İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

istanbulbarosu.org.tr
from istanbulbarosu.org.tr More from this publisher
12.07.2015 Views

İş ve Sosyalvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları161gündeme gelmektedir. Bunu kabul etmediğiniz takdirde işçinin son 120gün kesintisiz çalışma koşulu ve bazen son üç yıl içerisinde 600 gün primödeme koşulunun işsizlik sigortası açısından gerçekleşmesi olanaksızlaşacaktır.Dolayısıyla, Yargıtay'ın 9. ve 10. Hukuk Daireleri arasındaki içtihatfarklılığının temelinde de bu vardır, orada da yine sosyal güvenlik haklarınıkoruma düşüncesi bulunmaktadır. Bir tarafı korurken diğer tarafı da koruyamamakbu işin zorunlu sonucu olmaktadır, o da Yasadan kaynaklanmaktadır.Yrd. Doç. Dr. Ercüment ÖZKARACA- 6 ayın yeterli olup olmadığı bir tercihsorunudur. Çeşitli ülke uygulamalarından söz ettim, ama burada kıdem biryıl, işsizlik sigortası 3 yıl dendi, ki işsizlik sigortası için 3 yıl çalışmak değil,600 gün prim ödemek gerekiyor biliyorsunuz. Son 3 yıl sadece esas alınansüredir. Ben mevcut 6 aylık kıdem koşulunun uygun olduğu görüşündeyim.“Bazı gruplar güvenlik nedeniyle iş güvencesinin kapsamı dışında tutulabilirmi” dediniz, ama bunun gerekçelerini ortaya koymadınız. Kanaatimcebunun gerekçeleri ortaya konulursa düşünülebilir. Vekalet ücreti ve masraflarıusul hukuku sorunudur.Ölüm noktasında, örnek biraz uç ama tabii ki sizin de sorunuzu bu anlamdaetkileyici kılmaktadır, 899 gün primi olan bir insan 1 gün daha primiolsaydı geride kalanlara aylık bağlanacaktı. Bu tür örnekleri pek çok olaydaçoğaltmak mümkündür. Hukuk normlarını esas alarak yorum yapmakgerekir diye düşünüyorum. Ölüm halinde dediğim gibi Yargıtay kararınakatılamıyorum.Sayın Avukat Emin Uludağ da “Uygulamada işe iade anlamını yitirmiştir”dedi ve kendi görüşü olarak işverenin davetinin gerekli olduğunu, SayınHocam Canbolat da aynı şeyi söylemişlerdi. Zaten bütün dünyada bu sonuçtabir tazminata dönüşmektedir bir şekilde. Onu bütün tebliğim boyuncavurgulamaya çalıştım. Gerçek işe iade oranı olarak binde 1’lerden, yüzde1’lerden söz edilmektedir.Sayın Göktaş’ın soruları kapanma konusunda Sayın Hocama cevap verirkenburadaki bir seçimlik hak mıdır, değil midir cevaplandırdım. Hatalıkarar, o konuda ben sadece bir katkı anlamında söyleyeyim, Yargıtay kararınınkesin olması noktasında Bakırköy İş Mahkemelerinden, şu andakaçıncı iş mahkemesi olduğunu hatırlayamıyorum, ama hâkimin Sayın İbrahimOkur olduğunu biliyorum, 13. İş Mahkemesi. Anayasa Mahkemesinebunun Anayasaya aykırı olduğu için başvuru dilekçesi bana da ulaştı, bende okudum, ancak bunun Anayasaya aykırı olduğunu düşünmüyorum.

162 İstanbul Barosu Yayınlarıİş Kanunu m.25/II’nin kötüye kullanılmasına değindik. İşkolu sınırlaması,bu zaten yaşanan sorunlardan biridir. İşyerinin kapasitesi mi, fiilen çalışanişçi sayısı mı; işyerinin kapasitesine bakılması görüşü benim tespit ettiğimilk defa Sayın Hocam Ekonomi tarafından 2003 yılında Çimento İşverenDergisinin eki olarak yayınlanan bir makalesinde dile getirilmişti, 2004 SeminerindeSayın Hocam Ali Güzel de bu görüşe katılmıştı. O zaman datartışmıştık Sayın Hocamla. Ben de o görüşe yakın hissediyordum kendimi,ama bugün mevcut uygulamanın daha isabetli olduğunu, çünkü bununtespitinin güçlüğünü ifade etmek isterim.Sayın Göktaş, 6 aylık sürenin dolmasına kısa süre önce yapılan fesihlereuygulanacak yaptırım konusunda güvence kapsamında saymak daha doğruolur dedi. Sayın Başkan da sonra dikkat çekti niye daha korumalı biryaptırım varken onu uygulamayalım diye. Saygı duyuyorum, ancak, Yasa“6 aydan az çalışan kişi iş güvencesi kapsamı dışındadır.” ve “Bu kişi kötüniyetle işten çıkarılırsa kötü niyet tazminatına hak kazanır.” demiştir. Kanaatimceyasada öngörülen yaptırımı uygulamak gerekir. Evet, diğer yaptırımdaha ağır, böyle uygulamaları daha çok engelleyicidir. İşverenin ulaşmakistediği amacı engellemesi noktasında anlıyorum, ancak kötü niyet tazminatıda 6 aydan az çalışan bir işçi için hiç de yabana atılabilir bir yaptırımdeğildir diye düşünüyorum. Tespit ettiğimiz olayların çoğunda böyle uygulamalaryaptığını anlıyoruz dediniz. İşverenin her çıkardığı işçi için kötüniyet tazminatı ödemesi de o işveren için kanaatimce bir yeterli yaptırımsayılabilir. Tabii, bunlar hep tartışmalı konulardır.Birlikte açılamaması konusunda temyiz mercilerinin farklı olması YargıtayBaşkanlar Kurulunun veya Büyük Genel Kurulun alacağı kararlarla aşılabileceksorunlar olduğu için bir hukuki gerekçe olarak ortaya koymadım.Bu da tabii ki engellerden bir tanesidir.Av. Abdi PESOK (Oturum Başkanı)- Efendim, toplantıya başlarken Doktorunvanıyla başlamıştık, aldığımız bilgiye göre Yrd.Doç.Dr. ErcümentÖzkaraca’ya verdiği kapsamlı bilgiden dolayı teşekkür ederim.

İş <strong>ve</strong> <strong>Sosyal</strong> Gü<strong>ve</strong>nlik <strong>Hukuku</strong> <strong>2011</strong> Yılı Toplantıları161gündeme gelmektedir. Bunu kabul etmediğiniz takdirde işçinin son 120gün kesintisiz çalışma koşulu <strong>ve</strong> bazen son üç yıl içerisinde 600 gün primödeme koşulunun işsizlik sigortası açısından gerçekleşmesi olanaksızlaşacaktır.Dolayısıyla, Yargıtay'ın 9. <strong>ve</strong> 10. Hukuk Daireleri arasındaki içtihatfarklılığının temelinde de bu vardır, orada da yine sosyal gü<strong>ve</strong>nlik haklarınıkoruma düşüncesi bulunmaktadır. Bir tarafı korurken diğer tarafı da koruyamamakbu işin zorunlu sonucu olmaktadır, o da Yasadan kaynaklanmaktadır.Yrd. Doç. Dr. Ercüment ÖZKARACA- 6 ayın yeterli olup olmadığı bir tercihsorunudur. Çeşitli ülke uygulamalarından söz ettim, ama burada kıdem biryıl, işsizlik sigortası 3 yıl dendi, ki işsizlik sigortası için 3 yıl çalışmak değil,600 gün prim ödemek gerekiyor biliyorsunuz. Son 3 yıl sadece esas alınansüredir. Ben mevcut 6 aylık kıdem koşulunun uygun olduğu görüşündeyim.“Bazı gruplar gü<strong>ve</strong>nlik nedeniyle iş gü<strong>ve</strong>ncesinin kapsamı dışında tutulabilirmi” dediniz, ama bunun gerekçelerini ortaya koymadınız. Kanaatimcebunun gerekçeleri ortaya konulursa düşünülebilir. Vekalet ücreti <strong>ve</strong> masraflarıusul hukuku sorunudur.Ölüm noktasında, örnek biraz uç ama tabii ki sizin de sorunuzu bu anlamdaetkileyici kılmaktadır, 899 gün primi olan bir insan 1 gün daha primiolsaydı geride kalanlara aylık bağlanacaktı. Bu tür örnekleri pek çok olaydaçoğaltmak mümkündür. Hukuk normlarını esas alarak yorum yapmakgerekir diye düşünüyorum. Ölüm halinde dediğim gibi Yargıtay kararınakatılamıyorum.Sayın Avukat Emin Uludağ da “Uygulamada işe iade anlamını yitirmiştir”dedi <strong>ve</strong> kendi görüşü olarak iş<strong>ve</strong>renin da<strong>ve</strong>tinin gerekli olduğunu, SayınHocam Canbolat da aynı şeyi söylemişlerdi. Zaten bütün dünyada bu sonuçtabir tazminata dönüşmektedir bir şekilde. Onu bütün tebliğim boyuncavurgulamaya çalıştım. Gerçek işe iade oranı olarak binde 1’lerden, yüzde1’lerden söz edilmektedir.Sayın Göktaş’ın soruları kapanma konusunda Sayın Hocama cevap <strong>ve</strong>rirkenburadaki bir seçimlik hak mıdır, değil midir cevaplandırdım. Hatalıkarar, o konuda ben sadece bir katkı anlamında söyleyeyim, Yargıtay kararınınkesin olması noktasında Bakırköy İş Mahkemelerinden, şu andakaçıncı iş mahkemesi olduğunu hatırlayamıyorum, ama hâkimin Sayın İbrahimOkur olduğunu biliyorum, 13. İş Mahkemesi. Anayasa Mahkemesinebunun Anayasaya aykırı olduğu için başvuru dilekçesi bana da ulaştı, bende okudum, ancak bunun Anayasaya aykırı olduğunu düşünmüyorum.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!