12.07.2015 Views

Türkiye BMİDÇS I. Ulusal Bildirimi - Enerji ve Tabii Kaynaklar ...

Türkiye BMİDÇS I. Ulusal Bildirimi - Enerji ve Tabii Kaynaklar ...

Türkiye BMİDÇS I. Ulusal Bildirimi - Enerji ve Tabii Kaynaklar ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Son olarak, şuan denize doğru ilerleyen delta kıyıları boyunca, deniz seviyesi artışı yavaşlayacak <strong>ve</strong> hatta kıyı şeridi değişikliğinitersine döndürecek <strong>ve</strong> bu kıyılar çekilmeye başlayacaktır. Bunun sonucunda delta ovası boyunca taşkın (<strong>ve</strong> sedimantasyon)meydana gelecek <strong>ve</strong> tarımsal faaliyetler (özellikle Kızılırmak, Yeşilırmak, Gediz, Seyhan <strong>ve</strong> Ceyhan ovalarında) kesintiyeuğrayacaktır (Karaca <strong>ve</strong> meslektaşları, 2001)UyumTürkiye, alçak deniz seviyesi koridorlarında uzanan diğer ülkelere kıyasla, deniz seviyesi artışına kaşı özellikle hassasdurumda gibi gözükmemektedir. Ancak, Artan Deniz Seviyesi Yükselmesi (ASLR) göz önünde bulundurulmalıdır.Bugüne kadar, gelecekteki deniz seviyesi yükselmesine ilişkin senaryolara dayalı olarak, Türkiye’ye yönelik muhtemeletkilerle ilgili çok kısıtlı değerlendirmeler yapılmıştır (Karaca, 2000). Buna rağmen, özellikle Karadeniz <strong>ve</strong> İstanbulolmak üzere büyük kıyı şehirlerindeki günlük hayat ile Ege <strong>ve</strong> Akdeniz kıyılarındaki turizm <strong>ve</strong> tarım üzerine etkilergözükmektedir.Ege kıyı şeridinde yer alan İzmir körfez şeridi boyunca gözlenen deniz seviyesinde yükselmeyle ilgili kısa vadede uyumtedbirlerinin alınması gerekliliği 2005 yılınca SUMER tarafından sonlandırılan INCO-MED projesinin 1 sonuçlarıylaortaya konmuştur. İzmir körfezi ile bu körfezin kıyı alanlarını kapsayan çalışmanın bulguları, bütüncül bir kıyıyönetimi planına yönelik artan bir talep olduğunu göstermiştir. Böylesi bir yönetim planı çerçe<strong>ve</strong>sinde atılmasıgereken ilk adım, öncelikli olarak denizden uzaktaki yerlerde artan kirlilik sorunuyla ilgilenilmesi gerekmektedir.Bunun nedeni, temel olarak karadaki süreçlerin körfezdeki kirlenmeye sebep olmasıdır. Bir kıyı ülkesi olan Türkiye,kıyı alanlardaki sorunların arttığını farkına varmış <strong>ve</strong> farklı kamu kurum <strong>ve</strong> kuruluşları aracılığıyla birçok önlemalmıştır. Örneğin, Türk hükümeti tarafından koruma alanı olarak ilan edilen birçok bölge, Fethiye-Göcek, Gökova,Patara, Kekova, Foça, Datça-Bozburun <strong>ve</strong> Belek vb. kıyı alanlarında yer almaktadır. Çevre <strong>ve</strong> Orman Bakanlığı,Çevresel Etki Değerlendirmesi <strong>ve</strong> Planlama Genel Müdürlüğü altında Altyapı Yatırımlar ÇED Dairesi Başkanlığınabağlı Ulaşım <strong>ve</strong> Kıyı Yatırımları Şube Müdürlüğü kurulmuştur. Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, yeni alanlarıkoruma alanı olarak ilan etmekte <strong>ve</strong> özel çevresel programlar geliştirmektedir.1 “Kıyı Alanlardaki Kıt <strong>Kaynaklar</strong>ın Sürdürülebilir Yönetimi – SMART” başlıklı INCO-MED Projesi Avrupa Komisyonu FP5 Programı tarafındandesteklenmektedir.6.1.4 Sosyo-Ekonomik Düzeye EtkileriKontrolsüz büyüme <strong>ve</strong> kalkınma baskısı Akdeniz, Ege <strong>ve</strong> Marmara Denizlerindeki kıyı <strong>ve</strong> kıyı şeridi bozulmaları ile çevreselsorunların temel sebebi olmuştur. Su ihtiyacı çoğunlukla yer altı rezervlerinden karşılanmaktadır. Aşırı kullanım, tuzlusu girişine <strong>ve</strong> tarım gibi farklı amaçlarla kullanılan su kaynaklarında azalmaya yol açmaktadır. Ege kıyılarındaki (özellikleİzmir, Aydın, Muğla) mandalina, zeytin <strong>ve</strong> incir yetiştirilen bölgeler, en kötü şekilde etkilenen alanlardır. Tuzlu su girişi,Türkiye’nin aynı zamanda batı kıyılarında da (örn; Çeşme, Marmaris <strong>ve</strong> Bodrum civarı) bir sorun niteliğindedir. İnsanlartarafından kullanım en büyük sorun olsa da, deniz seviyesinin yükselmesi, perde arkasından sorunları daha da kötüleştirenbir faktördür <strong>ve</strong> bu durum 21. yüzyıl içerisinde daha da ciddi bir sorun haline gelecektir.İstanbul, Türkiye’deki en büyük kıyı şehridir. 11 milyon nüfusa sahip olan <strong>ve</strong> nüfusu artmaya devam eden (2000 yılında) buBüyükşehir bölgesinin toplam yüzölçümü 5.220 km 2 olup nüfus yoğunluğu 2.107 kişi/km 2 dir. İstanbul’un kıyı şeridi uzunluğuyaklaşık 452 km.dir. Şehir nüfusunun %10’u kıyının 1 km. <strong>ve</strong> %90’ından fazlası ise 10 km.’sine yerleşmiştir. Endüstriyelaltyapısı <strong>ve</strong> diğer ekonomik özellikleri göz önüne alındığında İstanbul, Türkiye’nin en büyük şehridir. İstanbul’un Türkiyeekonomisindeki önemi şu şekilde özetlenebilir: İstanbul, Türkiye GSYİH’sine en büyük katkıyı yapan, en fazla <strong>ve</strong>rginintoplandığı, en gelişmiş bankacılık sektörüne sahip, en fazla istihdam imkanının olduğu <strong>ve</strong> büyük işyerlerinin en yoğunolarak bulunduğu, özel yatırımların yapıldığı, teknolojiye dayalı sektörlerin <strong>ve</strong> ticaretin yani ithalat <strong>ve</strong> ihracatın yer aldığışehirdir. İstanbul GSYİH’nin %21’ini, İzmir %7’sini <strong>ve</strong> Ankara %8’ini oluşturur. İstanbul, batısında yer alan kıyı şehri Kocaeliile birlikte toplam ulusal GSYİH’nin %25’ini temsil etmektedir.İstanbul üzerindeki iklim kaynaklı en büyük etki, muhtemelen tuzlu su girişidir. İki büyük lagün (Büyükçekmece <strong>ve</strong>Küçükçekmece) ile İstanbul’un eski şehir merkezini iş merkezinden ayıran Haliç, özellikle tuzlulaşma <strong>ve</strong> Karadeniz kıyısınınhemen yakınındaki, İstanbul’un tatlı su kaynağı Terkos gölü açısından muhtemel ASLR’ye karşı hassas durumdadır. İstanbulBoğazı boyunca uzanan 200 yıllık Dolmabahçe Sarayı <strong>ve</strong> Camii, Ortaköy Camii, Beylerbeyi Sarayı <strong>ve</strong> Küçüksu Kasrı gibi‘marka’ niteliğindeki kültürel <strong>ve</strong> tarihi alanları, hiç kuşkusuz deniz seviyesindeki öngörülen artıştan etkilenecektir (Karaca,2000b).171

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!