarlar</strong><strong>Odası</strong> gibi kurumlar, kuruluşlar, bence bütün odalarbu kavram içerisine giriyor. Odayı, herhangi bir birlik,sendika, kurum, kuruluş, vakıf vesaire gibikuruluşlardan ayıran temel kavram ve pozisyonbudur. Odalar, yasamadan önce gelen bir kuruluştur;yani toplumun ihtiyacını belirler, tanımlar, yapılandırır,şekillendirir ve bunu yasama sürecine sokar.Yasamadan sonra, bu yürütmeye girer, yargı dakendine göre bir fonksiyon yapar. Buradakipozisyonun ne kadar önemli olduğunun altını çizmekistiyorum.Üçüncü olarak da, meslek uygulamalarınıngelişmesini izlemek, yani yaptığımız ya daönerdiklerimizin ne yönde geliştiği ya da başka neleryapmamız gerektiği konusunda süreci takip etmek,olumsuz gelişmelerle ilgili önlemleri almak veya kamubirimleri tarafından alınmasını sağlamak, toplumundoğrudan kendisini uyarmak. Böylesi üç tane göreviolduğunu düşünüyorum.Yücel Gürsel: Ülkedeki demokrasi güçlerinin, bununiçinde önemli bir güç olan ya da vehmettiğimiz birgüç olan Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği vebunun içinde <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın yapı sektörüyle ilgilikazanımları söz konusuysa eğer, bu kazanımlarınhukuki temelleri konusunda geniş bir dayanışma vekendi aramızda bir mutabakat sağlayamazsak, busüreç içinde gerçekten mesleğin ilkelerine göre bumeslek hukukunun -ki, ona yapı sektörününmodernleşmesi diyoruz- kurulması, yapılabilecekseviyesinin çok gerisinde kalacaktır.Bugün mühendisler ve mimarlar arasındaki bukargaşayı gördüğümüz zaman, pek de umutlu değiliz;çünkü herkes esas itibarıyla mevcut pozisyonunu ileribir durum kabul ederek muhafaza ediyor, bununüzerine düşünüyor. İktidar olma biçimiyle, yönetimioluşturma biçimiyle ve meslek hatlarıyla esaspozisyonumuz tutucu ve mevcut durumusürdürücüdür. Bu bir iç dinamik sorunudur.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın geçmişini bu açıdan irdeleyecek4. Oturum Katılımcıları: Kubilay Önal, Şirin Gülcen Eren, Yücel Gürsel, Raşit Gökçeli, Aykut Ülkütekinolursak, 1970 ve 80 arasında -esas olarakTürkiye'deki demokrasinin yükseldiği dönemdiyebiliriz- çok canlı siyasi tercihler söz konusu, osiyasi tercihler bütün ülkede zaten yükseliyor. Odönemin politik kültürü içinde, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nda veTürk Mühendis Mimar Odaları Birliği'nde bu solgüçlerin ittifakları kültürü vardı, ittifaklar kültürüvardı.Örneğin, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nda bütün güçlerinmerkezileşmesi ve hedefler global olarakbelirlenmişti. Eksik, yanlış, fark etmez; ama ohedefler doğrultusunda bir enerji, bilgiaktarılabiliyordu ve Oda yönetilebiliyordu. Yani ozaman, <strong>Ankara</strong>-İstanbul ittifakı teessüs ediyordu.Bunun içinde diğer budaklanmalar olmasına rağmen,yine de sistemdeki iktidar güçlerine karşı bir ortakplatform içinde bu görüşmeler oluyordu. Amadediğim gibi, bunların siyasi etiği vardı ve kendimanifestoları çerçevesinde kendi kendilerinidenetleyebiliyorlardı. Bu bir dinamikti, bu dinamikönemli mevziler kazanıyordu. Örneğin, o dönemde


1415<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, Türkiye'nin bütün entelektüelgüçleriyle işbirliği içindeydi; yani iktisadi alanlarda,politika alanlarında, ekonomi alanlarında diğerdisiplinlerle de yoğun bir etkileşim içindeydi ve bilgiüretiyordu, bunu yönlendirebiliyordu, müthiş birenerji üretiyordu.Kubilay Önal: 12 Eylül'den sonra Oda'nın aktifunsurları siyasal nedenlerle örgütlerindenuzaklaşıyor ya da uzaklaştırılıyor. 80'lerin başındasektörel kriz ve işsizlik var, 83'lerdeneoliberalizasyon politikaları egemen oluyor, imarafları yoluyla meslek ve yapı kültürüne ağır darbelervuruluyor, kamu denetimi etkinliği yitiriliyor, kamuçalışanlarının üyelik zorunluluğu isteğe bağlı halegetiriliyor, bu yolla üyelik niteliği değiştiriliyor vekayıplar artıyor ve doğal olarak o süreçte meslekiseçkinlik iddiası 1980 öncesi döneme göre sarsılıyor.Bence, bu, gerçekten özel olarak 80'lerin birdönüşüm noktası oldu. Daha önce yaptığımız 50. yıldeğerlendirme toplantılarında da, “Temel yıllıkkategoriler nedir?” derken, 80, herkesin ortakkanaati olarak görülüyor. Bu sürecin içindekideğerlendirmelerde, 84 ve 86 yıllarında İstanbulŞube ortamında başlayan tartışmalar Oda'nın yenibir varlık mücadelesine dönüşüyor ve sonucunda 86Bursa Deklarasyonu ortaya çıkıyor. Bu süreçte Odaörgütlenmesinde birçok yapı tarifi yapılıyor.Bunlardan biri de mesleki bilimsel çalışma kurullarıve ilk yönetmeliği 87'de onaylanıyor.Bunun kaynağı, bilimsel örgütlenme ve bilimseletkileşimin sağlanması oluyor; Oda politikalarınınmesleki bilimsel alanla yeniden buluşturulmasıçabası, bilimsel alanda olan mimarların demokratikniteliği zedelenen, YÖK baskısı altındali üniversitedeyaşadıkları engellere karşı özgür bir ortamda Odaçalışmalarına çekilmesi, disiplinlerarası çalışmalarınyaygınlaştırılması, Oda politikalarının bu kanaldanbeslenmesinin sağlanması ve bu yolla Oda yöneticive kadrolarının yetiştirilmesidir, yani o günkükoşullarda doğru bir saptamayla bütünüyle değişiminörgütlenmesi. Ancak, bundan sonraki süreçtemesleki bilimsel çalışma kurulları çok yoğun bir ilgigörmüyor. İstanbul'dakini biliyoruz, <strong>Ankara</strong>'dadeneyler olduğunu biliyoruz.Örgütlenme potansiyeli açısından, özellikle büyükşubeler kapsamında bu araç daha yoğunkullanılmalıdır; yani yönetimlerin bunun farkındaolması gerekiyor gibi geliyor bize. Kurullarçoğaldıkça ve nitelik olarak olgunlaştıkça, merkezidüzeyde o Oda yardımcı organı olma niteliğinekavuşacak.Şirin Gülcen Eren: Konumuz, <strong>Ankara</strong> Şube'nin 50.yılı çerçevesinde mimarın yeniden yapılandırılması;ama mesleğin icra ve rekabet koşullarını bilmeden,bir mesleğin yeniden yapılandırılmasının mümkünolmadığını öngörüyorum. Rekabetin temel unsuru damesleki yeterliliklerin tespiti ve bunlarınuygulanabilirliğinin sağlanması....Önemli bir nokta, bazı hizmetlerin interdisiplineroluşu. Siz mimarlar için saf mimarlık hizmeti nedir,bunu sorgulamanız lazım. Yani belki ileride sadecesaf mimarlık hizmetini vereceklerin meslek odasınaüye olması lazım. Hangi interdisipliner mimarlıkhizmetinde onu sunacak şehir plancısı, peyzajmimarı, iç mimar gelip sizin meslek odanıza üyeolacak? Yabancılar için AB mevzuatı sadece beyanıgetiriyor, üyelik de yok. Bunları hangi unvanlarlasunacaklar? Yani bir hizmet tanımının gereği unvannedir? Hangilerinde mesleki yeterlilik şartıarayacaksınız da, hangisinde aramayacaksınız? Birmarangoz size gelip -ki, Almanya'da, Hollanda'da,İngiltere'de bunun örnekleri var- üye olmakistediğinde, ona “Hayır” mı diyeceksiniz? Bu 25ülkeden herhangi birine gittiğimizde, Avrupa Birliğiülkesi olduğu için, hangi uygulamalara tabiyiz? Birde o ülkede ayrıca AB mevzuatı dışında hangimesleki uygulamalara tabiyiz?35 tane Avrupa Birliği müzakere başlığından 24tanesi sizi dolaylı ya da dolaysız ilgilendiriyor:kurduğunuz bir mimarlık şirketininvergilendirilmesinden tutun, onun içinde çalıştıracağıyabancı ya da Türk'ün niteliklerinin belirlenmesinekadar... Ya da eğer yapı malzemelerisektöründeyseniz, CE işaretlemesi nasıl olacak yada finans sektöründen gelen, bazı yerlerde denetçiolabilmeniz için gereken denetleme uzmanlığılisansını nasıl alacaksınız, gayrimenkuldeğerlendirme uzmanlığının neresinde duracaksınız,bunu almak için meslek odası nasıl bir eğitimverecek?50. Yıl BalosuPlaket Töreni<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin 50. Yıl etkinlikleri çerçevesinde 24 Aralık 2005'te gerçekleştirilen 50. Yıl balosu50 yılın birçok aktörünü bir araya getirdi. Etnografya Müzesi'nde gerçekleşen Baloda 50 yılda Şube'de sekreterüyelik ve başkanlık yapmış üyelerimize, 50 yıla katkı koyan tüm oda personeline ve <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>'nin toplumsallaşmasına beklide en büyük katkıyı veren, Şubenin söylemlerini halka taşıyan basınmensuplarına ödül verildi.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin 50. YılKutlamaları kapsamında 25 Aralık Pazar günü<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> binasına, mimarın ve binanınyapımında emeği geçenlerin isimlerinin yazılıolduğu plaket çakılmıştır. 18 Aralık 2005'tegerçekleştirilen Sekreter Üyelerle YuvarlakMasa Toplantısında ilk sekreter Sayın ErdoğanOkçu'nun önerisi üzerine programa alınan plakettörenine o döneme tanıklık etmiş bir çok üyemizkatılmıştır.


16<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> 50 yaşındaCengiz BektaşGeçtiğimiz günlerde <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın kuruluşunun 50. yılı değişik etkinliklerle kutlandı. Bu etkinliklerdenbiri de <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin örgütlediği bir toplantıydı. <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'na dıştan da bakabilecek kişilerden biriolarak görüp, beni de konuşmacı olarak çağırmışlardı.Böyle durumlar, olayın ne denli içinde yaşarsanız yaşayın, kimi gerçeklikleri daha yalın değerlendirmeyezorluyor kişiyi...Benim mimarlık eğitimine girişimle, odanın kurulması bir yaşta... Yurtdışında okuduğum için üye olmam 5-6yıl gecikmiş olsa da, çabaların ya içindeydim ya da yanı başında... Hem de yönetiminde hiç yer almadan...Fakir'in (Baykurt) bir ilkesi vardı: Örgütüyle birlikte olmak!Bu benim için de böyle oldu, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> çizgisinde de, Türkiye Yazarlar Sendikası çizgisinde de...Yönetiminde olan kişilerle eş görüşleri paylaşmasam da böyleydi bu... Oda en az, yönetimde yer alanlarcabenim de odam ya da örgütüm deyip, bu sorumluluğu taşımak doğru yoldu benim için...Geriye baktığımda, başta saptayabileceğim gerçek, “Odalar yasası”na göre “yarı kamusal” bir kurum olan<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın, baştan sona gerçek bir “sivil toplum örgütü” olarak davrandığıdır.Böylece bağımsızlığına, varlığına gölge düşürecek bir davranışı da olmayabilmişti.Ya da şöyle söyleyebilirim: Ana çizgisinde etik konusu olabilecek bir sapma olmamıştı.Bugün, etkinlik alanını her yönden kuşatıp, büyük parçalar kopararak etkisiz bırakmağa çalışan kimi iç-dışgirişimlere, soygunculara, çıkarcılara karşın ana çizgisini koruyabilmesi de bu gelenekten...Onu çirkin politikaya çekip, kendi alanı dışında hırpalamak isteyen kimi Troya atlarını da etkisiz bırakmayıbecerdi. Ülke yararına politikasını sağlıkla hep sürdürdü...Bir genel kurulda doğrudan suçlamışlardı: Politika yapıyorsunuz!Arkadaşlarımın isteği üzerine, konuşmacı yerine çıkıp yanıtlamıştım:“Sabah hangi günceyi (gazeteyi) okuyorsunuz? Cumhuriyet'i mi, Tercüman'ı mı? Sizi gidiler sizi, dahagözünüzü açar açmaz politika yapıyorsunuz!”Sekreter Üyeler Gözüyle<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin 50 Yılı<strong>Ankara</strong>,Aralık-2005önsözden...Merkezi <strong>Ankara</strong>'da bulunan odaların ayrı bir <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> kurmamayı tercih ettikleribir ortamda, üstelik Türk Yüksek <strong>Mimarlar</strong> Birliği'nin de varlığı düşünüldüğünde,<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> Genel Merkezi'nin <strong>Ankara</strong>'ya taşınmasından sonra <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> içingörünüşte fazla bir eylem alanı yoktur. Buna karşılık, 50 yıllık tarihin gösterdiği gibi<strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>, içine doğduğu kurumsal, coğrafi ve hatta ideolojik koşulların sonucuolarak Merkez'in gölgesinde kalmak bir yana, Oda'yı ve politikalarını yönlendirecekdinamikler üretecektir. Bu anlamda <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin tarihi, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> tarihine<strong>Ankara</strong>'nın eklediği özgüllükler demeti olarak da okunabilir.”...<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> bünyesinde kurulan “50. Yıl Çalışma Grubu”nunkurguladığı tarih çalışmalarının temel yaklaşımı Şube tarihinin özgünlüklerini tesbit edenaraştırmalar yürütmekti. Bu çalışmalardan birisi de, Şube tarihini, örgütsel çalışmabiçimlerinin tarihsel kökenleri açısından inceleyecek, bunun için de <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'ndesekreterlik görevi yapmış üyeleri bir araya getiren bir “Yuvarlak Masa Toplantısı” idi. 50yıl içinde görev yapmış 37 sekreter üyeden halen hayatta olan 30'una çağrıgönderildiyse de, 18 Kasım 2005 tarihinde yapılan toplantı yoğun Oda gündemi içinde ancak 11 üyenin katılımıylayapılabildi. Buna karşın oldukça verimli geçen iki oturumluk toplantıda yaklaşık olarak 1965-1978 arası dışında tümdönemler değerlendirilebilmiştir. İlk oturumda Şube'nin, Merkez'in yokluğunda kuruluşu ve sonrasında Merkez'in<strong>Ankara</strong>'ya gelişiyle oluşan işbölümü değerlendirildi. İkinci oturumda ise, tasarlanan bütün temalar içerilememişse demesleki denetim uygulaması ve kentsel politik süreçler üzerine etraflıca konuşulmuştur. Toplantıda kapsanamayandönemlerin yarattığı açığı kapatmak üzere, Oda'nın 60'ların sonlarında geçirdiği dönüşümün önemli aktörlerinden olan veüstelik tam bu dönüşüm sürecinde <strong>Ankara</strong> Şube sekreteri olan Yavuz Önen'le 29 Kasım 2005'te bir röportajgerçekleştirilmiş ve 70'lerde görev yapmış bulunan Arif Şentek, Ahmet Sönmez, Çetin Ünalın ve Akın Atauz'a da görevyaptıkları dönemlerde öne çıkan konularda yazılı olarak sorular gönderilerek katkıları sağlanmıştır. “Sekreter ÜyelerGözüyle <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin 50 Yılı” kitabı Şubemizden temin edilebilir.* Yuvarlak Masa Toplantısına katılan sekreter üyeler şunlardır: Erdoğan Okçu, Ö. Sevinç Kaynak, Tevfik Gürsu, Faruk Soydemir,Yüksel Er Beşbaş, A. İmran Karaman, H. Kaan Köksal, Vedat Ağca, Sercihan Maden, Tezcan Karakuş Candan, Y. Yeşim Uysal.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, yönetim olarak tüm yurt yüzeyine yayılıp, yerinden yönetimin örneğini vermeyi de bildi...Gene ana çizgisini yitirmeden... Kendisini de yenilemeyi bilerek...Bugün de çok önemli sorumluluklar taşıyor <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>. Bu sorumlulukları gereğince taşıyabilmek için,günceli aksatmadan izleyebiliyor. Bunun için “Meslek İçi Eğitim”e önem veriyor... İç-dış çıkar çevrelerininoyunlarına, baskılarına, dalının sorumluluğunda, donanımlı karşı çıkabiliyor.<strong>Mimarlar</strong> Odamızın 50. yaşını yürekten kutluyorum.Kaynak: Evrensel Gazetesi, 24.01.<strong>2006</strong>


1819mimarlık ve eğitim kurultayı-IIIgeniş bir katılımla gerçekleştirildi<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın her iki yılda bir düzenlediği Mimarlık ve Eğitim Kurultayı'nın üçüncüsü “Mimarlık veEğitimi Yeniden Yapılanırken” teması altında 7-9 Aralık 2005 tarihlerinde İTÜ Taşkışla'da geniş birkatılımla gerçekleşti. Kurultay'a meslek pratiği içinde yeralan mimarlar, mimarlık eğitimcileri,araştırmacılar ve konuyla ilgili farklı çevrelerden çok sayıda kişi katıldı. III. Kurultay'ın bildirisi 26 Aralık2005 tarihinde basına ve kamuoyuna duyurulacak. Tartışılan önemli başlıklarla ilgili Kurultay tartışmalarıve Kurultay sonrası değerlendirmeler, önümüzdeki günlerde Oda'nın ve diğer basın yayın organlarındageniş çaplı olarak yayımlanacak.2001 ve 2003 yıllarında ilk ikisi gerçekleşen kurultayın üçüncüsü, gündemdeki çok önemli konular,üretilecek metinlerin ve görüşlerin çok hızlı biçimde pratiğe geçirilmek durumunda oluşu ile ilkkurultaylardan farklılaşıyordu. Mimarlık eğitiminin içerik ve süre anlamında yeniden düzenlenmesi; şu an4 yıl olan eğitim süresinin stajında içinde bulunacağı yeni bir formülasyonla yeniden düzenlenmesi;Avrupa Birliği içinde mimarlık hizmetinin tanımının yeniden yapılmasıyla, Türkiye'nin AB'ye uyumsürecinde kendi meslek pratiğini nasıl uyarlayacağı ve mimarlık alanını nasıl koruma altına alacağı;Türkiye Mimarlık Politikası'nın ve Mimarlık Yasası'nın hazırlanıyor olması, bu önemli konuların anabaşlıklarını oluşturuyordu.III. Kurultay'ın temel çalışma konuları şöyle sıralanıyordu:. Mimarlık Lisans ve Lisansüstü Eğitimi. Akreditasyon. Staj ve Meslek Pratiği. Sürekli Mesleki Gelişim. AB ve GATS Sürecinde Meslek UygulamasıAyrıca Kurultay kapsamında şu konular da ele alındı:. Mimarlıkta Uzmanlaşmanın Meslek Uygulaması ve Eğitim Açısından Değerlendirilmesi. Ulusal Mimarlık Politikası. Meslek HukukuSüreçte üretilen belgelere ve üç kurultayın belgelerine www.mimarlarodasi.org.tr/mek adresinden ulaşabilirsiniz.


2021Mimarlık ve Eğitim Kurultayı-IIISONUÇ DEKLARASYONUNA KATKIAli Haydar Alptekin, Güneş Gültürk, Özge Şahin, Tonguç AkışTürkiye ve Dünya'da yaşanan gelişmeler Mimarlık Ortamını çok yakından ilgilendirmekte ve etkilemektedir.Özellikle, küreselleşme ve esnek üretim biçimleri kendine özgü mekanizmaları üretmektedir. Uluslararasıölçekte sermaye, sınırsız bir pazar ekonomisi kurgulamakta ve eylem alanını aynılaştırarak yayılmaktadır. Bubağlamda, DTÖ ve AB gibi ekonomik temelli uluslararası örgütler, bu yayılmacı tutumunu hukuki ve teknikboyutlarıyla şekillendirmektedir.Türkiye mimarlık ortamının gerektiği meşruiyete ve toplumsal / kamusal etkinliğe erişememesinin nedenitoplumsal bir eylem olan mimarlığın kar amaçlı - rant süreçlerinin olumsuz etkisi altında kalmış olmasıdır. Buolumsuz tablo Pazar ekonomisinin dağıtıcı etkisi ile birlikte düşünülmelidir. Bu bağlamda mimarlık sadeceteknik anlamda fiziksel çevre üretimi olarak algılanmamalı, sosyal bir üretim olarak değerlendirilmelidir.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> 50 yıllık geçmişi boyunca ülkemizde yaşanan olumsuz süreçler karşısında aktif bir tarafolmuş ve mimarlık kültürünün toplumsallaşabilmesi için mücadele etmiştir. Bu açıdan bir meslek örgütüanlamını ve meşruiyetini sadece mesleki - teknik süreçlerde kazanamaz. 50 yılda yaratılan <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>geleneği bunun bir kanıtıdır.Üçüncüsü yapılan Mimarlık ve Eğitim Kurultayıböyle bir döneme denk düşmektedir. Yapılançalışmalar bu dönem düşünülerek ele alınmalıdır.Türkiye mimarlık eğitiminin ve meslek alanlarınınyeniden yapılandırılması süreci bahsedilen dışsüreçlerle çakışmış durumdadır.Kurultayın farklı başlıklarla sunulan oturumlarında,gerçekleştirilmesi düşünülen dönüşümlerin dahabütüncül bir perspektifte algılanması önemlidir. Bunedenle, AB ve GATS müzakere süreçleritartışmaları kurultayın diğer başlıklarından ayrı biryerde durmamaktadır. Aksine bugün mimarlıkalanında karşı karşıya kaldığımız kimi dönüşümlerinde temel kaynağını oluşturmaktadır. Mimarlıkmesleğinin kimi alanlarda dönüşümlere ihtiyaçduyduğu doğrudur. Ancak zeminini Türkiyegerçeğinden bağımsız ve daha da önemlisi sermayedüzenine bağlayan bir dönüşüm ileri bir dönüşümolarak atfedilemez. Temelde AB üyesi ülkelerarasında hizmet ticaretinin kurallarını örmeyihedefleyen GATS anlaşmasının ana kurgusu, büyüksermaye gruplarının pasta paylaşımınıadilleştirmektir. Bu nedenle, bu süreçte rol oynayanbütün aktörlerin, özellikle <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> ve diğerdemokratik kitle örgütlerinin bu sürece dahaeleştirel yaklaşması gerekmektedir. Böylesi birdurumda ülkeyi bekleyen ciddi ekonomikdeğişimlerin daha bilimsel boyutta ele alınması veanaliz edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın, mesleği, üyelerini ve enönemlisi kamusal çıkarları koruyan bir stratejiyibelirlemesi gerekmektedir. Burada bahsedilenuluslararası süreçlere basit bir karşı çıkış değil,evrensel değerleri ve kültürü ön plana çıkaran vebunu ülke içerisindeki toplumsal süreçlerledeğerlendiren bir duruşun sergilenmesidir.Kurultayda tartışılan eğitim alanında planlanandönüşümler bir çok olumsuzluğu da beraberindegetirmektedir. Mimarlık eğitiminin 4+2 gibi birmodelle kesintiye uğratılması piyasa temelli birdönüşüme işaret etmektedir. Bu modelden çıkacak“ara mezun”lar, piyasadaki teknik eleman açığınınkapatılması olarak algılanabilir. Aynı zamandarekabet temelli eğitim sistemini oluşturarak,niteliksel ve niceliksel bir eleme yönteminikurgulamaktadır. Ülkemizdeki eğitim sisteminineşitsizliği göz önüne alınırsa, bu süreç emekçiçocuklarının yüksek öğretimden uzaklaşmasına yolaçabilir.Kurultayda tartışılan ve eğitimin üçüncü aşamasıolarak tanımlanan meslek pratiği ya da stajkonusunda da endişeler oluşmaktadır. Özelliklealtyapısı oluşturulmaksızın planlanan bu sistem,sömürü ortamlarına yol açabilir. Bu durum kötüniyetle ilgili değil, sistemle ilgili yapısal birproblemdir. Bu olumsuz tablo, hukuk ve eğitimalanlarında dramatik bir şekilde yaşanmaktadır.Toplumsal fayda dikkate alınarak kurgulanmış veuzun bir dönemdir uygulanan eğitimle birlikte stajyapma geleneği, tüm eğitim sistemininvazgeçilmez bir parçası olarakdeğerlendirilmelidir.Mesleki gelişim önemli bir açılım olarakkarşımızda durmaktadır. Bunun sürekliliğigereklidir. Ancak, toplam kalite yönetimi kavramıile açıklanan, rekabete ve kredilendirmesistemine dayalı bir sürekli mesleki gelişim,meslek insanlarının nesneleşmesine önayakolabilir. Bu durum, kolektif bir eylem olanmimarlık alanında dayanışma kültürünüzedeleyebilir.Tüm bunlardan sonra tartışmaların daha sağlıklıve üretken olabilmesi için, kimi noktalarınvurgulanması gerekir.Kurultayın kurgusu içinde, var olan mimarlıkortamı aktörlerinin geniş katılımısağlanmasına özen gösterilmelidir. Kamuda veözel sektörde ücretli çalışan mimarlar, tümmimarlık okullarındaki öğretim elemanları veöğrenciler, fiziksel çevre üretiminde diğerdisiplinlerden gelen aktörler ile zenginleşecekbir platformun yeniden kurgulanarak işlerlikkazanması ve görüşlerin değerlendirileceğiyapılar oluşturulması gerekmektedir.Bu platforma katılacak üniversitelerin, kendideğerlendirmelerini yaparak, yukarıda anılansüreçlere alternatif oluşumların yöntemleriniaraması gerekmektedir. Üniversiteler,yaşanan dönüşümleri toplumsal faydayı gözönüne alarak değerlendirmelidir. Piyasanınbelirlediği koşullarla şekillenmeyen, özerk,bağımsız ve bilimsel kurumlar olarakvarlıklarını sürdürmeleri hedeflenmelidir.MOBBİG kurumsal anlamda geniş katılımlı vedemokratik bir akademik organ olma yolundailerlemelidir. Bağımsız, bilimsel ve şeffaf birbiçimde kurgulanarak, aldığı kararlarlamimarlık ortamında geçerliliğini vesaygınlığını daha da arttırmalıdır.Rekabete dayalı bir bireyselleşme sürecindençok, dayanışmacı ve özgürleştirici bir açılımlayeniden kurgulanacak bir eğitim sistemi,Türkiye'deki mimarlık ortamınıntoplumsallaşmasına ve meşruiyetine önayakolacaktır. Özellikle diğer disiplinlerle birlikteşekillendirilecek programlarda, kolektifçalışmaya uygun ortamlar geliştirilmeli,teknolojik ve çağdaş mimarlık / tasarımalanlarını da dahil ederek yenidenkurgulanmalıdır. Disiplinlerarası birçalışmanın yeni platformları oluşturulmalıdır.Sonuç olarak, mimarlık eğitimi ve mesleğindönüşümü konularını ele alan mimarlık veeğitim kurultayları önemli açılımlarsağlamıştır. Bu açılımlar dünyanın veülkemizin içinden geçtiği dönemle birlikte elealınmalıdır. Tekrar vurgulamak gerekirse,Türkiye mimarlık ortamının zenginleşmesiaçısından <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> önemli bir aktördür.Dolayısı ile oluşturduğu politikalarla mimarlıkortamında toplumsal faydayı ve kamu çıkarınıgözeten bir tavır sergileme noktasındatutumunu güçlendirmelidir.Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler.


22haberlerhaberler23<strong>2006</strong> yılı Arkadaş <strong>Ankara</strong> Kültür Sanat Etkinlikleri RehberiBina Kimlikleri ve Envanteri ProjesiArkadaş Yayınevi'nin hazırladığı aylık “Arkadaş <strong>Ankara</strong> Kültür Sanat Etkinlikleri” ile<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin 2004 yılında başlayan görüşmeler neticesinde <strong>2006</strong>yılı süresince yayınlanacak olan kitapcığın kapak konusu, Şubemizin “Bina Kimlikleri veEnvanteri projesi” kapsamındaki “Bina Kimlikleri, <strong>Ankara</strong> Cumhuriyetin 25 yılı” adlısergisinde yer alan yapılardan oluşturulan seçkiler olacaktır.“Arkadaş <strong>Ankara</strong> Kültür Sanat Etkinlikleri Rehberi” <strong>Ankara</strong>'da ay boyuncagerçekleştirilecek olan kültür sanat etkinlikleri'ni kentlilere bir bütün halinde sunmakamacıyla ulaşılabilirliği açısından, ücretsiz olarak, belirli noktalarda 23000 adet basılarakdağıtımı yapılmaktadır. Sayın Timur Zeren'in editörlüğü'nde yayına hazırlanan rehber, heryıl belirlediği konular ışığında kapak tasarımlarını yapmakta ve kentlilerle paylaşmaktadır.Gerek içeriği gerekse niteliği bakımından birçok koleksiyoncunun arşivinde yer alanrehberin 2005 yılı teması “<strong>Ankara</strong>'lı Edebiyatçılar”dı. Rehberin bu yıl için belirlenen temasışubemizin de 2.5-3 yıldır sürdürdüğü Bina Kimlikleri ve Envanteri Projesi dahilindeki“<strong>Ankara</strong>'nın Cumhuriyet Dönemi Yapıları” olarak belirlenmiştir. 2004 yılında üyemizSayın Semra Sanıtürk'ün koordinatörlüğü'nde yapılan görüşmelerin neticesindegerçekleşen işbirliğimizin devam etmesi dileğiyle tüm kentlilere ve koleksiyonculara<strong>Ankara</strong>'nın Cumhuriyet Yapılarını sunmaktan onur duyarız.İNSANCA YAŞAM İÇİNTMMOB, DİSK, KESK ve TTB SIHHİYE'DE BULUŞTUÖMER SEVİNÇ KAYNAK1925-<strong>2006</strong>TMMOB <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>'nde 1957-1970 yılları arasındaBaşkanlık, Sekreter Üyelik veSaymanlık görevlerinde bulunan;<strong>Mimarlar</strong> Derneği 1927'nin Türk Yüksek<strong>Mimarlar</strong> Birliği sürecinde 1956 - 1970arasında altı dönem Sekreter Üyelik veTürk <strong>Mimarlar</strong> Derneği sürecinde 1966-1970 arasında bir dönem Başkanlık veiki dönem Sekreter Üyelik görevleriniüstlenen; her perşembe <strong>Mimarlar</strong>Derneği etkinliklerinde görmeyealıştığımız, Odanın 50. Yılında SekreterÜyelerle gerçekleştirdiğimiz toplantıyave 50. Yıl Balomuza katılmış, 50. Yılorganizasyonumuzda bizlere katkısıbüyük olan Sn. Ömer Sevinç Kaynak 24<strong>Ocak</strong> <strong>2006</strong> tarihinde ani bir rahatsızlıklaaramızdan ayrıldı.Kendisini saygı ile anıyor, yakınlarına vemimarlık ortamına başsağlığı diliyoruz.Sıhhiye Meydanı 17 Aralık 2005'te katılımın oldukça yüksek olduğu bir mitinge sahne oldu. TMMOB, Disk, Kesk,TTB ve bir çok siyasi partinin destek verdiği yaklaşık 20 bin kişi “Demokratik Türkiye, Halk için Bütçe”sloganı ile bir araya toplandı. Türkiye'nin bir çok ilinden katılımın olduğu mitingde sabah saatlerinden itibaren <strong>Ankara</strong>Garı önünde toplanan kitle daha sonra Sıhhiye Meydanına doğru yürüyüşe geçti. Alana yerleşilmesinin ardındanmiting düzenleme komitesi mecliste görüşülen <strong>2006</strong> bütçesini hakkında oylama yaptı. On binlerce kişi ellerinikaldırarak bütçeye hayır oyu kullandı. Disk Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve Kesk Genel Başkanı İsmail HakkıTombul, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB II. Başkanı Metin Bakkalcı'nın konuşmalarınınardından sloganlarla ve müzik eşliğinde sona erdi.


dosyaBaşka Bir Mimarlık Mümkün


26 27dönü üme imkan tan y an tasar m, ikincisi k sa veuzun vadede ekonomiy e verilen önem, üçüncüsüy ap kalitesinin malzeme seçimi ve detay tasar m naverilen önem e li inde y ükseltilmesi ve dör düncüsüise kullan cnnkorunmas d r.teslim edilmiş konutlardan oluşuy or. Y apılacakekleme için çeşitli seçenekler var ve bunların herbirikullanıcının y orumuna açık mekanlar içeriy or. Bunabenzer y aklaşımlar çok katlı konutlar için dekullanılmış.“BAŞKA BİR“BAŞKA BİRDr.Y onca HürolDÜNYA MÜMKÜN”MİMARLIK MÜMKÜN”Aşağıdaki şekillerde görülen üç y apı bu y aklaşımınkimi farklı örnekleri arasında y er alıy or.Şekil 1'de görülen PRISMA 1 dolaşım alanlarınınolağan boy utların üzerinde tutulması ve 14.4metrelik strüktürel grid nedeni ile pek çokfonksiy onu barındırabilecek bir y apı. Son derecebasit planları var ve sınırlı bir bütçe ile üretilmiş.İçinde bulunduğu otoban çevresine uy gun bir imgesivar. Cephe tasarımına özellikle önem verilmiş. Tümcephe koruy ucu ve açılıp kapanabilir bir sistemlekaplanmış. Çift y üzey den oluşan cephe tasarımıenerji kay bını azaltıy or ve binay a gündüzleri kapalıgeceleri de nispeten şeffaf bir görünüm kazandırıy or.Şekil 2'de görülen Growth homes sonradaneklemeler y apılabilir uniteler halinde kullanıcıy aŞekil 3'deki Apollo School`da çok amaçl olarakkullan lan bir merdiven görüy oruz. Çe itlifonksiy onlara uy gunluk genellikle norm dboy utlarda mekanlar tasarlay arak gerçekle tiriliy or.Buradaki merdiven ise dola m alan olman nötesinde kimi zaman ö r encileri, e itimcileri y a davelileri bir aray a getirmek için resmi olmay an birtoplant y eri görevi de görüy or.Bir y andan halk kavramı altında meslekihizmetlerden y ararlanma şansı olan bir kitley ikorumak isterken, diğer y andan da düny anın dört biry anında y aşanan savaşlar, sosy al devletlerinminimizasy onu, ve göçler nedeni ile, mimarlık hizmetisatın alamay acak ve y apı üretim geleneğini deunutmuş olan evsizlerin say ısı giderek çoğalmakta,ve mimarlar onları gözardı etmey e y a da onların<strong>Mimarlar</strong> Odas <strong>Ankara</strong> ubesi ’nin tümdönemlerindeki en temel özelli i gider ekapolitikle en bir ortamda mimarl k mesle i ile ilgilihalkç politikalar üretmek konusunda gösterilen srarve çabalar olmu tur. Ancak günümüze kadar tutarlbir biçimde ta nm olan bu tav r her geçen günantidemokratik iktidarlar n muhalefet tan mazl vemuhalefetin de giderek daha profesy onelle mi veheterojen örgütlenmelere y önelmesi sonucunda dahada zorla maktad r.Bir y andan AB'y e hazırlık ve neoliberal globalleşmebütün ekonomik ve hukuki düzenlemeleri ile kendiniday atmakta, hızla bir takım düzenlemeler y apılmaktave binalar borsada alınıp sat lan menkul de erlerhaline dönü mektedir. Gerek bu durumun nedenoldu u binalar n de i ebilirli ine ve farklfonksiy onlar için kullan labilirli ine talebin art ,gerek mühendislik ve mimarl k de erlerinin gider ekfarkl la mas tüm düny a mimarl n “kat l mc1mimariy e” y öneltmekte ve günümüz mimarl taktikkararlar n mimarl haline gelmektedir. Niteliklimimarl n ür etimi ancak meslek süreçlerine dairtaktik kararlar n önceden al nabilmesi ile mümkündürart k.Burada bir parantez açacak olursak kat l mcmimarl n çe itli biçimleri var . Bunlar n aras ndafakl fonksiy onlara imkan tan y an tasar mlar, nötr birstrüktür ve nötr bir cephe düzenlemesinin elverdi isonradan eklenebilir ve kald r labilir bölücü duvarlariçeren tasar mlar, ömürleri kadar day an kl olacakekilde tasarlanan y ap lar, ve farkl ömrü olan y apsistemlerinin farkl zamanlarda üretilebilirli iningözönüne al nd tasar mlar say labilir. Hangi türüolursa olsun kat l mc mimarl n dört temel özelli ivar. Bunlardan ilki zaman içinde de i im veŞekil 1. PRISMA 1, Bleiswick, Hollanda. (1)Şekil 2. Growth homes, Almere. (1) Şekil 3. Apollo Schools, Amsterdam. (1).


28 29Y ani <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> hem depremle ilgili bu gibidüzenlemelerin y apılmasına müdahil olacak, hem dedönüp müdahil olduğu çözüme eleştirel y aklaşacak,y oksulluk nedeni ile bu süreçlerden dışlanmış vemalının değeri daha da düşmüş olan kesimleri degözeten uy gulamalar önerecektir. Bu bağlamda,önümüzdeki y eni dönem hızlı bir eleştiri ve özeleştirisüreci olmak zorundadır.y anında taraf olmay a zorlanmaktadır. Düny adakidoğal ve tarihi değerler de ay nı derecede tehditaltındadır. Antidemokratik iktidarlar ise y aptıkları işinson derece kötü ve zararlı olduğunu kabul etmeklebirlikte, bu lafta kalmakta, tavırlarını ise hiç birşekilde değiştirmemektedirler. Giderek büy üy eny oksulluk, işsizlik, evsizlik ve tarihi/doğal değerlerinhızla y itimi karşısında tüm düny ada hızla büy ümekteolan muhalefet, mimarlık üzerinde de etkisinigöstermekte ve ekonomik, sürdürülebilir, ekolojik vekorumacı mimarlık üzerine sürekli y eni fikirler veprojeler üretildiği gibi, evsizler için mimarlık, afetlerekarşı mimarlık gibi proje ve uy gulamalar da giderekçoğalmaktadır.Bunlar arasında “Home-House Project” kapsamındadüzenlenen ekonomik, sürdürülebilir ve ekolojikkonut y arışma ve uy gulamaları (Şekil 4), evsizlerinkendileri için mimarlar eşliğinde tasarlay ıp restoreettikleri “Sokak Bina” (Şekil 5), İngiltere mimarlıköğrencilerinin evsizler için tasarlay ıp inşa ettikleri ve3y ıktırılana kadar onlarla birlikte y aşadıkları köy ,torbalanmış kerpiç birimlerden oluşturulan afet4konutları ve doğal malzemelerin kullanıldığı y apıgeleneğinin y eniden hatırlanması çabaları dasay ılabilir. Tüm bunlar “başka bir düny a mümkün” ve“başka bir Avrupa mümkün” sloganlarının öngördüğüpolitik ve etik sorumluluk paralelinde gösterilmişçabalar ve aray ışlardır.Şekil 4'de y azın doğay a açılan kışın ise samanbaly alarıy la örtülen bir ev görüy oruz. Bu projeninalındığı kitap çok çeşitli olmak üzere seksenden fazlaekonomik ve sürdürülebilir olma amaçlı projey ikapsıy or. Şekil 5'deki “Sokak Bina” ise evsizleriny aşamay ı sevdikleri sokaklara benzer bir biçimdetasarlanmış. Binanın içindey ken insana dışarıdaolduğu duy gusu veriy or. Bu etki olasılıkla içŞekil 4. Hay bale house. (2)mekanlardaki y üzey lerin day anıklı malzemelerlekaplanması, ay dınlatmanın tavandan y apılması vesokaklarda kullanılan türden day anıklı mobily alarıntercih edilmesinden kay naklanıy or. Bu muhalify aklaşımların y anısıra kat l mc mimarl k kapsam ndada pek çok uzun ve k sa vadede ekonomiklikaray lar , y erel olanaklar n harekete geçirilmesiçabalar ve düny an n çe itli halklar için tasarlan puy gulanm konut pr ojeleri vard r.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>, <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin 50. y ılı nedeni iledüzenlenen panellerin de açıkça gösterdiği gibi,günümüz şartlarında <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>nın halkçı tavrınıgüç y itirmeden koruy abilmesi, iki farklı tutarlılıkdüzlemini birarada y ürütebilmesine, Y ücel Gürsel'indey imi ile “çelişkisini y önetebilmesine” bağlıdır. Budüzlemlerden biri, AB ve globalleşme ile ilgilidüzenlemelere halkın çıkarlarını gözeterek ve halkagerekli uy arıları y aparak katkı düzlemidir. Budüzenlemelerin y apılması sırasında “katılımcımimarlık” anlay ışının benimsenmesi, gerek geçmişiolan sağlam bir söy lemi arkasına almak, gerekse dehalkçı y aklaşımın y ürütücü bir motorunu çalıştırmak5anlamına gelecektir. Ay rıca bu düzenlemelery apılırken mimarlık süreçlerini farklı aşamalarabölebilen bir y aklaşımın benimsenmesi day atılan birdüzenlemeler silsilesine karşı öne sürülen bir süreçolasılıkları silsilesi rolü de oy nay acaktır. Katılımcımimarlık AB ve globalleşme süreçlerinde devletiküçültmey i öngörmesi nedeni ile sermay e çevrelerive kullanıcıy ı koruması nedeni ile de halkçı mimarlıkörgütü arasında iki tarafın da say gı duy duğu biruzlaşım düzlemi oluşturabilir.Günümüz koşullarında ulusal nitelikli birantiempery alist mücadele ve bunun uzantısıniteliğindeki mesleki politikalar halkçı olaraknitelendirilemez. Evrensel nitelikli globalleşme ve ABdüzenlemeleri paralelinde y er alınması mükemmel birŞekil 5. Street Building. (3)çözüm olmamakla birlikte “ nispeten daha iy i” vedaha az statükocu bir çözüm olarak gözükmektedir.Ancak bu “ nispeten daha iy i olan” y önelim <strong>Mimarlar</strong>Odas n n halkç politikalar üreten bir muhalefetörgütü oldu unu da unutturmamal d r.Üzerinde y er al nmas gereken ikinci düzlem isedüny a çap nda y ürütülen çok y önlü muhalifpolitikalara meslek örgütü olarak kat l m düzlemidir.Bu düzlem y oksulluk, evsizlik, i sizlik, afetler, göçler,sürdürülebilirlik, ekoloji, korumac lkvemimarl kili kisi üzerine ara t rmalar ile <strong>Mimarlar</strong> Odas çat salt nda örgütlenmi gönüllülerin tasarlay p hay atageçirdi i pr ofesy onel iy ile tirme pr ojeleriniiçerecektir.<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>’nı ilgilendiren pek çok konunun heriki düzlemde de ay ağı olacaktır. Örneğin AvrupaBirliği kapsamında hazırlanmakta olan depremşartnamesi mevcut y apıların depreme karşı6iy ileştirilmesi y önünde tedbirler içermektedir.İngiltere'deki mevcut uy gulamay a göre hasarlı vesorunlu y apıların satışı sorumlu bankalar tarafındanengellenmekte ve ancak ilgili bankay a bağlı olarakçalışan şirketler tarafından onarımgerçekleştirildikten ve banka tarafından bir bedelsaptandıktan sonra satış y ine banka tarafındangerçekleştirilmektedir. Bu y a da benzeri uy gulamalarhakkında <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>'nın y apacağı araştırma,öneri ve eleştiriler halkın ticari y aklaşımlara karşıkorunabilmesi için objektif bir mesnet oluşturacaktır.Açıktır ki, bu iki tutarlılık düzlemi arasında güçlüçelişkiler vardır ve <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>’nın bu çelişkiliy iy önetmek için hazırlıklı olması gerekmektedir.Bunlardan ilki olarak önerilebilecek katılımcı mimarlıkdüzlemi daha reel ve güncel, ikincisi olan eleştirelmimarlık düzlemi ise daha ileriy e dönüktür. İlkiartizanal, ikincisi ise felsefi bir rasy onalitey e day anır.Ortak y anları ise her iki rasy onalitenin de taktikkararlara y önelik oluşu, her iki y aklaşımın dakompozisy onel bir estetiği değil; şiirsel y a daduy usal denilebilecek bir sanatsallığı tercih etmeleri,ve herikisinin de o vey a bu biçimde “ba k a bir düny amümkün” ve “ba k a bir mimarl k mümkün”aray lar na uy gun olmalar d r. Birbiriney akla t rmay a aralar nda köprüler kurmay açal t m z bu iki tutarl l k düzlemi hakk ndaara t rma y ap l p herbirinin ilkelerinin belirlenmesi,ileride ba bo savrulmalar önley ecek ve sa lam birpolitik-etik duru a önay ak olacakt r. Önümüzdekidönemde <strong>Mimarlar</strong> Odas MBÇK'lar bu iki tutarl l kdüzleminin tan mlanmas na y önelmeli, bu konularday ay nlar y ap lmay a devam edilmeli, ve ilgili kuruluve gruplarla ileti im y ine MBÇK 'lar arac l ilegüçlendirilmelidir.REFERANSLAR1. Bernard Leupen, Rene Heijne, Jasper van Zwol (Eds.)Time based Architecture. 010 Publishers. Rotterdam. 2005.2. David,J.Brown. Home-House Project, The Future ofAffordable Housing. The MIT Press. Cambridge. 2004.3. Irene Glasser, Rae Bridgman. Braving the Street, TheAntropology of Homelessness. Berghahn Books. New Y ork.1999.4. nternette y ap lacak “emergency ” ve “shelter” anahtarkelimeli taramalar benzer proje önerilerine ula msa lay acakt r .5. Kat l mc mimarl k konusunda John Habraken'in kitap vemakaleleri önerilebilir.6. Bu konuda birkaç kay nak önerilebilir.- ECS European Committee for Standardization. (2000)Eurocode 8: Design of Structures for Earthquake Resistance.Draft no: 1.http://www.geosuport.com/web/pdf/Eurocodigo%208.pdf- Lubkowski,Z., Duan,X., (2001) “EN1998 Eurocode 8:Design of Structures for Earthquake Resistance.” CivilEngineering. 144. November. p.55.- Anon, (2003) “Eurocodes The New Design Environment.”PI Civil Engineering. 156(3). August.


3031Başka Bir Ulaşım MümkünKore MucizesiProf. Dr. Cüney t ElkerHer şey y eni başkanın göreve gelmesiy le başladı.Seul Belediy e Başkanı My ung-Bak Lee Türkiy e'dealışık olduğumuz -ulaşımdaki sorunların daha çokotomobil geçmesini sağlay acak katlı kavşak veköprüler inşa etmekle, y olları genişletmekle, büy ükotoparklar y apmakla çözüleceğini sananbaşkanlardandeğildi. Tersine, bu tür pahalı ve çirkiny apıların ulaşım koşullarını iy ileştirmediğinin, dahafazla otomobil kullanımını teşvik ettiğindenekonomik ve çevresel açıdan olumsuzluklarıarttırdığının ve ulaşımdaki bugünkü çarpık y apıdeğiştirilmeden sorunların üstesindengelinemey eceğinin bilincey di. Oy sa, y önetiminidevraldığı kent 1950-70 arasında gelişmiş ülkelerindüştüğü y anılgıy ı daha gecikmiş olarak y aşamış,Seul kentiçi otoy ollar, viadükler, katlı kavşaklarladonatılmış, ancak buna rağmen trafik tıkanıklıklarıgiderilememiş, kirlenme ve gürültüde önemli artışlarmey dana gelmişti.Başkan Lee ve ekibi gelişmiş ülke kentlerinin son20-30 y ıllık deney iminden y ararlanarak ulaşımdakiy apısal dengey i otomobilden toplutaşım y önünedeğiştirmey i hedefledi, daha da önemlisi çok y üksekmaliy etine rağmen eski y önetimlercegerçekleştirilmiş bulunan bu y anlış politikalar ürünüy apıların y ıkımını kararlaştırdı. Öngörülen projetemel olarak Seul kentinin tamamını kapsamaklaberaber, odak noktasını kent merkezioluşturmaktay dı.Kent merkezinin ortasından geçen Cheonggy echeonnehrinin iki y akası Kore Savaşı'nı izley en y ıllardagecekondu türü y apılarla çevrelenmiş ve nehirdekikirlenme aşırı artmıştı. İzley en y ıllarda, ülkemizde desıkça görüldüğü gibi, nehrin üstü betonla kaplanarakönce bir y ol, sonra da viadükler üzerinde bir kent içiotoy ol inşa edildi. 1980'li y ıllarda düny a ulaşımsorununun üstesinden katlı kavşaklar, y eni y ollar,katlı otoparklar y apılarak gelinemey eceğini çoktananlamıştı, ama Seul kentinin y öneticileri bu y anlışpolitikalarını sürdürdüler. 2000'lere gelindiğinde Seulartık bütünüy le çirkin kent içi otoy ollarla örülmüş,otomobil ağırlıklı, ancak trafiği tıkanık, üstelik kirlilikve gürültünün arttığı bir şehir olmuştu.2002 y ılındaki y önetim değişikliğinin ardındany epy eni bir ulaşım politikası benimsendi. Merkezikateden otomobil trafiği cay dırıldı, otobüssisteminde radikal reformlar y apıldı, ama hepsindenönemlisi merkezden geçen 6.5 km uzunluğundakiy ükseltilmiş otoy olun y ıkılarak Cheonggy echeonnehrinin y eniden canlandırılması kararlaştırıldı. İki y ılsüreli ve 350 mily on dolar bütçeli bu projenin Ekim2005'de tamamlanmasıy la Seul'un çehresi değişti.Projenin başarısından cesaretlenen y önetimönümüzdeki y ıllarda 84 y ükseltilmiş y ol kesiminindaha y ıkılmasını planlamakta. ( Şekil-1)Daha önceleri bir metro sistemine ve 290 kmuzunluğunda kaldırım kenarı otobüs şeridine sahipolan Seul'de, bu proje kapsamında toplam 80 kmuzunluğunda y eni beş adet otobüs y olu y apıldı.Ay rıca, farklı otobüs işletmeleri tek bir çatı altındatoplanması, mesafey e duy arlı ve aktarmalara olanaksağlay an akıllı kart sisteminin y ürülüğe konulmasıgibi bir dizi reform gerçekleştirildi. ( Şekil-2)Ancak, Seul'de gerçekleştirilen ulaşıma y önelikuy gulamaların en çarpıcısı kuşkusuzCheonggy echeon nehri ve çevresinde y apılanlar.Üstü örtülmüş nehrin üzerindeki viadüklerin y ıkılmasıve nehrin temizlenerek tekrar y üzey e çıkarılmasıy lakentin merkezinde kesintisiz bir rekreasy on alanıkazanılmış oldu. Bu amaçla, akarsuy un iki y anındadüzenlenen hemy üzey trafik y olları siny alizasy onlakontrol edilerek kentlilerin bu rekreasy on alanlarınaerişmeleri kolay laştırıldı. Nehir boy unca y ay a vebisiklet y olları ile y er y er mey danlar ve festivalalanları oluşturuldu. (Şekil-3)Böy lelikle Seul, otomobil ağırlıklı kirli bir kenttençevrey e duy arlı ve y aşanabilir bir kente dönüştü;hem de bir başkanın dönemi içinde. Bunun sonucuolarak, Seul ITDP (Institute for Transportation andDevelopment Policy ) 2005 Sürdürülebilir UlaşımÖdülü'nü ve WTA (World Technology Award) 2005Çevre Ödülü'nü kazandı.Peki geçmişte y anlış politikaları y üzünden hemkay nakları boşa harcay an hem de kenti y aşanmazhale getiren ve Seul'un kentlilere tekrar kazanılmasıiçin bir o kadar daha harcama y apılmasına y ol açany öneticilerden hesap soruldu mu? Bunu bilmiy oruz.Ben olsam sorardım.Şekil 1. Cheonggy echeon Nehri 2003 ve 2005Şekil 2. Seul'daki y eni otobüs y ollarıŞekil 3. Seul Kent Merkezinde Yeni Yaşam...


32 33ALTIYLA ÜSTÜYLE KENTLERİMİZİNULUSLARARASI FİNANSMAN SİSTEMİNİNPARÇASI HALİNE GETİRİLMESİ SÜRECİNEİLİŞKİN DÜŞÜNCELERA.Müfit Bay ram, Şehir Plancısı, Y AY ED Y önetim Kurulu Üy esiYeni Düny a Düzeni iki sihirli kavram üzerindekurulmay a çalışılmaktadır. Herkesin bildiği bu sihirlikavramlar; etnik ve dinsel kimlikleri ön plana çıkaran,buna karşılık toplumsal sınıf ve y urttaşlıkkavramlarını y ok etmey e çalışan yerelleşme ile tekmerkezli düny ada merkez ülkelerin ve uluslararasısermay enin amaçları önünde engel oluşturan ulusalçıkar kavramının tasfiy esini öngörenküreselleşmedir.Oluşturulmay a çalışılan bu sistemin hedefi; düny anıntüm zenginliklerinin (y eraltı-y er üstü kay naklar,kültür, bilim, doğa, vb.) metalaştırılması veuluslararası finans sisteminin parçası halinegetirilmesidir. GATS Antlaşmaları, sanay i ve fikrimülkiy et hakları, vb. bu kapsamda değerlendirilmesigereken konulardır.1970’lerin son döneminden itibaren başlay an,Sovy etler Birliğinin çöküşünden sonra hızlanan vehalen devam etmekte olan süreçte, “Serbest Piy asaEkonomisi” adı altında, menkul kıy met borsaları vepara sisteminin liberalizasy onu kanalıy la, gelişmekteolan ülkelerin sanay i kuruluşları, uluslararasıfinansman sisteminin spekülatif kar etme alanı halinegetirilmiş, y üksek kar etmey i amaçlay an kısa vadelifonlar kendi ülkelerinde elde edemey ecekleri kârları,ülke riski adı altında gelişmekte olan ülkelerdenkendi ülkelerine aktarmışlardır. Günümüzde İstanbulvey a Brezily a Menkul Kıy metler Borsası ile Amerikalıemeklinin y aşam standardı doğrudan birbirine bağlıhale gelmiştir.Üretimden bağımsız olarak, tamamen sıcak parahareketleri üzerinden elde edilen karlar zaman içindeçok fazla büy ümüş, y edikçe büy üy en ve buna bağlıolarak y eme ihtiy acı artan bir dev haline gelmiştir.Şüphesiz ki tüm canlılar gibi insanların da en temelihtiy açları beslenme ve barınmadır. Bu durumuluslararası sermay e açısından y apılması gerekeninne olduğunu da ortay a çıkarmaktadır. Beslenme içinen önemli kay nak doğa (toprak ve su kay nakları),barınma için ise kentlerdir. O zaman y eni sömürüalanları da doğrudan bu iki alan olarak ortay açıkmaktadır.Bu y azıda inceley eceğimiz esas konu neo-liberalpolitikaların kent toprağı ve konut sorununu algılay ışbiçimleri ile bu algılamay a bağlı olarak y apılan vey apılması düşünülen y asal düzenlemelerdir.Bilindiği gibi son dönemde Yerel Yönetimlerin görev,y etki ve sorumluluklarını düzenlemek amacıy la birçok y asa değişikliği y apılmıştır. Yaklaşık olarak sonbir y ıl içinde İl Özel İdareleri, Belediy e ve Büy ükşehirBelediy e Kanunları, Mahalli İdare Birlikleri KanunuDüny a Bankası, IMF ve AB gibi kuruluşlardanpatentli bir şekilde değiştirilmiş, Merkezi İdareningörev y etki ve sorumlulukları azaltılır, denetimy etkileri neredey se y ok edilirken, Mahalli İdareleriny etkileri aşırı derecede artırılmış, gelirlerinde ise bugörevlerle uy umlu bir şekilde artış sağlanmamış,buna karşılık uluslararası sistemden borçlanmaolanakları büy ük ölçüde artırılmıştır.Bu düzenlemelerin kentlere ilişkin iki sonucu vardır.Birincisi; su, kanalizasy on, ulaşım ve atıkdeğerlendirme gibi alt y apı hizmetlerinin uluslararasısermay ey e açılması ve bunun sonucunda temelkamu hizmetlerinin, kamu hizmet alanındançıkarılması ve piy asalaştırılmasıdır.Temel Kamu Hizmeti niteliğinde olan, esas olaraktoplanan vergilerle finanse edilmesi ve belli birsübvansiy onla y urttaşların kullanımına sunulmasıgereken toplu taşım, su, kanalizasy on, çöp, çevreninkorunması, v.b. alty apı hizmetlerinin finansmanı, IMFreferanslı bütçenin izin vermemesi ve İllerBankası'nın temel belediy ecilik y atırımlarınınfinansmanında devreden çıkarılması sonucunda,Düny a Bankasının koordinasy on vey önlendirmesinde, büy ük ölçüde uluslararası kredikuruluşları tarafından karşılanmakta, en masumy orumla, su dağıtımı, kanalizasy on vb. kentselhizmetleri becermekten y oksun olduğumuzudüşünen y öneticiler tarafından, Büy ükşehir Belediy eKanunu, İl Özel İdareleri Kanunu ve Belediy e Kanunuile y erel y önetimlere verilen geniş özelleştirme veşirketleşme y etkileri say esinde, tamamen küreselsermay enin etkinliğine terkedilmektedir.Finansmanı genellikle Avrupalı kredi kuruluşlarıncakarşılanan su, atıksu, katı atık y önetimi gibi alty apıhizmetlerine talip olan şirketlerin başını y ine Avrupa(Avustury a, Fransız, İngiliz ve İtaly an) şirketleriçekmektedir.İkincisi ise; Anay asanın 57. maddesinde y er alan“Konut Hakkı”nın ay nı şekilde, uluslararası finanssisteminin kar etme aracı haline getirilmesidir.Ülkemizde konut sorununun boy utları ve niteliğineilişkin doğru ve y eterli bilgi bulunmamaktadır. Ay nıdurum tapu bilgileri içinde geçerlidir. Tapu bilgilerineerişim sıradan vatandaşlar için, başka hiçbir ülkedeolmadığı şekilde olanaksız bulunmaktadır. Bu durum,planlama öncesi arazi mülkiy et hareketlerinin (eldeğiştirmelerinin) kamunun bilgisinden saklanmasınısağlamakta, sözde kamu hizmeti olan planlamaey lemi sonrasında kimlerin zengin edildiğinin kamuoy u tarafından bilinmesi engellenmektedir. Böy lecearazi sahiplerine aktarılmış bulunan büy ük miktardakikay naklar, y ine gelişmiş ülkelerin (vergi adaleti vedüzenli kentleşme açısından) aksine olarak, vergikonusu y apılmamakta, sağlanan ranttan kamuy ahiçbir şey dönmemekte, üstüne üstlük başkalarınınverdikleri vergilerle bualara alt y apı hizmetlerigötürülerek, bu kişilere aktarılan rantın boy utlarınındaha da artması sağlanmaktadır.Bu sistem planlama ey lemini teknik bir iş olmaktançıkarmakta, y andaşlara rant aktarmay ı da içeren,ekonomik ve siy asi bir ey lem niteliğikazandırmaktadır. Bu durumda y apılması gerekentartışma da doğal olarak teknik olmaktanuzaklaşmakta, siy ası bir içerik kazanmaktadır.Şüphesiz ki bu uy gulama y eni değildir. İmar affıy asaları, ay y uka çıkmış planlama ve imary olsuzlukları uzun zamandır hepimizin bildiği, sıradankonulardır. Ancak artık farklı olan, şimdiy e kadar çokfazla organize olmamış bulunan ve y aratılan ranttan,imar affı y asalarında olduğu gibi, toplumun büy ükkısmına da pay veren eski y apının y erine, dahaorganize bir sistemin kurulmak istenmesidir. Sistemartık, bu rantı sıradan vatandaşlarla pay laşmakistememektedir. Uluslararası finans, y erli işbirlikçileriile birlikte devrey e girmek istemektedir. Bu amacaulaşmak ancak y eni y asal düzenlemelerle mümkünolacaktır. Nitekim son dönemde y apılan y asaldüzenlemeler bu doğrultuda gerçekleşmekte olduğugörülmektedir. (Kuşadası Limanı özelleştirmesineilişkin olarak y asa değişikliği y apıldığı iddialarıgazetelerde y er almıştır)


34 35Bu konudaki ilk adım 5393 say ılı Belediy eKanununun “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı”başlıklı 73. maddesinde y apılan düzenlemey leatılmıştır. Bu düzenleme ile y erel y önetimlere, büy ükinşaat şirketleri ile birlikte küçük mülkiy etsahiplerinin hakları üzerinde (y apılması planlanankonutların niteliği ve hedef kitlesinden bağımsızolarak) tasarruf etme y etkisi verilmekte, konutihtiy acının ve konut sahipliğinin nitelik ve nicelikolarak doğru bir şekilde bilinmediği bir ortamda,Anay asanın “Kamulaştırma” başlıklı 46. maddesindey er alan “Kamu Yararı” kavramı ciddi bir şekildezorlanmaktadır. (Halihazırda konut sahibi olan birkişinin sosy al konut tanımını aşan, lüks konuttanımına giren ikinci bir konutu y atırım amacıy lasatın almasında kamu y ararı ne şekilde varolabilmektedir?)Yasal çerçeve, 2499 say ılı Sermay e Piy asası Kanunuve 2004 say ılı İcra İflas Kanununda da değişiklikleröngören “Konut Finansman Sistemine İlişkin ÇeşitliKanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında KanunTasarısı” ile tamamlanmak istenmektedir.Anılan y asa tasarının Genel Gerekçesinde, epey celaf kalabalığı y apıldıktan sonra, 4. paragrafta baklaağızdan çıkarılmakta ve “Tüm düny ada büy ükmiktarda tasarruflar, sermay e piy asaları aracılığıy lakonut sahibi olmak istey en kişilere ulaştırılmaktadır.Ancak Ülkemizde tasarruf sahipleri ile konut kredisikullanıcılarını eşleştirecek bir konut finansmansisteminin bulunmaması, ülkemizle benzer ekonomikkoşullara sahip diğer gelişmekte olan ülkelerin dahiulaşabildikleri uluslararası fonların, ülkemiz konutalıcılarına ulaştırılmasını engellemektedir.”denilerek amacın uluslararası fonları çekmek olduğuaçıkça ifade edilmektedir.Sözlü ve y azılı basında Mortgage sistemi say esindekira öder gibi konut sahibi olacağımız sık sıksöy lenmesine karşın, Tasarının Genel Gerekçesindebu konudan hiç bahsedilmemektedir. Buna karşılıkGenel Gerekçenin 8. paragrafında; “ Sermayepiyasamızda mevcut durumda özel sektörborçlanma senedi ihraç edilmemekte, ihraçedilen ve borsalarda işlem gören devlet içborçlanma senetlerinin vadeleri ise ancak birsenenin biraz üstüne çıkabilmektedir. Daha uzunvadeli bir sermaye piyasası aracınınbulunmaması, finansal işlemleri bu vadelerlekısıtlamakta, daha uzun vadelere yönelik beklentioluşturmak ve fiyatlama yapmak mümkünolmamaktadır. Kurulacak konut finansmanısistemi çerçevesinde ihraç edilecek sermayepiyasası araçlarının vadeleri, kişilerinkullandıkları konut kredilerinin vadelerine paralelbir şekilde oluşacak olup, ... yirmi ila otuz yılauzayan vadelere ulaşılması söz konusuolabilecektir. Uzun vadeli ipotekli sermay e piy asasıaraçlarının piy asamızda işlem görmesi, piy asaaktörlerinin uzun vadede önlerini görebilmelerini veriskleri ölçebilmelerini sağlay acaktır. Piyasanın buşekilde gelişmesi, vadeli işlem piyasalarınıncanlanmasından, emeklilik fonlarının ihtiyaçduydukları uzun vadeli yatırım araçlarınaulaşabilmelerine kadar geniş bir yelpazedeolumlu etkilerini gösterecektir.” denilmekte,amacın ülkenin dış finansman ihtiy acınınkarşılanması ve dış borç y ükünün vadesininuzatılması olduğu ve bunun, halkın konutlarınıny abancılara rehin edilmesi y oluy lagerçekleştirilmesinin amaçlandığı, açık bir şekildeifade edilmektedir.Bilindiği gibi, y abancılar borç verdiklerinde, paralarınıfaiziy le ve gecikmeksizin almanın garantisiniistey eceklerdir. Şüphesiz ki paray ı veren düdüğüçalacaktır ve y abancının sizin icra iflasprosedürlerinizi, uzay an mahkeme süreçlerinibeklemey e tahammülü y oktur. Bu garanti, y asatasarının Genel Gerekçesinin 12. say fasında; “İcraİflas Kanununda y apılan değişikliklerin temel amacı,ipotek teminatlı olarak konut finansmanı amacıy lakişilere sağlanan kay nakların geri ödenmemesidurumunda, söz konusu ipoteklerin paray a çevrilmesüresinin kısaltılmasıdır.” şeklinde dillendirilmektedir.Konutlarımızın uluslararası sermay e piy asalarınay önelik olarak menkulleştirilmesi işlemi“Gay rimenkul Yatırım Ortaklıkları” kanalıy lagerçekleştirilecektir. Bu durumda bu şirketlerin vegay rimenkul değerlendirme (y asa tasarısında “KonutDeğerleme” olarak kullanılmış) sisteminindenetlenmesi büy ük önem taşımaktadır. “KonutFinansman Sistemine İlişkin Çeşitli KanunlardaDeğişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısında” bukonu da ay rıntılı olarak ele alınmış bulunmaktadır.Bu çerçevede, Anay asa Mahkemesinin iptalkararından sonra 29.122005 tarihinde y enidenTBMM tarafından kabul edilen ve y abancılara mülksatışını serbest bırakan “Tapu Kanununda DeğişiklikYapılmasına Dair Kanun”un uy gulanması vesonuçları (y abancılara satılan gay rimenkullerüzerinde kimlerin, kimlerle birlikte, ne tür imarhaklarıy la, nasıl projeler gerçekleştireceği), y asanınCumhurbaşkanlığınca onay lanması durumunda ciddibir şekilde takip edilmelidir.Gerek Gay rimenkul Yatırım Ortaklıkları, gerekseKonut Değerleme ve Konut Sigorta sistemine ilişkindeğişiklikler büy ük önem taşımaktadır, bunlar ay rı birçalışmanın konusu olarak, meslek örgütlerince deay rıntılı olarak ele alınması ve değerlendirilmesigereken hususlardır. Ancak salt mesleki bir bakışaçısıy la y apılacak aceleci değerlendirmeler, ilerideortay a çıkması olası büy ük sıkıntıların sorumluluğunaortak olma sonucunu doğuracaktır.Sonuç olarak;Ülkemizde konut sorununun boy utları ve niteliği tamolarak bilinmemekte, herkes kendi bakış açısı veamaçları doğrultusunda, birbiriy le tamamen zıttespitler y apabilmektedir. Örneğin İstanbul’un konutihtiy acı konusunda birileri bir mily on dokuz y üzbinden fazla konuta ihtiy aç olduğunu söy lerken(26.Ey lül 2005 tarihli Cumhuriy et Gazetesi), birbaşkası bunun tam tersini savlay abilmektedir. Esasolarak konut ihtiy acı derken ney in ifade edildiği debelli değildir. Bu nedenledir ki birbirine tamamen zıtrakamlar gay et kolay bir şekilde telaffuzedilebilmektedir. Ay nı durum <strong>Ankara</strong> için degeçerlidir. Başta TOKİ ve Büy ükşehir Belediy esiolmak üzere, tüm ilçe belediy elerinin konut vey akonut ağırlıklı dönüşüm projelerine soy undukları, vebu y olda kamu kay naklarını seferber ettikleri birortamda, kentimizin nitelik ve nicelik olarak konutihtiy acı ile ilgili herhangi bir araştırmay a day alı veüzerinde hemfikir olunmuş bir rakambulunmamaktadır.Dolay ısı ile bu konuda söy lenen, y azılan her şey inspekülatif olabileceği gözden uzak tutulmamalı, çokdikkatli olarak incelenmelidir.Ancak görünen odur ki, konut ihtiy acına ilişkinmedy anında pompaladığı y oğun söy lem, hiçbirbilimsel vey a istatistiksel day anağı olmasa da kamuoy u tarafından benimsenmiştir. Son y ay ınlananbüy üme rakamlarında, inşaat sektörünün y aklaşıkolarak ortalamanın üç katı bir oranda aşırı artan pay ı(dokuz ay lık ortalama19,7) ile televizy onlarda vegazetelerde izlediğimiz konut reklamları bu gelişmey itey it etmektedir.Bu bilinmezlik konut arzını da nitelik olaraketkilemiştir. Düşük ve orta gelirlilere y önelik konutarzı azalırken, üst orta ve üst gelir grubuna y önelikkonut arzının arttığı, amacı düşük gelirlileri konutsahibi y apmak olan Toplu Konut İdaresinin dahiağırlıklı olarak bu kesime y öneldiği açıkçagörülmektedir.Bu konuda bir diğer önemli gösterge, konutkredilerindeki ciddi artıştır. Büy ük ölçüde bankalarıny urtdışından sağladıkları kay naklar ile finanse edilenbu gelişme dikkatle izlenmelidir.Nitekim, 08.12.2005 tarihinde NTVMSNBC.COM'da, İş Bankası Genel Müdürü ve Türkiy eBankalar Birliği Başkanı Ersin Özince'y e atfeny ay ınlanan haberde “Türkiy e Bankalar BirliğiBaşkanı Ersin Özince, konut kredilerinin dışarıdanfonlandığını belirterek, endişesini dile getirdi,Özince, Bu taşıma suy la değirmen döndürmey ebenziy or” diy e konuştu denilmektedir. Daha önceBDDK Başkanı tarafından da dillendirilen benzeruy arılar ciddiy e alınmalıdır.“Konut Finansman Sistemine İlişkin çeşitliKanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında KanunTasarısı”( Mortgage); piy asa meddahları tarafındanay lardır pompalandığı gibi, mevcut piy asa şartlarındakonut sahibi olamay an düşük gelirli kesimleri evsahibi y apmay acaktır. Tam tersi olarak konutfiy atlarında daha büy ük artışlara neden olacağı,dolay ısıy la düşük gelirli kesimlerin konutaulaşmalarını daha da zorlaştıracağı açıktır. Nitekimgerek hükümet üy eleri, gerekse medy a son günlerdey avaş y avaş ağız değiştirmey e, bu sistemin esasolarak üst ve üst orta gelir gurubuna y önelikolacağını söy lemey e başlamışlardır.Söz konusu y asa tasarısının esas amacı, ülkemizindış borçlanma kapasitesini artırmak ve borçlarıny eniden y apılandırılmasını sağlamaktır. Bu sürecinsonucu, bazı Güney Amerika ülkelerinde olduğu gibiciddi mali ve siy asi krizlerin ortay a çıkması şeklindeolabilecektir.Amerika Birleşik Devletlerinde son y ıllarda, şu andaülkemizde y aşanana benzer şekilde verilen bankakredileri ile y eni konut talebi ve buna bağlı olarakemlak fiy atları büy ük boy utlarda artmıştır. Ancak sondönemde, konut satış istatistiklerinede y ansıdığıüzere, bu eğilim y avaşlamay a başlamıştır. Bununsebebi Amerikanın en büy ük mortgage şirketlerindeENRON skandalı benzeri muhasebe sorunlarınınortay a çıkmay a başlamasıdır. Şu anda bu ülkedekonut finansman şirketleri ciddi bir güven bunalımıiçine düşmüşlerdir. Bir çok fon, bu şirketlere y atırdığıkay naklarını geri çekmektedir.Bu gelişme, sosy al bir ihtiy aç olan barınmasorununun, (mily onlarca kişinin sokaklarda y aşadığıABD'de) bir finansman aracı olarak görülmesininsonucunda ulaşılan noktay ı göstermesi açısındandikkate değerdir.Bırakın işin sosy al y önünü, salt ekonomik olarakdüşünülse dahi bu gelişmelerden ülkemiz vegeleceğimiz adına alınması gereken bir çok dersbulunmaktadır.


3637avrupa birliği’nden yansımalar...“YÖNETİŞİMCİ DEVLET”,“PROJECİ SİVİL TOPLUM”ve derin bir çürümeDr. Ethem Toruno lu“Avrupa Birli i Uy um Sür eci”nde diy e ba lay an vearkas ndan çok iddaal sözlerle devam eden o kadarçok toplant y a tan kl k ettik ki son zamanlarda,bunlar n say sal dökümünü y apmak hiç de kolayde il! Bu arada, bu t ls ml cümle ile ba lay anmakaleler, bro ürler, kitaplar ve ço unlukla da y asaldüzenlemeler, bugünümüzü ve gelece imizi ku at r ,belirler bir hal ald .Nasıl bir uy um süreciy miş ki bu, toplumun bazıkesimlerinde bilinçli y a da bilinçsiz bir şekilde “akıly itmesi”ne neden oldu. İnsanlar, kurumlar, örgütler,devlet değişik biçim ve evrelerde girdiği “uy umsüreci” ile varlık nedenlerini, işlevini, y eteneklerini,görev ve sorumluluklarını, ahlakını y itirme noktasınageldi. Hikay e uzun, bu uzun hikay ede, bilinentarihsel dönemeçler dışında, kırılma noktalarınadeğinmekte y arar olduğu açık...Bu kendinden menkul “uy um” işini ve y ansımalarınıbir ölçüde incelemey e çalışacağımız bu y azıda,kırılma anlarını ve sonuçlarını da çözümlemey eçalışacağız.Öncelikle, bazı kavramlar ve bu kavramların taşıdığıanlamlar üzerinde tartışarak, içinde bulunduğumuzortamı tanımlamay a başlay abiliriz:Kalkınma; klasik kapitalist model tarafındanbelirlenen günümüz modern toplumlarında, kalkınmasalt ekonomik bir çerçevede, kişi başına düşengelirin artırılması olarak tanımlanmaktadır. Genelhatları ile kapitalist kalkınma modeli, birey lerin satınalma gücünün artırılmasının piy asada ekonomikfaaliy etlerin artması anlamında bir motor işlevigöreceğini ve böy lece gay ri safi ulusal gelirdekiartışın birey lere y ansıy acağını öngörür. Bu y aklaşım,son tahlilde, sınırsız üretim ve tüketim anlamınıtaşımaktadır.Küreselle me; kür eselle me ve beraberinde y enidüny a düzeni kavramlar ile tan kl m z, 1980 'lerinsonlar nda sald rgan ve y ay lmac sermay ehareketleri ile ba lad . 2. Düny a Sava sonras nda,y eni empery alizmin y eni kurumlar olu turulmay aba lanm t . (Düny a Bankas , IMF, DTÖ gibi)1989'da y a anan travma ve trajedi sonras nda ise,büy ük boy utlu sermay e hareketleri, büy ük alanlar veortamlar bulmay a ba lad . Bu sür eç, ekonomik,teknolojik, sosy al, siy asal ve kültürel y ans malarolan, uluslararas ili kileri y eniden tan mlay an, üretimsüreçlerini düzenley en, mal ve hizmetlerin üretildi ive tüketildi i alanlara y eni biçim ve i levler ver ençok boy utlu bir hal alm t r.Ve insan; hikay emiz o'na dairdir...“...Ve insanlar, ah benim insanlarım,y alanla besliy orlar bizi,halbuki açsınız,etle, ekmekle beslenmey e muhtaçsınızve bey az bir sofrada bir kere bile y emek y emedendoy asıy a ,göçüp gidersiniz bu her dalı y emiş dolu düny adan.”Nazım Hikmet(Ellerinize ve Y alana Dair, 1949)I. Kapitalizmin Kaleleri“Sizin gibi irk etleri çekebilmek için... da lar m zdüzledik, ormanlar m z tra lad k, nehirlerimiziny ollar n de i tirdik, ehirlerimizi k ay d rd k... Tümbunlar sizin için, irk etleriniz için, burada,Filipinler'de daha kolay , daha karl i y apabilmeniziçin...”Yukar da y er alan paragraf, bir ilan...Filipinler Hükümeti, “Fortune” isimli dergiy e verdi iilanda, çok uluslu irketleri ve y abanc sermay ey ikendi ülkesine bu ekilde davet ediy or!Birilerinin “uluslararası işbirliği” dediği, bazen böy leişbirlikçiliğe dönüşüveriy or hemen...Bu süreci ve ülkemize y ans malar n incelemey ekapitalizmin ruhunu, konumuz aç s ndan bir kez dahaanlamay a çal arak ba lay abiliriz.1929 ekonomik krizi, kapitalizmin “işley iş” y asalarınıderinden sarsmış ardından ikinci pay laşım savaşı iledüny ada y eni bir dönem başlamıştır. 1941'de henüzsavaş sürerken, ABD'de bir komisy on kurulmuştur.Dış İlişkiler Komisy onu...Bu komisy onun amacı; Amerikan finans ve sanay iisermay esinin ihtiy acı olan matery alleri “mümkünolan en az stres ve zahmetle” elde edebilmek içingerekli ekonomik ve askeri hakimiy etin tüm düny adakurulması olarak belirlenmiştir. Bu arada,y azılı/resmi gerekçenin ardında bir amaç dahabulunmaktadır: Sermay enin özgürleşmesi y aniliberizasy on sürecinin bir takvime y ay ılarakbaşlatılması ve sermay enin birikim sürecindey ükselmesine izin verilecek olan sosy al standartlarınzaman içerisinde y avaş y avaş terk edilmesininsağlanmasını temin edecek alty apınınoluşturulmasıdır.Bu noktada, kapitalist sistemin önünde aşılmasıgereken, üstelik birbirini doğuran, çelişkili sorunlary umağı bulunmaktadır. İşte tüm bu amaçlara hizmetedebilmesi için, IMF (Uluslararası Para Fonu),Düny a Bankası ve DTÖ (Düny a Ticaret Örgütü) gibikuruluşlar değişik işlevlerle donatılarak, ortak“amaç” için çalışır hale getirilmişlerdir. Son tahlilde,kıta Avrupa'sında, “çelik birliği”nin de oluşturulmasıve y ıllar içinde Avrupa Birliği (AB) fikrininşekillenmesi ile birlikte, kapitalist sistemin elitleriarasında “fikir ve ey lem birliği” sağlanmış oluy ordu.Bu fikir ve ey lem birliğinin temel aktörleri ise, IMF,Düny a Bankası, AB, DTÖ ve Çok UlusluŞirketlerdir...Kapitalizmin kalelerini in a edenler, kalelerinüzerinden y eni f rsatlar y aratarak, iktidarlar ngüçlendirirken, ba ka y erler de de kendilerine “itaat”eden küçük kaleler in a eder ek / ettirerek,iktidarlar n ve kendi kalelerini de “sa lama alm ”oluy orlar. Kaleleri in a edenleri, feodal dönemden buy ana, insan y erle imleri ortamlar ndan biliy oruz.Kentle me tarihi, insanl k tarihinin ve s n flarmücadelesinin önemli bir parças ise, mecazianlamdaki “kalelerin” ne / ney i ifade etti i de çokönemlidir.


<strong>38</strong> 39Kapitalizmin kaleleri, sermay enin verimlili ini vekarl l n olumsuz etkiley ecek her türlü kuruma,ki iy e, güce ve ey leme kar in a edilmi tir .Kapitalizmin kaleleri, sermay enin istedi i alana,istedi i ko ullar da y at rmyapabilmesi ve her türlüticari ili kinin olu turulmas için in a edilmi tir .Kapitalizmin kaleleri, y oksulluktan sistemi de il,y oksullar sorumlu tutan ve her zaman oy ununkurallar n y eniden y azarak, kazanmak üzerine in aedilmi tir.II. AB'ye Giriyoruz (mu?)nsanlar n en çok inand klaren az anladıklarıdır.ey ler,18 Aral k 2004 Cumartesi günü, <strong>Ankara</strong> K z lay 'da,gündüz gözü ile y ap lan havai fi ek gösterilerie li inde, dinci muhafazakâr bir partini“önderli inde ”, art k Avrupal oldu umuz “if a ”ediliy ordu.Türkiy e'nin, Avrupa Birliği'ne üy elik, müzakere veuy um sürecini, 1960'lı y ıllarda başladığı düşünülürse,gelinen nokta ile bu uzun hikây enin, Türkiy e'dekisermay e güçleri tarafından mutlu sonlabitirilemey eceği de görülmektedir.Bu arada, hikây enin sonu, birileri için bu hikây eninne ifade etti i unutulmaks z n, bu sür ecin ortay aç kard baz y eni durumlar da iy i tahlil etmekgerekiy or. Bu noktada, son dönemde, Türkiy e içiny eni olan, temelde iki husus bulunuy or: birincisi,Gümrük Birli i anla mas ile birlikte, ba ka uluslararas düzenlemelerin de etkisi ile (GATS, MAI veMIGA) Türkiy e'nin kurals z (y a da kurallar çok ulusluirketler ce belirlenen) bir pazar haline getirilmiolmas d r. kincisi ise, müzakere süreci olaraktan mlanan, asl nda ba ml kapitalist kalk nman n veküreselle me sür ecinin bir sonucu olan, Devletinçe itli r eformlarla y eniden biçimlendirilmesidir. Busüreç, bir anlamda Türkiy e Devleti'nin y eniden“in a ” edilmesi sürecidir. Yasalar ile, kurumlar ile,mal ve hizmet üretiminin y eni biçimleri ile…III. “Y eni Biçim”, “Y eni Arayışlar”, “Y eniİlişkiler” ve “Y eni İnsan”AnlamadMontaignem İçin İnanm y orum.TertullianusAB'y e üy elik ve uy um süreci ile birlikte, temel olany eni olgular k saca çözümlemey e çal m t k. Ancak,bu a amada, “y eni” olan daha pek çok durumoldu u da hepimizin malumudur .Öncelikle, devletin küçülmesi ve devlet sivil toplumilişkisinin kurulması olarak ortay a atılan “y eniy aklaşımı” ele alabiliriz. Bu politikanın / y aklaşımıny eni olmadığı açık! Bu y azının satır aralarında,kapitalist kalkınma modelinin, kendi içindekidevinimlerine işlev ve işlerlik kazandırma anlamında,bu tür stratejilere başvurulabileceğinden sözetmiştik…Devlet ay gıtının, örgütünün değişik zamanlarda /değişik ortamlarda y eniden biçimlendirilmesi hepgündemde olmuş bir konudur. Bugün, Türkiy e'dey apılmak istenen de, asl nda kapitalist-empery alistsistemin, Türkiy e'y e y önelik “do al ” ve politik biraçlmdr.Devletin, kurumları aracılığı ile küçültülmesi,demokratik bir planın ve toplumcu bir projeninparçası olduğu takdirde, anlamlı bir reformdanbahsetmek olanaklıdır. Oy sa ki, toplumun değişikkesimlerinde, bu y önde güçlü, örgütlü bir çabanın veproje / programın olmadığı da ortadadır.Böy le bir sosy al ortamda, Brüksel patentli“reformların” kapitalizmin kalelerini güçlendirmekdışında ülkemize ne tür fay daları olacağını,anlamakta güçlük çektiğimizi belirtmek gerekiy or.Ancak, bu sürecin fay dalar n tespit eden, bufay dalardan nemalanan, “y öneti imci ” devletin birparças olabilen y eni baz durumlar , kurumlar veki ileri bu noktada unutmamak ger ekiy or…Onlar anladıkları! için, inanıy orlar!Hem AB'y e, Hem STK'larına, Hem de ParanınGücüne…“Yöneti imci Devlet ”, Düny a Bankas ve AB politika/belgelerinde üçlü iktidar n in a edilmesi ve iktidar npay la lmas olarak tan mlanmaktad r. Devlet,sermay e ve sivil toplum üçgeninde, i ve ey lemleriny ap lma biçiminin y eniden tan mland , kurumlar nbu y akla m etraf nda ekil ald bir dönemde, buüçlü iktidar n, sivil toplum ay a önem kazan y or.Özellikle, y eni insan y aratma, örne in; “AvrupaVatanda ”, “misy onuna ve vizy onuna” sahipinsanlar ortay a ç karma aray nda, AB'nin bir diziproje / program önerisi ile Türkiy e'y e geldi ibilinmektedir. Bu a amada, üçlü iktidar n sivil toplumay a hemen olu mu / olu turulmu ve böy leceüçlü bir sermay e / iktidar blo u ekillenmi tir . öy leki, de i ik alanlar da ( ehir cilik, çevre, insan haklar ,engelliler gibi) proje / program y ürütecek y eniSTK'lar kurulmu , bu kurulan dernek, vak flar birnevi irket mant ile çal may a ba lam ve siviltoplumumuzun geli mesi y önünde “ulvi” katk larvermi ler dir.*Böy lece, kitlesi, örgütü, hukuku olmay an, temel etikde erler den y oksun bu kurumlar, AB'den sa lad klarparasal destek ile birlikte Türkiy e kamuoy undakonu ulan ör gütler haline gelmi ler dir.“Yönetişimci Devlet” anlay ışı sonuçta, sermay eninve devletin y edeğinde, sözde sivil toplum kuruluşuolan bir dizi y apıy ı ortay a çıkarmıştır. Bu y apılar,zamanla kendi ilişkilerini oluşturmuş, bu kurumlarıny öneticileri muteber temsilciler (STK Temsilcileri)haline gelmiştir. Ay rıca, bu kurumlar, kendi dillerinigeliştirmiş, şirket evliliklerini andıran “ortaklıkları”devlet kurumları ile oluşturmay ı kendilerine temelpolitika olarak belirlemişlerdir. Ay rıca, bunlarfaaliy et gösterdikleri alanda, ilgili kesimlere“ulaşılabilir olmay ı” ve o insanların “y apabilirkılınmasını” sivil toplum devlet işbirliği olarakgörmüşlerdir. Bu arada, sözünü ettiğimiz dernek,vakıf, sendika y öneticileri bir aşama daha kat ederekproje y öneticisi, proje ortağı haline gelivermişlerdir.Bu sürecin, tahrip edici olan bir diğer ve önemli y anıise, Türkiy e'de demokrasi mücadelesinin, mesleki y ada sendikal mücadelenin, bir başka noktadatoplumsal bir hareketin önemli bir unsuru olan bazıdernek/vakıfların, meslek odalarının, sendikaların burüzgârdan etkilenerek, kendi asıl işlevlerini unutarak,bu “proce” sürecine kendilerini kaptırmalarıdır.(Proce = Fonlama = Para, bkz. Avrupa Birliği Kirliİşler Sözlüğü!)Bu çürüme süreci, bugün TMMOB ortamlarında datartışılır bir hal almıştır. Devekuşu misy onunu kabuletmey en toplumcu anlay ış, kapitalizmin kaleleriniy ıkmak için, öncellikle bu kalelerin muhteviy atınıanaliz etmey i önüne hedef olarak koy malıdır. Böy lebir politika ise, AB proje ve programlarının sonuçlarıile birlikte eleştirilmesini, irdelenmesini gereklikılmaktadır. Doğru, akılcı ve toplumcu bir çıkış,mesleğin halkın hizmetine sunulabilmesi, çokca damücadele ile olası görünmektedir.Sağlıklı ve etik bir mücadele anlay ışının, bugüntemel koşulu, AB'nin y a da Düny a Bankası'nın fon vepara ilişkilerinden arınmak olduğu açıktır.IV. Son SözSon sözümüz söy lenmedi daha…Hikây emiz insana dair ise, son sözü insanlıksöy ley ecektir.“…nsanlar m, ah benim insanlar m,antenler y alanlar söy lüy orsa,y alan söy lüy orsa rotatifler,kitaplar y alan söy lüy orsa,duvarda afi , sütunda ilan y alan söy lüy orsa,bey az perdede y alan söy lüy orsa ç plak bald rlark zlar n,dua y alan söy lüy orsa,ninni y alan söy lüy orsa,rüy a y alan söy lüy orsamey hanede keman çalan y alan söy lüy orsa,y alan söy lüy orsa umutsuz günlerin gecelerindeay ,söz y alan söy lüy orsa,renk y alan söy lüy orsa,ses y alan söy lüy orsa,ellerinizden geçinenve ellerinizden başka her şeyherkes y alan söy lüy orsa,elleriniz balçık gibi itaatli,elleriniz karanlık gibi kör,elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,elleriniz isy an etmesin diy edir.Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımızbu ölümlü, bu y aşanası düny adabu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesindiy edir.”Nazım Hikmet(Ellerinize ve Y alana Dair, 1949)* Bu y az n n kapsam içinde, devlet kurumlar n n, bakanl kve de i ik genel müdürlüklerin, TÜB T AK, TODA E veüniversitelerin Düny a Bankas , NATO, AB fonlar y a dakredileri ile gerçekle tir di i pr oje ve çal malarade inilmemi tir . Bu tür projelerin y aratt tahribat vekurumsal çözülme ise ay r bir y az nn/aratrman nkonusu olmal d r. Düny a Bankas paralar ile Türkiy e'ninçevre politikas n belirlemek, Alman GT2 kurulu ununkatk s ile belediy ecilik ve alty ap alan nda iy ile tirmey apmak, AB fonlar ile ehir cilik y a da insan haklaralan nda y eni politikalar olu turmak mümkün müdür?Ya dabu politikalar uluslar aras i birli i midir? birlikçilik midir?Bu sorular n kapsaml y an tlar için, YAYED (YerelAra t rma Yard m ve E itim Derne i) 'in y ay nlad“Memleket Mevzuat” isimli dergiy i incelemey i öneriy orum.KAY NAKÇA1) Castells, Manuel, KentSnf ktidar, Bilim ve SanatYay nlar , Çeviren, Asuman Erendil, <strong>Ankara</strong>, 1997.2) Demirer, Temel, Elveda Nisyan… Merhaba syan! ,Ütopy a Yay nlar , <strong>Ankara</strong>, 2005.3) Hikmet, Naz m, Seçme iirler , Türkiy e Komünist Partisi,<strong>Ankara</strong>, 2002.4) Küreselle menin Yans malar , TMMOB y ay n , <strong>Ankara</strong>,1988.5) More, Thomas, Ütopya, Düny a Klasikleri-Felsefe,Türkçesi: Nemciy e Uçansoy , Bordo-Siy ah Yay nevi,stanbul, 2005.6) Toruno lu, Ethem, Ötekilerin “Çevre”si, AnadoluÜniversitesi Çevre Mühendisli i Bölümü-Çevr e PolitikalarDers Notlar , 2005.7) Y lmaz, Gay e, Kapitalizmin Kaleleri -1, Türkiy e MA veKüreselle eme Kar t Çal ma Grubu, stanbul, 2000.


40anketBahriy e ÖktemYENİ DÖNEME İLİŞKİN…Şevki Vanlıanket1Başka Bir Mimarlık Mümkün müdür?<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin39.Dönem perspektifleri ,gelecek kurgusu ve çalışma 2yöntemi nasıl olmalıdır?1- E itimin y ap s,projeüretim prati i,y ay nlar n görselli i de i meden, kendimizedönük dü üncelerle, ele tir el bir ortamolu madan ba ka bir mimarl k olas de ildir .2- Önceliklerin ilk s ras nda, üy elerimizine itimden uy gulamay a, mimarl ksorumluluklar n kontrol etmek bulunmal d r.ehirlerimiz gittikçe kötüle mekte,Türkiy eutanç verici y ap larla dolmaktad r. E er bunuy apam y orsan z, di er s ralardaki i lerin hiçbirönemi y oktur.1- Başka Bir Mimarlık Mümkün müdür?2- Gelecek dönem perspektiflerine gelince;Bunu da kanımca büy ük ölçüde AB süreci, ülkegündemi, mesleğimizi doğrudan vey a dolay lıolarak ilgilendiren y asal düzenlemeler, bu y asaldüzenlemelerdeki boşluklardan fay dalanmakurnazlıklarının y arattığı olumsuz etkiler, y erely önetimlerin aldığı kararlar vb. şekillendirecek.Önümüzdeki zorlu sürecin kolektif çalışmay la,en doğru şekilde işley eceğine inanıy orum.Çünkü “çorbada herkesin tuzu bulunsun”anlay ışı ile <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>'nin39. Dönem perspektifleri, gelecek kurgusu veçalışma y öntemine ilişkin üy e görüşlerininalınmasını çok olumlu bir başlangıç olarakgörüy orum. Mesleğini seven, odasına sahipçıkan herkes sanıy orum ki belki y apıcı bireleştiri, belki pay laşılan bir bilgi birikimi, biröneri, y erine göre sessiz bir duruşla bu sürecekatkıda bulunacaktır.Y eni dönemin güzelliklerle dolu olmasıdileğiy le…H. İsben ÖnenSay ın <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> y etkilileri,Göndermiş olduğunuz anketi öncelikle çokgülünç, sığ ve samimiy etsiz; 39. Dönem genelkurulu için gönderdiğiniz metni de ay nı şekildesığ, eksikbilgilerle dolu bir çarpıtma olarakdeğerlendirdiğimi söy lemek zorunday ım.Say gılarımla.“dünya ellerimde”Çocuk ve Mimarlık Çalışma Grubu 3 senediry ürüttüğü çalışmalarla çocuklara kentlilik bilincitaşımay a ve çocukların kendilerini ifade etmelerineolanak sağlay acak ortamları oluşturulmasına katkısağlamay a çalışmaktadır. Ancak unuttuğumuz bir şeybu beslenmenin tek taraflı gerçekleşmediğidir. Bizçocuklara öğretirken onlardan aldığımız geri bildirimlerde bizi beslemektedir. Çocuklar genelde toplumsalilişkilere, ülke ve düny a sorunlarına ilişkin çoğu kezbizden daha net ve katıksız bakmay ı başarabilirler.39.Dönem Olağan genel kurulunun teması “Başka BirMimarlık Mümkün” olarak belirlenmiştir. Aslında birçok mimarın kişisel duy arlılıkları çerçevesinde farklıy önlere evirebileceği bu temada herkesin uzlaşısağlay abileceği nokta daha y aşanılası bir düny anınşekillenebileceği üzerinedir. Bu nedenle bu genelkurulda gerçekleştirilecek Çocuk ve Mimarlık Atöly eçalışmasında biz çocuklardan bu ütopik düny anıny aşam biçimlerinin ipuçlarını y akalamak istiy oruz.Toplumsal ilişkilerden ve y önetim biçimlerinden çıkanmekansallığı y a da mekanın toplum y apısınışekillendirişi üzerine deney sel bir çalışma olacaktır.Genel Kurulda “Düny a Ellerimde” temasıy laşekillenecek çalışma iki atöly eden oluşacaktır. GenelKuruldan 1 hafta önce ön atöly e çalışması y apılacaktır.12 tane ilkokul 4 ve 5 sınıf öğrencisini 3 gruba ay rılır.Her grubadağıtılır.3 farklı senary odan oluşan hikay eler(Örneğin; küresel ısınmadan dolay ı düny a üzerindekibütün buzullar erimiş ve tüm kara parçaları sularaltında kalmıştır. Bundan sonra insanlar y aşamlarını suüzerinde y ada altında devam ettirmek zorundadırlarve artık insanlar için y eni ilişki biçimlerininşekilleneceği y eni bir düny a y aratılacaktır.) Ancakhikay elerin y alnızca ilk paragrafı bizim tarafımızdany azılır ve çocuklardan hikay eleri tamamlamalarıbeklenir. Düny a bugünkü düny adan farklıdır. İnsanlarve insanlar arasındaki ilişkiler bugünkü düzendenfarklı… Çocuklardan tüm kurallarını vey akuralsızlıklarını kendilerinin kuracakları bir düny ay aratmaları beklenir. Çalışmanın bu aşaması y azılı birdoküman halinde hazırlanacak ve genel kurulsalonunda sunulacaktır. Atöly e çalışmasında çocuklarkurguladıkları hikay elerden y ola çıkarak 3 farklı kentinşa edeceklerdir. Çalışmay a sadece mimarlar,mimarlık öğrencileri ve çocuklar katılmay acak ay nızamanda sosy ologlar, toplumbilimciler veeğitimcilerde destek verecektir.41


TÜM MİMARLARIPARÇALANAN MİMARLIK TOPLULUĞUNUVE KENTSEL GÜÇLERİ BİRLEŞTİRMEK VEKÜRESELLEŞEN EVREN ÜZERİNDE ULUSAL ÇIKARLARA, KÜLTÜRE,MESLEK ETİĞİNE DAYALI EVRENSEL KOŞULLARI,GERÇEK ANLAMDA BİR DEMOKRASİYİ MÜMKÜN KILMAK İÇİNMİMARLAR ODASI ÇATISI ALTINDA TOPLANMAYA,GÜÇ BİRLİĞİNE VE BİRLİKTE MÜCADELE İÇİNTMMOB MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ 39. DÖNEM GENEL KURULU’NADAVET EDİYORUZ…BİR TEK KİŞİNİN BİLE SOKAKTA EVSİZ KALMADIĞI,KENT MERKEZLERİNİN VE KENT HİZMETLERİNİNKENTLİLER TARAFINDAN EŞİT OLARAK KULLANILDIĞI,KAMU YARARINA PROJELERİN UYGULANDIĞI,ÇOCUKLARIMIZIN RAHATÇA OYNAYABİLDİĞİ,AKŞAMLARI EVİMİZE GİDERKEN KENDİMİZİ GÜVEN İÇİNDE HİSSETTİĞİMİZ,NEFES ALIRKEN HAVASINI CİĞERLERİMİZE KADAR ÇEKTİĞİMİZ,KENT MERKEZİNDE RAHATÇA DOLAŞABİLDİĞİMİZ,TRAFİK YOĞUNLUĞUNDAN UZAK,SOKAKLARINDA, ŞARKILAR DİNLEDİĞİMİZ, FİLMLER SEYRETTİĞİMİZ,MEYDANLARINDA HALAYLAR ÇEKTİĞİMİZ,BİR BAŞKA MİMARLIĞI VE KENTLERİ VAR ETMEK İÇİNTÜM ANKARALILARIPARÇALANAN KENTLERY BÜTÜNLE?TYRMEK,ANILARIMIZIN MEKANLARINA SAHYP ÇIKMAK,GELECE?YMYZY YSTEMEK, KENT DEMOKRASYSYNY OLU?TURMAK,GÜNDELYK HAYATIMIZI DEMOKRATYKLE?TYRMEKGÜÇ BYRLY?Y SA?LAMAK VE MÜCADELE YÇYNTMMOB MYMARLAR ODASI ANKARA ?UBESY 39. DÖNEMGENEL KURULUNA DAVET EDYYORUZ...MYMARLAR ODASI’NA HERKESYN YHTYYACI VAR...BYR BA?KA ANKARA’YI BYRLYKTE DÜ?LEMEK YÇYN...DÜ?TÜK YOLLARA...DÜŞLERİMİZİ GENEL KURULA TAŞIYALIM,PAYLA?ALIM ÇO?ALALIM...


44 45Bahriy e Öktem Mimar<strong>38</strong>. Dönemin Ardından“İletişim”. Bence <strong>38</strong>. Dönemi en iy i tanımlay an sözcükbu. Y ıllardır bize hep uzak, y abancı ve soğuk olan“<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>” bu say ede “oda”mız oluverdi.Y ürütülen tüm projeler, atöly eler, etkinlikler, söy leşiler,sergiler, başarıy la verilen UIA sınavı, <strong>Ankara</strong>'nınsorunlarının çözümüne, “söküklerinin dikilmesine”, kentselkimliğinin korunmasına ilişkin çabalar, katkı koy maktan çokmutlu olduğum “Çocuk ve Mimarlık” çalışmaları…Hepsi de önemliy di. Kente, topluma ve bizlere katkısıvardı her birinin. Bunlar kadar önemli olan ise, y aşanantüm sürecin olabildiğince üy elerle pay laşılmasıy dı.Bilgilenerek sürece katıldık. Kimine destek verdik, birebirkatıldık. Kimini uzaktan izledik, kimiy le pek ilgilenmedikama hep haberdar olduk. Bundan da büy ük mutlulukduy duk.Bu döneme ilişkin benim unutulmazlar listem ise şöy leşekillendi:1- TED <strong>Ankara</strong> kolejinin y eni kampusuna taşınmasıy laboşaltılan ve kent belleğinde önemli bir y ere sahipolan kolej y apılarının Odanın girişimleriy le taşınmazkültür varlığı olarak tescil edilmesi,2- UIA İstanbul Kongresindeki etkinlikler ve atöly eler,3- Y ay gınlaştırılarak sürdürülen “Çocuk ve Mimarlık”çalışmaları.Odada kurulan dostluklar ise tüm güzellikleri taçlandıranve çoğaltan en büy ük kazanımlarımız oldu. <strong>38</strong>. Dönemdeemeği geçen herkese teşekkür ediy orum.39. Döneme Do ru“ leti im ” y ine “ leti im ”. Odalar güçlerini üy elerindenald klar na ve ancak onlar n deste iy le var olabildiklerine,seslerini duy urabildiklerine göre y eni dönemde de üy elerleileti imin artarak sür dürülmesinin ortam n zenginle mesiaç s ndan önemli oldu unu dü ünüy orum.Katk vermek, zaman ay rmak herkes için mümkünolmay abilir ama haberdar edilmek bile bir aidiy et duy gusuveriy or insana. Her gün e- posta kutumuzu “oda”dan birhaber var m diy e açmak ne güzel.Hep daha iy iy e, daha güzele do ru gidilece i inanc y la,y eni dönemde görev alacak arkada lara imdiden ba ar lardiliy orum.Bülent Batuman Mimar<strong>38</strong>. Dönem Üzerine Kişisel DeğerlendirmeKişisel kanım, <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin, ülkedey aşanan süreçlere koşut olarak 90'lı y ılların sonu itibarıy laciddi bir tıkanma y aşamış olduğu y önündedir. Zira 90'lar,bir y andan siy aset alanının daralması, bir y andan datoplumsal y apının çözülmesi açısından beklenmedik ölçüdeolumsuz geçmiş; on y ılın sonuna gelindiğinde ise depremve ekonomik kriz gibi afetler bu sürecin sonunu y ıkımlaişaretlemiştir. Bundan sonraki süreçte, ve özellikle 37. ve<strong>38</strong>. Dönemlerde <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin ürettiği çalışmalar,böy lesi bir çözülmenin ardından gelen bir aray ışdöneminin -başarılı- ürünleri olarak değerlendirilmelidir.Bu bütünlük içerisinde değerlendirdiğimde, <strong>38</strong>. Dönem, buaray ış sürecinin hem potansiy ellerini, hem de zafiy etlerinitaşır görünmektedir. Şube çalışmalarını bazı kısa sürelerdışında y akından izleme fırsatı bulduğum gibi, özellikleiçerisinde doğrudan y er aldığım “50. Y ıl Çalışması”nınağırlık kazandığı 2005'in son çey reğinde çok dahay akından gözlem y apma olanağım oldu. Bu gözlemleriminsonucunda edindiğim izlenim şudur: <strong>38</strong>. Döneminbütününe damgasını vuran bir özellik, Şubesekretery asının (sekreter ve sekreter y ardımcısı kadrolarıbütününün) enerjik ve üretken bir tempoy u sürdürmüşolmasıdır. Bu durum, Olağanüstü Genel Kuruldan (OGK),ve gerek sekreterlik gerekse sekretery a içindeki görevdeğişimlerinden etkilenmemiştir. Buna karşılık, kanaatimodur ki, OGK öncesi ve sonrasını birbirinden ay ıran özellik,Y önetim Kurullarının, sekretery anın sağladığı dinamizmiideolojik/politik açıdan y önlendirmekte sağladığı etkinlikolmuştur. OGK öncesinde Y önetim Kurulunun böy lesi biry önlendirmey i üretemey ecek duruma düşmesi, aslınday ukarıda sözünü ettiğim biçimde, aray ış döneminin birzafiy eti olarak anlaşılmalıdır. Bu zafiy et, dönem içindeşiddetlenmiş ve ifadesini OGK sürecinde bulmuştur. Teslimetmek gerekir ki, OGK sonrası Şube çalışmalarının çizdiğibaşarılı grafik, Y K ve sekretery a arasındaki politiky önlendirme ilişkisinin tesis edilmesine bağlıdır. Bugözlemimin, değinmiş olduğum gibi, Şube çalışmalarını -vehatta genel olarak Şubenin çalışma biçimini- y akındanizleme fırsatı bulduğum son ay ların somut deney imineday andığını tekrar vurgulamak isterim.OGK sonrası süreçte çalışmalar y eni bir ivme kazanmıştır;ve bu ivme, süregiden çalışmalara kavramsal-ideolojik biriçerik kazandırma çabasında somutlaşmaktadır.“Mimarlığın toplumsallaştırılması, kentin içselleştirilmesi,örgütün işlevselleştirilmesi” gibi çalışma aksları ve bunlarıçerçeveley ecek biçimde önerilen “başka bir mimarlıkmümkün” sloganı, aslında içinde bulunduğumuz aray ışdöneminin farkındalığının izlerini taşımaktadır. Zira buformülasy onlar; belli bir y aklaşımın tutarlılığını, “başkabir…şey ”in (mimarlığın, düny anın) nasıl mümkün olacağınadair hazır cevapların bulunmadığını söy ley ecek cesareti, vebir y andan da bu cevapları aray ıp bulmak y önünde biriy imserliği y ansıtır. Bu anlamıy la, <strong>38</strong>. Dönemin vardığınoktay ı, hey ecanlı bir dinamizmin ay ağa kaldırıldığı vebunu y önlendirecek politik-ideolojik program(lar)a dairaray ışların başlatıldığı, umut verici bir konum olarakdeğerlendiriy orum.Emel AkınMimar<strong>38</strong>. Döneme Dair…Eksileri-artıları, hüzünleri-coşkuları, y apılanlarıyapılamay anları ile geçen 2 y ıl... Umutsuzluklarınumursuzluğa dönüştüğü, düş kırıklıklarının “adam sende”ciliği körüklediği, elimizin kolumuzun her geçen gündaha sıkı bağlandığı, hay atın hemen her alanında maddideğerlerin ön plana geçtiği, sivil toplum örgütlerininerozy ona uğradığı zor bir dönemde sürdürdü faaliy etlerini<strong>Ankara</strong> Şube… Mimarlığın sadece çizgiden ibaretolmadığını, mimarlığı toplumsal y apısının içindedeğerlendirmek gerektiğini vurguladı ısrarla, inatla…Mimarlık mesleğinin ve mimarların da içinde bulunduğutoplumun çeşitli sorunlarına duy arsız kalmamay ı, üy elerinibilgilendirmey i ve bilinçlendirmey i hedefledi… Kimikonularda y etersiz kalmış y a da geç davranmış olsa damimarlık eğitiminden mimarlığın y asal y apılanmasına,teorik çalışmalardan atöly e çalışmalarına dek pek çokalanda bulunduğu etkinlikler ve bu etkinliklerin getirdiğiolumlu sonuçlar y adsınamaz… <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong><strong>Şubesi</strong>, “başka bir mimarlığın mümkün olduğu” gerçeğininbilinci içinde günümüzün değişen değerlerine teslimolmaması ve bilimsel bir inat ve umutla “başka”nın ardınadüşmesi ile, ciddi bir övgüy ü hak ediy or…39. Dönem İçin…Gelecek dönemin çalışma perspektiflerinin belirlenebilmesiiçin öncelikle geçmiş dönemi analiz etmek zorunludur.Çünkü bu dönemin objektif bir değerlendirmesi, gelecekdönemin programına ışık tutacaktır. Şube Y önetimiy aptıklarını aktarmasının y anı sıra y apmadıklarını y a day apamadıklarını da dile getirmeli, bir başka dey işle, dönemiçindeki etkinliklerinin özeleştirisini üy eleri ilepay laşmalıdır.Mimarlık mesleğinin toplumsal boy utu göz ardı edilmedenmimarlığa ve üy elerin mesleki gelişimine ilişkin çalışmalaragelecek dönemde daha çok y er verilmelidir. Ülkeninmimarlığı, <strong>Ankara</strong>'nın mimarlığı, y apı üretimi süreci,mimarlık eğitimi, tüm kesimlerde çalışan mimarlarınsorunları çok y önlü ve sistemin bütününden bağımsızolmay an bir y aklaşımla ele alınmalıdır.Kuşkusuz, sistemin day attığı olumsuz koşulları bütünüy leortadan kaldırmak bir meslek odasının gücünü aşar. Kaldıki bu, bir meslek odasının görevi de değildir. <strong>Ankara</strong> Şubegelecek dönemdeki hedefini, y aşanılan olumsuzlukları vebu olumsuzlukların gerçek nedenlerini üy elerine aktarmak,sorunlara alternatif çözümler üretmek, bu çözümlerinuy gulanması için baskı grubu oluşturmak y a da kamuoy uy aratmak y önünde belirlemelidir. Bu süreçte, üy elerininetkin katılımı ve katkısı olmay an bir örgütün hedefineulaşamay acağı sıklıkla vurgulanmalıdır. Seçim öncesiy apılan çağrı belirli dönemlerde tekrarlanarak üy elerindesteğine duy ulan gereksinim hatırlatılmalıdır.Gerek toplumsal gerekse mesleki konularda sürekli olarakgünceli y akalamak zorunluluğu bulunan Oda y önetimininher konuda bilgi sahibi olması beklenemez, hiç kuşkusuz.Öte y andan, konuy la ilgili komisy onların tamamınınçalışmasını sağlamak ve bu çalışmalardan üy elerinihaberdar etmek Şubenin y ükümlülüğündedir. Bunun y anısıra Şube Y önetimi ilgili konularda kendi görüşünüoluşturmalı ve bunu üy eleriy le pay laşmalıdır.H. İsben Önen MimarPlatform içininde y aşanılan tüm o tartışmaların sanki hiçy aşanmamış olduğu ve <strong>38</strong>. Dönem çalışmaların "olağan"halde sürdürüldüğü gibi tamamen y anıltıcı bir izlenimy azıdan okunmaktadır.Oy sa arada bir olağandışı süreçy aşanmıştır. Bu tutumu etik olarak ta doğru bulmuy orumve "başka bir mimarlık mümkün", "mimarlığın toplumlabuluşması" gibi söy lemlerin içi boşaltılmış bir ideolojikbiçemin aracı olarak kullanıldığını düşündüğümü üzülerekbelirtmek istiy orum. Ay rıca bu metni y aşanan olağandışıkurul sürecinin nedenlerinin hiç kavranamadığının da birgöstergesi olarak görüy orum.


46 47NDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER……ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER……ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİDEĞ ERLENDİRMELERENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER……ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER……ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER……ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER……ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER……ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER……ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİRMELER…ÜYELERDEN DEĞERLENDİLeman ArdoğanMimar<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> <strong>38</strong>. Dönem YönetimKurulu'naİlk kez <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>na gelişim, sonra uzun bir süre<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> ile kopan bağım ve “Çocuk veMimarlık” ile y eniden başlay an sıcak- sımsıcak ilişkilerim, birfilm şeridi gibi hepsi gözümün önünden geçti.İki y ıllık çalışma süreci ne kadar çabuk geçti; iy isiy le,kötüsüy le, bazen hareketli bazen sessiz duruşuy la sonuçta;bu iki çalışma y ılına mimarlar, mimarlık adına çok şeysığdırdı.Odamız, bu çalışma döneminde, toplumda ve ilgili çevrelerdeses getiren, ilgili çevrelerce dikkate alınan ve değerlendirilenbirçok güzel/olumlu çalışmalara/faaliy etlere imza attı hiçkuşkusuz.Ama ben sadece <strong>38</strong>. Dönem Y önetiminin çalışma akslarındanMimarlığın Toplumsallaştırılması aksında y er alan Çocuk veMimarlık çalışmalarına değinmek istiy orum,Çünkü; Çocuk ve Mimarlık çalışması,geleceğe/geleceğimize y atırım, bugün kurulan düşlergelecekte gerçek y aşam…Çünkü; Çocuk ve Mimarlık çalışmasında, mimarlar öncebirbirleriy le (mimarlarla) buluşuy or, Çocuk ve Mimarlık çalışmasında, mimarlar çocuklarlabuluşuy or, Çocuk ve Mimarlık çalışmasında, mimarlar eğitimcilerlebuluşuy or, Çocuk ve Mimarlık çalışmasında, mimarlar çocuklarınailesi/mahallesiy le buluşuy or, Çocuk ve Mimarlık çalışmasında, mimarlar kentle/kentliile ve toplumla buluşuy or, böy lece bu çalışmalarda,değişik kültürler/sosy o ekonomik gruplar bir aray ageliy or/getiriliy or.Ay rıca bu buluşmaların, toplumdan çok uzaklaşan, y erelolmay a uzak duran ve halen tam olarak toplumdaanlaşılamay an mimar/mimarlık ve bir meslek olarakmimarlığın tanınması ve kabul görmesine önemli katkısağladığına inanmaktay ım.Çocuk ve Mimarlık çalışması benim için çok önemli çünkü;Çocuk ve Mimarlık çalışması bana Odamı, meslektaşlarımı,sınıf arkadaşlarımı ve taze dostlukları (y eniden) verdi. Benimiçin bu kadar değerli olan bu çalışma kuşkusuz, bu değerleresahip çıkan Odamız/Oda Y önetim(ler)i ve Odamız Üy eleri içinde önemli olmaktadır, zaten, çalışma y üklenmiş olduğu misy onitibariy le kendini değerli kılmaktadırÇocuk ve Mimarlık çalışması; Odamızın sürekli ve tanınan ,kesintiy e uğramadan daima gelişen, y eni açılımlar y aparakbüy üy en ve önce kentimizde, sonra bütün kentlerdeuy gulanan bir çalışma olmalıdır. Bunun gerçekleşmesi de tabiiki biz mimarların bu çalışmay a sahip çıkması ile olacaktır.Evet arkadaşlar/meslektaşlarım bugün ve her zaman bizibekley en çocuklarla/gelecekle buluşalım ve çocuklarla birliktehay al kuralım, düşlerde y olculuğa çıkalım.“Başka Bir Mimarlık Mümkün” sloganı ile somutlaşan buçalışma döneminde ben de bir alt başlık olarak “Başka BirÇocuk ve Mimarlık Mümkün” diy orum.Ley la AlpagutMimarSöz konusu süre içinde, Şubenizin sürdürdüğü Bina Kimlikleriprojesine katıldım. Bu kapsamda gerçekleşen, belgeleme,tanımlama, envanter ve sergi çalışmaları ile koruma amaçlıgirişimler, modern Türk mimarisinin tanınması için oldukçaönemli oluşumlara ve sonuçlara y ol açtı. İnci Aslanoğlu,Y ıldırım Y avuz, Ali Cengizkan, Mustafa Akpolat, Elvan Ergutve diğer değerli katılımcılarla verimli çalışmalar başlatıldı. Busırada tamamlamak üzere olduğum "Erken Cumhuriy etDönemi'nde <strong>Ankara</strong>'daki Eğitim Y apıları" konulu doktoratezime önemli katkılar sağladılar. Y apıldıkları dönemde kentinay nı zamanda estetik nesneleri olan bu binaları kentlilerle depay laşmak y ararlı sonuçlar sağladı. Hazırlanan katalogları,görev y aptığım İzzet Bay sal Üniversitesi'nde de öğrenciler vehocalar ile pay laştım. Daha önceden gördükleri ancakilgilenmedikleri y apıları böy le bir çalışmada, nüfus cüzdanıesprisi ile görmek oldukça ilgilerini çekti.Çalışmalarımızın bundan sonra da sürmesi dileği ile,Teşekkürler.Olcay Ünlüsay ın Yüksek Mühendis Mimar39. Dönem çalışmalarının birinin de telif hakları y asasınınuy gulamasında <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin öncülüketmesi gerektiği olması görüşündey im.<strong>Mimarlar</strong>ın y arattıkları binalara plaketlerinin konulmasını biralışkanlık haline getirmeliy iz. Bu, binanın kesin kabulüesnasında y erine getirilen bir prosedür olabilir.Bu ey lemin mimarlara tanınan bir onursal hak olması y anında,(Mimara) bina durdukça o binanın kendi sorumluluğundaolduğu, hem mimarına hem de topluma hatırlatacaktır.Binalardaki plaketler toplumdaki insanlara hem bir binanın bireser olduğunu, hem eserin sahibini hatırlatacak, hem plaketsizbinaların mimarların acaba olduğu gibi soruları vs.sordurtacaktır. Topluma mimarı, mimarlığı, mimarlığın ay nızamanda bir sanat olduğunu tanıtmakta bize çok fay dalıolacaktır. Çocuk ve Mimarlık çalışmasının büy ükler içiny apılmış, bir devamı niteliğini taşıy acaktır.Resmi dairelerde, örneğin Bay ındırlık Bakanlığı, İllerBankası'nda çalışan mimarların telif haklarının tanınmasıy önünde, hiç değilse y apılarına plaketlerinin konulmasınınsağlanması konusunda <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong> öncülük edebilir. Plaketkonulmasının herhangi bir onarım vey a (tadilat) değişiklikihtiy acında mimarın çağrılmasını hatırlatması gibi pratikfay daları da olacaktır. Uy gulama; bina kimlikleri çalışmadosy asındaki binaların mimarını belirtirken bir kalıcı y azı,bulunmay anlarına Oda'ca plaket konulması ile başlanılabilir.Ay rıca, proje denetimlerinde de bu konu mimarlarahatırlatılabilir görüşündey im.Haklarımızı kullanmay ı bilmeliy iz.Semra San türk Mimar<strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> <strong>Ankara</strong> <strong>Şubesi</strong>nin <strong>38</strong>. Dönemdegerçekleştirilen 2 y ıllık çalışmalarını değerlendirmek için, geriy edönüp, TASLAK ÇALIŞMA PROGRAMI'na bir göz atmakbenim için kaçınılmazdı.Öngörülen ve kurgulanan hedeflere varıldığını, y aşay arakgörmekten, hatta bu hedeflerin ötesine geçildiğini söy lemekten,gerçekten mutluluk duy uy orum.Bundan daha da önemlisi,ODA ortamındaki, sevgi, say gı, arkadaşlık, dostluk, “BEN”değil “BİZ” anlay ışı, samimiy et, mesafe, üy e önerilerini dikkatealmak ve uy gulamak, duy arlılık, hata y apmaktan korkmamak,gülery üzlü olmak, sabırla dinlemek vs. gibi kriterler, en azy apılan işler kadar benim için anlamlıy dı.Gelecek Dönem İçin,ODA ve üy eler arasındaki bağı güçlendiren,ortak ve değişikçalışma alanlarının olması, (çocuk-mimarlık tarzı),belli periy otlarda, ÜY E DANIŞMA KURULLARI’nın y apılması.(Söy lenmektense, söy lemey e imkan tanınması),öğrenci <strong>Mimarlar</strong>la ilişkilerin devamının sağlanması,mümkünse LOKAL' in üy elerin kullanımına açılması ,BÜLTEN' de dinlendirici, eğlenceli, gülebileceğimiz anekdotlarolan, sorunlardan uzaklaşacağımız, bari, bir tek say fanın olması,(mimar-magazin)Şimdilik aklıma gelenler böy le.Kendi penceremden baktığımda, 2 sene süresince, her şeygüzeldi, gelecekte de, güzel olacağı inancıy la,girişteki, güvenlik çalışanlarından, çatı katına kadar, emek vezaman vermiş, tüm dost insanlara TEŞEKKÜRLER...Şevki Vanlı Mimar1927 <strong>Mimarlar</strong> Derneği, bir avuç genç mimarın seslerini,Serbest <strong>Mimarlar</strong> Derneği de serbest çalışanların sorunlarınıduy urmak amacıy la kurulmuşlardır... Onlar üy elerine karşısorumlu oldular ve bunu sürdürecekler...TMMOB, ise üy elerine ve onlar adına halka karşısorumlulukları olan bir kamu kuruluşudur. Y ani bir dernekdeğildir.Y arım y üzy ıl önce <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong> kuruluşuy la birlikte,mimarların ait oldukları topluma iy i hizmet verebilmek için,önce çalışma koşullarına el atmış, y önetmelikleruy gulanmay a konmuş, ama ne hizmet verenler ne deedilenlerin tam olarak ilkelere uy gun davrandıklarıgörülememiştir.Dernek kuruluş döneminde belki 40, Oda'nınkinde 1000mimardık. Şimdi sanırım 50.000'ne doğru gidiy oruz.Uy gulamalar ve günahlar çığ gibi arttı, ülkey i büy ükçoğunlukta niteliksiz y apılar sarmaktadır... <strong>Mimarlar</strong> <strong>Odası</strong>başarıları ödüllendirmek gibi doğru bir iş y aparken,şehirlerimiz ve çevremizde uy garlık dışı, mimarlık adına utançverici görüntüler egemen... Halk, medy a ve y etkili çevrelerdeTürk mimarlığının itibarı büy ük ölçüde sarsılmış durumda.<strong>Mimarlar</strong>ımızın da, gelinen bu düzey den sorumlu olduğunudüşünüy orum.Halkımızın sosy al, politik, belki ekonomik ve kültürelsorunlarıy la ilgileniy or, görüş bildiriy or, y ay ın y apıy oruz amaher birimizin asıl y etkili ve sorumlu olduğumuz şehir vey apılarımızdan söz etmiy or, hesap vermiy or ve başkalarınısuçlay ıp rahatlıy oruz.Mimarlık gibi zor ve sorumluluk istey en bir sanat dalında,meslektaşlarımızı y aptıklarına bakmadan y üreklendirmek,y andaş edinmek için popülizm y apmanın sonu budur. Budurunda Odamız üy elerini kontrol etmek için eleştirel birortamın oluşması için gereğini y apmalıdır.Türk mimarı, halkımıza, aralarında y aşama hakkı istediğimizçağdaş uy garlığa Oda aracılığıy la hesap vermelidir.


48 49son günlerde ankara ...bilinmeyen ankara ...Bilinmey en <strong>Ankara</strong> başlığı altında her ay busay falarda bir y apı tanıtıy oruz. Bu y apılarınortak özelliği birçok kişi tarafındanbilinmiy or, tanınmıy or olmaları, y aşadığımızşehrin sahip olduğu, ama varlığının bilefarkında olmadığımız, işlevleri vey akonumları y üzünden içlerine giripçıkamadığımız, y ay ınlarda rastlamadığımız,mimarlık derslerinde okutulmay an, amamimari açıdan bilinmey i hakeden y apılarbunlar...DEVLET SU İŞLERİGENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİNASISenem Y ıldırım, DSİ İşyeri TemsilcisiBilge İmamoğluYENİ SAHNE YIKILIYORY eşim Uy salY eni Sahne Binası 1956 y ılında Türkiy e Ormancılar Derneğitarafından y aptırılmış, binanın giriş ve bodrum katları 1960y ılında Devlet Tiy atrolarına kiray a verilmiştir. 1960 y ılındanbu y ana bina Devlet Tiy atrolarının önemli gişelerinden biriolmuş, kentin en y oğun olduğu kent merkezinde bir kültüry apısıolarakgözdoldurmuştur.Binanın y ıkılacağına dair basında çıkan haberlerle hareketegeçen Şubemiz, modern üslupta tasarlanan ve <strong>Ankara</strong>'nın1940 ve 1950'li y ıllar boy unca Y enişehir'in gelişiminetanıklık eden bir y apının korunması y önünde girişimlerebaşlamıştır. Öncelikle konunun diğer sivil toplum örgütleriile birlikte ele alınması gerekliliğinden y ola çıkarak konunANKARAM Platformu büny esine taşınmıştır. ANKARAMPlatformu ile gerçekleştirilen toplantılara Platformun birüy esi olarak Türkiy e Ormancılar Derneğinin de katılmasıbizleredoğrubilgiy eulaşmaşansınıvermiştir.Üzülerek belirtmeliy iz ki binanın y ıkılması bir kiracıevsahibianlaşmazlığından öte bir durum değildir. Buanlaşmazlıktan hareketle Türkiy e Ormancılar Derneği binanıny ıktırılması kararını almıştır. Bu kararın üzerine başlay anmahkeme süreci <strong>Ankara</strong> Kültür ve Tabiat Varlıklarını KorumaBölge Kurulu'nun Devlet Tiy atrolarının binanın tescil edilmesiy önündeki başvurusunun reddi ile binanın y ıkılması kararı ilesonuçlanmıştır. Devlet Tiy atrolarının Y argıtay ’a başvurusu iseney azıkkisonuçvermemiştir.Türkiy e'nin gelişimine katkıda bulunan bu iki örgüt arasınday aşanan gelişmeler ANKARAM Platformunun uzlaştırıcı tarafolarak rol almasını zorunlu kılmıştır. İki kuruluşun uzlaştırılmasıy ünündePlatformunçabalarıdevametmektedir.DSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KISA TARİHÇESİPROJE YARIŞMASI<strong>Ankara</strong>'nın farklı y erlerinde teşkilat birimlerini tek çatıaltında toplanması ve bir ünite içerisine tek vücutolarak hizmetlerin ifası için DSİ Genel Müdürlükbinası y apımı 1957 y ılında programa alındı. Bu işleilgili milli "Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü BinasıMimari Proje Y arışması" tertiplendi. Bu y arışmay a, 47proje ile iştirak sağlandı.KAZANANLAR VE İNŞAAT SÜRECİY arışmay ı, Y .Müh.Mimar Enver Tokay , Y .Müh. MimarBehruz Çinici ve Y .Müh. Mimar Teoman Doruk'unhazırladığı proje kazandı. 1964 y ılında DSİ GenelMüdürlük binası ihale edildi ve 3 kısım halinde 1969y ılında tamamlandı.1954 y l nda Bay nd rl k Bakanl büny esindekurulan Devlet Su leri 'ni bar nd rmak üzereEski ehir y olu üzerinde y ap lacak bina için 1957y l nda y ar ma aç l r. Y ar may Enver Tokay , BehruzÇinici ve Teoman Doruk kazan r. Ekonomiknedenlerle in as ancak 1964 y l nda ba lay abilenbina 1969 y l nda aç l r.Alçak ve geniş bir kütüphane bloğunun üzerindey ükselen y atay prizmatik bir ofis bloğu, bundanbağımsız iki katlı bir oditory um bloğu ve dört katlı birbloktan oluşan bütüne sonradan altı katlı başka birblok daha eklenmiştir.Y üksek blok, her katta merkezdeki iki servisçekirdeği ve bunların ortasındaki toplantı salonlarınınetrafında y erleştirilmiş ofisleri barındırır. Toplantıodalarının dış y üzey den kopartılmış olması mekanikhavalandırmay ı gerekli kılmış, dönemin Türkiy e'si için


50 51zorlay ıcı olacak bir uy gulamay ı tasarımkararlarına dahil ederek tasarımı binateknolojileri anlamında ülke ölçeğinde öncügirişimlerden biri haline getirmiştir. Fakat inşaedildiği dönem mekanik havalandırmay ıgerçekleştirmek mümkün olmamıştır. Öte y andany apının giy dirme cephesi Türkiy e için y ine ilkörneklerdendir.Y apıy a alçak ve geniş olan kütüphane bloğununüst seviy esine uzanan geniş bir rampa ile ulaşılır.Bu seviy ede özgün tasarımda boş olan iki blokarasındaki karşılama alanı Anıtkabir'i de içerengeniş bir panorama'y ı çerçevelemektedir.Sonradan bu alanın etrafının cam y üzey lerlekapatılarak iç mekan haline getirilmesi bukurguy u ortadan kaldırmıştır.Y apının kentsel düzey de algılanışı büy ük oranda altseviy eden koparak y ükselen ve brüt beton,alüminy um, cam ve y apının y atay karakterinivurgulay an ahşap kuşakların kullanımındaki uy um ilekarakter bulan prizmatik blok üzerindendir. DSİ'ninartık “kurumsal rengi” say ılabilecek olan y eşil tonu,iç y üzey de güneş kontrolü için kullanılan jaluzilerdey erini bularak bu algıy a kontrollü bir seviy edekatılmaktadır. Altta ise iç avlular, bloklar arasınday aratılan bahçeler ve kütüphane bloğunun terasındaçeşitlenen dış mekan kullanımları ve bunlarla caddeseviy esi arasındaki ilişkiy i düzenley en geniş rampalarüzerinden üretilen zenginlik söz konusudur. Tüm bunitelikleri ile bu y apı, tasarlandığı döneminuluslararası mimarlık y aklaşımını ülke koşulları içinzorlay ıcı olabilen bir tutarlılıkla üreten nitelikli birörnektir.Kaynaklar ve Ayrıca Bkz.:Canarslan, Ö. “General Directorate of StateWaterworks”, ODTÜ Mim. Fak. AH 544 dersi içiny ay nlanmam ödev, <strong>2006</strong>.Y avuz, Y . “D.S. .” Y ay nlanmam çal ma, 1973.Tapan, M. “International Sty le: Liberalism in Architecture” inHolod, R. & A. Evin (der.) Modern Turkish Architecture,University of Pennsy lvania Press, 1984, ss. 105-118.Kortan, E. Türkiy e'de Mimarl k Hareketleri ve Ele tirisi 1960-70. ODTÜ Mim. Fak <strong>Ankara</strong>, 1974.Sözen, M. Tapan, M. 50YlnTürk Mimarisi,Bankas KültürY ay . <strong>Ankara</strong>, 1973.


5253temsilcilik seçimleri yapıldıBARTIN TEMSİLCİLİĞİ (24 ARALIK 2005)BAŞKANSEKRETERSAYMANÜYEÜYEYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİNAZİRE OYLUM IŞIKABDULVAHİT GÜLBURÇİN KARAKAŞEMİRE ERKAYAGÜLCE GÖKMENBOLU TEMSİLCİLİĞİ (10 ARALIK 2005)BAŞKANSEKRETERSAYMANÜYEÜYEÖ. KEMAL ÇUBUKÇUOĞLUSELMA ÇELİKYAYTURGAY KABAKÇIHAKAN ORHANEROL KAYMAKÇIHÜSEYİN ÖZSOYİBRAHİM AKSOYFATMA VARDALLINİHAT GÜLERAYTAÇ ESKİCİOĞLUYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİMURAT MISIRLIOĞLUASUMAN ŞENTÜRK TEKİNİSMAİL YILDIZAYTEN KANSIZFERİDUN YILMAZÇAYCUMA TEMSİLCİLİĞİ (10 ARALIK2005)BAŞKAN FUAT KALAYCISEKRETER TÜMAY ŞENSAYMAN UFUK CIBIRYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİEMRULLAH AYMİHRACE ÖZCAÜLKÜ CENGİZCITAKÇORUM TEMSİLCİLİĞİ (26 KASIM 2005)BAŞKAN ARİF CANCANOĞLUSEKRETER AYDIN ÖKMENSAYMAN ÜLKER GELDİÜYE AYHAN GÜMÜŞAYÜYE BURAK TORUNYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİİLNUR CERİTULAŞ TOKGÖZALPASLAN KOÇAKEVRİM TAŞKIRDIERDEM ONUR ÇİFTÇİDÜZCE TEMSİLCİLİĞİ (17 ARALIK 2005)BAŞKAN NERMİN YILMAZSEKRETER AYLA ŞAHİNSAYMAN DERYA TAYMAZÜYE ERCAN METİNÜYE SERKAN YILDIZYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİHAYRETTİN GÜNALNİLÜFER ÖZSOYKUTLU ALEMDARORHAN BAĞDATYASEMİN DURMAZ TOPÇUELAZIĞ TEMSİLCİLİĞİ (25 ARALIK 2005)BAŞKAN MİTHAT ÇOŞKUNSEKRETER KAZIM SANAÇSAYMAN SÜLEYMAN ŞEKERÜYE MEHMET BİLENÜYE BAYRAM KAVAKYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİÖZGÜN BALKANARİF SOYDAN KAHRAMANSERVET KARAKAŞERZİNCAN TEMSİLCİLİĞİ (ERTELENDİ)BAŞKAN ALİ BOLSEKRETERSAYMANÜYEÜYEÖZLEM KAYAAHMET CANPOLATMEHMET BOYNUKALINÜMİT ÖZKERYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİTUĞBA İSABEYOĞLUİBRAHİM KAZANCIHİLAL AKDEMİRFATİH ORMANERZURUM TEMSİLCİLİĞİ (25 ARALIK 2005)BAŞKAN UFUK DEVECİSEKRETER VEDAT BORULUSAYMAN ATLIHAN ATİLLAÜYE ARZU SIRMACIÜYE PINAR BURKANKULUYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİABDURRAHİM YANDIRMAZNURHAN YILDIZSERHAT SAYINERDAVUT TOPKAYAHİKMET SERÇEMELİKARABÜK TEMSİLCİLİĞİ (10 ARALIK 2005)BAŞKAN MEHTAP BAŞARANSEKRETER İLYAS ÇAVUŞOĞLUSAYMAN NİHAT İYİCANÜYE BİLNUR KIZILIRMAKÜYE İSMAİL AKBULUTYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİELİF KÖSEBURCU NAİME TANÇFATİH DÖKMECİNEŞE MISIRLIAYNUR KABLANKASTAMONU TEMSİLCİLİĞİ (10 ARALIK2005)BAŞKAN H. NURAY YÜCELSEKRETER ABDULLAH ERSEN ÇETİNSAYMAN ALİ KERİM ÖZDİKMENLİÜYE AHMET SEVGİLİOĞLUÜYE HİLAL KESKİNYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİMEHMET ÜSTÜNTEPEH. NİLGÜN ŞENERHAKAN ÇETİNMUSTAFA AKİF ÖZMATAYNUR UZUNERKDZ EREĞLİ TEMSİLCİLİĞİ (11 ARALIK2005)BAŞKAN FERİDUN GÜLERYÜZSEKRETER ÇETİN ALKANSAYMAN BANU SEZERÜYE ELİF TAŞDEMİR IŞIKÜYE İLKAY BAYDEMİRYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİSEBAHATTİN ÇARDAKKAYA ACARTANJU AKGÜNİLHAN IRMAKGÖKÇEN KOLSUZKIRIKKALE TEMSİLCİLİĞİ (4 ARALIK2005)BAŞKAN MEHMET GÖKDEMİRSEKRETER MEHMET KORKMAZSAYMAN BEKİR SEÇKİN ERDOĞANYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİAHMET VARLIAHMET PEHLİVANHACI EYYÜP ARSLANKIRŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ (26 KASIM2005)BAŞKAN SEVİM ÖZDEMİRSEKRETER MEHMET GÖMCÜSAYMAN NECATİ GÜRÜYE NECAATTİN TORUNÜYE MEHMET KURTYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİÖMER ARSLANMURAT ERGÜLMUSA AYDOĞANHALİM ÇİÇEKSAMİ YAZGANMALATYA TEMSİLCİLİĞİ (24 ARALIK2005)BAŞKAN ABDURRAHMAN YAVUZSEKRETER FEVZİ ÇELEBİSAYMAN MURAT KOCAÜYE NEVİN FİRATÜYE YUSUF ÖZBEKYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİSANİYE KARAMANMUSTAFA CANPOLATNURAY KÜÇÜKBİLGE ÖZDEMİRARİF ÖZDEMİRNEVŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ (18 ARALIK2005)BAŞKAN MEHMET AKİF ÖLMEZSEKRETER ÜLKÜNUR DEMİRSAYMAN MELİKE BAYSALÜYE TUNCEL ÖÇMENÜYE RASİM ÖKEERYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİAHMET HALİL ÜNALYILMAZ ÖZDEMİRGÖKÇE İNANNAZİFE GÜRLEKSİVAS TEMSİLCİLİĞİ (25 ARALIK 2005)BAŞKAN HÜSAMETTİN ACUNGİLSEKRETER AYŞE AYDINSAYMAN MEHMET AYDİNÜYE AHMET ZAHİD EKİNCİÜYE MERYEM ÜSTÜNDAĞYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİORHAN KURTYAKUP EKERMUALLA SAYICI AYDINAHMET TEZDİKEREROL GARİPOĞLUZONGULDAK TEMSİLCİLİĞİ (11 ARALIK2005)BAŞKAN TURHAN DEMİRTAŞSEKRETERSAYMANÜYEÜYEMUHSİN MADENM. KAAN DANIŞMAZNİLGÜN DEMİRÖZ SARBAYSEZGİN ÇELİKÖRSYEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİEKREM ATAÇERDOĞAN BİRİNCİZÜLEYHA YAZICI ARIMANGÜLCAN KIZILKAYANECDET ÖZDEMİRÇANKIRI ODA TEMSİLCİSİSEÇİL ÇİVİTÇİOĞLUDEVREK ODA TEMSİLCİSİBAHADIR BENGİTUNCELİ ODA TEMSİLCİSİCENGİZ KIRMIZITAŞYOZGAT ODA TEMSİLCİSİÜNSAL ALLIOĞLUSARIKAYA ODA TEMSİLCİSİSÜHEYLA IŞIKSOYTOSYA ODA TEMSİLCİSİERDAL İPOĞLU


5455basında geçen ayHürriy et Gazetesi 05. <strong>Ocak</strong> <strong>2006</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 20. Aralık.2005Cumhuriy et <strong>Ankara</strong> 30. Aralık 2005Cumhuriy et <strong>Ankara</strong> 16. Aralık 2005Milliy et/Emlak Gazetesi 24. Aralık 2005Sabah <strong>Ankara</strong> 12. Aralık 2005 Evrensel Gazetesi 25.Aralık 2005 Gazete <strong>Ankara</strong>30 Kasım-05. <strong>Ocak</strong> <strong>2006</strong>Hürriy et <strong>Ankara</strong> 03. <strong>Ocak</strong> <strong>2006</strong> Milliy et Gazetesi 02. <strong>Ocak</strong> <strong>2006</strong>Evrensel Gazetesi19. Aralık 2005Milliy et Gazetesi 02.<strong>Ocak</strong> <strong>2006</strong>Sabah <strong>Ankara</strong> 11. <strong>Ocak</strong> <strong>2006</strong>Gazete <strong>Ankara</strong> 02-08 Aralık 2005Cumhuriy et <strong>Ankara</strong> 23.Aralık.2005Evrensel Gazetesi 26.Aralık.2005


56arkikatürCezmi Ermiş

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!