12.07.2015 Views

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

urnunu, kulağını kesilmesini) yapılmasını ve “sabran”(bir canlının bağlanarak nişangah haline getirilerek ve çeşitlisilahlarla atış yapılarak) öldürülmesini yasaklamıştır. 7Hatta Efendimiz bir tavuğun bile “sabran” öldürülmesiniyasaklamıştır. (Ebu Davud, Cihad, 120; Darimî, Edahî, 13)Ayrıca Peygamberimiz bir Müslüman’ın savaşırken bilekendine yaraşır bir şekilde davranması gerektiğine dikkatleriçekmiştir: “İnsanî ve ahlakî değerlere riayet ederek en güzelbir şekilde savaşan ehli imandır.” (Ebu Davud, Cihad, 110)Şimdi, bu kriterler penceresinden bombalı intihar eylemlerinebaktığımızda İslâm’ın genel ve etik prensipleriyleve tarih boyu uygulamasıyla tamamen zıt olduğunu görürüz.Zîrâ bu eylemlerde “muharip” vasfını haiz olmayanmasum kimseler katledilmektedir ki bu, açık olarak İslâmînasslarla çelişmektedir.2. Sivil hedeflere saldırılmazSavaş durumunda iken masum insanları katletmekdinin temel referanslarına tamamen zıttır. Asr-ı saadet vesonraki dönemlerde buna mesned teşkil edebilecek bir davranışbiçimi olmadığı gibi bu, Müslümanlar tarafından dabir mücadele metodu olarak kullanılmamıştır. Eğer “başkaçare yok, ne yapılsın?” denilecek olursa Mekke’de çok ağırişkencelere, eziyetlere maruz kalan sahabe efendilerimiz vedaha sonraki dönemlerde onların çizgisinden giden Müslümanlarınböyle bir yola başvurmadıklarını hatırlatmakyeterli olur kanaatindeyiz.Hemen bütün fıkıh kaynaklarında yer alan bir husus vardır;bir Müslüman savaş durumunda bir orduya veya askeribirliğe tek başına öleceğini bile bile saldırabilir mi? Bununcevabı şu şekildedir: Eğer karşı tarafa zarar verecekse ve Müslümanlarınmenfaatine bir şey olacaksa, mesela, Müslümanlarıcesaretlendirecekse bu durumda düşman ordusuna saldıraraksavaşa savaşa ölünceye kadar mücadele edilebilir. Eğer bir kimsetek başına saldırdığında bunlardan biri hâsıl olmayacaksa budurumda böyle bir şeye girişmesi caiz değildir. Aksi takdirdeşu ayetin çerçevesine gireceği kabul edilir. “Kendi ellerinizlekendinizi tehlikeye atmayın ve hep güzel davranın. ÇünküAllah güzel hareket edenleri sever. 8 (Bakara sûresi, 2/195) Nitekim,sahabeden bir cemaat Uhud gününde Allah Resûlü’nünönünde bunu yapmış ve Efendimiz’in övgüsüne mazhar olmuşlardır.Fıkıh kitaplarındaki bu meseleyi bir kimsenin üzerinebombalar bağlayarak gidip sivil hedefler içinde, masuminsanlar arasında intihar eylemi yapmasına mesned göstermekdoğru değildir. Her şeyden önce bu mesele savaş hâli ve askerîhedeflerle ilgilidir. İntihar saldırıları ise sivil ve masum insanlarayöneliktir. İkisi tamamen birbirinden farklıdır.İntihar eylemlerine mesned gösterilmek istenen delillerdenbiri de fıkıh kitaplarında yer alan “teterrüs” yanidüşmanın, elindeki esir Müslüman kadın ve çocukları kendisinesiper olarak kullandığında mümkün mertebe bu insanlarıhedef almaksızın, Müslümanların oralara saldırıdabulunmasına cevaz verilmesidir. 9Bunu biraz açıklamak gerekmektedir. Şöyle ki: Düşmanordusu, Müslüman erkek, kadın ve çocukları kendilerine siperyaparak Müslümanlara karşı savaşıyor ve Müslümanların dabu siperlere saldırmadan savaşı kazanması mümkün değilsebu durumda düşman askerleri hedeflenmek şartıyla bu siperlerede atış yapılabilir. Eğer saldırıldığında Müslümanların zaferkazanması söz konusu değilse bu caiz değildir. Bu açıdanintihar eylemlerine bakıldığında ne askeri hedeflere yapılanbir saldırı ne oralarda Müslümanların siper edilmesi ne dekarşı tarafa zarar verip mağlup etme söz konusudur. Aksineçarşıda pazarda günlük işleriyle meşgul olan masum insanlarhunharca katledilmektedir. Üstelik böyle bir hareket daha çokmasum Müslüman’ın öldürülmesine zemin hazırlamaktadır.Dolayısıyla “teterrüs” kaidesi, sivil ve masum -savaş ile ilgisiolmayan- insanların bulunduğu yerde bomba ile intihar eylemiyapmaya kesinlikle delil olamaz. Tam tersine böyle birsaldırı “haksız yere bir insanı öldürmeyi, bütün insanlara karşıcinayet işleme” (Mâide sûresi, 5/32) çerçevesine girer.3. Kur’ân’da Zikredilen "İrhab" ve TerörKur’ân’ı Kerîm’de sadece pozitif manada kullanılan vekendisine övgüden başka anlam yüklenmemiş kelimelervardır. “İrhab” kelimesi de bunlardan biridir. Kur’ân’da bukelimenin geçtiği ayet şöyledir:وَأَعِ‏ دُّ‏ وا لَهُمْ‏ مَا اسْ‏ تَطَ‏ عْ‏ تُم مِنْ‏ قُوَّةٍ‏ وَمِنْ‏ رِبَاطِ‏ الْخَ‏ يْلِ‏ تُرْ‏ هِبُونَ‏ بِهِ‏ عَ‏ دُ‏ وَّ‏اللهّٰ‏ ِ وَعَ‏ دُ‏ وَّكُمْ‏ وَآخَ‏ رِينَ‏ مِنْ‏ دُونِهِمْ‏ الَ‏ تَعْ‏ لَمُ‏ ونَهُمْ‏ اللهّٰ‏ ُ يَعْ‏ لَمُ‏ هُمْ‏ وَمَاتُنفِقُوا مِنْ‏ شَ‏ يْ‏ ءٍ‏ فِي سَ‏ بِيلِ‏ اللهّٰ‏ ِ يُوَفَّ‏ إِلَيْكُ‏ مْ‏ وَأَنتُمْ‏ الَ‏ تُظْ‏ لَمُ‏ ونَ‏“Düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın!Savaş atları yetiştirin ki bu hazırlıkla Allah’ın düşmanlarını,sizin düşmanlarınızı ve onların ötesinde sizin bilemeyipde, ancak Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutup yıldırasınız.Allah yolunda her ne harcarsanız, onun karşılığı sizeeksiksiz ödenir, size asla haksızlık yapılmaz.” (Enfal sûresi, 60)Bu âyetteki “irhab”ın kelime mânâsı korkutmadır. Ama bukorkutma zarar vereceği ihtimali (caydırıcı güç) ile tabiî birkorkutmadır, yoksa zarar vererek bir korkutma değildir. 10Müfessirler ayette geçen “irhab”ı düşmanlara karşı gününşartlarına göre“caydırıcı güç” olacak silahları, savaşatlarını vs. hazırlamak olarak tefsir etmişlerdir. (Taberî, el-Câmiu’l-Beyan, 6/42; Razi, Mefâtih, 15/192; Âlûsî, 10/26)Reşid Rıza “irhab” kelimesinin Kur’ân’da savaşı tutuşturmakiçin değil engellemek mânâsına olduğunu; toplumuyıkmak için değil korumak mânâsını ihtiva ettiğini söyleyerekbahsi geçen ayeti, gücünün yettiği kadar savaş adına kullanılabileceksilahlarla hazırlık yaparak, bilinen bilinmeyen51

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!