\Ö N S Ö ZBir İmparatorluk coğrafyasının bir doğu (Diyarbakır) şehrinde(1876 yılının 23 Mart'ında) doğup, bir batı ucunda (Selânik'de)fikir dünyasına (1911'de) Gökalp adıyla katılarak, Türkiye'yive bütün Türkleri «mefkure» ateşiyle ısıtan büyük mürşidi,doğumunun 100. yılında bütün eserlerini yayımlamanın gururuve titizliği içinde, minnet ve rahmetle anıyoruz.Gökalp, 48 yıllık kısa süreli ömrü içinde çok renkli ve cephelişahsiyeti ile mefkuresi bir şair olarak Türk'ü ve Türkçülüğü dilegetiren, dürüst ve üst seviyede bir siyaset ve devlet adamı olarakmilliyetçilik fikriyatını yapan, bir «içtimaiyat müderrisi» (sosyolojiprofesörü, olarak ilgili ilk kürsüyü kurmak suretiyle metodolojisinibatı ölçüleri içinde tanıtan, bir mütefekkir olarak da«Türkçülüğün Esasları»nı modern mânâsı içinde yorumlayarakgeleceğe ışık tutan, bir fikir ve gönül adamımızdır.Fazilet ve feragat abidesi olan hayatı ve şahsiyeti de, bizzatöğretiminde bulunduğu «mefkûre»si gibi, gelecek nesillere örnekolarak gösterilecek olan Gökalp, hazırlık ve tahlil devresini henüzbitirmiş, bir büyük terkipler devrine gelmiş bulunduğu birçağda aramızdan ayrılmıştır. (25 Ekim, 1924).Bununla beraber, Ziya Gökalp'm eserleri, Atatürk'ün kurduğuCumhuriyet'te de başarıyla uygulanan bir çok inkılâpları prensip,ideal ve değerleriyle doludur. O, doruklarda tutuşup ufku baştanbaşa aydınlatan ateşler gibi, Türklüğün bağrında mefkure ateşiniyakıp aydınlatan bir rehberdir.
Gökalp, hasta hayvanların tedavi usûllerinin öğretiminin yapıldığıyerde öğrenim görmesine rağmen, «hasta adam»m tedavisindefaydalı olacak metod ve düşüncelerle işe koyulmuş veeserlerinde çağdaş Türkiye'nin sosyal değişmesi ile ilgili değer veistikametleri bakımından çok şümullü bir kültür sentezi taslağıhazırlayarak, tarihî tekâmül çizgisi içinde Türk cemiyetinin entesirli düşünce mihraklarından biri olarak kalmayı başarmıştır.Ziya Gökalp, gerçekten yakın tarihimizin en tesirli ve güçlüinsanlarından biridir. Bu bakımdan Gökalp Modern Türkiye'ninsiyasî ve fikrî gelişmeler içinde bir nirengi noktası olarak değerinikorumaktadır. Ziya Gökalp'm fikirleri ve düşüncesinin yapısı,aksettirdiği çeşitlilikler, Türkiye'nin gelişme istikametiyle ilgilihemen hemen her şeye ışık tutacak mahiyettedir. Bu bakımdan,Gökalp'm eserlerinde ağır basan mütefekkir hüviyeti, kendiçağının fikriyatına katkısı yönünden bir ışık olmuştur. Nitekim,«Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak» sentezi Gökalp'm eseridir.O'nun düşünceleri, Cumhuriyet devrinin yarım yüzyılı boyuncayaşar ve nesillerden nesillere intikal ederken, fikirlerinin vefikriyatının bazı cepheleri, belki de tarihî şartlar müsait bulunmadığıiçin, fazla uzun ömürlü kalamamış veya vaktini tamamlamışgörünümü içinde olabilir. Bununla beraber, O'nun sosyologhüviyetiyle koymuş olduğu prensipler ve sosyal değer hükümleri,gerçekten, bugünün anlayışı içinde de kendine has kavi mantığınıntutarlı sentezi olarak dikkati çekmekte ve tarihteki yeriniheybetiyle doldurmaktadır.Gerçi Gökalp'm, millî devletin temeli saydığı halk kültürünegiderken, ayni cemiyetin eseri bulunan, o çağın şartlarının icabıbir çeşit «tehzip» edilmiş şekli demek olan yüksek Osmanlı kültürününreddi zımnında tavır takınması, sisteminin bütünlüğüiçinde çok büyük zaaf olarak değerlendirilmemelidir.Ana fikirleriyle reddedilmez bir mütefekkir olan Ziya Gökalp'ıaşılmağa açık bir fikir adamımız olarak, doğumunun 100.yılında bütün eserleriyle, kendi çağdaşları arasında, onda Türkatalar ruhunun hususiyetlerini ortaya koyan, kahramanca sükû-
- Page 3 and 4: Doğumunun 100. yılında Ziya Gök
- Page 5 and 6: "Millî kültürün her çığırda
- Page 7: İÇİNDEKİLERI-BİR KAVMİM TEDKf
- Page 12 and 13: BİR KAVMİN TEDKlKİNDE TAKİB OLU
- Page 14 and 15: Mamafih tedkiklerin ilmî olması i
- Page 16 and 17: Bu fikri başka suretde de ifade ed
- Page 18 and 19: Aşiret, Sınıf, Laif caste, Hey'e
- Page 20 and 21: semaviyye arasından ve cemâdât m
- Page 22 and 23: hükümdar yahut millet teşriî hu
- Page 24 and 25: aki kalır. Harsî milletin teşekk
- Page 26 and 27: ESKİ TÜRKLER'DEİÇTİMÂİ TEŞK
- Page 28 and 29: Mezkûr aşiretin teşkilâtı şu
- Page 30 and 31: Şimalin unsuru Hava, mevsimi Kış
- Page 32 and 33: O halde yalnız Avustralyahlarin ta
- Page 34 and 35: un şahsında bir manzume-i tâmme
- Page 36 and 37: Her cihet kendi hayvanım ismini al
- Page 38 and 39: Yeşil Han, San Han, Kızıl Han, A
- Page 40 and 41: muhtemeldir. Bu suretie Koyun ile a
- Page 42 and 43: sürüp ülkeler fethettiler. Onlar
- Page 44 and 45: sonra orada iptidaları beş il'e m
- Page 46 and 47: Selçukîler henüz hükümete nail
- Page 48 and 49: Bu hâle göre, Kun'lar ve Kuşan'J
- Page 50 and 51: oylarının ismiyle tesmiye edildi
- Page 52 and 53: atlamasiyle tebcîl edilmek istenil
- Page 54 and 55: Mezkûr menkıbede Bögü Tigin Han
- Page 56 and 57: olunabilir. Günün Gültekin kitab
- Page 58 and 59:
Evvelâ Kültigin Kitâbesi'nde "Ü
- Page 60 and 61:
üzerine bu mukaddes ateş iniyor.
- Page 62 and 63:
"Şölen" sofrasındaki vaziyetler
- Page 64 and 65:
maddesinde beyan olunan "Millî av
- Page 66 and 67:
Sekiz adedine gelince, yine mezkûr
- Page 68 and 69:
3.Yirmi dört cihetŞimdi yine Çin
- Page 70 and 71:
mürekkebdir. İhtimal ki ileride b
- Page 72 and 73:
Yirmi dört adedi de Türk teşkil
- Page 74 and 75:
aslî cihetle tekabül ederler ve b
- Page 76 and 77:
O halde o zamanki Türkler doğdukl
- Page 78 and 79:
Bunlar içinde Kaplumbağa müstesn
- Page 80 and 81:
"Kut" kelimesi mezkûr kitabda saad
- Page 82 and 83:
erkeklerin ilâhı addolunurdu "Ç
- Page 84 and 85:
Hammer bu üçlü tasnifi Herodot'd
- Page 86 and 87:
O halde garbde oturan Türkeşler O
- Page 88 and 89:
Merka (?) (Merkit ?) leri memleketl
- Page 90 and 91:
6. MütteferrikMes'eleler1. Cada Ta
- Page 92 and 93:
göğü istilâ eder, suların peri
- Page 94 and 95:
olduğunu irâe eder. "Buğu Tigin"
- Page 96 and 97:
6. ZingâvYukarıda Efrasyab'ın ö
- Page 98 and 99:
ve bazan da sol'un mukaddes sayılm
- Page 100 and 101:
"Koruk" oluyordu (kî "tabu" demekt
- Page 102 and 103:
"Ana" muzafün ileyhini hâiz olmas
- Page 104 and 105:
kışın avların çok olacağına
- Page 106 and 107:
iki dine merbut iki türlü mantık
- Page 108 and 109:
SÖZLÜKAcâibnümâ:Çok tuhaf gö
- Page 110 and 111:
BBahsBâ-hususBakîBakiyeBaliğ....
- Page 112 and 113:
FFağfur :Çin imparatorlarına ver
- Page 114 and 115:
İdrâk..:Anlayış; akıl erdirme.
- Page 116 and 117:
İzahİzahatİzâleİzdivaçİzhar:
- Page 118 and 119:
Makbere:Mezarlık.Makam:Durulan, du
- Page 120 and 121:
Muarız:Karşı gelen.Muaşaka:Sevi
- Page 122 and 123:
Mülhem:İlham alınmış olan.Mül
- Page 124 and 125:
MüvekkilMüzehhebMüzekker:Kendi y
- Page 126 and 127:
SakinSâlikSâlisensanemSilsile-i m
- Page 128 and 129:
Tavazzuh:Açıklama.Tavsif:Niteleme
- Page 130 and 131:
Tevhîd : Birleştirme; birliğine
- Page 132 and 133:
Zail : Yok olan; ortadan kalkan;sav