PORTREYaptıkları aslında batıda devlet destekliaraştırma enstitülerinin faaliyetlerinedenktir ve takdire layıktır.Dr. Baymirza Hayit’in, ilmî mesaisibazı ana konular altında gruplandırılabilir.Müstakil eserlerinde anaodak, Türkistan’ın Çarlığın son dönemlerindenitibaren Sovyet egemenliğinegeçişi ile sonraki dönemlerdeortaya konulan uygulamalardır. Makaleleride bu ana eksen etrafındankümelenmiş konulara hasredilmiştir.Türk dünyasına komünizmin girişusûlleri, Türkistan’da Sovyet emperyalizmive sömürgeciliğinin görünüşleri,Türkistan’da Sovyet kültür ihtilâli,ekonomik sömürge politikası.Türkistan’da öldürülen millî liderlerve şairler, komünizm ve İslâmiyet gibiana konular tamamen Sovyet kaynaklarındanistifade ederek değerlendirilmiştir.Dr. Baymirza Hayit, ilmî faaliyetlerindebelli noktaya gelip, Sovyetsistemini iyi inceledikten sonra soğuksavaşın bütün şiddetiyle hüküm sürdüğüyıllarda bazı konularda önemlifikirler serdetmiştir. Türkiye’nin bağımsıztek Türk devleti ve Sovyetlerlehudut komşusu olması, sıcak denizlereinişte önemli bir jeopolitik konumasahip bulunması sebebiyle Marksizminyoğun ideolojik propagandasınamaruz kaldığı yıllarda fikirlerininetleştirmiştir. Türkiye’nin bağımsızlığınıkoruyan tek Türk devleti olmasıhasebiyle varlığını ve halkın hürriyetinikorumanın lüzumuna işaret etmiştir.Kalkınmanın tek yolunun çalışmaolduğunu belirtmiş, sistemli çalışma,millî menfaatler esasındaki çalışmanınTürkiye’yi kalkındırabileceğinisöylemiştir. 4Dr. Baymirza Hayit, Türkiye’dekiazınlıkların bazı temsilcilerinin yabancılarıntesiri altında olduklarını,bir yandan devletin ve memleketintemel unsuru Türklere karşı mücadeleederken öte yandan da bozgunculuklarınıfaydalı cereyan olarak gös-termek çabası içinde olduklarını ifade etmiştir. Türkiye’deTürk kültüründen genel eğitim sahasında istifadeningerçekten ihmal edilmiş bir husus olduğunu, dünyaTürklüğünden bahseden veya dünya Türklüğü lehindekonuşanın Turancı isimler yakıştırılarak tenkit edildiğinibelirtmiştir. 5 Türkiye’de Türkleri Turancı diye korkuttuklarını,belki bu sebeple Türkiye’de genel Türk kültürü meselesindenbahsedildiğinde bundan ürkenlerin bulunduğunu,eğer bir Türk, kendi Türkçülüğünden korkarsa ozaman böyle bir hadise gelecekte yalnız dünya Türklüğüiçin değil, belki Türkiye için de büyük felâketler getireceğiniifade etmiştir. 6Türklere mücadeleci ve muhafazakâr kültür Türkçülüğününgerektiğini, Türklüğün önünde komünizm veya sağlamTürkçülük seçeneklerinin bulunduğunu, başkalarınınideallerinin ne olursa olsun bizim kendimize has idealimizinbulunduğunu, bunun Türkçülüğümüzün ve Türk sosyolojisininvarlığı olduğunu belirtmiştir. 7Dr. Baymirza Hayit, ilmî araştırmalarında Türkistankavramını daima canlı ve diri tutmaya dikkat etmiştir. Sovyetleringüçlü olduğu dönemlerde antikomünizm silâhınıiyi kullanan Amerika kendi çıkarları açısından ilmî literatürdeTürkistan kavramını silmeye özen göstermiştir. Ülkesindekiüniversite ve ilmî araştırma merkezlerinde Türkistan’aözel bir önem verilmesi gerektiği hâlde bu bölge ileilgili incelemelerde ve literatürde Türkistan kavramı yerine‘Orta Asya’ tabirini yerleştirmeye gayret etmiştir. Bölgehalkının büyük bir güç olarak bir araya gelmelerini önlemeküzere aynen Sovyetlerin uyguladığı gibi kısır çekişmeleresebep olan kabilecilik ayrımını canlı tutmaya çalışmıştır.Dr. Baymirza Hayit, bu husustaki titizliği ve dikkati sebebiyleAmerikan üniversitelerinin ve strateji merkezlerininalâkasına mazhar olamamıştır.Hayatının son yıllarında geçirdiği ağır hastalıklar ilmîçalışmalardan uzaklaşmasına sebep olmuştur. Bu dönemdeTürkiye’deki resmî kurumların alâka göstermemesi üzerinekütüphanesi Türkiye’deki bir grup tarafından satın alınarakİstanbul’a getirilmiştir. Toplanması oldukça zor olan vesüreli yayınlar bakımından önemli olan kitaplığın resmi birkurumun eline geçmemesi talihsizliktir.TDV1 Zeki Velidi Togan, Hatıralar, Türkiye <strong>Diyanet</strong> Vakfı Yayınları, Ankara 1999,s.382.2 Dr. Baymirza Hayit, Sovyetler Birliğinde Türklüğün ve İslâm’ın BazıMeseleleri, İstanbul 1987, s. 174.3 Dr. Baymirza Hayit, age., s. 88.4 Dr. Baymirza Hayit, Sovyet Rusya Emperyalizmi ve Türk Dünyası, İstanbul1975, s. 6.5 age., s.8.6 age., s.9.7 age., s.12.< 30 TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI HABER BÜLTEN‹ www.diyanetvakfi.org.tr
fiUBELER‹M‹ZGüneflin Do¤du¤u YerADIYAMANAdıyaman, Güneydoğu AnadoluBölgesi’nin batısındayer alan, doğal güzellikleri,tarihi ve kültürel zenginlikleri ilegörülmeye değer birçok özelliğiiçinde barındıran, yüzölçümü 7614km 2 , rakımı 669, nüfusu 623.811olan, 9 ilçesi, 19 beldesi, 410 köyüve 595 mezrası bulunan bir ildir.Arazi yapısı engebeli olarak KuzeydenGüneye doğru alçalır. Türkiye’ninen önemli akarsularındanolan Fırat nehri ile birlikte irili ufaklıpek çok akarsu, İli boydan boyakuşatmıştır. İl topraklarının Fırat’lasınır oluşturan büyük bir bölümü,dünyanın sayılı barajlarından olan Atatürk Barajı sularınınaltında kalmıştır.Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinibirbirine bağlayan özelliği nedeniyle hem batıya hemde doğuya açılan bir kapı konumundadır. Tarihten bugünepek çok değişik kültüre beşiklik eden Adıyaman’da her döneminetkisine ve eserlerine rastlamak mümkündür. Kenttarihinin; Palanlı mağarasında yapılan incelemeler neticesindeM.Ö.40.000 yıllarına kadar uzandığı tespit edilmiştir. Büyükistikrarsızlıkların yaşandığı orta çağ boyunca Adıyaman,Bizans, Emevi Abbasi, Anadolu Selçukluları, Dulkadiroğullarıarasında el değiştirmiş, Yavuz Sultan Selim’in İran seferisırasında 1516 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlıtopraklarına katılan Adıyaman, merkezi Samsat’ta bulunanbir sancakla Maraş Beylerbeyliğine bağlıyken Tanzimat’tansonra ilçe olarak Malatya’ya bağlanmış, Cumhuriyetinkuruluşundan 1954 yılına kadar eski idari yapısı korunanAdıyaman 1 Aralık 1954 tarihinde 6418 sayılı KanunlaMalatya’dan ayrılarak müstakil il haline gelmiştir.Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki Mezopotamya düzlüklerineoldukça yakın bir yerde kurulan il, çok eski çağlardanberi tarihi bir merkez olmuştur. Adıyaman İlinde, tarihöncesi buluntular yer almaktadır. Kommagene uygarlığı’naait Nemrut Dağı Ören yeri ile il geneline yayılmış 150dolayında tarihi eser bulunmaktadır. Özellikle KomageneKrallığı döneminden kalan eserler; Nemrut Dağı, Eski Kale,Karakuş Höyüğü, Cendere Köprüsü vb. yerler, yerli veyabancı turistler için bir cazibe merkezidir. Nemrutta Güneşindoğuşu ve batışı ayrı bir güzellik taşımaktadır. İlwww.diyanetvakfi.org.tr TÜRK‹YE D‹YANET VAKFI HABER BÜLTEN‹ 31 >