12.07.2015 Views

DURMAZ v TURKEY - insan hakları daire başkanlığı - Adalet Bakanlığı

DURMAZ v TURKEY - insan hakları daire başkanlığı - Adalet Bakanlığı

DURMAZ v TURKEY - insan hakları daire başkanlığı - Adalet Bakanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sözleşme’nin 35. maddesinin 1. fıkrasının amaç ve kapsamının yazılı kararın kaleme alındığıtarihten sonraki altı aylık dönem sayılarak uygulanabileceğini hatırlatır. Mevcut davada olduğugibi, bu sürenin iç hukukta belirtilmediği durumlarda, yerel mahkeme tarafından verilen nihaikarar ilk derece mahkemesinin kayıtlarına girdiği gün başlangıç noktası olarak alınmalı, en geçnokta da başvurana nihai kararın içeriği hakkında kesin bilgi verildiği tarih olarak kabuledilmelidir (bkz. Đpek v. Türkiye (karar) no. 39706/98, 7 Kasım 2000 ve Yavuz ve diğerleri v.Türkiye (karar), no. 48064/99, 1 Şubat 2005).Mevcut davada, dava dosyasında Yargıtay’ın kararının ilk derece mahkemesinebildirildiği tarih hakkında herhangi bir bilgi yer almamaktadır. Ancak, 3 Eylül 2008 tarihindebaşvuran Mahkemeye başvuruda bulunarak Yargıtay’ın ilk derece mahkemesinin kararınıonadığını belirtmiştir. Sonuçta, başvuranın Yargıtay’ın kararından 3 Eylül 2008’den öncehaberdar olduğunu söylemek geçerli bir varsayım olacaktır.AĐHM ayrıca Sözleşmenin 35. maddesinin 1. paragrafı gereği AĐHM bir davaya ancak“nihai kararın verildiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde” bakabilir. Altı ay süre sınırı genelkural olarak alındığında, bu süre başvuranın başvuruda bulunma niyetini belirttiği ve şikayetininiçeriği hakkında bazı açıklamalarda bulunduğu ilk dilekçesiyle kesintiye uğramıştır. Đlk başvurudilekçesinde yer almayan şikâyetlerle ilgili olarak, altı aylık süre sınırı şikayetin Sözleşmeorganına ilk iletildiği tarihe kadar kesintiye uğramamıştır (bkz, Allan v. Birleşik Krallık (karar),no 48539/99, 28 Ağustos 2001).AĐHM daha sonraki şikâyetlerle ilgili başvurunun 16 Mart 2009’da yapıldığını dikkatealmaktadır. Başvuranın Yargıtay kararından 3 Eylül 2008 tarihinde, yani AĐHM’e başvurudabulunduğu tarihte haberdar olduğu varsayılsa bile, diğer şikâyetlerle ilgili başvuru Sözleşmenin35. Maddesi gereğince altı aylık süre içerisinde yapılmamıştır.Sonuç olarak, AĐHM başvurunun bu kısmı Sözleşmenin 35. maddesinin 3 ve 4.paragrafları gereği geciktirilmiş olduğundan şikayetlerin kabul edilemez olduğunu kayıt eder.Bu gerekçelere dayanarak Mahkeme oybirliği ile,Başvurunun kabul edilemez olduğunu beyan eder.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!