İstanbul Barosu İŠve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları
İstanbul Barosu İŠve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları İstanbul Barosu İŠve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2011 Yılı Toplantıları107Bugüne kadar farklı yargılama usullerine tabi olmaları nedeniyle, aynı davadagörülemeyeceği kabul edilen işe iade davaları ile feshe bağlı işçilikalacaklarına ilişkin uyuşmazlıkların birlikte görülmesinin önündeki usuliengel de böylece kalkmış olmaktadır. Ancak kanımızca, söz konusu davalarınaynı usule tabi kılınmış olmaları bu davaların birlikte görülebilmesiiçin yeterli değildir 65 . Bu konuda sadece bir engel ortadan kalkmıştır. Temelengel, mevcut iş güvencesi modelinde işe iade davasının sonuçlarını başlangıçtakesin olarak öngörmek mümkün olmadığından, bazı işçilik alacaklarınınnihai olarak karara bağlanamayacak olmasıdır.Terditli dava açılması ihtimalinde, yerel mahkemenin asli talep açısındanfeshin geçerli olduğu sonucuna vararak, ilk yapılan fesih tarihine göre feshebağlı işçilik alacaklarına hükmetmesine rağmen, kararın temyizi üzerineYargıtay’ın feshin geçersiz olduğuna karar vermesi mümkündür. Böyle birihtimalde çözümü son derece güç ve zahmetli sonuçlar ortaya çıkabilecektir.4773 sayılı Kanundan önce işyeri sendika temsilcilerine tanınan iş güvencesisisteminden farklı olarak, ilk derece mahkemesi işe iade konusundakesin karar vermemektedir.Yerel mahkemenin feshin geçersiz olduğu (işçinin işe iadesinin gerektiği)sonucuna varması durumunda, feshe bağlı işçilik alacaklarına hükmetmeside mümkün olmayacaktır. Öncelikle bu durum, terditli davalarda aslitalep reddedilmediği takdirde tali talep hakkında karar verilememesi ilkesineaykırıdır 66 . Bu halde, işçinin hem işe iadeyi hem feshe bağlı alacaklarıistemesi çelişki yaratacağından ve bu yönde bir kararın unsurlarının tespitive uygulanması sorunlara neden olacağından objektif dava birleşmesi desöz konusu olmayacaktır.İşçinin başvurusu üzerine işe başlatılması durumunda sözleşme feshedilmemişsayılacağından feshe bağlı alacaklara hak kazanmak zaten sözkonusu olmayacaktır. İşçinin işverene başvurup başvurmayacağının, başvurmasıdurumunda işveren tarafından başlatılıp başlatılmayacağının vebunların geçekleşme tarihinin önceden bilinebilmesi mümkün değildir 67 .Yerel mahkemenin bu ihtimalleri içeren şarta bağlı hükümler vermesi sözkonusu olmayacaktır. Örneğin, iş sözleşmesi, işçinin kesinleşen mahkemekararı üzerine süresi içinde işverene başvurmasına rağmen işveren tarafındanişe başlatılmayacağının bildirildiği veya bunun için öngörülen bir aylık65 Karş. Çelik, İş Hukuku, 247.66 Muşul, Timuçin: Medeni Usul Hukukunda Terdit İlişkileri, İstanbul 1984, 106.67 Akı, Erol: İş Sözleşmesinin Feshi, Feshe İtiraz ve Geçersiz Nedenle Yapılan Feshin HukukiSonuçları, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli Komitesi 30.Yıl Armağanı,Ankara 2006, 310-311; Süzek, 571.
108 İstanbul Barosu Yayınlarıüst sürenin dolduğu tarihte feshedilmiş sayılacaktır. İşçinin son ücretininesas alındığı ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti gibi feshebağlı alacaklara esas ücret de bu tarihteki ücret olacaktır. İlk derece mahkemesininkarar verirken bu tarihi net olarak belirleyebilmesi ise olanaklıdeğildir. Bunun dışında, mevcut sistemde yargılama sırasında geçen dörtaylık süre işçinin kıdemine dahil edilmektedir. Ancak bunun önkoşulu işçininişverene başvurmasıdır. İşverene süresi içinde başvurmayan işçininiş sözleşmesi ilk yapılan fesih tarihinde sona ermiş sayılmaktadır. Aynı sonuç,işverene başvurmasına rağmen işe başlamayan işçi açısından da geçerlidir.Dolayısıyla, kararın verilmesi sırasında, işçinin işçilik alacaklarınınhesabında temel faktörler olan ücret ve hizmet süresinin tespiti, mevcutsistemde mümkün olamamaktadır. İlk derece mahkemesince sadece feshingeçersiz olmasına rağmen, işçinin süresi içinde işverene başvurmamasıveya davete rağmen işe başlamaması (feshin geçerli sayılması) ihtimalineyönelik olarak ilk yapılan fesih tarihine göre hak kazanılabilecek feshe bağlıalacakların belirlenmesi söz konusu olabilir ki, bu durumda da şartabağlılık ortaya çıkmaktadır. Bu konudaki engel niteliğindeki düzenleme veörnekleri çoğaltmak mümkündür.Sonuç olarak, işe iadeyi hedef alan mevcut iş güvencesi modelinde, yargılamausulleri aynı olsa da işe iade davası ile feshe bağlı işçilik alacaklarınailişkin davaların birlikte görülemeyeceği kanısındayız. Olması gereken hukukaçısından ise, bu imkanın sağlanması gerek işçinin alacaklarına hızlıbir şekilde kavuşması gerek yargının iş yükünün hafifletilmesi açısındanson derece isabetli olacaktır. Böyle bir imkan, işçiye dava açma aşamasındaişe iade ile tazminat arasında seçim hakkı tanınan bir sistemde söz konusuolabilecektir.Feshe bağlı olmayan ücret, fazla çalışma ücreti gibi işçilik alacakları açısındanise, işe iade davasının ne şekilde sonuçlandığının veya işçi yahutişverenin dava sonrasında sergiledikleri tavırların bir önemi bulunmamaktadır68 . Zira bu alacaklar, muaccel oldukları andan itibaren iş sözleşmesidevam ederken de talep edilebilen alacaklardır. Dolayısıyla, iş mahkemelerindeuygulanacak yargılama usulünün tek tipe indirilmesinin, bu talepleraçısından bir önem arz ettiği söylenebilecektir.68 Yargıtay, fazla çalışma ücreti ve işe iadenin birlikte talep edildiği bir uyuşmazlıkta,yargılama usullerindeki farklılık nedeniyle yerel mahkemenin bu talepleri aynı davadagöremeyeceği gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebine ilişkin davanın tefrikine kararvermiş ve işe iadeye ilişkin uyuşmazlığı kesin olarak karara bağlamıştır, (Yarg. 9.HD.,11.04.2005, E. 2004/21249 K. 2005/12823, Kazancı İçtihat Bankası).
- Page 57 and 58: 56 İstanbul Barosu YayınlarıTasl
- Page 59 and 60: 58 İstanbul Barosu Yayınlarıdir.
- Page 61 and 62: 60 İstanbul Barosu Yayınlarısey
- Page 63 and 64: 62 İstanbul Barosu Yayınlarıme y
- Page 65 and 66: 64 İstanbul Barosu YayınlarıBu d
- Page 67 and 68: 66 İstanbul Barosu Yayınlarıöze
- Page 69 and 70: 68 İstanbul Barosu Yayınlarıişk
- Page 71 and 72: 70 İstanbul Barosu Yayınlarımı
- Page 73 and 74: 72 İstanbul Barosu Yayınlarıve 6
- Page 75 and 76: 74 İstanbul Barosu Yayınlarıgere
- Page 77 and 78: 76 İstanbul Barosu Yayınlarıönc
- Page 79 and 80: 78 İstanbul Barosu Yayınlarıdika
- Page 81 and 82: 80 İstanbul Barosu Yayınlarıdan
- Page 83 and 84: 82 İstanbul Barosu YayınlarıGiri
- Page 85 and 86: 84 İstanbul Barosu Yayınlarıgeri
- Page 87 and 88: 86 İstanbul Barosu Yayınlarıkesi
- Page 89 and 90: 88 İstanbul Barosu Yayınlarılaz
- Page 91 and 92: 90 İstanbul Barosu Yayınlarıveri
- Page 93 and 94: KonuİŞ GÜVENCESİ SİSTEMİNE EL
- Page 95 and 96: 94 İstanbul Barosu Yayınlarıyeni
- Page 97 and 98: 96 İstanbul Barosu Yayınlarıleri
- Page 99 and 100: 98 İstanbul Barosu Yayınlarırild
- Page 101 and 102: 100 İstanbul Barosu Yayınlarıdı
- Page 103 and 104: 102 İstanbul Barosu Yayınlarıli
- Page 105 and 106: 104 İstanbul Barosu Yayınları- (
- Page 107: 106 İstanbul Barosu Yayınlarıge
- Page 111 and 112: 110 İstanbul Barosu Yayınlarıten
- Page 113 and 114: 112 İstanbul Barosu Yayınlarıril
- Page 115 and 116: 114 İstanbul Barosu YayınlarıHuk
- Page 117 and 118: 116 İstanbul Barosu Yayınlarıça
- Page 119 and 120: 118 İstanbul Barosu YayınlarıBel
- Page 121 and 122: 120 İstanbul Barosu Yayınlarıİ
- Page 123 and 124: 122 İstanbul Barosu Yayınlarısü
- Page 125 and 126: 124 İstanbul Barosu Yayınlarısü
- Page 127 and 128: 126 İstanbul Barosu YayınlarıKan
- Page 129 and 130: 128 İstanbul Barosu Yayınlarıİ
- Page 131 and 132: 130 İstanbul Barosu YayınlarıBun
- Page 133 and 134: 132 İstanbul Barosu YayınlarıDol
- Page 135 and 136: 134 İstanbul Barosu Yayınlarısiz
- Page 137 and 138: 136 İstanbul Barosu Yayınlarıcih
- Page 139 and 140: 138 İstanbul Barosu Yayınlarıbel
- Page 141 and 142: 140 İstanbul Barosu Yayınlarıdö
- Page 143 and 144: 142 İstanbul Barosu Yayınlarıget
- Page 145 and 146: 144 İstanbul Barosu Yayınlarıgi
- Page 147 and 148: 146 İstanbul Barosu Yayınlarımuv
- Page 149 and 150: 148 İstanbul Barosu Yayınlarıİ
- Page 151 and 152: 150 İstanbul Barosu YayınlarıTab
- Page 153 and 154: 152 İstanbul Barosu Yayınlarıbir
- Page 155 and 156: 154 İstanbul Barosu Yayınlarıisa
- Page 157 and 158: 156 İstanbul Barosu YayınlarıBu
108 İstanbul <strong>Barosu</strong> Yayınlarıüst sürenin dolduğu tarihte feshedilmiş sayılacaktır. İşçinin son ücretininesas alındığı ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti gibi feshebağlı alacaklara esas ücret de bu tarihteki ücret olacaktır. İlk derece mahkemesininkarar <strong>ve</strong>rirken bu tarihi net olarak belirleyebilmesi ise olanaklıdeğildir. Bunun dışında, mevcut sistemde yargılama sırasında geçen dörtaylık süre işçinin kıdemine dahil edilmektedir. Ancak bunun önkoşulu işçininiş<strong>ve</strong>rene başvurmasıdır. İş<strong>ve</strong>rene süresi içinde başvurmayan işçininiş sözleşmesi ilk yapılan fesih tarihinde sona ermiş sayılmaktadır. Aynı sonuç,iş<strong>ve</strong>rene başvurmasına rağmen işe başlamayan işçi açısından da geçerlidir.Dolayısıyla, kararın <strong>ve</strong>rilmesi sırasında, işçinin işçilik alacaklarınınhesabında temel faktörler olan ücret <strong>ve</strong> hizmet süresinin tespiti, mevcutsistemde mümkün olamamaktadır. İlk derece mahkemesince sadece feshingeçersiz olmasına rağmen, işçinin süresi içinde iş<strong>ve</strong>rene başvurmaması<strong>ve</strong>ya da<strong>ve</strong>te rağmen işe başlamaması (feshin geçerli sayılması) ihtimalineyönelik olarak ilk yapılan fesih tarihine göre hak kazanılabilecek feshe bağlıalacakların belirlenmesi söz konusu olabilir ki, bu durumda da şartabağlılık ortaya çıkmaktadır. Bu konudaki engel niteliğindeki düzenleme <strong>ve</strong>örnekleri çoğaltmak mümkündür.Sonuç olarak, işe iadeyi hedef alan mevcut iş gü<strong>ve</strong>ncesi modelinde, yargılamausulleri aynı olsa da işe iade davası ile feshe bağlı işçilik alacaklarınailişkin davaların birlikte görülemeyeceği kanısındayız. Olması gereken hukukaçısından ise, bu imkanın sağlanması gerek işçinin alacaklarına hızlıbir şekilde kavuşması gerek yargının iş yükünün hafifletilmesi açısındanson derece isabetli olacaktır. Böyle bir imkan, işçiye dava açma aşamasındaişe iade ile tazminat arasında seçim hakkı tanınan bir sistemde söz konusuolabilecektir.Feshe bağlı olmayan ücret, fazla çalışma ücreti gibi işçilik alacakları açısındanise, işe iade davasının ne şekilde sonuçlandığının <strong>ve</strong>ya işçi yahutiş<strong>ve</strong>renin dava sonrasında sergiledikleri tavırların bir önemi bulunmamaktadır68 . Zira bu alacaklar, muaccel oldukları andan itibaren iş sözleşmesidevam ederken de talep edilebilen alacaklardır. Dolayısıyla, iş mahkemelerindeuygulanacak yargılama usulünün tek tipe indirilmesinin, bu talepleraçısından bir önem arz ettiği söylenebilecektir.68 Yargıtay, fazla çalışma ücreti <strong>ve</strong> işe iadenin birlikte talep edildiği bir uyuşmazlıkta,yargılama usullerindeki farklılık nedeniyle yerel mahkemenin bu talepleri aynı davadagöremeyeceği gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebine ilişkin davanın tefrikine karar<strong>ve</strong>rmiş <strong>ve</strong> işe iadeye ilişkin uyuşmazlığı kesin olarak karara bağlamıştır, (Yarg. 9.HD.,11.04.2005, E. 2004/21249 K. 2005/12823, Kazancı İçtihat Bankası).