12.07.2015 Views

Geleneksellik ile Modernlik Arasında Sıkışan Din Anlayışları ... - DEM

Geleneksellik ile Modernlik Arasında Sıkışan Din Anlayışları ... - DEM

Geleneksellik ile Modernlik Arasında Sıkışan Din Anlayışları ... - DEM

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dernite <strong>ile</strong> geleneksellik arasında sıkışmışlık yaşamaktadırlar.Bugün varoş dindarlığı olarak ifadeed<strong>ile</strong>n durum buna örnek olarak ver<strong>ile</strong>bilir.Tranzisyonel dindarlık sadece göçmenlerde görülmemektedir.İster kırsalda isterse kentte olsun gelenek<strong>ile</strong> modernlik arasında sıkışmışlık yaşayanpek çok insanda hem kültürel bir şizofreni hemde şizofren dindarlık izleri müşahede ed<strong>ile</strong>bilir.Shayegan’ın ifadesiyle dinsel ve kültürel anlamdayaralı bilince sahip olan bu tür insanlar duygusalolarak doğulu, düşünsel olarak batılı, davranışsalolarak ise bazen doğulu bazen de batılı bir tavırizlemektedirler. -Yaralı bilinç durumu insanlarınhem dini hem de dünyayı algılama biçimlerini derindenetk<strong>ile</strong>miştir. Çünkü;a- Batılı modernite pozitivist bilim geleneğinedayandığı için insanı sadece davranışlarıyla algılamakta,dolayısıyla davranışların sebep vealgılanmaktadır.b- <strong>Din</strong>, birey ve toplum hayatı için zorunlu kabuledilmekte; ancak dinsel inançlar ve pratiklerpozitivist bir yorumla değerlendirilmektedir.Çoğu kere övgüyle anılan Batı’nın entelektüelve teknolojik üstünlüğü karşısında aşağılıkkompleksi yaşanmakta, bununla baş edebilmekiçin alternatif arayışlar geliştirilmekte, bilim veteknolojinin kaynağı Kur’an’da aranmaktadır.Aslında bu da dinin, pozitivist ve rasyonalistsöylemle yorumlanması anlamına gelmektedir.c- Bireyler gündelik hayat içerisinde bazen dinselbazen seküler söylemleri tercih etmektedirler.Bu süreçte dinin gündelik hayatı bütün olarakkuşatması istenmemekte, fakat dinin hiç yeralmadığı bir yaşam tarzı da pek makbul sayılmamaktadır.Bu durum doğal olarak bilinçteyaralanma ve şizofrenik söylemleri beraberindeİster kırsalda isterse kentte olsun gelenek <strong>ile</strong> modernlik arasında sıkışmışlıkyaşayan pek çok insanda hem kültürel bir şizofreni hem de şizofren dindarlıkizleri müşahede ed<strong>ile</strong>bilir. <strong>Din</strong>sel ve kültürel anlamda yaralı bilince sahip olan butür insanlar duygusal olarak doğulu, düşünsel olarak batılı, davranışsal olarak isebazen doğulu bazen de batılı bir tavır izlemektedirler.sonuçları üzerinde konuşmaktadır. Ruh, maneviyatve simgeler rasyonel olmayan kavramlarolduğu için geri plana itilmektedir. Çünkümodernite müphemliği sevmemekte, bilimselparadigmaların yerel değil evrensel olab<strong>ile</strong>ceğitezini desteklemektedir. Bu ise bir Müslüman’labir Hıristiyan’ın ya da bir Budist’in davranışlarınınbenzer güdülerden beslendiği fikrine dayanmaktadır.Bu durumda inancın muhtevasısosyo-kültürel yapıya ve dinî grubun spesifiközelliklerine has olsa da insanları inanmaya veinançlarıyla birlikte yaşamaya iten nedenlerinsosyal bilimlerin ortak sebepler ve ihtiyaçlar hiyerarşisiiçerisinde yer aldığı düşünülmektedir.Bu düşünce dini sadece işlevleriyle değerlendirmeyegötürmekte, öyle ki din özünden ziyadeişlevleriyle anlamlandırılmakta, neticededindarlık da amaç olmaktan ziyade araç olarakgetirmekte, özellikle inanç-davranış arasındauyumsuzluk sorunu ortaya çıkmaktadır.d- Kutsallığı kurumlarda değil bireysel yaşamdagören, bu sebeple kolektivizmden bireyselliğedoğru hızlı bir dönüşümü simgeleyen sekülerhayat tarzı henüz kolektivist düşünceden yeterincesıyrılamamış olan toplumsal yapılarda isten<strong>ile</strong>ndüzeyde hazmed<strong>ile</strong>mediği için laiklik ilkesive buna bağlı olarak din ve devlet ilişk<strong>ile</strong>risağlıklı olarak yerli yerine oturtulamamaktadır.e- Aşırı bireyselleşme arzusu, hatta yerine göresosyo-kültürel, dinî ve ahlâkî değerlerden bağımsızbir hayatı doyasıya yaşama tutkusu şuuraltı muhtevalarının denetlenmesini sağlayan veonları kültürel olarak kabul ed<strong>ile</strong>bilir hale getirenüst benin baskılarını ortadan kaldırmaktadır.Ancak birey hem şuur altının arzularını28 <strong>DEM</strong> DERGİ | YIL 1 SAYI 2


yeterince denetleyemediği hem de dinî inançlarındantamamen kopamadığı için kendi beniyleyüzleştiği zaman ağır bir sarsıntı geçirmektedir.Bu sarsıntı hali uzun sürdüğünde doğululuk vebatılılık arasındaki sıkışmışlık, benliği çift kutuplubir hale getirmektedir.f- Popüler kültür, kırsal ve kentsel yaşamı popülerdindarlık çerçevesinde birleştirmektedir.Neticede günlük hayatın ihtiyaçlarına dayalıolarak yaşanan bir olgu haline gelen dindarlıkkutsal zamanlar ve kutsal mekânlarda artış göstermektedir.Bu da dinin amaç değil araç olarakalgılanmasından kaynaklanmaktadır. Dahasıküreselleşme süreciyle din metalaşmaktadır.g- Bir yandan dünyevî bir yaşamın kutsanmasınave övülmesine dayalı politikalar, öte yandanküreselleşmenin dinî hayat ve kimlik üzerindeicra ettiği olumsuz etk<strong>ile</strong>r hem mevcut dinîgrupların, cemaatlerin ve tarikatların daha dagüçlenmesine sebep olmakta, hem de yeni dinîhareketlerin oluşmasına zemin hazırlamaktadır.Bunun da ötesinde dinî yaşamın zaman zamansöylemsel düzeyde siyasallaştığı, hatta küreselleşmeninkimlik hatlarını buharlaştırıcı etkisiyledavranışsal düzeyde yeni bir görüntü ve muhtevakazandığı görülmektedir. Öyle ki simgeselve düşünsel anlamda vazgeçilmez kabul ed<strong>ile</strong>nİslâmî gelenekler pratikte günlük hayatı etk<strong>ile</strong>yenve yönlendiren bir olgu olma özelliğini kaybetmektedir.h- Yaralı bilinç durumu sadece dindarlarda görülmemekte,aynı zamanda dine - az ya daçok- olumsuz bakanlarda da kendisini açıkçahissettirmektedir. Meselâ, Batılı moderniteyi ısrarlasavunanlar dinî yaşam söz konusu olduğuzaman gelenekselliği olabildiğince yüceltmektedirler.Bütün bunlar önemli bir sorunu ortaya çıkarmaktadır.O da günümüz insanının gündelik hayatındadine nasıl ve ne kadar yer ayıracağına, doğru-dürüstkarar verememesidir. Buna bir de iktidar-bilgive iktidar-halk ilişkisi arasındaki gerilimler eklenincedogmatik ve fanatik dinî düşüncelere dayalıdindarlıktan, moderniteyi bütünüyle reddedenprotestocu dindarlığa, oradan da gerek günlük yaşamlarındagerekse dinî tutum ve davranışlarındaaz ya da çok muhafazakârlığı benimseyenlerdendini sadece kalp ve vicdan merkezli olarak algılayanliberal dindarlığa kadar pek çok dindarlık şeklininortaya çıktığı görülmektedir.Toplumumuz gerek geleneksellikle modernlikarasında beşik gibi sallandıkça, gerekse henüz modernliğitam olarak içselleştirmeden post-moderndüşüncelerin dönüştürücü etkisini kuvvetlice hissettikçebatılılık <strong>ile</strong> doğululuk arasında sıkışmışlıkve yaralı bilinç durumunu yaşamaya devam edecekgibi görünmektedir.KaynakçaAlperen, A. (2003). Sosyolojik Açıdan Türkiye’de İslâm veModernleşme: Çağımız İslâm Dünyasında ModernleşmeHareketleri ve Türkiye’deki Etk<strong>ile</strong>ri, Adana: KarahanYay.Berger, P. L. ( 2001). “La desecularisation du monde: Un pointde vue global”. In. P. L. Berger (Ed), Le Reenchantementdu Monde (s. 5-36). Paris: Bayard.Berger, P. L. (1993). <strong>Din</strong>in Sosyal Gerçekliği (Çev. A. Çoşkun).İstanbul: İnsan Yay.Catalan, J. F. (1994). L’homme et sa religion: Approche psychologique.Paris: Desclée de Brouwer.Günay, Ü. (1986). “Modern sanayi toplumlarında din I.” ErciyesÜniversitesi. İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 3, 51-52.Günay, Ü. (1987). “Modern sanayi toplumlarında din II.” ErciyesÜniversitesi. İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 4, 29-58.Günay, Ü. (1997). “Türkiye’de toplumsal değişme ve din.”Türk Yurdu 97 (116-117), 80-89.Günay, Ü. (1998). <strong>Din</strong> sosyolojisi. İstanbul: İnsan Yay.Hervieu-Léger, D. (1993). La religion pour mémoire. Pairs:CERF.Hervieu-Léger, D. (1996). “La religion des Européens: Modernité-religion-sécularisation.In: D. Hervieu-Léger”(Ed), Identités Religieuses en Europe (pp. 9-23), Paris: LaDécouverte.Jung, C. G. (1996). Problemès de l’âme moderne (Traduit parY. Le Lay). Paris: Buchet & Chastel.Kayıklık, H. (2006). “Değişen dünyada birey, din ve dindarlık”Ü. Günay & C. Çelik (Ed.). <strong>Din</strong>darlığın Sosyo-Psikolojisiiçinde (ss. 157-174). Adana: Karahan Yay.Mardin, Ş. (1995). <strong>Din</strong> ve ideoloji. İstanbul: İletişim Yay.Roy, O. (2003). Küreselleşen İslâm (Çev. H. Bayrı). İstanbul:Metis Yay.Shayegan, D. (1997). Yaralı bilinç. Geleneksel toplumlardakültürel şizofreni (Çev. H. Bayrı). İstanbul: Metis Yay.Weber, M. (1964). The sociology of religion. Boston: BeaconPress.Weber, M. (1997). Protestan ahlâkı ve kapitalizmin ruhu(Çev. Z. Gürata). Ankara: Ayraç Yay.Yapıcı, A. & Yıldırım, M. (2003). “Küreselleşme sürecinindinî kimliklere etkisi: Sosyal psikolojik bir değerlendirme”,<strong>Din</strong>i Araştırmalar 6 (17), 117-138.Yapıcı, A. (2002). “<strong>Din</strong>î yaşayışın farklı görüntüleri ve dogmatikdindarlık”, Çukurova Üniversitesi İlahiyat FakültesiDergisi 2 (2), 75-117.Y IL 1 SAYI 2 | <strong>DEM</strong> DERGİ 29

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!