12.07.2015 Views

Amiga Dunyasi - Sayi 30 (Kasim 1992).pdf - Retro Dergi

Amiga Dunyasi - Sayi 30 (Kasim 1992).pdf - Retro Dergi

Amiga Dunyasi - Sayi 30 (Kasim 1992).pdf - Retro Dergi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Geçenlerde <strong>Amiga</strong> World okurken birmakale gözüme çarptı. Bu makalede <strong>Amiga</strong>World yazarları en kullanışlı ve uygunbuldukları yazılımların bir listesini veriyorlardı.Dikkatimi çeken, değerleri yüzlercedolar olan programların içinde bazıpublic domain programların da bulunmasıydı.Asıl önemlisi modem programlarıiçinde en iyisinin bir public domain olanJR COMM olmasıydı. Programın yorumunuyapan yazarlar da bu programınpublic domain programların ne kadar iyiolabileceklerine çok iyi bir örnek olduğunubelirtiyorlardı.Artık bütün dünya public domain programlarınne kadar yararlı olduğunu, kullanıcıyapara ve zaman açısından ne kadarbüyük kazançlar getirdiğinin farkında. Fakatbütün dünyada bu kadar yaygın olanpublic domain programlar ülkemizde dahayerleşemediler. Bunun bu yazıda da anlatacağımbazı sebepleri var, ama istersenizilk önce Public Domain, Shareware gibikavramlara bir göz atalım.Public Domain, bilgisayarların koskocamansalonlardan ayrılıp masaüstüne ilişiverdiklerizamanlarda başlamış bir olay.Public Domain programlar, profesyonelprogramlar almaya bütçesi yetmeyen kullanıcılarve sesini duyurmak isteyen programcılariçin bire bir.Bir programcı, hobi olarak veya kendisisteminde eksik gördüğü bir açığı tamamlamakamacıyla bir program yazar.Programı kullanmaya başladıktan sonra,bu programın diğer insanlara da yararlıolabileceğini düşünür; fakat program pekbüyük bir iş yapacak gibi değildir veya ticaribir değeri yoktur. Bunun üzerineprogramcı birçok şehirde bulunan PublicDomain kütüphanelerine başvurur. Programınbu kütüphaneye dahil edilmesi karşılığındaprogramcıya pek fazla sayılmayacakbir miktar ücret ödenir.Bundan sonrası Public Domain kütüphanesininişidir. Program, kütüphane listesindebaşına içeriği hakkında küçük birnot düşülerek yerini alır. Bu listeler genellikleBBS (Modem servislerinde) ve yereldükkanlarda bulunur. Bu listeden birprogram almak isteyen kullanıcı, disket veçekim masrafı olarak oldukça makul birücret ödeyerek kolaylıkla istediği programasahip olur. Bu, programın daha profesyonelceyazılmış olanına vereceği yanındaAMIGA DÜNYASI 34Kıvılcım Hindistançok düşük bir miktardır ve kullanıcı bununkarşılığını fazlasıyla alır. Yalnız aldığıbu programı kendisi satış amacıyla birprogram yaparken kullanırsa, 'Ben buprogramın yapımında xxx programınıkullandım' diye bir not düşmek zorundadır.Ve eğer isterse, programcıdan yine küçükbir ücret karşılığında programın dahayeni bir versiyonu ve extra bir iki küçükprogram temin edebilir.Diyelim ki, programcı yaptığı programınbir PD'den daha değerli olduğunainanıyor, fakat yine de ticari olarak satmaimkanı bulamıyor. O zaman, yine PD kütüphanelerinebaş vurup programını Sharewareolarak vermek istediğini belirtir.Bu disketleri de aynen PD gibi satın alabilirler,fakat bu tür programlarda genelliklebir not vardır; 'Eğer bu programı kullanmayadeğer bulduysanız lütfen bana $10yollayın ki. hu programın daha iyi versiyonlarınıyapabileyim.'. PowerPacker, DirOpusgibi programlar ilk başta Sharewareolarak başlayıp, geliştikçe ticari programhaline gelen programlardan sadeceikisi. Kolaylıkla anlaşılacağı gibi, bunlarüzerlerinde daha fazla emek harcanan veprofesyonelliğe daha yakın programlar veistedikleri ücreti kat kat fazlasıyla hakediyorlar.Kolaylıkla anlaşılacağı gibi. bütün buolayın amacı para kazanmaktan çok piyasanındaha canlı.daha aktif olmasını sağlamak.Fakat tabii ki, arada sırada bunu kötüyekullananlar da çıkıyor, fakat bunlarpiyasada çok az bir süre tutunabiliyorlar;zira hemen foyaları ortaya çıkıyor ve dışlanıyorlar.Daha önce de bahsettiğim gibi, etraftabirçok PD kütüphaneleri var. Bunlardanen ünlüsü tartışmasız Fred Fish. Fish disketleriadıyla da piyasada dolaşan bu PDkütüphanesi, iyi dokümanları ve genişliğiile piyasanın bir numarası. Ayrıca <strong>Amiga</strong>dünyasına PD kavramını getiren olmanınavantajını çok iyi kullanıyorlar. Yaklaşık700 disket kaplayan bu dev kütüphane.Aquarium adındaki efsanevi index programıylave geçenlerde çıkarttığı ilk 500 disketikaplayan CD'si ile oldukça popüler.Diğer büyük firma ise DevWare. Her nekadar Fish disketleri kadar popüler olmasada, hemen her yabancı dergide görebileceğinizuzun listeleriyle her kullanıcıya hitapeden bir kütüphane.Bilmem farkına vardınız mı, ama yukardakitanımlamaya göre Türkiye'dekioyunlar da Free Ware kategorisine giriyorlar.Zira ülkemizde oyun kopyalanmasıkarşılığında programcının eline tek kuruşpara geçmiyor. Tamamen ticari olan buoyun programlan bile bedava kopyalanırkenUtility'lerin telif haklarından söz etmekkomik kaçar. Ama bizim uyanık piyasanıngönlü, bütün bu emeklerin boşagitmesine razı olamamış olacak ki, utilitydisketlerini oyun disketlerinin beş-altı katınasatıyorlar. Sanki bu disketlerin kopyalanmasıçok daha zormuş gibi. Bu işte ülkemizdekiçarpık program anlayışının birürünü.Nedense bizim insanlarımız hiç birprogramın para ödenecek kadar iyi olabileceğinikabul edemiyorlar.Yurtdışında (özellikle Amerika'da) PublicDomain programları oldukça fazla tutulmakta.Bunu, public domain disketlerinfiyatlarının ucuz olmasına rağmen, piyasadakipaylarının nerdeyse diğer ticariprogramlarla eşit olmasından anlayabiliyoruz.Bunun en büyük sebebi de, PD yazankişilerin bu işi amatör bir ruhla fakatprofesyonel bir ciddiyetle yapmaları.Matthew Dillon, Nico Francois gibi programcılarınyaptığı programlar piyasada ticariprogramlardan kat kat daha fazla dağılıyor.Örnek olarak Cshell, PowerPacker.FileMaster ve DirOPUS gibi programlarıverebilirim. Bütün bu programlar,hem programcısını tanınan biri yapıyor,hem de kullanıcıları kopya programlar almakyerine yasal programlar alıp programcılığıngelişmesine katkıda bulunmayayöneltiyor.Eğer programcılığın ülkemizde de diğerülkelerde olduğu gibi gelişmesini istiyorsak,bir an önce kopyalamaya hayır demeliyiz.Bu olay zaten şöyle veya böyle kanunlartarafından konulacak fakat bunudaha önce biz başlatırsak, çok daha kazançlıçıkarız.Peki kopya programlar piyasadan kalkıncan'olacak? Bu kadar yıldır programkopyalamaya alışmış olan ülkemizdeki tüketicikitlesi ne yapacak? İşte bu aşamada,devreye PD'ler giriyor. Ülkemizde PDsektörünün gelişmesiyle hem insanlarkopya programlardan ulaşacak, hem debirçok kişi bu yolla programcılığa başlayacak.Ayrıca şu anda telif hakkı olmamasındandolayı program yazmayı düşünmeyenbirçok kişi de, bu sayede aktif halegelecek. Ve bütün bu hareketliliğin sonundaeminim ki, orijinal program fiyatları oldukçamakul bir düzeye inecek. Zaten şuan için Türkiye software şirketleri için ölübir pazar, hiç bir software şirketiTürkiye'deki 60.000 <strong>Amiga</strong>'lık pazardantek bir kuruş alamıyor. Telif hakkının çıkmasındanve iyi PD'lerin ortaya yayılmasındansonra, eminim bu firmalarda pazar -dan paylarını kapmak için belli kolaylıklar,indirimler yapacaklardır.Bilgisayarınızı seviyorsanız PD'e evet,kopyalamaya hayır!

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!