12.07.2015 Views

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

içindedir ki, sanki bu mübarek kütle, semada programlanmışda, daha sonra bulunduğu yere resmedilmiş gibibir görünüm arz etmektedir. Evet, hem en derin göklerdendaha derin “Kubbe-i Hadrâ”, hem çevresinde onukucaklayan o sırlı arsa, hem de tabiat kitabının o “Buk’ayıMübareke”yi teşkil eden satır ve sahifeleri; âdeta titizlikleseçilmiş, mükemmel bir şekilde yerli yerine yerleştirilmişçesinebu maddî-mânevî pek çok şeyin halîtası,göklerin ve yerin âdeta birleşik noktası gibi bir görünümsergilemektedir. Az buçuk o mekânın Sahibine açık bulunanruhlar –O Sahibe canlarımız kurban olsun– başlarınıo iklime uzatınca kendilerini gök ehliyle iç içe sanırlar. Birde âşıkların has bahçesi sayılan “Muvâcehe”ye varınca,kendilerini, o makama yakışır ve ora ile uyuşur o kadartemiz çehre ve o çehrelerden buğu buğu yükselen enginbir heyecan içinde hissederler ki, zaman zaman kalbleriduracak hâle gelir. Aslında orada o sekteyi yaşayanlarınsayısı hiç de az değildir.Muvâcehe, âşıklar için her zaman bir liman ve birrampa vazifesi görür. Oraya ulaşan her âşık gönül, oradanâdeta denizlerin enginliklerine ya da göklerin derinliklerineaçılıyor gibi bir büyülü zaman koridorunagirer.. girer de o mübarek buk’anın o masumlardan masumhâlini ve sevimli görünümünü bir şiir gibi dinler, birkevser gibi yudumlar ve her saniye ayrı bir zevk banyosuyapar.Muvâcehe’de zaman o kadar aydınlık, o kadar gönülalıcı ve o kadar hülyalara açıktır ki, oraya ulaşan saygılı birgönül, Asr-ı Saadet’te yaşıyormuşçasına, Nebî’nin o temizlerdentemiz çehresini ve vahye açık sinesinin heyecanlarınıduyar gibi olur.. gök kapılarının gıcırtılarını, Cibril’in kanatçırpışları içinde, Kur’ân’ın tok sesini muhatapların heyecanlıtavırları arasında duyar ve kendini bir kutlu çağınbereket sağanakları arasında sırılsıklam hisseder; eder debu umumî armoniye o da gözyaşlarıyla katılır.. ve o günekadar gönlüne sinmiş Ravza duygusunun, daha bir derinceher yanını kuşatması karşısında oracıkta eriyip merkadeakmayı düşünür.Aslında, orada görülüp duyulan her şey çok içlidir.Orada mekân, mekîn her şey mutlaka insana bir şeylerfısıldar durur. Âşıkların ağlama ve inlemelerinin yanında,mekânın o tali’li ama suskun sütunları; Muvâcehe’nin hüzünlüfakat mütebessim hâli; iki adım ötede parmaklıklararasından hayallerimize doğan mübarek merkadin –hâşâ–metâf-ı kudsiyânın, pürvefâ bir mihmandar edâsıyla gönülgözlerimize tebessümler yağdırması o kadar sıcak ve tesirlidirki, içlerinde bu mahrem muameleyi duyan her gönülölümsüzlüğe erdiğini sanır. Hatta o melekler güzergâhınıböyle bir gönülle duyup bu gözle temâşâ edenler için sankiorada canlı-cansız hiçbir şey yokmuş da, sadece mehâbettelevvünlü bir sessizlik ve ziyaret heyecanıyla umumî birbekleyiş varmış gibi, o makama adımlarını atar-atmazkendilerini oranın tesirinde bulur ve onu dinlemeye koyulurlar..o da onlara kendi usûlünü, kendi sükûtunu meşkediyor gibi, onların duygu dünyalarına, o güne kadar aslayaşamamış oldukları en bâkir hisleri aşılar ve ruhlarına ellitürlü çağrışım menfezi aralar.Ravza’nın bağrında insan her zaman, gözlere çarpanve gönülleri saran bir büyüyle karşılaşır. Hislerinde, düşüncelerindebir başka âlemin esintilerini duyar.. gönlününderinliklerinde hayalî kapılardan geçer.. en mahremiklimlerde dolaşır ve arzın minberinin dibinde Hak beyanıylaşekillenen o ezelî hutbeyi hem de Hatîbinin ağzındandinliyor gibi dinler ve O’na ümmet olmanın mutluluğuylayerlere kapanır.Böyle bir duyuş ve seziş, böyle bir zevk ve heyecanelbette bir inanç, bir kanaat, bir teveccüh ve derince birsezinin birleşmesinden meydana gelmektedir. O inanç, okanaat, o teveccüh ve o seziyi yakalayanlar için PeygamberKöyü, Mescid-i Nebevî, âşıklar durağı Muvâceheneler söyler neler söyler..! Evet, konsantrasyonunu tamamlamışziyaretçiler için Ravza, orada insanların hisve heyecanlarının çok üstünde kendine has hâli, içlisükûtu, vakarlı görünümü ve ledünnî derinliğiyle ötelerehep var olma zevkinin şiirini söyler.. göklerdeki korodanmûsıkîler dinletir ve yürekten kendisine yönelenlerin gönüllerinekorlar salar ve herkese bir aşk u vuslat demiyaşatır. Sonra da yine o derin sessizliğine gömülür ve sizivuslat otağında hüzünlü bir yalnızlık melâline terk eder..terk eder de, o dakikaya kadar sanki size hiç esrar perdesiaralamamış gibi o kadîm bikrinin iffetine bürünür..bürünür ama, gönüllerinize ikinci çağrının dâvetiyesinibırakmayı da ihmal etmez.*Bu yazı Sızıntı dergisinin Nisan 1998 tarihli 231.sayısından alınmıştır.4

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!