12.07.2015 Views

İlgili Dosyayı bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız. - İstanbul ...

İlgili Dosyayı bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız. - İstanbul ...

İlgili Dosyayı bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız. - İstanbul ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Başkan ................................................................ 07Genel Sekreter ..................................................... 11Editör ................................................................... 15Komisyonlardan: Kahvaltılı bölge toplantılarındabuluşalım ............................................................. 18Bilimsel Etkinlikler ............................................... 20İstanbul Dişhekimleri Odası 2011 Yılı SürekliDiş Hekimliği Eğitimi Programı ............................. 22Oda Haberleri ...................................................... 24Kısa Yolculuk: Deniz fenerleri hakkındahiç bilmedikleriniz ................................................ 28Meslektaşlarımızdan: Diş hekimi Şükran UzunoğluEngin: Yaratıcılığın boncukla dansı ...................... 30Bakış: Birlikte etkileşimli yönetim ..................... 32Hoş Geldiniz ......................................................... 3522 Kasım .................................................................... 36Gündem ..................................................................... 50Röportaj: Hayatında ilk defa eline kürek aldı ............ 54Soruyorum: Muayenehane pratiğinde anestezi ....... 56Bilimsel: Çenelerde bifosfonat kullanımına bağlıgelişen osteonekrozdan korunma ve tedaviyöntemleri ............................................................ 62Bilimsel: Nötral alan ölçü tekniği .......................... 70Bilimsel: Class IV ön diş kırık vakasının silikon rehbertekniği kullanılarak direkt restorasyonu: Klinik birolgu sunumu ....................................................... 78Bilimsel: Diş protez laboratuvarlarındaoluşan atıklar ....................................................... 84Yakın Plan: Hasta-Hekim İlişkilerindePsikolojik Yaklaşımlar .......................................... 88Geziyorum: Dünyanın damına seyahat ................. 90Sağlık ve Spor: Yeryüzünün en ‘sağlıklı’ sporudünya tıp ve sağlık oyunları ................................. 92Dental Kitap ......................................................... 93Sağlık Dünyası ..................................................... 94Kitap: Funda’nın mutfak rehberi .......................... 96Aslında Her Gün Fırçalıyorum: Bu kolonyahepimizin ............................................................. 98Duyurular ........................................................... 100Karikatür ............................................................. 101İstanbul Dişhekimleri Odası2011 yılı Sürekli Diş HekimliğiEğitimi Programı22Birlikte etkileşimliyönetim32Class IV ön diş kırık vakasınınsilikon rehber tekniği kullanılarakdirekt restorasyonu:Klinik bir olgu sunumuDünyanın damınaseyahat7890www.ido.org.trYönetim Yeri ve AdresiİSTANBUL DİŞHEKİMLERİ ODASICumhuriyet Caddesi Safir Apt.No. 203 D. 3 34367 Harbiye/İstanbulT. 0212 225 03 65 - 296 21 05 • F. 0212 296 21 04www.ido.org.tr • ido@ido.org.trİmtiyaz Sahibinin Adı ve AdresiProf. Dr. Serdar ÇintanCumhuriyet Caddesi Safir Apt.No. 203 D. 3 34367 Harbiye/İstanbulSorumlu Müdürün Adı ve AdresiGüler GültekinCumhuriyet Caddesi Safir Apt.No. 203 D. 3 34367 Harbiye/İstanbulDergi AdıdergiYayın TürüYerel süreli yayın (iki ayda bir yayımlanır.)BaskıBizim Matbaa Basım Yayın Ltd. Şti.4. Levent Oto Sanayi SitesiYeşilce Mah. Aytekin Sok. No. 38Seyrantepe 34417 İstanbul0212 280 38 50Basım Yeri ve Tarihiİstanbul - Kasım 2011Yayın KuruluSevil Arslan TuğluÖzlem Batur HavzaYahya ÇelikPınar Ezerler İzarSüha SertabipoğluFüsun ŞekerFerah UluŞeyda YavuzYazarlarFırat BudacıÖnder Çalışkanİlhan İşlerNilgün OnarıcıREKLAMDİZİNİD-MAR ................................................... ön kapak içiD-MAR .................................................................. 03Parodontax .......................................................... 06Betatom Emar ....................................................... 10CNR ....................................................................... 14Teknodent ............................................................. 17Corega .................................................................. 49Türk Oral İmplantoloji Derneği .............................. 53Colgate ........................................................... 60-61Protez Dünyası ..................................................... 69Anadolu Hayat Emeklilik ...................................... 83disburada.com ..................................................... 87Abdi İbrahim ........................................................ 97Ünaldı Medikal ................................................... 102Dentanet ............................................ arka kapak içiSensodyne .............................................. arka kapakMuayenehane pratiğindeanestezi*56Yeryüzünün en‘sağlıklı’ sporu dünyatıp ve sağlık oyunları92ÇeviriÖzgür BaydemirİDO Adına Reklam KoordinatörüÖzlem Kevelcioğluozlem@provoajans.comProvo Ajans0212 274 15 53RedaksiyonSüha SertabipoğluYayın SekreteriÇağla OflasEditoryal ve Teknik ÜretimProvo AjansŞakir Kesebir Cad. Gazi Umur Paşa Sok.No. 41/2 34348 Balmumcu-Beşiktaş/İstanbul0212 274 15 53info@provoajans.comwww.provoajans.com140. sayı 6750 adet basılmıştır. Dergi’de yer alanyazıların hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.4 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 5


Anadolu, kederlerincoğrafyası Anadolu…Prof. Dr.Serdar ÇintanİstanbulDişhekimleri OdasıBaşkanıDeğerli meslektaşlarım,Yazımızın ilk başlığı “25. yıl ve yönetimseldeğişim süreci” olmuştu, ancak dergimizbaskıya hazırlanırken bir hafta içinde ardıardına gelen iki haber ile başlığımızı değiştirmemizgerektiğini hissettik.Önce Güneydoğu’da hain bir saldırıda üsteğmenindenpiyade erine 24 Türk Silahlı Kuvvetlerimensubu hain bir saldırıda hayatlarınıkaybettiler, şehit oldular. 30 yılı aşkın birzamandır süren ve adına terör demek yerinesavaş diyebileceğim bu süreçte ne yazık kikaybettiğimiz vatandaşlarımızın sayısı hergeçen gün artıyor. Geçen sayımızda “barışabir şans verin” demiştik, ama bir kez dahabu şans verilmedi. Gencecik insanlar umutlarınıyaşayamadan öldü, aileleri evlat acısı,kardeş acısı, eş acısı içine düştü, çocuklarıbabasız kalmanın kaderini boynuna astı,bebekler ne olduğunu bilemeden bu kadereortak oldu.Bu savaşta ölenler bu toprağın evlatları, karşıtarafta öldürmeye yönlendirilmiş olanlarve kaçınılmaz bir sonla ölenler de bu coğrafyada,bu ülkede yaşamanın ortak paydasınatutunamamış ve dağa çıkmış insanlar. Aynıailenin iki evladının birinin silahlı kuvvetlerehizmet ederken, diğerinin dağa çıktığını biliyoruz.Film karelerinde çok trajik bir sinemadiliyle anlatılabilecek ve ödüllere aday gösterilecekbu senaryo gerçek hayatta yaşanıncaçok ama çok acı verici.Bu kötü oyunun öncellikle TBMM, iktidar vemuhalefetteki tüm siyasi partiler, tüm siviltoplum kuruluşları, tüm vatandaşlarımızınortak çabasıyla bitirilmesi hepimizin en büyükarzusu. Sokaktaki sade vatandaşın daölümler karşısındaki duyarlılığı ve tepkisini,barış için de aynı güçte ortaya koyması belkide çözüme giden umut yolunun en önemlipaydası olacaktır. Bu topraklarda tarih MÖ8 ile 9000’li yıllara uzanıyor. Çok yoğun birkültürel birikimin olduğu bu coğrafya bir okadar da savaşlara, acılara, sahne olmuş veoluyor. Anadolu’nun barışa huzura, bereketekavuşması için bu topraklarda yaşayanherkesin katkısının olması gerektiğini düşünüyoruz.Savaşın aldığı canların acısı sönmeden, birbaşka acı haber Van ili ve çevresinden geldi.Neredeyse bu toprakların başka bir kaderiveya kadersizliği olan şiddetli deprem çoksayıda vatandaşımızın enkazlar altında canvermesine neden oldu. Aslında bu kaderine yazık ki çarpık kentlerde, çarpık yapılaşmaya,eksik ve yanlış malzemeyle binainşa edenlere izin veren, görmezlikten ge-ido.org.trdergi eylül/ekim 2011 7


len sorumlular yarattı. Yıllarca ilgili meslek1986 tarihinde ise ilk genel kurulumuz yapıl-ve Sertifika Töreni’nde yeni mezunlarımız,her zamankinden daha fazla yanında olan,örgütlerinin tüm uyarılarına karşı, inanılmazbir duyarsızlıkla yapılan hatalı işlere gülüpgeçenler aramızda dolaştı ve dolaşıyor.Eserleri ortada, ayakta kalan bir binanın yanıbaşında yerle bir olmuş ve altında onlarcacanın kaybolduğu yapılar bunun en açık göstergesi.Bu depremin belki de simgesi olacak küçükYunus’un ölüm haberini de yazımızı hazırlarkenaldık. Bir baba olarak yüreğimin yandığınıhissettiğimi sizlerle paylaşmak isterim. Oçocuğun gözleri ve yaşama sarılmaya çalışanbakışları aklımızdan çıkamayacak uzun süre,insanlığımız bitmediyse çıkmamalı zaten.Türk Dişhekimleri Birliği ve tüm odalar budeprem felaketi sonrası hızla yardım planlarınıdevreye sokmaya başladı. Önce sıkıntıyaşayan meslektaşlarımıza sonra da tümvatandaşlara elimizden geleni hep birlikteyapmaya çalışacağız.Önlenebilecek bu savaş ve en azından kayıplarındoğru adımlarla çok aza indirilebileceğidoğal afetler, kaderimiz olmamalı. Hoşgörünün,sevginin, huzurun, barışın coğrafyasıolmalı Anadolu, acıların değil.***İstanbul Dişhekimleri Odası bu yıl 25. yılınaerişti. Tarihçemize göz attığımızda 1985 Aralıkayında Türk Dişhekimleri Birliği Yasası’nınyürürlüğe girmesinden sonra, Ekim 1985’deProf. Dr. Yılmaz Manisalı, Prof. Dr. ErhanAkın, Yavuz Elitez, Prof. Dr. Peker Sandallıve Prof. Dr. Selçuk Yılmaz’dan oluşan geçiciyönetim kurulu göreve başlamıştır. Şubatmış ve Prof. Dr. Yılmaz Manisalı başkanlığındailk yönetim kurulu görevi devralmıştır.İlk dönemden şu anda içinde bulunduğumuz13. döneme kadar Oda’mızda Prof. Dr. GülümserKoçak, Celal Korkut Yıldırım, KazmirPamir, Ali Uçansu, Prof. Dr. Taner Yücel,Rıfat Yüzbaşıoğlu, Mustafa Düğencioğlu veKadir Gökmen Öğüt başkanlıklarında görevalan tüm yönetim kurulu, denetleme kurulu,disiplin kurulu ve delege meslektaşlarımıza,idari müdürlerimize, ofis çalışanlarımıza, danışmanlarımızahepimizin adına teşekkürlerimigöndermek istiyorum. Tüm bu kişilerinortaya koydukları çalışma temposu olmasaOda’mız bugünkü yerleşmiş ve kurumsallaşmışyapısına ulaşamamış olurdu. Geridekalan zaman içinde yapılmaya çalışılan,başarılan işlerin yanında elbette beklenendüzeyde gerçekleştirilememiş işler de olmuştur.Ancak şunun bilinmesini özellikleisterim ki tüm ekip amatör bir heyecanla tümbilgi birikimini Meslek Odası’na seferber etmiştir.Bugün İstanbul Dişhekimleri OdasıTDB içinde öncü bir meslek kuruluşudur.***Bildiğiniz gibi 22 Kasım Diş HekimliğiGünü’nü içine alan hafta “Ağız ve Diş SağlığıHaftası” olarak kutlanmaktadır. İstanbulDişhekimleri Odası olarak biz de bu haftaiçinde ağız-diş sağlığı konusunda toplumubilinçlendirmek ve farkındalık yaratmakamacıyla halka yönelik etkinlikler düzenlemekte,ayrıca meslektaşlarımıza yönelik olarakda çeşitli çalışmalar yürütmekteyiz.Bu yıl da geleneksel Mesleğe Hizmet Plaketyirmi beş yıllık arkadaşlarımız, kırk, elli vealtmış yıllık meslektaşlarımız ile birlikteolacağız. İstanbul Dişhekimleri Odası’nı bugünleretaşıyan ve yirmi beş yılına imza atmışmeslektaşlarımızın da katılımıyla geridekalan günleri, anılarımızı hatırlayıp, birlikteliğimizi,mesleki dayanışmamızı sahneleyeceğiz.***Sevgili meslektaşlarım,Sizleri yazımızın güncel olaylar nedeniyledeğiştirmek zorunda kaldığımız ilk başlığındaki“yönetimsel değişim süreci” ifadesihakkında bilgilendirmem gerekiyor. YönetimKurulu olarak uzun yıllardır Oda için yaptıklarımızınyanında yapamadıklarımız konusundakieleştirileri göz önüne alıp, kendimizidaha objektif değerlendirmek amacıyla birdizi çalışma gerçekleştirdik.Yeni yapılanmanın bir basamağı ofistekigörev tanımlamalarını yeniden ele almak.Buradan yola çıkarak Oda’mızın ofis hizmetlerinin“yönetime destek hizmetleri”, “meslekigelişim eğitim ve iletişim hizmetleri“ ve“mali işler ve kaynak yönetimi” gibi üç birimdetoplanmasına karar verildi. Bu birimlerarasındaki işleyişi yöneten, raporlama,denetim ve kontrol süreçlerini izleyen, aynızamanda mesleki gelişimi, proje ve kaynakgeliştirmeyi, bütçe planlamayı yapacak birkoordinatör de önümüzdeki haftalarda aramızakatılacak.Bu gelişmeler hakkında dergimizin içindedaha ayrıntılı bir röportaj bulacaksınız. Bizyönetim kurulu olarak meslektaşlarımızınsorunlarına daha hızlı çözüm üreten, değişenmevzuat, uymaları gereken yükümlülüklerkonusunda onları etkin bir şekildeyönlendiren bir meslek örgütü oluşturmakistiyoruz.***Sevgili meslektaşlarım,Hüzünlü olaylarla başladık yazımıza,Oda’mız hakkındaki bilgi paylaşımıyla sürdürdükve geçen sayılarda olduğu gibi birkaçmısra ile bitirmek istiyorum. İstanbul’uen iyi anlatan bir unutulmaz şairden, OrhanVeli’den alıntıyla, Kasım ayında lodoslarınşehri İstanbul keşke böyle kalabilseydi diyedüşünerek....İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;Kuşlar geçiyor, derken;Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.Ağlar çekiliyor dalyanlarda;Bir kadının suya değiyor ayakları;İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;...İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;Başında eski alemlerin sarhoşluğu,Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;Dinmiş lodosların uğultusu içinde.İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;...8 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 9


işlemleri sil baştan yapılacağı için zaman vemaddi olarak külfetli olmaktadır.Özellikle yeni mezun diş hekimleri için sigortalıçalışacakları, deneyimli diş hekimi yanındamesleğe başlamak daha uygun olacaktır.Halen birçok muayenehanede uygulanan budurum yasal bir statüye kavuşacak, çalışan hekimisterse tabelasını asabilecek, hem çalışanhekimin sosyal güvencesi açısından hem malpraktisaçısından daha güvenli olacak.Tüm Oda başkanlarının ortak kararı ile neredeysehiç itiraz olmadan kabul edildi bu önerimiz.İl Sağlık Müdürlüğü ile karşılıklı yaptığımız görüşmelerdebu kayıtların orada da tutulabilmesiiçin başvurduklarında diş hekimine “personelçalışma belgesi” düzenlenmesi konusundagörüş birliğine varılmıştır...Üçüncü karar ise üzerinde biraz zor mutabakatavarılsa da diş hekiminin birden fazla yerdeçalışması...İstanbul Dişhekimleri Odası olarak bu konuyugenel kurul ve ardı sıra yapılan “Üç Başkanlar”toplantısında tekrar tekrar gündeme getirdik.Yaşamın pratiği içinde yıllardır var olan ancakyasal bir dayanağı olmadığı için şimdiye kadarizin verilemeyen bu durum 1219 sayılı yasanın12. maddesindeki “bentlerden biri” ibaresikaldırıldıktan sonra bulunduğu yerin dışındaiki yerde çalışma yasal olarak düzenlenmiş durumda.İstanbul’da İl Sağlık Müdürlüğü ile yaptığımızgörüşmelerde ruhsatlandırılması tedavihizmetleri şubesi tarafından yapılan hastaneve tıp merkezlerinde çalışan diş hekimlerinebu hak veriliyor, ruhsatlandırılması Ağız DişSağlığı Şubesi tarafından yapılan poliklinikve merkezlerdeki diş hekimlerine ise İl SağlıkMüdürlüğü kendilerinin bu izni verdiğini, dişhekimleri Odalarının izin vermediğini gerekçegöstererek diş hekimleri ile Odaları karşı karşıyagetiriyordu.Kanun çıkmış olmasına rağmen bizim yönetmeliklerimizdeizin verilmeyen bu durumunnasıl aşılacağı uzun uzun tartışıldı ve 3224 sayılıyasanın 42. Maddesinin bize verdiği hakkıuygun bir düzenleme ile kullanabileceğimiz vebir diş hekiminin bulunduğu yerin dışında ikiayrı yerde çalışmasının mümkün olabileceğinekarar verildi.Konu biraz detaylı ve karmaşık; bu konudadaha sonra daha açıklayıcı metinleri dergimizdeyayınlayacağız ama inancımız o ki hemzor durumda olan muayenehanelerin hem detoplu çalışma birimlerinin çalışmalarında birrahatlık sağlayacak, kayıtsız şekilde dolaşandiş hekimlerini “bulunduğu yerin dışında ikiyer” ibaresine uyma durumunda bırakacak buda sonsuz dolaşmanın önünü kesecek diye düşünüyoruz.Çünkü, diş hekimi önce bir yerde kayıtlı bulunacak,bu muayenehane olabilir ya da topluçalışma birimi olabilir onun dışında iki ayrıyerde çalışabilir ve tüm bu hareketleri diş hekimleriodasına ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne bildirmekve “personel çalışma belgesi” almakzorunda olacak.İşte alınan bu üç karar bizce diş hekimliği içinhayati önemde kararlar, uygulamadan doğanaksaklıkları da hep birlikte düzelteceğimizinancındayız.12 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 13


İSTANBUL DİŞHEKİMLERİ ODASI2011 YILI SÜREKLİ DİŞ HEKİMLİĞİ EĞİTİMİ PROGRAMI*MERKEZİ BİLİMSEL TOPLANTIYILMAZ MANİSALI EĞİTİM MERKEZİ’NDE DÜZENLENECEK BİLİMSEL TOPLANTILARTARİH SAAT YER KONU KONUŞMACILARTARİH SAAT KONU KONUŞMACILAR20.11.2011 Pazar13.00-17.00The Ritz Carlton Otel,Süzer Plaza, Elmadağ,TaksimÖzel Gereksinimli Bireylerİçin Engelsiz Diş HekimliğiProf. Dr.İlknur Tanboğa, Yard. Doç. Dr.Işıl Özgül Kalyoncu, Yard. Doç. Dr. NazikeNida Hüroğlu, Yard. Doç. Dr. Senem SelviKuvvetli, Yard. Doç. Dr. Özgür Önder Kuşçu17.11.2011 Perşembe10.00-13.00Foramen Bulucular Yalan Söyler mi?Prof. Dr. Bilge Hakan Şen27.11. 2011 Pazar 19.30-22.00 Cevahir Kongre MerkeziOditoryumu/ŞişliKlinik Pratiğinde PorselenLamina Veneer UygulamalarıYard. Doç. Dr. Ufuk İşeri22.12.2011 Perşembe10.00-13.00NiTi Döner Eğe Sistemleri-Twisted FileDoç. Dr. Mehmet Baybora KayahanYard. Doç. Dr. Hakkı SunayBÖLGESEL BİLİMSEL TOPLANTILAR / KADIKÖY*TARİH SAAT YER KONU KONUŞMACILAR21.11.2011 Pazartesi12.12. 2011 Pazartesi22.12.2011 Perşembe29.12.2011 Perşembe20:00-22.0020:00-22.0020:00-22.0020:00-22.00Yeditepe ÜniversitesiDiş Hekimliği FakültesiYeditepe ÜniversitesiDiş Hekimliği FakültesiYeditepe ÜniversitesiDiş Hekimliği FakültesiYeditepe ÜniversitesiDiş Hekimliği FakültesiKök RezorpsiyonlarıSinüs Lift OperasyonlarıKomplikasyonları ve ÇözümleriDiş Eti Büyümeleri ve TedavileriEndodontal ve Periodontal KaynaklıLezyonların Tedavisi ve Klinik TakibiProf. Dr. Selmin AşcıProf. Dr. Cüneyt KarabudaDoç. Dr. Leyla KuruDr. Diş Hekimi Dilek TürkaydınCEVAHİR KONGRE MERKEZİ ODİTORYUMU’NDA DÜZENLENECEKKLİNİK UYGULAMALAR*TARİH SAAT KONU KONUŞMACILAR27 Kasım 2011 Pazar27 Kasım 2011 Pazar11.00-13.0011.00-13.00Acil Tıbbi Yardım KursuBasamaklı Diş KesimiYard. Doç. Dr. Ayşe YavruProf. Dr. Çetin SevükBÖLGESEL BİLİMSEL TOPLANTILAR / (OTEL)TARİH SAAT YER KONU KONUŞMACILAR05.12.2011 Pazartesi 19.30-22.00 Titanic Otel/Bakırköy Porselen Lamina Restorasyonları Yard. Doç. Dr. Nuray Çapa* 2011 yılında düzenlenecek Merkezi ve Bölgesel Bilimsel Toplantılara katılım İstanbul Dişhekimleri Odası üyeleriiçin ücretsiz olup, üye olmayanlar için 50 TL’dir.08.12.2011 Perşembe19.30-22.00Nippon Otel/TaksimTam Dişsiz Hastaların Dentalİmplant Planlaması ve UzunDönem TakipleriProf. Dr. Sinan Soley* Kurslar için yer sınırı olduğundan kayıtlar başvuru sırasına göre yapılacaktır. Kayıt ücreti İstanbul DişhekimleriOdası üyeleri için: 100 TL olup, üye olmayanlar için 150 TL’dir.* Kayıt zorunludur.19.12.2011 Pazartesi19.30-22.00Titanic Otel/Bakırköyİmplant Planlanmasında AltYapının DeğerlendirilmesiProf. Dr. Bedrettin Cem ŞenerKayıt için: 0 212 296 21 06/116 dahili15.12.2011 Perşembe26.12.2011 Pazartesi19.30-22.0019.30-22.00Nippon Otel/TaksimNippon Otel/TaksimDiş Hekimliğinde LokalAnestezi UygulamalarıSabit Protezler İçinİmplant PlanlamalarıProf. Dr. Çetin Kasapoğlu,Prof. Dr. Hülya BerberoğluProf. Dr. Banu Gürkan KöseoğluDoç. Dr. Banu Karayazgan* İstanbul Dişhekimleri Odası 2011 yılı Sürekli Diş Hekimliği Eğitimi Programı Türk Diş Hekimleri Birliği SürekliDiş Hekimliği Yüksek Kurulu tarafından kredilendirilmiştir.* Programa yapacağımız ilave bilimsel etkinlikleri www.ido.org.tr adresinden takip edebilirsiniz.* Etkinliklerimizden zamanında haberdar olmanız için GSM numaralarınızı ve e-mail adreslerinizi güncellemenizgerekmektedir.* 2011 Yılı Bölgesel Bilimsel Toplantı programı Abdi İbrahim İlaç A.Ş.’nin desteğiyle gerçekleşecektir. Katkıları için teşekkür ederiz.22 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 23


Diş Hekimliği Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı(DUS) Nisan 2012’de yapılacakSağlık Bakanlığı, Diş Hekimliği Uzmanlık Eğitimi GirişSınavı’nın (DUS), 22 Nisan 2012 tarihinde yapılacağınıduyurdu. Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı,1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzıİcrasına Dair Kanun’un Ek-14. maddesi ve 18. 07. 2009tarih ve 27292 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğegiren Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık EğitimiYönetmeliği’nin Uzmanlık Eğitimine Giriş Sınavlarıbaşlıklı 15/1 maddesi hükümleri gereği, Ölçme, Seçmeve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından 2012 yılındayapılacak. İlgili kanuna ekli çizelgede yer alan uzmanlıklardan(Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi, Ağız, Diş ve ÇeneRadyolojisi, Çocuk Diş Hekimliği, Endodonti, Ortodonti,Periodontoloji, Protetik Diş Tedavisi, Restoratif DişTedavisi), 2012-DUS İlkbahar Dönemi Sınavında hangilerininkontenjanı bulunacağı Tıpta Uzmanlık Kurulutarafından belirlendiğinde adaylara duyurulacak. ÖSYMtarafından yapılan açıklamada Diş Hekimliği UzmanlıkEğitimi Giriş Sınavına (DUS) girecek adayların yabancıdil yeterliğinin belirlenmesi için 20 Kasım 2011 tarihindeyapılacak Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi SeviyeTespit Sınavına (KPDS) girmelerinin yararlarına olacağıbelirtildi.İlk DUS’ta iki test uygulanacakÖSYM, gelecek yıl ilk kez uygulanacak olan Diş HekimliğiUzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı’nda (DUS) Diş HekimliğiTemel Bilimler Testi ve Diş Hekimliği Klinik Bilimler Testiolmak üzere iki test bulunacağını açıkladı.ÖSYM’den yapılan yazılı açıklamaya göre, 2012 yılındailk kez uygulanacak olan DUS, 22 Nisan 2012 tarihindeöğleden sonra tek oturumda gerçekleştirilecek. SınavdaDiş Hekimliği Temel Bilimler Testi ve Diş Hekimliği KlinikBilimler Testi olmak üzere iki test bulunacak. Diş HekimliğiTemel Bilimler Testi’nde 40 soru, Diş HekimliğiKlinik Bilimler Testi’nde ise 80 soru yer alacak. Adaylartek oturumda toplam 120 soru cevaplayacaklar. Toplam150 dakika sürecek olan sınav saat 13.30’da başlayacak.2012-TUS İlkbahar Dönemi Sınavı ise 22 Nisan 2012tarihinde sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki oturumdagerçekleştirilecek. Sınavın sabah oturumundaTemel Tıp Bilimleri Testi-1, öğleden sonra oturumundaTemel Tıp Bilimleri Testi-2 ile Klinik Tıp Bilimleri Testiuygulanacak. Tüm testlerde 120 soru bulunacak ve sınavsüreleri 2,5 saat (150 dakika) olacak. Böylece, tıpfakültesi mezunu adaylarla tıp dışı meslek mensuplarıadayların her birinin cevaplandıracağı soru sayısı 240olacak. Sınavın sabah oturumu 9.30’da, öğleden sonrakioturumu 13.30’da başlayacak.Adayların yabancı dil yeterliliği olması gerekiyor2012 yılında TUS ve DUS Ankara, İstanbul ve İzmir’deyapılacak. TUS ve DUS sonuçlarına göre adayların yerleştirilmeişleminin yapılabilmesi için yabancı dil yeterliliğigerekiyor. Yabancı dil yeterliliği için İngilizce, Fransızcaveya Almanca dillerinin birisinden Kamu PersoneliYabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı’nda (KPDS) veyaÜniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı’nda (ÜDS)yüz üzerinden en az elli puan almış olmak ya da YükseköğretimKurulu (YÖK) tarafından bu puana denk kabuledilen uluslararası geçerliliği bulunan bir belgeye sahipolmak şartı bulunuyor. Açıklamada, “Ayrıca, ‘Tıpta veDiş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nin Geçicimadde 12- (ek:7/6/2011-2011/1985 k.) (1) uyarınca,2011 Sonbahar TUS’u için mesleki yabancı dil sınavı sonkez yapılır. TUS mesleki yabancı dil sınav sonuç belgelerien son 2014 Sonbahar TUS’u için geçerlidir.’ hükmügereğince, geçerli bir mesleki yabacı dil sınav sonuçbelgesine sahip adayların belgeleri 2014-TUS Sonbahardönemine kadar geçerlidir” deniliyor.Yeni bir eğitim dönemi başlarkenDiş hekimliği fakülteleri 2011-2012 dönemi eğitim-öğretim yılına törenlerle başladı. Dişhekimliği eğitiminin başladığı ilk günde İstanbul Dişhekimleri Odası, öğrencileri yalnızbırakmadı.Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 19 Eylül2011 tarihinde, İstanbul Üniversitesi Diş HekimliğiFakültesi 7 Ekim 2011 tarihinde, Yeditepe ÜniversitesiDiş Hekimliği Fakültesi 10 Ekim 2011 tarihinde düzenledikleriÖnlük Giyme töreniyle eğitim- öğretim yılınabaşladı. Törenlere İstanbul Dişhekimleri Odası adınakatılan Başkan Prof. Dr. Serdar Çintan öğrencilere hitabenbir konuşma yaptı. Türkiye’de hükümetin sağlıkpolitikaları nedeniyle diş hekimliği hizmetlerinin yapısaldeğişikliğe uğradığına dikkat çeken Prof. Dr. SerdarÇintan, daha önceleri diş hekimliği hizmetlerinin %80’imuayenehanelerde, %20’si hastaneler ve ağız ve dişsağlığı merkezlerinde verilirken, günümüzde bu oranlarınhızla azaldığını, gelecekte de bu oranların yarı yarıyadüşeceğini kaydetti. Diş hekimliği hizmetlerinin dişsağlığı merkezlerinde ve hastanelerde verildiğini belirtenProf. Dr. Çintan, toplu birimlerde çalışmanın meslekörgütlerinin önemini arttırdığına vurgu yaptı. İstanbulDişhekimleri Odası’nın diş hekimlerinin öğrenciliğindenitibaren tüm meslek yaşamı boyunca meslektaşlarınınyanında olacağını söyledi.Prof. Dr. Çintan, öğrencilere, meslek yaşamları boyuncainsan sağlığının en önemli değer olduğunu unutmamalarınıöğütledi. Onlara hastalarına sevgi ve anlayış göstermelerini,her zaman vicdanlarının sesini dinlemelerinisöyledi. Prof. Dr. Serdar Çintan törenlerde dereceylefakülteye giren öğrencilere önlük giydirdi.Kahvaltılı bölgetoplantıları başladıİstanbul Dişhekimleri Odası 2011-2012 çalışma dönemininilk kahvaltılı bölge toplantısı 5 Ekim 2011 tarihindegerçekleştirildi. Capacity Alışveriş Merkezi,Bakırköy’de gerçekleşen toplantımıza Bakırköy, Bahçelievler,Bağcılar, Güngören, Esenler ilçelerinden 163meslektaşımız katıldı. Meslektaşlarımızın bölgelerindeyaşadığı sorunların dinlendiği ve çözüm yollarınıntartışıldığı toplantıda önümüzdeki dönemde yapılacakçalışmalar hakkında bilgi verildi.Toplantıya, İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Prof.Dr. Serdar Çintan, Yönetim Kurulu Üyeleri ile İlçeTemsilcileri Komisyonu üyeleri katıldı.24 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 25


Birlikte etkileşimliyönetimSevim ÇavdarlıYönetim Danışmanıscavdarli@kaynaksistem.comYönetmek ve yönetilmek içinde yaşadığımız ekonomik, sosyal, kültürel veduygusal dünya düzeninin düzeyi ile ilgili birbirini tamamlayan iki sözcüksadece. Bir organizasyonu oluşturan tüm bireyler önce kendilerini, görevlerini,sorumluluklarını, verimliliklerini, etkinliklerini diğerleri ile uyum içinde vedeğer yaratacak şekilde yönetebilmelidirler. Hedef çıtasının durduğu yeregöre değişim gerektiğinde, bu süreci yönetmek yeniden öğrenmek, sürekliöğrenmek ile mümkün olacaktır.Mesleğin ve üyelerinin gelişimi için belirlenenhedefler ve önceliklerKendimizi geliştirme çabaları ortak paylaşımıarttıracaktır1. Bir şeyler yolunda ya da düşündüğümüz gibi gitmediğinde2. Yeni hedeflerimizi gerçekleştirmek için,3. Gücümüzü arttırmak için,4. Fırsatları yakalamak, tehditlerle baş edebilmekiçin,5. Geleceğe dönük görüş ve beklentilerimiz değiştiğiiçin,6. Dış faktörler zorladığı için,7. Bizden beklentiler değiştiği için,Yukarıdaki listeye daha birçok şey ekleyebiliriz.Değişim nedeni olabilecek öncelikler hepimiz içinfarklı olacaktır. Sistem, örgütler için de aynı şekildeçalışır. Var oluş nedenlerine, hizmet veya ürünsundukları hedef kitleye ve içinde bulundukları dışfaktörlere bağlı olarak sürekli gelişmek ve değişmekzorundadırlar. İşlevlerini daha iyi yerine getirmeçabası diğer dinamiklerle örtüştüğünde değişimkararı alamayan yöneticiler başarısız olaraknitelendirilir.Meslek odaları, kuruluş nedenleri, misyonları vetemsil ettikleri üyelerinin beklentileri doğrultusunda,iç ve dış dinamiklerini doğru okuyarak vebütün tarafları kapsayacak şekilde, var olan yapılarınıgüçlendirecek arayışlar içinde olmalıdır.Mesleğin ve üyelerinin gelişimi için belirlediklerihedefler ve öncelikler ise değişimin itici gücü olmalıdır.Bütün bunlar “daha iyi”sini istediğimizzaman yeniden gündeme gelir.Yönetmek ve yönetilmek, içinde yaşadığımız ekonomik,sosyal ve duygusal dünya düzeninin düzeyiyleilgili, birbirini tamamlayan iki sözcük aslında.İçinde yer aldığımız organizasyonda hangi görev,yetki ve sorumlulukları üstlendiğimize ve hangiamaçları gerçekleştirmek için yetkinliklerimiziortaya koyduğumuza bağlı olarak tanımlanırız.Bu tanımlar işlevimize, ürettiğimiz katma değereve beklentilere göre sürer, sonlanır veya değişir.Sadece bu tanımlarla sınırlı kaldığımız sürece negelişebiliriz ne de organizasyonu geliştirebiliriz.İşimizi ve kendimizi geliştirme çabamızın devamlılığıortak paylaşım alanlarımızın düzeyini yükseltecektir.Her gün her konuda değişen ve gelişen dünya,yönetim bilimi konusunda da yeni deneyimleri vekavramları ortaya koyuyor. Bu alandaki gelişmelerdenuzak kalmak, organizasyonumuzu çevreleyendış dünyayla iletişimimizi bozacak, aynı dilikonuşmamızı zaman zaman zorlaştıracaktır. Kendiyapımıza, dokumuza, gerçekleştirmek istediğimizhedeflere, değerlerimize, sorumluluk alanlarımızaen uygun modelin arayışı içinde olduğumuz değişimdönemlerinde öğrenmekten korkmamalıyız.İyi yönetim konusunda dilimize uyarlanmış hoş birsözcük var; “Yönetişim”. Birlikte etkileşimli yönetimanlamına geliyor. Uluslararası kabul gören buyaklaşım ilkesel birtakım başlıklarda mutabakatıiçeriyor. İyi yönetişim istiyorsanız açık olacaksınız,şeffaf olacaksınız, hesap verebilir olacaksınız,katılımcılığı arttıracaksınız, verimlilik ve etkinlikkonusunda her zaman kendinizi sorguluyor vesürekli geliştirmeye çalışıyor olacaksınız. Ayrıca,yasalara bağlı ve tutarlı olacaksınız. Bunlar temelilkeler.Temel ilkeleri kabul etmek, yaşama geçirmek anlamınagelmiyor. Adım adım kat edilecek, emekverilmesi gereken bir süreç bu. Bu süreçte, kurumsallaşmak,kurumsal iletişimin ve kültürün gelişmesinisağlamak, sürdürülebilir gelişme için yenilenmek,kaynakları özenli ve verimli kullanmakgerekecektir. Yeni kaynakların geliştirilmesi için içve dış destekçileri harekete geçirmek, hedefleregöre ve stratejik bir yönetim anlayışıyla çalışmak,adil ve akılcı olmak, kadroları/çalışanları kalite veverimlilik konusunda eğitmek, yetkinliklerine göreuygun işlerde görevlendirmek işinizi büyük ölçüdekolaylaştıracaktır. Ayrıca, problem çözme ve kararverme konusunda kişisel gelişimi desteklemekgibi iyi yönetim unsurlarını göz ardı etmeyeceksiniz.Bu paragrafı okumak bile yoruyor insanı değilmi?Kendimizi, işimizi, birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızıve hayatı ne kadar sorguluyoruz?Seçimle gelen ve iki yılda bir yönetici kadrolarıdeğişen İstanbul Dişhekimleri Odası’nda bütünbunları gerçekleştirmek için özverili ve iyi niyetlibir çaba içine giren Yönetim Kurulu’nun işi oldukçazor. İşletmelerin performanslarını ölçümleyecekkriterler rekabet koşullarında oluşuyor. Meslek ör-gütlerinin performans kriterleri konusunda belirleyiciunsurlar daha karmaşık, dinamikler daha kırılgan.Kritik değişim noktalarını belirlerken dahafarklı değişkenlerle karşı karşıyalar. Dünyadaki yönetselgelişmeleri takip etmek, standartlaştırılmışkalıcı bir çalışma modeli ortaya koymak, yönetimdemükemmellikle siyasi ve sosyal faktörlerin etkisinibirbirine karıştırmamak için yukarıda sözünüettiğim ilkelerden taviz vermeden, öğrenmektenkorkmadan çalışmak lazım. Tek yönlü bakış açılarımızıçok yönlü hale getirmek ve birlikte çalışmaklazım.İstanbul Dişhekimleri Odası yöneticileri, meslektaşlarınınbeklentilerini sorgulamakla işe başladı.Öncelikli beklentilere ve hedeflerine uygun biryönetişim modeli kurmak, görevi devredeceklerimeslektaşlarına daha tanımlı ve rahat çalışılabilir,kalıcı, standartları oluşturulmuş bir çalışma ortamıbırakmak istediler. Kendilerini ve çalışanlarınısorguladılar. Daha objektif olabilmek, farklı bilgive deneyimleri paylaşmak amacıyla danışmanlıkhizmeti almaya karar verdiler.Önce bir swot analizi (güçlü zayıf yönlerimiz, fırsatlarımızve tehditlerimiz konusunda araştırma)ile işe başlandı. Daha sonra tüm çalışanlar ve yöneticiler-iş analizini de içeren- kapsamlı bir anketformu doldurdular. Formlar danışman kuruluş tarafından,gizliliğe azami özen gösterilerek değerlendirildi.Yüz yüze görüşmeler ve organizasyonu32 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 33


Değerli MeslektaşlarımızAramıza Hoş Geldinizİstanbul Dişhekimlerı Odası Yönetim KuruluNeleri sorguluyoruz?Mesleğin ve meslektaşların gelişimini sağlamakiçin nasıl bir yol izlenmelidir?Meslektaşların öncelikli beklentileri bugünnedir? Bu beklentiler sorgulanmış, katılımcılıksağlanmış mıdır?Meslek odası üyeleri en çok nelerden şikayetetmektedir?Meslek odası üyelerinin memnuniyetini ölçmekistersek hangi kriterlere göre ölçebiliriz?Kritik değişim noktaları ve kırılmalara nedenolan dinamikler nelerdir?Seçimle gelen yöneticilerin yönetimde mükemmellikarayışlarının önündeki engellernelerdir?Hangi özelliklere ve yetkinliklere sahip kadrolarlaçalışırsak daha verimli, uyumlu vemutlu bir çalışma ortamı yaratırız?Çalışanlar arasındaki çatışmaların, iletişimbozukluklarının nedenleri nelerdir?Meslek odalarının kaynakları nelerdir, kaynaklarınınasıl kullanması beklenir?Karar verme ve problem çözme konusundayetkinlikler ve yetkiler neye göre, nasıl kullanılıyor?Meslek odalarının performansı nasıl ölçülür?farklı açılardan inceleyen toplantılar yapıldı.Genişletilmiş yönetim kurulunda meslektaşlarınöncelikleri konusunda bir arayış toplantısıdüzenlendi. Bütün bu çalışmalar ve analizlersonucunda çıkan sonuçlar (veriler) öngörülerlekarşılaştırıldı. Organizasyonun öncelikli hedeflerinegöre bir iç yönetim modeli önerildi. Modeltartışıldı, üzerinde çalışıldı ve kabul gördü.Değişim süreci, aşağıdaki soruları yanıtlamayaçalışarak ve yeni sorular sorarak, yanıtlar, önerilergeliştirerek ilerliyor. Katılımınız, desteğinizve katkılarınızla bu çalışmaların etkinliğini,kalitesini ve hızını arttırabilirsiniz.Kamuoyunun beklentileri nelerdir?Mesleki saygınlık ve güvenirliğin inşasındailetişimin, kurumsal imajın etkisi nedir?Meslek odası yöneticileri öncelikle kime karşısorumludur?Açık, şeffaf ve adil olmak için neler yapar?Katılımcılığı çok yönlü nasıl arttırabiliriz?Verimlilik ve etkinlik iyi yönetim ilkesiyse,bunun için neler yapmalıyız?Kaynaklarımızı nasıl daha verimli ve akılcıkullanabiliriz?Kaynaklarımızı nasıl geliştirebiliriz? Ürettiğimizprojelerin çift taraflı katma değer yaratmasınınasıl sağlarız?Yöneticilerimizin yönetim becerilerini nasıldaha fazla geliştirebiliriz?Dünyadaki değişimden ve örneklerden nasılyararlanabiliriz?Görev, yetki ve sorumlulukları nasıl paylaştırmalı?Kalıcı ve sürdürülebilir olması için iş akışlarınınasıl daha kolaylaştırıcı hale getirmeli?Halkımızın diş sağlığı konusunda bilinciniarttıracak yeni uyarı alanlarını ve medyalarınasıl kullanırız?Diş hekimi Sevcan AkçayDiş hekimi Neşe AkgedikDr. Diş hekimi Cem Burak AkınDiş hekimi Şükrü Can AkmansoyDiş hekimi Elif AksoyDiş hekimi Muhammed Sait AlparslanDiş hekimi Merve AltayDiş hekimi Nihan ArıkoğluDiş hekimi Ömer Faruk ArmağanDiş hekimi Açelya AtaşDiş hekimi Elif AyazDiş hekimi Merve AytuğDiş hekimi Tülay BademDiş hekimi Hatice BahçeDiş hekimi Vahdet BatmazDiş hekimi Gül BaydarDiş hekimi Tuğçe BiçerDiş hekimi Pelin Yasemin ÇakmakcıDiş hekimi Burcu ÇelikDiş hekimi Kevser ÇelikDiş hekimi Recep Mustafa ÇelikDiş hekimi Mehmet ÇetrezDiş hekimi Saadet ÇınarsoyDiş hekimi Handan ÇiftçiDiş hekimi Aygül ÇilDiş hekimi Zeynep Gülen ÇukurovaDiş hekimi Virna Viktorya DeğirmencioğluDiş hekimi Ahmet DemirDiş hekimi İlyas DurmazDiş hekimi Havva EnginarDiş hekimi Osman Ertuğ ErçalDiş hekimi Volkan ErenDiş hekimi Fikret Burak FerikDiş hekimi Ahmet GöktaşDiş hekimi Nazlı Hilal GülalDiş hekimi Hakan GülşenDr. Diş hekimi Özden HayturalDiş hekimi Ufuk İlaslıDiş hekimi Oya İnalDiş hekimi Duygu KaçanDiş hekimi Volkan KaçmazDiş hekimi Zeynep KalyoncuDiş hekimi Uğurcan KaraarslanDiş hekimi Zeliha KaracaDiş hekimi Burak KarapıçakDiş hekimi Hale Nur KaşıkçıDiş hekimi Süleyman KavukçuDiş hekimi İsmail KayaDiş hekimi Bengü KazancıDiş hekimi Murat KışDiş hekimi Elif KocamanDiş hekimi Hüseyin Hilmi KoçDiş hekimi Aslıhan KoçakDiş hekimi Kadir KolcuoğluDiş hekimi Safiye KoyunoğluDiş hekimi Emre KöseDiş hekimi Gülcan KöseDiş hekimi Esin KutarDiş hekimi Meltem KüçükDiş hekimi Didem MehmetDiş hekimi Yağmur MercanDiş hekimi Oktay MestanoğluDr. Diş hekimi Selcen Zeynep OdyakmazDiş hekimi Hülya ÖnyolDiş hekimi Öznur ÖzcanDiş hekimi Osman Nihat ÖzerDiş hekimi Fazlı Can ÖztürkDr. Diş hekimi Tolga PekperdahcıDr. Diş hekimi Engin PerayDr. Diş hekimi Sinem Savran ÇakırDiş hekimi Ebru SeçginliDiş hekimi Nuray SelçukDiş hekimi Yasemin SoyDiş hekimi Mustafa SöylemezDiş hekimi Yeşim Şeşen UsluDiş hekimi Burhan TanDiş hekimi Filiz TaşdurmazDiş hekimi Esra TütüncüDr. Diş hekimi Ceren Uluocak KardeşDiş hekimi Gözde UyarDr. Diş hekimi Fakir Osman UzdilDiş hekimi Yasemen ÜnalDiş hekimi Tuğba ÜstünDiş hekimi Ufuk VarlıkDr. Diş hekimi Zeynep Yalçınkaya ErdemciDiş hekimi Nilay YaparDiş hekimi Burak YazıcıDiş hekimi Mustafa YenilmezDiş hekimi Recep YeşilyurtDiş hekimi Elif YıldızDiş hekimi Ahmet Mustafa ZerenDiş hekimi Melahat Ceyda Zorlu34dergi eylül/ekim 2011


Diş Hekimi Hüdai BaşeğmezGüneşin patenti var mı?Değerli MeslektaşlarımUçmak bir martının en doğal hakkıdır. Özgürlük varoluşun birparçasıdır, boş inançlar ve gelenekler özgürlüğe vurulmuşbirer prangadır. Kendi dogmalarınızdan kurtulun ve öncelikliolarak düşüncenizi özgürleştirin.Cehalet, ayrıcalıklı kimselerin elinde ustaca kullandıkları birdüello silahıdır. Onlar karanlıkta yaşamayı severler. Siz iseünitinizin lambası gibi çevrenize aydınlık saçın.Sözlerime, hekimliğin piri, bilimsel tıbbın kurucusu Hipocrateshocayı saygı ve sevgiyle selamlayarak başlıyorum. Büyükinsanların dini ve milliyeti olamaz. Onlar tüm insanlığa malolmuşlardır. Hipokrat’ın ilk kuralı, hekimin gerek düşünceleri,gerekse seçtiği tedaviyle hastaya zarar vermemesidir.Hipokrat yemini hekimlik sanatının en önemli sembollerindenbiridir. Hipokrat’ın tıp öğretisi bedene yararlı olanı kabul edip,zararlı olanı geri çevirmektir. Primumnonnocere, her şeydenönce zarar vermemek. 2000 yıldan beri Hipokrat yemini bütündünyada geçerlidir.Dişhekimliği, insanların kendilerine dokunma hakkınıtanıdıkları ender mesleklerin başında gelir. Onlar size engizli sırlarını da açabilirler. Bu değerlere sahip çıkın. Bilgi,bilgelik için yeterli değildir. Erdemlerden ödün vermeyin.Atatürk “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından birikopmuş demektir” diyor. Gerçekten de öyledir. Sanat tanrıyagiden bir yoldur ve ruhun görünür olmasıdır.Sözü daha fazla uzatmak istemiyorum. Diyeceklerim kısacabunlardan ibarettir.50. yılGenç meslektaşlarıma Pasteur’ün “La Parole - Nutuk” adlımakalesinden bahsedeceğim. Bir insan kendi kendine sormalı:Kendim için ne yaptım? Sonra sormalı: Ailem için ne yaptım?Sonra sormalı: Ülkem için ne yaptım? Ve nihayet sormalı“Qu’j’ai fait pour l’ humanite?” İnsanlık için ne yaptım?Pasteur’ün insanlık için kuduz mikrobunu izole edip aşısınıbulmasına karşılık biz henüz bir şey bulamadık. “Ne yaptıysakhep kendimiz için yaptık” ta kaldık.Hepinize en az benimki kadar sağlıklı, uzun ve mutlu biryaşam dilerim.50. yılPenisilini bulan İngiliz bilim insanı Ian Fleming’e: “Üstat,ilacınızın patentini alalım, çok zengin olursunuz” dendiğinde:“Güneşin patenti var mı?” cevabı alınmıştır.Bir toplumun bireyleri ne kadar sağlıklı, ne kadar eğitimliolursa o toplum o kadar sağlıklı ve güçlü olur. İngilizdüşünürü ve devlet adamı J. Stuart Mill daha 19. yüzyılda“Ülkeyi yönetenler toplumu sağlıklı, eğitimli ve mutlu etmekmecburiyetindedirler. Eğitim ve sağlık hizmetleri devletin asligörevleri arasında olmalıdır” diyerek sağlıklı toplumlar içinreçetesini yazıyordu.Genç meslektaşlarım!Atatürk’ün manevi mirasına sahip çıkın! Akıl, bilim ve sanatyolunda ilerleyerek özgür, zengin ve mutlu olun.Mutlu olmanın bir yolu da diğer insanları mutlu etmektengeçer. Moral desteğinizi hastalarınızdan eksik etmeyin.Diş hekimi olmayı düşündüğünüzde en estetik hekimlik dalınıseçtiğinizi göz önünde bulundurun ve kendinizin sanata yakınolup olmadığını sorgulayın. Sanatınızı küçümsemeyin, işinizinhakkını verin ve hakkınızı her zaman alın.Dr. Diş Hekimi Emin EmiroğluGerçekten 50 yıl mı geçti?Oda’mızın telefondaki sesi 50. yıl plaketinden bahsedinceönce şaşırdım. Gerçekten 50 yıl mı geçti? Ne çabuk! Hemenkoşup aynaya baktım, yıllar eskimiş… Gene de yıllar eskiyedursun…Diş hekimliğine girişimi anımsıyorum heyecan,heyecan... Severek girdim ve severek bir mesleği icra ettim.Mesleğimi çok sevdim, camiamızı çok sevdim, hastalarımı çoksevdim. Gençlere diş hekimliğinin fazilet ve gururunu anlattım.50 yıl sonra da olsa hatırlanmak çok güzel, hoşnut oldum.22 Kasım Diş Hekimliği Günü kapsamında düzenlenecekGeleneksel Plaket ve Sertifika Töreni’nde meslektaşlarım vesınıf arkadaşlarımla buluşmak üzere çağrıda bulunuyorum.Camiamıza sevgiler sunuyor, organizasyonu yapanlara kalptenteşekkür ediyorum.Günlük yaşamınızda satın almak istediğiniz mal ya da hizmetikendi yaptığınız işlerle değerlendirmeyin. Ayakkabının fiyatıyladolgunuzun fiyatını asla kıyaslamayın.40 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 41


Diş Hekimi Ali Eşref Müezzinoğluİhtiyarlama ihtiyaridirmecburi değildir40 yılın ardından! Yıllar ne çabuk geçti. Tabiî ki sorunuolmayana.Bazılarımız aramızdan ayrıldı, bazılarımız sağlıklı, bazılarımızsağlığa muhtaç, bazılarımız da sağlığını kaybetti. Hâlâçalışanlarımız var ama çoğumuz emekliliğinin tadınıtorunlarıyla geçiriyor. Kimimiz dede kimimiz nine olduk.Yıllar önce Nişantaşı sokaklarını birlikte aşındırmış, zamanzaman da köprülerin, delik kuronların kaynağını pasajlardayaptırmıştık.Hepimiz 60’lı yılları aştık. İnsan ömrünün 120’ye gittiğigünümüzde belki yolun yarısındayız. İnsanlar eskidikçe eskidefterleri deşer eski dostları ararmış.Vakit geldi sanırım! Kasım ayındaki Geleneksel Plaket veSertifika Töreni’ne hepinizi beklerken “kalan sağlar bizimdir”diyorum. “İhtiyarlama ihtiyaridir mecburi değildir” deyiminihatırlatarak mazeretsiz hepinizi bekliyorum.Dr. Diş Hekimi Ayşe ResmorEmekle ve sevgiyle yoğrulmuşnice güzel günlereİstanbul Dişhekimleri Odası ve yayın organı “İstanbulDişhekimleri Odası Dergisi”ni çalışmalarından dolayıkutluyorum. Diş hekimliği mesleğinde yaşanan tüm sıkıntılarıve Oda’mızın bu zorluklarla büyük ve özverili çalışmalarlanasıl baş etmeye çalıştığını, 36 yıldır hem kamu hem de özelsektörde çalışan bir meslektaşınız olarak görüyor ve takdirlekarşılıyorum.İstanbul Dişhekimleri Odası tarafından 22 Kasım Diş HekimliğiGünü kapsamında düzenlenecek olan, mesleğinde 25, 40, 50ve 60. yılını dolduran meslektaşlarımla birlikte benim de birplaketle onurlandırılacağım Geleneksel Plaket ve SertifikaTöreni’ne tüm meslektaşlarımın katılımını bekliyor, emekleve sevgiyle yoğrulmuş nice güzel günleri birlikte geçirmemizidiliyorum.40. yıl40. yıl 25. yılDiş Hekimi Ayhan BerkDünya gözüyleProf. Dr. Tamer Lütfi Erdem40. yılımızı da kutlamakdileğiyleMesleğimi 40 yıldır aktif olarak yapıyorum. Kırk yıldır, insansağlığına katkıda bulunmanın sevincini yaşıyorum. Kamuda ve özelmuayenehanemde geçen kırk yılda, mesleğime ilk başladığım coşkuylabugünlere gelmiş olmanın gururunu yaşıyorum. Bu mutluluğu, coşkuyubenim gibi, mesleğinde 40 yılını dolduran ve diğer tüm meslektaşlarımlapaylaşmak istiyorum.Meslekte 40 yılı yaşayarak gördüm. Dilerim ellinci yılımızı da görmeknasip olur. Bugünlere gelmemizde emeği geçen tüm hocalarımızı,tanıyan, tanımayan tüm meslektaşlarımızı dünya gözüyle, İstanbulDişhekimleri Odası tarafından düzenlenen Geleneksel Plaket ve SertifikaTöreni’nde aramızda görmek istiyorum.1986 Yılı Mezunu Değerli Meslektaşlarım;2011 yılına geldik, bir de baktık ki göz açıp kapayıncayakadar çeyrek yüz yıllık diş hekimi olmuşuz. 25. mezuniyetyılımızı kutlamak için düzenlenecek olan Geleneksel Plaketve Sertifika Törenine katılmak üzere hepinizi 22 Kasım 2011Salı günü, İstanbul Dişhekimleri Odası’nda buluşmaya davetediyorum.40. mezuniyet yılımızı da birlikte kutlamak dileğiyle...42 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 43


Prof. Dr. Gamze Arenİstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim DalıSıra bize geldiDiş Hekimi Nalan DilaverBizler de oradaydıkSevgili İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 1986mezunu arkadaşlarım,İstanbul Dişhekimleri Odası’nın meslekte 25. yılını dolduranhekimlere yönelik organize ettiği plaket törenine katılmanıziçin davet yazısı hazırlama görevi iletildiğinde oldukçaheyecanlandım. Eminim ki sizler de benim kadar, sıranın bizegelmiş olmasını, zamanın bu kadar hızlı geçmesi açısındanşaşırtıcı bulmuşsunuzdur. Zira bazılarımıza hâlâ görev yaptığısevgili üniversitemizin koridorlarında koştuğumuz günlersanki dün gibi gelebilir. Ancak geriye dönüp baktığımızda,yaşamayı, insanı, sevmeyi, düşünmeyi, zamanı ve gerçeğizor da olsa öğrendiğimizi ve bir o kadar daha hayattanöğreneceklerimiz olduğunu fark etmemek imkansız gibi…Birlikte olma dileğiyle.Sevgili Arkadaşlarım,1986 yılında mezun olup, mesleğe başladığımız ilk günlerde,25, 40, 50 ve 60. yılını dolduran meslektaşlarımıza plaketleriverilirken, genç diş hekimleri olarak bizler de oradaydık.Zamanın bu kadar hızlı geçeceğini tahmin edemeyecek kadarda heyecanlıydık.Gittikçe ağırlaşan koşullar bizleri yorsa da çok sevdiğimmesleğimi hâlâ sürdürüyor olmanın heyecanı içindeyim.Bugün aramızda olmayan sevgili arkadaşlarımızın vehocalarımızın da özlemini bir nebze olsun dindirmesini umarak25. yılımızda hep birlikte olmayı diliyorum...25. yıl25. yılProf. Dr. Hesna Sazak ÖveçoğluMarmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan YardımcısıDeğişmeyen tek şey dostlukDiş Hekimi Orhan SağlamBuluşuyoruzMerhaba Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 1986 yılımezunları,Senelerin nasıl geçtiğini anlamadan 25 yılı geride bıraktık. Kimimizfakültede kalarak kariyer hayatını, kimimiz muayenehane hayatınıya da hastane hekimliğini tercih etti. Hepimiz tercihlerimize göremesleğimizin zorluklarını ve sorunlarını yaşadık ve yaşıyoruz. Yıllarınberaberinde getirdiği tüm güçlüklere rağmen içimizde değişmeyen,hatta yıllar geçtikçe daha da güçlenen dostluklarımız hiç değişmedensürüyor. Birbirimizi sık göremesek de, sağlıklı olduğumuzun haberiylemutlu oluyoruz. Bu arada yitirdiğimiz arkadaşlarımız Diş hekimi S.Göktürk İlbay ve Diş hekimi Yasef Yahya’yı rahmetle anıyoruz.İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 1986 mezunları25 yılın ardından, geride kalan güzel günleri canlandırmak vemesleki dayanışmayı arttırmak amacıyla buluşuyoruz.Mesleğinde 25, 40, 50 ve 60. yılını dolduran ve yeni mezunmeslektaşlarımızın plaket ve sertifikalarını alacağı GelenekselPlaket ve Sertifika Töreni’nde tüm 86 mezunu dostlarımızıbirarada olmaya çağırıyorum.Ben üniversitede hoca olarak meslek hayatıma devam etsemde, öğrenciliğimi hiç unutmadım. Öğrencilerime yaklaşımım da,öğrenciliğimizde yaşadığımız zorlukları ve imkânsızlıkları göz önünealarak daha olumlu olmuştur ve olmaktadır. 25 yıla ulaşmanın gururuve birbirimizi görmenin heyecanı ve özlemiyle İstanbul DişhekimleriOdası’nın düzenlediği Plaket ve Sertifika Töreni’nde buluşalım.Hepinize en içten sevgilerimle.46 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 47


Prof. Dr. Mahir GündayMarmara ÜniversitesiDiş Hekimliği Fakültesi Dekanımgunday@marmara.edu.trTürkiye’de diş hekimliğinin öncülerindenProf. Suat İsmail GürkanHayatı ve EserleriGİRİŞProf. Suat İsmail Gürkan 1903’te Trabzon’da doğdu.Annesi Emine Veliye Hanım, babası ResumâtBaşmüdürlerinden ve eski öğretmenlerden İsmailGürkan’dır. İlköğrenimini Trabzon’da, orta öğreniminide Beyrut Fransız Koleji, İstanbul Mercan veNişantaşı Liselerinde tamamladıktan sonra İstanbulDarülfünûn Tıp Medresesi Dişçi şubesinden245 No’lu Dişçi Şahadetnamesi ile 17 Temmuz1339(1923)’da mezun oldu.1925’te asistan olarak girdiği Tıp Medresesi DişçiOkulunda 1929’da baş asistan, 1933’te doçent ve1941’de profesör ünvanı almıştır.1964’te İstanbul ÜniversitesiDiş Hekimliği FakültesiDekanı olan Suat İsmailGürkan 1972’de emekli olmuştur.Daha sonra 5 yıldırmüdürlüğünü yaptığı İstanbulİktisadî ve Ticari İlimlerAkademisi Diş HekimliğiYüksek Okulu’ndan 1979’daikinci defa emekli olarakmeslek hayatını noktalamışve 1983’te İstanbul’da vefatetmiştir. 80 yıllık hayatındadiş hekimliğinin yanındabirçok konuda da eser verenve çeşitli besteleri bulunanSuat İsmail Gürkan’ın çokverimli bir bilimsel çalışma hayatı olduğu da görülmektedir.Vefatından sonraki yıllarda, kızı Prof. Dr. Elçin Gürkantarafından bana iletilen dosyadaki eserleribizzat Suat İsmail Gürkan tarafından daktilo ileyazılı halde 29 ayrı başlık altında listelenmiştir.Ayrıca bazı kitapların orijinal baskıları ve bazı makalelereait ayrı baskılar da yer almaktadır.Bu makalede, Suat İsmail Gürkan tarafından hazırlananlisteler ayrı ayrı incelenerek tekrar değerlendirilmişve yeniden tasnif edilmiştir. Listelerdekibazı tekrarlar çıkarılmış ve kitapları, basılı eserleriile kongre tebliğleri yeniden listelenmiştir. Ayrıbaskısı olmayan makaleler Suat İsmail Gürkantarafından hazırlanan listelerden aynen alınmıştır.Hazırlanan listelerde bazı makalelerin basıldığı yerve yıl belli değildir, bazılarının ise tarihleri şüphelidir.Ayrıca bazı makalelerini müstear (takma) isimleyayınladığı da görülmektedir.Suat İsmail Gürkan’ın ilk bilimsel makalesi 20Kanunisâni 1340(1924)’da yayınlanan “Nefes Kokusu”(Fétidité de l’Haleine) dur. 1928 yılına kadaryayınlanan makaleleri muhtemelen Osmanlıcadır.Yaptığım araştırmada bu makaleler ile ilgili bilgielde edemedim. 1928 Harf Devrimi’nden sonrakimakaleleri Latin harfleri ile basılmaya başlamıştırve 1934’ten sonra soyadı kanunu ile birlikte eserlerinde‘Gürkan’ soyadı da yeralmıştır.Suat İsmail Gürkan ile ilgiliyazılarda, eserleri hakkındagenellikle sayısal olarak bilgiverilmektedir. Bu makaledeilk defa eserleri tasnif edilerekdetaylı olarak bilgi verilmektedir.Suat İsmail Gürkan’ın 1929’da“Müterakki ikinci derecedezimmin tedavi ve imlâsınadair bir usûl” olarak başasistanlıktezi olarak belirttiğiçalışması, hazırladığı yayınlistelerinde yer almamaktadır.Aynı şekilde 1933’te Doçentliktravayı (çalışması) olarak hazırladığı ‘Akıl DişleriMorfolojileri ve Fonksiyonları Üzerine İncelemeler’adlı bilimsel çalışması da basılı yayın listelerindebulunmamaktadır. Hocamızın yayın listesinde1932’den itibaren 17 adet Milli Kongre raporları dayer almaktadır.Suat İsmail Gürkan’ın iyi derecede Osmanlıca,Arapça, Fransızca ve İngilizce bildiği, Almanca veFarsça’yı da biraz anladığı ifade edilmektedir.Suat İsmail Gürkan’ın 1936’da yayınladığı ‘Diş Hastalıklarıve Ameliyeleri’ adlı kitabı, Diş Hastalıklarıve Tedavisi bilim alanında ilk ve tek kitap olmaözelliğini yıllarca sürdürmüştür. Bu alanda ikincibir kitap ancak 1966’da Pertev Ata tarafından yayınlanmıştır.Suat İsmail Gürkan’ın eserleri incelendiğinde sa-dece Diş Hastalıkları ve Tedavisi alanında değil hemenhemen diş hekimliğinin tüm bilim dallarındabilimsel makaleleri olduğu görülmektedir. Ayrıcayayın listelerinde 1930’dan itibaren, Vakit, SonPosta, Akşam, Haber ve Cumhuriyet gibi birçokgünlük gazetede yayınlanan 50’nin üzerinde popülermakalesi de yer almaktadır.Suat İsmail Gürkan eserleri incelendiğinde sadecediş hekimliği alanında değil, aynı zamanda çeşitligenel kültür alanlarında da eserler verdiği ve çokyönlü bir kişiliğe sahip olduğu görülmektedir.Yine derlediğim bilgiler ışığında Suat İsmailGürkan’ın İnönü Ansiklopedisi, Türk Ansiklopedisive Meydan Larousse’a maddeler yazdığı da bilinmektedir.Genel kültür ile ilgili olarak Osmanlı tarihi, Türkdili ve edebiyatı, din ve Türk musikisi gibi değişikkonularda eserler vermiştir. Türk musikisi alanındabestekâr ve icracı olduğu, iki üç sazı da çalabildiğibilinmektedir. Bu konu ile ilgili olarak en önemli ikibestesinden bahsetmekte yarar var.“Gel toplayalım inciler aşkın denizinden” (HüseyniŞarkı) (Güfte: Tevfik Nevzat Bey)“Çok çekti bu biçâre gönül yârin elinden” (HicâzŞarkı)Bu bestesi ‘Tıbbiyeli Bestekârlar’ müzik albümündede yer almıştır. Suat İsmail Gürkan, oğluY. İ. Gürkan’ın belirttiğine göre 22 şarkı, 1 ilâhi ve 1marş bestelemiştir. Ayrıca iyi derecede tambur veud çaldığını da ifade etmektedir.Türk Dili ve edebiyatına vukufunu ise torununundoğumu için düşürdüğü tarih açık bir şekilde göstermektedir.“Verdi ilham anaya hem babaya hiç şüphesiz lemyezelEdindiler mutlu bir kız hep vererek el eleYazdı Gürkan tam tarihi tâ gönülden zevk ileEsti Meltem ailenin tâ kalbine şevk ile” (İstanbul1392 -1976)Bu makalede Suat İsmail Gürkan’ın eserleri; bilimselmakaleleri, kitapları, kitapta bölümleri ve broşürleri,yurtdışı yayınları, yurtdışı kongre tebliğlerive genel kültür yayınları olmak üzere 5 bölüm halindesınıflandırılmıştır.I. Bilimsel Makaleleri1. Fetidite de L’Haleind (Nefes Kokusu), Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (4 Şubat1924)2. Dişlerin Kesri, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (11 Ekim 1925)3. Enzifeyi Badelameliye, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (14 Ocak 1925)4. Fekkeynin İnkiması, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (16 Mart 1925)5. Mücaviri esnandaki afeni mihrakların intani ihtilatatı, Türk Diştabipleri CemiyetiMecmuası (18 Mayıs 1925)6. Kolloidal etsamın fenni tedâvii esnanda istimali I-II, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası(19 Haziran 1925 - 20 Temmuz 1925)7. Nevâsiri sinniyenin elektroşimik (kolloidal) zerkiyatı ve tedavisi, Türk DiştabipleriCemiyeti Mecmuası (21 Ağustos 1925)8. Femmii sinni tedavide bakırın istimali I-II, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (2 Ocak1926 - 23 Şubat 1926)9. İltihabı lûsati zeybaki ile ihtilat etmiş (noma)dan mütevellit bir (tesakkubu haddi)vakası, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (24 Mart 1926)10. Dişlerde dördüncü derece rimmin tedavisi hakkında, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası(25 Nisan 1926)11. Cüleyi esnanın tazyiki dahiliye maruz bulunduğu vakayi için yaylı protez cihazı, Türk DiştabipleriCemiyeti Mecmuası (25 Nisan 1926)12. Meslek nasıl teali eder, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (34) Mayıs 192813. Tesviyeyi esnan, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (35) Haziran 192814. Dişçilikte nahiyevi iptali hissin fevaidi ve mehaziri hakkında malumat, İstanbul DarülfununuTıp Fakültesi Macmuası XII yıl no: 7-8 Temmuz-Ağustos 193015. Piyorede (Pyorrhéphagine) tedavisi, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (48) Temmuz 193116. Avrupada neler gördüm, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (48) Temmuz 193117. Pariste gördüklerimden semmiyülmenşe veya devaiyülmenşe rimmüssin, Türk DiştabipleriCemiyeti Mecmuası (50) Şubat-Mart 193218. Glossoptoz, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (51) Mayıs-Haziran 193219. Rezeksiyonun basitleştirilmesi, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (52) Ağustos-Eylül 193220. Nahiyevi iptali his esnasında kırılıp kalan parçaları tesbit edip çıkarmak usulü, Türk DiştabipleriCemiyeti Mecmuası (52) Ağustos-Eylül 193221. Çocuk dişleri , Çocuk Bakımı Dergisi – Nisan 193422. Cerrahi usulle çıkarılan dikkate değer bir (gizli diş) vakasıDoçent Diş Tabibi Suat İsmail Gürkan imzalı ayrı baskı, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası57-58.sayı 193423. Diş temizliğinin ehemmiyeti, Hilali Ahmer dergisi Mart 193524. Kuru tazyik ile lüp anestezisi, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (59-60) Ekim-Kasım 193525. Dişlere nasıl bakmalıyız, Aydabir dergisi Şubat 193526. Piyore, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (61-62) Mayıs-Haziran 193527. Kuru tazyik ile lüp anestezisi (devam), Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (70) Kasım 193628. Sentetik dolgu meselesi, Türk Odontoloji Bülteni (3) Mayıs 193629. Diş ve ağız intanlarının (ozon) ile tedavisi, Türk Odontoloji Bülteni (4) Ağustos 193630. Sabit protezler (Fourquet tercümesi) I-II, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası, (75) Nisan1937 ve (76) Mayıs 193731. Kanal tedavisinin Amerika’da son yarım asırda geçirdiği tekamül (İngilizceden tercüme),Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (77) Haziran 193732. Akıl dişleri, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (79) Ağustos 193733. Rejiyonel anesteziye dair, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (85) Mart-Nisan 193834. Alt çeneyi idare eden adaleler meselesi, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (86) Mayıs-Haziran 193835. Radyografi cilveleri, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (88) Temmuz 193836. Diş tababetinde (ozon), Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (91-92) 193937. Parsiyel protezler, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (93) Ocak 194038. Çene ameliyatlarında damar bağlanması meselesi, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası(94) Mart 194039. Akıl dişleri arızaları, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (109-110) Nisan-Mayıs 194440. Nevralji, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (111-112) Eylül 194441. Akıl dişleri arızalarının komplikasyonları, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (113-114)Kasım-Aralık 194442. Diş kökü ucu (periodontitis)lerinin tedavisinde iyod Tıp Fakültesi Mecmuası 10.yıl JübileSayısı – Kasım 194443. Akıl dişleri arızalarının komplikasyonları (devam)Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (115-116) Haziran 194544. Dişlerin ağrısız frezlenmesi (müstear isimle)Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (127-128) 194645. Rezin akrilikten köprülerin iyilik ve kötülükleri (müstear isimle), Türk Diştabipleri CemiyetiMecmuası (129-130) 194646. Çeşitli mesleki bilgiler (müstear isimle), Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (137-138-139)Eylül 194747. Alt akıl dişlerinin çekimine ait bazı ameliyat sonuçları, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası(140-141-142) Ekim-Kasım 194748. Diş histolojisine dair yenilikler (V. Milli Diş Hekimliği Kongresinde tebliğ edilmiştir) Ayrıbaskı. Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (143-144-145) 194849. Penicilline ve streptomicin (Müstear isimle). Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (146-147-148) 194850. Gaflet ettirici diş ve ağız hastalıkları, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (149-150-151) 194851. Diş özü gangreninin tedavisi, İstanbul Üniversitesi Klinik Dersleri (3) Eylül 194952. Anormal çocukların kazanılması, İstanbul Üniversitesi Klinik Dersleri (3) Eylül 194953. Diş hekimliğinde fluor, Türk Diştabipleri Cemiyeti Mecmuası (153) 194954. Verem ve dişler, İstanbul Klinik Dergisi Cilt 2 (7) 38-42 Ekim 194955. Melenodonti hakkında incelemeler, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası c:13 (2)117-139 1950. Ayrı baskı.56. Pulpektomi hakkında incelemeler, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Okulu Diş Hastalıklarıve Tedavisi Enstitüsü Çalışmalarından:1 Dişhekimliği Alemi (3-4) 195057. Diş kökü kanallarında steril tedavi hakkında incelemeler, İ.Ü. Tıp Fakültesi Dişhekimliği OkuluDiş Hastalıkları ve Tedavisi Enstitüsü Çalışmalarından:2 Dişhekimliği Alemi (9-10) İstanbulKader Basımevi. 1951. Ayrı baskı. (19 sayfa, 29 kaynak gösterilmiştir.)58. Periodontitislerin iyotla tedavisi hakkında denemelerimizİ. Ü. Tıp Fakültesi Dişhekimliği Okulu Diş Hastalıkları ve Tedavisi Enstitüsü Çalışmalarından:3Dişhekimliği Alemi (12) İstanbul. Ayrı baskı. (3 sayfa.)59. Piyore tedavisi, İstanbul Klinik Dersleri Aylık Tıp Dergisi cilt:6 sayı:31 Haziran 1952. Ayrıbaskı. (4 sayfa.)60. Diş renkleşmeleri ve beyazlatılmaları, İstanbul Klinik Dersleri Aylık Tıp Dergisi cilt:6 sayı:34Eylül 1952. İstanbul İsmail Akgün Matbaası. Ayrı baskı. (8 sayfa.)61. Dişhekimliğinde Türkçe terimler meselesi, Dişhekimliği alemi mecmuası yıl:2 sayı:9 1952İstanbul Kader Basımevi. Ayrı baskı, (4 sayfa.)62. Diş köklerinin muhtelif erimeleri (Rhizalyse), Yeni Tıp Alemi Dergisi 4 (20) 1953 Duygumatbaası. Ayrı baskı. (4 sayfa.)63. Oral pigmentasyon ve giderilmesi, Suat İsmail Gürkan Diş Hastalıkları ve Tedavisi EnstitüsüDirektörü olarak imzalamıştır. Yeni Tıp Alemi Dergisi 4 (20) 1953 M. Sıralar matbaası. Ayrı baskı.(2 sayfa.)64. Nevraljide alkol şırıngaları, Yeni Tıp Alemi Dergisi 6 (55) 1954.65. Diş greftleri, Yeni Tıp Alemi Dergisi 5 (29) 1954 İstanbul Gün basımevi. Ayrı baskı. (2 sayfa.)66. Fluorun dişlerle münasebeti hakkında histolojik incelemelerimiz, İ.Ü. Tıp Fakültesi Mecmuası18, (1): 158-163, 1955. Bilgi Basım ve Yayınevi. (Ayrı baskı.)67. Diş çürüğüne karşı muaf ve musait olan hastalarda glikolikit faaliyet ve asit maddelerinteşekkülünde tükürüğün tesiriİ. Ü. Tıp Fakültesi Mecmuası 20 (1): 28-49, 1957. İstanbul İsmail Akgün Matbaası. Ayrı baskı. 50kaynak gösterilmiştir. (Prof. Dr. M. Osman Saka ve asistan Dr. Necmettin Mizan ile birlikte)50 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 51


Prospektüsler kullanıcıya ilaç hakkında önemli bilgiakışı sağlayan yazılı açıklamalardır. Uzun deneylersonrası elde edilen çalışma sonuçlarına dayanılarakhazırlanır. Burada yer alan sınır seviyelereuymak gerekir. Ancak ilaçların plazma seviyelerihastanın kan volümüne göre değişkenlik gösterir.Maksimum doz hesaplanırken hastaların tümünüaynı yaşta ve aynı kiloda varsaymak doğru olmaz.Sistemik sağlık sorunlarının varlığında da ayrıcadoz ayarlaması gerekir. Karaciğer veya böbrek yetmezliğigibi, ilaçların metabolize olma sürecindeönemli rol alan organlara yönelik sağlık sorunlarındada dozun indirgenmesi gerekmektedir. Bu preparatamid grubu olduğundan karaciğer yetmezliğiolgularında önerilmez.Vazokonstrüktör katkı seviyesi de maksimum dozayarlamasında farklılık yaratır. Epinefrinli lidokainiçin maksimum doz 7 mg/kg iken epinefrinsiz lidokainiçin bu seviye 4,4 mg/kg olarak bildirilmiştir.Alt süt V lerde ne zaman lokal anestezi yetersizkalıp mandibular anestezi gerekir?Çocuklarda kemik dansitesi düşük olduğundantüm süt dişlerinin anestezisi için supraperiosteallokal infiltratif anestezi yeterli olur. Çocuk büyüdükçekemik yoğunluğu artar ve anestetik solüsyonunemilimi güçleşir. Özellikle çocuğun yaşınınerişkinliğe yaklaştığı, süt V köklerinin rezorbe olmadığıhastalarda mandibular anestezi gerekir.Sallanan dişlerin çekiminde hastanın ağrı duymamasıiçin intraligamental anesteziden başkaalternatif var mıdır?Diş iki nedenle sallanır: Birincisi, süt dişlerinin kökrezorpsiyonu nedeniyle fizyolojik sallantı; Köklerirezorbe olmuş süt dişlerinin çekimi için intraligamenteranesteziye interseptal anestezi veya infiltratiflokal anestezi alternatif olabilir. Tercih klinikbulgulara göre yapılmalıdır. İkincisi, periodontalharabiyet nedeniyle sürekli dişlerin sallanması; Buolgularda mobiliteye bağlı çevre periodonsiyumdahafif enflamasyon gelişebilir ve anestezinin derinleştirilmesigerekebilir. Bu tür olgularda sallanandişin anestezisi için uygun olan infiltratif lokal veyaregional anestezi yöntemlerinin kullanılması gerekebilir.Mandibular anestezi sonrası dudağın uyuşmasıanestezinin o anda tuttuğunu gösterir mi?Mandibular anestezi sonrası dudak hafifçe uyuşurve tamamlayıcı anestezi yapılmadan önce bu beklenenbir bulgudur. Fakat ilacın yetersiz miktardaverilmiş olması, foramen mandibula ’nın biraz yukarısınave/veya yüzeyel seviyede iğneyle girilipenjeksiyonun yapılması halinde yer çekimiyle ilacınaşağıya doğru kayıp emilmesi sonucunda dadudakta uyuşukluk hissedilir. Bu gibi durumlardauyuşukluk kısa sürede geçer. Enjeksiyonun yinelenmesigerekir.İntraligamental anestezide enjeksiyon sırasındageri basınç sağlayamıyorsak ne yapmalıyız?İntraligamenter anestezide damar içi enjeksiyonihtimali hemen hiç yoktur. Bölgede pozitif aspirasyonyapacak bir damarlanma bulunmamaktadır.Patolojik gelişmelerin varlığında pozitif aspirasyonolabilir. Bu durumda da bu tekniğin endikasyonuortadan kalkar. Bu nedenle, geri basınç sağlamagerekliliği görülmez.Ayrıca dokuya verilen anestetik solüsyon miktarıçok düşüktür. İntraligamenter anestezide her birdişin dört tarafına bir kerede 0.2 ml solüsyon verilir.Tekniğin doğru uygulanması halinde ağza ilaçdökülmez. Bu teknik uygulanırken herhangi birstandart dental enjektör ve 27 gauge kısa iğne kullanılabilir.Eğer dokuya giriş kolaylığı sağlayacaksaiğne ucu bükülebilir.Kokain kullanan hastalarda olduğu gibi, diğermadde bağımlısı hastalarda da (esrar, eroin, extacy)vazokonstrüktörsüz lokal anestetik mi kullanmalıyız?Aynı yan etkiler gelişir mi?Kokain, esrar, eroin ve extacy gibi madde bağımlısıkişilerde ortak enjektör kullanımı ve olumsuz hijyenkoşulları nedeniyle AIDS, hepatit B ve C gelişmeriski oldukça yüksektir. Bu hastalarda zamanlakaraciğerin ileri hasarı kaçınılmazdır. Bilindiği üzere,amid grubu lokal anestezikler karaciğer mikrozomalenzimlerinde hidrolize edilir. İleri karaciğerhasarı belirlenmiş madde bağımlısı kişilerde amidgrubu ilaçlar yeterince hidrolize edilemediğindenbu grup lokal anesteziğin yarılanma ömrü ciddişekilde uzar ve böylece doz aşımı bulguları süratlegelişebilir. Ayrıca bu maddeler sistolik hipertansiyonaneden olduklarından, bu maddeleri kullananbağımlı hastalarda vazokonstrüktör katkılı anestetikpreparat kullanımı sakıncalıdır.Uyuşturucu madde bağımlısı hastanın hangi maddeyine kadar zamandır kullandığı, size gelmedenönce en son ne zaman kullandığı da oldukça önemlidir.Kimyasal yapıları farklı olan bu maddelerinkullanımı aynı hastada dahi kişinin toksik veyayoksunluk safhasında olmasına bağlı farklı vücuttepkimeleri verir. Bu maddelerin kullanım dozlarıda önemlidir; örneğin halüsinojen maddelerdenolan esrarın düşük ve orta dozda kullanılması sempatikaktiviteyi arttırarak kalp debisini hızlandırıptaşikardi yapar. Böyle bir hastada ketamin, atropinve epinefrin içeren ilaçları kullanılması kalp hızınıdaha da arttıracağından sakıncalıdır. Esrarın dahayüksek dozlarında ise sempatik blokaj ve göreceliparasempatik etki hakim olup hastada hipotansiyonve bradikardi gelişir.Extacy MDMA (metilen dioksi menfetamin) halüsinojengruptadır. Piyasada satılan tablet ve kapsüllerdebaşka maddeler aynı isim altında olabilmektedir.Bir halüsinojen olan extacy kan basıncınıarttırır, uzun kullanımda karaciğer yetmezliği yapar.Narkotik tip uyuşturucu olan morfin karaciğerdemetabolize edilir. Ani kesildiğinde yoksunluksafhası görülür. Sonuç olarak bu grup hastalardacerrahi öncesi karaciğer hasarı tespiti için enzimdeğerleri istenebilir, olası kanama riskine karşıtedbirler ihmal edilmemelidir.Alt büyükazı dişlerinde kanal tedavisi yaparkenmandibular anestezinin tuttuğunu düşünmemizerağmen, yani dudak, dil, vs. belirtiler yok olmasınarağmen özellikle pulpaya girdiğimiz an vekanallara giriş anında hasta niye ağrı hisseder?Alt çenede büyük azı dişlerinin anestezisi için yapılannervus alveolaris inferioris anestezisi sağlıklıpulpa varlığında %70, irreversibl pulpitis varlığında%30 seviyelerinde başarılı olmaktadır.Enflamasyon varlığında dokunun asidik yöne kayandüşük pH’ı lokal anestetik moleküllerinin sinirmembranına ulaşıp etkinliğini göstermesine engelolmaktadır.Bu durumda anestezinin başarısını arttırmak içinintraligamenter, intrapulpal ve hatta intraossözanestezi takviyeleri önerilmektedir.İntraligamenter anestezide ilaç periradiküler kansellözkemik tarafından emilir. Pulpaya etkisi beklendiğikadar yüksek seviyelere ulaşamaz. İntraligamenteranestezi yöntemiyle periodontal aralığanarkotik analjeziklerinenjeksiyonuda önerilmektedir.İntrapulpal anestezi ağrılı hastalardapulpaya temas sırasında rahatsızlık verenbir yöntemdir.İntraossöz anestezi özel ekipman gerektirenkomplike bir yöntemdir.Bu gruba giren ağrılı hastalarda nervus alveolarisinferioris anestezisinin yanı sıra buccal ve lingualdenyapılacak tamamlayıcı anesteziler, antienflamatuarve sedatif ilaçların kullanılması anestezibaşarısına katkı sağlayacak yaklaşımlar olur.Azotprotoksit uygulamasının sakıncaları, alerjikkomplikasyonları var mıdır, varsa ne yapılmalıdır?Azotprotoksit, diş tedavilerinde bilinçli sedasyonistendiğinde, ankisiyolitik ve sedatif etkisi açısındantercih edilen bir maddedir. Gaz içeriği maksimum% 50 azot oksit içermelidir. Fakat kullanılabilirliğiiçin hastanın maskeden ve burundan gazısoluması gerekmektedir. Aşırı korkan ve bunudahi reddeden hastalarda yöntemin kullanılmasımümkün olmayabilir. Azotprotoksidin, larengealrefleks, solunum ve kardiovasküler fonksiyonlaraetkisi düşük seviyededir. Hafif etkili bir analjezikolup ağrısız diş tedavisi yapılabilmesi için tek başınayeterli değildir.Dört yaş ve üstünde kullanılabilir. Aşırı öğürmerefleksi ve istem dışı kas faaliyetleri olan hastalardakullanım endikasyonu vardır. Sadece sağlıklıbireylerde muayenehane koşullarında kullanılabileceğibildirilmektedir. Bu maddenin kullanılabilmesiiçin uygun endikasyonun varlığının yanı sıramutlaka gereken donanım sağlanmalıdır.Üst solunum yolu hastalıklarında, tonsillit veyanazal tıkanıklık halinde, sinüzit ve yakın geçmişlikulak burun boğaz operasyon hikâyesi varlığında,bleomycin ile kemoterapi görenlerde, psikozluhastalarda ve porphyria hastalarında kullanımıkontrendikedir.Azotprotoksidin yan etkileri arasında sedasyonunderinleşmesi, mide bulantısı, kusma, terleme, ruhsalçöküntü, halsizlik, panik, baş ağrısı, kâbus görme,kulak çınlaması, idrar kaçırma sayılabilir.Her kimyasalda olduğu gibi azotprotokside karşıda alerji gelişebilir. Bu maddenin ve yönteminkullanımına karar verildiğinde endikasyon doğrukonmuş olmalı, daha önce hastaya kullanılmışolsa dahi her türlü güvenlik önlemlerinin alınması,gereken acil müdahale donanımının sağlanması,konuyla ilgili bilgi ve becerinin geliştirilmiş olması,hasta onamının alınması ihmal edilmemelidir. n58 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 59


Çenelerde Bifosfonat kullanımına bağlı gelişenosteonekrozdan korunma ve tedavi yöntemleriTablo 1: Bifosfonatların kullanım dozu, doz aralığı ve veriliş yoluJENERİK DOZ FORMÜLASYON KULLANIM NİTROJEN FDA ONAYIALENDRONATRİSEDRONAT10 mg70 mg5 mg35mgOralOralOralOralGünlükHaftalıkGünlükHaftalık++19951998ZOLEDRONATİBANDRONATPAMİDRONAT4-5 mg2.5 mg150 mg3 mg90 mgİVOralOralİVİVAralıklıGünlükAylıkAralıklıAralıklı+++20012003200520061991Prof. Dr.Özen Doğan OnurİÜ. Diş Hekimliği Fakültesi,Ağız, Diş ve Çene CerrahisiAnabilim DalıTİLUDRONAT200mgOralAralıklı-1997ETİDRONAT400 mgOralAralıklı-1977McLeod NM, et al. Bisphosphonate osteonecrosis of the jaws; an increasing problem for the dental practitioner. BrDent J 2007;203: 641–644.Bifosfonatların kemik metabolizması üzerine etkileri doğrudan kemik yıkımındansorumlu osteoklastik aktivitenin engellenmesiyle sağlanır. Bifosfonatlar sadeceosteoklast hücrelerine etkili olmayıp osteoblastik aktiviteyi de engellerler.Ayrıca ekstraselüler matriksteki tümör hücre tutulumunu, tümörün invazyonunuengelleme ve / veya tümör hücresinin apoptozu gibi antitümör etkileri debulunmaktadır. Bifosfonatlar fizyolojik dozlarda uygulandıklarında, kemiğeolan spesifik afinitelerinden dolayı yeni oluşan kemikte ve osteoklastlarınyakınında çökelir. Bifosfonatlar aynı zamanda vasküler obliterasyona neden olananjiogenezisi engelleyecek aktiviteye sahiptir.Son on yılı aşkın bir süredir bifosfonatlar, osteoklastikaktivite üzerinde inhibitör etkileri ve antianjiojeniközellikleri nedeniyle kemik metastazlarıylaseyreden meme, prostat, akciğer kanserleri,multiple myeloma gibi malignitelerin, osteoporoz,osteopeni, Paget hastalığı, osteogenezis imperfektagibi sistemik sağlık sorunlarının standarttedavisinde kullanılmaktadır (1, 17, 26, 39).Bifosfonatlar nitrojen içeriklerine göre alkilbifosfonatlarve aminobifosfonatlar olmak üzere başlıcaiki gruptan oluşmaktadır. Alkilbifosfonatlarbirinci kuşak bifosfonatlar olup etidronat, tiludronat,klodronat, aminobifosfonatlar ise ikincive üçüncü kuşak olup; ikinci kuşak bifosfonatlaralendronat, pamidronat ve üçüncü kuşak bifosfonatlarrizedronat, ibandronat ve zolendronat olarakkullanımdadır (13).Bifosfonatların kemik metabolizması üzerineetkileri doğrudan kemik yıkımından sorumlu osteoklastikaktivitenin engellenmesiyle sağlanır.Bifosfonatlar sadece osteoklast hücrelerine etkiliolmayıp osteoblastik aktiviteyi de engellerler. Ayrıcaekstraselüler matriksteki tümör hücre tutulumunu,tümörün invazyonunu engelleme ve/veyatümör hücresinin apoptozu gibi antitümör etkileride bulunmaktadır (22, 40). Bifosfonatlar fizyolojikdozlarda uygulandıklarında, kemiğe olan spesifikafinitelerinden dolayı yeni oluşan kemikte ve osteoklastlarınyakınında çökelir. Bifosfonatlar aynızamanda vasküler obliterasyona neden olan anjiogenezisiengelleyecek aktiviteye sahiptir (27).Kan dolaşımında yarılanma ömürleri 30 dakikaylaiki saat arasında değişmekle birlikte, kemikle birleşmişmetabolize olmayan bifosfonatlar vücuttaon yıl gibi uzun süreler yüksek konsantrasyonlardavarlığını sürdürür (7, 15).Aminobifosfonatların kemik rezorpsiyonunu engelleyicietkisi alkilbifosfonatlardan daha yüksektir.Aminobifosfonatların kemik rezorpsiyonunuengelleyici etkinlikteki rolü saptandıktan sonrakullanım hızla yaygınlaşmıştır. Fakat bu esnadayüksek kemik döngüsü nedeniyle özellikle çenekemiklerinde beklenmeyen bir sıkıntı doğmuştur.Bifosfonat kullanımına bağlı gelişen kemik nekrozu(BON); baş boyun bölgesinden radyoterapigörmemiş, bifosfonat kullanmış veya kullanmaktaolan, normalde mukozayla örtülü olması gerektiğihalde en az 6-8 hafta açıkta kalmış kemik lezyonlarıolarak tanımlanabilir (13, 23, 32, 35).Bifosfonat osteonekrozu tanısıBazı BON olgularında kemiğin üzerini örten mukozabütünlüğü henüz bozulmamış olabilir. Ancaknekrotik kemiğin üzerinde olan bu mukozabölgesi enfeksiyon varlığını destekleyecek eritem,ödem ve ağrı gibi bulgulara sahip olup zamanlafistülize olabilir. BON vakalarında maksillaveya mandibulada parestezi şikayetlerine rastlanabilir.Parestezi süreklilik göstermeyebilir.Mukoza bütünlüğünün bozulmadığı hastalardaparesteziyi destekleyecek herhangi bir patolojikbulgu panoramik radyografilerde fark edilemeyebilir(Resim 1). Bu tür hastalarda ileri görüntülemeyöntemlerinden faydalanılmalıdır (Resim 2).Bu safhanın ardından bir dental girişimi takibenveya kendiliğinden mukoza açılıp kemik açığa çıkabilir.Kemik yüzeyi grimsi sarı renkte ve düzensizdir.Çevre yumuşak dokunun ağrılı, eritemlive ödemli olmasının yanı sıra bu bulgulara lenfadenopati,parestezi, komşu dişlerde mobilite,intraoral fistül gelişimi ilave olabilir (Resim 3, 4,5, 6) (13).BON gelişmesi halinde yaşanan estetik ve fonksiyonelzorluklar, ilerleyen sinüzite bağlı solunumyolu tıkanıklığı, ağrı, hastanın yaşamını olumsuzetkiler. Özellikle kemoterapi, kortikosteroid tedavisigibi vücudun bağışıklık sistemini baskılayantedaviler maksillada enfeksiyonun sinüziteve komşu dokulardan göze, meninkse ve beyineyayılıp yaşamı tehdit eden komplikasyonlarınortaya çıkmasına yol açabilir. Kontrol altına alınamayıpilerleyen olgularda özellikle alt çenedekütanoz fistül gelişebilir (Resim 7) (27). Kortikosteroidtedavisi gören hastalarda bifosfonat nekrozlarıçok daha şiddetli seyretmekte olup alt çenedepatolojik fraktürler gelişebilir ( Resim 8, 9).Diş HekimiNesimi SofuyevİÜ. Diş Hekimliği Fakültesi,Ağız Diş ve Çene CerrahisiAnabilim Dalı62 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 63


BON görüntüleme teknikleriResim 1Alt çene sol tarafında zamanzaman parestezi ve ağrı şikayetiolan, meme CEA nedeniyleayda 4 mg zometa kullanan57 yaşında kadın hastanınpanoramik radyografisiResim 2Alt çene sol tarafında zamanzaman parestezi ve ağrı şikayetiolan, meme CEA nedeniyleayda 4 mg zometa kullanan57 yaşında kadın hastanınsintigrafi görüntüsüResim 3Meme CEA nedeniyle 6yıldır her ay 4 mg i.v. zometakullanan 60 yaşında kadın hastanınalt çenesinde bifosfonatnekroz odağıResim 4Meme CEA nedeniyle 6 yıldırher ay İ.V. 4 mg Zometa kullanan60 yaşındaki kadın hastanınüst çenesinde bifosfonatnekrozu odaklarıResim 5Multiple myeloma nedeniyleayda 4 mg Zometa kullanan 79yaşında kadın hastanın alt çenesindeçekimi takiben gelişenbifosfonat nekrozuKonvansiyonel dental radyografiler osteosklerotik,osteolitik, reaktif periostlu miks lezyonların,patolojik fraktürlerin saptanmasında yardımcıolur. Lamina duranın osteosklerozisi metabolikkemik değişimlerinin ilk habercisidir (36).Kemik sintigrafileri ve manyetik rezonans görüntülemeyöntemleri BON için en iyi taramayöntemleridir. Sorunun erken tanısının yanı sıraResim 1Resim 2Resim 3Resim 4Resim 5sınırlarının belirlenmesine de yardımcı olur.TC99 methylene diphosphonate ile alınan kemiksintigrafisiyle metastatik kanser veya multiplmyeloma hastalarında yapılan retrospektifbir çalışmada olguların %66’sında radyoizotoptutulumu farklılığı saptanmış ve bu bölgelerdedaha sonra BON geliştiği bildirilmiştir (Resim2). Sonuç olarak, tetkiklerin iyi irdelenmesi gerekmektedir.Bu tür görüntüleme yöntemlerininsonuçları nekrotik kemiğin rezeke edileceğiolgularda sınırların belirlenmesi açısından daönemlidir (36).BON sıklığıİlk BON olgusu 2003-2004 yılları arasında Marxve ark. tarafından aminobifosfonat kullananhastalarda bildirilmiştir (23). BON, ilacın kullanımsüresine, dozuna, veriliş yoluna (oral /i.v),ilacın nitrojen içeriğine, hastanın sistemik sağlıksorununa, kullandığı ilaçlara, ağız hijyenine,dental girişimlere göre farklı zamanlarda veşiddette ortaya çıkar. BON, kadınlarda erkeklerdendaha fazla görülmekte olup kompakt kemikyapısı nedeniyle alt çene, üst çeneye nazarandaha fazla etkilenmektedir. BON’un görülmesıklığı maksillada %16,7 ile %38,8, mandibulada%55,5 ile %83,3 arasında iken her iki çenedegörülmesi ise %5,7 ile %14 olarak bildirilmektedir.BON’un genellikle diş çekimi ya da oralcerrahi işlem sonrasında gelişebildiği gibi, %40oranında spontan olarak oluşabildiği de bildirilmektedir(43). Spontan gelişen lezyonlardaprognoz daha kötüdür (39).Spontan kemik açılımlarında çenelerde en çoketkilenen bölgenin oral mukozanın ince olduğumandibular ve palatinal torus ve mylohiyoid çıkıntınınbulunduğu posterior mandibula olduğurapor edilmektedir (30, 38, 43).Bifosfonatı i.v. yoldan kullanan hastaların çenelerindeBON görülme sıklığının %0.8 ile %28oranında değiştiği, ancak oral bifosfonat kullananhastalarda %0.09 ile %0.34 oranında olduğurapor edilmektedir (5, 16, 29).FDA tarafından, Eylül 2008 yılına kadar bildirilenBON olgularının % 93’ünün i.v bifosfonatkullandıkları ifade edilmiştir. Geri kalan olgularosteoporöz nedeniyle oral bifosfonat kullananolgulardır.BON patobiyolojisi henüz tam açıklanamamıştır.Son yıllardaki çalışmalar, fonksiyon sırasındaezilme, mikrofraktürler tarzında zarar görmüşkemiğe infiltre olan enflamatuar hücrelerin çevredokuda PH’nın düşmesine ve dolayısıyla ortayaçıkan asidik ortamın kemik matriksiyle bifosfonatarasındaki bağın kopmasına yol açtığı,serbest kalan bifosfonatların çevre doku için sonderece toksik olduğu, yumuşak dokunun yıkılıpkemiğin ağız ortamına açılmasıyla sonuçlandığıyönünde bildirimlerde bulunmaktadır (17).Oral floradaki mikroorganizmaların açığa çıkankemiğe yerleşmesi, üremesiyle bir biyofilm tabakasıoluşmaktadır. Kullanılan antibiyotikler ilacınantianjiojenik etkisi nedeniyle bu biyofilm tabakasınıaşıp nekrotik kemiğe ulaşamadığındaniyileşememektedir. Bazı çalışmalarda çıkartılannekrotik kemiğin incelenmesinde actinomycessuşlarına rastlandığı bildirilmektedir. İleriki çalışmalardaeğer bu enfeksiyon teorisi desteklenirseerken enfeksiyon bulgularının saptanıp tedavisiningerçekleştirilmesiyle BON tedavisindeönemli gelişme sağlanabilir (22, 23).BON risk faktörleriBON gelişiminde risk faktörleri arasında enönemlisi ilacın çeşidi, kullanım yolu, dozu ve tedavisüresidir (Tablo 1). 2010 yılında yayınlananbir çalışmada, i.v zoledronate kullanan hastalardaBON sıklığı % 8.6, i.v. pamidronate kullananhastalarda ise %7.3 olarak bildirilmiştir. Her ikiilacı kullanan hastalarda bu oran % 21 seviyelerineçıkmaktadır (21, 32).Alkilbifosfonat kullanan hastalarda BON gelişimidaha uzun kulanım sürelerinden sonra gelir.Bu ortalama süre klodronat için 35 ay, zoledronatiçin 9-18 ay, pamidronat için ise 14-24 ay olarakbildirilmiştir (7, 15, 20, 24, 28, 29).Diğer faktörler hazırlayıcı etkenler olup, belirginlinea mylohyoidea, torus ve ekzostoz tarzındaanatomik yapılarla ilgili lokal risk faktörleri,kötü ağız hijyeni, periodontal hastalıklar, abseoluşumu, uyumsuz protezler, sağlıksız restorasyonlar,başarısız endodontik tedaviler, genişkemik yüzeyleri açığa çıkaran cerrahi işlemler,yüksek seviyeli vazokonstiktör katkılı anestetiksolüsyon kullanımları dental risk faktörleridir.Yaşlılık, cinsiyet, kanser tanısı, anemi, vaskülerhastalıklar, sigara kullanımı, diabet, kortikosteroid,östrojen tedavisi, alkolizm ve kemoterapi,bağışıklık sistemini, dokuların kanlanmasını, iyileşmekapasitesini olumsuz etkileyen sistemikrisk faktörleri olarak sınıflandırılabilir (3, 41).BON tedavisi ve koruyucu önlemlerBON hastalarında tedavi planı, ağrının giderilmesini,yumuşak ve sert dokuda oluşan enfeksiyonunkontrolünü ve hastalığın ilerlemesininengellenmesini hedefler. Bifosfonat kullananhastaların tedavi planını oluşturabilmek için önceliklehastalığın şiddetini ve önerilen etkili tedaviplanını belirlemeliyiz (Tablo 2, 3) (1, 2, 32).Akut enfeksiyon bulgularının var olduğu BONolgularında genel yaklaşım antimikrobiyal kemoterapiylesemptomların hafifletilmesidir.Penisilin ilk tercih edilen antibiyotiktir. Klindamisin,Eikenella ve Moraxella’ya karşı etkisiz,Aktinomyces’lere karşı zayıf etkili olduğundantercih edilmez. İnvaziv cerrahi girişimler geneldedurumun daha da kötüleşmesine yol açar.Penisilin veya ikinci jenerasyon sefalosporinler,klorheksidin gargaraları, periyodik minör debridmanve yara yerinin düzenli lavajı, tedavinintemelini oluşturmaktadır (25).Hiperbarik oksijen (HBO) desteği ile anaerobortamın indirgenmesi, neovaskülarizasyonunindüklenmesi, çevre dokulardaki enfeksiyo-Resim 6Resim 7Resim 8Resim 9Resim 6Multiple myeloma nedeniyleayda 4 mg Zometa kullanan79 yaşında kadın hastanınalt çenesinde çekimi takibengelişen bifosfonat nekrozodağının panoramik radyografigörüntüsüResim 7Multiple myeloma nedeniyleayda 4 mg Zometa kullanan79 yaşında kadın hastanınbifosfonat nekrozu nedeniylealt çenesinde gelişen kütanözfistülResim 8Romatoid artrit nedeniyle uzunyıllar kortikosteroid, meme CEAnedeniyle de son 6 yıldır her ay4 mg zometa kullanmakta olan65 yaşındaki kadın hastanın altçene semfiz bölgesinde gelişenbifosfonat nekrozunun panoramikradyografi görüntüsüResim 9Romatoid artrit nedeniyle uzunyıllar kortikosteroid, meme CEAnedeniyle de son 6 yıldır her ay4 mg zometa kullanmakta olan65 yaşındaki kadın hastanın altçene semfiz bölgesinde gelişenbifosfonat nekrozu alanındagelişen patolojik mandibulafraktürü64 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 65


Tablo 2: Amerikan Oral ve Maksillofasiyal Cerrahi Derneği (AAOMS) 2009 yılında BON evrelerine göre risk kategoriönerisi yayınlamıştır:0. EVRE1. EVRE2. EVRE3. EVREKlinik olarak nekrotik kemik yok, nonspesifik klinik bulgular ve semptomlar var.Klinik olarak enfeksiyon bulgusu olmadan, asemptomatik hastalarda ekspoze venekrotik kemik var.Pürülan drenaj olmadan, ekspoze kemik bölgesinde eritem ve ağrı bulguları ileseyreden enfekte ekspoze nekrotik kemik var.Ağrı olan hastalarda nekrotik ve açığa çıkmış kemik, aşağıdaki klinik bulgulardanbirinin veya daha fazlasının varlığı;alveolar kemik alanının dışında ekspoze ve nekrotik kemiğin genişlemesi (mandibulanınalt sınırı, ramus, maksillar sinüs ve maksillanın zigomatik çıkıntısı) sonucupatolojik fraktür oluşması;ekstra-oral fistül;oroantral ve/veya oronazal bağlantı;veya mandibulanın alt sınırı veya sinüs tabanında osteolizisin genişlemesiTablo 3: BON sınıflamasına göre tedavi stratejileri de AAOMS tarafından aşağıdaki gibi belirlenmektedir;0. EVRE1. EVRE2. EVRE3. EVRETedavi endikasyonu bulunmamaktadır. Ağız hijyeni eğitimi gerekmektedir.Antibakteriyel ağız gargarası, klinik takip, ağız hijyeni eğitimi ve devam edenbifosfonat tedavi endikasyonlarının gözden geçirilmesiGeniş spektrumlu antibiyotiklerle semptomatik tedavi, antibakteriyal gargara,ağrı kesiciler ve yumuşak doku travmasını engellemek için yüzeyel debridmanAntibakteriyal ağız gargarası, antibiyotik tedavisi ve ağrı kesici, enfeksiyon veağrının giderilmesi için cerrahi debriman veya rezeksiyonMigliorati, C. A et al. A systematic review of bisphosphonate osteonecrosis(BON) in canser. Support. Care Canser 18, 1099-1106 (2010).nun kontrol altına alınması düşünülebilir. Ancakonkoloji hastalarında her zaman HBO tedavi endikasyonuverilemeyebilir (14). HBO tedavisininanjiojenik etkisinin olduğu bilinmektedir. HBOtedavisi çene kemiklerinde görülen osteoradyonekrozuntedavisi ve önlenmesinde kesin bir tedaviyöntemi olmakla beraber BON olgularındayararlılığı kanıtlanmamıştır. Osteoradyonekrozunve bifosfonatlara bağlı çene osteonekrozunun patofizyolojikmekanizmaları birbirinden tamamenfarklıdır. Osteoradyonekrozda radyasyon görenalan hipoksiktir (23, 33).BON, doğrudan osteoklastlar üzerinde gerçekleşenkimyasal toksisite nedeniyle kemiğin yenidenşekillenememesi ve yenilenememesi sonucuoluştuğundan HBO tedavisinin yararlı olmadığıbildirilmiştir. Osteoradyonekrozda kapillerler,radyasyon gören alanda hiposellüler etki sonucuölürken bifosfonatlara bağlı çene osteonekrozundakapillerler kemik ölümü sonucu sekonder olarakölürler ve nekroz görülen alanda oksijenlenmeeksikliğinin görülmediği ve HBO basit tedavimekanizmasının işlemediği bildirilmiştir (23,35).Ozon, avasküler nekroza bağlı patolojilerde şuyollarla etkisini göstermektedir:• Endojen antioksidan sistemi stimüle ederek (8)• Kan akımını, kırmızı kan hücrelerini (alyuvarları)ve hemoglobin konsantrasyonunu aktive ederek;diapedezi ve fagositozu artırarak (9).• Tüm biyolojik reaksiyonları, özellikle doku oksijenlenmesürecini, kalsiyum, fosfor ve demir metabolizmasınıstimüle ederek ve bakterisid ajanolarak etki ederek (12).Ozon tedavisinin etkinliğini artırmak için invazivolmayan cerrahi girişimlerin yanı sıra antimikrobiyalkemoterapi (beta laktam grubu ve antifungalilaçlar) gerekmektedir (4).BON olguları antimikrobiyal kemoterapi ve beraberindeyapılan minör debridman tedavisine çoğuzaman olumlu yanıt vermez. Lazer tedavisininderi ve mukozanın beslenmesi üzerine etkinliğibirçok araştırmacı tarafından in vivo ve in vitroçalışmalarda gösterilmiştir. Bu araştırmalarda, lazerbiyostimülasyon tedavisinin, BON olgularındaözellikle yumuşak dokuda gelişen enflamasyonunkontrol altına alınıp ağrının azaltılmasında önemlikatkı sağladığı yönünde sonuçlar bildirilmektedir(18, 19, 34, 37, 42).Kliniğimizde, BON olgularında antimikribiyal kemoterapiyidesteklemek amacıyla düşük düzeylilaser tedavisi uygulanan hastalarda olumlu sonuçlarlakarşılaşılmıştır.Ekstraoral kemik açılımlarının olduğu olgulardagenel yaklaşım, flep kaldırıp nekrotik kemiğin çıkartılması,mukoza bütünlüğü sağlanacak şekildeyaranın kapatılması olmalıdır. Bu yöntem sadecehastanın mukoza bütünlüğünü sağlamakla kalmaz,akut klinik enfeksiyon bulgularını da ortadankaldırır. Cerrahi tedaviler kemiğin iyileşmesiüzerine etkili değildir. Bifosfonat kullanan hastalardakemik hiçbir zaman eskisi gibi olmaz. Bundansonra yapılacak çalışmalarda bifosfonatlarınkemik üzerindeki olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılmasıhedeflenmelidir (10, 14).BON’un yeni tedavi yaklaşımlarında cerrahi öncesitetrasiklin kullanımı, CT ve transilluminasyontekniği rehberliğinde nekrotik kemiğin rezeksiyonuönerilmektedir. Bu stratejiyle antibiyotikulaşan vital kemikte ultraviole ışık altında floresanyansıma olacağından ameliyat sırasında rezeksiyonsınırları daha rahat belirlenebilir. Kemikrezeksiyonu Er:YAG Laser ile bakteriler elimineedilerek, doku iyileşmesi stimüle edilerek de yapılabilir(14).Kanser hastalarında şiddetli kemik ağrısı, kırıkriski veya hiperkalsemi nedeniyle bifosfonat tedavisiertelenememekte ve hastalar bifosfonattedavisinin dental komplikasyonları hakkındaher zaman bilgilendirilememektedir. Barker veark.’ları (2007), i.v bifosfonat tedavisi görecekolan multiple myeloma hastalarının tedavi içingittikleri doktorların %54’ünün bifosfonat tedavisiöncesinde diş hekimlerine yönlendirilmediğinirapor etmektedir (6, 31). Oysa BON koruyucu önlemlerininbaşında hastaların kullanmakta olduklarıilaç ve ağız sağlığının önemi hakkında bilgilendirilmesigelir.Tablo 4: Oral bifosfonat kullanan hastaların osteonekroz risk değerlendirmesi.CTX DEĞERLERİ300-600 pg/mL (normal)150-299 pg/Ml101-149 pg/Ml≤ 100 pg/MlBifosfonat kullanan hastaların dental tedavisi, ilacıncinsine, kullanım yoluna, dozuna, süresine vedişlerin tedavi ihtiyacına göre değişmektedir. İdealolan, tedaviye başlamadan önce ağız ortamınınsağlıklı hale gelmesi ve bunun devamlılığının sağlanmasıdır.Bu yaklaşım hekimler tarafından ilkeolarak benimsenmeli ve hayata geçirilmelidir. Buamaçla, 2009 yılında AAOMS’un BON için düzenlediğiprotokol uygulanmaktadır. Bu protokolünamacı, hastaları bifosfonat kullanımına başlamadanönce tedavi etmek ve kemiği enfeksiyondankorumaktır. Ancak günümüzde bifosfonat kullananhasta sayısının artması ve BON riskinin varlığı,dental müdahalelerde diş hekimlerini kısıtlamaktadır(1, 2, 11, 27).Dental tedavi yapılması gereken olgularda vazokonstrüktörsüzlokal anestetiklerin tercih edilmesi,periostun korunması, cerrahi işlemlerinolabildiğince az kemiğin açığa çıkacağı şekildeplanlanıp tamamlanması, olabildiğince çekimlerdenkaçınılması, mümkünse dişlerin endodontiktedaviyle ağızda tutulması, mecbur kalındığındaçekimlerin tek tek farklı zamanlarda yapılması,gerektiğinde çekim sonrası kalan kemik sivriliklerinindüzeltilip dikişle yara ağzının daraltılması,pıhtının stabilizasyonunun destekleneceği önlemlerinalınması, çekim öncesi CTX değerleriningözden geçirilmesi, osteonekroz riski olan sonuçalındığında onkologla konuşularak bifosfonat kullanımınamümkünse üç ay kadar ara verilip CTXdeğerlerinde gerileme sağlanması, mukozalarıntravmadan korunması, kanamalı ve enfeksiyonriski olan tedaviler öncesinde mutlaka antibiyotikkullanılması, ağız gargaralarıyla antimikrobiyalkemoterapinin desteklenmesi, doku bütünlüğüsağlanana kadar bu tedaviye devam edilmesi gerekmektedir(10, 14).Tüm bu önlemlerin alınmasına rağmen yine deBON gelişebilir. Yukarıda da belirttiğimiz gibiBON, patobiyolojisi henüz tam olarak aydınlatılamamış,üzerinde çalışılması, çok iyi dökümanteedilmesi, sonuçların paylaşılması, verilerineşliğinde klinikte hastalara yönelik bir korunmaOSTEONEKROZ RİSKİYüksekMarx, R.E. Oral & Intravenous Bisphosphonate-Induced Osteonecrosis of the Jaws. History, Etiology, Prevention,and Treatment. Illinois: Quintessence Publishing Co, Inc. 2007. 67-69.YokYok veya minimalOrta derecede66 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 67


ve tedavi yaklaşımı protokolü geliştirilmesi gerekenbir sorun olarak üzerinde çalışılan konuolmaya devam etmektedir. nKAYNAKLAR1. American Association of Oral and Maxillofacial SurgeonsPosition Paper on Bisphosphonate-Related Osteonecrosis ofthe Jaw – 2009 Update. Approved by the Board of TrusteesJanuary 2009.2. American Dental Association Council on Scientific Affairs.Dental management of patients receiving oral bisphosphonatetherapy: expert panel recommendations. Journal of AmericanDental Association, 2006;137:1144-1150.3. Abu-Id M.H, et al.‘‘Bis-phossy jaws’’: High and low risk factorsfor bisphosphonate-induced osteonecrosis of the jaw JCraniomaxillofac Surg, 2008;36:95-103.4. Agrillo, Allesandro MD, PhD; Ungari, Claudio MD; Filiaci,Fabio MD; Priore, Paolo MD; Iannetti, Giorgio MD, PhD. OzoneTherapy in the Treatment of Avascular Bisphosphonate-RelatedJaw Osteonecrosis 2007; 18: 1071-75.5. Bamias A, et al. Osteonecrosis of the jaw in cancer aftertreatment with bisphosphonates: incidence and risk factors. JClin Oncol, 2005;23:8580-8587.6. Barker K, et al. Survey of members of myeloma UK on biphosphonates-associatedjaw osteonecrosis. Br J Haematol2007;139: 626–628.7. Bilezikian JP, et al . Osteonecrosis of the jaw- do bisphosphonatespose a risk? N Eng J Med 2006; 355:2278-2281.8. Bocci V. Does ozone therapy normalize the cellular redoxbalance? Med Hypotheses 1996; 46: 150-154.9. Bocci V. Ozone as Janus: this controversial gas can be eithertoxic or medically useful. Mediators of Inflammation 2004; 13:3-11.10. Campisi G, et al. Bisphosphonate- related osteonecrosis ofthe jaw (BRONJ): run dental management designs and issuesin diagnosis. Ann Oncol 2007;18:168–172.11. Cheng A et al. The dental implications of bisphosphonatesand bone disease. Australian Dental Journal 2005; 50: 4-13.12. Clavo B, Català L, Pèrez JL, et al. Ozone therapy on cerebralblood flow: a preliminary report. Evidence-Based Complementaryand Alternative Medicine 2004; 1: 315-319.13. Crepin S, et al. Osteonecrosis of the jaws induced by clodronate,an alkylbisphosphonate: case report and literaturereview. Eur J Clin Pharmacol 2010;66:547-554.14. Çevik P: Bifosfonat kullanılan hastalarda oral cerrahi uygulamalardakarşılaşılabilecek sorunlar ve tedavisi. İ.Ü.Diş Hek.Fak. Öğrenci Bitirme Tezi. Danışman; Prof. Dr. Özen DoğanOnur 2009.15. Diel IJ, et al. Adverse effects of bisphosphonates: currentissues. J Support Oncol, 2007;5:475-548.16. Durie BG, et al. Osteonecrosis of the jaw and bisphosphonates.N Engl J Med 2005;353: 99–102.17. Fleisch H. Bisphosphonates: Mechanisms of action. EndocrRev 1998;19:80-100.18. Folwaczny, M., Mehl, A., Jordan, C., and Hickel, R. Antibacterialeffects of pulsed Nd:YAG laser radiation at differentenergy settings in root canals. J Endod. 2002; 28, 24–29.19. Gronqvist, A. Wistrom, J., Axner, O., and Monsen, T.J. .Bactericidal effect of pulsed 1,064 nm Nd:YAG laser light onStaphylococcus epidermidis is of photothermal origin: an invitro study. Lasers Surg Med. 2000; 27: 336–340.20. Jung TI, et al. Osteonecrosis of jaw under bisphosphonatetherapy: patient profile and risk assessment. J Bone Miner Res2007; 22: S113.21. Lipton A, Milton S. The safety of zoledronic acid. ExpertOpin Drug Saf 2007; 6: 305-313.22. Luckman SP. et al. Heterocycle-containing bisphosphonatescause apoptosis and inhibit bone resorption by preventingprotein prenylation: evidence from structure-activity relationshipsin J744 macrophages. J Bone Miner Res 1998;13:1668-1678.23. Marx, R.E. Oral & Intravenous Bisphosphonate-InducedOsteonecrosis of the Jaws. History, Etiology, Prevention, andTreatment. Illinois: Quintessence Publishing Co, Inc. 2007.67-69.24. Marx RE, et al.Bisphosphonate-induced exposed bone(osteonecrosis/osteopetrosis) of the jaws: risk factors, recognition,prevention, and treatment. J Oral Maxillofac Surg.2005;63:1567-75.25. Marx RE, Oral and Intravenous Bisphosphonates-InducedOsteonecrosis of the Jaws: History, etiology, prevention andtreatment., Hanover Park: Quintessence Books. 2006. 68-70.26. Martin TJ, Grin V. Bisphosphonates – mechanisms of action.Australian Prescriber 2000; 23:130-132.27. Maurer P, et al. Bisphosphonate-related osteonecrosis ofthe maxilla and sinusitis maxillaris. Int J. Oral Maxillofac. Surg.2011;40:285-291.28. Mehrotra, B, Ruggiero S. Bisphosphonate complicationsincluding osteonecrosis of the jaw. Hematology. American Societyof Hematology Education Program, 2006;515:356-360.29. McLeod NM, et al. Bisphosphonate osteonecrosis of thejaws; an increasing problem for the dental practitioner. BrDent J 2007;203: 641–644.30. Migliorati CA, et al. Bisphosphonate-associated osteonecrosisof mandibular and maxillary bone. Cancer. 2005 May 31;86-88.31. Migliorati CA, et al. Managing the care of patients withbisphosphonate-associated osteonecrosis: an AmericanAcademy of Oral Medicine position paper. J Am Dent Assoc.2005;136:1658-68.32. Migliorati, CA et al. A systematic review of bisphosphonateosteonecrosis (BON) in canser. Support. Care Canser 18, 1099-1106 (2010).33. Niinikoski JH. Clinical hyperbaric oxygen therapy, woundperfusion, and transcutaneous oximetry. World J Surg 2004;28: 307-11.34. Ninomiya T, Miyamoto Y, Ito T, Yamashita A, Wakita M,Nishisaka T. High-intensity pulsed laser irradiation acceleratesbone formation in metaphyseal trabecular bone in ratfemur. J Bone Miner Metab 2003; 21: 67–73.35. Onur Ö, Kurtuluş B, Çevik P: Bifosfonat kullanan hastalardaoral cerrahi uygulamalarda karşılaşılabilecek sorunlar vetedavisi. İ.Ü.Diş Hek Fak Derg 2009;43:113-123.36. O’Ryan F.S, et al. Intraoral bisphosphonate related osteonecrosisof the jaws; bone scintigraphy as an early indicator. JOral Maxillofac Surg 2009;67:1363-1372.37. Pourzarandian, A., Watanabe, H., Aoki, A., et al. Histologicaland TEM examination of early stages of bone healingafter Er:YAG laser irradiation. Photomed Laser Surg. 2004; 22:342–350.38. Ruggiero SL, et al. Osteonecrosis of the jaws associatedwith the use of bisphosphonates: a review of 63 cases. J OralMaxillofac Surg 2004; 62: 527–534.39. Scoletta M, et al. Treatment outcomes in patients withbisphosphonate-related osteonecrosis of the jaws: a prospectivestudy. Oral Surg Oral Med Oral Radiol Endod 2010;110:46-53.40. Sparidans RW. et al. Bisphosphonates in bone diseases.Pharm World Sci 1998;20:206-213.41. Stumpe MR, et al. Incidence and risk factors of bisphosphonate-associatedosteonecrosis of the jaws. Head Neck.2009;31:202-206.42. Vidinsky, B., Gal, P., Toporcer, sT., et al. Effect of laser irradiationof diode laser on healing of surgical wounds in rats.Rozhl Chir. 2005; 84: 417–421.43. Woo SB, et al. Narrative [corrected] review: bisphosphonatesand osteonecrosis of the jaws. Ann Intern Med 2006;144:753–761.68 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 69


Nötral Alan Ölçü TekniğiGİRİŞDoğal dişlerin çekiminden sonra, ağızda tam pro-lümlü (2, 24, 30, 32) hem de implant-destekli ha-tezlerin yer alacağı potansiyel protez alanı olarakreketli protezlerde (22, 35) de uygulanabilirliğiniadlandırılan bir boşluk ortaya çıkar. Protez alanı-mümkün hale getirmiştir.nın sınırlarını üstte maksilla ve yumuşak damak,altta mandibula ve ağız tabanı, medial ve internalolarak dil, lateral ve eksternal olarak ise yanakve dudakları meydana getiren kaslar ve dokularoluşturmaktadır (Şekil 1) (4).Nötral alan ölçü tekniği rezorbe alveol kretlerinvarlığında (4, 10, 14, 25), tutuculuk ve stabiliteninsağlanmasının güç olduğu vakalarda, dahaönceden tam protez kullanan fakat hasta memnuniyetininsağlanamadığı bireylerde (14), kısmiDr. Canan Bural*cbural@istanbul.edu.trEsas itibariyle mekanik apareyler olan tam pro-glossektomi (29), mandibular rezeksiyon ve re-tezlerin nöromüsküler fonksiyonlarla uyumlukonstrüksiyon yapılan (22, 30, 36), perioral kas-olacak şekilde hazırlanması gerekmektedir. Çiğ-ların innervasyonunu etkileyen çeşitli nörolojikneme, konuşma, yemek yeme, yutkunma, gülmeve nöromüsküler rahatsızlıkların (19, 32) olduğugibi tüm fonksiyonlarda dil, dudaklar, yanaklar vehastalarda önerilmektedir.ağız tabanını oluşturan kaslar aktif olarak görevaldığından, kasların kontraksiyonuyla meydanagelen fonksiyonel kuvvetler tam protezleri etkilemektedir.Nötral alan ölçü tekniğinin daha çok alt protezlereuygulanmasının yaygın olmasına rağmen, buteknik üst hareketli protezlere (4, 5, 11) ve hattamaksillofasyal obturator protezlere de (6, 16) uy-Dr. Işıl Turp*isilbayramgurler@yahoo.comTam dişsizlikte dudakların ve yanakların bir ta-gulanabilmektedir.Nötral alan ölçü tekniği tutuculuk ve stabilitenin sağlanmasının güç olduğu,daha önceden protez kullanan fakat hasta memnuniyetinin sağlanamadığı,glossektomi, mandibular rezeksiyon ve rekonstrüksiyon yapılan, perioral kaslarıninnervasyonunu etkileyen çeşitli nörolojik ve nöromüsküler rahatsızlıkların olduğuolgularda avantaj sağlayabilir. Ayrıca, protezi çevreleyen kasların fonksiyonelhareketleriyle uyumlu bir diş dizimine bağlı olarak daha iyi estetikle birlikte, rahatve düzgün konuşmanın sağlandığı bir protez yapımına olanak tanır.rafta ve dilin diğer tarafta olduğu ve bu yapılarınoluşturduğu kuvvetlerin denge halinde olduğupotansiyel protez boşluğu içerisindeki bir alandabulunan ‘nötral alan’ veya ‘nötral zon’ olaraktanımlanan bir alan bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle,normal nöromüsküler fonksiyonların varlığındanötral alan dilin dışarıya doğru baskı yaparakoluşturduğu kuvvetlerin, yanak ve dudaklarınağız içerisine doğru baskı yaparak oluşturduğukuvvetlerle dengelenerek eşitlendiği bir alan olaraktanımlanmaktadır (4, 5, 8, 10, 15). Kaslarınkontraksiyonuyla oluşan bu kuvvetlerin yönü vemiktarı bireyden bireye göre değiştiğinden, nötralalanın şekli ve boyutları her bireyde farklı olmaktadır(4, 33).Nötral alan tekniğinin uygulandığı vakalarNötral alan ölçü tekniğinin literatürde tanımlan-Nötral alan ölçü tekniğinin yararlarıNötral alan ölçü tekniğinin uygulanmasının klinikaçıdan birçok yararı bulunmaktadır. Protez kenarlarınıniç ve dış sınırlarını oluşturan yumuşakdokular, protezlerin stabilitesine önemli ölçüdeetki eden kuvvetler uygular. Protezin yapım aşamalarındakonuşma, yutkunma sırasında oluşanfonksiyonel kas kuvvetlerinin kullanıldığı vekuvvetlerin dengelendiği protezlerde daha fazlastabilitenin sağlanabileceği bildirilmektedir (3-5,8, 10, 11, 13, 14, 25, 26, 33). Bu durum nötral alanınınbilindiği ve protez kaidesine gelen dinamiknöromüsküler kuvvetlerin dengede olduğu bir dişdiziminin gerçekleştirilmesi halinde olabilir (4, 5).Özellikle alveol kretlerinde rezorpsiyonun arttığıve/veya hastanın yaşının ilerlediği olgularda altprotezin stabilitesi için protez kenarlarının, diş di-Diş Hekimi Volkan Karabey**volkankarabey@hotmail.comDiş Hekimi Derya Birler Yağlı*birlerderya@hotmail.comNötral alan, oral kavitede dilin dışarıya doğru baskıyaparak oluşturduğu kuvvetlerin, yanak ve dudaklarınağız içerisine doğru baskı yaparak oluşturduğukuvvetlerle dengelenerek eşitlendiği birglossektomi, mandibular rezeksiyon ve rekonstrüksiyonyapılan, perioral kasların innervasyonunuetkileyen çeşitli nörolojik ve nöromüskülerrahatsızlıkların olduğu olgularda avantaj sağlaya-masından itibaren pratikte daha çok alt tam protezlerdeuygulanmasına yer verilmesine karşın,son yıllarda protetik diş hekimliğinde kullanılanmateryallerdeki gelişmeler bu tekniğin hem bö-ziminin dudak hareketleriyle uyumlu olması sağlanmalıdır(Şekil 2). Kret rezorpsiyonu nedeniyledudak kasları kret üzerine doğru kıvrıldığından,protezi yerinden oynatıcı kuvvet uygular. Nötralbölge olarak tanımlanmaktadır. Pratikte daha çokalt tam protezlerde uygulanmasına yer verilmesinekarşın, son yıllarda protetik diş hekimliğindekullanılan materyallerdeki gelişmeler nötral alanölçü tekniğinin hem diş destekli hareketli bölümlü,hem de implant-destekli hareketli protezlerdeuygulanabilirliğine olanak sağlamaktadır. Nötralalan ölçü tekniği tutuculuk ve stabilitenin sağlanmasınıngüç olduğu, daha önceden protez kullananfakat hasta memnuniyetinin sağlanamadığı,bilir. Nötral alan ölçü tekniği, protezi çevreleyenkasların fonksiyonel hareketleriyle uyumlu bir dişdizimine bağlı olarak daha iyi estetikle birlikte, rahatve düzgün konuşmanın sağlandığı bir protezyapımına olanak tanır. Bu literatür derlemesindenötral alan ölçü tekniğinin uygulaması, klinik yararları,uygulama sırasında dikkat edilmesi gerekendurumlar, tam veya bölümlü dişsizlik olgularındave implant-destekli hareketli protezlerdekietkileri değerlendirilmektedir.Şekil 1 Tam dişsizlikte nötral alanın alt-üst çene ve yumuşakdokularla ilişkisiŞekil 2 Rezorbe olmamış (A) ve rezorbe (B) alveol kretlerinde altprotezin stabilitesinin sağlanması için yapay dişlerin nötral alanagöre dizimiProf. Dr. Gülsen Bayraktar*bayrakg@istanbul.edu.tr* İstanbul Üniversitesi, DişHekimliği Fakültesi, Protetik DişTedavisi AD** İstanbul Üniversitesi,Diş Hekimliği Fakültesi,Periodontoloji AD70 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 71


alan ölçü tekniği, dişlerin, kasların oluşturduğukuvvetlerin protezin hareketine neden olmayacağıve protezin stabilitesine katkıda bulunacağıyere dizilmesini gerektirmektedir. Nötral alanbelirlendiği takdirde, ön diş dizimi dudak ve dilkuvvetlerinin dengelendiği bir bölgeye yapılacağından,protezin stabilitesine olumlu katkı sağlayacaktır(5). Doğal dişlerin dil, yanak ve dudakkuvvetlerinin birbirlerini dengelediği bir nötralalan içerisinde sürdüğü düşünüldüğünde, yapaydişlerin de bu bölgeye dizimi doğal duruma oldukçayakın ve estetik bir görünüm ortaya çıkmasınısağlayacaktır (7, 10, 26).Aynı şekilde, doğal dişlerin yerlerine yakın bir bölgedediş dizimi yapıldığından, doğal bir konuşmada sağlanabilmektedir (10, 13, 30).Protezin cilalı yüzeylerinin modelajının laboratuardarasgele yapılması yerine hastanın fizyolojikkas kuvvetleriyle şekillendirdiği cilalı yüzeylerinnötral alan ölçü tekniğiyle belirlenmesi nöromüskülerfonksiyonlarla uyumlu, çatışmaların olmadığı,yüz kaslarını destekleyen ve yatay kuvvetlerinminimal etkisinde bir hareketli protez yapımınısağlayacaktır (10, 13, 14, 27, 33).Nötral alan ölçü tekniğiyle hazırlanan implantdestekli hareketli protezler teşhis veya cerrahistent amacıyla kullanıldığında implantların enoptimal pozisyonlara yerleştirilebilmesine olanaksağlayabilir ve ayrıca estetik, konuşma gibi fonksiyonlarıniyileştirilmesinde etkili olabilir (35).Maksillofasyal protezlerde nötral alan ölçü tekniğiuygulamasının artikülasyonun ve estetiğin iyileştirilmesinde,yüz kaslarının desteklenmesinde vetükürük akışının kontrolünde yararlı olabileceğibelirtilmektedir (6). Mandibüler rezeksiyon veyarekonstrüksiyon yapılan, ön bölgede diş eksikliğiolan bölümlü dişsizlik vakalarında nötral alanölçü tekniği, hem estetiğin arttırılmasını, hem dedudak ve yanak fonksiyonlarıyla uyumlu bir dişdizimini sağlayabilir (2, 32).Nötral alan ölçü tekniğinin protez yapım aşamalarındailave bir seans gerektirmesi, maliyet artışı,teknisyenin laboratuar aşamalarında konuylailgili bilgi ve tecrübeye sahip olması gerekliliği butekniğin kısıtlamalarıdır (4, 14).Nötral alan ölçü tekniğinin klinik uygulamasıİrreversible hidrokolloidal (aljinat) esaslı bir ölçümateryali kullanılarak alınan ilk ölçülerden eldeedilen alçı modeller üzerine akrilik esaslı bireyselölçü kaşığı hazırlanır. Üst ve alt çenenin son ölçüsüiçin ölçü kaşıklarının kenar sınırları kontroledilir ve stenç esaslı bir materyalle fonksiyonelhareketler yaptırılarak protezin kenar sınırlarıbelirlenir. Alt çenenin son ölçüsünde çinkooksitöjenoliçerikli ölçü materyali gibi düşük vizkotelibir ölçü materyali kullanılabilir ve proteze destekolacak dokulardan maksimum destek sağlanır(14). Son ölçüler alındıktan sonra elde edilen alçımodeller üzerine akrilik esaslı kaide plakları vemum duvarlar hazırlanır, oklüzyon düzlemi ayarlanır.Üst çenenin mum duvar şekline ve kalınlığınındoğru şekilde hazırlanmasına dikkat edilmelidir,çünkü alt mum duvarlar da üst mum duvarlaragöre ayarlanacağından, üst mum duvarda olabileceksapmalar gerek alt mum duvarları gereksenötral alanı etkileyebilir. Sentrik ilişki saptandıktansonra alt üst modeller artikülatöre alınır. Buaşamadan sonra nötral alan ölçü tekniğinin uygulanmasıiçin gereken laboratuar hazırlıklarınabaşlanabilir (Tablo 1).Alt kaide plağından mum duvarlar tamamıyla söküldüktensonra yine otopolimerizan veya ışıklapolimerize olan akrilik reçine kullanılarak kaideplağının üstüne dikdörtgen şeklinde ilave bir çıkıntıyapılması gerekmektedir (14). Akrilik çıkıntıhem doğru dikey boyutu korumak için bir stop(durdurucu) görevi sağlayacak hem de nötral alanölçü materyalinin tutuculuğu için destek olacaktır(10, 11, 14). Bu çıkıntının genellikle dil ve yanakfonksiyonlarını etkilemeyecek şekilde ve kalınlık-Stenç esaslı ölçü materyali sertleştikten sonra,üzerinden 2-3 mm kazıma yapılarak doku düzenleyiciveya çinkooksit-öjenol gibi daha akışkanözellikte bir materyalle nötral alan ölçüsünün uygulanmasıda alternatif bir uygulama olabilir (30).Nötral alan ölçü tekniğinde kullanılan yöntemlerNötral alanın ölçüsünün alınması ve cilalı yüzeylerinşekillendirilmesi için çeşitli yöntemlerliteratürde bildirilmektedir. Hastanın kişisel kasfonksiyonlarının ölçü materyaline kaydı sırasındakonuşma, yutkunma, gülme, ıslık çalma, dili prot-Tablo 2. Nötral alan ölçüsünün laboratuvar aşamaları1 Nötral alan ölçüsünün laboratuvara transferi2 Kaide plağının çalışma modeline adaptasyonu3 Model üzerinde rehber olukların hazırlanması ve modelin izolasyonu4 Nötral alan ölçüsü ve modelin etrafına alçı veya silikon yardımıyla indeks hazırlanması5 İndeksin model ve ölçüden çıkarılması6 İndeksin içine mum dökülmesi ve mumun akrilik kaide plağına yapışmasının sağlanması7 Diş dizimi ve dişli provata ve alt mum duvarlarıyla aynı yükseklikte hazırlanmasıgerekmekte ve premolar bölgesine yadirme,gibi fonksiyonel hareketlerle nötral alanınruzyona getirme ve/veya dudaklar üzerinde gezpılmasıönerilmektedir (14). Eğer nötral alan ölçü ölçüsü şekillendirilmektedir (3, 4, 8, 11, 13, 14, 19,tekniği bölümlü protezde uygulanacaksa iskelet 22-25, 29, 31-33, 36).yapının uyumu kontrol edildikten sonra retansiyonağları üzerine akrilik reçine eğer hazırlanarakKonuşma yönteminde hastadan yüksek sesle ‘ah,oh, is, eh, sis, so’ gibi sesli harfleri içeren sözleri(4, 24, 25, 36) veya ‘m, b, p’ harfleriyle dudakdestek tam protezlerdeki gibi sağlanabilir veyaretansiyon ağları ölçünün tutuculuğu için yeterlisesleri, ‘s’ harfiyle dişsel ses veya ‘t, d’ harfleriyleolabilir (Tablo 2).alveoler sesleri (17) doğru telaffuzla söylemesiNötral alan ölçü tekniğinde kullanılan ölçü materyalleriavantajları hastanın ölçü işleminden önce provaveya sayı sayması istenir. Fonasyon tekniğininyapmasına olanak sağlaması, hasta tarafındanNötral alanın ölçüsünün kaydedilmesinde stençkolaylıkla anlaşılır olması ve işlem sırasında hastakonuşurken ağız fonksiyonlarının doğruluğu-esaslı ölçü materyali (4, 5, 8, 11-13, 25, 30, 36),yumuşak mum (1, 2, 24, 34), doku düzenleyici materyaller(14, 19, 21-23, 25, 29, 32), polivinil siloknunkontrolüne izin verebilmesidir (17). Konuşmasan ölçü materyali (1, 3, 16, 27), çinkoksit-öjenolyöntemi genellikle doku düzenleyici materyallerle(30) materyalleri veya bunların kombinasyonu (8,birlikte kullanılmaktadır (4, 14, 17, 25).29, 30) kullanılabilmektedir.Yutkunma yönteminde hasta tekrarlayarak yutkunmahareketi yapar ve bazı durumlarda kolay-Nötral alan ölçü tekniğinde doku düzenleyici materyallerinkullanımının diğer ölçü materyallerinelık sağlanabilmesi için hasta su yudumlayabilir (8,göre birkaç üstünlüğü olduğu bildirilmektedir.19). Yutkunma yönteminde genellikle stenç esaslıStenç esaslı materyaller yumuşak dokulara baskıölçü materyali kullanılmaktadır (4, 25).uygularken (mukokompresif), doku düzenleyicilerle,baskı uygulanmaksızın (mukostatik) bir ölçü reken durumlarNötral alanın ölçü işleminde dikkat edilmesi ge-elde edilebilir (23). Nörolojik bozukluklar gibi nedenlerebağlı olarak ölçü işlemi sırasında verilenNötral alanın ölçüsünün alınmasından önce üstmum duvarlar ve alt kaide plağı ağza yerleştirilerekönceden belirlenmiş oklüzal dikey boyutundirektiflere cevabı geç veya bozuk olan vakalarda,uzun sürede katılaşma, yanlış fonksiyonlarınkorunduğu tekrar kontrol edilmelidir.düzeltilerek zaman içinde doğru kas fonksiyonlarınınölçü materyaline aktarılabilmesine olanaksağlaması gibi fiziksel özellikleri nedeniyle dokudüzenleyici materyaller avantaj sağlayabilir (19).Tablo 1. Nötral alan ölçü tekniğinin protez yapım aşamalarındaki uygulanma sırasıKlinikLaboratuvarKlinikLaboratuvarKlinikLaboratuvarKlinikLaboratuvarKlinikLaboratuvarKlinik11223344556Birinci ölçülerin alınmasıModel elde edilmesi ve bireysel ölçü kaşıklarının hazırlanmasıFonksiyonel ölçülerin alınmasıAna modellerin elde edilmesi ve akrilik reçine kaide plaklarının hazırlanmasıOklüzyon düzleminin mum duvarlarda ayarlanması, oklüzal dikey boyut ve sentrik ilişkinin belirlenmesiAlt ve üst modellerin artikülatöre bağlanması, alt kaide plağından mum duvarların sökülmesiNötral alan ölçü tekniğinin uygulanmasıNötral alan ölçüsünün indekslenmesi ve diş dizimiDişli provaModelaj ve bitim işlemleriProtez teslimi72 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 73


Nötral alanın ölçüsü sırasında hastanın dik bir pozisyondaoturması sağlanarak konuşma, yutkunmagibi fonksiyonların en optimal şekilde gerçekleştirilmesisağlanmış olunur (4, 14).Nötral alanın ölçüsü alınırken kaide plaklarınınhareketinin engellenmesi için protez adezivlerikullanılabilir (4, 27, 36).Nötral alanın ölçü işleminde seçilen ölçü materyalininkas fonksiyonlarıyla şekillenecek kıvamdaolması gerektiğinden, stenç esaslı ölçü materyallerindeve yumuşak mumlarda tekrarlayarakısıtma (4, 5), doku düzenleyici materyallerdeakışkanlığın azaltılması için toz-likit oranının arttırılması(10, 14, 23), silikon esaslı ölçü materyallerdeakışkanlığı az (koyu) kıvamdayken ağza yerleştirme(27) veya katalizör oranının arttırılması(16) gibi uygulamalar tavsiye edilmektedir.Ölçü materyalinin hem ölçü işlemi sırasında hemde ölçünün indekse aktarılması sırasında kaideplağından ayrılmaması gerekmektedir. Bu nedenleakrilik kaide plağı üzerine kroşe teli gibi rijidyapıdaki bir telin sabitlenmesi, polivinil siloksanmateryaller için kaşık adesivinin sürülmesi tavsiyeedilmektedir (4, 10, 25, 27, 36).Stenç esaslı ölçü materyallerinin kaide plağına retansiyonununsağlanması için kaide plağı üzerineönce kırmızı renkteki stenç maddesinin adapteedilmesinin ve daha sonra kırmızı stenç üzerinegri ve yeşil renkteki stenç çubukların ısıtılmış karışımlarınınilavesinin yararlı olacağı bildirilmektedir(8). Stenç ölçü materyallerinin uniform olarakısıtılmasına çok dikkat edilmelidir, aksi takdirdenötral alanın şeklinde farklılıklar ortaya çıkabilir(4, 30).Ölçü işlemi sırasında dikkat edilmesi gereken birnokta da ölçü materyalinin hacminin mümkün olabildiğinceminimal tutulmasıdır. Doğru bir nötralalan ölçüsünün elde edilmesi için gerektiğindeölçü materyaline ilaveler yapılmalıdır. Nötral alanölçüsüne yapılan ilavelerle okluzal tabla genişliğiyatay yönde artabilir (17). Gerektiğinden fazlaTablo 3: Nötral alan ölçü işleminin aşamalarıLaboratuvarKlinikölçü materyali yerleştirildiğinde ise vestibül sulkustadistorsiyona bağlı olarak nötral alan ölçüsüyanlış şekillendirilebilir (14). Ölçü işlemi esnasında,oklüzyon düzlemi üzerine taşan fazla ölçümateryali ölçüden kaldırılmalı, kaide plağı tekrarağza yerleştirilerek ölçü işleminde uygulananfonksiyonlar hastaya tekrarlatılmalıdır (8).Laboratuarda nötral alan ölçüsünün etrafına silikonesaslı ölçü materyali, stenç ölçü materyali,veya alçı dökülmesiyle nötral alan boşluğunukoruyan bir indeks (anahtar) hazırlanır (4, 10, 11).İndeksin hazırlanmasından önce ana model üzerindeindeksin her seferinde modele aynı şekildeoturmasını sağlayacak rehber oluklar veya delikleraçılmalıdır. Daha sonra nötral alan ölçüsü kaideplağından sökülür ve diş dizimi yapılır. İndeksiçine mum dökülür ve kaide plağına mumun yapışmasısağlanır. Böylece nötral alan ölçü işlemindebelirlenen cilalı yüzey kontürleri de dişli provasırasında kontrol edilebilir. Diş diziminin nötralalanla uyumunun kontrolü indeksin yapay dişlerve kaide plağı üzerine pasif ve net oturmasıylasağlanır (Tablo 3).Ticari kullanımdaki yapay dişlerin bukkolingualyöndeki ortalama genişlikleri 7.7 mm ile 9.0 mmarasındadır (17). Nötral alan ölçü tekniğiyle belirlenenokluzal tabla genişliğinin daha az olduğudurumlarda, daha dar okluzal morfolojiye sahipdişlerin seçimine alternatif olarak yapay dişlerdebukkolingual yönde aşındırma veya istenilenboyutlarda yapay dişlerin hazırlanması alternatifolabilir (4, 14, 17).TARTIŞMAGeçmiş yıllarda tam protez yapımında nötral alanölçü tekniğinin uygulanması çok yaygın olamamıştır.Tam protezlerde nötral alan konsepti uzunyıllardır bilinen ve protetik diş hekimliği pratiğinealındığı takdirde aslında kolay uygulanabilen biryaklaşımdır.Alt kaide plağından mum duvarların sökümü ve ölçünün tutuculuğu için kaide plağı üzerine akrilikveya metal tel ilavesiKaide plağının ve akrilik çıkıntının fonksiyonel hareketleri engellemediğinin kontrolüAğız açıkken alt ve üst kaide plaklarının retansiyon ve stabilitesinin kontrolü (protez adesivi uygulanması)Kaide plağı üzerine ölçü materyalinin yerleştirilmesiÖlçü materyali ağızdayken yutkunma, konuşma, vb. fonksiyonların 60-70 saniye süreyle tekrarlanmasıOklüzyon düzlemi üzerine taşan ölçü materyalinin uzaklaştırılmasıEksik ölçü materyalin ilavesiKaide plakları ve ölçü materyalinin tekrar ağıza yerleştirilerek yutkunma, konuşma, vb. fonksiyonlarıntekrarlanmasıÖlçünün laboratuvara transferiTam protezlerde yapay dişlerin pozisyonuna veprotez kenarlarının konturlarına önem verilmemesiçoğu zaman yetersiz stabiliteyle birlikte tutuculukkaybı gibi sorunlara yol açmaktadır. Bunedenle, nötral alan ölçü tekniğinin uygulanmasıylanöromüsküler fonksiyonlarla uyumlu, yeterlistabilite ve tutuculuğa sahip bir tam protez yapımısonucunda hasta memnuniyeti arttırılabilir.Günümüzde özellikle alveol kretlerinin aşırı rezorbeolduğu tam protez vakalarında tutuculukve stabilite dental implantlarla rahatlıkla sağlanabilmektedir.Çeşitli nedenlerle dental implantuygulanamayan ve alveol kretlerinin aşırı rezorbeolduğu tam protez vakalarında tutuculuk vestabilitenin sağlanmasında nötral alan tekniğininuygulanması, oklüzyonun değiştirilmesi veyaprotez adezivleri kullanımı alternatif yaklaşımlarolarak değerlendirilmelidir (9, 14). Ancak, implantdestekli hareketli protezlerde de nötral alanölçü tekniğinin uygulanabileceği durumlar bulunmaktadır.Stabiliteye katkısından daha çok,diş dizimi ve implant pozisyonunun belirlenmesigibi nedenlerden ötürü, nötral alan ölçü tekniğiimplant destekli protezlerde klinik açıdan yararsağlayabilir. İleri derecede rezorpsiyon olan alveolkretlerinde implantların yerleştirileceği yerinnetleştirilemediği durumlarda nötral alan tekniğininprotezin diş dizimi, cilalı yüzey konturları veestetiğine bağlı olarak en uygun implant yeri vepozisyonunun belirlenmesinde yardımcı olacağıbelirtilmektedir (35). İlave olarak, alt çenede cerrahirekonstrüksiyon yapıldıktan sonra gelenekselyöntemlerle hazırlanan bir implant-destekli alttam protezin kullanımından itibaren iki haftalıkkontrol periyodu süresince yanak ve dil ısırma şikayetleridüzelmeyen bir olguda (22), nötral alanölçü tekniğiyle alt posterior dişlerin yeniden dizimiyapılarak şikayetlerin ortada n kalktığı bildirilmektedir.Yutkunma ve konuşma sırasında birçok yönde ortayaçıkan kas kuvvetlerinin yatay komponentleriesas olarak protez üzerine etkilidir. Yutkunmave konuşma paternleri gün içerisinde birçok keztekrarlandığından ve kişide hemen hemen herseferinde aynı şekilde gerçekleştiğinden, nötralalan ölçü tekniğinde başlıca yutkunma ve konuşmafonksiyonları tercih edilmektedir. İlave olarak,yutkunma fonksiyonu konuşmaya göre daha sabitolduğundan, nörolojik bozuklukların olduğu vakalardanötral alan ölçüsünün şekillendirilmesindeyutkunma tekniğinin uygulanmasının yararlıolabileceği belirtilmektedir (4, 25).Nötral alan ölçü tekniği uygulandığında, diş dizimininkret tepesine göre tipik olarak dahavestibülde yer aldığı belirtilmektedir (7). Dokudüzenleyiciler ve konuşma tekniği uygulanarakbelirlenen nötral alan ölçülerinin piyezografikincelemesinin yapıldığı bir çalışmanın bulguları,oklüzal tablanın merkezinin alveol kretlerinintepe noktasına olan mesafesinin büyük azılarbölgesinde 1.5 mm, küçük azılar bölgesinde ise1.9 mm olmak üzere daha bukkalde yer aldığınıgöstermektedir (17). Öte yandan, geleneksel ölçüyöntemi ve nötral alan tekniği kullanılarak hazırlanantam protezler karşılaştırıldığında, hastalarçiğnemenin geleneksel protezlerde anlamlı birşekilde daha etkin olduğunu, konuşma ve rahatlığınise nötral alan tekniğiyle hazırlanan protezlerdedaha üstün olduğunu ifade etmektedir (13).Bu bulguların, geleneksel yöntemle hazırlananprotezlerde yapay dişlerin kret tepesine diziminedeniyle daha iyi çiğneme sağlandığı yönündebir subjektif değerlendirmenin yapıldığını, nötralalan tekniğiyle hazırlanan protezlerin fonksiyonelolarak şekillendirilen konturlarının ise daha üstünkonuşma ve rahatlığın sağlanmasına bağlı olabileceğiileri sürülmektedir (13).Nötral alanın şeklinin yaş, kas aktivitesi, alveolkretlerinde rezorpsiyon, dişsizlik süresi, myofonksiyoneltedavi, buccinatör kasın cerrahi olarakuzatılması, vestibüloplasti, ortognatik cerrahigibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişikliğe uğrayabileceğiunutulmamalıdır (4, 5, 12, 30).Nötral alan ölçü şekillerinin tekrarlanabilirliğininincelendiği bir çalışmada (20), ölçülerin şeklininhekimden etkilenmediği; ancak kullanılan ölçümateryali, ölçü tekniği ve uygulama şekline bağlıolarak farklılık gösterdiği belirtilmektedir. Nötralalan ölçü tekniği uygulamaları sırasında ölçümateryali ilavelerinin oklüzal tabla genişliğiniarttırdığı, ancak protez boşluğunun morfolojisinideğiştirmediği gösterilmektedir (17).74 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 75


Class IV Ön Diş Kırık Vakasının SilikonRehber Tekniği Kullanılarak DirektRestorasyonu: Klinik Bir Olgu SunumuResim 1ve yöntemlerin bulunması üzerine yoğunlaşmıştır(1-4). Diş rengi restoratif materyallerin yaygınolarak kullanılmaya başlamasının en büyüknedeni çiğneme fonksiyonu ve tutuculuğun yanısıra, hastaların artan estetik eğilimleri nedeniyleyapılan restorasyonlarda diş yapısından minimumdoku uzaklaştırarak, maksimum fonksiyon,Travma nedeniyle kırılan üst santral dişlerin tedavi öncesi ağıziçi görüntüsüResim 2tutuculuk, dayanıklılık ve estetik sağlayan yenimateryallerin geliştirilmesidir (4, 5). Endüstriyelalanda günümüzde çok önemli bir yere sahipolan nanoteknoloji, diş hekimliği alanında da yenigelişmeleri beraberinde getirmiştir. GelenekselDr. Uğur Erdemirİstanbul Üniversitesi Diş HekimliğiFakültesi, Diş Hastalıkları veTedavisi Anabilim Dalıuerdemir@superonline.comkompozit materyallerin yapısından farklı olaraknano boyutlarda inorganik doldurucu partikül içerenkompozit restorasyonların materyal özelliklerinanokompozitlerin üretilmesiyle iyileştirilmiş,polimerizasyon büzülmesi miktarı azaltılmış, hemarka hem de ön grup dişlerde hibrid kompozitlerkadar güvenle kullanılabilecek, mikrofil kompo-Etüt modeli üzerinde wax-up tekniğiyle kırık dişlerin restorasyonlarınıntamamlanarak silikon rehberin oluşturulmasızitler kadar iyi cilalanabilirliğe sahip ve geniş renkskalaları ile hastaların estetik taleplerini karşılayabileceknanokompozit restoratif materyallerkullanıma sunulmuştur (4, 6, 7).Kesici kenarı da içine alan orta büyüklükteki önDr. Hande Şar Sancaklıİstanbul Üniversitesi Diş HekimliğiFakültesi, Diş Hastalıkları veTedavisi Anabilim Dalıhandesar@hotmail.comdiş deformasyonlarının kompozit restorasyonlarlayapımı esnasında şeffaf matriks bantlar, hazırstrip kuronlar ve serbest modelaj yöntemleri gibideğişik uygulama şekilleri kullanılmaktadır (8).Şeffaf matriks bantların kullanımının hızlı ve ba-Doğal diş dokularının form, fonksiyon ve optik özelliklerinin direkt kompozituygulamalarıyla orta ve geniş büyüklükteki Class IV (proksimal-insizal)defektlerin restorasyonunda tekrar elde edilebilmesi klinisyenler için büyükönem taşımaktadır. Ayrıca palatinal konturun da yapılan restorasyonlaradoğala yakın olarak verilebilmesi diğer bir önemli aşamadır.Resim 3Prepare edilen diş yüzeylerinin %37’lik ortofosforik asitlemuamele edilmesisit olması bir avantaj gibi görünse de, iyi bir renkuyumunun sağlanması ve anatomik form eldeedilmesindeki zorluklar başlıca dezavantajlarıolarak görünmektedir. Ayrıca, uygulama esnasındagingival ve insizal kenarlardan kompozitmateryalin taşması nedeniyle bitirme ve cilalamaişlemleri için daha fazla zaman harcanması gerekmektedir(8). Hazır strip kuronlar da kesici kenarıiçine alan deformasyonların restorasyonunda14 yaşındaki erkek hasta, travma nedeniyle üstön santral dişlerinin kırılması şikâyetiyle İstanbulÜniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıklarıve Tedavisi A.D.’na başvurdu. Hastaya yapılabilecektedavi seçenekleriyle bu tedavilerinavantaj ve dezavantajları anlatılarak bilgilendirildiktensonra hastanın üst ön santral dişlerindekikırıkların nanokompozit bir restorasyon materyali(Ceram-X; Dentsply, Konstanz, Germany) ile direktbir uygulama tekniği kullanılarak yapılmasınakarar verildi. Bu vakada travma nedeniyle üstön iki santral dişi kırılmış genç bir hastada silikonrehber tekniği kullanılarak (silicone guide technique)direkt kompozit restorasyon yapımının klinikuygulama aşamaları ayrıntılı olarak anlatılmayaçalışılmıştır. Tekniğin başarısı için endikasyon,renk seçimi, kompozit materyalin doğru kullanımıve iyi bir estetik sonuç elde edebilmek için uygulamaprotokolünün doğru ve tam olarak uygulanmasıgerekmektedir.GİRİŞSon yıllarda adeziv diş hekimliğinde yaşanan gelişmelereparalel olarak estetik restorasyonlarailginin artması nedeniyle kompozit materyallerindiş hekimliği pratiğinde kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.Günümüz modern diş hekimliği alanındayapılan çalışmaların çoğu diş dokularındaçeşitli nedenlerle oluşan kayıpların giderilmesindekullanılacak, diş rengi restoratif materyallerinResim 4Asit uygulanmış diş yüzeylerine total-etch dentin adeziv sistemuygulanmasıResim 5Palatinal mine yüzeyini oluşturmak üzere silikon rehberin ağız içerisineyerleştirilerek kompozit materyalin uygulanmasıkullanılabilen diğer bir uygulama şeklidir. Buteknikle restorasyonlar iki şekilde uygulanabilmektedir;ilk uygulama şeklinde, hazır strip kuronrestorasyonu yapılacak olan dişin anatomik formunauyacak şekilde ayarlandıktan sonra içerisinekompozit restorasyon materyali yerleştirilerekdişe uygulanır, taşan kompozit materyali uzaklaştırıldıktansonra ışık ile polimerize edilir. İkinciuygulama tekniğinde ise; strip kuronun labialyüzeyinden bir pencere açılarak kompozit materyaliburadan tabakalama yöntemi şeklinde restorasyonuyapılacak alana uygulanır. Bu uygulamaşeklinde istenilen form daha iyi elde edilirken, ilkuygulama şeklinde olduğu gibi kompozit materyalkütle halinde uygulanmadığından daha az materyalintaşması sağlanmaktadır (8). Bu uygulama78 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 79


Resim 6Silikon rehber yardımıyla palatinal mine yüzeyinin oluşturulmasıResim 7Tabakalama yöntemiyle dentin tabakasının oluşturulması içinkompozit materyalin uygulanmasıResim 8Tamamlanan restorasyonların bitirme ve cila işlemlerininyapılmasıtekniği iyi bir yöntem olarak görünse de elde edilenform yine de tam olarak sağlanamamaktadır,özellikle palatinal yüzeyde konturun düzeltilmesive strip kuron kalınlığına bağlı olarak ara yüz kontaknoktalarında açıklıklar kalabilmektedir (9).Serbest modelaj yöntemiyle herhangi bir matrikssistem kullanılmadan kompozit restorasyonlarıntabakalar halinde uygulanarak restorasyonlarıntamamlanması da diğer bir uygulama şekli olarakkarşımıza çıkmaktadır. Ancak, bu uygulama şeklindeideal bir restorasyon elde edebilmek için iyibir el manupilasyonu ve birçok uygulama yapmışolmak gerekmektedir. Bu uygulama şeklini kolaylaştırmakiçin palatial konturun diagnostik waxupveya mock-up yöntemiyle elde edilebildiği silikonrehber tekniğinin (silicone guide technique)kullanılması önerilmiştir (10, 11). Silikondan eldeedilen özel matriks ölçü aracılığıyla tabakalamayöntemi kullanılarak restorasyonun insizal kenaruzunluğu, lingual embrazürlerin konturu, arayüzkontakların ayarlanması gibi anatomik formlarınverilmesi mümkün hale gelebilmektedir. Bu teknikleelde edilen model üzerinden wax-up veyamock-up yöntemiyle hazırlanan silikon rehber içinharcanan sürenin daha çok olması bir dezavantajgibi gözükse de, restorasyonun renk uyumu vekonturunun doğala en yakın şekilde elde edilebilmesien büyük avantajını oluşturmaktadır (8).Bu vaka sunumunda nanokompozit bir materyalkullanılarak üst ön iki santral dişi travma nedeniylekırılmış bir hastanın silikon rehber tekniği iletamamlanan restorasyonlarının aşamalar halindeanlatılması amaçlanmıştır.Olgu Sunumudavi seçenekleri ile bu tedavilerin avantaj ve dezavantajlarıanlatıldıktan sonra, kompozit materyallerledirekt restorasyon yapılması tercih edildi.Bunun üzerine kırılan üst ön iki santral dişin nanokompozit bir restorasyon materyali (Ceram-X;Dentsply, Konstanz, Germany) ile silikon rehbertekniği kullanılarak restore edilmelerine kararverildi. Hastanın travma nedeniyle kırılan üst öniki santral dişinin tedavi öncesi görüntüsü Resim1 de gösterilmektedir. Hastanın oklüzyon durumuve hastanın alışkanlıkları değerlendirildikten sonrapreparasyon aşamasına geçilmeden önce hastanındiş rengi gün ışığında Ceram-X (Dentsply)renk skalasından yararlanılarak seçildi ve polisiloksanesaslı ölçü materyali (Zetaplus; Zhermack,Ravigo, Italy) kullanılarak bir ölçü alındı. Elde edilenetüt modeli üzerinde wax-up tekniğiyle kırıkdişlerin restorasyonları tamamlanarak bitmesibeklenen form ve anatomi verilerek hastaya tedavisonrasında kazanacağı yeni diş profili hakkındabilgi vermek üzere taslak restorasyonlartamamlandı (Resim 2). Dişlerin preparasyonunabaşlamadan önce yanak ve dudakları ekarte etmekve çalışma alanının izolasyonunu sağlamakamacıyla lastik örtü (OptraGate; Ivoclar-Vivadent,Schaan, Liechtenstein) kullanıldı. Estetiği dahaiyi sağlayabilmek amacıyla kırık hattı boyuncamine dokusunda 1-2 mm genişliğinde 45º açıylabizotajlar yapıldıktan sonra (12) dişler %37’likortofosforik asit ile minede 30 saniye, dentindeise 15 saniye süre ile uygulandıktan sonra yıkanıpkurutuldu (Resim 3). Asit uygulanmış diş yüzeylerinetotal-etch dentin adeziv sistem olan XPBond (Dentsply) (Resim 4) üretici firma direktifleridoğrultusunda uygulanarak 10 saniye halojen ışıküzerine vestibül yüzeyi oluşturmak amacıyla nanohibritkompozit mine materyali (Ceram-X E2)yerleştirilip 20 saniye halojen ışık ile polimerizeedildikten sonra bitirme ve cila işlemlerine geçildi(Resim 8). Tabakalama yöntemiyle kompozit materyalinyerleştirilmesi esnasında ara yüzeyleretaşan kompozit varlığı kontrol edilerek hem konturundüzeltilmesi hem de fazlalıkların uzaklaştırılmasıamacıyla şerit kompozit zımparaları kullanıldı.Restorasyonun tamamlanmasını takibenanatomik formun tam olarak sağlanamadığı veyaoklüzyon kontrollerinde kompozit fazlalığı olduğutespit edilen yüzeyler kırmızı ve sarı bantlı elmascila frezleri kullanılarak düzeltildikten sonra cilalastikleri yardımıyla (Enhance & PoGo; Dentsply)(Resim 9) polisaj işlemleri tamamlandı. Hastanıntravma nedeniyle kırılan üst ön iki santral dişinintedavi sonrası görüntüsü Resim 10’da gösterilmektedir.TartışmaDaimi kesici dişlerde meydana gelen kuron kırıkları,tüm diş sert doku travmalarının %18-22’sinioluşturmaktadır (13). Ön grup dişlerdeki bu kuronkırıkları, kırığın ulaştığı dokuya göre hastada hemağrı hem de estetik, sosyal ve psikolojik açıdanönemli sorunlar yaratmaktadır.Restoratif diş hekimliğinde kompozit materyallerinkullanımı bonding sistemlerin ve resinsistemlerin mekanik ve fiziksel özelliklerindekigelişmelere paralel olarak hem anterior hem deResim 9Cila lastikleri kullanılarak restorasyonların polisaj işlemlerininyapılmasıResim 10Restorasyonların tedavi sonrası ağız içi görüntüsü14 yaşındaki bir erkek hasta, kaza ile düşme sonucuüst ön santral dişlerinin kırılması şikâyetiyleİ. Ü. Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları veTedavisi A.D.’na başvurdu. Yapılan ağız içi muayenesinde,santral dişlerin her ikisinde insizalkenarı da içine alacak şekilde mine ve dentindeoluşan, pulpayı içine almayan kuron kırıkları olduğutespit edildi. Hastadan alınan detaylı anamnezsonucunda, hastanın kliniğimize müracaatetmeden iki ay kadar önce dişlerinin kırıldığı vedişleri kırıldıktan hemen sonra gittiği bir diş hekimininiki ay kadar dişlerin canlılığı açısındantakip edilmesi gerektiğini belirtmiş. Hastanın kırılandişlerinin prognozu açısından değerlendirilmesiamacıyla periapikal radyografiler alındı vevitalometre yardımıyla vitalite testleri yapılarak,dişlerin kökünde ve ilgili alveol kemiği incelenerekherhangi bir patoloji göstermedikleri ve canlıoldukları tespit edildi. Hastaya yapılabilecek te-(VIP; Bisco, Schaumburg, IL, USA) ile polimerizeedildi. Hazırlanmış olan silikon rehber palatinalyüzeyden ağız içerisine yerleştirildikten sonrananohibrit kompozit mine materyali (Ceram-X E2)dişin palatinal yüzeyini oluşturmak üzere silikonrehber içerisine yayılarak yerleştirildi ve halojenışık ile 20 saniye polimerize edildi (Resim 5). Kompozitmateryalin polimerizasyonunu takiben silikonrehber ağız içinden uzaklaştırılarak palatinalmine yüzeyi elde edilmiş oldu (Resim 6). Dentintabakasının oluşturulması amacıyla nanohibritkompozit dentin materyali (Ceram-X D2) oluşturulanpalatinal mine yüzeyi üzerine tabakalamayöntemiyle ve her tabaka halojen ışık ile 20 saniyepolimerize edilerek mine dokusunda bizoteedilen yüzeylerin yarısına kadar uygulandı (Resim7). Bu sayede ara yüzey maskelenerek kompozitdişgeçiş hattının beyaz çizgi şeklinde anlaşılmasıengellenmiş oldu. Oluşturulan dentin tabakasının80 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 81


posterior dişlerin tedavisinde rutin kullanım alanınasahip olmuştur (1-3, 14). Günümüzde endüstriyelalanda önemli bir yer edinen nanoteknoloji,diş hekimliği alanında da birçok yeniliği beraberindegetirmiştir. Restoratif materyallerin olumluözelliklerini (estetik, çiğneme kuvvetlerine direnç,düşük polimerizasyon büzülmesi vb.) tek bir materyaldetoplayabilmek nanokompozitlerle mümkünolmuştur (4, 6, 7, 15, 16). Kompozitlerin organikmatriksinin içine, 5-50 nm çapında nanomerve nanomer grupları birlikte katılarak, ağırlıkça%72-87 oranında doldurucu içeren kompozit yapısıelde edilmiştir (4, 15-17).Kompozit materyaller minimal diş dokusununuzaklaştırılmasıyla diş dokularına mikromekanikolarak bağlanabilen, iyi cilalanabilirliğe sahip vegeniş renk skalaları ile hastaların estetik taleplerinikarşılayabilecek, kısa sürede ve kolaylıkla uygulanabilenrestorasyon materyalleridir. Ancak,direkt olarak uygulanması esnasında diş dokusununbirebir yansıtılması ve anatomik konturuntam olarak sağlanabilmesi her zaman mümkünolamamaktadır. Bu amaçla araştırmacılar kompozitrestorasyon materyallerinin direkt uygulanmasıesnasında silikon rehber tekniğinin kullanılmasıile hem anatomik konturun hem de doğalayakın bir diş görünümünün elde edilebileceğinibelirtmişlerdir (8, 10, 11). Felippe ve arkadaşlarınınclass IV (proksimal-insizal) defekti bulunanüst ön santral dişleri silikon rehber tekniğinikullanarak restore ettikleri vakalarında, lingualve proksimoinsizal konturun bu teknikle başarılıbir şekilde oluşturulabildiğini ve renk uyumu ilediş formunun oluşturulmasının doğal görünümüdaha iyi yansıtabildiğini bildirmişlerdir (8). Carry(18) silikon rehber tekniği kullanarak direkt kompozitvener restorasyonlar yaptığı vakasında, tümpalatinal yüzeylerin ve insizal kenar pozisyonlarınınhızlı ve kolayca yapılabildiğini, fasiyal yüzeydemateryalin tabakalar halinde yerleştirilmesininve konturun oluşturulmasının palatinale yerleştirilenbu rehber sayesinde oldukça kolay olduğunubildirmiştir.Direkt kompozit restorasyon uygulamaları, anındaestetik sonuç alınması, hızlı uygulama süresive maliyetinin nispeten düşük olması nedeniyletercih edilebilmektedirler. Ancak, zaman içerisindehem doğal diş yüzeyinde hem de kompozitmateryalin kendisinde oluşabilecek renk değişiklerinedeniyle belirgin hale gelebilmektedirler. Bunedenle ön dişlerin estetik restorasyonlarındaporselen endikasyonları düşünülse de, bu tip uygulamalarındaha invazif oluşu, maliyetinin yüksekoluşunun yanı sıra, özellikle bizim vakamızdaolduğu gibi, genç yaşta bir hasta için (14 yaş) endikebir restorasyon şekli değildir.Bu vakada travma nedeniyle üst ön iki santral dişikırılmış genç bir hastada silikon rehber tekniğikullanılarak direkt kompozit restorasyon yapımınınklinik uygulama aşamaları ayrıntılı olarak anlatılmayaçalışılmıştır. Tekniğin başarısı için endikasyon,renk seçimi, kompozit materyalin doğrukullanımı ve iyi bir estetik sonuç elde edebilmekiçin uygulama protokolünün doğru ve tam olarakuygulanması gerekmektedir. nKAYNAKLAR1. Devoto W, Pansecchi D. Composite restorations in the anteriorregion: clinical and aesthetic performances. Pract ProcedAesthet Dent. 2007; 19: 465-470.2. Robinson S, Nixon PJ, Gahan MJ, Chan MF. Techniques forrestoring worn anterior teeth with direct composite resin. DentUpdate. 2008; 35: 551-552, 555-558.3. Brunthaler A, König F, Lucas T, Sperr W, Schedle A. Longevityof direct resin composite restorations in posterior teeth. ClinOral Investig. 2003; 7: 63-70.4. Chen MH. Update on dental nanocomposites. J Dent Res.2010; 89: 549-560.5. Fortin D, Vargas MA. The spectrum of composites: new techniquesand materials. J Am Dent Assoc. 2000; 131 Suppl:26S-30S.6. Jang CM, Seol HJ, Kim HI, Kwon YH. Effect of different bluelight-curing systems on the polymerization of nanocompositeresins. Photomed Laser Surg. 2009; 27: 871-876.7. Terry DA. Direct applications of a nanocomposite resinsystem: Part 1-The evolution of contemporary composite materials.Pract Proced Aesthet Dent. 2004; 16: 417-422.8. Felippe LA, Monteiro S Jr, De Andrada CA, Ritter AV. Clinicalstrategies for success in proximoincisal composite restorations.Part II: Composite application technique. J Esthet Restor Dent.2005; 17: 11-21.9. Croll TP, Bullock GA. Bonded resin-based composite crownrestoration of diminutive lateral incisors. Comp Contin EducDent. 2002; 23: 550-559.10. Dietschi D. Free-hand composite resin restorations: a key toanterior aesthetics. Pract Periodontics Aesthet Dent. 1995; 7:15–25.11. Vanini L. Light and color in anterior composite restorations.Pract Periodontics Aesthet Dent. 1996; 8: 673–682.12. Heymann HO. Modified cavity preparations for compositeresins. J Tenn Dent Assoc 1983; 63: 46–49.13. Andreasen JO, Ravn JJ. Epidemiology of traumatic dental injuriesto primary and permanent teeth in a Danish populationsample. Int J Oral Surg. 1972; 1: 235-239.14. Hickel R, Dasch R, Janda M, Tyas M, Anusavice K. New DirectRestorative Materials. Int Dent J. 1998; 48: 3-16.15. Davis N. A nanotechnology composite. Compend ContinEduc Dent. 2003; 24: 665-667.16. Condon JR, Ferracane JL. Reduced polymerization stressthrough non-bonded nanofiller particles. Biomaterials. 2002;23: 3807-3815.17. Mitra SB, Wu D, Holmes BN. An application of nanotechnologyin advanced dental materials. J Am Dent Assoc. 2003; 134:1382-1390.18. Carry B. Placement of direct composite veneers utilizing asilicone buildup guide and intraoral mock-up. Pract PeriodontAesthet Dent. 2000; 12: 259-266.82 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 83


diş protez laboratuarlarına iki bölüm içerikli olarakplanlanan yeni bir hava filtrasyon sisteminin kullanımıönerilmektedir. Bu sistemde toz parçacıkları vegaz, kaynağında, iç ortama verilmeden alınmakta vefiltreler yardımıyla temizlenen havanın dış ortamaverilmesi sağlanmaktadır. Sistemle hem çalışılan ortamdahem de dışarıya verilen havada arınma sağlanmaktadır(18).Atık kontrolünün ve eliminasyonunun güvenli bir biçimdesağlanması çevrenin korunması ve halk sağlığınıtehdit eden sorunların önlenmesi açısındanönemlidir. Ülkemizde dental laboratuarlarda oluşankatı atık materyaller genel katı atıklarla birlikte çöpeatılmakta olup, bu durum çevre, halk sağlığı, atıklarıntaşınmasında ve eliminasyonunda görev alankişiler için tehdit oluşturmaktadır. Ek olarak, ülkemizdebu işletmelerde oluşan atıkların içeriği vemiktarına ilişkin eksik bilgi ve verilerimizin tamamlanmasıamacıyla atık miktarının ve çeşitliliğinindeğerlendirilmesi, uygun eliminasyon yöntemlerinbelirlenmesi ve bunun için gerekli maliyetin çıkarılarak,alınması gerekli sağlıksal ve çevresel önlemleringözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu konuyailişkin elde edilecek veriler uluslararası düzeyde devar olan eksikliğin giderilmesine yardımcı olacaktır.Çalışmalar dental alanda yüksek oranda kağıt atığınınoluştuğunu göstermektedir. Bu ve plastik, camgibi materyallerin geri dönüştürülmesi çevrenin korunmasınayardımcı olacak ve maliyeti azaltacaktır.Dental atıkların yönetilmesinde, atıkların azaltılması,ayrılması, tekrar kullanılabilirliğin arttırılmasıönemlidir (14).Tehlikeli ve toksik materyallerin küçük miktarlarınıiçeren ambalajlarının bulunması ve dikkatli kullanılmasıoluşan atık miktarını azaltmada yardımcı olacaktır.Ayrıca tek kullanımlık materyallerin yerine tekrarkullanılabilirlerin tercih edilmesi de önemlidir (14).Tüm bunlara ek olarak, bu alanlarda çalışanlara atıkyönetimi hakkında eğitim verilmesi, eğitimlerin güncellenmesive özellikle yerleşim birimleri içinde yeralan laboratuarlar başta olmak üzere tüm işletmelerinçevresel etkilerinin değerlendirilmesi ve yönetmeliklerlekontrol altına alınması önemlidir. nTablo 1. Sağlık alanındaki atık sınıflandırması ve bu sınıflandırmaya karşılık gelen dental atıklar (10, 11)SAĞLIK ALANINDAKİ ATIK GRUPLARITEHLİKELİ KATI ATIKLARGenotoksikRadyoaktifEnfekteKeskinKimyasalFarmasötikAnatomikAğır MetalEVSEL ATIKLARDENTAL KATI ATIK MATERYALLER-X-rayKağıt ve plastik, gazlı bez, pamuk, eldiven, Ölçümaddeleri, amalgam, sabit ve hareketli protezelemanları, tükürük emici, el aletleri, amalgam, vb.İğne, şırınga, bistüri ucu, dikiş materyaller vb.Ölçü maddeleriAnestezik ampuller, çeşitli sıvı artıklarıDişlerX-ray, amalgam, sabit ve hareketli protez metalleriKAYNAKLAR1. Al-Rabeah A. Moamed AG. Infection control in the private dental sectorin Riyadh. Ann Saudi Med 2002;22(1): 13–17.2. Hiltz M. The environmental impact of dentistry. J Can Dent Assoc2007;73(1): 59–62.3. Medical Waste Circular (Measures and Terms for the Managementof Medical Waste from Medical Facilities), 2003. No. 37591/2031/1419,Hellenic Printing Office, October (in Greek).4. Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği, Resmi Gazete, No: 25883, 22Temmuz 2005.5. Vieira CD, de Carvalho MA, de Menezes Cussiol NA, Alvarez-Leite ME,Dos Santos SG, da Fonseca Gomes RM, Silva MX, de Macêdo FariasL. Composition analysis of dental solid waste in Brazil. Waste Manag2009; 29(4):1388-1391.6. Washington State Dental Association (WSDA), 2004. Best managementpractices for dental office wastes, Washington D.C., USA.7. Kontogianni S, Xirogiannopoulou A, Karagiannidis A. Investigatingsolid waste production and associated management practices in privatedental units. Waste Manag 2008;28(8):1441–1448.8. Hazardous Waste Directive, 1991. Directive of the European Council91/689/EEC on Hazardous Waste, 12 December.9. Kizlary T, Iosifidis N, Voudrias E, Panagiotakopoulos D. Compositionand production rate of dental solid waste in Xanthi, Greece: variabilityamong dentist groups. Waste Manag 2005;25(6):582–591.10. Pruss A, Giroult E, Rushbrook P. Safe Management of Wastes fromHealthcare Activities. World Health Organization, 1999, Geneva. p. 2,(Chapter 2), Switzerland.11. Kühling JG. Intensive Course on Healthcare Waste Management.ISWA Working Group on Healthcare Waste and Turkish National Committeeon Solid Wastes, Istanbul, Turkey, 2005.12. Da Silva CE, Hoppe AE, Ravanello MM, Mello N. Medical wastes managementin the south of Brazil. Waste Manag 2005;25(6):600–605.13. Ozbek M, Sanin FD. A study of the dental solid waste produced in aschool of dentistry in Turkey. Waste Manag 2004;24(4):339–345.14. Nabizadeh R, Koolivand A, Jafari AJ, Yunesian M, Omrani G. Compositionand production rate of dental solid waste and associated managementpractices in Hamadan, Iran Waste Manag Res 2011;0(0):1-6.15. Komilis DP, Voudrias EA, Anthoulakis S, Iosifidis N. Composition andproduction rate of solid waste from dental laboratories in Xanthi, Greece.Waste Manag 2009;29(3):1208–1212.16.Panagiotakopoulos D. Sustainable Municipal Solid Waste Management.Thessaloniki, 2002, Zigos ed., Greece (in Greek).17. Golbabaei F, Mamdouh M, Jelyani KN, Shahtaheri SJ. Exposure tomethyl methacrylate and its subjective symptoms among dental technicians,Tehran, Iran. Int J Occup Saf Ergon 2005;11(3):283-9.18. http://osha.europa.eu/en/publications/reports/TEWE09001ENC/view86 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 87


Hasta-Hekim İlişkilerindePsikolojik YaklaşımlarAğız-Diş sağlığı çalışmalarında hastanın psişik profili ve ön yargıları çalışmaları etkilemektedir.Özellikle ülkemizde atalardan gelen ve dental anksiyete diye tanımladığımız sorunlar zinciri, sankigenlerden gelen bir emirmiş gibi kabul görmekte, pek çok hasta tedavi olmaktan kaçınmaktadır. Oysabasit yaklaşımlarla hastanın tedaviye hazırlanması, tedavi sırasındaki konforunun sağlanması, hattaözel sorunları nedeniyle ortodoks anlayışla çözülemeyen problemlerin çözülebileceği düşüncesitedavide yeni ufuklar açmıştır.Diş Hekimi Ali EşrefMüezzinoğluİstanbul Aydın &Üsküdar Üniversiteleriaesref@yahoo.comGünümüzde çağdaş tüm gelişme ve ilerlemelerekarşın hasta-hekim ilişkileri tedavi ve terapilerdebaşarı oranını etkilemektedir. Sadece yüzeyselbir tedavi yapılan işlemlerin kabulünde %50 oranındapsişik destek ve yaklaşım, başarıyı arttıranfaktör olarak ortaya çıkmaktadır.Değişen hasta beklentisi profiliTedavi ve terapinin esası hasta hekim ilişkilerinedayanır. Başvuran hastanın ilk beklentileri, ilgi,bilgi, deneyim, sonuç, ekonomi ve dostluk sıralamasıyladeğişmektedir.Bu bağlamda hekim başvuran hastasının daha ilkkabulü sırasında yaklaşımıyla onun gözünde biranlam veya anlamsızlık kazanmaktadır. İlk göz temasısırasında yaklaşım ve yanlışlar kolay kolaydeğişmezken, kazanılan güven ortamı hastanınteslimiyetine, tedavinin başarısına katkıda bulunmaktadır.Bunu bilen hekimler hastanın ilk kabulünde onadeğer vermekte, elindeki işi bırakmakta, sorunlarınıertelemekte, sanki sahnedeki bir aktör gibi,perde açıldığında hastasına şefkat dolu bir yaklaşımsergilemektedir.İlgisiz bir hekimin davranışı hasta tarafından, “benimleilgilenmedi bile, oysa canım çok ağrıyordu.O telefonu elinden bırakmadı, bana yer bile göstermedi,yüzüme bile bakmadı” fikri daha ilk andaolumsuz düşüncelere, kırgınlık ve kızgınlık doluduygularla hekime karşı nefret hatta başka bir hekimegitme duygularına dönüşmektedir.Hasta için önce ilgi, ardından bilgi ve sonuç önemliyken,bu aşamaları tamamlayan hastada ekonomikbeklenti ön plana çıkmaktadır. Bu anlamdada hekiminde yeterli kolaylığı elde eden hasta,hekimin sanki bir aile dostuymuş gibi, yakınlarınatavsiye edecek kadar da tanıtma desteğini sağlamaktadır.Günümüzde anamnez, hastayı tanıyarak, birlikteliklerikeşfederek yapıldığında tedavi ve muayenelerbir huzur ortamına dönüşmektedir.İnsanlararası ilişkilerde bir farklı yaklaşım ve bakış,ilişkileri güçlendirecek, sorunların çözülmesineyardımcı olacaktır.İlk karşılaşma izlenimi çok önemliYeni bir kişiyle ilk karşılaşma ve tanışma anında,onunla göz teması kurarak ve ona değer vererekdavranmamızın kazançları olurken, kişinin “ilgisiz,ne kaba, ne ukala” gibi ön yargıları kolay kolaydeğişmeyecektir. Bu nedenle, elimizde ne iş,aklımızda ne sorun olursa olsun, yeni karşılaştığımızve yeni tanıştığımız birine gerekli önem veayrıcalığı göstermeliyiz.İlişki, iletişim ve işbirliğinde birliktelik ve aynışeylerden hoşlanıyor, aynı takımı tutuyormuşuz,amcası da babam gibi öğretmenmiş şeklindekiyaklaşımlar bütün insanlar için geçerlidir.Hangi milletten, hangi ırktan, hangi dinden, hangidilden olursa olsun, günümüzde tüm insanlararasında en az yüz başlıktan birkaç ortak noktabulup, o kişiyle daha kolay iletişim kurabiliriz. Örneğinmeslektaşlık: Öğretmen, hâkim, diş hekimi,doktor, psikolog, mühendis, vs. meslektaş değilmi? Müzik zevki klasikten yerele, poptan arabeske,ninniden Napolitene değişmiyor mu? Beğendiğinbir tür yok mu? Ya yeme zevkine ne demeli?Her şeyi yiyenden, vejetaryene, ayrım yapana.Hangi sporlar? Futbol, voleybol, basketbol, briç,golf, yüzme, yürüyüş, atletizm. Hiçbiriyle ilgin yokmu? Belki de pek çoğunla aran iyi, belki de iyi birsporcusun. Belki de şampiyonsun. Kitap okumayısever misin? Klasikler mi? Polisiye mi? Serüvenmi? Hangi takımı tutuyorsun? Vs. vs.Pek çok konu başlığı bulup, yeni tanıştıklarınızlabirliktelikler bulup kaynaşabilir ve özellikle meslekiyaşantınızda öne çıkabilirsiniz. Bu müştereklerhastayla hekim arasındaki güveni artırıyor.Hasta da, “O da benim gibi, babamız mimarmış,aynı yemekleri seviyor, aynı takımı tutuyoruz”duygusuyla güvenerek, “Ondan bana zarar gelmez”düşüncesiyle kendini kolayca tedaviye bırakıyor.Duyu organlarımız, dünyevi alışverişlerimizde bildiğimizinve düşündüğümüzün aksine standartyanıtlar ve sonuçlar vermemektedir. O andakiilgi alanımıza ve beklentilerimize, daha açıkçasıpsikolojimize bağlı olarak farkındalığımızı etkilemektedir.Dalgın bir insan düşüncesiyle yoğunlaştığındave kendini o konu içinde yoğunlaştırdığında,çevreyle olan görsel, işitsel, dokunsal vetatsal alışverişleri kısıtlanmaktadır. Bakar kör gibisağa sola çarpmakta, yakınından geçen tanıdıklarınınfarkına varamamaktadır. Bu içe bakış anındasağa sola çarpan kişi aldığı yaraların bile farkınavaramamaktadır. İçe bakış ve düşünceyle bütünleşmeanında psikolojik dikkat duyuların ötesinetaşmakta ve sanki dünyadan hafifçe uzaklaşmaolmaktadır.Ağrıya tolerans standart değildirİğneden çok korkan bireye iğneyi göstererek veiğne yapacağınızı söyleyerek yaklaştığınızda, iğneningörüntüsü karşısında daha çok korkmaktave kasılmaktadır. Bu da iğnenin bedene işleyişinizorlaştırmakta ve kişinin canını daha çok yakmaktadır.Oysa dikkati başka alana çevrildiğindeiğnenin yapıldığının farkına bile varmamaktadır.Güzel bir filmi izlerken veya bir müzik parçasınakonsantre olmuşken bize seslenenleri duymak işimizegelmiyorsa, farklı olaylara konsante olanlar,duyu organlarının farkındalığını azaltıp çoğaltabilirler.İşte bu bağlamda, dikkati başka alana çekilenbirey, kendisine hissettirilmeden yapılan iğneninacısını bile algılamamaktadır. Bu da, bilineninaksine, ağrıya toleransın da standart olmadığınıkanıtlamaktadır. O halde insan ağrı mekanizmasınıda kontrolü altına alarak bazı ağrıları azaltabilir,hafifletebilir, algı dışına taşıyabilir.Konforlu ortam sağlayabilirizDiş hekimine başvuran hastalar genelde itaatehazır kişilerdir. Canları yanması anlayışıyla teslimiyetehazırdırlar. Nasıl, ağzını aç, kapa, tükürgibi komutlarımıza uyum sağlayarak yerine getirmeyeçalışıyorlarsa, bu yaklaşımdan yararlanarakhastalarımıza daha konforlu ortam yaratabiliriz.Şimdi yavaşça başını daya, gözlerini kapat ve derinnefesler al gibi.Özellikle küçüklerle çalışırken onların hayal vecanlandırma güçlerinden yararlanarak tedavi sırasındarahat olmalarını başarabiliriz. Daha çok 4-5yaşlarında hatta 7-8 yaşlarında olanlar kendi kendilerinekonuşur kendilerini bir masal kahramanıolarak düşünürler. Onların bu özelliklerini fotöydekullanarak, kendilerini masalın bir kahramanı olarakdeğerlendirip hayali serüveni canlandırırkentedavilerini de yapabiliriz.Çocuk hastalarımızın güvenini kazanmalıyızÖzelikle ilk defa hekime gelen küçüğe ayrı biryaklaşım sergilemek gerekir. Mümkünse beyazönlüklerin giyilmediği ilk görüşmede, çocukla ilgilenerekaraç ve gereçlerimizin çalışmalarını gösterebiliriz.Fotoyün inme kalkma özelliklerini birasansöre benzeterek, ilk görüşmede hiçbir işlemyapmadan, görüşme sonunda uzaktan “Hadi banacicilerini göster” yaklaşımıyla bakarak sonlandırırken,küçük bir ödül, hediye ve oyuncak vererekonun bir dahaki sefer daha istekli, daha cesaretligelmesini başarabiliriz. İkinci seansta da hayaldünyasını ve masal dünyasını düşünürken dahakolay olan ağrısız tedavilerimize başlayıp, işlemsonunda yine bir ödül vererek bize olan güveninikazanabiliriz. Ağrılı olacağını düşündüğümüztedavileri daha sonraki seanslara aktarabiliriz. n88 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 89


Sturdevant’s Art and Science ofOperative Dentistry 2010 Türkçe“Operatif Diş Hekimliği”BASKI İLK KEZ YAYINLANDIYeryüzünün En ‘Sağlıklı’ SporuDünya Tıp ve Sağlık OyunlarıUzmanlar, pratisyenler, diş hekimleri, eczacılar, veterinerler, hemşireler,teknisyenler… Mesleği ne olursa olsun yüzlerce sağlık çalışanı her yılKanarya Adası’nda düzenlenen Dünya Tıp ve Sağlık Oyunları’na katılıyor.Atlantik Okyanusu’nun dillere destan Kanarya Adaları…Yeryüzünün dört bir yanından akıp gelmişspor sevdalısı sağlıkçılar… Ve heyecanın her daimdoruklarda gezindiği spor karşılaşmaları, oyunlar,yarışmalar… Çok cazip, değil mi? Dünya Tıp ve SağlıkOyunları, yüzlerce sağlık profesyonelini sporladostluğun kaynaştığı bir ortamda bir araya getiren,dünya çapındaki tek spor etkinliği. Seviyesi ya dayaşı ne olursa olsun spor tutkunuzu meslektaşlarınızlapaylaşabileceğiniz harika bir ortam!Cennetten bir köşeDünya Tıp ve Sağlık Oyunları’na, bir İspanyol adalargrubu olan dünyaca ünlü Kanarya Adaları’na bağlıBüyük Kanarya Adası’nın kuzeydoğusunda bulunanLas Palmas de Gran Canaria şehri ev sahipliği yapıyor.Gazeteci Liliane Laplaine-Monthéard tarafındangeliştirilen ve ilk kez 1978 yılında gerçekleşenDünya Tıp ve Sağlık Oyunları, gücünü ve etkisini,taşıdığı olimpiyat ruhundan almakta. Bu muhteşemorganizasyon, ziyaretçilerine geniş bir kültürel/sportif etkinlikler yelpazesi sunmakla kalmıyor, otatlı ılıman iklimi içinde benzersiz bir eğlence vedinlence ortamı da vaat ediyor. Dünya Tıp ve SağlıkOyunları’na her yıl kırk ülkeden 2000’den fazla kişikatılıyor.Madalyaya koştularDünya Tıp ve Sağlık Oyunları, yeryüzünün dört biryanına dağılmış meslektaşlarla ve diğer sağlık çalışanlarıylayarışabileceğimiz yegâne ortam. Aşağıdakidisiplinlerden biri mutlaka sizi de heyecanlandırıyorolmalı. İlgi ve yeteneğinize göre seçiminiziyapıyor, sonra da düşüyorsunuz altın madalyanınpeşine! Oyunlar: Futbol, Basketbol, Voleybol, PlajVoleybolu, Koşu, Bisiklet, Atletizm, Masa Tenisi,Yüzme, Maraton, Squash, Judo, Tenis, Atıcılık, Eskrim,Ağırlık, Golf, Badminton ve Satranç. Yaş kategorileri;35 yaş altı, 35-44, 45-54, 55-64 arası ve65 üstü olmak üzere beş gruptan oluşuyor, takımsporları ile golf ve satranç içinse yaş kategorisi yok.Uzman bir ekip tarafından tasarlanan bu uluslararasıyarışma, içerdiği pek çok etkinliğin yanısıra heryıl Uluslararası Spor Tıbbı Sempozyumu başlığı altındatoplantılar da dahil ediyor programına.Neden olmasın, belki önümüzdeki yıl bizden deçıkar yaşamak isteyen bu keyifli spor-tatil-eğlenceâlemini tüm coşkusuyla! Dünya Tıp ve SağlıkOyunları’na katılmak için bilinmesi gereken detayları,medigames.com adresinde çokdilli olarak bulabilirsiniz.Dünyadaki tüm tıp ve sağlık çalışanlarına açık olanDünya Tıp ve Sağlık Oyunları, uluslararası camiadanyeni insanlar tanımak, onlarla birlikte sporun tadınıçıkarmak için birebir! Muhteşem bir açılış, katılımcıulusların geçit töreni ve yedi gün devam edecek birdostluk ve rekabet şöleni… Finalde de gece yarısınadek süren tadına doyulmaz bir kapanış akşamı. Bukeyif ve heyecan, gerçekten yaşanmaya değer. nÇeviri Editörü: Prof. Dr. Sevil GÜRGANSturdevant’s Art And Science Of Operative Dentistry 2010 adlı kitabın Türkçe baskısı “Operatif Diş Hekimliği”adıyla yayınlandı. Prof. Dr. Sevil Gürgan tarafından Türkçe’ye çevrilen kitapta diş hastalıklarıve tedavisiyle konservatif diş hekimliği alanında kapsamlı bilgilere yer veriliyor. Teorik ve pratik bilgilerinbirleşiminden oluşan kitap diş çürüklerinin sadece bir lezyon değil bir hastalık olduğu inancınadayanıyor. Kitapta aynı fikirden yola çıkarak diş çürüklerinin etkili bir şekilde nasıl önlenebileceği vetedavi edilebileceği de açıklanıyor. Kitapta detaylı resimlendirmeler ve basamaklı yaklaşımlar, restoratifve önleyici kavramlar gösteriliyor. Kitapta ayrıca diş anatomisi ve oklüzyonla başlanarak, enfeksiyonkontrolü, dental materyaller, hasta değerlendirmesi ve tedavi planlaması hakkında güncel bilgilersunuluyor.Kitapta;• Giderek büyüyen estetik diş hekimliği alanında ‘Nasıl yapmalı’ sorularını,• Bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli üretim (CAD/CAM) tekniklerinin kullanımıyla ilgilibilgileri,• 150’si tam renkli olan 2500’den fazla resmi,• Her bölümde bölüm özetleri ve kapsamlı bir referans listesini bulacaksınız.Bu baskıya;• Bonding teknikleri ve materyalleri hakkında en son bilgiler,• Polimerizasyon teknikleri ve cihazlarının güncel durumu,• Amalgam güvenliği,• Kompozitlerin yeni kimyasal yapısı (doldurucular ve estetik modifiye edicilerle birlikte),• Cam iyonomer materyallerdeki değişiklikler,• Florür salan restoratif materyallerin durumu,• Çürüğü uzaklaştıran polimer frezler ve daha birçok yeni tanı stratejileri ve cihazları eklenmiştir.Klinik Diş Hekimliği 2012 Baskısı çıktı!Çeviri Editörü: Prof. Dr. Ferda TAŞARGüneş Tıp Kitabevleri www.guneskitabevi.comKlinik Diş Hekimliği 2012 yılı baskısı çıktı. Kitap klinikte anında yararlanabilmek üzere ideal olup, dişhekimliğinin içeriğini özlü ve kolay ulaşılabilir şekilde sunmaktadır. Kitapta tanımlama gibi önemli unsurlarınyanı sıra yöntemlerin uygulanması ve kaçınılması gereken riskler öne çıkarılmıştır. Bu yenibaskıda restoratif diş hekimliğindeki ilerlemelere, yasa, etik ve kaliteli diş hekimliği hizmetiyle ilgiliyeni bir bölüme ve diş hekimliğinde acil yaklaşımların düzenlenmesine yer ver verildi. Klinik Diş Hekimliği,öğrenciler ve uygulamaların ilk yıllarında diş hekimleri için çok değerli bir kaynak.92 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 93


İlaçta yeni dönem!Vitamin takviyesi tehlikeli olabilirVitamin takviyesinin özellikle yaşlı kadınlar için tehlikeli olabileceği belirlendi.Diş HekimiPınar Ezerler İzarpinarezerler@yahoo.comAmerikalı ve Finlandiyalı bilim adamlarının yaptığıaraştırma, vitamin takviyesinin birçok kişi için gereksizolduğu, hatta bazılarının yaşlı kadınlardaölüm riskini artırabileceği sonucuna vardı. AmerikanTıp Derneği’nin “Archives of Internal Medicine”dergisinde yayımlanan araştırmada bilimadamları, sıkça kullanılan birçok vitamin, mineralhapı, multivatiminler, B6 vitamini, folik asit, demir,magnezyum, bakır ve çinko takviyelerinin ölüm riskiniartırabileceğini belirtti.Hükümet 35 milyar lirayı aşan sağlık harcamalarını düşürmek için bir dizi önlem aldı. Bunagöre, ilaç kutuları küçültülüp, ödenen ilaç faturası düşürülecek. Sağlık Uygulama Tebliği’ndeyapılan değişikliğe göre, aile hekimlerinin yazdığı reçeteye de 3 TL ödenecek. Sağlık Bakanlığıilaç kutularının küçültülmesi için talimat verdi. Kutularda 30 yerine 10 draje yer alması isteniyor.Bu şekilde fiyatlar düşeceği için, SGK’nın ödediği ilaç faturası da azalacak.Planlanan yeni önlemlere göre artık aile hekimlerinin yazdığı reçeteye de 3 TL ödenecek. Dahaönce bu ücret sadece devlet, üniversite ve özel hastanelerdeki doktorlara ilaç yazdırılması halindeödeniyordu. Vatandaş muayene sonrasında yazdırdığı ilaç karşılığında 3 TL’yi eczanedeilacı alırken ödeyecek.Türkiye Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, bir televizyona yaptığı açıklamada, sağlık alanınamüdahale etmesi gerekenlerin sağlık profesyonelleri olması gerektiğini ifade ederek, “Sadecesağlık alanında tasarrufa yönelik bir olayı gündeme taşımak ya da buradan bir tasarrufsağlamaya yönelik bir atraksiyonda bulunmak çok doğru bir yaklaşım olarak gelmiyor. Çünkü,ilaç kutularının içindeki drajelerin azaltılması bilimsel kavramlarla yapılabilecek bir şey. Oyüzden sağlık profesyonellerinin, Sağlık Bakanlığı nezdinde biraraya gelerek bu olayları, buolguları tartışması ve buna yönelik gerçekten bilimsel bir veri ortaya koyarak bunların gerçekleştirilmesisöz konusu olabilir” dedi. “Gördüğümüz kadarıyla son yıllarda Türkiye’de sağlıkharcamalarında tasarruf bir deyim haline geldi” diyen Çolak, şöyle devam etti: “Sağlığa harcananmiktarın önemi yok vatandaş sağlığı açısından. Ama tabii bunun düzenli kullanılması,denetlenmesi ayrı kavramlar. Burada bir usulsüzlük, yanlışlık varsa ortadan kaldırılması hepimizintalebi. Akılcı yöntemin doğru ilaç kullanımından geçtiğini düşünüyoruz” dedi. nKaynak: RADİKALBilim adamları ABD’nin Iowa eyaletinde, ortalama62 yaşındaki 38 bin 772 kadını kapsayan, katılımcıların1986, 1997 ve 2004’te aldıkları vitamin takviyelerineilişkin araştırma verilerini inceledi. Özellikledemir hapıyla, ölüm riskinin artışı arasındabağlantı olduğu vurgulandı. Ancak bilim adamlarıyine de konuyla ilgili başka araştırmaların yapılmasıgerektiğini belirtti.Doktorlar, “fazlası daha iyidir” inancının yanlış olduğunadikkati çekerek, iyi beslenenler için bu türAraştırmayla ilgili yorum yapan bazı doktorlar, bubulguların, E vitamini, A vitamini gibi bazı antioksidanlarıntehlikeli olabileceğine ilişkin görüşlerivitamin takviyelerini önermediklerini ifade etti. ngüçlendirdiğini belirtti.Kaynak: (AA), RADİKAL,Teşhisi konulmamış 28 milyon hasta varChicago- Alzheimer hastalarına destek veren lerini iyileştirmeye çalışan hasta yakınları için çok“Alzheimer’s Disease International” adlı kuruluşundestek verdiği araştırmaya göre, Alzheimer ve ölçekte ise tasarrufun çok yüksek miktarlara ulaşa-fazla olmayabileceğine değinen Prince, küreseldemans (bunama) hastalarının büyük bölümüne cağına dikkat çekti.ancak hastalık oldukça ilerledikten sonra teşhisErken teşhisin hastalığa karşı yeni tedavilerinkonuluyor.denenmesinde de yararlı olabileceği, çoğu ilacınKuruluşun Başkanı Dr. Daisy Acosta, Alzheimer’ın ancak hastalık çok ilerledikten sonra denendiğizamanında teşhis edilememesinin, milyonlarca insanınhayatının iyileştirilmesi fırsatının kaçırılmasıkaydedildi. Kuruluş bütün ülkelere, erken teşhisidestekleyecek bir “ulusal demans stratejisi” geliştirilmesiçağrısında bulundu.anlamına geldiğini söyledi.Son çalışmalar, demans ve Alzheimer’ın, belirtilerAlzheimer ve diğer demans vakalarının tedavisinegörülmeden en az on yıl önce başladığını ortayageçen yıl küresel çapta 604 milyar dolar harcandığıkoyuyor. Alzheimer’da uygulanan ilaç tedavisininbelirtiliyor.bazı hastalarda belirtileri hafiflettiği ve evde bakımAraştırmayı yöneten Profesör Martin Prince, erken sürecini öteleyebildiği belirtiliyor. nteşhisle her hasta için 10 bin dolara kadar tasarrufsağlanabileceğini kaydetti. Bu harcamanın, sevdik-Kaynak: CUMHURİYET94 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 95


“Bu kitap, başta kendi Funda’m olmak üzere, ellerinde muhtelif çantaları, narinomuzlarında laptopları, sabah yedi, akşam en az yedi koşuşturan, kariyer sahibigenç annelerin hayatlarını kolaylaştırmak için yazıldı” diyen Alev Alatlı, kızı Fundagibi çalışan kadınları düşünerek, kızının oraya buraya kaydettiği tarifleri bir arayatoplamış ve bu kitap ortaya çıkmış.Diş Hekimi Şeyda YavuzSeyda_ozcelik@hotmail.comFunda’nın Mutfak Rehberi, yelpazesi çok geniş bir yemekkitabı. Geleneksel, yarı-geleneksel, modern tercihleribir arada okura, ama daha çok kariyer sahibi,çalışan genç annelere sunuyor. 712 sayfalık kitabıniçinde Anadolu’nun işkembe dolmasından İskandinavgravlaksa, çerkez tavuğundan Meksikalı takolara700’ü aşkın tarif içeren 100 menü bulunuyor; son 48sayfasında ise kuşe kağıda özenle basılmış yemekgörselleri var. Kitaptaki tarifler ayaküstü yapılacakkolaylıkta değil; ağırlığı olan, mutfakta mesai gerektirentarifler… Yaşamın kadın üzerine kurulu olduğunu,yemek ve sofranın yaşamın asli unsuru olarak kadınınimtiyazında ve ayrıcalığında olduğunu düşünen Alatlı“Siz siz olun sofranıza sahip çıkın” diyor.Alatlı’nın kitabını ilginç kılan diğer bir husus da, özelgünler, bayramlar, yeni yıl kutlamaları, kandiller, sevgililergünü, Dünya Kadınlar Günü, Hıdrellez, AnnelerGünü ve Babalar Günü gibi belli başlı günlere göreyemek menüleri içermesi. İçinde Tıp Bayramı’ndan1 Mayıs’a, Rumeli’den Bozcaada’ya her günün tarifivar. Alev Alatlı’ya göre, müzik evrenseldir, insanlarıyakalar; ama sofra bir numaradır, herkesi yakalar.Alatlı bir anısını ise şöyle anlatıyor: ”Deplasmandaçalıştığım yıllarda işyerim Beyoğlu’nda, eski Alyon sokakta,evim Emirgân’daydı, Funda iki yaşındaydı, çalışmasaatleri uzundu, özel arabam yoktu, trafik korkunçtu.Ortaköy’de elli-elli beş dakika kıpırdamadandolmuşta beklediğimizi, içimin içimi yediğini bilirim.Yine böyle bir gün, Taksim’deki Ankara pazarındanbir şeyler almış dönerken, yolda hiç değilse fasulyelerayıklansaydı da eve gider gitmez ateşe koyaydım diyehayıflanırken, akıl ettim, ‘Neden olmasın?’ Poşetleridenkleştirdim, ayıklamaya başladım. Yanımdaki hanımfark etti, yardım teklif etti, sonra onun yanındaki,derken arka koltuktaki faaliyet öndeki beylerin dikkatiniçekti. Ben de ne yapayım, soğan soymakla tehditettim!”Tek yapmadığı şeyin baklava hamuru açmak olduğunubelirten Alev Alatlı’nın yemek felsefesi ise şu:“En iyi yemek sofradakilerin silip süpürdükleri, ertesigüne kalmayan yemektir!” n96 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 97


Bu kolonya hepimizinBizim evde televizyonun altındaki dolapta herda bu bulanık şahsiyetin hastalığından uzunHastane odasının kapısından içeri baktım, “Du-medim. Yaklaşık beş dakika sonra odaya girenDiş Hekimi Fırat Budacıbudaci@gmail.comzaman iki üç şişe kolonya olurdu. Hastalık zamanlarındakomşuların getirdiği kolonyalardanoluşan bu kreasyon, annem tarafından başkalarınınhastalığında kullanılmak üzere stoklanırdı.Ev hanımları tarihinde, bu kurnaz düşünceyüzünden (biri hasta olsa da götürsek) binlerceTariş kolonyası hiç açılmadan ev ev dolaşmıştır.Firmanın bu kısır döngüden haberi olduğunusanmıyorum. Aynı ‘anne tipi kurnazlık’ yüzündeninsan bedeni görmeden yıllarını geçiren nevresimtakımları olduğunu da biliyoruz. Babamınmide kanaması geçirdiği günlerde bize gelengül desenli bir nevresim takımı, bizden çıktıktanyaklaşık bir yıl sonra yine babamın yaşadığı birkalp spazmı sonrası (uzaklara bırakılan bir kedigibi) tekrar eve döndüğünde annem, “A-aaa! Ebunu ben vermiştim, çok ayıp!” demişti. Aslındabu bir milat olabilirdi. ‘Güllü Nevresim Vakası’ylabilinçlenip olay protesto edilerek (Dolaşan NevresimlereHayır!) bu döngü kırılabilirdi. Fakatannem sanki şaşıran kendisi değilmiş gibi, güllünevresim takımını Sema Teyze’nin o yıllar çocuklarasöylenmesi ayıp kabul edilen ameliyatı(Sema’nın gizemi) için kullandı. Birilerinin hastalığıdurumunda ülkemiz anneleri ortak bir bilinçleaynı davranış kalıplarını tekrar ediyordu: Telefonlahaberi al / haberi verene “A-aaa!” de / aldığınhaberi en az üç kişiye yay, onlar da “ A-aaa!”desin / bütün A-aaa’lar ziyaret günü ve saati içinanlaşsın / ziyaret sırasında çok üzül / kolonyalarıve nevresimleri teslim et / eve dön / akşam evdekocana hasta arkadaşını anlatarak, “Çok çökmüşzavallı!” de / kocan “Kim çökmüş?” desin / kocanıilgisizlikle suçla ve yat...Annem, yıllar içinde, kötü haberleri vermek içinkendine has bir ses tonu geliştirdi. Daha kelimelerhaberi oluşturmadan ses tonundan memlekettekiboşanma, kavga, bahtsız evlilik, kanser,felç, ameliyat gibi gelişmelerle karşı karşıya olduğumuanlayabiliyorum. Önce birini zorla hatırlatıphayal meyal bir görüntü oluşturmak, sonrauzun bahsetmek üzerine kurulu bir sistem bu.Annem telefonda, “Hani İncesaray apartmanındabir karşı kapı komşumuz vardı, hatırlıyo musunsen onu?” dediğinde, eski komşumuzun iç organlarındanbirine doktorların açıp baktığını anlamamzor olmadı. “Yok, hatırlamıyorum” dedim.Hatırlamıyor olmamı pek ciddiye almadı ve direkkadının içine daldı: “Kadıncağızın safra kesesinialmışlar.” (Kadıncağız: Ameliyat sonrası hacmenazalan kadınlara verilen isim) “Öyle mi?” dedim.“İstanbul’da olmuş ameliyatı,” deyince bununmemleketten yayılan ve telefonu kapatır kapatmazunutulmaya müsait bir haber olmadığını hissettim.Yanılmamışım, “Git bizim namımıza da birziyaret et,” dedi. (Namımız çok önemlidir bizim:“Budacılar, safra kesenizin alınması hususundaçok üzgünler. Ve onları temsilen ben küçük oğulburadayım. Namımız yürüdüğü için biz iyiyiz. Yasiz?”) Gitmemin gereksiz olduğunu, safra kesesinintıpkı bademcikler ve 20 yaş dişleri gibi patırpatır alındığını, bu organların zaten alınmak içinvar olduğunu bir türlü anlatamadım. Tartışmamızuzayınca en büyük silahını çıkararak, ‘vicdan!’diye ateşledi: “Onlar zamanında sana çok baktıama!” Resmen orantısız güç uyguluyordu. Dahafazla direnmenin anlamı yoktu. Durduramayacaktım.Namımız yürüyecekti.Çantamda hediye paketi yapılmış bir şişe kolonyavar. Niyetim çiçek almaktı, ama annem telefondasafra kesesinden açılan boşluğa törenlekolonya yerleştirmem konusunda ısrar etti (çiçeklersolar ama kolonyalar yıllarca dolaşır). Çaresizkabul ettim. Hastaneye giderken nevresimtakımı ve kolonyanın sihrini düşündüm. Taksinincamına vuran yağmurdan olacak, nevresim takımıve kolonyanın hastalıklarda neden tercih edildiğiyleilgili tespitim mısralar halinde düştü aklıma:Hastasın sen, bak bu nevresim takımı, açaryatarsın / Hastasın sen, bak bu kolonya, sürerferahlarsın / Safra kesenin yokluğunda umarımçok zorlanmazsın...yunca hemmen apar topar geldik,” diyordu birkadın. Sonra küçükken benle ilgilendiği iddiaedilen Safra Kesesiz’i gördüm. Tanıyamadım.“Nasıl üzüldük, nasıl üzüldük...” deyip kafasınısalladı bir başka kadın. Bir diğeri, “Maşallah iyigördüm ama seni” dedi. Onları da tanımıyordumama bu lafları, hareketlerini, yüzlerine takındıklarıifadeyi çocukluğumdan beri çok iyi tanıyordum.İçerde sahte duyarlılıkterörü esiyordu. Sadece ziyaretsüresi boyunca üzülen bu kadınlarıngitmesini beklemeye kararverdiğim an beni gördüler. Derhalüzülerek içeri girdim. Ziyaretçikadınların üzüntüsü tepeden tırnağabeni süzerken bir anda kayboldu.Özellikle bir tanesi, ayakucumla kafamın tepesi arasında4-5 kere gidip geldi. Bakmalarınardı arkası kesilmiyordu, sanırımSafra Kesesiz de beni tanımamıştı.Köklerimi açıklamak zorundakaldım. Safra Kesesiz kim olduğumuöğrenince beni büyük birhararetle karşıladı, ne kadar değişmişolduğumu üst üste tekrarederek elini öptürdü. Sonra, “Benimelimde büyüdü bu” diyerekziyaretçi kadınları beni yenidensüzmeye davet etti. Bugünkü yazmabecerimle, 4 adet orta yaşlıkadın tarafından yakın mesafedensüzülmenin zorluğunu sizlere anlatmammümkün değil. Tam o sırada hemşireniniçeri girmesi büyük bir şanstır. Kadınlar, süzmealanlarına giren bu yeni canlıyla ilgilenmeyebaşlayınca beni bıraktılar. Kısa bir süre sonra dayıllanmış kolonyalarını bırakıp gittiler. Konuşacakhiçbir şey bulamadım. Safra Kesesiz, bütünboşlukları onun elinde büyüdüğümü iddia ederekdoldurdu. “Ben sizi hatırlayamadım,” diye-bir adam (kocasıymış), kim olduğumu öğreniröğrenmez, “Hay maşallah ne kadar büyümüşsün,sen bizim elimizde büyüdün sayılır” deyince,“Ulan annem nerdeydi benim?” diye düşünmekzorunda kaldım. (O yıllar çok hastalık vardıyavrum, annen tüm sene ev ev dolaşıp kolonyadağıtmak zorunda kaldı. O yüzden seni biz büyüttük.İyi bir çocuktun sen, taa o zamandanbelliydi safra kesem alındığındabeni ziyarete geleceğin.)Odaya yeni gelen insan SafraKesesiz’in kardeşi. Onu da hatırlamıyorum.Ama tanıtımım yapılıryapılmaz, ne dediğini tahminedersiniz: “Aaa bu o Fırat mı?Vallahi tanıyamadım, sen bizimelimizde büyüdün sayılır.” Durumiyice garipleşmeye başlamıştı.Hiçbirini hatırlamıyordum. Kimdibunlar? Kaç kişinin elinde büyümüştüm?Gerçek ailem bunlarmıydı? Ben namı yürüyen bir Budacıdeğil miydim? Annem ellerindebüyümem için bu kadar insanıneden seferber etmişti? (Annensen küçükken deri pantolonunugiyip bir Chopper’ın arkasına atladıve gitti. Tam bir yıl geri dönmediyavrum, o yüzden seni biz büyüttük.İyi bir çocuktun sen, taa ozamandan belliydi bana kolonyagetireceğin.) Bir tür kimlik bunalımıylaçıktım odadan.Hastanenin dış kapısından çıktığımda kolonyayıbırakmayı unuttuğumu fark ettim. Yeni aileminyanına dönmeyi canım istemedi. Ellerinde büyüdüğümbir kişiyle daha tanışmak istemiyordum.Kolonyayı açıp yüzüme sürdüm. Kimlik bunalımıyaşıyordum ve biraz ferahlamaya ihtiyacım vardı.n98 dergi eylül/ekim 2011dergi eylül/ekim 2011 99


VEFATMeslektaşımız Cumhur Işındağ 19 Ağustos 2011 tarihinde,Meslektaşımız Sinan Bulak 27 Ağustos 2011 tarihinde vefat etmiştir.Ailelerinin, yakınlarının ve meslektaşlarımızın acılarını paylaşır, başsağlığı dileklerimizi iletiriz.Diş hekimi İlhan İşleriisler1@yahoo.comMeslektaşlarımız Gül (Topalan) Sevimli ve İpek (Gök) Topalan’ın babası Ekrem Topalan 21 Eylül 2011 tarihinde vefat etmiştir.Meslektaşlarımızın, ailelerinin ve yakınlarının acılarını paylaşır, başsağlığı dileklerimizi iletiriz.DİŞ HEKİMİ ARANIYORDEVREN KİRALIKİleri derecede İngilizce bilen, öğrenmeye meraklı,takım oyuncusu meslektaşlarımızın mfanuscu@ucla.edu.tradresine özgeçmişleriyle başvurmalarını rica ederiz.Dr. Diş Hekimi Mete FanuscuAtaşehir, Örnek Mahallesi, 35. Cadde üzerindeki, hastapotansiyeli yüksek, 13 yıldır faal muayenehanem doğumnedeniyle, tüm alet ve teçhizatıyla birlikte devren kiralıktır.GSM: 0 533 439 14 26 /0 532 769 71 25GSM: 0 533 961 90 81Mecidiyeköy’de yedi yıldır faal Özel Denthouse Ağız DişSağlığı Polikliniğine ortak aranıyor.Tel: 0 212 212 56 66Devren kiralık muayenehaneGSM: GSM: 0 532 236 89 92İnonü Caddesi, Sahrayı Cedit Mah. No: 23\2 adresindekimuayenehanemi ortak kullanmak üzere diş hekimiarıyorum.Tel: 0 216 411 87 91GSM: 0 533 443 42 20DEVREN SATILIKBüyükçekmece, Beykent’de Özel Beyaz Diş Ağız ve DişSağlığı Polikliniği devren satılıktır.GSM: 0 532 382 94 99Özel Eurodent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nin KâğıthaneŞubesi’nde çalışmak üzere tercihen kadın diş hekimiaranmaktadır.Tel: 0 212 294 53 53Faks: 0 212 294 05 50SATILIKKomple muayenehane aletleriGSM: 0 532 261 47 024. Levent’te bulunan Ağız Diş Sağlığı Polikliniğine yenimezun ya da 2008-2009-2010 mezunu erkek diş hekimi veen az 6 ay tecrübeli diş hekimi yardımcısı aranıyor.GSM: 0 543 861 89 87100 dergi eylül/ekim 2011

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!