12.07.2015 Views

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İş <strong>ve</strong> <strong>Sosyal</strong> Gü<strong>ve</strong>nlik <strong>Hukuku</strong> <strong>2011</strong> Yılı Toplantıları13ları, özgürlükleri hazmetmek, bunu bilinçli kullanmak. Bu da bir düzeygerektiriyor, sindirmeyi gerektiriyor. Arkasından 1980 müdahalesiyle 1961Anayasasının tam tersine her bakımdan daha otoriter, daha değil, otoriterbir Anayasayla karşı karşıya geldik; gerek klasik hak <strong>ve</strong> özgürlükler bakımından,gerek hukuk devleti ilkesi bakımından. Tabii, bundan sosyal devletilkesi <strong>ve</strong> sosyal haklar da ziyadesiyle nasibini almıştır diyebiliriz, çünkü1961 Anayasası'nda sosyal haklar bakımından bir asgari sınır vardı. Benbunu çok önemsiyorum; asgari insan onuruna yaraşır bir yaşam, asgariücretin belirlenmesinde falan, ki insan onuru biliyoruz ki bütün temelhak <strong>ve</strong> özgürlüklerin çekirdeği hep onun için, klasik haklarda, sosyal ekonomikhaklarda onu anlamlı kılabilmek için. 1982’de bu kavramın kullanılmadığınıgörüyoruz. Daha buradan başlayan bir sosyal haklara zaten1982 Anayasası özgürlüklere, önce otorite, özgürlükler otorite sağlandıktansonra olabildiğince, olduğu kadar olsun anlayışı sosyal ekonomik haklarbakımından da asgari insan onuruna uygun yaşam düzeyinin limit olarakkabul edilmesinin terk edilmesiyle somutlaşıyor.Şimdi, buna tabii dünyadaki rüzgarlar bize de yansıdı doğal olarak, üstüneüstlük bizim 1982 Anayasası bir geri adımdır sosyal devlet ilkesi, sosyal haklarbakımından. Her ne kadar revize edilmiş sosyal şartıyla, sosyal haklar, hukukdüzeyinde Avrupa’da <strong>ve</strong> dünyada İLO sözleşmeleriyle ilerleme kaydetmeye çalışsada iç hukuk bakımından aslında 1982 Anayasası geri bir adımdır.Buna dünyada olduğu gibi 1980’li yıllardan itibaren aynen sermayenin küreselleşmesinden,globalleşmesinden Türkiye de etkilendi; yani bu sözleri1980’li yıllarda duymaya başladık, 1990’lı yıllarda Türkiye ekonomisinidaha da etkilemeye başladı. Bunun somut örneği özelleştirme alanındahissedilmiştir, yaşanmıştır hukuk düzeyinde. Türkiye’de 1980’li yıllardaAnayasa Mahkemesi, Danıştay sosyal devlet ilkesi doğrultusunda özelleştirmelerkarşısında epeyce sıkı durmaya çalıştı. 1990’lı yılların başlarındanitibaren gevşeme başladığını görüyoruz. Tabii, bunda dünyada esenrüzgarın da etkisi var. 1990’lı yıllardan itibaren, Sovyetler Birliği'nin çöküşündenitibaren neredeyse artık en iyi yönetim en çabuk özelleştirmeyiyapan yönetim haline geldi, örnekler <strong>ve</strong>rilmeye başlandı. Çin’de bile artıkbu kadar devletçilik kalmadı, doğu, orta Avrupa ülkeleri 1990’da liberaldemokrasilere geçen bizden daha hızlı gidiyor, dolayısıyla, en başarılı hükümetleren çabuk özelleştirmeyi yapan hükümetler rüzgarı esmeye başladı.Bizde de bir maliye bakanının deyimiyle “babalar gibi satarız” artıkbaşarının bir ölçütü olarak görülmeye başlandı. Zannediyorum, bütün buetkenler Türkiye’de artık yargının da direnmesini, yargının da tabii yasalarölçüsünde ancak sosyal devletin gereklerini korumaya çalışacaktır, gidereko da kırıldı. Dolayısıyla, özelleştirmeler 1990’lı yıllarda hızlanmaya başladı,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!