12.07.2015 Views

GÜLZÂR-I MA'RİFET EN SON ŞEKLİ.qxp - Huvallahu

GÜLZÂR-I MA'RİFET EN SON ŞEKLİ.qxp - Huvallahu

GÜLZÂR-I MA'RİFET EN SON ŞEKLİ.qxp - Huvallahu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

GÜLZÂR-I MA’RÝFETELL HACCHÜSEYÝN VEDADÝstanbul1432/2011


GÜLZÂR-I MA’RÝFETELL HACCHÜSEYÝN VEDADEditör: Þafak TUNÇ Redakte/Tashih: Hýzýr ERCANBaský Tarihi 1432 / 2011Ýletiþimh t t p : / / h u v a l l a h u . c o mellhuve@mynet.comellhuve@hotmail.comBasým Yeri: Seçil Ofset Matbaacýlýkve Ambalaj Sanayi Ltd. Þti.Tel. (90) 212 - 629 06 15 pbxISBN: 978-605-60630-8-4


Ý Ç Ý N D E K Ý L E RDibace...........................................................................1-10Hz. Ahmed Süreyya Emin Bey'in Hayat-ý Mecazîleri...........11-13Hz. Ahmed Süreyya Emin Bey'in Sülâle-i Tahiresi..............15-17Hz. Ahmed Süreyya Emin Bey'in Hayat-ý Maneviyyesi.........19-23Aslýmýz Allah'týr............................................................25-26Hz. Süreyya'nýn Ýrþadlarýndan Bihakkýn Hissemend Olanlar..27-28Varis-i Muhammedî........................................................29-30Allah Verdiðini Geri Almaz.............................................31-32Hz.Hatice Atiyetullah....................................................33-34Ýman Hüve'nin Lütfu Ýlâhîsidir.........................................35-36Hz. Süreyya'nýn Mürþidi Hz. Bekr'ül Cezbî........................37-38Sohbet Þeyhi Hz.Ahmed Amiþ.........................................39-42Mürþid Gönüllerde Olaný da Bilir.....................................43-44Kiel Ýsyaný....................................................................45-47Bu Akým Yaþama Uymaz......................................................49"Hem Kahve Ýçerim Hem Sizinle Konuþurum"....................51-53Zikr-i Dâim...................................................................55-56Hakký Bulmak...............................................................57-59"O'nun Adý Muhammed Ali'dir"........................................61-63Bütün Gönüllerin "O" Gönle Dönük Olmasý...........................65Nazar-ý Celâlî................................................................67-68"Evlatlar Bana Ýtimadýnýz Tammý?"...................................69-70Dini Mürþid'den Öðrenmek..................................................71Mürþid'in Gönlüne Girmek...................................................73Fart-ý Riyazet................................................................75-76Mekrin Görünmeleri.......................................................77-78


“Nice gelmiþ lisana öyle denmiþ hem yazýlmýþtýrAnýnçün mübtedi saliklere bir rehnümadýr buSüreyya þerh ü tefsire giriþmiþ olsa bir tamm erÇýkar meydana esrar ü hikem cana safadýr buGörürse zahid-i napuhte asla muterif olmazTefehhüm ettiði vech üzredir rahi Hudadýr buEðer göstermiþ olsam cevher-i esrarýný billahGören ateþ alýr hahiþle bir müdhiþ belâdýr buBilin þol kenz-i mahfidir ana safiyyeler agâhMariz-i aþk olan canlar için þafi devadýr bu”HZ. AHMED SÜREYYA EMÝN


DÎBÂCEBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝM“Gülzâr-ý Ma’rifet” Mehmed Ali Özkardeþ HazretlerininCenâb-ý Pîr Hz. Ahmed Süreyya Emin Beyefendiile ilgili olarak bizlere intikal ettirdiði beyan ve yazýlarýnbir kýsmýdýr. Bu kitaptaki yazýlar Hz. Süreyya'nýnmanevi hatýralarý olup, onu seven muhabbetli gönüllereithaf olunmak üzere kaleme alýnmýþtýr.Hz. Mehmed Ali Özkardeþ, Mürþidi Kadiri tarikatýnýndördüncü Pir-i sânisi Hz. Ahmed Süreyya EminBeyefendi Hazretleri ile olan beraberliðinde bizzat Mürþid’indengörmüþ ve iþitmiþ olduðu bazý hadise ve sözleri“Gülzâr-ý Ma’rifet” adlý kitapta toplamýþ ve banavermiþlerdi. Bu kitapta yazýlanlar, Mehmed Ali Bey Hazretlerininyazýlarýndan ve hatýralarýndan yararlanýlarakkaleme alýnmýþtýr.Bu kitapta Hz. Ahmed Süreyya Emin Beyefendi’ninhayat-ý mecazisi ile ilgili bilgiler de verilmektedir.Kendisinin müstesna bir yaþamý olduðu muhakkaktýr. Buhatýralarýn bir kýsmý Hz. Süreyya Beyefendi’nin Nuruosmaniye’dekikonaðýnda yapmýþ olduklarý sohbetlerdebulunan manevi evladý Hz. Mehmed Ali Özkardeþ’in bizlereintikal ettirdiði bilgilerden de derlenmiþtir.1


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tMürþidimiz Hz. Mehmed Ali Bey Ýngilizce, Fransýzca,Almanca ve Rumca bilmesine, Almanya ve Fransa'datahsil görmesine ve son derece ileri bir kültüre sahipolmasýna raðmen bir defasýnda; "Evlâd ben Hz.Süreyya'yý bulmasaydým hiçbir þey olmazdým sende beni bulmasaydýn hiçbir þey olamazdýn" buyurmuþlardýr.Fevkalâde mükemmel yetiþmiþ bir insan olmasýnaraðmen, "Hz. Süreyya'yý tanýdýðým zaman bir þeyoldum" buyuran Hz. Mehmed Ali Bey'in sözü esasýndabu vadide herkese bir mesajdýr. Çünkü bazý insanlaradünyevî yüksek tahsilin kibir verdiði görülmektedir.Avrupa'da diploma bile almadan sadece birkaçderse iþtirak eden bazý kimselerde büyük bir kibir vekendini beðenmiþlik görülmektedir. Bu kibir, manevi yoldaterakki etmenin önünde büyük bir engeldir. Bu, maneviyattanmahrumiyete sebep olur.Esas olan Allah'ýn insaný dünyaya yollamasýndakimaksat ve muradý idrak etmektir. Ýnsan nereden gelipnereye gittiðinin idraki içinde olmalýdýr. Dünya için edinilenilmin hepsi dünyada kalmaktadýr. Hz. AhmedSüreyya Emin; "Ýnsan ilâhî âleme intikalinde öylebir sanayi-î ilâhîye ile karþýlaþacak ki dünya ilekýyasý kabil deðildir" buyurmuþlardýr.2


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tÝnsan elbette dünyevî ilimleri de tahsil edecektir.Ancak insaný terakki ettiren maneviyattýr. Ýnsan kendisindekiAllah arzusunu idrak edip terakki ederse o zamangüzel bir insan olur ve kendi yaratýlýþ mazhariyetininne olduðunu anlar.Maneviyatta ‘ef'âli’, ‘sýfati’ ve ‘zâtî’ tatbikatlarvardýr. Zâtiyetten görünen veliler Allah'ýn daha ileri tatbikatyaptýðý gönüllerdir. Rabbimiz bir gönülde; "Senolan da Benim" buyurmuþsa o gönül zâta kalbolmuþ,zâtî velâyet noktasýný ihraz etmiþ olan hususi bir gönülnoktasýdýr. Daha ileri olarak her þey Hüve'de neticelenecektir.Hüve hakikatini idrak ile “zâtüz zât” noktasýayan olur.Geçmiþ manevi gönüllerin çalýþmalarý kendi zamanlarýiçin fevkalâde çalýþmalardýr. Onlarýn bu çalýþmalarýnýtakdir etmemek mümkün deðildir. Onlar o zamanýnmanevi anlayýþ ve idraklerini sergilemiþlerdir. Allah hepsindengani gani razý olsun. Ancak her zaman için“Zamanýn Ýnsaný” irsal olunmuþtur.Günümüzden üç yüz sene önce söylenen manevisözler vardýr; beþ yüz sene önce söylenmiþ sözler vardýr;bin sene önce söylenmiþ sözler vardýr. O zaman zuhureden insanlarýn sözlerinin daha sonra zuhur eden gönüllertarafýndan açýklanmasý daha ileri idrak ve terakkidir.3


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tNitekim Ýkdam Gazetesi'nin 9220 no'lu nüshasýnýnüçüncü sayfasýnda; "Mev'iza ve Kelime-i Tevhid" baþlýklýUnkapaný civarýnda Yeþil Tulumba karþýsýndakiÞazeli Dergâh'ýnda vaaz verileceði ve eþyanýn hakikatininmebdei olan "Nokta-i Kül"den söz edileceðini duyanHz. Süreyya; "Ey can-ý men "Nokta-i Kül"denbahsetmek için "Âlem-i Â’mâ"ya "Kitabü'l Vücud"asahibiyyet ve malikiyet ister, buna ise "menem lâgayre" ve "el mülkî lî" diyebilir bir lisan-ý mutlakýyyet'esahip bir vücudu’l mukaddes icap eylerki bu nerede?" Buyurmuþ ve "Cenâb-ý Muhyiddintelifatý tetebbu’ edilmekle "nokta-i kül"den bahsetmeyecüret etmek hata ender hata olsa gerekir"buyurmuþlardýr.Hz. Süreyya Beyefendi; "Ey þeriat-ý garrayýMuhammediyyenin zahiri memurlarý bulunan ulema-izahir hazeratý, ne anlamak istersin ki, diyelimve anlatalým. Demiþ olsak ne anlayacaksýn?Þeriat-ý malume-i ammeden mi, þeriat-ý tarikattanmý, þeriat-ý marifetten mi, þeriat-ý hakikiyyedenmi? Yoksa þeriat-ý Hakikatu'l Hakayýktan mýanlamak istersin?" buyurmuþlardýr. Çünkü kendisizâtüzzâttýr. O’nu zahir þeriat anlayýþý ile deðerlendirmekdoðru olmasa gerekir. Þeriatýn ilk merhalesindeki birkimsenin þeriat-ý maneviyyenin küllisini idrak etmesimümkün olmasa gerekir. Çünkü her zaman için maneviaçýklama yapacak bir gönül vazifelidir ve o zamanýn tefsirve açýklamasýný yapar. Allah’ýmýzýn her an yeni birþanda olduðu düþünülmelidir.4


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tEf'âli olan bir velinin kelamýný sýfati veliler anlar.Ama sýfati olan bir velinin sözünü ef'ali bir veli idraktezorlanýr. Hüve noktasýna gelmiþ olan bir kiþiyi zâtî noktanýnbile idrak etmesi muhaldir. Hz. Süreyya; "Bizizâtî veliler bile idrak edemez" buyurmuþlardýr."Zâtüz zât" 'kendisi' demektir.Hz. Süreyya'nýn; "O tamm er ermiþ de aynolmuþgelmiþ sýrr-ý insana" buyurmuþlardýr.Hatmül Velâyet ile ilgili olarak zuhur eden beyanlarda;"zâtüz zâtüz zâtüz zâtüz zâtüz zâtüz zât"buyrulmaktadýr. Zât noktasýnýn yedi (7) kere zikredilmesiSeb'an Minel Mesâni'yi de iþaret etmektedir.Hz. Süreyya'nýn; "Bizi ancak bir Tamm er anlatýr"sözü bu noktayý iþaret etmektedir ki, velâyetintamma ermesinin Hatmül Velâyet ile olacaðýný göstermektedir."Zât" Hüve'den baþka bir varlýk olmadýðýnýn idrakidir;"zâtüzzât" artýk yaratýlmýþlar ile meþgul olmayýpmaneviyat ile yani Hüve ile meþgul olmaktýr;"zâtüzzatüzâtüzzât" Hüve'nin bilinmeyen hususiyetleridir.Maneviyatta her an binlerce makam geçilmektedir.Hüve her an yeni bir þanda olduðuna göre zâtüzzât olan5


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tvelisi de her an yeni bir idrak, anlayýþ ve þandadýr. ÇünküO noktada "tam tecelli" zuhur etmiþtir.Rabbimiz kendisinden halkeylemiþ olduðu gönüllererahmet ve ihsanlarda bulunmuþtur. Bu bir tatbikatmeselesidir. Rabbimizin bütün varlýk tatbikatlarý kendisineaittir. Bunun yanýnda maneviyattaki her insan aynýmakamda olmayabilir.Maneviyatta Allah'ýn arzu buyurduðu hususiyetlervardýr. Bazý gönüllerde çok büyük rahmet ve tatbikatvardýr ve o gönüllere büyük ikram olduðu muhakkaktýr.ALLAH BÝR ÝNSANA NE KADAR YAKINLIKLÜTFEDER?Rabbimiz neden bazý gönüllere diðer insanlar ilekýyas kabul etmeyecek ikramlarda bulunuyor? Çünkü busonsuz yaþam içinde hususiyet lütfettiði gönüller ile gelecekteçok ileri tatbikatlar yapýlacaðý Kur’an-ý Kerîm’deiþaret buyrulmuþtur. Hz. Süreyya'yý bütün bu hususiyetlerkendisinde zuhur etmiþ çok ileri bir gönül olarak dadüþünmek lazýmdýr.Allah'ýmýz her velisinde bir zevk ve neþeden görünür.Her makam bir gönülde tecelli eder ve kemal bulur.Hz. Ahmed Süreyya Emin Beyefendi'de "piriyet" makamýnýnda kemalâtý görülmektedir.6


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tHz. Süreyya Hüve’yi bildiði halde “Vacib-ü’l Vücud”kelimesi ile mestur tutmuþlardýr. Burada Allah’ýnnizamýna olan dikkat söz konusudur. Allah yaratma kudretide verse velâyet Hakka karþý sýfýr olduðunu bilir.Allah ne kadar ileri tecelli eder? Son derece ileri tecellilerivar. Ondan da daha ileri düþünmek mümkünmüdür? O veli kendisindeki tecellinin an tecellisi olduðunubeyan buyuruyor. Allah'a karþý sýfýr olmuþ; yaniHakk ile Hakk olmuþ veli, Hüve'nin an tecellisine göreher an terakkidedir.Hz.Süreyya'dan sonra gelen evlâtlarýnda da çokhususi tecelliler vardýr. Ama nezâket-i ilâhîye icabý açmýyor.“Âlemin þirazesi bozulur” buyuruyor.Hadis-i Þerif'te buyruldu ki: “Eðer cennet hurilerinsaçlarýndan bir tel yeryüzüne düþse Güneþonun aydýnlýðý karþýsýnda kararýp kalýr.”Daha ileri olarak “An tecellisine” göre her varlýðýnve tecellinin yok olmasý lâzýmdýr. (Yani her yeniAn'da, geçmiþ An'ýn geride kalmasý icap etmektedir.) Ýleriyedoðru da böyle olacaðý muhakkaktýr. Burada“sonsuzluk” ifadesi ortaya çýkýyor. En ileri ilim ve idrakPeygamberimizde olduðu halde bunun nihayeti olmadýðýnýnidraki içinde; “Yâ Maruf künhü hakikatinilâyýkýyla bilemedik, Sen kendini övdüðün gibisin”buyurarak ilticada bulunur.8


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tBugün çok ileri ilim ve idrak var. Bu suali soranýno idrake tahammülü var mýdýr? Âlemi A'mâ’nýnmânâsýný anlatmak çok zor. Bu tatbikat Deryayý NuruMuhammed’in programýdýr. O’na olan muhabbettenÂlem-i A'mâ'nýn açýlmasý mümkün deðildir. ÇünküSevgili Peygamberimiz Âlem-i Âmâ’yý açmamýþtýr.Bu noktada Hüve'nin açýlmamýþ isimleri ile, beyan edilmemiþhakikatleri vardýr. Âlem-i Âmâ’dan ancak bubilgi verilebilir.Rabbimizin lütfettiði bir ilhamda þöyle buyruldu:“Muhammed’imin Ehl-i Beyt vardýr; Benim deEhl-i Beytim vardýr.”Bu ilham Allah'ýn çok hususiyedeki gönüllerini iþareteder. Allah'ýn Deryayý Nuru Muhammed ile yaptýðýtatbikatta ifade edilmeyen bazý konularý hususiyede tutar.Çünkü bu tatbikat Allah'ýn dünyada ruhlarý deðerlendirmekiçin yaptýðý bir tatbikattýr.Hz. Süreyya:“Zahirde ehliyyetimiz yok fakat ey can;mânâda neler iþleriz akl ermeye asla”buyurur.Bir ilhamda þöyle buyruldu: “Biz Hüve ile bilmediðinizâlemler yaratýyoruz” Bunlar bugün tezat9


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tgibi gelebilir. Dünya hayatýnda bunlarý düþünmek hayalgibi ancak ahiretin de sonsuz olduðu unutulmamalýdýr.Hz.Ahmed Süreyya Emin Bey bir ara Posta ve TelgrafNezareti Ýdare Meclisi azalýðýnda bulunmuþ, bilahirebu vazifeden kendi isteði ile istifa etmiþtir.Her peygamber ve velide menfi ile mücadele tatbikatýda vardýr. Lehte insanlar olduðu gibi, aleyhte olanve bilir bilmez konuþan insanlar da vardýr.Rabbimizin Hz. Süreyya Bey’e; “Süreyya!.. Beyciðim”buyurmasý hakikaten çok özel ve müstesna birmakamda olduðunu göstermektedir. Hz. Süreyya’nýn bumüstesna makamý O’nu seven gönüllerde idraktedir.Bu kitap din ve maneviyatýn tek yönlü olmadýðýný,bilakis çok geniþ bir anlayýþý ifade ettiðini açýklamaktadýr.Bu düþünce ile okunursa din ve maneviyat hakkýndadaha olumlu bir bakýþ açýsý getirecektir.Bu kitapta elimizde olmadan eksik bir ifade ve anlatýmolmuþ ise Rabbimizden ve Hz. Süreyya’dan af vemaðfiret dileriz.Huve't-tevfiku'r RefîkELL HACC HÜSEYÝN VEDAD10


HZ. AHMED SÜREYYA EMÝN BEY'ÝNHAYAT-I MECAZÎLERÝBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝMHz. Ahmed Süreyya Emin Beyefendi, Kadiri tarikat-ýcelilesinin dördüncü pir-i sanisidir. Miladi 1848 senesindeÝstanbul’da doðmuþ ve 1923 senesinde Ramazan-ýÞerif’in dokuzunda yine Ýstanbul’da intikali vaki olmuþtur.Hayat-ý mecazisi 75 senedir. Ýbtidai ve rüþdiyetahsillerini Ýstanbul’da yapmýþlardýr. Makamý Ortaköy'dekiYahya Efendi Camii'nin de bulunduðu özel ailekabristanýndadýr.Babasý, Enderun-u Hümâyun'da yetiþmiþ olan Mabeyn-iHümâyun baþ kâtibi merhum Emin Bey'dir. Büyükbabasý Mihriþah Valide Sultan'ýn yaðlýkçýbaþýsý ElHac Ýbrahim Aða'dýr.Hz. Süreyya'nýn refika-i muhteremeleri Hz. Hatice-iÞerife Atiyetullah hanýmefendidir ki, Aþere-i MübeþþeredenHz. Said ve Halid bin Velid'in torunlarýndandýr.Hz.Hatice Atiyetullah Hanýmefendi'nin Ýstanbul'dakiilk Ümmi Sinan dergâhý olan ve halk arasýndaOruç Baba Tekkesi olarak bilinen, Þeyh Mustafa Zekâî11


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tEfendinin ismine izafeten Þehremini Zekâi Dergâhý olarakanýlan dergâhýn, Ümmi Sinan Hazretlerinden sonrakiÞeyhi ve Ümmi Sinan Hazretlerinin damadý HâlebliÞeyh Arab Þerif Mehmed Halvetî Efendi'nin soyundanve Kureyþ sülalesinden olduðu ve makamýnýn orada olduðuanlaþýlmýþtýr.Hz. Ahmed Süreyya Emin Beyefendi, Hatice AtiyetullahHanýmefendiden iki oðlu dünyaya gelmiþtir. Biroðlu Dr. Fuad Süreyya Paþa'dýr. Kadýköy'de Modasemtinde oturmuþtur. Dr. Fuad Süreyya Bey'in MehmedKudretullah ve Fatin Ýsfendiyaroðlu adlý iki oðlu olmuþtur.Fatin Ýsfendiyaroðlu elektrik mühendisi yetiþmiþ,1957 yýlýnda bekâr olarak vefat etmiþtir. Diðer oðlu MehmedKudretullah Ýsfendiyaroðlu Almanya'da makine mühendisiolarak mezun olmuþtur. Bu zâtýn da Ahmet NejatÝsfendiyaroðlu adlý bir oðlu olmuþtur. Ýstanbul TeknikÜniversitesi de Kimya Bölümünde öðretim üyesi olarakçalýþan Prof. Dr. Ahmet Nejat Ýsfendiyaroðlu 1987 yýlýndavefat etmiþtir.Ahmed Süreyya Bey'in diðer oðlu Münir SüreyyaBey, 1871 yýlýnda Ýstanbul'da doðmuþtur. Ýlkokuldansonra Mekteb-i Sultani'yi bitirmiþtir.13 Eylül 1892'de 22 yaþýnda Mekteb-i Sultani'deFransýzca öðretmenliði ile devlet memuriyetine baþlamýþ,bu görevine ilaveten 26 Eylül 1892'de Hariciye Tahrirat12


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tKalemine stajyer olarak atanmýþtýr. 9 Temmuz 1896'dagösterdiði baþarýlardan dolayý Niþan-ý Âlî-i Osmânî iletaltif edilmiþ, 17 Ocak 1897'de ise rütbe-i sâlise tevcihbuyrulmuþtur. 8 Kasým 1898'de rütbe-i saniye sýnýf-ý sanisitevcih edilerek, unvaný Fransýzca Baþkâtip Muavinliðineyükseltilmiþtir. 15 Ocak 1899'da üstün baþarýlarýndandolayý kendisine üçüncü rütbeden Niþân-ý ÂlîOsmânî verilmiþtir.Ahmed Süreyya Emin Bey'in oðlu Münir SüreyyaBey sýrasýyla Barcelona, Siroz, Nis Baþþehbenderliði, Viyanave Brüksel sefareti Baþkitabeti, daha sonra da Brezilya,Sao Paulo, Tiflis ve Cenevre Baþþehbenderliðineatanmýþtýr. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanýndan sonra, 19Aðustos 1927'de New York Baþþehbenderliðine atananMünir Süreyya Bey, en son olarak 1 Aðustos 1931'deHariciye Vekaleti Protokol Umum Müdürlüðü görevinegetirilmiþtir. 10 Nisan 1932 tarihinde vefat etmiþtir.Hz. Süreyya fevkalâde bir aileden gelen ve maneviyattafevkalâde ileri olan bir zâttýr. Ondaki hususiyetiidrak edemeyenler, Hz. Süreyya’nýn makamýný anlayamadýklarýndandolayý itiraz etmiþlerdir. Ancak idrak edilemeyenbir noktaya itiraz etmek doðru olmasa gerekir.Hz.Ahmed Süreyya Emin Bey'in dünyada ilk olarakseri atýþlý bir sahra topu icad etmesi onun fevkalâdeüstün bir fýtri kabiliyete sahip olduðunu göstermektedir.13


HZ. AHMED SÜREYYA EMÝN BEY'ÝNSÜLÂLE-Ý TAHÝRESÝEmin Mehmed Paþa (Yaðlýkçýzâde)Hind elçisi Yusuf Aða'nýn oðludur. 1136 (1724) dadoðmuþtu. Babasý sefaretinde Hind'e birlikte gitmiþti.Döndükten sonra Sadâret Mektubî Kalemine girdi. Cemaziyelevvel1171 (Ocak 1758) de serhalife olup Safer1175 (Eylül 1761) de mektupçu ve Safer 1178 (Aðustos1764) de reisülküttab oldu. Zilhicce (Haziran 1765) devezirlikle tevkii ve Mora valisi, 1180 (1766/7) dekapdân-ý deryâ vekili, Aydýn valisi ve tevkii olmuþtur.Þaban 1181 (Ocak 1768) de þah Sultan'a namzet olunupþevval (Mart 1768) ilâveten Haleb valisi oldu. 8 Rebiülevvel1182 (23 Temmuz 1768) de Sadâret kaymakamýolup 8 Cemaziyelâhir 1182 (20 Ekim 1768) de sadrazamolmuþtur. O sene þevvalinde (Þubat 1769) Serdar-ý ekremlikverilerek harbe memur oldu. 9 Rebiülâhir 1183(12 Aðustos 1769) de azledilmiþ olarak Dimetoka'ya sürüldü.Edirne'ye varýnca katlolundu. Orada, Saray arkasýndaboþ bir yerde medfundur. Sadâretten birkaç defaistifa ederek alýþýk olmadýðý harp iþinden kurtulmak istediysede isteðine müsaade olunmamýþtý. Güzel hat ilemeþhur olup mukaddemât-ý ulûme muttali, fatin, zekî,vakar ve sekinete ifrat ile riayet eden idi. Beytülmal'detutumlu olduðundan bu cihetten halk hoþnut olmadý.Oðlu sudûrdan Emin Bey olup damadý Süfyan Aða'dýr.15


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tEmin Mehmed Bey (Yaðlýkçý Emin Paþazade)Babasý eski Sadrazam Emin Paþa'dýr. 27 Ramazan1171 (5 Haziran 1758) de doðdu. Alâiyeli KadýzadeMehmed, Karamânî Âbid, Çatalcalý Ahmed, GelenbevîÝsmail, Enver Efendi'lerden ilmi, heyeti ve edebiyatý, Tatarcýk,Numan ve Benlizade'lerden nücum, istihrâc-ý düsturve âlât-ý irtifâiye'yi ve Yesâri'den ta'lîk hattýný öðrenmiþve 1182 (1768/9) de ehliyetsiz olarak aldýðý müderrisliðin,1206 (1791/2) da Galata mollalýðýnda hakkýnýifa eylemiþtir. Rebiülevvel 1210 (Eylül/Ekim 1795) daEdirne payesi, Rebiülâhir 1211 (Ekim 1796) de Mekkepayesi ve Cemaziyelevvel 1215 (Eylül/Ekim 1800) de Ýstanbulkadýsý olmuþtur. Bitiminde Cemaziyelevvel 1216(Eylül 1801) da Anadolu payesiyle taltif olunmuþ, Zilhicce1218 (Mart 1804) de 2. defa Ýstanbul kadýsý olmuþ veRebiülâhir 1220 (Temmuz 1805) de Anadolu kazaskeriolup ayrýldýktan sonra Receb 1223 (Eylül 1808) de Rumelipayesini almýþtýr. 8 Rebiülevvel 1224 (23 Nisan1809)de vefat etti. Eyüp'te Cemaziyelevvel 1209 (Ocak1795) de vefat eden annesi Hâfize Haným yanýna defnedilmiþtir.Muhakkýk, dindar, fakih, fazýldý. Oðlu, sudûrdanAbdülkadir Bey'dir.Kudretullah Mehmed Bey (Yaðlýkçýzade)Yaðlýkçý Hacý Ýbrahim Aðazâde Hamdullah Efendi'ninoðludur. Mektub-i sadrýalî ve sonra âmedî kalem-16


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tlerine girmiþtir. 18 Ramazan 1292 (18 Ekim 1875) devefat etti. Yahya Efendi Türbesine defnedilmiþtir.Abdülkâdir Bey (Emin Paþazade)Sudurdan Emin Bey'in oðludur. Müderris, 1238(1822/23) de Eyüp mollasý, 1242 (1826/27) de Mekkepayesi, 1243 (1827/28) da Mekke mollasý, döndüktensonra Ýstanbul kadýsý payesi, 1245 (1829/30) de Anadolupayesiyle Rusya müsalahasýnda murahhas-ý sânî vesonra mükâlemat meclisi memuru oldu. Rebiülevvel1250 (Temmuz 1834) de Anadolu kazaskeri oldu. 1252(1836) de Rumeli payesi ve Zilhicce 1253 (Mart 1838)de Meclis-i Vâlâ müftüsü oldu. Ramazan 1262 (Eylül1846) da vefat eyledi. Ulûm ve çeþitli fenlere vakýf vehünerli idi. Oðlu Mehmed Kerim Bey Rebiülevvel 1262(Mart 1846) de Selanik mollasý olup sonra vefat etmiþlerdir.(Sicill-i Osmani (Tezkere-i Meþâhîr-i Osmaniye) – MehmedSüreyya)17


HZ. AHMED SÜREYYA EMÝN BEY'ÝNHAYAT-I MANEVÝYYESÝBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝM“Sýrr-ý tevhide vukufu olan anlar sözümüKalb gözün maliki canlarda görürler özümü”HZ. AHMED SÜREYYA EMÝNGülzâr-ý Ma’rifet kitabý, büyük veli Hz.SüreyyaBey'in yaþam hatýralarýndan derlenmiþtir. Öncelikle Hz.Süreyya'nýn manevi yönünden bahsetmek icap eder.Hz. Süreyya'nýn hayat-ý mecazisinden çeþitli kitaplardabahsedilmiþ olmasýna raðmen bugüne kadar ki malumatlarýnonun manevi halini tam olarak aksettirmediðigörülmektedir.Son peygamber Hz.Muhammed’e (s.a.v) kadarpek çok peygamberler gönderilmiþtir. Hz. Muhammed'den(s.a.v) sonra da kýyamete kadar velilerin zuhur edeceðihaber verilmiþtir. Nitekim Rabbimizin; “Ben gizli hazineydim,bilinmekliðime muhabbet ettim...” beyanýnýnhususiyeti olarak veliler zuhur etmiþtir. O haldeHüve'nin arzu ettiði gönüller ile halka ilâhi ilmi talim etmesiiçin gönderilen veliler pek çok makamlarda görün-19


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tdüler. Nasýl ki peygamberler içinde kitap verilenlerin ilerimazhariyetleri varsa, kýyamete kadar zuhur edecekolan veliler içinde de pekçok hususi gönüller zuhur etmesivariddir. Onlar Allah'ýn ilâhî tertibini Hüve'nin arzuettiði þekilde daha ileri anlayýþ ve idrake taþýmýþlardýr.Peygamberimiz maneviyatýn en ileri açýldýðý ibadetve taatin deðiþtiði bir peygamber olarak göründü. O haldeO'nu evliyasý da en ileri görünecektir. O'nun evliyasýarasýndan seçilen çok ileri mazhariyete sahip hususi gönüllerile Allah’ýmýz en ileri terakkiyi lütfetmiþtir. Peygamberimizindevri için, “nasýl baþladýysa öyle bitecek”buyrulmuþtur. Sona yaklaþtýkça nasýl dünyevî yaþamen ileri seviyeye ulaþýyorsa, manevi ilim ve idrak deen kâmil ve en yüksek seviyeye ulaþmýþ demektir.Peygamberimiz, kendisinden sonra zuhur edecekolan manevi gönüller için; “Ah kardeþlerim..” buyurdu.Bu ilâhî gönülleri bizzat Peygamberimizin zikrettiðigörülmektedir. Bu bakýmdan nasýl ki velâyet Hz. Ýmam-ýAli ile bildirildi, Gavsiyyet Hz. Pirimizle bildirildi.Pir olarak çok ileri gitmiþ gönüllerin yani Piriyetmakamýnýn kemalatýnýn Hz. Süreyya'da zuhur ettiði görülmektedir.Dolayýsýyle Hz.Süreyya'da Piriyet makamýnýnmanevi anlayýþ ve idrakinin en yüksek seviyede olduðuanlaþýlmaktadýr. Ancak Hz. Süreyya'nýn yaþamýnave Divaný’na baktýðýmýzda maneviyattaki en ileri idrakin20


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e taslýnda bir hususiyet taþýdýðý görülmektedir. Yani artýkmanevi idrak ve anlayýþýn en yüksek noktaya varmasýylanihayete varýldýðý anlaþýlmaktadýr.Bütün Piriyetin hususiyetinin toplandýðý gönül olarakHz. Süreyya'yý görmek icap eder. Hz. Süreyya; “Benimgibi zuhur muhal ender muhaldir,” buyurmaklanihayeti iþaret buyurmuþ olmaktadýr.Hz. Süreyya'dan hemen sonra dergâhlar kapanmýþtýr.Piriyet makamý ile manevi eðitim noktasýnýn nihayeteerdiði görülmektedir; artýk yeni bir tarik kurulmamýþtýr.Hz. Süreyya’nýn Divaný’nda manevi hâl ve makamhususiyetlerini en ileri olarak ifade ettiði görülmektedir.Hz. Süreyya, tatbikattan ziyade Allah'a imandakien ileri hususiyeti ve en yüksek idraki ifade etmiþtir.Allah'a iman ve idrakte eksiklik varsa gerçek yakýnlýkbulunmamýþ demektir. Hz. Süreyya maneviyatýnen temel konularýndan bahsetmiþtir. Ondan ileri tatbikatlariçin de artýk dünya idrakinin kâfi gelmeyeceði iþaretedilmiþ oluyor.Doðru bir Allah anlayýþýnýn nasýl olmasý gerektiðihususunda tüm dünyaya davet yapan Sýrr-ý Mehdi hususiyetininaçýldýðý Hz.Mehmed Ali Bey, Hz. Süreyya'dangörünen bir gönül olarak vazifesini icra etmiþtir. S ý r r- ý21


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tHatmül Velâyet artýk bu terakkinin tescilini yaparak dünyanýnâhirete hazýrlanmasýný ifade etmektedir.Hüve anlayýþýna varýlmýþsa, en yüksek noktaya gelinmiþdemektir. Buradan da görüldüðü gibi bununAllah'ýn programý olduðu ve nihayete gelindiði anlaþýlýyor.Ancak tatbikatý bilemeyiz. Bunun ilâhî bir programolduðu görülmektedir. Hz. Süreyya bu þekilde idrak edilirse,kabul ve tasdik edilirse ondaki manevi hususiyettenbir nebze haberdar olunduðu müþahede edilebilir.Cenâb-ý Ahmed Süreyya Emin buyurur: “BendeMuhammed’lik, Ali’lik, Gavsul A’zâm Abdülkadir’likvardýr. Kemâl-i zuhurdur. Birkaç asýrda birböyle zuhur olur.”Hz. Süreyya gönlünde Gavsiyyet dahil velâyetmakamlarýnýn hepsinin hususiyetinin cem olduðu görülmektedir.Hz.Süreyya Divanýnda; “Bir “Tam Er” gelirdivanýmý þerh eder, benim hakikatimden haberverir” buyuruyor. O “Tam Er” bu hakikatleri zamanagöre haber verir.Bir canda þöyle zuhur etmiþtir:“Ne kadar eski anlayýþlar var ise hepsinitarumar etti Hakk22


ASLIMIZ ALLAH'TIRBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝM“Bilen kendin temayül eylemez Allah u mevhumaUyandýrmýþtý evvelden yanar ol þema pervane”(16 Kânunu Sani 1321 (29 Ocak 1906)Hz.Süreyya Beyefendi, dört yaþýndan itibarenmevhum Allah'a ibadet etmediðini,asýllarýnýn Allah olduðunu bildiðini ve güneþinkendisini bu yaþtan itibaren yataktayakalamamýþ olduðunu beyan buyurmuþtur.Bu beyandan anlaþýlacaðý üzere, Hz. SüreyyaBeyefendinin Allah'ýn arzuyu ilâhîsinin bir tecellisi olduðugörülmektedir. Bu durumda çok küçük yaþta bile maneviyetiþmede olduðu anlaþýlmaktadýr. Aslýnda Allah'ýnarzu buyurduðu isimler her an nerede bulunurlarsa bulunsunlarmanevi terakki etmektedirler. Onlarýn terakkisiHüve'nin arzuyu ilâhîsine baðlýdýr.Bu konu manevi yetiþme ile ilgilidir. Bu hususu fiiliyatlabilerek ifade etmeye gayret ettik. Nitekim bendenizbeþ yaþýmda iken bir gece vakti evde anne ve babamýnarasýnda uyurken birden uyandým ve oda kapýsýnýnaçýldýðýný gördüm. Ýçeriye uzun boylu, yeþil cübbeli, be-25


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tyaz sarýklý ve sarýðýnýn bir ucu sað tarafýndan aþaðýyasarkan yakýþýklý bir zâtýn içeriye girdiðini gördüm. Banabakarak tebessüm etti. Ancak çocukluðun verdiði heyecanile yorganý baþýma çekince annem ve babam uyandý.Onlara odada birisi olduðunu söyledim. Iþýklarý yakýpbaktýðýmýzda kimsenin olmadýðýný gördük.Seneler sonra bu olayý Mürþid'im Hz.Mehmed AliBey'e anlattýðýmda Hazretim þöyle buyurdular: "O gelenzât Hz.Süreyya evladým. Sizin yetiþmenizle ilgiliolarak nazar buyurmuþlar"26


HZ. SÜREYYA'NIN ÝRÞADLARINDANBÝHAKKIN HÝSSEM<strong>EN</strong>D OLANLARBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝMHz. Süreyya'nýn yüksek manevi sohbet ve irþatlarýndanbihakkýn hissemend olanlar arasýnda, HüsnüSarýer Ceyhun, Lütfü Gerçek ve Hz.Mehmed AliÖzkardeþ bulunmaktadýr.Haným manevî evlâtlarýndan, Naciye Karatekin,Zeynep Birkan, büyük ve küçük iki Fahriye ve BegâmÖzkardeþ olduðu intikal etmiþtir.Hz. Hüsnü Sarýer Ceyhun Üsküdar'da Rufaîdergâhý þeyhidir. Kadiri-Mevlevi olan Lütfü Bey ile; “ZamanýnSahibi'ni bulursak birbirimize haberverelim” diye konuþmuþlardýr. Hüsnü Bey bir sebep ileHz. Süreyya'yý tanýr ve Lütfü Bey'e anlatýr. Her ikisi dekendi makamlarýný terk ile -ki Hüsnü Bey dergâh þeyhiiken þeyhliði býrakmýþtýr- sahibüzzaman olan Hz. SüreyyaBeyefendiye derviþ olmuþlardýr.Hüsnü Bey, Hz.Süreyya'yý bulunca dergâha gelir,derviþlerine; "Hz. Süreyya güldür güldür çaðlarkenben burada þeyhlik yapamam, Hz Süreyya'ya derviþolmak bir dergâha þeyh olmaktan evlâdýr" diyerek,Hz.Süreyya'nýn kapýsýnda derviþ olur. Tayinle ve-27


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e trilen halifeliði terk eder, Hz.Allah'ýn vereceði hilafete talipolur.Mehmed Ali Bey Hazretleri de doðrudan doðruyaHz. Süreyya'ya mülâki olmuþ ve yalnýzca O’nda yetiþmiþbir zâttýr.28


VARÝS-Ý MUHAMMEDÎBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝMHz. Süreyya Kadiri tarikat-ý celîlesinin 4. Pîr-iSânîsi’dir. Hayat-ý mecâzisinin 20 senesi “bekâbillah”da geçmiþtir. Mürþid-i Âmm’dýr (umuma Mürþid); Varis-iMuhammedî’dir.Mehmed Ali Bey Hazretleri buyurur:“Hz.Süreyya Beyefendi Hazretlerinin intikallerisýrasýnda, huzur-u alîlerinde Sarýerismiyle yâdedilen Þeyh Hüsnü Efendi namýndabir zâtýn elini tuttular ve; “Bundansonra feyz-i namütenahiyi evladlarýmaver” buyurdular.Sýrr-ý Süreyya’dan Kadirî-Mevlevi LütfüBey namýnda bir zât-ý âlikadir de hissemenddir;Muhammed Ali Özkardeþ de hissemenddir.Kalb gözü maliki canlar, Hz. Süreyya’nýnba’del intikal tasarruf kudretini görmektedirler.Hz.Süreyya, Lütfü Bey’e de; “Sen de güzelevlat yetiþtirirsin” buyurmuþ ve da-29


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tha sonra da PTT fabrikasýnda müdür olacakolan Mehmed Ali Bey Hazretlerine dönereknazar buyurmuþ ve elini kanapenintahtasýna "týk, týk" vurarak "Telgrafçý!Bu sesi duyuyor musun?" "-Duyuyorumefendim" diyen Mehmed Ali Bey'e; "-Senide böyle yetiþtireceðim" buyurmuþlardýr.O anda Hz. Mehmed Ali Bey'in algýlamasýþöyle olmuþtur: "Demek ki beni fiiliyatlayetiþtirecek…" Ve nitekim deöyle olmuþtur.Bugün manevi yetiþmeleri maalesef hafife alarakbirkaç kelimeden sonra kendisinin sufi olduðunu ve maneviyolda yetiþtiðini iddia eden, hatta kulaktan dolmaiþittiði makamlarýn sahibi olduklarýný iddia eden birçokkimseler bulunmaktadýr. Ama görülüyor ki Hz. Süreyya'nýnbuyurduðu gibi: "Yanlýþ bilgiler ile insanlara hitapetmek doðru olmasa gerekir."Hz. Süreyya; "Can yakma hanûman söndürme,maneviyat oyuncak deðildir ha!" buyurmuþlardýr.Yanlýþ bilgi insanlarý inkâra, doðru bilgi ise rahmetegötürür.30


ALLAH VERDÝÐÝNÝ GERÝ ALMAZBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝMBir gün sohbette Hüsnü BabaHz.Süreyya'ya þöyle dedi; "Ben Allah'ýnilâhî varlýk feyizlerini bile istemem,zira Allah isterse yine benden alýr.Asaleten feyizler kendisinindir, sýrffakri daha zevkli buluyorum."Hz. Süreyya cevaben buyurdu: "Allahverdiðini geri almaz; o büyüklüðe yakýþmaz.Ýlâhî teârüfte kuldan görünenkemâl hakikatta Hakk'ýndýr. Kul budurumda kemâl mertebeden Hakk'akarþý acezül avâciz durumda olduðunuhakkal yakîn bilir, kulluðunun daHakk'tan Hakk'a olduðunu Hakk ilebilmiþ, ikilikten geçmiþtir. "Hakkým"dese söz Hakk'ýn, "kulum" dese sözHakk'ýndýr, Ýkilik yok."Allah’ýn feyz vermesi konusu þöyle olsa gerekir:Allah her þeyi zaten kendisi yapýyor. Kiþideki arzuyu ilâhîzaten Allah’a aittir. O arzu Allah’ýn zatîyyet-i ilâhîyesineaittir. “Allah bana verse” deðil, “Allah bende böyletecelli etse” denilirse tevhid-i ilâhîyeye daha uygundur.31


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tNitekim Hz.Pir Abdülkadir Geylâni’deki tatbikatlarda Allah’ýn o noktadan tecelli buyurmasý olarak anlaþýlmalýdýr.Allah’tan ayrý bir “Pîr”mi var ki o kerametler zuhuretti? Bu tatbikatlar Allah’ýmýzýn o gönüldeki arzuyuilâhîsidir.“Allah bana bunu verse ben istemem” cümlesi ikilikdoðurur. O zaman Allah da var kiþi de var gibi olur.Kiþideki istek ve red O’ndan zuhur eder. Allah bunun taliminikiþide yapar ve o da bunu idrak eder.Hadis-i Þerif’te; “Þüphesiz ki Allah, verdiðinimetinin eserini kulunun üzerinde görmektenhoþlanýr.” buyrulmuþtur. (Tirmizî, Edeb 54. Ebû Dâvûd,Libâs 14)Allah’ýmýz namütenahidir. O’nun vahdaniyet-iilâhîyesini idrak mümkün deðildir. Daima Allah tarafýnýtercih edip O’na iltica etmek icap eder. Rabbimiz bir güzelliklütfettiði zaman; “Ya Rabbi! bu Senin rahmetindendir.Hamdolsun! Þükürler olsun!” demek lazýmdýr.32


HZ.HATÝCE ATÝYETULLAHBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝMAtiyyem ta ezelden vechinin mecnunýyým billahEsir-i zülfün hem gözlerinin meftunýyým billahFirakýn hançeri saplandý ta bekabza cangâhaNasýl kan kusmayým ben ki ânýn pürhunýyým billahl5 Haziran 1319 (28 Haziran 1903)Hz. Süreyya'nýn refika-ý muhteremeleri HaticeAtiyyetullah olduðu için divan-ý mübareklerine HaticeAtiyyetullah’a olan (O simadan beliren) ilâhî aþký izharve ifade suretiyle riyazetlerinin 4 üncü senesi sonlarýnda15 Haziran 1319 da (28 Haziran 1903) baþlamýþ oldularve ayný sene içinde 1 Teþrinievvel 1319 da (14 Ekim1903) sohbeti Hakk'a mazhar olup menzil-i fakre erdilerve erdikleri ilâhî makamatý divan-ý þeriflerinde tarihlerisýrasý ile ilâhî bir lisan ile natýk olmuþlardýr.Hz.Hatice Atiyetullah intikal edince Hz. Süreyya'dacezbe-i Rahman zuhura gelip derhal Posta ve Telgraf Nezareti'ndenistifa ederek dört sene müddetle emsali görülmemiþbir riyazette bulundular. Bu riyazet þeklini anlamakiçin Hz. Süreyya'nýn dört sene her gün oruçlu bulunduðunuve her iftar vaktinde içtiði ve yediði 250 gra-33


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tmý geçmemek üzere suda piþmiþ pirinç, fasulye… gibiþeyler olduðunu ve zevkli günlerinde üç yüz bin ve zevksizgünlerinde yüz yetmiþ bin "Allahul Kahhar" esmasýnýzikrettiðini ve geceleri iki saat kadar ancak uyuduðunu,feraizden (farz ibadetler) baþka nevafile (nafileibadetler) de devam ederek ibadet eylediðini düþünmekkâfi gelir.Hz.Süreyya, genç yaþta vefat eden muzmer-izâtîsi refika-i muhteremeleri Hz.Hatice-i Þerife Âtiyetullah hanýmefendiiçin, ilerleyen zamanlarda; "Bugün hayattaolsa idi, durum daha deðiþik birþekilde neticelenirdi" buyurmuþtur.“Dirilikte diledikçe bana tabidi mematBenim emrimde idi çünki o sultan-ý hayat”1 Teþrinievvel l3l9 (14 Ekim 1903)34


ÝMAN HÜVE'NÝN LÜTFU ÝLÂHÎSÝDÝRBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝM“Ne denlü küfr ile alûde olmuþ olsa bir kâfirSüreyya bir nazar etse gelir imana derlermiþNe gam ey dil muhayyersin meyaný her dü âlemdeBeka billahý geçmiþ can erer canana derlermiþ”(29 Aðustos 1320 - 11 Eylül 1904)Manevi yetiþme Hakk yakýnlýðý bulmuþilâhî bir gönle tâbi olmak ve o gönüldeterakki etmek demektir. Nitekim Hz.Süreyya'yý ziyaret eden ve kendilerinetâbiyetle terakki etmeyi arzu eden gönüllerbu arzularýný Hz. Süreyya'ya arz ettiklerindene gibi bir vazife yapmalarý gerektiðinisormuþlar. Hz. Süreyya onlara; "Hiç kimseyeart niyetle bakmayýnýz. Ýlâhî nizamauymaya çalýþýnýz ve arada sýradabenim simamý göz önüne getirerekhatýrlayýnýz. Rabbim sizi yetiþtirecektir."buyurmuþlardýr.Hz. Süreyya Beyefendi manevi evlâdý olanHz. Mehmed Ali Bey’e; “Hakký bulmadanelini verme evlâdýný kurtaramazsýn.Sen yetiþtirmiyorsun, Allahyetiþtiriyor” buyurmuþlardýr.35


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tBuradaki mânâ insaný yetiþtiren kiþi deðil Allah’týr.O evlattaki tatbikat Hakk yakýnlýðý bulmuþ bir ilâhî rehberile Allah’ýn programýna göre olacaktýr. Allah, bu tatbikatýMürþid noktasýndan yapacaktýr ki, maneviyatta bumakam, “Babullah/ Allah’a varan kapý” olarak ifadeedilir.36


HZ. SÜREYYA'NIN MÜRÞÝDÝHZ. BEKR'ÜL CEZBÎBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝMHz.Süreyya'nýn mürþidi, Kadiri tarikat-ý celîlesinin3. Pîr-i Sanisi olan Seyyid Ziyaeddin AbdurrahmanTalebani'nin halifelerinden Seyyid Bekr’ül Cezbî'dir.Hz.Süreyya bu mübarek hazrete 31 yaþýnda ikenintisap etmiþ yedd-i feyzini tutmuþ ve 45 yaþýna kadarmanevî terbiyesinde bulunmuþtur. Bekr’ül Cezbi keþf-isahih ashabýndan idi.Hz. Süreyya, Mürþid'leri Bekr’ül Cezbîhazretleri için bir defasýnda þu ifadede bulunmuþlardý:"Hz.Bekr’ül Cezbî'yi SultanAziz Rodos’a nefyetmiþti, bu zâtRodos’ta bir Cuma namazýnda camideayaða kalkarak cemaate hitaben,"Bugün Cuma namazý kýlýnamaz, PadiþahAziz vefat etti, yerine yeni bir padiþahgeçsin, ondan sonra Cuma namazýkýlýnýr." buyurmuþlardýr. Rodosvalisi telgrafla keyfiyeti Ýstanbul'dantahkik etti ve ifadesinin doðruluðunugörerek Ýstanbul'u haberdar etmiþ veBekrü'l Cezbî' nin Ýstanbul'a gelmesinemuvafakat edilmiþ.37


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tBir kere de Hz.Süreyya Mürþid’leri için þubilgiyi vermiþti: "Bekr’ül Cezbî'ye intisabýmýnilk senesi idi, kendisine dedim,“Þeyhim, Allah’ýn tuhaf iþlerinehayret ederim, mesela hasta bir adamýsenelerce yatakta biçare býrakýr;kendisi ve bakanlarý nice elem vezahmet çekerler ve sonra o hastayývefat ettirir; hemen vefat ettirse debu eziyetler olmasa ne olurdu?"Hz.Mürþid’i; "Neden böyle yapýyorsun?Allah'a sor. Bakalým ne cevap verecek"buyurur. Hz.Süreyya Mürþid’ine;"Nasýl sorayým?" diye sual edince, Hz.Bekr; "Gözünü yum, dediðini Allah'aiçinden sor" buyurur.Hz.Süreyya gözünü yumup sorunca sadrýndaþu beyaný duyar: "Ýcraatýmý beðenmiyorsanmülkümden dýþarý çýk."Gülerek gözünü açar ve duyduðunu þeyhinesöyler. Mürþid'i de; "Elbette Allah’ýnmülkünden dýþarý çýkamayýz, O bizisarmýþtýr" buyurur.Bu durum maneviyatta fiiliyatla yetiþmenin birifadesi olsa gerekir ki, bu da Allah’ýn bir tatbikatýdýr.38


SOHBET ÞEYHÝ HZ.AHMED AMÝÞBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝMSen benim feryadresim imdadresimsin pîrim âhGel yetiþ ki lutfuna þâyeste bir derviþim âhDarbe-i firkat temelden yýktý câným eviniGel yetiþ ki lutfuna þâyeste bir derviþim âhHazreti Þâh-ý Velâyet aþkýna imdâde gelHazreti Fâtýma aþký çün aman feryâde gelSadme-i berk-i tahassürle harab oldum harâb(5 Aðustos 1319 - 18 Aðustos 1903)Hz. Süreyya Bey Mürþid’i Bekr’ül CezbîHazretlerinin Hakka yürümesinden sonrariyazet ve zikir ile meþgul olmuþ ancak arzuettiði terakkiye ulaþamayýnca yukarýdakibeyitte buyurduðu þekliyle Hz. PirAbdülkadir Geylâni Sultanýmýzdan istimdateylemiþlerdir.Abdülkadir Geylâni Hazretleri ruhen vecismen zuhur etmiþ ve Hz.Süreyya'yý dizineoturtmuþ; "Evladým her halinden haberimvar, mülâkat yapmak için Fatihtürbedarý Hz.Ahmed Amiþ’e git veonun sohbetinde bir müddet bulun,"39


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tbuyurmuþ. Bunun üzerine Hz. Süreyya,Sohbet þeyhi olarak Ahmed Amiþ hazretlerinegitmiþ ve kendisi ile iki sene kadar ilâhîsohbette bulunmuþtur. Hz. Amiþ kendisineiltifat ederek, çok ileri namzetliði olduðunu,zamanýn sahibi olacaðýný müjdelemiþtir.Burada dikkat edilecek olan hususiyet, Hakký bulmakiçin hâl-i hayattaki bir Mürþid-i hakikiye mülâkiolunmasýdýr. Ayrýca Hz. Sultanýmýzýn Allah’ýn nizamýnane kadar dikkatli olduðu da görülmektedir.Hz. Süreyya'nýn imdat istemesindeki hususiyetþöyle olsa gerekir: Allah'ýn bazý isimleri ile tatbikatýný dahaileri götürdüðü muhakkaktýr. Hz. Pirimiz AbdülkadirGeylani hem þeyh hem tarikat sahibidir. Onun ilâhî feyziile kendisinden sonra kendisine baðlý olan gönüllerede yardým ettiði muhakkaktýr. Bu, Allah'ýn bir arzuyuilâhîsidir. O gönüller Kadiri yolunda yetiþerek ahz-ý feyzetmektedirler.Nitekim Hz. Süreyya Hz. Abdülkadir Geylâni'denbahsederken sað elini havada hareket ettirerek; "Onuayýrýn öyle konuþun" buyurarak Hz. Pir'i ayrý tutar veO'nun baþka veliler ile kýyaslanmasýna müsaade etmezdi.Maneviyat tek yönlü deðildir, çok yönlüdür. Mane-40


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tviyat terakkisinde her makamýn öðreticisi ve yetiþtiricisivardýr. Hz.Abdülkadir Geylani, Hz.Mevlâna ve diðer velilerinde Mürþid elinde yetiþtiði bilinmektedir. Fakatvelâyette makam olarak terakki ettikçe terakki ettiði makamýnlisanýný kullanmak icap etmektedir.Hz. Süreyya terakki ettikçe maneviyatta zuhureden ve O’na tâbi olan evlatlarý daha ileri terakki etmektedirler.Bu hâl Allah'ýmýzýn arzu buyurduðu makama göredeðiþiklik göstermektedir. Çünkü her ilerinin daha ilerisivardýr. Bu, Allah'ýn namütenahiliðini iþaret eden birhususiyet olsa gerekir.Nitekim Rabbimiz, Hz. Süreyya'ya Hz. AhmedAmiþ'i iþaret eylemiþ, onun sohbet þeyhliði ile kendisinelütfedilen beyanlarý karþýlýklý mülâkat ederek terakki etmiþtir.Allah'ýmýzýn Hz. Süreyya'da olan tecellisi daha ileriolduðu için Hz. Süreyya Beyefendi daha ileri makamolarak terakki ettikçe Hz. Ahmed Amiþ'e sohbet þeyhliðiyapmýþtýr. Böylelikle ikisi de birbirlerinden ahz-ý feyz etmiþlerdir.Bu tecelli kümmelini evliyaullah arasýndaki birhususiyet olsa gerekir.Hz. Ahmed Amiþ, Hz.Süreyya'nýn riyazetteki emsalsizdurumu için kendisine þöyle buyurmuþtur, "Evliyaervahý senin Hakk için yaptýðýn riyazet, say' vefaaliyetine karþý mahcup oluyorlar, gýbta edip za-41


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tmanlarýnda neden daha fazla çalýþamadýk diyeesef ediyorlar."Vakteriþti aþikâr ettim duyan gelsin banaAgeh olsunlar müridaným þu dem satý' menemKetmedem hacet ne baran-ý füyuzat iþte menBilmeyen bilsin ki pîrüs saniyür rabi menemÞimdi tac ü hýrka-i Sultan-ý Ceylî mendedirHatemül Pîrem Süreyya kudretüs sani menem3 Kanunuevvel 1322 (16 Aralýk 1906) rûz (gündüz)42


MÜRÞÝD GÖNÜLLERDE OLANI DA BÝLÝRBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝMHz. Mehmed Ali Bey bir gün Hz. Süreyya'yýziyarete gider. Ýçeri girdiðinde ayakta duranHz. Süreyya'nýn üzerinde gayet güzelkalýn bir palto olduðunu görür. "Ne kadargüzel bir paltosu var" diye düþünür. Bununüzerine Hz. Süreyya eliyle paltosunuokþamaya baþlar. Hz. Mehmed Ali Bey Hz.Süreyya'nýn elini öper ve þöyle düþünür;"Ne kadar yakýþýklý bir Mürþid'im var.Gustosu fevkalâle yerinde. Þemsiyesinininsapýnýn üzerinde kuþ figürübile var. Ne kadar ince bir zerâfet"Tam bu sýrada Hz. Süreyya eliyle þemsiyeninsapýnýn üzerinde bulunan kuþ figürünüokþamaya baþlar. Karþýsýndaki insan ne ilhamalýyorsa kendisinde de aynýsý zuhuretmektedir.Böyle bir gönlün huzurunda insan ne düþünebilir?Ýnsanlarýn aklýndan geçeni bile anlayabiliyorsa o insanbaþka insanlarla nasýl bir araya gelebilir. Buna tahammületmek kolay mýdýr? Bu makamlar ancak bu ileri hâlleretahammül gösterecek olan hususi gönüllere lütfedilir.43


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tYoksa devamlý insanlarla çatýþma içerisinde kalýnýr. Bu,çok hususi bir makam meselesidir.Bu makamda olan bir gönül karþýsýndaki kiþininmenfi düþüncesine göre hareket etmez. O kiþi zahiri olarakedebini ve nezaketini muhafaza ediyorsa Mürþidnoktasý onun o haline göre karþýlýk verir.44


KÝEL ÝSYANIBÝSMÝLLAHÝRRAHMANÝRRAHÝMHz. Mehmed Ali Bey Almanya'ya tahsil içingitmeden evvel Hz. Süreyya'ya uðramýþ veelini öperek müsaade istemiþ, kendilerindenbazý tavsiyeler almýþtýr. Hz. Süreyya;"Güle güle git, güle güle gel evlâdým"buyurmuþtur.Arkadaþýyla birlikte Almanya'ya giden Hz.Mehmed Ali Bey bir gün yorgun bir þekildedersten çýkmýþ eve gelmiþ istirahata çekilmiþve uyumuþ. Mânâsýnda kendisini Hz.Süreyya'nýn karþýsýnda görmüþ. "Evlâdbugünlerde heyecanlý günler geçirirsiniz,gürültü patýrtý olabilir ama meraketme benimle berabersin, Rabbimseni korur, selamettesin" buyuran Hz.Süreyya baþýný yukarýya doðru kaldýrmýþ,kaldýrýnca sakalý yüzünü kapatarak kaybolmuþve Hz.Mehmed Ali Bey uyanmýþ. O sýradaarkadaþý otel penceresine yaklaþmýþve heyecanlý bir sesle; "Mehmed Ali uyuyormusun" deyince Hz.Mehmed Ali Bey“Hayýr” demiþ, arkadaþý tekrar; "Baksanakarþýda silahlý askerler var bizim ote-45


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tli gösteriyor ve buraya doðru geliyorlar."Arkadaþý korku ile; “Biz burada yabancýyýzgelip bizi de vurmasýnlar” diyesöylenmiþ. Bunun üzerine Hz.MehmedAli Bey; "Sen düþün! Benim Mürþid'imkorkma bir þey olmaz buyurdu" diyekarþýlýk vermiþ. Arkadaþý "nereden çýkardýnþimdi bir Mürþid baþýmýza" demiþ.Nihayet askerler içeriye girmiþler ve ardýndansilah sesleri yükselmeye baþlamýþ.1918 senesinde Almanya’da denizci askerlerinçýkardýðý Kiel Ýsyaný sýrasýnda yaþananbu hadisede bir deniz subayýný otelde vurmuþlar.Hz.Mehmed Ali Bey sonralarý; "Osubayý biz de görmüþtük uzun boylu,sarýþýn, yakýþýklý birisiydi" buyurmuþlardý.Mürþid korumasýna aldýktan sonra, insana sadecemaneviyatýn hâkim olduðu görülüyor. Bir söz vardýr; maneviyatagirdikten sonra her hâl maneviyatý ilgilendirir.Kiþi maneviyata girdikten sonra maneviyat onu götürür.Güzel günler de olur tatsýzlýklar da olur. Ancak o tatsýzlýklarý,o kiþinin ileriye doðru terakki etmesi için Allah'ýntatbik buyurduðu bir lütfu ilâhî olarak görmek icap eder.Mürþid'in muhafazasý zamana ve mekana tabi deðildir.Evlâd yetiþtirmek kolay deðildir. Mürþid evlâdýnýn herþeyiyle ilgilenir.46


G ü l z â r - ý M a ’ r i f e tAma her þeye raðmen maneviyata giren bazý kimseler,çok güzel ilham ve beyanlar alýr ve çok güzel birtakip yaparken, birden bire Müþid'ini terk ediyor, kendibaþýna yürümeye çalýþýyor. Bu da bir tecelli... Tabiîdir kiterakkide eksik kalýnýyor. Bir kiþi okuduðu üniversiteyiyarým býrakýrsa ona tam denebilir mi?47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!