12.07.2015 Views

14mart_asistan

14mart_asistan

14mart_asistan

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Asistan HekiminHakları Var!Talep Ediyoruz:Nitelikli Uzmanlık EğitimiMart 2015


GİRİŞAy başında hesabında ne göreceğini bilemeden, sürekli artan iş yüküaltında uzun saatler çalışmak, gün aşırı tutulan nöbetler, her günyenileri eklenen angarya işler, tüm bu yükü kaldırmaya çalışırken acilservislerde, kliniklerde hasta yakınlarının hakaret ve şiddetine maruzkalmak...Tüm bu sıkıntılara uzmanlık eğitimini tamamlamak adına, çoğu zamanyapılandırılmış bir eğitim programı, yeterli sayıda ve nitelikte eğitimsorumlusu ya da öğretim üyesi olmadan, yan dal poliklinik ve servisiolmamasına rağmen katlanmak...Bu tablonun yarattığı bedensel ve ruhsal yükler, sağlıksız çalışmakoşulları nedeniyle kendi sağlığını koruyamaz hale gelmek…Giderek işletme haline gelen kamu hastanelerinde “Asistanlık”bunlarla özdeşlemiştir.Yasal ve akademik statü tanımları ile adı “ tıpta uzmanlık öğrencisi”veya “araştırma görevlisi” hekim olan “<strong>asistan</strong> hekim” geçmişten gelensorunlarının üzerine Sağlıkta Dönüşüm Programı ile yenilerieklenmiştir. Bugün tanımlı haklarının çoğunluğunu kullanamazhaldedir. “Asistan Hekimlik” Eğitim-araştırma kurumu niteliğinikaybeden üniversite hastaneleri ve çoğunluğu devlet hastanesindenbozma, yeterli altyapı ve eğitimciye sahip olup olmadığınabakılmaksızın her geçen gün yenisi açılan “eğitim araştırma”hastanelerinde “hasta bakmak”a indirgenmiş hizmet sunumundansorumlu pratisyen ve uzman hekim arası bir ara kadro statüsünün adıhaline gelmiştir.Görev tanımı ve yapılandırılmış eğitim programlarının yokluğunda,hekimler arası eşit bir ilişkiden uzaklaşılmakta, “<strong>asistan</strong> hekim” eğitimsorumlusu (“hoca”) ve uzman hekimlerin (“abla-abi”) altında, ustaçırakilişkisi söylemi ile kurulan bir iktidar ilişkisi içinde, göreviolmayan işlerden sorumlu, hakkı olan eğitimden yoksun, bağımlı birkonuma itilmektedir.“Sağlık Pazarı”na sunulmak üzere arttırılan <strong>asistan</strong> kontenjanları ile3


adeta uzmanlık eğitiminde “seri üretim” söz konusudur. Müdahaleedilmediğinde bu gidişatın sonucu, uzman hekim enflasyonu veniteliksizleşmesi ile hekim emeğinin ucuzlaşması ve sonucunda hekimişsizliği olacaktır.Ne <strong>asistan</strong> hekimler açısından, ne hekimlik değerlerinin korunması, nede bilimsel ilkeler adına bu tablo kabul edilemez.Son dönem <strong>asistan</strong> hekim eylemleri bu itirazı temsil etmektedir.Gündelik sorunlara dönük tepkilerle başlayan eylemler, doğrudanuzmanlık eğitiminin içinde bulunduğu duruma karşı dönmekte, “iyihekimlik” hedefine yönelmektedir. Gerek özlük hakkı, gerek eğitimhakkı temelinde yapılan itirazlar ve eylemler kararlı ve birlikte duruşsağlandığında kazanımla sonuçlanmaktadır.Haklarımız var ve sahip çıktığımızda kazanıyoruz.HAKLARIMIZI SAVUNMAK İÇİNSevk sisteminin kaldırılması, hasta taleplerinin kışkırtılması ile 3.basamağa yığılan iş yükünün <strong>asistan</strong> hekimler tarafından taşınmasıkabul edilemez.Eğitim hastaneleri, ister üniversite, ister EAH olsun, üçüncü basamakileri teşhis, tedavi, eğitim ve araştırma kurumlarıdır. Ancak, SağlıktaDönüşüm Programı çok sayıda altyapısı yetersiz kurumun eğitimhastanesi olmasına, geçmişin örnek kurumlarının daniteliksizleşmesine neden olmuştur.Asistan hekimlerin eğitim talepleri, “Hasta bakmak en iyi eğitimdir”söylemi ile geçiştirilmeye çalışılmaktadır. Bu söylemle <strong>asistan</strong>hekimlerin, taşınması olanaksız hale gelmiş bir hizmet yükünüiçselleştirmesi beklenmektedir. Oysa <strong>asistan</strong>lık yaptığımız bukurumların esas görevlerinden biri uzmanlık eğitimi vermektir.4Tüm bu nedenlerle <strong>asistan</strong> hekimler için haklarını savunmak, bugünkendi haklarını bilerek, yapılandırılmış bir eğitim programı talepetmek, kuralsız, esnek ve görev tanımı olmaksızın çalışmayıreddetmekten geçiyor.


MEVZUATTA ASİSTAN HEKİMAsistan hekimlerin eğitim hakları, 26.04.2014 tarihli “Tıpta ve DişHekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği (TUEY)” iledüzenlenmektedir. Ancak <strong>asistan</strong> hekimlerin hakları bununla sınırlıdeğildir, uluslararası sözleşmeler, Anayasa, diğer yasa veyönetmelikler çerçevesinde, insan, vatandaş ve çalışan olmaktan gelenhaklara sahiptir.ASİSTAN HEKİM=UZMANLIK ÖĞRENCİSİ HEKİMYönetmelik <strong>asistan</strong> hekimi yani uzmanlık öğrencisini kurumlarındakikadro unvanı ne olursa olsun, bu Yönetmelik ve ilgili mevzuathükümleri çerçevesinde programlarda uzmanlık eğitimi gören,araştırma ve uygulama yapan kişiler” olarak tanımlanmaktadır (TUEYmadde 11/1).Asistan hekim tanımı, geçmişten gelen bir ifade olup, geleneksel tıpeğitimi anlayışına işaret etmekte, <strong>asistan</strong> hekimi uzmana destek olanbir konuma yerleştirmektedir. Her ne kadar genel kullanım yaygınlığınedeniyle bu broşürde de bu tanım tercih edilmiş olsa da,reddedilmesi ve yönetmelikteki ifadesiyle “uzmanlık öğrencisi hekim”ya da bilimsel bilgi üretimi sorumluluğuna da işaret eden “araştırmagörevlisi hekim” ifadelerinden birinin tercih edilmesinde fayda vardır.TEMEL GÖREV: UZMANLIK EĞITİMİMadde 11/4 “Uzmanlık öğrencileri, uzmanlık eğitimi uygulamasındansayılmayan işlerde görevlendirilemez.” görev tanımını uzmanlık eğitimprogramının içeriği ile sınırlamıştır.Yine TUEY'de Madde 11/2 “Programlara yerleştirilen uzmanlıköğrencilerinin istihdam şekli, kurumlarının özel mevzuat hükümlerinetabidir.” ifadesi yer almakla beraber, başta alan dışı nöbetler (acilservis'te yeşil alan, karantina nöbetleri... gibi) nedeniyle açılmışdavalar yasal düzlemde kurumlara verilen inisiyatifin sınırlı olduğunu5


ve görev tanımının çerçevesinin uzmanlık eğitimi programı ile sınırlıkabul edildiğine işaret etmektedir.Sağlık hizmet sunumu, eğitim hastanelerinin görevlerinden yalnızbiridir ve bu görev <strong>asistan</strong> hekimlerin temel görevi değildir. Bukurumların iş yükü, <strong>asistan</strong> hekimler olmadan da hizmet verebilecekşekilde planlanmalıdır. Bu durum, <strong>asistan</strong> hekim sayısının TUS'ta açılankadro sayıları, tercih/yerleştirme oranları, yaşanan istifalar gibinedenlerle gösterdiği ciddi değişkenlik nedeniyle de hizmetsunumunun sürekliliği ve niteliği açısından da bir gerekliliktir.UZMANLIK EĞİTİMİ VE PROGRAMUzmanlık eğitimi, doldurulacak bir süre ya da sonunda “çırağınustasından el aldığı” bir süreç olmamalıdır. Uzmanlık eğitimi, bir ya dadaha fazla eğitimcinin eğilim ve isteklerine ya da hastane işletmesininihtiyaçlarına göre tanımlanamaz ya da sınırlandırılamaz.Uzmanlık eğitimi programı bir uzmanlık alanın gereksindiği öğretim veeğitimin asgari düzeyini belirleyen “Çekirdek Eğitim Programları (ÇEP)”doğrultusunda “Bir ya da birden fazla kurum tarafından...yapılandırılmış fonksiyonel yapı” olarak tanımlanır.Buradaki tanımlara göre:Eğitim, tek bir kurumda tamamlanmak zorunda değildir. Yeterliniteliğin sağlanabilmesi için birden fazla kurum programa dahiledilerek 'toplum tabanlı tıp eğitimi' yapılması olanaklıdır.Çekirdek eğitim programları asgari eğitim ve öğrenim düzeyiniteşkil eder. Rotasyon sayı ve süresinden, işlem sayılarınaeğitim programının bunun altına düşmemesi zorunludur.Ancak her akademik kurul/program yöneticisi genişletilmişeğitim programını oluşturarak, ilgili kurumlarda eğitimin nasılyaşama geçeceğini tanımlayacaktır.6


Tüm <strong>asistan</strong> hekimler tabii oldukları Genişletilmiş EğitimProgramlarının içeriğine erişebilmeli ve hakim olmalıdır:Uzmanlık eğitim sürecinin sonunda edinmeleri gerekenbecerileri bilmek,Angarya kapsamına giren “Uzmanlık eğitiminden sayılmayacakişler”i tanımlayabilmek,Her hangi bir eğitim kurumu çatısı altında “Biz de ancak bukadar, elimden daha fazlası gelmez” denilerek geçiştirilmeyeçalışılan eğitim-öğrenim hedeflerini, gerektiğinde diğerkurumlardan da yararlanarak tamamlanmasını talep edebilmekiçin bu zorunludur.Ancak GEP'ler birçok kurumda ya henüz yapılandırılmamış ya da<strong>asistan</strong> hekimlerin erişimine kapalıdır. Bu durumda <strong>asistan</strong> hekimlernormalde GEP'in zaman planı ile işlenmiş hali <strong>asistan</strong> karnelerini talepedebilir ya da eğitim kurumlarının kendilerine dönük asgarisorumluluğunu tanımlamak için ÇEP'leri kullanabilirler.TUEY (madde 11/6)'da “Uzmanlık öğrencisinin programlarda, kurultarafından belirlenmiş müfredat ve standartlarda verilmesininsağlanmasını isteme hakkı vardır. ” denilerek bu talep güvence altınaalınmıştır.Yine eğitim için gerekli alt yapı, eğitim programının parçası vekurumun yükümlülüğüdür, Bu da aynı maddede “Nöbet, çalışma veeğitim odaları gibi eğitsel ve sosyal gereksinimleri karşılayan altyapıve diğer standartlar kurumca sağlanır.” ifadesi ile karşılık bulmaktadır.TEORİK EĞİTİMLERTıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma Ve Standart BelirlemeSistemi (TUKMOS)'a göre eğitimler üç gruba ayrılır. Bunlar çekirdekeğitim programlarında öğrenme ve öğretme yöntemleri başlığı altında“Yapılandırılmış Eğitim Etkinlikleri” (YE), “Uygulamalı Eğitim7


Etkinlikleri” (UE) ve “Bağımsız ve Keşfederek Öğrenme Etkinlikleri” (BE)olarak yer almaktadır:Yapılandırılmış Eğitim Etkinlikleri (YE): Sunum, seminer, olgutartışması, dosya tartışması, konsey, kurs ve diğer.Uygulamalı Eğitim Etkinlikleri (UE): Vizit, nöbet, girişim,ameliyat, ayaktan hasta bakımı ve diğer.Bağımsız ve Keşfederek Öğrenme Etkinlikleri (BE): Ayaktanhasta takibi, yatarak hasta takibi, araştırma, literatür okuma,öğretme, diğer.Ancak bugün yapılandırılmış uygulamalar kapsamına giren teorikuygulamalar son derece sınırlıdır. Asistan hekimler, kendilerininyaptıkları sunumlar dışında YE faaliyetlerinin önemli bir kısmına hiçkatılmadan mezun olabilmektedir.Asistan hekimler, ÇEP ve GEP'leri doğrultusunda, bu eğitimlerdenhaberdar olmalı ve bu eğitimleri talep etmelidir.Normalde mesai saatlerinde gerçekleşmesi gerekirken eğitimler, çoğukurumda tüm çalışanların yasal izin saati olan, öğle saatlerinesıkıştırılmakta, haftada bir-iki saati geçmemektedir. İş yükü vepersonel yetersizliği bahane edilerek, eğitim saatlerinde <strong>asistan</strong>hekimlerin dönüşümlü olarak çalıştırıldığı örnekler vardır.Eğitim, <strong>asistan</strong> hekimlerin görevleri arasındadır. Hiçbir çalışan izinsaatlerinde çalışmaya zorlanamaz; aksi yasalların ihlalidir. TürkTabipleri Birliği-Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu (TTB-UDEK)Tıpta Uzmanlık Eğitimi Ulusal Standartları içerisinde yer alan temelstandart 3.4.2. “Mesleki gelişimi sağlayacak tüm uygulamalı vekuramsal eğitim etkinliklerine mutlaka çalışma saatleri içinde yerverilmeli ve katılım sağlanmalıdır.” şeklindedir.8Taşıdığı tüm etik risklere, eğitim programlarında hiçbir yeriolmamasına karşın, ilaç firmalarından gelen temsilcilere “eğitim”yaptırılması sık karşılaşılan diğer bir usulsüzlüktür. Bu faaliyetler,eğitim faaliyetinden sayılamaz. İlaç firmaları ile bireysel ya dakurumsal çıkara dayalı her türlü ilişki reddedilmelidir.


İŞ YÜKÜUzmanlık öğrencisinin, hizmet sunma yükümlülüğü mevzuatta TUEYmadde 11/7'de “Uzmanlık öğrencisi, programda bulunan bütüneğiticilerin gözetim ve denetiminde araştırma ve eğitim çalışmalarındave sağlık hizmeti sunumunda görev alır, deontolojik ve etik kurallarauyar.” ile yer bulmaktadır Bu madde, Md. 11/4'deki, <strong>asistan</strong> hekimin“uzmanlık eğitimi uygulamasından sayılmayan işlerdegörevlendirilemez” ilkesi ile beraber değerlendirilmelidir.Uygulamada hastane yönetimleri tam aksini dayatıyor olsa da,hastanelerde eğitim ve araştırma kapsamında değerlendirilemeyecektüm iş yükü, <strong>asistan</strong> hekim dışındaki hekim kadrosu ile karşılanabilirolmalıdır.POLİKLİNİKLERBugün <strong>asistan</strong> hekimler üzerine yıkılmış poliklinik yükü birçok nedenleusule ve bilimsel ilkelere aykırıdır:Asistan hekim eğitimi sürecinde uzman hekim gözetimi altındaolmalıdır.o Eğitimin ilk yıllarında eğitim sorumlusu gözetimindehasta bakılmalı, sonrasında da danışmanlık alabileceğizaman ve fiziki şartlara sahip olmalıdır.o Gözetim olmadan, uzman adına hasta bakılması hukukiolarak da sıkıntılara neden olmakta; esas sorumlulukuzman hekimlerde olmasına karşın <strong>asistan</strong> hekimlermalpraktis davalarında yargılanabilmektedir.5-10 dk'ya inmiş muayene süreleri, deneyimli uzman hekimlerinbir hastayı değerlendirmesi için bile uygun kabul edilemez.o Teşhisler atlanmakta ya da yanlış konmakta, vakaüzerine derinleşme mümkün olmamaktadır.9


o Asistan hekim poliklinikleri için, ayrıntılı değerlendirmeve danışma süresini de içerecek şekilde asgaripoliklinik süresi 20 dk olarak düzenlenmelidir.Bir uzman adına birden fazla poliklinik açılması ve buralarda<strong>asistan</strong>ların görevlendirilmesi, hastane yönetimlerinin kardürtüsüyle başvurabildiği, etik ve hukuki olmayan biryöntemdir ve reddedilmelidir.o Uzman hekimlerin bir kısmı tarafından döner-sermayegelirlerini artırdığı için tercih edilmekte, onları <strong>asistan</strong>hekim haklarının karşısında tutum almaya itmektedir.Bu başlıktaki kazanımlar uzun vadede <strong>asistan</strong>-uzmanhekim ilişkisine olumlu yansıyacaktır.Çoğunluğu birinci basamakta çözülmesi gereken hastalıklarla ilişkiliyıllık 100 milyon başvuru ile acil servisler bu kapsamda ele alınmalıdır.NÖBETLERHer uzmanlık dalı için nöbet yükümlüğü olmamasına karşın, nöbetlerklinik, konsültan ve acil servis olarak ayrılmaktadır. Kurumlar, nöbetsayısını ve çeşitlerini eğitim temelli değil, iş yükü temelli planlamayısürdürmekte; <strong>asistan</strong> sayısının azlığını, uzman ve/veya pratisyenhekim temininde yaşanan güçlükleri gerekçe göstererek nöbetsayılarını artırmakta ve alan dışı nöbet (acil servis, yoğun bakım gibi.)yazımına gerekçe olarak sunulabilmektedir.TUEY madde 11/5 “Uzmanlık öğrencilerinin nöbet uygulaması üç gündebirden daha sık olmayacak şekilde düzenlenir.” ifadesiyle nöbetleriayda en fazla 10 ile sınırlamıştır. Ancak, bu üst-sınır dışında sorumluolunan nöbet türü ve sayısı GEP'ler de eğitim yılına göredüzenlenmektedir.Nöbet sayılarına göre açılan davalarda mahkemeler önce “alan-dışı”olup, olmadığına, ardından da GEP'te ne şekilde düzenlendiğinebakarak karar vermektedir.10


Nöbetlerle ilgili bir diğer sorun nöbet ertesi izin başlığıdır. 657 sayılıDevlet Memurları Kanunu, nöbet ertesi çalışma olmayacağıyönündeyken, Bakanlık “Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği”ile bu hakkın kullanımını baştabibin takdirine bırakmıştır. AncakAnayasa'nın ''Çalışma Şartları ve Dinlenme Hakkı'' başlıklı 50'incimaddesinde yer alan "...Dinlenmek çalışanların hakkıdır...'' hükmüyanında uluslararası sözleşmeler de bu hakkın kullanımınıdesteklemektedir.Devlet Memurları Kanunu'na göre aylık 130 saatin üzerinde nöbettutturulmaması gerekmektedir. Anayasamızın 18'inci maddesinde "Hiçkimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır..." ifadesi yer almaktadır.Ancak birçok kurumda bu sürenin üzerinde nöbet tutturulmakta,üstelik ücreti ödenmemektedir.Anayasa, yasa ve uluslararası sözleşmelerle tanımlı hakların kullanımı,yönetmelik ve genelgeler ile ya da fiili durum yaratılarakengellenmeye çalışılmaktadır. Ancak bilindiği gibi genelge veyönetmeliklerin, Anayasa'ya uygun olması gerektiğinden, açılandavalar <strong>asistan</strong> hekimlerden yana sonuçlanmaktadır.Öncelikle yaratılmaya çalışılan fiili durum reddedilmeli,görevlendirmeler yazılı istenmelidir. Bu tavır, birçok durumda hastaneyönetimlerinin geri adım atmasına neden olmaktadır. Ancak emiryazılı gelirse, çalışanların ortak tavır geliştirmesi yönetimlere geriadım attırmaktadır. Bugüne kadar <strong>asistan</strong> hekimlerin toplu olarak haktemelli yaptıkları eylemler nedeniyle aldıkları bir ceza yoktur.Diğer bir sorun nöbet ücretlerinin ödenmesindeki aksamalardır. SağlıkBakanlığı'nın 25. 04.2011 tarihli “Uzmanlık Öğrencilerinin (Asistanlar)Eğitim ve Çalışmaları ile İlgili Genelgesi”nde bir sonraki ayın 15'inekadar ödenmesi şartı getirilmiştir. Ancak hastane yönetimleri, SGKalacaklarındaki aksama gibi bahanelerle ödemeleri aksatabilmektedir.Hastane yönetimlerin karşısında ortak tavır alınabilen durumlardaücretler kısa sürede yatmaktadır.11


HİZMET SUNUMU SÜRECİNDEKİ SIKINTILARUzmanlık eğitiminde diğer bir nokta <strong>asistan</strong> hekimin doğru hastapopülasyonuna hizmet vermesidir. Ancak bu ihtiyaç aşağıdakinedenlerle engellenmektedir:Hükümet, popülist politikalarla sevk zinciri uygulamasınıkaldırmıştır. Birinci basamakta çözülebilecek pek çok sorun,eğitim hastanelerine yansımaktadır.Poliklinikte çalışma süresi uzun olduğu halde hasta başınaayrılan süre kısadır. Hasta odaklı bir yaklaşım yerine, hastalıksorgulayan bir yaklaşım öne çıkmaktadır.Yeterliklerine bakılmadan açılan eğitim araştırmahastanelerinin birçoğunda gerekli yan dal servis vepoliklinikleri bulunmamaktadır.Yüksek yatak doluluğu, kısa hasta yatış süreleri hasta izlemsüresini kısaltmaktadır.Hizmet veren bir klinik olmaktan akademik/bilimsel bir kurumolma, bilimsel bir perspektif ve uygun bir kadro politikası ilemümkündür. Ancak, mecburi hizmet yükümlülüğü, kriterlerişaibeli atamalar, performansın ekip kültürü oluşumuna olumsuzetkileri, eğitim ve araştırmanın işleyiş içerisinde yer almamasıgibi olumsuz uygulamalar, varolan eğitim hastanelerininniteliklerini yitirmesine, yeni açılanların ise gereksindikleriniteliğe ulaşamamalarına neden olmaktadır.Eğitimci sayılarındaki eksiklik kadar, -yukarıdaki maddedesayılan nedenlerle giderilemeyen- kliniğin kadrolarınınniteliğindeki eksiklik de belirleyicidir. Eğitim programınınparçası olan birçok işlem ve ameliyat bu birikim eksikliğindendolayı yapılamamaktadır. Bu yalnızca uzmanlık eğitimiverilememesi demek değildir, birçok hizmete kamusal alandaerişilememesi, sağlık hakkı kapsamından çıkması demektir.Bu tablodan çıkış için, bugün eğitim programı talebi ve bu konuda12


sürdürülecek bir ısrara, yarınlar için ise toplum sağlığından yana,bilimsel bir sağlık sistemi ve iyi hekimlik için verilecek bir mücadeleyeihtiyaç vardır.TIPTA UZMANLIK KURULU'NUN ROLÜTıpta Uzmanlık Kurulu (TUK), Türkiye'de hekimlik ve diş hekimliğiuzmanlık ve yan dal uzmanlık eğitiminde eğitim kriterlerinbelirlenmesi, kurumlara yeterlik verilmesi, denetlenmesi ve eğitimyetkisinin elinden alınmasında, uzmanlık öğrencilerinin eğitimprogramlarına dair taleplerinin değerlendirilmesinde yetkili kurumdur.Sağlık Bakanlığı'na bağlı özerk bir yapı olarak görev yapar.EĞİTİMİ PROGRAMLARININ DENETLENMESİUzmanlık eğitimi veren programlar TUK tarafından beş yılda birden azolmayacak şekilde denetlenir. Ancak uzmanlık öğrencileri eğitimprogramında bir eksiklikle ya da eğitimci ya da yöneticilerdenkaynaklı eğitim sürecini kesintiye uğratan bir sorun ile karşılaştığındaTUK'tan denetim talep edebilir.TUK başvurularına dair:13Her başvuru bireyseldir, her ikisi kendi adına başvurur, ancakdenetim tüm programa yapılır. Alınan kararlar da oprogramdaki tüm uzmanlık öğrencilerine dönük olarak alınır.Başvuruyu yapanın kimliği gizli kalır.Başvuru dilekçesinde eğitim ile ilişkili sorunların somut olarakifade edilmesi ve mümkünse belgelenmesi önemlidir. Eksikliğindeğerlendirilmesinde TUK'un internet sitesinden erişilebilenÇEP'ler yol gösterici olacaktır.Tabip odaları ve <strong>asistan</strong> & genç uzman hekim komisyonları,dilekçelerin hazırlanmasında hukuki danışmanlık ve deneyimaktarımı ile yardımcı olacaktır.


TUK, gelen talebi ilk aylık toplantısında gündeme alır, bir denetimkomisyonu oluşturur ve ilgili kurum için denetim tarihi belirler.Denetimde eğitim kurumunun, eğiticilerin ve uzmanlık öğrencilerininaldığı eğitimin düzeyi denetlenir. TUK'un bir sonraki toplantısındarapor değerlendirilir.Değerlendirmenin sonucunda eğitim programına dair görüş olumsuzsa,kurumun eğitim yetkisi 6 aylığına askıya alınır, bu süreçte kurumungerekli iyileştirmeleri yapması beklenir. Tıpta Uzmanlık Sınavı'ndakuruma bu süre boyunca yeni kadro açılmaz. 6 ay sonunda eksiklerinitamamlamamış programın eğitim verme yetkisi kaldırılır.Bu süreçte <strong>asistan</strong> hekimler yeterliliğe sahip yeni bir programdagörevlendirilirler. Hangi programda görevlendirilecekleri kendikurumlarınca belirlenir. Ancak bu hak kullanımının bir cezalandırmayadönüşmemesi ilkesi doğrultusunda TUK süreci takip eder. TTB dekendisine yansıyan her sorunda, kendi temsilcileri aracılığıyla sürecintakipçisidir.MAZERETSİZ GEÇİŞ HAKKINe yazık ki, uzmanlık sürecinde eğitim aldığı kurum ve programlasorun yaşayan hekimler arasında istifa edip, yeniden sınava girme sıkrastlanılan bir durumdur. Doğrudan uzmanlık alanı ile ilgili bir yanlıştercihin söz konusu olmadığı durumlarda, kolektif bir hak arama sürecigelecek yeni <strong>asistan</strong> hekimlerin de nitelikli bir eğitim alabilmesi içinönemli bir girişim olsa da, her uzmanlık öğrencisinin başvurabileceğibir diğer yol, bir kereye mahsus olmak üzere mazeretsiz olarak eğitimprogramı değiştirme hakkıdır.Bu süreçte, iki kurumun programlarının uyumlu olması, her ikikurumun onay vermesi ve kişinin öğrenime hak kazandığı TUS'daaldığı puanın, geçilecek kurumun aynı dönem <strong>asistan</strong> alım puanı ileeşit ya da daha yüksek olması gereklidir.14


İŞYERİNDE YILDIRMA (MOBBING)Uzmanlık eğitimindeki kuralsızlık, buna gelen itirazların önünü kesmekiçin baskı ve psikolojik şiddeti beraberinde getirmektedir. Eğitimsorumlusu ve yöneticiler tarafından dillendirilen “Sana <strong>asistan</strong>lığıbitirtmem” cümlesi bunun sık karşılaşılan bir örneğidir.İş yerinde psikolojik şiddet ya da yaygın kullanılan adıyla yıldırma(mobbing) işyerinde gerçekleşen, bir veya daha fazla kişi tarafından,bir veya daha fazla kişiye, sistemli bir şekilde, düşmanca ve ahlakdışıbir yaklaşımla, süreklilik gösteren bir sıklıkla, kişiyi sindirme maksadıile kişinin özgüvenine uygulanan psikolojik ve hatta fiziksel saldırgandavranışları ifade eder. Hepsinde ortak yön, kişinin onur vesaygınlığının hedef alınmasıdır.İşyerinde yıldırma, bu adla yasal mevzuata yeni girmektedir. Ancak,yıldırma kapsamına giren birçok fiil ceza hukuku açısından zatensuçtur. Ayrıca Borçlar Kanunu'nun 49. maddesine göre işveren “İşçiyigözetme borcu işçinin kişiliğine saygı gösterme ve işçinin kişiliğinikorumak”la yükümlüdür. Bu maddeler yıldırmayı önleyecek önlemleralmayan, işveren temsilcisi konumundaki kurum yöneticileri için debağlayıcıdır.İşyerinde yıldırma, ceza ve iş hukuku dışında, hekimler arasında ya dahekime karşı gerçekleştiğinde doğrudan meslek örgütünüsorumluluğuna giren bir başlıktır. Tabip odaları ve TTB kendisineyapılan başvuruları Tıbbi Deontoloji Tüzüğü Md. 38'te “Tabip ve diştabibi meslektaşlarını zemmedemiyeceği gibi onları küçük düşürecekdiğer tavır ve hareketlerde de bulunamaz. “ ilkesi doğrultusunda elealır. Gerekli görülen durumlarda soruşturma açabilir. Kişinin kusurluolduğu durumda, verilecek ceza uyarmadan meslekten alıkoymayakadar gidebilmektedir.Kanaat kullanımıKanaat kullanımı, <strong>asistan</strong> hekimler karşısında tehdit olarakkullanılabilmektedir. TUEY Madde 17/ç'ye göre mevzuatta süreç şuşekilde işlemektedir: Program yöneticisi 6 ayda bir <strong>asistan</strong> hekim15


hakkında kanaat notu kullanır. Olumsuz not alanlar kurum yöneticitarafından uyarılırlar. Üst üste iki olumsuz kanaat kullanımındauzmanlık öğrencisinin durumu TUK'a bildirilir. TUK öğrencinin çalıştığıkurumu değiştirir. Ancak burada da iki kez olumsuz kanaat notukullanılması durumunda kişinin ilişiği kesilir.Ancak <strong>asistan</strong> hekimlerden gerek TUK'a, gerek Tabip Odalarına kanaatnotunun işyerinde yıldırma amaçlı kullanımına dair çok sayıdabaşvuru olmaktadır. TUK süreci program yöneticilerinin yeterliğiaçısından, tabip odaları ise mesleki etik ve hukuki boyutu ile elealmaktadır. TUK, başvuranların uzmanlık eğitimlerini sağlıklısürdürmeleri için gerekli önlemleri alır. Kurum değişikliği ihtimaliolumsuz olarak değerlendirilmemelidir. Mahkemeye taşınan işyerindeyıldırma amaçlı çok sayıda olumsuz kanaat notu, mahkeme kararı ilegeçersiz sayılmıştır.Tez Savunması ve Uzmanlık Eğitimi Bitirme SınavıEğitim sürecinde eğitim sorumlusunun kanaatinin tehdit olarakkullanılabildiği bir diğer, uzmanlık eğitimi bitirme sürecindeolmaktadır. Asistan hekim ve eğitim sorumlusu arasındaki ihtilaflıdurumlarda tarafsız bir değerlendirme yapılabilecek bir mekanizmanıntanımlanması gerekmektedir.İŞYERİNDE YILDIRMADA İZLENECEK YÖNTEMUzmanlık eğitimi sürecinde işyerinde yıldırma, hastane yöneticisindeneğitim sorumlularına kadar çok sayıda kişi tarafından sıklıkla haktaleplerinin önünü kesmek için kullanılmaktadır. Bu süreçte somutyaptırımdan çok hakaret ve tehditlere başvurulmaktadır.İşyerinde yıldırmaya başvuranlar, ne yazık ki, geleneksel tıp eğitimi veyönetim anlayışları içerisinde eylemlerini doğal görmektedirler.Yıldırmaya sıklıkla bir hak talebinin önlenmesi için başvurulmaktadır.Yıldıran, hak talebine dönük somut atılmasını engelleyebildiği, budavranışlarından dolayı resmi düzlemde hesap vermek zorundakalabileceğini hissetmediği sürece tutumunu sürdürmektedir.16


İşyerinde yıldırma bir suçtur ve kişisel hak talebinden öte, yerleşikanlayışın da yıkılması için üzerine gidilmelidir. Bu durumda yapılmasıgereken;İşyerinde yıldırma amaçlı eylemlerin belgeli hale getirilmesiOlayın ikili ilişkiler düzeyinden çıkarılıp, kurumsal olarak elealınmasıdır.Psikolojik şiddet, baskı, hakaret ve tehdit, olayın tanıklarının tutacağıtutanaklarla kayıt altına alınabilir. Hazırlanacak tutanaklar da yer,tarih, söz konusu olayın sade, açık, objektif ifadelerle tanımı ve olayatanık en az iki, ideal olarak üç kişinin imzası olmalıdır. Kullanılacaklarıtarihe kadar resmi bir kurumdan her hangi bir evrak kayıt işleminetabii tutulmaları gerekmez.İşyerinde yıldırma kapsamına giren, ameliyata sokmama, polikliniğeindirmeme, teorik derse alamama gibi uygulamalar resmi kayıtlarüzerinden belgelenebilirler.Bunlar sağlanamadığında bile, işyerinde yıldırmaya maruz kalankişinin ruhsal değerlendirmesinde anksiyete bozukluğu, depresyongibi hastalıklara ait bulgular delil kabul edilmektedir.Ancak çoğu vakada olayın resmi düzleme taşınması, kurumyöneticilere soruşturma talebi ile dilekçe verilmesi, yerel tabipodasından soruşturma talep edilmesi gibi girişimler, odatemsilcilerinin kurum yetkilileri ile görüşmesi, işyerinde yıldırmauygulayanın güç aldığı iktidar duygusunun kırılmasına ve geri adımatmasına neden olmaktadır.Eğitim hakkının engellendiği durumlarla TUK doğrudan ilgilenmekte,kendi soruşturmasını yürütmektedir. Bunlar dışında tazminat davasıaçılması her zaman için bir seçenektir.17


BİTİRİRKEN... HAKLARIMIZ İÇİNHer geçen gün sağlık sistemimiz, kamusal niteliği kaybetmekte,bilimsellikten uzaklaşmakta, toplumcu bir sağlık sistemi yerine kaotikbir serbest sağlık piyasasına dönüşmektedir.Bu esnek, kaotik tabloda <strong>asistan</strong> hekimlere biçilen rol, eğitimhastanelerinin açıklarını kapatan, hakları ve iş tanımları belirsiz birhekim toplamı olmaları, eğitimlerini de çalıştıkları kurumun olanaklarıve dönemsel öncelikleri ölçüsünde almalarıdır.Türkiye'nin dört bir yanında <strong>asistan</strong> hekimler bu tabloyu reddetmekte,haklarını aramak için bir araya gelmektedir.Bizler; Eğitim programımızı, haklarımızı bildiğimizde, Yalnız kalmayıp, bir araya gelip, kendi sorumlarımızıtartıştığımız, taleplerimizi belirlediğimizde, Meslek odamız ve sendikalarımızın çatısı altında, onlarındeneyimi, hukuki desteği, alandaki meşruiyeti ve sorunlarımedya ile görünür kılma olanakları ile bağ kurdumuzda, Boyun eğmeyip, hakkımızı aradığımızdaHEP KAZANDIK!18Bugün, sağlık reformunun payandası haline gelmiş hastanelerin buişleyişi, ne kadar hukuksuz ve kuralsız ise, buna <strong>asistan</strong>lardanyükselen itirazı o kadar HAK ve MEŞRUdur.Tüm diğer yasal müdahale yolları dışında (Oda'ya başvuru, TUKdenetimi, Dava süreçleri...) çalışanların kendi hakları için iş bırakmasıanayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanımlanmış bir haktır. Buyüzden de eylemler, birliktelik ve kararlılık sağlandığı ölçüdekazanımla sonuçlanmaktadır.TTB, odaları, kolları ve komisyonları ile başta hekimlerinki olmaküzere, toplum sağlığını gözeten hak arayışlarının hep yanında olmuş,bu eylemlerin mesleki/sendikal haklar çerçevesinde güvencesiolmuştur..Haklarımız var ve bir araya geldikçe sahip çıktıkça kazanıyoruz.Yolumuz açık, yolumuz ortak olsun.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!