12.07.2015 Views

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

düşmanları savaşa teşebbüsten, saldırmaktan engellemekşeklinde tefsir etmiştir. (Reşid Rıza, Tefsiru’l-Menâr, 10/66)Hadislerde “irhab” kelimesi “caydırıcılık” mânâsına kullanıldığıgibi hadis şerhlerinde de aynı mânâda yorumlanmıştır.11 Hadislerdeki garib kelimeleri izah eden en-Nihaye’de“irhab” kelimesi düşmanı saldırmaktan caydıracak güçte olmakve onu caydırmak şeklinde açıklanmıştır. 12Sahabe-i kirâm bu ayeti savaşa hazırlık yapma, caydırıcıgüce sahip olma şeklinde yorumlamışlardır. MeselaHz. Ömer döneminde birçok cephede mücadele verilirkenMedine civarındaki hiç savaşa iştirak etmeyen tam kırk bintane asil Arap atı hazır bekletiliyordu. Aynı şekilde Suriye civarındada kırk bin at besleniyor ve yedekte tutuluyordu. Ogünün en önemli savaş aletlerinden biri olan bu atlar ihtiyatkuvveti bulunduruluyordu. 13Ayrıca İslâm fıkıh âlimleri de “irhab” kelimesini “caydırıcıolma” manasında kullanmıştır. 14 Netice itibariyle “irhab”kelimesinin hadis ve şerhlerinde, fıkıh kitaplarında, lügatlerdekullanım alanını ve kendisine yüklenilen mânâları araştırdığımızdaşu hakikatler ortaya çıkıyor:1. Kur’ân’da zikredilen “irhab” i’dad, yani mukaddesatısavunma adına hazırlıklı olma ile bağlantılıdır. Haddi aşmayıve zulmü engellemeye yöneliktir. Bu durum bilinenve kabul edilen bir husustur ve insani değerlere münâfideğildir. Suçluları, zalimleri, mütecavizleri ve istilacı düşmanlarıkorkutmanın zaruretini kim inkâr edebilir ki?2. İslâm âlimlerinin, irhab kelimesini eserlerinde nasılkullandıklarına baktığımızda şu anlaşılıyor; irhab, düşmanısavaştan önce veya savaş anında yıldırmak, gözünükorkutmak morallerini ve psikolojisini bozmak demektir.Geçmişte böyle bir caydırıcılık değişik şekillerde oluyordu vebunlar o günün savaş şartlarına göre yapılıyordu. 15Ne Kur’ân’da ne sünnette ne de Kur’ân ve Sünnet kaynaklıeserlerde “irhab” kelimesinin yukarıda zikredilen iki şeklin dışındabir kullanımı söz konusu değildir. Dolayısıyla Kur’ân’dageçen “irhab”ı üzerine bombalar bağlayarak umuma açıkyerlerde masum insanları öldürmek, kanını dökmek, yangınçıkarmak, malları evleri binaları tahrip etmek, ortalığa dehşetsaçarak toplumu kaosa sürüklemek gibi bir mânâda yorumlamakve böyle bir eyleme delil göstermek doğru değildir.Ayrıca bir hususa dikkat çekmek istiyoruz: Bütün ArapçaLügatler ittifakla “irhab” kelimesine “ihâfe” (korkutma)manası vermişlerdir. Bununla birlikte 20. asrın ikinci yarısındatelif edilen bazı lügatlerde “irhab” kelimesine yüklenilenmânânın değiştirildiğini görüyoruz. Özellikle gayrimüslimlerinhazırladığı lügatlerde “irhab”a terörizm manası verilmektedir.16 Oysaki caydırıcı güç ile savaşmadan korkutmamanasına gelen “irhab” ile öldürme, bombalama, yangınçıkarma, ortalığa dehşet saçma, toplumu kaosa sürükleyecekşiddet eylemlerinde bulunma manasına gelen “terörizm”arasında ne kadar fark olduğu gayet açıktır. 174. Çerçevesi belli olmayan bir hususta hüküm verilmezİslâm Hukuk Metodolojisinin temel yaklaşımlarındanbirisi şudur; evvela hakkında hüküm verilecek şeyin sınırları,çerçevesi belirlenir ona göre bir hüküm verilir. Çerçevesi,sınırları belli olmayan bir şey hakkında hüküm verilemez.Çünkü sınırları belli olmadığından suiistimal edilebilir.Bu temel kriter açısından intihar eylemlerine baktığımızdahedef ve kimin öleceği belli değildir. İnsanların günlükmeşguliyeti içerisinde kadın, çocuk, yaşlı, Müslüman, gayrimüslimdemeden sivil hayatın umuma açık her yerinde yapılmaktadır.Dolayısıyla hedefi belli olmayan bu tür saldırılaragirişmek İslâm hukukunun genel prensiplerine terstir.5. İslâm’da suçun ferdiliği esastır.İslâm’da cezalar şahsîdir. Fiili kim işlemişse, o suçludur;cezayı da yalnız o çeker. Kur’ân’da bu husus defalarca belirtilir:“Hiç kimse kimsenin günahını çekmez.” (En’am sûresi,6/164; İsrâ sûresi, 17/15; Fâtır sûresi, 35/18) Hukukta suçun ve cezanınşahsiliği temel bir ilkedir. İntihar eylemlerinin hedefleriise çoğu zaman, suçsuz sivil insanlardır. Bu temel prensipaçısından masum insanlara yönelik intihar eylemleri doğrudeğildir ve İslâm’ın adalet anlayışına terstir.6. Savaş ilanı devlet başkanının yetkisindedir.İslâm’da savaş ilan etme yetkisi devlet başkanına aittir. 18Fertler, gruplar, organizasyonlar savaş ilan edemez. Aksi takdirdeşahıs ve grupların kendilerince savaş ilan etmeleri kaosve anarşiye sebebiyet verir. Böyle bir kaos ortamında aynıtoplumda yaşayan Müslüman bir grup kendisinden farklıdüşünen Müslümanlara karşı bile savaş ilan edebilir. Bu açıdanda intihar eylemlerine bakıldığında bunlar, herhangi birmeşru otoriteye bağlı olmaksızın kimin yaptığı ve ne zamanyapacağı belli olmayan hareketlerdir.7. İntihar eylemleri Müslüman imajını/kimliğinikarartan yanlış bir mücadele metodudur.Hedefin meşru olması ne kadar önemli ise hedefe götürenyolların meşruiyeti de o kadar önemlidir. Daha öncede geçtiği üzere insanların kendi mukaddesatını, malını,vatanını korumak için mücadele vermesi en önemli vazifelerdendir.Hatta bu uğurda ölmek, şehitliğe giden biryoldur. Ama böyle bir hedefe meşru olmayan bir mücadeleşekli ile yürümek hem maksadın aksiyle tokat yeme gibi birneticeye sebebiyet vermekte hem de bütün Müslümanlarınimajını karartarak onları zan altında bırakmaktadır. OysakiPeygamber Efendimiz, ashabı ve onların çizgisinde gidenbarış ve huzurun temsilcisi olan Müslümanlar, Müslümankimliğini barış ortamında olduğu gibi savaş durumunda dakorumuş, gölge düşürmemişlerdir. Günümüzde Müslümanlar“terör” ile suçlanmak istenmektedirler. Dolayısıyla her52

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!