12.07.2015 Views

25112013204654

25112013204654

25112013204654

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Son olarak, Kırmızı Terör duruşmaları dışındaki uzlaşma mekanizmaları EPRDF tarafından reddedilmiştir.Nitekim EPRDF, Derg sonrasında parçalanmış siyasi ve etnik grupların uzlaşma girişimlerini sadece reddetmeklekalmayıp aralarında toplanmalarına ve ortak hafıza oluşturma çabalarına engel olmuş, emre uymayanları isetutuklamıştır. Kısacası Kırmızı Terör mahkemeleri adaleti sağlamak ve hukuk düzenini oluşturmak bir yanaEPRDF’nin eski rejimin baskıcı metotlarına devam edebilmesine araç olmuştur.Arjantin: CEZAsızlıKTAn İnsan Hakları KültürüneArjantin’in 1976-1983 yılları arasındaki askeri cunta yönetimi altında işlenen ağır ve kitlesel insan hakları ihlalleriile yüzleşmesi, cezasızlığın yerini insan haklarına saygılı bir yargıya bırakmasına dair önemli dersler içerir.Arjantin’de sivil toplum kuruluşları ve insan hakları savunucuları, askerin cezasızlığını garantileyen af yasalarınınaşılması ve faillerin cezalandırılması için ulusal ve uluslararası düzeyde değişik stratejiler uygulamıştır. BugünArjantin, hem “hakikate erişim hakkı”nın (right to truth) ilk kez bir ulusal mahkemede tanınmış olması açısındanhem de uluslararası ceza kanunlarının ulusal mahkemelerde uygulanması açısından örnek bir vaka olarakkarşımıza çıkmaktadır.Cunta ve Cezasızlık1930’dan beri Peron dışında seçimle başa gelmiş yönetimlerden hiçbirinin normal dönemini tamamlamadığıArjantin’de askeri darbe ve cunta yönetimi alışılmış bir olguydu. Ancak “Kirli Savaş” olarak bilinen ve 10 bin ile 30bin kişinin “zorla kaybedildiği,” 22 yüz binlerce kişinin ağır işkence gördüğü ve yüzlerce çocuğun kaçırıldığı1976-1983 Cuntası, iki açıdan diğerlerinden farklılık gösteriyordu: Birincisi, 76 Cuntası, muhalefeti tasfiye etmekamacıyla değil yok etmek, ortadan kaldırmak amacıyla hareket ediyordu. İkincisi ise Cunta, bu amacı gerçekleştirmekiçin bir yandan sistematik yöntemler geliştirirken diğer yandan da gelecekte yargıdan nasıl kaçabileceğininhesabını yapıyordu. Bu doğrultuda tehdit sayılan herkes, gizli karakollarda tutuluyor ve yargısız infazediliyordu. “Zorla kaybedilme” kavramı ilk kez bu bağlamda insan hakları literatürüne girdi. Bu iki unsur,Zaman Çizelgesi1976-1983 Kirli SavaşEylül 1983 Genel Af YasasıEkim 1983 Alfonsín HükümetiAralık 1983 Af Yasasının İlga EdilmesiAralık 1985 General MahkemeleriOcak 1986 Asker AyaklanmalarıAralık 1986 “Son Nokta” YasasıNisan 1987 Caraspintadas AyaklanmasıHaziran 1987 “Emre Uyma” YasasıTemmuz 1989 Menem Hükümeti1989-1990 Menem Afları ve Dokunulmazlığı1992 CIDH Raporu1994 Anayasa Reformu1995 Subay İtirafları1996 Hakikat Mahkemeleri1997 Çocuk Kaçırma Mahkemeleri1998 Son Nokta ve Emre Uymayasalarının meclis tarafından ilgası2001 Simón Davasında Alt MahkemeKararı2003 Simón Davasında Temyiz Kararı2005 Simón Davasında Yüce MahkemeKararı2007 Videla Mahkemesi2009 ESMA davaları2022 Bu rakam, hala tam olarak bilinmemektedir. Hakikat Komisyonu, sadece 9 bin vakayı belgeleyebilmiştir ancak nüfuskayıtları bu sayının 30 bine yakın olabileceğini göstermektedir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!