12.07.2015 Views

25112013204654

25112013204654

25112013204654

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ivedilikle Özel Yetkili Savcılık (SPO) kurması ve tutuklama emirleri çıkarması, uluslararası camiada ilk öncetakdirle karşılandı. Ancak kısa bir süre sonra Kırmızı Terör duruşmaları olarak bilinen bu duruşmaların, adaletarayışı içinde değil en az bir önceki kadar otoriter olan bir iktidarın meşruiyet arayışı içinde gerçekleştiği bariz birşekilde ortaya çıktı.Yukarıda sözü geçen ön koşulların hiç birisi, Kırmızı Terör duruşmalarında mevcut değildi. Öncelikle Etiyopya’dayargının bağımsızlığı hiçbir zaman sağlanamamıştır. Önce imparator, daha sonra ise Derg yargıyı kontrol altındatutmuştur. Bu nedenle EPRDF, yönetimi ele geçirdikten sonra tüm yargı personelini tasfiye etmiş ve yerlerinehukuk tecrübesi olmayan genç hâkim ve savcılar yerleştirmiştir. Öyle ki alt mahkemelerde hiç tecrübesi olmayan,hızlandırılmış hukuk kurslarından geçmiş olan EPRDF mensupları, yüksek mahkemelere hâkim olarak atanmıştı.Bu durum, tecrübesizliğin yanı sıra ideolojik olarak EPRDF’ye bağlı bir yargı oluşmasına neden olmuştur. ÖrneğinSPO başkanı, daha önce EPRDF’nin yüksek düzey yöneticilerinden birisiydi. Dahası, yargının çok sayıda sanığıaynı anda yargılayacak kaynakları yoktu. Bu tecrübesizlik ve kaynak eksikliği duruşmaların senelerce sürmesindeve adil yargılanma haklarının ihlal edilmesinde önemli etkenlerdi. Bu şartlar altında, Kırmızı Terör duruşmalarıcezasızlığın aşılmasını sağlamak yerine yürütmenin yargı üzerindeki kontrolünün devamını sağlayan ve dahafazla insan hakkı ihlaline neden olan bir mekanizma haline geldi.İkincisi, EPRDF yönetiminin önceliğinin adaletin sağlanması ya da hukuk düzeninin oluşturulmasından ziyadeDerg yönetimi ve destekçilerinin cezalandırılması olduğu aşikârdı. Mahkemeler hesap verilebilirliği sağlamadıklarıgibi yeni rejimin yöneticilerinin de en az yargılanmakta olanlar kadar dokunulmaz olduklarının bir ispatı oldu.Yıllar süren çatışmalar sırasında EPRDF de ağır katliamlara karışmış olmasına rağmen tutuklama emirleri ilesadece Derg mensupları hedeflenmişti. SPO’nun kurucu belgesi, aslında bu amacı çok açık bir şekilde yansıtmaktaydı.Bu belgede duruşmalar için iki gerekçe bildirilmişti: (i) Derg rejimi mensuplarının insan hakları ihlallerinincezalandırılması; (ii) Derg rejimi zulümlerinin kayıt altına alınması. Bir başka deyişle hukuk düzeninin sağlanmasıve cezasızlık kültürünün aşılması için her kim tarafından işlenmiş olursa olsun bu alandaki tüm suçların tespitedilmesi ve yargılanması ne SPO’nun ne de EPRDF’nin öncelikleri arasındaydı. EPRDF mensuplarının yargılanmasınaengel olan yaratıcı bir çözüm, kanunda soykırım suçları ile insanlık karşıtı suçların eşleştirilmesiydi. Budurum, soykırım suçu olmayan diğer insanlık karşıtı suçların yargılanmasında engel teşkil ediyordu.Üçüncüsü, Kırmızı Terör mahkemelerinde Derg yönetimi altında sıradanlaşan tüm insan hakları ihlalleri aynışekilde yaşanmaya devam ediyordu. Öncelikle, 2 bin kişinin aynı anda tutuklanması, altyapısı ve kaynaklarıolmayan bir yargı sisteminin kaldıramayacağı bir iş yükünü beraberinde getirmişti. Sanıkların büyük çoğunluğu,haklarında herhangi bir suçlamada bulunulmadan hukuk dışı bir biçimde yıllarca gözaltında tutuldular. 12 yılsüren mahkemeler sürecinde ülke hem savaş hem de kıtlık döneminden geçmiş ve gözaltında olanlar uzun sürehapishanelerde unutulmuşlardı. Duruşmalar başladığında ise başka sorunlar baş gösterdi. Yüksek sayılarınedeniyle sanıklar 50-60 kişilik gruplar halinde toplu duruşmalarda yargılanıyordu. Sanıkların avukata erişimhakkı duruşmalara kadar engellenmişti. Duruşmalar başladıktan sonra ise sanıkların bazıları, mahkemetarafından belirlenen ve aynı anda yüzlerce sanığı temsil eden avukatlar tarafından unutulup mahkemeye bileçıkarılmamışlardı. Bu yargılamalarda deliller tüm sanıklar için tetkik edilemiyor, sanıkların lehine tanıklardinlenmiyor ve sanıkların tüm hak ve özgürlükleri ihlal ediliyordu. Mengistu da dâhil olmak üzere toplam 5119 kişigıyabında yargılanmış ve hüküm giymiştir. Dahası, Etiyopya uluslararası hukuk üstünlüğü ilkesini tanımışolmasına rağmen hem insanlık karşıtı suçları soykırım suçlarından ayırmamak hem de uluslararası hukuktarafından yasaklanan ölüm cezasının uygulanabilmesi için suçlular, Etiyopya yasalarıyla yargılanmıştır.19

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!