12.07.2015 Views

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İş <strong>ve</strong> <strong>Sosyal</strong> Gü<strong>ve</strong>nlik <strong>Hukuku</strong> <strong>2011</strong> Yılı Toplantıları207bazı meslektaşlarımız oraya gidiyorlar, destekten yoksun kalanlara birtakımbazı haklar <strong>ve</strong>riyorlar çok sınırlı alacakları haklara göre. Ve tazminatalacaklarını devralıyorlar. Dolayısıyla, o destekten yoksun kalanlar hak ettiklerinialamıyorlar. Kanun da buna imkân tanıyor. Sadece ücret alacağıdevredilemiyor. Tazminat alacağının devredilemeyeceği konusunda bir düzenlemeyok. O zaman bunu söyledik, başka şeyler de söyledik, ama bununda girmesi lazımdı. Buna son derece önem <strong>ve</strong>riyorum, her türlü tazminatalacağının devredilmesi bence önlenmeliydi.Haksız fesihle ilgili, bu da çok önemli bir nokta <strong>ve</strong> çok teknik. O tekniğebelki çok girmeden şu kadarını söyleyeyim: Burada Yargıtayımızın ulaştığınoktanın gerisine giden bir düzenleme var. Bilindiği gibi daha önce BorçlarKanunu'nun 325. maddesi ne diyordu? “Eğer işçi emeğini sunar, iş<strong>ve</strong>ren debunu kabul etmezse, bu takdirde işçi çalışmaksızın iş<strong>ve</strong>ren alacaklı temerrüdünedüşer, işçi çalışmaksızın ücretini alır” diyordu. Bu durumda tabiatıylabelirli sürenin sonuna kadar olan ücreti işçi alacak. Burada temerrüt <strong>ve</strong>ücret ikilisi söz konusuydu. Fakat bu böyle olduğunda iş akdi sona ermemiş,feshedilmemiş olduğu için işçi bu durumda İş Kanunu'nun 14. maddesindekikıdem tazminatını alamıyordu, çünkü fesih yok. Bu ise önemlibir sorun yaratıyor daha önce, çünkü bilindiği gibi belirli süreli iş akitlerininde haksız feshinde, <strong>ve</strong>saire, 14. maddeye baktığınızda kıdem tazminatıhakkı doğar. Böyle olunca bu iki hüküm çelişiyordu; Borçlar Kanunu'nun325. maddesiyle İş Kanunu'nun 14. maddesi <strong>ve</strong> biz de o zaman dedik ki,burada bir buna iki hüküm çelişirse, açıkça bizim mevzuatımızda bilindiğigibi medeni hukuka göre çatışma boşluğu ortaya çıkar, boşluk ortaya çıkarkısacası, hukuk boşluğu. Bunu da yargı organı doldurabilir demiştik. Nitekim,yargı organı son derece ileri, güzel bir içtihatla bunu doldurdu. Dediki, “bu bir fesihtir; yani temerrüt <strong>ve</strong> ücret değil, bu bir fesihtir. Fesih olduğuiçin fesih <strong>ve</strong> tazminat ikiliği söz konusu olur, kıdem tazminatını işçi alır” dedi.Bize göre böyle doldurdu <strong>ve</strong> doğrusu da buydu.Ne görüyoruz yeni düzenlemede? Diyor ki burada işte, ilginç bir şey çıkacakgene, tartışma konusu. Diyor ki, böyle bir durumda geriye kalan ücretinialır işçi; yani belirli süreli bir iş akdi iş<strong>ve</strong>ren tarafından, biz ona fesih diyoruz,ama Sayın Soyer bunu kusurlu imkânsızlık olarak nitelendirmiş; yanibelirli süreli iş akdinin iş <strong>ve</strong>rmemesi iş<strong>ve</strong>rene, gerçekten böyle de bakılabilirolaya, ama öyle olduğu takdirde şöyle bir sorun ortaya çıkıyor: Kusurluimkânsızlıktan oradaki tazminat, çünkü burada İş Kanunu'nda böyle durumlardabelirli süreli iş akitlerinin feshinde ne olacak? Hüküm yok. Onuniçin hep Borçlar Kanunu'na gitti, onun için uyarlama yaptı, boşluğu doldurduYargıtayımız. Burada kusurlu imkânsızlık deyince buna, ki rahmetli

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!