12.07.2015 Views

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İş <strong>ve</strong> <strong>Sosyal</strong> Gü<strong>ve</strong>nlik <strong>Hukuku</strong> <strong>2011</strong> Yılı Toplantıları23“Grev esnasında gre<strong>ve</strong> katılan işçilerin <strong>ve</strong> sendikanın kasıtlı<strong>ve</strong>ya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebepoldukları maddî zarardan sendika sorumludur.”Bu kuralı grev özgürlüğü ile bağdaştırmak olanaksızdır. Zira yasal sınırlariçinde de kalsa, her grev, doğası gereği, işyerinde maddi zarara neden olur.Çünkü bir süre üretimi durdurur; taahhüt edilen sevkiyatların yerine getirilmesiniönler. Anayasal bir hakka dayanılarak, onun gü<strong>ve</strong>nceye bağladığıçerçe<strong>ve</strong>de yapılan grev eyleminde, ne kararı <strong>ve</strong>ren sendikaya ne de bu kararauyarak gre<strong>ve</strong> katılan işçiye bir kusur ya da kasıt atfetmek mümkündür.Bu nedenle anılan madde, yalnızca grev hakkının koruma kapsamında olmayan,makina ya da işyerinin tahribi gibi eylemlerin yol açtığı zararlar içinbir anlam ifade edebilir. Bu anlamda bir zararın oluşumunda kimin kusuruvarsa, zarardan sorumlu tutulması gereken de odur. Böyle bir sorumlulukiçin anayasa kuralına gerek yoktur. Medeni Kanun <strong>ve</strong> Borçlar Kanunu’nunilgili hükümleri bunu sağlayacağı gibi, Ceza Kanunu da suç teşkil eden eylemlerbakımından gerekli yaptırımı öngörür. Ama böyle bir kural, hem desendikanın objektif sorumluluğu biçiminde Anayasa’ya konulursa, sendikalarınüzerinde bir çeşit Damokles’in kılıcı işlevi yerine getirebilir <strong>ve</strong> sendika<strong>ve</strong> grev özgürlüğünü etkisizleştirebilir. Bu açıdan, kaldırılan kural zateniş<strong>ve</strong>ren kesiminin etkisiyle Anayasa’ya giren tipik bir tepki kuralıdır. Böylebir kuralın Anayasa’dan çıkarılması reformdan çok, bir çeşit Anayasa temizliğiolarak değerlendirilmelidir.b) Buna karşılık 54. maddenin 7. fıkrasında yer alan grev yasaklarının kaldırılması,mantıki sonuçlarını da birlikte getirmesi koşuluyla reform sıfatınıhakedebilir. Kaldırılan fıkraya göre:“Siyasî amaçlı grev <strong>ve</strong> lokavt, dayanışma grev <strong>ve</strong> lokavtı, genelgrev <strong>ve</strong> lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, <strong>ve</strong>rimi düşürme <strong>ve</strong>diğer direnişler yapılamaz.”İçeriği <strong>ve</strong> kapsamı belirlenmeden Anayasa’ya bu tür yasakların konulmasıyanıltıcı sonuçlara götürür. Örneğin siyasi grev, bazan özgürlükçü, çoğulcudemokrasinin korunması için, direnme hakkı kapsamında zorunlu bir eylemde olabilir. 1920 Martı’nda Weimar Cumhuriyeti’nin seçimle iktidara gelenhükümetine karşı General Kapp’ın başlattığı darbe girişiminin, işçi sınıfı tarafındanyürütülen bir genel grev sonunda önlenebildiği unutulmamalıdır.Aynı şekilde 1982 Anayasası döneminde de TÜRK-İŞ <strong>ve</strong> diğer işçi konfederasyonlarıncabirkaç kez gerçekleştirilen bir günlük genel grevin, düşünceözgürlüğünün toplu bir ifade biçimi olarak değrlendirildiği <strong>ve</strong> iş<strong>ve</strong>ren kesimitarafından da gre<strong>ve</strong> katılanların bir günlük yevmiyelerinin kesilmesi dışın-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!