nin her koşulda adil bir geçmişle yüzleşme süreci üretemeyebileceğini hatırlatmaktadır. Aynı zamanda bu örnek,kapsamı ve yöntemi kontrol edilemeyen yargılamaların maksadını aşarak siyasi bir intikam aracına dönüşebileceğive toplumsal barışa zarar verebileceği konusunda uyarıcı bir nitelik taşımaktadır.Türkiye bağlamında bu konu değerlendirildiğinde, farklı ülkelerdekine benzer şu tablo karşımıza çıkmaktadır:Geleneksel olarak, devlet kaynaklı ihlallerin açığa çıkarılması ve söz konusu ihlallerle yüzleşilmesine yöneliktoplumsal mücadeleyi, şiddetin mağduru olan muhalif kesimler ve onların desteğiyle kurulan insan haklarıörgütleri vermektedir. Bu mücadelenin geniş bir toplumsal tabana yayılamamış olması, Türkiye’nin henüz çokyeni olan geçmişle yüzleşme serüveninin cılızlığının başlıca nedenlerinden biri olarak görülmektedir.Ceza yargılaması yönteminin, bu suçları işleyen ve örgütleyen kamu görevlisi failleri ortaya çıkarabilmesi içinöncelikle yargının, zihinsel olarak ve uygulama düzeyinde devlet kurumlarını koruyucu reflekslerini terk ederekbu kurumlara karşı bağımsız bir duruş sergilemesi ve tarafsızlığını arttırması gerekmektedir. Bu araştırmanındanışmanı olan Mehmet Uçum’un da ifade ettiği gibi, “hesap soran, yargılayan bir devletin” ortaya çıkmasıgerekmektedir. 2Türkiye’de Devlet Kaynaklı İnsan Hakkı İhlalleriyle Alakalı DavalarTürkiye kamuoyu, ilk kez Susurluk Olayı ile birlikte devlet kurumları içinde hukuksuz eylemler gerçekleştiren birçetenin varlığını açık biçimde gördü ve tartıştı. 3 Bu olayı soruşturmak için açılan Susurluk Davası, devlet kaynaklıağır insan hakları ihlalleriyle alakalı ilk yargılamaydı. Ancak yargılamada, Susurluk kazasıyla gözler önüneserilen siyasetçi-asker/polis-mafya arasındaki ilişkiler ağını ortaya çıkartacak etkin bir soruşturmayürütülemedi. Susurluk hakkında Başbakanlık Teftiş Kurulu 4 ve Türkiye Büyük Millet Meclisi AraştırmaKomisyonu 5 tarafından hazırlanan raporlar, kolluk kuvvetlerinin PKK örgütüne karşı yürüttüğü mücadelebağlamında korucu, itirafçı ve özel harekât biriminden bazı kişilerin kurduğu suç örgütlerinin siyasi faili meçhulcinayetler ve zorla kaybetmeler gerçekleştirdiğini ortaya koydu. Ancak davada söz konusu eylemler, basit çetesuçu olarak yargılandı. Örgütün devlet kurumları içindeki uzantılarını açığa çıkarmak, söz konusu eylemlerigerçekleştiren gerçek failleri bulmak ve bunlara olanak sağlayan devlet içindeki siyasi zemini sorgulamakkonusunda etkili bir soruşturma yürütülerek yeterli bir sonuç alınamadı. Buna rağmen Susurluk Davası’nın gerekmahkûmiyet gerekse de Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin mahkûmiyeti onaylama kararı, bazı kamu görevlilerinin“terörle mücadele” adı altında her türlü suçu işlemeyi meşru gördüklerini ortaya çıkardı. 6Sivil bir mahkemenin, askerlerin gerçekleştirdiği hukuk dışı eylemleri örgütlü suç olarak tanımlayarak yargıladığıilk dava, 2006’da açılan Şemdinli oldu. 7 Kasım 2005 yılında Şemdinli’de Umut Kitabevi’ne yapılan bombalı102 Uçum, Mehmet (2012), “Siyasi Faili Meçhul Cinayetler ve Kayıplarda Devletin Rolü ve Sorumluluğu”, TESEV GeçmişleYüzleşme ve Mevcut Davalar Değerlendirme Raporu, TESEV Yayınları, İstanbul.3 Erdal, Meryem (2010), ‘‘Herkesin Yargısı Kendine’’, TESEV Yayınları, İstanbul.4 savaş, Kutlu (1997),‘‘Susurluk Raporu’’, Vikikaynak, http://tr.wikisource.org/wiki/Susurluk_Raporu_(Kutlu_Sava%C5%9F),erişim 29.08.2013.Başbakanlık Susurluk raporu, 3 Kasım 1993 tarihinde Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen kazayla ortaya çıkandevlet-siyaset-mafya ilişkilerinin aydınlatılması iddiasıyla 55. Hükümetin Başbakanı Mesut Yılmaz tarafından, 13 Ağustos1997’da verilen görevle Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’a hazırlatıldı.5 TBMM(1998), “Susurluk Araştırma Komisyonu Raporu”, Vikikaynak, http://tr.wikisource.org/wiki/TBMM_Susurluk_Ara%C5%9Ft%C4%B1rma_Komisyonu_Raporu, erişim 29.08.2013.6 Erdal, Meryem (2010), ‘‘Herkesin Yargısı Kendine’’, TESEV Yayınları, İstanbul, s.22.7 Erdal, Meryem (2010), ‘‘Herkesin Yargısı Kendine’’, TESEV Yayınları, İstanbul, s.23.
11saldırının failleri olan Jandarma İstihbarat Teşkilatı (JİTEM) çalışanı iki astsubay ve bir PKK itirafçısı, olayyerindeki vatandaşlar tarafından suçüstü yakalandılar. Dönemin Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nınhazırladığı iddianamede, Susurluk Davası’ndan farklı olarak sanıkların “adi çete suçu” değil “devletin birliği veülkenin bütünlüğünü bozma” suçunu işledikleri belirtildi. İddianame, sadece yaptığı suç tanımı ile değil aynızamanda işlenen suçların arkasındaki kurumsal hiyerarşiye atıf yaparak üst düzey komutanları da sorumlulukaltına sokarak bir ilki de gerçekleştirdi. Bu adım, devlet görevlilerinin sivillere karşı işlediği ağır insan haklarıihlallerini cezasız bırakma alışkanlığı olan Türkiye yargısı içinde, bu geleneğe ters bir uygulama ortaya koyabilecekzihniyete sahip yeni aktörlerin çıktığına ilişkin bir işaret olarak görülebilir.Ancak o dönemde, Genelkurmay tarafından yerel mahkeme ve sivil savcılığa karşı yürütülen kampanya, özellikleyüksek yargı içinde ve medyada destek bulmuş ve hükümet bu kampanyaya karşı güçlü bir siyasi duruş sergileyememiştir.Bu hamle; Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) davanın savcısı Sarıkaya’yı meslekten ihraçetmesi, mahkeme üyelerinin farklı yerlere tayin edilmesi ve davanın da askeri mahkemede görülmesine yolaçmıştı. 8 Şemdinli örneğinin de gösterdiği gibi, ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştiren kamu görevlilerininyargılandığı ve siyasi açıdan kritik olan davaların, geçmişle hesaplaşma bakımından etkili ve kapsamlı bir sonuçverebilmesi için sadece bu alanda adım atmaya istekli yerel bir mahkemenin varlığı yeterli olmamıştır. Bununyanı sıra bu mahkemenin arkasında onu desteklemeye niyetli siyasi iradenin ve yargıyı buna teşvik edecek güçlütoplumsal destek mekanizmalarının olması gerekmektedir.Ergenekon DavasıTürkiye’de şüphesiz Ergenekon Davası, yargının darbe girişimlerini ve kamu görevlilerinin gerçekleştirdiği hakihlallerini soruşturması bakımından en kritik dava olmuştur. Ergenekon soruşturması, ilk olarak 2007’deÜmraniye’de bir emekli astsubayın evinde ele geçirilen el bombalarının, 2006’da Cumhuriyet gazetesine yapılansaldırıda kullanılanlarla aynı kafilede olduğu iddiası ile kamuoyuna yansıdı. Soruşturmanın ilerleyen aşamaları,Cumhuriyet’e saldırıyı gerçekleştirenlerle 2006’daki Danıştay saldırısının failleri ve örgütleyenleri arasındakiilişkiler ağını ortaya çıkardı. İddia makamı, Temmuz 2008’de hazırladığı iddianamede, Ergenekon diye tanımladığıbu örgütün, hükümeti devirmeye yönelik birçok darbe teşebbüsünde bulunduğunu ve buna zemin hazırlamakiçin sivil toplum ve dini cemaatlerin liderlerine suikastlar planladığını ifade etti. 9 Bu beklenmedik gelişme,soruşturmanın başlamasından yakın zaman önce işlenen Hrant Dink cinayeti, Malatya Katliamı, Rahip Santorocinayetlerinin aydınlatılacağına yönelik büyük bir beklenti yarattı.Davaya konu olan 2000’li yıllardaki siyasi cinayetlerin yanı sıra davanın sanıklarının Susurluk ve YüksekovaÇetesi, JİTEM ve Özel Kuvvetler Komutanlığı gibi, 1990’lı yıllarda sivil Kürt vatandaşlara karşı gerçekleştirilenyargısız infazların uygulayıcısı olduğu iddia edilen örgütlerle olan bağlantısı, davaya 90’lı yıllarda yaşanan ağırinsan hakları ihlallerini açığa çıkarmak gibi bir misyon da yükledi. 10 Bu beklentiyle birlikte kamuoyunda, ErgenekonDavası’nın meşruiyetini söz konusu siyasi cinayetlerin ortaya çıkartılmasına ve devlet kaynaklı ağır insanhakları ihlallerinin yargılanmasına bağlayan güçlü bir algı oluştu. 5 Ağustos 2013 tarihinde görülen ErgenekonDavası karar duruşması ardından davanın sonuçları hakkında yapılan tartışmaların içeriğinin önemli bir kısmını8 Atılgan, Mehmet ve Serap Işık (2011), ‘‘Cezasızlık Zırhını Aşmak: Türkiye’de Güvenlik Güçleri ve Hak İhlalleri Raporu’’,TESEV Yayınları, İstanbul, s.54.9 ışık, Serap (2013), “Ergenekon Davası”, Faili Belli, http://failibelli.org/davalar/ergenekon-davasi/, erişim 31.07.2013.10 Bu haklı beklentinin en çarpıcı örneğini, Cumartesi Anneleri, yaklaşık on yıl ara verdikleri eylemlerini Ergenekon Davası’nınbaşlamasıyla birlikte Ocak 2009’da yeniden başlatarak gösterdiler, ‘‘Cumartesi Anneleri’’, Vikipedi, http://tr.wikipedia.org/wiki/Cumartesi_Anneleri, erişim 29.08.2013.
- Page 1: Ergenekon’un Öteki Yüzü:Faili
- Page 4 and 5: Ergenekon’un Öteki Yüzü:Faili
- Page 7 and 8: İçindekilerErgenekon Davası ve D
- Page 9: Giriş
- Page 14: da bu konular oluşturdu. Ancak sor
- Page 17 and 18: • Ergenekon Davası’nda 47 yıl
- Page 19 and 20: Ceza Adaletini Uygulama Deneyimleri
- Page 21 and 22: ivedilikle Özel Yetkili Savcılık
- Page 23 and 24: Arjantin’de insan hakları ihlali
- Page 25 and 26: İddianamelerdeki Ergenekon Örgüt
- Page 27 and 28: Ergenekon Örgütü HAKKında gEnel
- Page 29 and 30: 9- Tehlikeli maddeleri izinsiz bulu
- Page 31 and 32: Birinci iddianamenin 1094. sayfası
- Page 33: İnceleme Bulguları
- Page 37: İNCELEME BULGULARI 1Birinci İddia
- Page 40 and 41: İşçi Partisi Genel Başkanı Do
- Page 42 and 43: “28 Ocak 1995 tarihinde Askar Smi
- Page 44 and 45: “02 Mart 1995 günü öğlen saat
- Page 46 and 47: Cinayet Sekiz: Özer Çiller’in
- Page 48 and 49: 1.2 MİT’in Hazırladığı sUsur
- Page 50 and 51: Ticaret’ten 1 milyar TL. tahsil e
- Page 52 and 53: Halit GÜNGEN: 2000’e doğru derg
- Page 54 and 55: 1.7 Yakup Kara ve sAlih Üren CinAY
- Page 56 and 57: ŞEYTAN ÜÇGENİ* Behçet CANTÜRK
- Page 58 and 59: -Hayır, CİA! Ya Halit Güngen’i
- Page 60 and 61: O akşam Medet Serhat yerine Aslanl
- Page 62 and 63:
1.10 Uğur MUMCU, Eşref Bitlis, AH
- Page 64 and 65:
1.11 Hayrettin ErTEKİn ve ABDUlMUT
- Page 71:
İNCELEME BULGULARI 2İkinci Ergene
- Page 90:
2.2 Veysel ŞAHİn’in İFADEsi116
- Page 103 and 104:
PKK itirafçılarını JİTEM kulla
- Page 105 and 106:
gerekçesiyle öldürülür. Saldı
- Page 107 and 108:
SAÇAN yüzünden görevden alınd
- Page 109 and 110:
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı
- Page 111 and 112:
“1997 yılında Musa ANTER’İN,
- Page 113 and 114:
111
- Page 115 and 116:
113
- Page 117 and 118:
115
- Page 119 and 120:
117
- Page 121 and 122:
119
- Page 123 and 124:
121
- Page 125 and 126:
123
- Page 127 and 128:
125
- Page 129 and 130:
127
- Page 131 and 132:
129
- Page 133 and 134:
131
- Page 135 and 136:
133
- Page 137 and 138:
135
- Page 139 and 140:
137
- Page 141 and 142:
139
- Page 143 and 144:
141
- Page 145 and 146:
143
- Page 147 and 148:
145
- Page 149 and 150:
147
- Page 151 and 152:
149
- Page 153 and 154:
151
- Page 155 and 156:
153
- Page 157 and 158:
155
- Page 159 and 160:
157
- Page 161:
İNCELEME BULGULARI 3Üçüncü Erg
- Page 164 and 165:
*Cinayet olayı ile ilgili olarak Y
- Page 166 and 167:
kısa bir süre sonra tayin dönemi
- Page 168 and 169:
Soruldu: Nurhan YORULMAZ devam eden
- Page 170 and 171:
168
- Page 172 and 173:
Kato dağında Sadık BABAT kırsal
- Page 174 and 175:
Mehmet MESUTOGLU, Bitlisli Erhan...
- Page 176 and 177:
…Bu arada, Yrb. Hüseyin.. .’de
- Page 178 and 179:
yola çıktım, Antalya’ ya gitti
- Page 180 and 181:
ileği ve sopayı, sağ eliyle de d
- Page 182 and 183:
Ben Silopi şehir merkezinde oturur
- Page 184 and 185:
ilmediklerini ancak gündüz vakitl
- Page 186 and 187:
YILDIRIM’ı tekrar arabaya bindir
- Page 188 and 189:
daha sonra Şuayip TANIŞ’ı Şı
- Page 191 and 192:
SonuçGülçin AvşarErgenekon klas
- Page 193 and 194:
olan adamımla ilgilidir. O adamım
- Page 195 and 196:
davaların ilerlemesinin önündeki
- Page 197 and 198:
KaynakçaAbdülkadir, Selvi (2011),
- Page 199 and 200:
Yazarlar HakkındaGÜLÇİN AVŞARG