12.07.2015 Views

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

156 İstanbul <strong>Barosu</strong> YayınlarıBu noktada asıl kamu kuruluşlarındaki muvazaa durumunun daha dikkatliceele alınması gerektiğini düşünüyorum temel olarak. Hizmet alımısözleşmeleri, Sayın Hocam Canbolat belirtti, özel olarak düzenlenmesi lazım,düzenlemeler getirilmesi lazım. Sayın Hocamın birlikte sorumluluk konusundakiyaklaşımına tamamıyla katılıyorum ki bu konuda özellikle HukukGenel Kurulunun 2008 tarihli bir kararını fark ettiğim günden itibarenanlattığım bütün derslerde de bu kararı dile getiriyorum, bunu da savunuyorum.Şöyle ki, bana göre de burada kişi kendi kusurlu hareketine dayanamamalıdır,muvazaalı davranışına dayanamamalıdır, işçiye karşı koşullarıvarsa, gerek işe iadenin sonuçlarında, gerek diğer işçilik alacaklarındamuvazaalı ilişkinin tarafları birlikte sorumlu olmalıdır. Kendi aralarındakiiç ilişkide alt iş<strong>ve</strong>ren asıl iş<strong>ve</strong>rene karşı sorumlu olmayabilir, rücu durumuayrıdır, ama işçiye karşı muvazaalı davranışı ileri sürememelidir. HukukGenel Kurulu’muz bu konuda bir direnme kararı üzerine Özel Daire’denfarklı olarak <strong>ve</strong> bence isabetli bir biçimde çok ciddi bir açılım getirmiştir <strong>ve</strong>bir kararında burada muvazaalı alt iş<strong>ve</strong>ren ilişkilerinde her iki iş<strong>ve</strong>reninde, gerçek iş<strong>ve</strong>ren asıl iş<strong>ve</strong>ren sayılsa da görünürdeki alt iş<strong>ve</strong>renin de işçiyekarşı birlikte sorumlu olduğuna karar <strong>ve</strong>rmiştir. Bu kararı son derece isabetlibulduğumu ifade etmek isterim. Aynı yaklaşımın hukuka aykırı olarakbordro iş<strong>ve</strong>renliği şeklinde kurulan ilişkiler açısından da benimsenmesi gerekir.Sayın Ali Rıza Okur Hocamın sorusu gerçekten benim de tebliğimde yer<strong>ve</strong>rdiğim bir soru, bu nedenle Hocama çok teşekkür ediyorum. 21. maddenin5. fıkrasındaki düzenleme, isabetli bir düzenleme midir? Nedir budüzenleme? Feshin geçersizliğine mahkemece karar <strong>ve</strong>riliyor, bu kararkesinleşiyor, ama işçi işe başlamak üzere iş<strong>ve</strong>rene süresi içinde başvurmazsageçerli bir fesih vardır şeklinde yasa koyucu bir sonuç bağlıyor <strong>ve</strong>işçi feshin geçersizliğinin sonuçlarından yararlanamıyor. Bu öğretide dahaönce de eleştirilmiştir. Daha Kanun ilk çıktığında Sayın Hocam Eyrencibu konuda yazdığı bir makalede bunun hukuken tutarsız bir düzenlemeolduğunu kanımca da son derece isabetli bir şekilde ifade etmiştir. Buradadenilmiştir ki, “mahkemece feshin geçersizliği kesinleşmiş bir kararla tespitedilmiş olmasına rağmen salt işçinin bir iradesiyle bunu geçerli hale getirmekhukuken tutarsızdır. Nasıl iş<strong>ve</strong>ren tazminat ödeyerek işe başlatmamayönünde bir hakka sahipse, işçinin de en azından tazminattan vazgeçerekboşta geçen süre ücretini alması mümkün kılınmalıydı yasal düzenlemede”diye, ki kanaatimce son derece isabetlidir. Dolayısıyla, ben de bu görüşe <strong>ve</strong>Hocamın eleştirisine katıldığımı ifade etmek istiyorum.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!