38EYLÜL-EKİM 2011"Ben Gülen hareketinidünya ve <strong>Türkiye</strong> çapındaçok büyük bir networkolarak görüyorum. Eğitim<strong>ile</strong> yaygınlaşan etkisi altınamilyonlarca insanıalan muazzam bir gönülbirliği. Yılların emeği...Beni şaşırtan, böylesinebüyük bir organizasyonunbaşındaki isminFethullah Gülen'in tevazusuoldu."karşılıklı bir helalleşmeydi. AK Parti’ninoyu tokat gibi çarptı birçok insana. Çünkütam tersi tablo oldu. Sokağı okuyamayan,hayatın ritmini göremeyen, zamanınruhunu tartamayan, sadece kapısındakibir doğruyu dayatarak bir gerçeklik üretensanal bir dünyanın şaşkınlığını yaşadıpek çok kişi. Hiç şaşırmadım!..Buradan hareketle Fethullah Gülen <strong>ile</strong> görüştüktensonra çevrenizden veya farklı yerlerdenherhangi bir tepki aldınız mı?İlginç olan Fethullah Gülen <strong>ile</strong> ABD'de degörüşüp döndükten sonra bir kesim tarafındannerede ise bir medya kampanyası<strong>ile</strong> yerle bir edilmem oldu. Özellikle 'bizimmahalle' diyeyim, bu görüşmeyi kabullenemedi.Ne Gülenci olduğum kaldıne de hanutçuluğum!.. Psikolojik bir yıpratmakampanyasını bir zamanlar arkadaşolarak gördüğüm isimler yönetti. Fırsatbu fırsat, laik cephenin önde gelen kalemlerisürekli laf sokuşturdu. Hakkımdao kadar ağır yazılar yazıldı ki inanın şaşırdım.Bu kadarını beklemiyordum. Sonrasındane mi oldu, vız geldi tırıs gitti. Hiçbirineitibar etmedim. Bana iftiralar atanlarlailişkimi, dostluğumu kestim. Birkaçtane internet sitesini mahkemeye verdim.Gülen <strong>ile</strong> olan görüşmenizdeki izlenimleriniz nelerdi?Sayın Fethullah Gülen <strong>ile</strong> yıllardır röportajtalebim vardı. Bu sefer mümkün olacağınısöyled<strong>ile</strong>r. Gazetec<strong>ile</strong>r ve YazarlarVakfı'nın organizasyonunda ABD'ye gittik.Ancak New York'tayken röportajınseçim sonrasına kalacağı söylendi. Ben debunca yol gelmişken en azından tanışalımve bir ön görüşme yapalım konusunda ısrarettim. Son anda bu isteğim kabul edildi.Bir grup gazeteci olarak kendisi <strong>ile</strong> kahvaltıyaptık. Pensilvanya'da yaşadığı çiftliğigezdik. Benim için son derece ilginç birkahvaltıydı. Sayın Gülen'in etkisi altındakibinlerce insanı düşündüğünüzde böylesinemütevazi bir inziva ortamı beklemiyordum.Vizyonu beni çok şaşırttı ve etk<strong>ile</strong>di.İlk fırsatta Sayın Gülen kabul ederseröportaj yapmaya gitmek için bekliyorum.‘FETHULLAH GÜLEN BENİ ÇOK ETKİLEDİ’Görüşmeye gitmeden önce kafanızda nasıl birGülen portresi vardı, görüşmeyi yaptıktan sonranasıl bir Gülen portresi oluştu?Ben Gülen hareketini dünya ve <strong>Türkiye</strong> çapındaçok büyük bir network olarak görüyorum.Eğitim <strong>ile</strong> yaygınlaşan etkisi altınamilyonlarca insanı alan muazzam bir gönülbirliği. Yılların emeği... Beni şaşırtan,böylesine büyük bir organizasyonun başındakiismin Fethullah Gülen'in tevazusuoldu. Bir oda, bir salonda geçen münzevibir hayatı vardı. Nerede ise yaşadığı evdendışarı b<strong>ile</strong> çıkmıyordu. Sohbetimiz sırasındaeğitime verdiği önem ve SovyetlerBirliği yıkılırken eğitimin yaygınlaşmasıyönündeki öngörüsünün bugün geldiğinokta çok önemli geldi. Şaşırdım. Böylesinebüyük bir organizasyonun arkasındadaha şaşaalı birini görmeyi beklerken neredeise dünya nimetlerinden elini ayağınıçekmiş kendi iç dünyasındaki arayışlaradevam eden biri gibiydi Sayın Gülen. Sonrabütün bunların üzerine uzun uzun düşündümde... Beni çok etk<strong>ile</strong>di.12 Haziran seçimlerinde CHP’nin aldığı oy oranı<strong>ile</strong> ilgili neler söyleyeceksiniz?CHP de beklediğim gibi çıktı ama bunuher mahallede söyleyemiyorsunuz. Bazımahallede söyleyince ‘bravo’ diyorlar,bazı mahallede de söyleyince ‘Bak sen deAK Partili oldun’ diyorlar. Oysaki buradatamamen gazetecilikle ilgili bir durumvar. Şaşılacak bir durum yok!..‘AK Parti’nin oyları birçok insana tokat gibi çarptı’sözünü hangi mahalle için söylüyorsunuz?O çok eski bir mahalle. Yüzde yüz diyebiliriz.Medyada köşe yazarlarını genelyayın yönetmenleri dikkate alırdım.Bilirdim ki ne derlerse desinler tam tersiçıkıyor. Şu partiye mi oy verin ded<strong>ile</strong>r,o parti kazanamayacak. Bundan bir şeyolmaz mı ded<strong>ile</strong>r, ondan bir şey olacak.Bu kadar okuyamayan, plazalara hapsolmuş,hayattan kopmuş, belli küçükbir çevrenin içinde olmasını istediği birgerçekliği kafasında kurup varmış gibiyaşayan, hatta bunun olması için dayatan,medyasıyla, askeriyle her şeyi kullananbir çevre vardı. Bu çevreyi tasfiyeeden sadece sandıktaki Türk halkı değil,dünyadaki demokratikleşme, internetdevrimi, bilginin demokratikleşmesi,artık eskisi gibi baskıcı zümrelerin, diktatörlerininvarlık gösteremiyor olmasıda etkendir. Büyük fotoğrafın küçük birparçası olarak görüyorum <strong>Türkiye</strong>’yi. Obüyük fotoğrafta büyük bir değişim var.Yani teknolojik devrim, yanında bilgidevrimini getirdi ve bunun karşısındakimse duramıyor, ne diktatörlükler nede diktatörlüğe heves eden kurumlar.
EYLÜL-EKİM 201139Seçimlerin ardından Cüneyt Özdemir’in kafasındanasıl bir <strong>Türkiye</strong> hayali var?Biraz farklı bir okuma yapıyorum. Yeni bir<strong>Türkiye</strong> kuruluyor bence. Her şeyi <strong>ile</strong> yen<strong>ile</strong>nenbir <strong>Türkiye</strong>!.. Muhalefet, iktidar partisi<strong>ile</strong> hukuk sistemi <strong>ile</strong>, ekonomisi <strong>ile</strong>, etniksorunları <strong>ile</strong>, yen<strong>ile</strong>nen. Yeni bakış açılarınaihtiyaç duyulan ve diyalog ortamına ağırlıkbasan bir <strong>Türkiye</strong> görüyorum. Bu sadeceseçim sonuçları <strong>ile</strong> alakalı bir durum değil.Arap devriminde bu kadar diktatörlükleryıkılırken askerlerin bu kadar güçlü olduğubir sistemi koparamazsınız. Ben bu değişimin2003 yılında başladığını düşünüyordum.AK parti iktidara gelince çevre yer değiştirmeyebaşlamıştı. Hatta ABD’den dahaönce yaşadık biz bunu!.. Düne kadar çevredeolan merkez partisi tasfiye edildi. Dünkıyıda köşede olan gerçek insanlar, merkezegeldi. Hem siyasi güçleriyle hem ekonomikgüçleriyle yönetime, hayata talip oldu.ABD’de gördük!.. Bir zencinin ABD başkanıolması kötü Hollywood filmlerinin olmazsenaryolarındandı. O da olmazdı vurulurdufilmin sonunda. Büyük bir fanteziydi.<strong>Türkiye</strong> bu fanteziyi Amerika’danönce kırdı. Bütün dünyaya da sirayet etmeyebaşladı. Siz ne Arabistan’da ne de<strong>Türkiye</strong>’de bir erkin, dün olduğu gibi büyükkitleler üzerinde etkisi olacak hesabınıyapamazsınız, işlemez!.. Hayatın kendisibunu götürmez. Ya dersiniz ki facebookyıktı ya da dersiniz seçim sandığından bilmemne çıktı. Belki de Mısır’da, Suriye’debir seçim sandığı koysanız, bir de eşit sayıdaparti koysanız Facebook’a ihtiyaç kalmayacak.Ama onlar olmadığı için Facebookve Twitter’a ihtiyaç duyuluyor.‘ÜLKENİN YARISI AK PARTİ’YE OY VERMİŞ İSESAYGI DUYMAK GEREKİR’Sosyal medya sesini duyuramayan halklar için birçıkış yolu olabilir mi?Vatandaşın, sandıkta oyunu vermesi <strong>ile</strong>gidip meydanlarda tepkisini göstermesi<strong>arasında</strong> çok da fark yok. Eğer imkânınızyoksa sandığa gitmeye, çaresizlik içindemeydana gidiyorsunuz. Bence bu birdeğişim arzusu, bir çığlıktır ya da istikrarsürsün diyordur. Ülkemizin yarısı bir partiyeoy vermişse, demokrasi den<strong>ile</strong>n oyununiçindeysek eğer, yapılacak tek şeybuna saygı duymak ve uyum göstermek.Online yayıncılık dünyada hızla <strong>ile</strong>rlerken<strong>Türkiye</strong>’de yeteri kadar anlaşılamamış olmasınıneye bağlıyorsunuz?Can Dündar bir yazı yazmış diyor ki; ‘Budönemde medya patronları daha çok direnmeli.’Bu 90’larda kalmış bir fikir. Çünküdünya değişti artık dolayısıyla bizdekimedya yapısı da değişmeye başladı. Eskidenbenim bir gazete sahibi olmam, TVsahibi olmam imkânsızdı çünkü pahalıydı.Büyük bir plaza tutacaksınız, yüzlercekişiyi istihdam edeceksiniz, teknik altyapıyayatırım yapacaksınız. İnsanların evlerineulaşmak için de reklam yapacaksınız.Ya da bir gazete sahibi olmanız daaynı şekilde benzer bir süreç. Artık eskisikadar bunlara büyük ihtiyaç yok. Çünküartık bir videoyu cep telefonuyla çekip,tamamen sosyal ağları kullanıp bir siteyeyükleyebilirim. Biraz cesarete ihtiyacımızvar. Eskisi gibi medya patronlarına ihtiyacımızyok. Artık medya patronlarındanmerhamet istemeye, biraz daha toleranslıolun demeye gerek yok.Bir gazetenin genel yayın yönetmeni olsaydınızilk yapacağınız şey ne olurdu?Şunun hayalini kurdum: ‘5 yıl sonra bütünTV’lerden ve gazetedeki yazı hayatımı,program hayatımı bitireceğim. Söz konusuişleri hepsinin iç içe geçtiği, kendi markamınaltında yapacağım. Dipnot olsun dedim’ve bir internet sitesiyle başladık. Ardındanmobille güçlenmeye başladı. Bütüncep telefonlarına indirilmeye başlandı.iPad e-dergi kurduk İngilizcesini de yaptık.You Tube da, DiPnot TV adında kanalkurduk. Bütün bunları webde yayınlamayabaşladık. Şimdi iPad’te ‘iPad TV’ açtık.Bütün bunları da Facebook ve Twittergibi sosyal ağlar <strong>ile</strong> yayıyoruz. Benim kafamdakidijital medya grubunun uydularla,şurada gazete satan adamla alakası yok.Avrupa’nın Almanya’dan sonra en çok videoseyreden ülkesiyiz. Seçim gecesi bizbunun çok güzel bir örneğini yaptık. Yaptığımızseçim programını 47 kanal yayınladı.750 bin kişi seyretti. CNN Türk’ten dahafazla seyirci demektir bu. Brüksel, NewYork, <strong>Türkiye</strong>’deki birçok noktaya canlıbağlantı yapıldı. Bir yayın grubunun genelyayın yönetmeni olarak görüyorumşu an kendimi. Gazete genel yayın yönetmenliğibu anlamda çok küçük gözüküyorgözüme. Bütün medyanın takip ettiğive genel havayı etk<strong>ile</strong>yeb<strong>ile</strong>cek bir yayıngrubu olarak görüyorum. Gazete ya daTV yönetmek gibi bir hayalim yok. SadeceDiPNot’u <strong>Türkiye</strong>’de ve uluslararası arenadabir yere getirebilmek için çalışıyorum.<strong>Cihan</strong> <strong>Haber</strong> <strong>Ajansı</strong>'nın 12 Haziran genel seçimsonuçlarını kısa süre içinde vermesini gazeteciolarak nasıl yorumladınız?Yıllardır pek çok haber kanalında seçimsonuçlarını farklı haber ajansları üzerindentakip ettik. Bu seçimlerde bir ilk yaşandıve <strong>Cihan</strong> bir anlamda 50.000 kişilikgönüllü ve teknik altyapısı <strong>ile</strong> seçimlerde'tekel' olduğunu ilan etti. İki saatlikbir sürede <strong>Türkiye</strong> genelinde seçimlerisonuçlandırması bir yana, grafikleri vesunumuyla da yerel kanallardan genel kanallarakadar pek çok farklılık yarattı. BizTivibu <strong>ile</strong> yaptığımız yayın sırasında hem<strong>Cihan</strong>'ın ver<strong>ile</strong>rini kullandık hem de editörününbakış açısını ekrana taşıdık. Bizimötemizde Google gibi uluslararası güvenilirbir markanın <strong>Cihan</strong>'ın ver<strong>ile</strong>ri <strong>ile</strong> seçimsonuçlarını dünya <strong>ile</strong> paylaşması daönemli bir ayrıcalıktı. Sadece ver<strong>ile</strong>r değilseçim gecesi yaptığımız canlı bağlantılarda gayet başarılıydı. Çok olumlu ve yapıcıbir ekip!.. Ben şahsen gayet memnunum...Ergenekon’la ilgili düşünceleriniz nelerdir?Ergenekon davası ilk başladığında çokumutlandım. Hatta bir iki yazı da yazdım.Aklının kenarından darbe geçirenlere‘tüm fikirlerinizi gömebilirsiniz’ dedim.Sonrasında biraz kapsama alanının fazlagenişlediğini, hatta 'Bunlardan da sanıkmı olur?' diye düşündüğüm isimlerindavaya dahil edildiğini gördüm. Tutuklamasüreçlerini çok uzun buluyorum. OrhanPamuk’u öldürmeyi b<strong>ile</strong> düşünen insanlarbunlar. Hrant Dink’in öldürülmesibiraz da bu insanların yaydığı atmosferyüzündendir. Bunların açısından bakıncamüthiş olumlu görüyorum hâlâ. Ergenekondavası <strong>Türkiye</strong>’de bir düşünce biçiminincezalandırılab<strong>ile</strong>ceğini gösterdi bize.Bugün baktığımda genel olarak yüzde elliyüzde elli durumundayım. 3 yıl önce budavaya daha çok inanıyordum. Şimdi birazdaha alanının gr<strong>ile</strong>ştiği, fazla genişlediğinidüşünüyorum.Susurluk’un üzerine giden medyanın, Ergenekon’aaynı duyarlılıkla yanaşmadığı görüldü...Aslında üzerine gidenler de var, gitmeyenlerde!.. Susurluk döneminin üzerinegidenlerin yüzde 80’i ‘tamam buSusurluk’un devamıdır’ diye Ergenekondavasının arkasında durdu.Sizin söylediğiniz İbrahim Şahin tutuklandıktansonra oldu sanki!..