12.07.2015 Views

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen ... - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yorum.’ Bir de baktım ki, o zât, Allah Resûlü’nün sâdıkyârânından Abdullah ibn Mes’ud Hazretleri’nden başkasıdeğil.” (Tefsir-i İbn Kesîr, 1/470)Bu konudaki bir başka misâlimiz de yine sahabeninen mümtazlarından Abdullah ibn Ömer’dir (radıyallahüanh). Gördüğü bir rüya münasebetiyle Peygamber Efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem), onun hakkında, “İbnÖmer ne sâlih bir kuldur. Keşke gecelerini namazla ihyaetse!” buyurmuş; o da bu emr-i nebevîyi duyduktan sonraçok az bir kısmı hâriç geceleri hep uyanık vaziyette ibadetlegeçirmeye başlamıştı. Nafî’ (radıyallahü anh) onun seherlerdekihâlini şöyle anlatır: “İbn Ömer geceyi namazlageçirir, sonra da ‘<strong>Ey</strong> Nafî’! Seher vakti geldi mi?’ diyesorardı. ‘Evet’ cevabını alıncaya kadar namaz kılmaya devameder, ondan sonra da istiğfara başlar, sabahı dua ederekkarşılardı.” (Tefsir-i İbn Kesîr, 1/470)Enes b. Mâlik (radıyallahü anh) da, “Biz seher vakitlerindeyetmiş defa istiğfar çekmekle emrolunduk” derdi.(Tefsir-i İbn Kesîr, 1/470)Sünen-i Tirmizî’deki bir rivayete göre, Hazreti Yakub(aleyhisselam) evlâtlarına, ‘Sizin için tevbe ve istiğfarda bulunacağım.’demiş ve <strong>hemen</strong> istiğfarda bulunmayarak istiğfarını,duaların daha çok kabul gördüğü Cuma gününün sehervaktine ertelemiştir. (Tirmizi, Daavât 114) Nitekim AllahResûlü (aleyhi efdalüssalevâti ve ekmelüttahiyyât) bir hadîs-işerîflerinde, “Cenab-ı Allah her gece dünya semasına (rahmetiyle)nüzûl buyurur ve ‘Melik Benim, Melik Benim. Duaedenlere icabet eder, dileği bulunanların muradını gerçekleştirir,arınmak için istiğfarda bulunanları da bağışlarım’ der vebu hal fecrin doğuşuna kadar devam eder.” demiştir. (Buhari,Teheccüd 14, Daavat 13; Müslim, Salâtu'l-Müsafirin 166)Büyük Hak dostu İbrahim b. Edhem’in (v. 161) yetiştirmişolduğu güzide talebelerden Alî ibn Bekkâr (‘Bekkâr’,erken kalkan/erkenci manasına gelir) Hazretleri de, “Tamkırk senedir beni güneşin doğmasından daha fazla üzen birşey olmamıştır.” der ve gecelerle olan aşkını seslendirirdi.(İhyau Ulûmi’d-din, 1/358)Fudayl b. İyaz (v. h. 187) da aynı duyguyu şöyle terennümederdi: “Güneş gurûba kayınca Rabbimle baş başa kalmaimkânı bulabildiğim için içim ferah ve sürurla dolar. Güneş doğduğundada işte o kadar üzülürüm.” (İhyau Ulûmi’d-din, 1/358)Yine ehlullahtan Ebû Süleyman ed-Dârânî (v. h. 225)şöyle derdi: “Geceyi kıyamda geçirenlerin Allah huzurundadurmaktan aldıkları lezzet, oyun ve eğlence peşinde koşanlarınyaptıkları şeylerden aldıkları lezzetten daha fazladır.Doğrusu, geceler olmasaydı dünyada kalmayı hiç arzuetmezdim. Şayet geceyi huzurda geçirenlere duyduklarızevk ve lezzet ile amellerinin sevabı arz edilseydi, onlarmutlaka birinciyi tercih ederlerdi.” (İhyau Ulûmi’d-din,1/358) Ebû Süleyman’ın ibadet ü taatin lezzet ve zevk içinde yapılabileceğini düşüneceğine ihtimal verilemeyeceğinegöre onun bu ifadeden kastının gecelerin insanın ruhunave gönlüne a(kı)ttığı ve beklentisiz gelen münezzeh zevkve lezzet olduğu anlaşılacaktır.Bazı Allah dostları da, “Dünyada Cennet nimetlerinebenzeyen bir tek şey kalmıştır. O da Allah dostlarının gecelerdeyaptıkları münacaatın halâvetidir. Allah onu sadecedostlarına duyurmuştur ki, başkasının onu duyması mümkündeğildir.” demişlerdir. (İhyau Ulûmi’d-din, 1/358)Muhammed ibn Münkedir (v. 130) de, “Dünyaya ait üçtane hakikî lezzet vardır. Bunlardan birincisi geceleri kıyamlageçirmek, ikincisi dostlarla sohbet meclislerinde biraraya gelmek, üçüncüsü de namazları cemaatle kılmaktır.”der. (İhyau Ulûmi’d-din, 1/358)Yine evliyaullahtan birisi şöyle demiştir: “Allah u Teâlâseher vaktinde uyanık bulunan kullarının kalblerini nurlarladoldurur.” (İhyau Ulûmi’d-din, 1/358)Burada birkaç misâlini zikrettiğimiz bu büyüklerdenhangisinin sergüzeşt-i hayatına bakılacak olursa olsun, onlarıngeceleri ve seher vakitlerini mutlaka dolu dolu değerlendirdiklerigörülecektir. Zaten onları ‘kalbin zümrüttepeleri’nde zirvelere taşıyan en önemli dinamiklerden biriside hiç şüphesiz geceler olmuştur.Sözümüzü bir dua ve niyaz kahramanı olan BediüzzamanHazretleri’nin 18. Söz’ün hâtimesine dercettiği birkaçmısra ve Fârisî ifadenin tercümesiyle bitirmek istiyoruz:“Seherlerde eser bâd-ı tecellî,Uyan ey gözlerim vakt-i seherde.İnayet hâh zi dergâh-ı ilâhî,Seherdir ehl-i zenbin tevbegâhı,Uyan ey kalbim vakt-i fecirde.”“Seher vakti, haşir meydanını andırır. Her şey uyanmışgelmiş, tesbih ediyorlar. <strong>Ey</strong> nefsim, sen ne zamana kadarböyle gaflet uykusu içinde kalacaksın?! Ömrünün ikindivakti gelmiş, kabre doğru sefer başlamıştır. Bütün varlığıterk ediyorsun. Ney gibi inlemek için niyaz ve namazagayret et! De ki, ‘Ya Rab! Pişmanım, mahcûbum, utanıyorum.Sayısız günahlardan dolayı perişanım. Zelîlim, gözlerimyaş dolu, hayatım kararsız. Garibim, kimsesizim, yalnızım,zayıfım, güçsüzüm, hastayım, âcizim, iradesizim.Aman diliyorum.. af arıyorum.. yardım istiyorum Sen’indergâhından ey Allah’ım!..”*Araştımacı - Yazarmyilmaz@yeniumit.com.trKaynaklarTefsiru’l-Kur’âni’l-Azim, İsmail b. Ömer b. Kesîr, Dar-ı Taybe.İhyau Ulûmi'd-din, Muhammed b. Muhammed el-Gazzâlî, Dâr-ı Ma’rife.Sözler, Bediüzzaman Said Nursî, Şahdamar Yayınları.Dipnotlar1. Vuslat Muştusu, s. 10325

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!