12.07.2015 Views

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

YENi ÜMiTDoç. Dr. Yener ÖZTÜRK *Nisan / Mayıs / Haziran - 2009 / 84DININ GURBET YILLARINDASÜNNET'E SARILMANIN MÜKÂFATIPeygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem),bir hadîslerinde şöyle buyurmuştur:ِ كُ‏ بِسُ‏ نَّتِى عِ‏ نْدَ‏ فَسَ‏ ادِ‏ اُمَّتِى لَهُ‏ اَجْ‏ رُ‏ شَ‏ هِيدٍ‏اَلْمُ‏ تَمَ‏ سّ‏“Ümmetimin fesada düştüğü bir zamanda, sünnetimesımsıkı sarılan şehit sevabı kazanır.” 1Hadîs-i şerîfte sünnete temessük edenler; “şehid sevabı”,bazı rivayetlerde ise, “yüz şehid sevabı” gibi bir ecirlemüjdelenmektedirler. İlk bakışta böyle bir müjdenin büyüklüğününhikmeti kavranamayabilir. Ancak şu iki durumundikkate alınması, bu hususun izahı noktasında yeterliolacaktır:1. Sünnetin genel anlamı/kapsamı,2. Temessükün zamanı.Birinci husus: Sünnet denilince umumiyetle ibadetleretâbi nafileler ve Peygamberimiz’in yeme-içme, uyuma şekli,giyinme ve temizlenme tarzı gibi hususlardaki nebevîâdetleri akla gelmektedir. Sünnet sadece bu kısımlarındanibaret görülünce de verilen mesajın anlaşılması biraz güçleşmektedir.Bunun için biz hadîsle vurgulanmak istenenhususun daha iyi anlaşılması için sünnetin kelime ve genelanlamı üzerinde durulmasında fayda görmekteyiz.Sünnet lügatte ‘gidişat –iyi ya da kötü olarak– takipedilen yol’ demektir. Nitekim bu mânâyı ifade eden birhadîs-i şerîfte şöyle buyrulur: “Kim, İslâm’da güzel biryol/çığır açarsa (men senne fi’l-İslâmi sünneten haseneten..),bu işin ecri ve daha sonra o yolda yürüyenlerinecirleri -yapanlardan bir şey eksiltilmemek üzere- onundur.Kim de İslâm’da kötü bir yol/çığır açarsa (men sennefi’l-İslâmi sünneten seyyieten), onun ve o yolda gidenlerinvebali, yapanlardan eksiltilmemek üzere onun sırtınayüklenecektir.” (Müslim, Zekât 69; İbn Mace, Mukaddime 203)Çoğulu sünen olan sünnetin, bu mânâsıyla Kur’ân’da dayer aldığını görmekteyiz. Bu çerçevede bir âyette ise şöylebuyrulur: “Allah size helâl ve haramı açıkça bildirmek, sizdenöncekilerin yollarını (sünenellezîne min kablikum..)size göstermek ve tövbelerinizi kabul etmek istiyor. O,alîm ve hakîm’dir (her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm vehikmet sahibidir).” (Nisa sûresi, 4/26)Sünnet terimi, İslâmî literatürde özel anlamı itibariyleHz. Peygamber’in (aleyhisselam) sözleri, fiilleri ve takrirleriolarak tanımlanır. Ancak sünnet kavramı geniş bir açıdanda ele alınmıştır. Buna göre sünnet, hükme ve ameleesas teşkil etsin etmesin, -yaptıkları veya kaçındıklarıyla,Allah Resûlü’nün hayat tarzı ve yaşantısının bütünü olur.Meselâ büyük usûlcü Şatıbî, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) uygulamalarınada -bunlar Kur’ân’da emredilmiş olmuş olsabile- sünnet denildiğini belirtir. 2Bu konuyu daha açık ifadelerle ele alan diğer bir mühimşahsiyet ise Bediüzzaman’dır. O, Lem’alar adlı eserinde‘Sünnetin mertebeleri vardır.’ diyerek, bunları ferâiz (vacibat),nevafil ve adâb olarak üçe ayırıyor. 3 Bu tarife göre,sünnet, Resûl-i Ekrem’in (s.a.s.), yaptığı veya yapılmasınıemir buyurduğu veya izin verdiği hususların tamamını ifadeediyor. Dolayısıyla burada farz da, vacib de, müstehabda sünnetin kapsamına girmiş oluyor.Şu hâlde sünnet, genel anlamı itibariyle PeygamberEfendimiz’in takip ettiği yoldur. Daha açık bir ifadeylesünnet, Allah Resûlü’nün (aleyhi ekmelüttehâyâ) dini-farzları, nafileleri ve adabıyla- yaşayış biçimi ve onu uygulayıştarzıdır. Dolayısıyla bu hadîste temas edilen “sünnetetemessük” hususunu, ‘Peygamberimiz’in farzlardanâdâplara kadar yaşayıp yaşatmaya çalıştığı dine sahip çıkmak’anlamında ele almak daha muvafık olacaktır.Şüphe yok ki, doğrudan Allah tarafından terbiye ediliphayra yönlendirilen Resûlullah (s.a.s.), farzı, vacibi, müstehabıve âdâbı da dâhil hayatı bütün üniteleriyle insanlığa36

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!