İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

istanbulbarosu.org.tr
from istanbulbarosu.org.tr More from this publisher
12.07.2015 Views

İş ve Sosyalvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları37masını önleme fonksiyonunu görüyor kendinde, onun dışında görmüyor.Bunu bir başörtüyle derslere giren bir Afgan öğretmen çok güzel ifade ettiaçtığı davada. Diyor ki, “burada laiklik yok ki benim başımı örtmeme karışıyorsunuz.Hani, laik olsa karışırsınız da burası laik değil ki”; yani “Almanyalaik değil ki benim başörtüme karışırsınız” demek istiyor. Ama o olaydakarışabileceği şeklinde verdi Anayasa Mahkemesi kararı. İdare veremez,ama pratik konkordans yapmak gerekir burada. O kişinin dini inançlarıylainançsızlar veyahut laik düzene bağlı olanlar arasında bir anayasal değerleraslında bir pratik konkordans, uyuşma yapmak lazım, bunu da ancakkanun yapar dedi. Verdiği karar buydu. Sen idari yasaklarla o yasağı koyamazsın.Aslında ilkokul öğretmeniydi ve ilkokulda girdiği sınıfta örtünmediye bir zorunluluk İslam’da da yoktu. Ben bunu Alman Anayasa Mahkemesiİkinci Daire Başkanına hatırlattığımda “siz bunu sormadınız mı? İlkokuldabaş örtünme diye bir şey yoktur ve hocanın da onların yanında başınıörtmesi diye bir şey yoktur” dedim. “Ha, sorduk, ama aldığımız cevap sizi çürütüyor”dedi. Kendisine önermişler, “sınıfta hiç olmazsa çıkarın” demişler,çünkü çocuklara kötü örnek oluyor, daha doğrusu çocukları etkiliyor, çocuklarındini inancını etkiliyor. Onun için sınıfa girdiğinizde burası nötr birülke, onun için çıkarın bunu, haç da taşımamanız gerekir. “Çıkarın bunu”diye müdahale ettik. Dedi ki, “evet, çıkarırım, ama bizim Alman okullarındahabersiz teftiş var, müdür istediği zaman kapıyı açar, içeri girer, o zaman benne yapacağım? Müdüre karşı örtünmem lazım” diye cevap verdi” dedi.O anlamda Almanya’da subsidiarite ilkesi, bunu söyleyen sanırım Hıristiyandemokrat bir profesördür, çünkü Almanya’da da sosyal devlet ilkesivar, o da değişmez. Bir sosyal demokratın bunu söylememesi gerekir, amaherhalde o Hıristiyan demokratların böyle bir eğilimi var; yani onlar sosyaldevleti biraz da Hıristiyan kültürünün bir ürünü olarak hep değerlendirmeyeçalıştıkları için o öyle bir şey söylemiş olabilir subsidiarite, amabu doğrudan Alman Anayasasında… bu vesileyle şuna da geçebilirim: KısaAnayasa, ayrıntılı Anayasa.Alman Anayasasında sadece klasik haklar vardır, sosyal haklar yoktur, amasosyal devlet ilkesi vardır ve oradan türetilebilir birçok şey, ama tabii sosyaldevlet ilkesinin asıl dinamosu olarak benim tanımlamaya çalıştığım sendikahakkı anayasal bir haktır, ama o klasik hak olarak yer alır ve oradan zatenkoalisyon sfraheid denilen bölümden hem grev çıkarılır, hem toplu sözleşmehakları çıkarılır; yani ayrı ayrı yoktur, ama bütün bunlardan çıkarılır, sosyaldevlet ilkesiyle de birleştirilerek bunlar üretilir. Onun için ben subsidiariteilkesine pek sıcak bakamadım. Bence doğrudan uygulanması gereken ilkelerdenbiridir, ama bu vesileyle kısa Anayasaya geldiğimiz için söylüyorum:

38 İstanbul Barosu YayınlarıSosyal devleti sadece Almanlarda olduğu gibi ilkesel düzeyde bırakmadınız,ayrıca bir de devlet yükümlülükleri getirdiniz, onun yanına klasik hak yapısındasosyal haklar getirdiniz. Şimdi, bunların nesini kısaltacaksınız? ErgunÖzbudun yaptı bunu, tamamıyla çıkarttı onların büyük bir bölümünü. Bunlarınhepsi kazanılmış hak, nereye çıkartıyorsun sen bunları?Bu mantalitenin arkasında yatan şey şudur sevgili arkadaşlar: “Ben bu ilkeyiistediğim gibi yönetirim, çoğunluk bana ait”; yani bu çoğunlukçu demokrasianlayışının bir ifadesidir. Kısa anayasa olsun, özlü olsun, ideolojidenarınmış olsun. Peki, senin uygulayacağın hangi ideoloji? Ha, ona dokunma,o dokunulmaz, liberal. Düzen, ona dokunulmaz. Kıbrıs’taki toplantıda birisikalktı, Mümtaz Soysal Cumhuriyete biraz kutsal bir, ama kendi tanımladığıcumhuriyete, hakikaten o demokrasiyle iç içe bir cumhuriyet. Çok güzel birkonuşmaydı yaptığı. Bu kutsal olabilir deyince gençlerden birisi çıktı, dediki “kutsal sıfatı ancak faşizmde mümkündür, faşizmi çağrıştırıyor” dedi.Mümtaz Soysal’a genç bir doçent faşizm şeyinde bulundu. “Olsa olsa birtek kutsal liberal ekonomide bireyin hak ve özgürlükleri kutsal” filan dedi.Bunun üzerine Ümit Arslan, benim sevgili kadim dostum Ümit Arslan çıktı,dedi ki “o kutsal, senin bireye indirgediğin kutsallık aslında sermayeninkutsallığıdır. Bunu da düşünerek bu sözleri ortaya atmanız gerekir.” Burayagirdiğimizde tabii, herhangi bir ideolojiden arındırılmış bir Anayasa'nın çokkoyu bir ideolojisi var. İşte, o Ümit Arslan’ın küresel sermayeyi kutsayan veonun istediğine hiçbir engel getirmeyen bir anlayış bence en koyu ideolojidir;yani ideolojiden arındırma bir hikâyedir. Onun için hele sosyal devlet,sosyal haklar alanında belli kazanımları olan, anayasal kazanımları olanülkelerde kısa Anayasa'dan söz etmek son derece yanlış bir şeydir, kazanılmışhakların ortadan kaldırılmasına yol açacak bir anlayışı yansıtır. O kısaanayasa var. Tabii, Amerika Anayasasını örnek gösterebiliriz, Alman Anayasasınıörnek gösterebiliriz, ama bakın, Alman Anayasasında bir AnayasaMahkemesi var ki, söylediği şeye Parlamentonun uymaması mümkün değil.Bağdaşmazlık kararı veriyor mesela, aykırılık kararı değil, bağdaşmazlıkkararı verebiliyor. Siz o kararı aldığınızda bizden birisi çıktı sordu bunuanlatan Alman profesöre: “Peki, uygulamazsa ne olur?” Adam soruyu anlamadı,“uygulamazsa ne olur” sorusunu anlayamadı. Birkaç kere tekrarladı,dedi ki “ne demek istiyorsun, anlayamıyorum.” (Gülüşmeler) Anayasa Mahkemesikarar verecek ve uygulanmayacak; olabilir mi böyle bir şey? Oradatabii kısa anayasa zaten Vaymar deneyiminden çıkarak böyle bir anayasaanlayışı olabilir, ama o rayına girdi ve Anayasa Mahkemesi orada yasamaorganının yetkilerini elinden alan bir kuruluş olarak görülmüyor ve yasamaorganı Anayasa Mahkemesinin verdiği ilke kararları doğrultusunda da

38 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınları<strong>Sosyal</strong> devleti sadece Almanlarda olduğu gibi ilkesel düzeyde bırakmadınız,ayrıca bir de devlet yükümlülükleri getirdiniz, onun yanına klasik hak yapısındasosyal haklar getirdiniz. Şimdi, bunların nesini kısaltacaksınız? ErgunÖzbudun yaptı bunu, tamamıyla çıkarttı onların büyük bir bölümünü. Bunlarınhepsi kazanılmış hak, nereye çıkartıyorsun sen bunları?Bu mantalitenin arkasında yatan şey şudur sevgili arkadaşlar: “Ben bu ilkeyiistediğim gibi yönetirim, çoğunluk bana ait”; yani bu çoğunlukçu demokrasianlayışının bir ifadesidir. Kısa anayasa olsun, özlü olsun, ideolojidenarınmış olsun. Peki, senin uygulayacağın hangi ideoloji? Ha, ona dokunma,o dokunulmaz, liberal. Düzen, ona dokunulmaz. Kıbrıs’taki toplantıda birisikalktı, Mümtaz Soysal Cumhuriyete biraz kutsal bir, ama kendi tanımladığıcumhuriyete, hakikaten o demokrasiyle iç içe bir cumhuriyet. Çok güzel birkonuşmaydı yaptığı. Bu kutsal olabilir deyince gençlerden birisi çıktı, dediki “kutsal sıfatı ancak faşizmde mümkündür, faşizmi çağrıştırıyor” dedi.Mümtaz Soysal’a genç bir doçent faşizm şeyinde bulundu. “Olsa olsa birtek kutsal liberal ekonomide bireyin hak <strong>ve</strong> özgürlükleri kutsal” filan dedi.Bunun üzerine Ümit Arslan, benim sevgili kadim dostum Ümit Arslan çıktı,dedi ki “o kutsal, senin bireye indirgediğin kutsallık aslında sermayeninkutsallığıdır. Bunu da düşünerek bu sözleri ortaya atmanız gerekir.” Burayagirdiğimizde tabii, herhangi bir ideolojiden arındırılmış bir Anayasa'nın çokkoyu bir ideolojisi var. İşte, o Ümit Arslan’ın küresel sermayeyi kutsayan <strong>ve</strong>onun istediğine hiçbir engel getirmeyen bir anlayış bence en koyu ideolojidir;yani ideolojiden arındırma bir hikâyedir. Onun için hele sosyal devlet,sosyal haklar alanında belli kazanımları olan, anayasal kazanımları olanülkelerde kısa Anayasa'dan söz etmek son derece yanlış bir şeydir, kazanılmışhakların ortadan kaldırılmasına yol açacak bir anlayışı yansıtır. O kısaanayasa var. Tabii, Amerika Anayasasını örnek gösterebiliriz, Alman Anayasasınıörnek gösterebiliriz, ama bakın, Alman Anayasasında bir AnayasaMahkemesi var ki, söylediği şeye Parlamentonun uymaması mümkün değil.Bağdaşmazlık kararı <strong>ve</strong>riyor mesela, aykırılık kararı değil, bağdaşmazlıkkararı <strong>ve</strong>rebiliyor. Siz o kararı aldığınızda bizden birisi çıktı sordu bunuanlatan Alman profesöre: “Peki, uygulamazsa ne olur?” Adam soruyu anlamadı,“uygulamazsa ne olur” sorusunu anlayamadı. Birkaç kere tekrarladı,dedi ki “ne demek istiyorsun, anlayamıyorum.” (Gülüşmeler) Anayasa Mahkemesikarar <strong>ve</strong>recek <strong>ve</strong> uygulanmayacak; olabilir mi böyle bir şey? Oradatabii kısa anayasa zaten Vaymar deneyiminden çıkarak böyle bir anayasaanlayışı olabilir, ama o rayına girdi <strong>ve</strong> Anayasa Mahkemesi orada yasamaorganının yetkilerini elinden alan bir kuruluş olarak görülmüyor <strong>ve</strong> yasamaorganı Anayasa Mahkemesinin <strong>ve</strong>rdiği ilke kararları doğrultusunda da

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!